Ana Sayfa Blog Sayfa 706

Hubbox, Startus Insights’ın araştırmasında, IoT kategorisinde en iyi iki firmadan biri seçildi

Makinelere uzaktan erişim için yerli ve milli olanaklarla teknoloji geliştiren Hubbox, Startus Insights tarafından yapılan “En İyi 10 Endüstri 4.0 Trendleri ve Yenilikleri: 2020 ve Ötesi” araştırmasında, IoT kategorisinde en iyi iki firmadan biri seçildi.

Araştırma kapsamında, Startus Insights analistleri, endüstri 4.0’da ortaya çıkan çeşitli inovasyon eğilimlerini ve teknolojilerini belirlemek için kapsamlı bir araştırma yaptılar. Araştırmada dünya çapında 770 startup ve gelişmekte olan şirket yeraldı. Bu araştırma kapsamında Türk firması Hubbox, büyük bir başarı göstererek IoT kategorisinde en iyi iki firmadan biri seçildi.

Internet of Things (IoT)’yi oluşturan makine-makine, insan-makine ve insan-insan arasındaki gerçek zamanlı bağlantı, daha hızlı, verimli ve uygun maliyetli üretim süreçleri sağlar ve endüstri 4.0 için çok önemlidir.

Üretim şirketleri için güvenli bir endüstriyel uzaktan bağlantı cihazı sağlayan Hubbox, nesnelerin interneti çözümü oluşturarak makineler arasında M2M networkler kurar. Cihaz, WAN, LAN ve WiFi arayüzleri ile birlikte gelir ve güvenli SSL sertifikalarını ve gelişmiş şifreleme yöntemlerini kullanır. Cihaz ayrıca ERP, CRM, Mes gibi kurumsal yazılımlar ve kendi özel yazılım projelerini yapmak isteyenler için tüm platformlarla ile iletişim kurabilir olarak tasarlanmıştır.

Yıldız Holding’den şirket içi yeni çalışma modeli: Dijital Sosyalleşme

Pandemiden önce Yıldız Holding’in Çamlıca Kampüsü’ndeki sosyal yaşam alanlarında gerçekleşen tesadüfi karşılaşmalar ve sohbetler, “yeni normal” çerçevesinde Dijital Koridor’a taşındı. Her hafta dijital uygulama tarafından rastgele seçilen çalışanlar, online platformda bir araya gelerek sosyalleşme imkânı buluyor.

COVID-19 salgını boyunca çalışanlarının sadece fiziksel değil psikolojik sağlığını da gözeterek faaliyetlerini sürdüren Yıldız Holding, bu kapsamda yeni dijital uygulamaları hayata geçirmeye devam ediyor. Çalışanlarının, iş dünyasının “yeni normal” dönemine uyum sağlamasını kolaylaştırmayı amaçlayan Yıldız Holding, son olarak geliştirdiği projelere Dijital Koridor ile bir yenisini daha ekledi. Dijital Koridor, iş hayatına renk katan ancak sosyal mesafe kuralları gereği kısıtlanan tesadüfi karşılaşmalar, ayak üstü sohbetler gibi ofis içi sosyalleşme anlarının dijital olarak devam ettirilmesine imkan sağlıyor.

Pandemi sürecinde iş sürekliliğinin yanı sıra çalışan mutluluğu ve motivasyonu sağlayan dijital uygulamaları hızlı bir şekilde hayata geçirdiklerini anlatan Yıldız Holding CEO’su Mehmet Tütüncü:

“Dijital Koridor, yeni normal döneminde çalışma hayatımıza dahil ettiğimiz son uygulamalardan biri oldu. Sosyal mesafe kurallarına titizlikle uyan arkadaşlarımızın işlerini uzaktan erişimle devam ettirmeleri sebebiyle gün içinde Çamlıca Kampüsümüz’ün koridorlarında yaptıkları samimi sohbetleri, tesadüfi karşılaşmaları, hâl hatır sormaları özlediklerini düşündük. İçinde bulunduğumuz dijitalizasyon çağı bize bu tür konularda yeni fırsatlar sunuyor. Bu yaklaşımla Holdingimiz bünyesinde kesintiye uğrayan sosyal hayatı yeniden canlandırmak adına dijital araçlardan yararlanmaya karar verdik. Kendi ekiplerimizin geliştirdiği bu uygulama devreye girdiği andan itibaren çalışma arkadaşlarımızın yoğun ilgisini topladı ve şu anda etkin şekilde kullanılıyor. Önümüzdeki dönemde de bu tür dijital uygulamalarla çalışanlarımızın mutluluğu ve motivasyonuna katkı sağlamaya devam edeceğiz” dedi.

