Ana Sayfa Blog Sayfa 754

Paylaşımlı araç girişimi MOOV, İstanbul’daki hizmet bölgesini genişletti

Eylül 2018’de Türkiye’de serbest dolaşımlı paylaşımlı araçları İstanbulluların hizmetine sunan MOOV, COVID-19 salgını sebebiyle hizmet bölgesini genişletme kararı aldı.

Salgından dolayı sosyal izolasyon kurallarını uygulamak isteyenlerin bireysel araçlarını kullanmaya başlamaları, aracı olmayanların ise kiralama alternatiflerini değerlendirdikleri biliniyor. Buradan hareketle, İstanbul’da 1.600 araçla kullanıcılarına araç kiralamada özgürlük sunan MOOV by Garenta İstanbul’daki hizmet bölgesini genişletti. MOOV by Garenta; Esenyurt, Sarıyer, Beykoz, Çekmeköy, Sultanbeyli ve Tuzla’daki birçok mahalleyi hizmet bölgesine dahil etti.

Tam Dijital MOOV

Şubat ayı itibarıyla İzmir’de de hizmet vermeye başlayan ve serbest dolaşımlı paylaşımlı araçlarla kullanıcılarına özgürlük sunan MOOV by Garenta’da, istenilen süre kadar kiralama ve kullanılan süre kadar ödeme yapılabiliyor. Ayrıca, daha önce 8 saat üzeri kullanımlarda geçerli olan günlük kiralama opsiyonu, 30 Nisan’a kadar geçerli kampanya kapsamında 5 saatten sonra 100 kilometrelik yakıt ve sigorta dahil olarak yapılmaya başlandı. MOOV by Garenta müşterileri, herhangi bir ek işleme gerek kalmadan 5 saat ve üzeri kullanımlarında aracı 24 saate kadar kiralayabiliyor, İstanbul ve İzmir’deki hizmet bölgesi içerisinde diledikleri noktada kiralama işlemini sonlandırabiliyor.

15 dakikası 9,5 TL’den başlayan fiyatlarla 5 km’lik yakıt ve sigorta dahil olarak kiralama yapılabilen MOOV by Garenta’da, sözleşmeden kiralamaya kadar tüm süreç dijital olarak çalışıyor. Akıllı telefonlara ücretsiz olarak indirilen MOOV by Garenta uygulamasıyla en az 1 senelik ehliyet sahibi herkes kredi kartını sisteme tanımlayıp, dijital sözleşme sürecini tamamlayarak bu hizmeti kullanabiliyor. MOOV by Garenta, İstanbul’da İSPARK ve İzmir’de İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin desteğiyle İzelman otoparklarını ücretsiz olarak kullanıcılarına sunuyor.

Boyner, evde kaldığımız dönemdeki online alışveriş verilerini açıkladı

COVID-19 salgını önlemleri kapsamında “evde kal” kampanyalarının yapıldığı bu dönemde, mağazaların kapanmasıyla tüketiciler dünyada olduğu gibi Türkiye’de de online alışverişe yöneldi. Tüketiciler, evde oldukları bu süreçte farklı ürün gruplarındaki ihtiyaçlarını e-ticaret sitelerinden karşılıyor.

En çok spor giyim ürünleri tercih ediliyor

Boyner’de kadın, erkek ve çocuklar için aktif spor, ayakkabı&çanta, kozmetik, aksesuar, ev ve yaşam kategorilerinde binlerce ürün yer alıyor. Son günlerde yapılan online alışverişlerde, evde spor yapma alışkanlığının da yaygınlaşmasıyla spor giyim ürünleri ve spor aksesuarları öne çıkıyor. Kullanıcılar en çok farklı markaların spor ayakkabılarını sipariş ederken, yine spor giyim kategorisi içinde yer alan t-shirt, sweatshirt ve eşofman seçenekleri de ilgi görüyor.

