Ana Sayfa Blog Sayfa 747

Facebook ve Instagram kullanıcılarının videolarındaki müzik özelliği artık Türkiye’de de aktif oldu

Facebook, Türkiye’deki insanların kendilerini müzikle ifade etmeleri, sanatçıları keşfetmeleri ve onlar için önemli olan şarkıları paylaşmaları için yeni yollar sunacak olan Facebook ve Instagram’da müzik özelliğini hayata geçirmeye başladığını duyurdu.

Bugün itibariyle, Türkiye’deki Facebook ve Instagram kullanıcıları kişisel videolarında müzik paylaşabilecek, Instagram ve Facebook Hikayeleri için müzik çıkartmaları ve şarkı sözleri de dahil olmak üzere çeşitli kreatif araçlara erişebilecek ve Facebook profillerine şarkı ekleyebilecekler. Facebook’un müzik yayıncılığı toplulukları ve kuruluşlarının yanı sıra Türkiye’deki plak şirketleri ve distribütörlerle yaptığı yeni ortaklıklar sayesinde hayata geçirilen bu özellikler, insanların Facebook uygulamalarında müzik üzerinden bağlantı kurmalarını ve kendilerini ifade etmelerini sağlayacak.

Bu özellikler:

Facebook ve Instagram Hikayelerinde Müzik Çıkartmaları ve Şarkı Sözleri: Türkiye’deki insanlar artık 39 milyon şarkıdan oluşan şarkı kütüphanesinden arama yaparak hikayelerinde paylaştıkları fotoğraflara ve videolara müzik ekleyebilecek. Eğer paylaşılan şarkının sözleri de mevcutsa, şarkı sözleri otomatik olarak hikayede belirecek ve kullanıcılar bu sözlerin animasyonunu ve yazı stilini değiştirerek çıkartmalara benzer şekilde döndürebilecek ve boyutunu ayarlayabilecek.

Profilde Müzik: Türkiye’deki insanlar aynı zamanda Facebook profillerindeki yeni müzik alanına müzikli videolar ekleyebilecek ya da profillerinin en üstüne istedikleri şarkıyı sabitleyebilecek.

Müzik Soruları Çıkartması: Kullanıcıların arkadaşları, soru çıkartmasına müzik kütüphanesinden seçtikleri bir şarkı ile cevap verebilecek ve bu cevaplar hikayelerde paylaşılabilecek. Şarkı paylaşmak, arkadaşlarla bağlantı kurmak için her zaman güzel bir yoldu. Şimdiyse kullanıcılar Instagram Hikayeler üzerinden bir şarkı listesi oluşturmak ya da ruh hallerini ifade etmek için fikir alışverişinde bulunabilecekler.

İhtiyacı olanların faturalarını ödeyip destek olabileceğiniz yardımlaşma platformu: Bi’Komşu

Corona Virüs salgını nedeniyle yaklaşık 1 aydır izole bir hayat yaşıyoruz ve bununla beraber de şirketlerdeki çalışanların bir kısmı çalışma modeline geçti, ancak bir kısmı da sahaya çıkamadığı veya tedbirler nedeniyle iş yapamaz hale geldiği için maddi olarak zor durumda kalmış durumda.

Aykut Hocaoğlu, Berkan Ağar, Emrecan Durmaz ve Ezgi Ezdar Onur tarafından gelir beklentisi olmadan hayata geçirilen sosyal girişim Bi’Komşu, içindeki bulunduğumuz günlerde sıkıntı yaşayan kişiler için, kişiler arası yardımlaşmayı sağlamak istiyor.

Veya sizin bir ihtiyacınız varsa platform üzerinden yine destek talep edebiliyorsunuz.

Bi’Komşu, aylık sabit giderlerinin faturalarını ödemekte zorlanan ihtiyaç sahipleriyle, bu ihtiyaçları onlar adına gidermek isteyen yardımseverleri bir araya getiren bir platformdur.

Bi’Komşu kendi adına ödeme kabul etmez, bağış ve yardım toplamaz, komisyon almaz. Dernek ya da vakıf değildir. Bir grup girişimcinin, ihtiyaç sahiplerine destek olabilmek adına başlattığı gönüllü bir harekettir.