Tüm grup şirketlerine yayılacak

Yıldız Holding Bilgi Teknolojileri Başkanlığı ve İç İletişim ekiplerinin birlikte hayata geçirdiği Dijital Koridor uygulaması kapsamında, sistem her hafta çalışanları, rastlantısal olarak bir araya getiriyor. Uygulama, her iki çalışanın da takvimine uygun olan 5’er dakikayı belirleyip online görüşmeyi düzenliyor; katılım bağlantısını ve takvimini otomatik e-posta yoluyla iletiyor. Online platformda gerçekleşen görüşmeler, çalışanların dijital takvimine de otomatik olarak ekleniyor. Dijital Koridor buluşmaları her Cuma günü 15.00-17.00 saatleri arasında gerçekleşiyor.

Çamlıca Kampüsü’nde başlatılan Dijital Koridor uygulamasının yakın zaman içinde Yıldız Holding’in tüm grup şirketlerinde de hayata geçirilmesi hedefleniyor.

TÜSİAD Bu Gençlikte İş Var! EGE finalini kazanan girişimler: Docto Baby, Bookgether, Genotech

Türkiye genelinde üniversite öğrencilerine, yenilikçi bakış açısı ve girişimcilik yetkinliği kazandırmak amacıyla 2011’den bu yana düzenlenen, 2019 itibari ile de Ege Bölgesi’nde girişimcilik ekosisteminin gelişmesine katkı sağlamak amacıyla “TÜSİAD Bu Gençlikte İŞ Var! Ege Programı” adı altında sürdürülen etkinliğin 2020 dönemi, EGİAD iş birliği ile İzmir’de online olarak gerçekleştirildi.

Kazananlar

Yarışan girişimler arasından ödül kazananlar 23 Temmuz’da gerçekleşen dijital Final Günü’nde belirlendi. Bu seneki finalde annelerin hamilelik ve doğum sonrası süreçlerini bilinçli geçirmelerini sağlayan Docto Baby birincilik; sanal kitap toplantıları ile farklı bakış açılarına ve hayat deneyimlerine sahip insanları buluşturan mobil uygulama Bookgether ikincilik; 1. ve 2. evre karaciğer kanseri ve potansiyel karaciğer hastalarına yönelik tedavi amaçlı solüsyon Genotech üçüncülük ödülü aldı.

Birinci: Docto Baby

Annelerin hamilelik ve doğum sonrası süreçlerini bilinçli geçirmelerini sağlayan, gerektiğinde uzman doktorlarla iletişimi kolaylaştıran bir mobil uygulama. Ayrıca bebeğin yaşayabileceği olası problemleri küçük testlerle belirleyip erken önlem almalarına yardımcı oluyor.

  • Rehberi: Özüm İlter Demirci, Bayteks Tarım Ürünleri Yönetim Kurulu Üyesi / Melek Yatırımcı
  • Ekip Üyeleri: Samet Demirdağ, Hasan Berk Kocabaş, Nazmi Güzel

İkinci: Bookgether

Sanal kitap toplantıları ile farklı bakış açılarına ve hayat deneyimlerine sahip insanları buluşturan mobil uygulama.

  • Rehberi: Zerrin Ülken, Tunaboylu Mefruşat İş Geliştirme Müdürü / Melek Yatırımcı
  • Ekip Üyeleri: Burcu Karacaağaçlı, Oğuzhan Taşyaran

Üçüncü: Genotech

1.ve 2. Evre karaciğer kanseri ve potansiyel karaciğer hastalarına yönelik tedavi amaçlı solüsyon.

  • Rehberi: Filip Minasyan, EFE Industries & Trade Co. Genel Müdürü / Melek Yatırımcı
  • Ekip Üyeleri: Ege Erol, Burak Giray Sarı, Hulusi Burak Etler, Can Toraman

Türkiye’nin ilk Yapay Zeka ve Veri Mühendisliği bölümü İTÜ’de açılıyor

Türkiye’nin ilk Yapay Zeka ve Veri Mühendisliği Bölümü İstanbul Teknik Üniversitesi Bilgisayar ve Bilişim Fakültesi altında kuruluyor. 2020-2021 yılında ilk öğrencilerini kabul edecek olan bölüm, İTÜ bünyesinde yürütülmekte olan ulusal ve uluslararası yapay zeka ve veri mühendisliği çalışmalarını lisans eğitimine taşıyor.