Yoga ve pilates severlere pek çok ürün sunuluyor

Spor yapmaya yardımcı olan aksesuarlar da bu dönemin popüler seçenekleri arasında yer alıyor. Yoga matından pilates setine, pilates bandından step platformuna, plastik dambıllardan mekik sehpalarına, atlama iplerinden şınav çekme aleti ve aerobik ekipmanına kadar pek çok ürün sunulurken, evde olunan bu süreçte spor yaparak hem bedensel olarak iyi hissetmek hem de moral ve motivasyonunu yüksek tutmak isteyenler bu kategorideki ürünlere yoğun ilgi gösteriyor.

Bakım ürünlerine ilgi arttı

Evde olduğumuz bu dönemde, Boyner’in farklı markalardan binlerce ürününü bir araya getiren kozmetik kategorisine olan ilgi de arttı. Nemlendirici ve bakım kremleri kategorideki en yoğun ilgi gören ürünler olarak öne çıkarken saç ve sakal şekillendirici gibi kişisel bakım ürünleri de erkekler tarafından tercih ediliyor.

Yüzde 30’un üzerinde yeni müşteri kaydı gerçekleşti, en çok online alışveriş İstanbul’dan yapıldı

Milyonlarca kullanıcı tarafından ziyaret edilen boyner.com.tr’de, son bir haftalık dönemde yüzde 30’un üzerinde yeni müşteri kaydının gerçekleşmesi dikkat çekiyor. Boyner.com.tr üzerinden en çok alışveriş yapan ilk beş şehir ise İstanbul, Ankara, İzmir, Adana ve Bursa olarak sıralanırken, kullanıcı profili yüzde 55 erkek, yüzde 45 kadınlardan oluşuyor. Akşam 22:00, 23:00 saatleri de alışverişin en yoğun olduğu saatler.

Çin, COVID-19 salgınıyla mücadelede Drone teknolojisini kullanmaya başladı

İlk olarak Çin’in Wuhan kentinde ortaya çıkan ve daha sonra COVID-19 olarak adlandırılan virus; insanların hayatına, sağlığına ve küresel ekonomiye potansiyel bir tehdit olmayı sürdürüyor.

Çin’li yetkililer COVID-19 salgınıyla mücadelede yardımcı olabilecek yeni teknolojiler bulmak amacıyla özel sektörle iş birlikleri gerçekleştirdi. Bu süreçte, DJI ve Çin’li yetkililer kamu güvenliği uygulamaları için insansız hava araçlarından faydalandılar. Uzaktan kumandayla kontrol edilen drone’lar insan etkileşimlerini minimuma indirmesi açısından bu mücadeleye önemli katkı sağladı. Virüse karşı verilen savaşta insansız hava araçlarının kullanılabileceği yeni yollar keşfedildi.

DJI’ın yerel ortaklarıyla gerçekleştirdiği görüşmeler sonucu virüsle mücadelede drone’lar 4 şekilde konumlandırıldı:

  • iletişimi kolaylaştırmak,
  • alanları dezenfekte etmek,
  • gerekli malzemeleri teslim etmek,
  • vücut sıcaklıklarını ölçmek.

DJI bu uygulamalarla dronların COVID-19’la mücadelede kullanılabileceği alanlar hakkında herkese ilham vermeyi hedefleyerek salgınla savaşta aşağıdaki görevleri gerçekleştiriyor:

1. Kentleri denetliyor ve gerekli duyuruları yapıyor

Dünyanın dört bir yanındaki arama kurtarma çalışmalarında gördüğümüz üzere dronlar geniş alanları görüntülemek ve coğrafi olarak zor alanlarda iletişim kurulmasına yardımcı olan araçlar haline geldi.

Bu özellikler COVID-19 paniğini yaşayan yoğun kentleri denetlemek ve burada sağlıklı iletişim kurulmasına yardımcı olmak adına kritik önem taşıyor. Dronlar yardımıyla yetkililer bir alanı verimli bir şekilde denetlemenin yanı sıra maske takılması, içeride kalınması gibi duyuruları da yapabiliyor. Bütün bunlar yetkililerin enfekte olmuş insanlarla yakın temasta bulunmasını da engelliyor.