Sağlık alanında çözümü olan öğrenciler, Android Akademi programına başvurabilir

Google Türkiye ve Girişimcilik Vakfı olarak BTK desteği ile Türk Hava Yolları, General Mobile ve İTÜ ARI Teknokent sponsorluğunda üniversitede yazılım okuyan veya teknoloji konusunda kendine güvenen girişimcilik ruhuna sahip öğrenciler için hayata geçirilen Android Akademi programına COVID-19 sürecinde yaşanan toplumsal sorunları çözmek için 3-16 yaş arası çocuk ve gençlere yönelik sağlık okuryazarlığını artıracak çözümler için Sağlık Kategorisi eklendi.

Programın detayları ve başvuru: Android Akademi

Program hakkında:

  • Bu Akademi ile Google ürünleri kullanılarak Android teknolojisiyle, belirlenen alanlarda sıkça karşılaşılan problemleri çözmeyi hedefleyen uygulamalar geliştirmenizi hedefliyor.
  • Bu programa başvuruları takım olarak kabul ediliyor.
  • Sağlık altındaki spesifik konu “3-16 yaş arası kişiler için sağlık okuryazarlığını artıracak yenilikçi çözümler”dir. Yapay zeka, VR, AR gibi teknolojiler kullanılarak ürünler geliştirilebilir.
  • Verilecek destekler network, mentorluk ve ödüldür. Program finansal bir desteği ya da ödülü kapsamaz.
  • Takımın tamamının (min 3 kişi max 4 kişi) Bootcamp ve tüm program boyunca her gün (10:00 – 17:00) katılımı gereklidir. Bootcamp tarihleri sosyal izolasyon sebebiyle yenilenecek ve duyurulacaktır.
  • İdeal bir takımda 1 veya 2 yazılımcı, UX/UI odaklı biri ve satış pazarlama odaklı biri olması gerekmektedir.
  • Takımlara program süresince belirli aralıklarla mentorluk desteği verilecektir.

Dünyada sonunun gelmesi en zor olan enerji kaynağı: Çöp

Bugünkü konuk yazarımız yerli girişim Phoenix Enerji kurucu ortağı Yusuf Furkan Ergür.

Bugün sizlerle BloombergNEF’ in yayınlamış olduğu hidrojen ekonomisi raporuna ilişkin konuşacağız. Konu ile ilgili yazıma başlamadan önce sizlere Phoenix Enerji şirketini ve bu şirketin yöneticisi olarak tam olarak ne yaptığımızı anlatmak istiyorum.

Hidrojen günümüzde değerli yakıtlardan bir tanesi ve bu yakıtın üretilmesine dair birçok yöntem bulunmuş durumda yine aynı şekilde hidrojen yakıtının taşınması da bilinen teknolojilerden biri fakat bir teknolojinin varlığı o teknoloji uygulanabilir kılmıyor. Hidrojenin nakliye maliyetlerinin oldukça pahalı olması bu enerji değeri yüksek gazın yaygın kullanımının önündeki en büyük engel ve bir enerji firması olarak biz ağır sanayi tipi endüstrilerde kömür yaygın yakıt kullanımı sonucunda çokça rastlanan bir baca gazı olan karbon monoksit gazına su püskürtme yöntemi ile hidrojeni üretebiliyoruz. Üretilen hidrojeni ise patentli ürünümüz olan ayrıştırıcımız ile hiçbir fiziki baca değerini değiştirmeden ayrıştırıp fabrikanın yakıt olarak kullanımına sunuyoruz. Çimento ve Demir Çelik sektörlerinde çeşitli POC’ler sonucunda yakıtın %13 ila %30 arasında bir oranının bu yöntem ile karşılanabileceğini keşfettik. Konu ile ilgili ticari çalışmalarımızı da sürdürmekteyiz.

Gelelim yayınlanan rapora:

Rapor kısaca hidrojeni yenilenebilir enerjiye bir alternatif olarak görüyor. Yenilenebilir enerjideki depolama sorununu California örneği ile hepimizin bildiğini düşünüyorum. İhtiyaç duyulandan fazlasını üretmek yenilenebilir enerji söz konusu olduğunda depolamaya ve iletimine dair sorunlar sebebiyle çöpe enerji atmak anlamı taşıyor. Dünyadaki genel kanı ise raporda da ele alındığı üzere yenilenebilir enerjiyi kaynak olarak kullanan hidrojen üretim sistemleri kurulması yönünde.

Phoenix olarak dünya ülkeleri bu ileri teknoloji noktaya gelmeden önce ağır sanayiye sunduğumuz çözümü yazının başında size bahsetmiştim. Firmalardaki yanma sistemleri yakıtın yüzdesel olarak Phoenix’in baca gazından geri kazandırdığı miktarda hidrojen olduğunda revizyona ihtiyaç duymadan yakabilmek de. Bu noktada Phoenix’in bir yenilenebilir enerji tesisinin maliyetinin yanında bile komik duracak küçüklükte yatırım maliyetine sahip mevcut teknolojisi hidrojen ile tanışma için ilk adım olabilir.

Kendime sonrasında ne var sorusunu sorduğumda ise: Raporda ve teknoloji haberlerinde sıkça rastladığımız metan bozulması ile hidrojen üretimi konusu ile karşı karşıya kalıyorum. Hidrojen üretimi için sık kullanılan mevcut ve ucuz bir teknoloji. Bu teknolojiye dair biraz daha araştırma yaptığımda ise Phoenix’in metan bozulması gerçekleştiren ve hidrojeni ürün üretiminde kullanan bir firma ile yürütmekte olduğu ar-ge projesi çıkıyor karşımıza. Evet metanı yüksek sıcaklık ile bozulmaya uğratarak günün sonunda 1 birim metandan 4 birim hidrojen ürettiğimiz reaksiyon hem cam sanayinde hem rafinerilerde sıkça rastladığımız bir teknoloji. Fakat ilgili reaksiyonlar sonucu elde edilen gaz yüksek miktarda karbondioksite sahip karışık bir gaz. Biz ise bahsettiğimiz ar-ge çalışmasında Phoenix’in POC’lerinde diğer baca gazlarından hidrojeni ayırmak da kullandığı seperatörü ile karbondioksit gazından ayrıştırılmış saf bir hidrojen elde etmeyi hedefliyoruz. Bu şekilde elde edilen saf hidrojen rafinerilerde emisyon çözümü olurken cam sanayisinde daha iyi bir kalaylama vaadini bize sunuyor.

Mevcuttan, dünyanın ne yaptığından ve ar-ge den bahsettin, peki hedefin nereye varmak dediğinizi duyar gibiyim.

Hedefim şu şekilde:

“Dünyada sonunun gelmesi en zor olan enerji kaynağı çöp. Evet yanlış duymadınız çöp.”

Çöpleri depolayıp ürettiğimiz LFG gazını yakarak enerji elde ediyoruz. Maalesef bunu mühendislik olarak mükemmele doğru gittiğimiz şu yıllarda bile çok düşük bir verimle yapıyoruz. Fakat bu sistemi geliştirmek mümkün. Bu sistem LFG gazının yarısından fazlasını oluşturan metan gazı hidrojene dönüştürülerek daha verimli hale getirilebilir. Bu çalışmanın tek başına %70 miktarında sistemin elektrik üretimini arttırdığını makalelerde görebiliyoruz. Peki ya bu dönüşüm sonucu hidrojeni elimizde kalan gazlardan ayrıştırmayı tercih edersek? Bu Phoenix seperatörü ile mümkün. Bu yöntemi tercih edersek sadece ayrıştırmadan arta kalan karbondioksit çöp depolama ünitesine geri dönerek LFG üretimini 3 kat arttırabilecek miktarda. Geriye kalan saf hidrojen ise 4.2 kat fazla enerji üretilecek şekilde yakılabiliyor. Kısaca özetlemem gerekirse: Doğaya hidrojenin yanması sonucu oluşan su buharından başka bir gaz salmadan çöpümüzü mevcut sisteme nazaran kat ve kat daha verimli bir şekilde elektriğe çevirebiliriz.