2. Kritik malzemeleri teslim ediyor

Pandemiyle birlikte insanların evlerinde kalması paket ve gıda dağıtım sistemlerine ciddi bir yük bindirdi. Bu noktada dronla paket teslimatları kritik tıbbi malzemeleri dağıtmanın etkili ve temassız bir yolu olarak ortaya çıktı.

Dronlarla her iki taraf için de riski bertaraf ederek 6 kg’ye kadar paketleri teslim edilebiliyor. Bu da özellikle virüs tedavisi yapılan hastaneler gibi virüsün varlığının doğrulandığı alanlarda hayati önem taşıyor.

3. Kamu alanlarını dezenfekte ediyor

Her geçen gün virüs hakkında yeni bilgiler elde edilmesiyle birlikte virüsün birkaç saatten birkaç güne kadar sert yüzeylerde (sandalyeler, masalar) yaşayabildiğine dair teoriler güçleniyor. Bu da enfekte olmuş kişilerin kamusal alanlardavirüsü başkalarına bulaşma riskini doğuruyor.

Kamusal alanları dezenfekte etmek ve COVID-19’un yayılmasını önlemek amacıyla, yerel sağlık yetkilileri, bu alanları verimli bir şekilde dezenfekte etmek amacıyla dronları test ettiler. Daha önce tarımsal ilaçlama için kullanılan püskürtme uçağı dezenfektanlarla doldurularak tüm kamusal alanların dezenfekte edilmesi sağlandı.

Yeni dezenfeksiyon işlem etkinliğinin detaylı ölçümü henüz tamamlanmamakla birlikte, hız ve alan bakımından oldukça etkili. Bir püskürtme uçağı, 16L’lik bir püskürtme tankı saatte 100.000 m2’lik alanı dezenfekte edebiliyor.

4. Vücut ısısını ölçüyor

Çin’de COVID-19’un yayılımını sınırlamak amacıyla alınan önlemlerden biri de apartmanda yaşayanlar. Dışarıdan gelen ziyaretçileri binaya kabul etmeden önce basit bir ateş ölçümü uyguladı. Uygulama genel olarak etkili olmakla birlikte bu kontrolleri yapan personeller için güvenli bir yol değil. Personel, her bir kişiyi geleneksel bir el tipi kızılötesi termometreyle ölçtüğünden, enfekte olma riski bulunuyor.

Bu riski ortadan kaldırmak amacıyla; bazı ekipler vücut ısılarını ölçmede kızılötesi kameralarla donatılmış dronları kullanıyor. DJI’ın mühendis ekibi uçan kızılötesi kameralarla insan vücut sıcaklığının ölçülebilmesi için bazı testler gerçekleştirdi. Bu testlerin sonucunda termal kameranın görüş alanına pamuklu bir çubuk takılarak kameranın doğru ölçüm yapabildiği görüldü. Ölçüm için kalibre edilmiş dron, personel güvenli bir mesafedeyken bu işlemi gerçekleştirebiliyor. Sonuçlar cesaret verici olsa da, dronların standart tıbbi veriler elde etmek için tasarlanmadığını belirtmek gerekiyor. Ölçüm işlemleri sırasında prosedürlere harfiyen uymak büyük önem taşıyor.

Sağlık Sektöründe Dronların Geleceği

Dronların sağlık sektöründe kullanılmasında COVID-19 salgını ilk örnek değil. Tanzanya ve Zanzibar’da sıtmayla savaşmak amacıyla püskürtme uçaklarından faydalanıyor. Bir grup araştırmacı, sıtma taşıyan sivrisineklerin çoğalmasını önlemek için DJI Agrasmarka zirai dronuyla pirinç tarlalarına kimyasal püskürtme uygulaması gerçekleştiriyor.£

Dünya Sağlık Örgütü’nden COVID-19 için yeni uygulama: WHO MyHealth

Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından geliştirlen uygulama, kullanıcının COVID-19’dan etkilenen kişilerle temasa geçip geçmediğini belirlemek için Google Haritalar gibi teknolojileri kullanacak.