30 yaşına bile ulaşmamış olmasına rağmen hayatının son 6 yılını hidrojene vermiş biri olarak şöyle özetleyebilirim bu raporu: Dünyanın gözünün hidrojene çevrilmesi gerekli ve önemliydi bunu sağladıkları için teşekkür ederim ancak raporda gidilmesi hedeflenen o harika son noktaya varana kadar dünyanın bahsettiğim ara geçiş formlarına ihtiyacı var. Buna ek olarak tam olarak yenilenebilir azledilemese de emisyon salmadan her gün ürettiğimiz ve insanlık ırkı yok olana kadar üretmeye devam edeceğimiz çöpümüz ile de hidrojen üretebiliriz.

Vodafone, 65 yaş üstü ve 20 yaş altı aboneleri için SIM kart teslimatı hizmetine başladı

Vodafone, herhangi bir sebeple SIM kartını kaybeden ya da SIM kartı arızalanan 65 yaş üstü ve 20 yaş altı kullanıcılar, yaş sınırına bakılmaksızın herhangi bir kronik rahatsızlığı olanlar, dışarı çıkamayan sağlık personeli, askeri personel ve engelli bireyler için ücretsiz SIM kart teslimatı yapıyor.

Belirtilen kriterlere uyan faturalı ve faturasız bireysel Vodafone müşterilerinin SIM kart değişiklik taleplerini Vodafone Türkiye Müşteri Hizmetlerine iletmeleri yeterli oluyor. Yeni SIM kart, müşterinin belirttiği adrese kargoyla ücretsiz teslim ediliyor. Vodafone, bugüne kadar 100’ü aşkın müşterisine ücretsiz SIM kart teslimatı gerçekleştirdi.

Engin Aksoy: “Bu zor günlerde de müşterilerimizin yanındayız”

Corona Virüs salgını nedeniyle olağanüstü bir dönemden geçildiğine dikkat çeken Vodafone Türkiye İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Engin Aksoy, şunları söyledi:

“Virüsle mücadelede hepimize önemli görevler düşüyor. Toplum olarak birlik ve beraberlik ruhuyla hareket etmemiz gereken bir dönemdeyiz. Sorumluluğumuzun bilincindeyiz ve bunun için gece gündüz çalışıyoruz. Vodafone olarak, bu zor günlerde de müşterilerimizin yanındayız. Herhangi bir sebeple SIM kartını kaybeden ya da SIM kartı arızalanan 65 yaş üstü ve 20 yaş altı kullanıcılar, yaş sınırına bakılmaksızın herhangi bir kronik rahatsızlığı olanlar, dışarı çıkamayan sağlık personeli, askeri personel ve engelli bireyler için ücretsiz SIM kart teslimatı yapıyoruz. Koronavirüsle mücadeleyi hep birlikte ve en az hasarla atlatacağımıza inanıyoruz.”

Cenk Çiğdemli: “Online esnaflığa talep yüzde 50 arttı”

Son bir ayda eticarete başlamak isteyen Kobi sayısı, 6 ayın ortalamasına kıyasla yüzde 50 artış gösterdi. Yeni istihdam alanlarında işe alımlarda hareketlilik yaşanıyor. Market, gıda, hızlı tüketim, temizlik, dezenfektan, kitap, oyuncak, küçük ev aletleri ve çocuk tekstili kategorilerinde e-ticaret sitelerinin satışları yüzde 200 arttı.

Corona Virüs nedeniyle iş yerini kapatmak zorunda kalan küçük ve orta ölçekli birçok işletmede, işini dijitale taşıma ve e-ticaret sitesi açma yönünde hareketliliğin arttığını ifade eden TOBB E-ticaret Meclisi Üyesi, Ticimax E-ticaret Sistemleri Kurucusu Cenk Çiğdemli, “Son bir ayda başta market, gıda, hızlı tüketim, temizlik, dezenfektan, kitap, oyuncak, küçük ev aletleri ve çocuk tekstili olmak üzere bazı kategorilerde e-ticaret sitelerinin satışları yüzde 200 arttı. E-ticarete başlamak isteyen Kobi sayısı ise, 6 ayın ortalamasına kıyasla yüzde 50 artış gösterdi. En çok gıda ve hızlı tüketim malzemesi satışı yapan işletmelerden talep geliyor. Tekstil işiyle uğraşan esnaf ve işletmelerde de bir hareketlilik var. Mesela butiğini kapatmak zorunda kalan da e-ticarete geçiş yapma yönünde adım atıyor. İçinden geçtiğimiz süreçte, dijitalleşen şirketler daha rahat edecekler” dedi.