COVID-19 ile yüzleştiğimizde, ellerinizi yıkamak ve sosyal mesafeyi korumak dışında yapabileceğimiz en önemli şeylerden biri, yanlış bilgi gerçeği ile mücadele etmektir.

Bu amaçla, Dünya Sağlık Örgütü, COVID-19 salgını sırasında sizi bilgilendirmek için haberler, ipuçları, uyarılar ve daha fazlası için resmi bir Android, iOS ve Web uygulaması başlatmaya hazırlanıyor.

Şu anda “WHO MyHealth” adı altında lanse edilecek yeni uygulama, başlangıçta “WHO Covid App Collective” adını verdikleri uygulamayı oluşturan gönüllü uzmanlardan oluşan bir ekip tarafından önerildi ve hayata geçirildi. Bu ekip, Google uzmanları, eski Google ve Microsoft çalışanları, ayrıca WHO danışmanları ile büyükelçilerden de oluşuyor. Uygulamanın arkasında ciddi anlamda işinin profesyonellerinden oluşan bir ekip var.

Önümüzdeki haftadan itibaren yayınlanması planlanan WHO MyHealth uygulaması için, geliştiricilerin göz atabilmesi adına GitHub’da bir versiyon yayınlandı. Uygulama marketlerinde ise önümüzdeki hafta yayında olacağı söyleniyor.

Yayına alındığından sizleri yeniden bilgilendireceğiz.

Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi, Koronavirüs Covid-19 Dünya Haritası yayınlandı

COVID-19’a karşı bilginin doğru ve hızla ulaştırılması konusunda çalışmalarını sürdüren Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi, Koronavirüs Covid-19 Dünya Haritası‘nı yayınlandı.

Sizlere dün Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile TÜBİTAK’ın ortak yürüttüğü COVID-19 Türkiye Web Portalı açıldığını, geçtiğimiz haftalarda ise Johns Hopkins Üniversitesi tarafından yayınlanan Corona Virüs haritasını paylaşmıştık.

Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi tarafından yayınlanan haritada Türkiye ve dünyadaki; tanı, iyileşen ve ölüm‘lerin son durumlarını güncel olarak görebiliyorsunuz. Ülkeleri kendi aralarında karşılaştırabiliyorsunuz.

Örnek vermek gerekirse; portal üzerinden İtalya ile İspanya’yı karşılaştırdık. Turuncu olan İtalya, Bordo olan ise İspanya. Kendi aralarında nasıl bir yol izliyorlar, COVID-19’a karşı nasıl tepki veriyorlar gibi birçok sorunun yüzeysel cevabına ulaşabiliyorsunuz. Bu karşılaştırmada olduğu gibi siz de istediğiniz ülkeleri kendi aralarında karşılaştırabilir, virüsün yayılması ve etkisi konusunda yorum geliştirebilirsiniz.

COVID-19’a karşı ilk hackathon Coronathon Türkiye’de birinci olan proje: Medibook

Covid-19 salgınının yarattığı sorunlara sosyal ve lojistik anlamda yenilikçi çözümler üretmek hedefiyle 21-24 Mart tarihleri arasında Türkiye’nin ilk Coronathon etkinliği düzenlendi. ü

Coronathon’da Teknopark İstanbul’da faaliyetlerini sürdüren Invenoa; geliştirdiği Medibook projesiyle birinciliği elde ede ederek 20 bin TL’lik destek almaya hak kazandı. COVID-19 salgını nedeniyle hastaneye gidemeyen ve kronik hastalığı/takibi olan kişilere uçtan uca bulundukları noktadan görüntülü olarak sağlık hizmeti sağlayan bir e-sağlık platformu olan Medibook aynı zamanda karantinadaki hastaların da veri takibini yapabiliyor.