Cenk Çiğdemli, Ticimax CEO’su

Corona Virüs nedeniyle vatandaşın online alışverişe yönelmesinin, sektörde yeni istihdam alanları oluşturduğuna değinen Çiğdemli, kargo, kurye, depo ve site yönetimi alanında işe alımlarda hareketlilik yaşandığını belirtti. Dijitalleşmenin hızla artması doğrultusunda, sektöre yeni katılan veya katılmak isteyen girişimcilerden e-ticaret eğitimi konusunda yoğun talep aldıklarını aktaran Çiğdemli, “Ticimax Akademi bünyesinde gerçekleştirdiğimiz ücretsiz eğitimlerimizi biz de online ortama taşıdık. Eğitimlerimize ara vermeden web sitemiz üzerinden devam ediyoruz. Eğitimlerimize talep ve katılım oranı normalin üç katı diyebiliriz” dedi.

KPMG Türkiye: COVID-19’un ekonomiye etkisi en az bir yıl sürecek

KPMG Türkiye, Covid-19’un iş dünyasını nasıl etkilediğini araştırdı. Ankete katılan iş dünyası temsilcileri küresel salgının ekonomiye olumsuz etkisinin ortadan kalkması için en az bir yıla ihtiyaç olduğunu söylüyor.

KPMG Türkiye Strateji ve Operasyonlar Danışmanlık ekibi, 1 – 6 Nisan tarihleri arasında tüm sektörlerden yaklaşık 250 kişinin katılımıyla Covid-19 Etki Araştırması yaptı. Aralık 2019’da Çin’den başlayarak tüm dünyaya yayılan ve pandemiye dönüşen koronavirüs salgınının iş dünyasına ve sektörlere etkileri araştırıldı. KPMG Türkiye’nin iş dünyası temsilcileriyle gerçekleştirdiği anket, salgın sonrası dönemle ilgili öngörülere de ışık tutuyor. Covid-19 sonrası toparlanma süresi ve şekli ile ilgili farklı görüşler bulunmakla beraber öngörülen zaman 3 ay ile 12+ ay arasına yayılıyor. Bununla beraber ekonomide önemli daralma öngörülüyor.

Araştırmadan çıkan başlıklar şöyle:

Yüzde 88 ‘yüksek etki’ diyor

  • Ankete katılanların yüzde 88’i Covid-19’un Türkiye ekonomisini yüksek derecede etkileyeceği görüşünde. Yüzde 12’si ise orta düzeyde etki edeceğini düşünüyor.
  • Ankete katılan şirket temsilcilerinin yüzde 80’inden fazlası 2020 yılında Türkiye ekonomisinde yüzde 3’ten fazla daralma beklediğini ifade ediyor. Yüzde 30’u yüzde 6’dan fazla daralma öngörüyor, yüzde 19’u ise büyüme bekliyor.

En az bir yıl sürecek

  • Covid-19’un Türkiye ekonomisi üzerinde etkisinin ortadan kalkması için en az 12 ay gerektiğini söyleyenlerin oranı yüzde 35. Yüzde 19’luk kesim en az 3-6 ay gerektiğini, yüzde 21,9’luk kesim ise 6-9 ay süreceğini düşünüyor.

Sektörlere etkisi

  • Sektör temsilcilerinin hemen hemen tamamı Covid-19’un faaliyet gösterdikleri sektörü önemli ölçüde etkilediğini belirtiyor. Katılımcıların yüzde 42’si pandeminin faaliyet gösterdikleri sektörü orta derecede etkilediği, yüzde 50’si ise yüksek derecede etkilediğini görüşünde. Yüzde 7’si etki yaratmadığını ya da düşük derecede etkilediğini ifade ediyor.
  • Tüm sektörler Covid-19’un ekonomik etkilerini hissederken enerji, ilaç, endüstriyel üretim ve kimya sektörlerinde etkinin görece daha az hissedildiği görülüyor.
  • Sektör bazında toparlanma beklentileri ülke ekonomisindeki beklentilere paralellik göstermekle beraber endüstriyel üretim, tekstil, turizm / ev dışı tüketim, enerji, inşaat ve yiyecek – içecek sektörlerinde toparlanmanın 2020 sonrasına sarkacağı öngörülüyor.

KOBİ’ler yüzde 95

  • Covid-19’dan en fazla etkilenen kesim olan KOBİ dünyasındaki oran yüzde 95 olarak telaffuz ediliyor.

Evden çalışma yarı yarıya

  • Ankete katılanların yüzde 58’i tüm çalışanları salgınından korumak için evden çalışma sistemine geçtiğini belirtiyor. Yüzde 20’si yalnızca beyaz yakaya evden çalışma uygulaması başlattığını söylüyor. Evden çalışan sektörler eğitim, hukuk, finansal hizmetler, bankacılık, sigortacılık, emeklilik ve hayat, enerji olarak öne çıkıyor.

Kimse krize hazır değil

  • Krize hazırlık ve kriz yönetimi kabiliyetleri açısından, şirketlerin cirosal büyüklükleriyle kriz yönetimi kabiliyetlerinin paralellik gösterdiği görülüyor. Kriz yönetimine dair prosedür ve süreçlere sahip KOBİ’lerin oranı yüzde 25 iken, bu oranın cirosal oranla paralel artarak, cirosu 10 milyon TL’den yüksek şirketlerde yüzde 75’lere çıktığı gözleniyor.
  • Covid-19 krizi medya, eğitim, tekstil, enerji, kimya, finansal hizmetler ve inşaat sektörleri başta olmak üzere kriz yönetimi kabiliyetinin geliştirilmesi konusunda her sektörün yol alması gerektiğini ortaya koyuyor.

Şirketlerin sıkıntıları

  • Sektörlerin tümü incelendiğinde Covid-19 nedeniyle şirketler en fazla finansmana erişimde sıkıntı (yüzde 25’i), yurt içi kaynaklı satışlarda düşüş (yüzde 24’ü), üretim maliyetlerinde artış (yüzde 22’si) ve likidite sıkıntısı (yüzde 18’i) beyan ediyor.

Cirolar düşecek

  • Katılımcılar, Covid-19’un şirketlerinin 2020 cirolarında yüzde 40’lara varan düşüşlere sebep olacağını tahmin ediyor, 2020 bütçelerinde önemli ölçüde hedef revizyonuna gideceklerini belirtiyorlar. Şirket temsilcilerinin yüzde 53’ü 2020 cirolarında yüzde 2-20 arasında düşüş beklerken, yüzde 36’sı yüzde 20’den fazla düşüş bekliyor. Yüzde 10’u cirosunda düşüş beklemiyor. Ciro artışı bekleyenlerin oranı ise yüzde 1.
  • Covid-19’un ciroyu en çok etkileyeceği sektörler 2020’de yüzde 40’lara varan düşüş bekleyen turizm / ev dışı tüketim, perakende / mağazacılık ve özel girişim sermayesi sektörleri olarak öne çıkıyor.

Paketler için ne dediler

  • Araştırmaya katılanların yüzde 43’ü hükümetin açıkladığı paketlerde yer alan vergi ve SGK primi erteleme desteğini yüksek seviyede kullanılabilir ve faydalı buluyor. Yüzde 41’i ise asgari ücret desteği ve kısa çalışma ödeneğini yüksek seviyede kullanılabilir ve faydalı görüyor. Kredi anapara ve faiz ödemelerini erteleme desteğini kullanabilir ve faydalı bulanların oranı yüzde 27. Finansmana erişim ve kredi yapılandırma için ise oran yüzde 21’dir.
  • Ekonomik İstikrar Kalkanı paketi kapsamında sunulan vergi ve SGK prim erteleme ve asgari ücret desteği ve kısa çalışma ödeneği desteklerin daha çok görece küçük ve orta ölçekli şirketler tarafından faydalı görüldüğü anlaşılıyor.
  • Ekonomik İstikrar Kalkanı paketinde sunulan desteklere ek olarak kapsamın genişletilmesi ve şartların iyileştirilmesi geliyor.Sağlanan kredi imkânlarının iyileştirilmesi, vergi alanında uzun dönemli erteleme ve borçların silinmesi, kapsama giren sektörlerin genişletilmesi, sektör özeli kalkınma paketleri, şirketlerin çalışan maliyetlerini azaltıcı ve kapsamı genişletilen istihdam destekleri talepleri öne çıkıyor.