21-24 Mart tarihleri arasında 1000’e yakın başvuru alan Coronathon’da katılımcılar takımlar oluşturarak webinar oturumları ve mentor destekleriyle fikirlerini geliştirdiler. 30 kişilik jüri değerlendirmesinin ardından seçilen 12 proje çeşitli ödüller almaya hak kazandı. Programda 20 bin TL’lik büyük ödülü alan girişim ise hem İSEK üyesi hem de Teknopark İstanbul’da yer alan Invenoa’nın geliştirdiği Medibook projesi oldu. “Invenoa olarak ülkemizin Covid-19 salgını ile mücadelesine sosyal sorumluluk bilinciyle destek veriyoruz” diyen Invenoa Kurucu ve CEO’su Bülent Bingül Medibook projesinin hem hastaların hem de doktorların sağlığı için kritik bir rol oynayacağını söylüyor.

Migros Sanal Market üzerinden verdiğiniz siparişleri isterseniz Mağazadan Teslim alabilirsiniz

Migros online platformlardaki çalışmalarını bir üst seviyeye taşıyor. Migros’un yaptığı yeni uygulamayla müşteriler, Migros Sanal Market’in web sitesi ya da mobil uygulama aracılığıyla siparişlerini verip, seçecekleri Migros mağazasından ürünlerini teslim alabiliyor. Böylece “Mağazadan Teslim” uygulaması, teması en aza indiriyor.

Sanal Market’ten alışveriş yapan 65 yaş ve üzeri müşterilerine destek olabilmek için teslimatta 9:15-12:15 saat aralığını sadece onlara ayıran Migros, bu yaş dilimindeki müşterilerin alışverişlerini kapılarına kadar teslimat ücreti almadan ulaştırıyor.

Migros, ayrıca mağazalarında ve sipariş teslimlerinde aldığı en üst seviyedeki hijyen tedbirlerine bir yenisini ekleyerek tüm çalışanlarında Siperlik uygulamasını başlattı.

Müşteriler, seçecekleri saat aralıklarından 1 saat öncesine kadar sipariş verilebiliyor. Sipariş teslim edilene kadar paketli ürünler özel hijyenik kasalarda, soğuk ürünler ise 0-4 derece arasında muhafaza ediliyor.

İlk etapta; Afyon, Amasya, Ankara, Bolu, Çankırı, Çorum, Eskişehir, İstanbul, Karabük, Kayseri, Kırşehir, Konya, Nevşehir, Tokat ve Zonguldak’ta başlatılan uygulamanın kısa zamanda tüm Türkiye’ye yaygınlaştırılması hedefleniyor. “Mağazadan Teslim” seçeneğinin bulunduğu mağazaların listesine Migros Sanal Market web sitesi ve mobil uygulamasından erişilebiliyor.

Sanal Market’ten alışveriş yapan 65 yaş üstü müşteri sayısı katlandı

Sanal Market’te 9:15-12:15 teslimat saati aralığını sadece 65 yaş üzeri müşterileri için ayıran Migros, online olarak alışveriş yapan bu yaş dilimindeki müşterilerin alışverişlerini kapılarına kadar teslimat ücreti almadan ulaştırıyor. 21 Mart’ta yayınlanan genelgeyle 65 yaş ve üstü için uygulamaya konulan sokağa çıkma yasağı sonrasında Migros Sanal Market’ten alışveriş yapan bu yaş dilimindeki müşteri sayısı yaklaşık 3 kat arttı.