Kaspersky Innovation Hub oyun girişimlerinin başvurularını bekliyor

Kaspersky, oyun geliştiricilerine ve oyunculara güvenlik sağlayacak hizmetler geliştirmeyi hedefliyor. Kaspersky Innovation Hub (Kaspersky iHub), belirli konularda uzmanlaşmış girişimleri Open Innovation Program girişimi bünyesine katmak için seçmelere başladı. Bilgi güvenliği ile bilgisayar oyunlarını bir araya getiren çözümler geliştiren tüm ekipler ve bireysel geliştiriciler seçmelere katılabiliyor.

Kaspersky Innovation Hub bu çalışmayla şu alanlarda geliştirilmiş projeler arıyor:

  • Oyuncuları, kazandıkları ödülleri, katettikleri aşamaları ve oyunlara ait tüm kayıtlarını koruyan araçlar.
  • Siber sporlarda ve çevrim içi oyunlarda hile yapılmasına karşı hile önleme çözümleri.
  • Oyun arkadaşı bulmayı kolaylaştıracak hizmetler.
  • Farklı platformlar için tasarlanan sesli görüşme ve topluluk yönetimi araçları.
  • Nöral ağları kullanarak oyun sonrası videoları aramaya ve analiz etmeye yarayan araçlar.
  • Cihazları ve oyun bileşenlerini yönetmek için yeni özellikler sunan sesli asistanlar ve VR/AR yönetim araçları.
  • Donanım ve yazılım ortamı için oyun modu ve ayarları, Rahatsız Etme modu.
  • Mobil yayınlar için güvenli araçlar, veri aktarımı ve içerik üretimi için güvenli hizmetler.
  • İçerikleri ve oyun ödüllerini korumak için dijital hak yönetimi.

En iyi projeler Kaspersky ile pilot uygulama için yarışacak ve uluslararası pazara açılma fırsatı elde edebilecek. Bu girişimler ayrıca teknik ve kurumsal konularda danışmanlık alacak. Pilot sürüme geçmeyi başaran projeler Kaspersky iş ortağı kanalına (dağıtımcıların ve bayilerin yer aldığı) ve onların müşterilerine erişebilecek.

Son Başvuru: 31 Mayıs 2020

Bu yılki seçmeler, dünyanın en önde gelen kurumsal inovasyon platformlarından biri olan F6S’in desteğiyle gerçekleştiriliyor. Teknik ve kurumsal inceleme Kaspersky analistleri tarafından yapılacak. Projelerin yatırım potansiyeli ise F6S Corporate Innovation Analyst Insights hizmeti aracılığıyla değerlendirilecek.

Başvuru: kaspersky.com/blog/gaming-campaign-may-2020/

Seçilen girişimler Selection Day etkinliğindeki finalde projelerini jüriye sunacak. Etkinlik 30 Haziran tarihinde internet üzerinden gerçekleşecek.

Sayaçları online okuyacak Apsiyon, fiziksel okumalardaki yanlış fatura kesilmesini engelleyecek

‘Site Yöneticisinin Dijital Asistanı sloganıyla Türkiye genelinde 750 binden fazla konuta hizmet veren Apsiyon, şirketin kendisinden aldığımız bilgi doğrultusunda hayatı kolaylaştıran bir yeniliği duyurdu.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’ndan ‘Yetkili Sayaç Okuma Belgesi’ alan Apsiyon sayaçları uzaktan ve online okuyarak, fiziksel okumalardan kaynaklanan yanlış fatura kesilmesinin önüne geçiyor.