Mağaza büyüklüğüne göre içerideki müşteri sayısı belirlenecek

Müşteri ve çalışan sağlığı, ürün güvenliği ve mağazalarındaki hijyen ortamını daima en öncelikli konu olarak ele alan Migros; Sağlık Bakanlığı, Tarım ve Orman Bakanlığı, İç İşleri Bakanlığı ve Ticaret Bakanlığı koordinasyonuyla çalışmalarını devam ettiriyor. En üst seviyedeki hijyen tedbirlerinin yanı sıra tüm çalışanlarında “Siperlik” uygulamasını başlattı. Migros, tüm mağazalarında sıradaki müşteri ve kasa ile mesafeyi ölçen şeritleri “1,5 metre sosyal mesafe hepimizi korur” uyarısıyla uyguluyor. İçişleri Bakanlığı’nın yayınladığı genelgeye göre metrekaresi baz alınarak mağaza içindeki müşteri sayısı sınırlandırılıyor. Aynı anda mağazada kaç müşteri olabileceği mağaza girişlerinde yer alan yönlendirmelerde belirtiliyor.

Ford Otosan, sağlık çalışanları için yüz maskesi üretmeye başlıyor

Ford Otosan, Türkiye’nin yeni tip koronavirüsle (Covid-19) mücadelesine katkı sunmak için düğmeye bastı. Şirket, koronavirüsle mücadelenin temel dayanağını oluşturan sağlık çalışanları için tasarımını tamamladığı yüz maskelerini üreteceğini duyurdu.

Ford Otosan Genel Müdürü Haydar Yenigün, ilgili bakanlıklarla ihtiyaca yönelik yaptıkları görüşmelerin sonucunda; 3D (üç boyutlu) yazıcı ve basit kalıplarla komponent ve prototip üretimine başladıklarını, yüz maskelerinin seri üretimine hazır olduklarını açıkladı.

Türk otomotiv sanayinin öncü şirketi Ford Otosan, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın ardından Sağlık Bakanlığı ile yapılan görüşmeler sonucunda Türkiye’nin koronavirüsle mücadelesinde kritik rol oynayan sağlık çalışanlarının güvenliğine yönelik yüz maskesi üreteceğini duyurdu.

Açık kaynaktan alınan ancak tasarımı Ford Otosan Ar-Ge Departmanı tarafından iyileştirilen yüz maskesi, benzerlerinden farklı olarak, 150 derecelik bir açıyla yüzün tamamını korurken, ön camı özel olarak geliştirilen PET veya PETG malzemeden kesilerek üretilecek.

Yenigün: “Çok kısa zaman içerisinde on binlerce maske üretebilecek duruma geldik”

Yüz maskelerinin seri üretiminin yan sanayi ile birlikte Ford Otosan’ın geliştirdiği kalıpla yapılacağını vurgulayan Ford Otosan Genel Müdürü Haydar Yenigün, şunları söyledi:

“Tüm dünyayı etkisi altına alan koronavirüsle mücadelede Türkiye’nin öncü sanayi şirketlerinden biri olarak, gereken her türlü desteği vermeye hazır olduğumuzu açıklamıştık. Bu doğrultuda, hem Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımız hem de Sağlık Bakanlığımız ile bir dizi görüşmeler gerçekleştirdik. Sonrasında hızla çalışmalarımıza başladık. Açık kaynaklı bir modeli baz alarak, Sağlık Merkezi çalışanlarımızın yönlendirmeleri ve Ford Otosan Ar-Ge mühendislerinin çalışmalarıyla bu modeli yüzün tamamını koruyacak şekilde iyileştirdik. Hızla Ar-Ge sürecini tamamladık. Geldiğimiz noktada; şu an maske üretimi için 3D (üç boyutlu) yazıcı ve basit kalıplarla komponent ve prototip üretimine başladığımızın müjdesini paylaşmak istiyorum. Tasarladığımız yüz maskeleri, yan sanayimiz ile birlikte sağlık çalışanlarımızın canları pahasına verdiği mücadelede kullanılmak için seri üretime hazır. Çok kısa bir zaman içerisinde on binlerce üretebilecek duruma geldiğimiz için çok mutluyuz.”

Ortaokul öğrencileri Ecrin ve Poyraz, sensörlü dezenfektan üretti

Ecrin Gün ve Poyraz Öztok, koronavirüsün yayılmasını en aza indirmek için sensörlü el dezenfektanı yaptılar.

Koronavirüs nedeniyle şu an anda el hijyeninin çok önemli olduğunu belirten Ecrin Gün, “Ben de elimi sık sık dezenfekte ediyorum. Fakat dezenfektanı kullanırken elimizle bastığımız yere farklı insanlar da elleriyle temas ediyorlar. Bu virüsün yayılmasını hızlandırabiliyor. Ben de bu bulaşma riskini en aza indirmek için bir proje yaptım” dedi.

Ultrasonik sensörler, servo motor, ip gibi çeşitli materyaller kullanarak projesini gerçekleştirdiğini ifade eden 6. sınıf öğrencisi Poyraz Öztok ise “Sensör el gördüğünden dezenfektanı sıkıyor. Bu sayede dokunmadan elimizi temizlemiş oluruz” diye bilgi verdi.

egirişim’de genç girişimcilerimizin yaptığı küçük projelere de ara ara yer vererek onların umudu olacağız.

Sabancı Üniversitesi Collaboration Space, sağlık çalışanlarının ihtiyaçlarını üretecek

Sağlık çalışanlarının medikal araç ve gereç ile kişisel korunma ihtiyaçlarına yönelik malzeme üretimini gerçekleştirmek amacıyla tasarımcı, yazılımcı ve donanım geliştiricilere çağrı yapan Sabancı Üniversitesi bünyeside yer alan Collaboration Space Yöneticisi Erdem İnanç kısa sürede bine yakın gönüllüye ulaştı.

Türkiye’nin COVID-19 ile mücadelesinde sağlık çalışanlarına düşük bütçeli koruyucu malzemeler ile hastaların kullanabileceği medikal araçlar sağlamak amacıyla gönüllülerden oluşan kitleseluretim.org platformunu arkadaşları Ahmet Alpat, Yaşar Celep, Mert Mumcu ve Umut Yıldız‘la birlikte hayata geçiren Erdem İnanç, 3 boyutlu yazıcı, yazılımcı ve tasarımcı gibi teknik konularda yeterli bir sayıya ulaştıklarını ve sağlık çalışanlarından gerekli olan malzeme ve donanımlar hakkında bilgi talep ettiklerini belirtti.

Merkezsiz bir platform kuruldu

Kitlesel Üretim Hareketi adı verilen oluşum, Covid-19 salgınına karşı mevcut üretim kapasitesini ve insan kaynağını ihtiyaçlarla bir araya getirmeyi amaçlayan bağımsız, merkezsiz bir inisiyatif olarak kuruldu. Platformun kurucuları, kitlenin üretim gücüyle salgının vereceği zararların azaltabileceklerini inandıklarını belirttiler.

Sağlık çalışanlarından ihtiyaç listesi bekleniyor

Hastaneler ve sağlık kuruluşlarında görev yapan çalışanların ihtiyaç duydukları koruyucu maske, siper, solunum cihazı, oksijen konsantratörü gibi ürünlerin üretilebilmesi konusunda destek sağlayabileceklerini belirten İnanç, sağlık çalışanlarından olası ihtiyaç listelerini paylaşması bekleniyor.

Sabancı Üniversitesi Bilgi Merkezi bünyesinde kurulan Collaboration Space, DIY (do-it-yourself, kendin yap) projeleri ile yaratıcı olmak ve fikirleri paylaşmak için kurulmuş bir alan. Makerspace alanı 3D yazıcılar, 3D tarayıcılar, VR, elektronik ve donanım malzemeleri gibi kaynaklar sunuyor. Collaboration Space’te kullanıcılara yönelik atölye çalışmaları ve eğitimler düzenleniyor, yaparak öğrenme, hatadan öğrenme ve ortak üretimleri deneyimleyebildikleri bir alan sunuyor.Kullanıcılar girişime dönüştürebilecekleri bir prototip geliştirdikleri takdirde Sabancı Üniversitesi’nde girişimciliği desteklemek üzere yürütülen SU ASSET programında, fon ve mentorluk desteği alıyor.