Toplu yaşam alanı yöneticilerine CRM’den finans yönetimine, bakım takibinden dijital güvenlik sistemlerine kadar entegre çözümler sunan Apsiyon, merkezi ısıtma ve sıhhi sıcak su sistemlerinde, “Isının ve Sıcak Su Giderlerinin Paylaşılmasına İlişkin Yönetmelik” kapsamında ‘Yetkili Sayaç Okuma ve Dağıtım Şirketi’ oldu.

Online okuma ile sosyal izolasyonun korunmasına da katkı sağlayan Apsiyon, anlık ve günlük okumalarla, fiziksel sayaç okumalarında, faturalarda yaşanan hatalara engel oluyor.

Corona döneminde, Cepte POS kullanımı en çok eczaneler ve ecza depolarında arttı

Ödeal’ın cep telefonlarını POS cihazına dönüştüren uygulaması “Cepte POS” kullanımı, bu zorlu süreçte en çok ve büyük farkla eczaneler ve ecza depoları tarafında arttı.
10-29 Şubat ile 10-29 Mart 2020’ye kadar olan dönemin incelemesinde, geçmiş dönemlere kıyasla en yüksek düşüş turizmde oldu.

Türkiye’yi ‘Cepte POS’ ve “Yazarkasa POS” uygulamalarıyla tanıştırarak Türkiye’de bir ilki gerçekleştiren Ödeal, kendi çözüm ve uygulamalarında yaşanan değişimi paylaştı. Söz konusu sonuçlar, koronavirüs nedeniyle geçtiğimiz bu zorlu günlerde, ödeme sistemleri sektörüne ve genel ticarete de ayna tutuyor. 81 ilde 35 bini aşkın mikro işletme ve KOBİ statüsünde üyesi olan Ödeal’ın verileri, sektörel çeşitliliğin yanı sıra; bir anlamda Türkiye genelini yansıtması açısından da değerli.

Cepte POS’ta en yüksek işlem hacmi artışı, eczaneler ve ecza depolarında yaşandı

Firma tarafından yapılan açıklamada, 10-29 Şubat ile 10-29 Mart 2020 dönemlerinde, Cepte POS’a üye firmalar üzerinden yapılan araştırmada, kullanım artışına göre, “eczane ve eczane depolarının” büyük bir farkla ve yüzde 100’ün üzerinde işlem hacmi artışıyla ilk sırada yer aldığı belirtildi. Bu sektörü “lokanta-restoran-cafe-pastane” ve “tarım-hayvancılık-ilaçlama” sektörlerinin takip ettiği vurgulandı. Cepte POS işlem hacminde en yüksek düşüş ise “turizm” ve “finans”’ta yaşandı.

Ödeal’ın yazarkasa müşterileri bağlamında, iş hacmini en çok artıran sektörler ise sırasıyla “bisiklet-motosiklet-tamir/bakım”, “kırtasiye-ofis-makine”, “mühendislik-doğalgaz-enerji-ısıtma”, “temizlik firmaları-temizlik ürünleri-halı yıkama-oto yıkama” ve “manav/meyve-sebze” sektörleri oldu. Söz konusu sektörlerde iki dönem arasında yüzde 80 ve üzerinde işlem hacmi artışı görüldü.

Yazarkasada en yüksek düşüş fotoğraf stüdyoları-kamera sektöründe

Yazarkasa kullanan üye işyerlerinde “fotoğraf stüdyoları-kamera”, ”eğitim-kurs”, “spor tesisleri” ve “çiçekçilik”, iş hacmi en çok düşen sektörler oldu.

Konuyla ilgili bir açıklama yapan Ödeal kurucu ortağı Fevzi Güngör, öncelikle Koronavirüs (covid-19) nedeniyle hayatını kaybeden tüm insanlara baş sağlığı, yakınlarına sabır ve hastalananlara acil şifalar dileyerek; “Uzaktan güvenli ödemeye olanak sağlayan Cepte POS gibi dijital ürün ve hizmetler özellikle son dönemdeki olağanüstü gündem nedeniyle keskinleşen tüketici hassasiyetlerine yanıt vermesi nedeniyle öne çıkıyor.” dedi.