Yapay zeka teknolojileri, dünyada her gün üretilen 2,5 kentilyon verinin analizinden robotikten doğal dil işlemeye; bilgisayar ile görü gibi ileri teknolojilerden sağlık hizmetlerine, telekomünikasyondan imalata pek çok farklı alanda kullanılıyor. 2021 yılının sonuna gelindiğinde ise, yeni gelişen teknolojilerin en az %80’inin yapay zeka teknolojilerinden beslenmiş olacağı öngörülüyor. Beklentilerin büyüklüğü ve bu büyük etkinin muhtemel yakınlığı düşünüldüğünde, programa girecek 40 öğrenci, Türkiye’nin ilk Yapay Zeka ve Veri Mühendisleri olarak Türkiye ekonomisinin ve sektörlerinin şekillenmesine liderlik edecek.

Akademik ve Çalışma Hayatını Destekleyen Ekosistem

Son beş yılda yapay zeka alanında aldığı atıflarla Türkiye üniversiteleri arasında birinci sırada yer alan İTÜ’de yapay zeka altyapısıyla ilgili çalışmalar 2018’den beri İTÜ Yapay Zeka ve Veri Bilimi Uygulama ve Araştırma Merkezi tarafından yürütülüyor.

Aynı zamanda İTÜ ARI Teknokent, akademiyle sektörü buluşturarak yüksek teknoloji çözümleri geliştiriyor ve startup’ları İTÜ Çekirdek ile destekliyor.

Bölüm Başkanı Prof. Dr. Şule Gündüz Öğüdücü; “Yapay Zeka ve Veri Mühendisliği Bölümü, yapay zeka ve veri bilimi konusunda yalnızca temel mühendislik uygulamalarının değil, yeni yapay zeka ve veri bilimi algoritmalarının da geliştirileceği güçlü bir ekosistem oluşturacak. Bölüm, kritik önem taşıyan alanlarda milli teknolojilerin gelişmesine katkı sağlayacak. Bu yıl öğrencimiz olacak 40 genç, Türkiye’nin ilk yapay zeka ve veri mühendisleri olacaklar. Böylece büyük verilerin toplanması, saklanması, yönetilmesi yapay zeka algoritmalarına uygun koşullara getirilmesi veri analitiği veri akışlarının yönetilmesi gibi bütüncül bir bakış açısına sahip olacaklardır.“ dedi.

Milli Teknoloji Üretiminde Öne Çıkan Projeler

Türkiye’nin teknolojik geleceğine yön verecek öğrencileri yetiştirecek, ulusal ve uluslararası başarılarıyla ve aldıkları ödüllerle alanlarında öne çıkan akademisyenlerin bazı güncel projeleri:

  • Bölüm Başkanı Prof. Dr. Şule Gündüz Öğüdücü, TÜBİTAK ile aday ve iş ilanı platformları için derin öğrenme yöntemleri ile karşılıklı öneri sistemi geliştirmeye çalışan bir TÜBİTAK projesinin yürütücülüğünü yapıyor. Ayrıca, öneri modelleri, finansal analiz, dinamik fiyatlandırma, gerçek zamanlı sistemlerin makine öğrenmesi yöntemleri ile ölçeklendirmesi konularında özel sektör ile projeler yürütüyor.
  • Prof. Dr. Gözde Ünal ve TU-AI ve ITU Vision Lab’daki ekibinin, Uzman Radyolog Dr. Defne Gürbüz ve ekibi ile yürüttüğü çalışma, 3-boyutlu bilgisayarlı tomografi (BT) görüntülerinden COVID-19 hastalığının akciğer bulgularının yapay zeka teknikleri ile hesaplanmasını hedefliyor.
  • Doç. Dr. Berk Canberk’in Türkiye’de sektörün önde giden şirketleriyle yapay zeka tabanlı 4G, 5G ve 6G ve akıllı iletişim sistemleri alanlarındaki çalışmaları hızla devam ediyor. Yeni nesil akıllı kablosuz ağ yönetimi, zeki nesnelerin interneti, akıllı drone ağlar, akıllı içerik dağıtım ağları ve yazılım tabanlı haberleşme alanlarında çalışan Doç. Dr. Berk Canberk aynı zamanda, İTÜ Yapay Zeka ve Veri Bilimi Uygulama ve Araştırma Merkezi’nde (İTÜAI) müdürlük görevini sürdürüyor.
  • Doç. Dr. A. Cüneyd Tantuğ, yapay Zeka, yapay Öğrenme, derin öğrenme, doğal dil işleme ve bilgisayarlı çeviri alanlarındaki çalışmalarının yanı sıra 2012 yılından beri İTÜ’nün tüm bilgi işlem alt yapısından ve yeni bilgi teknolojileri projelerinden sorumlu olarak Bilgi İşlem Daire Başkanı görevini yürütüyor. Kalkınma Bakanlığı, TÜBİTAK, Avrupa Birliği destekli bir çok projede yürütücü ve araştırmacı olarak görev alıyor.
  • Doç. Dr. Hatice Köse’nin işitme engelli ve otizmli çocuklarla yaptığı çalışmalar; yapay zeka tabanlı yaklaşımlarla işaret dili ve hareket tanımayı, robot ve avatarlarla gerçeklemeyi ve robotların sensörleri aracılığıyla çocukların duygu durum ve motivasyonlarını anlayıp buna göre davranış sergilemeyi hedefliyor. İşitme engelli çocuklarla yürüttüğü projesi dünyada bir ilk niteliği taşıyor.
  • Doç. Dr. Gülşen Eryiğit, her dil için yerli geliştirilmesi gereken bir teknoloji olan Doğal Dil İşleme alanında 20 yıldır Türkçe üzerine çalışıyor. Bu anlamda Doç. Dr. Gülşen Eryiğit liderliğinde yürütülen çalışmalar, Türkiye’nin açığını kapatma açısından büyük önem taşıyor.
  • Doç. Dr. Sanem Sarıel son dönemdeki akademik çalışmalarını bilişsel robotların yaşam boyu öğrenme yöntemlerine yoğunlaştırıyor. İnsansı robotların gündelik işleri güvenli olarak yürütebilmesi için gerekli olan derin pekiştirmeli öğrenme yöntemlerini de içeren yapay öğrenme yöntemlerinin geliştirilmesi üzerine çalışıyor.

Yapay Zeka ve Veri Mühendisliği hakkında bazı istatistikler

  • Yapay zekanın 2030 yılında kadar küresel ekonomiye 15,7 trilyon dolar katkı yaparak küresel gayri safi yurtiçi hasılayı %14 artırması bekleniyor.
  • Gartner’ın yayınladığı bir başka araştırmaya göre dünya genelindeki organizasyonların %37’si “bir çeşit yapay zeka” teknolojisi kullanıyor ve bu oran geçmiş 4 yıl ile karşılaştırıldığında %270’lik bir artışa tekabül ediyor[1].
  • Dünya Entelektüel Mülk Organizasyonu’nun (WIPO) yayınladığı istatistiklere göre, yalnızca 2013 ile 2017 arasında alınan yapay zeka patentleri 19.000’den 55.000’e çıkarak yaklaşık üç katına ulaştı.

Cambly Türkiye’nin salgın sürecinde yeni kullanıcılardan gelen organik trafiği yüzde 25 arttı

Pandemi dijitalleşme sürecini hızlandırırken, tüketici alışkanlıklarını da değiştiriyor. Pandemi sürecinde hem öğrenciler hem de çalışanlar tarafından online eğitime ilgi artarken, 2019 yılında 200 milyar doları aşan küresel e-öğrenme pazar büyüklüğünün 2026 yılında yaklaşık 2 katına çıkması bekleniyor. Türkiye’de de pazar büyüklüğünün 2023’te 200 milyon dolara ulaşacağı tahmin ediliyor.

Konuya ilişkin değerlendirmede bulunan İngilizce eğitim uygulaması Cambly’nin Türkiye Ülke Müdürü Emre Şimdi “Pandemi’nin ilan edilmesinin ardından hükümetlerin attığı ilk adımlardan biri okulların kapatılması oldu. Bu karar ile birlikte dünya genelinde pek çok çocuk uzaktan eğitime geçiş yaparken, ebeveynler de e-eğitim hizmeti veren şirketlere yöneldi. Ayrıca bu süreçte sadece ebeveynlerin ve çocukların değil; kendine yatırım yapmak, vaktini verimli şekilde değerlendirmek isteyen kişilerin/çalışanların da tercihi yine e-eğitimler oldu” dedi. Pandemi döneminde Türkiye’deki mevcut kullanıcılarının Cambly kullanımında artış oranının yüzde 21 olduğuna işaret eden Emre Şimdi, salgın sürecinde Cambly Türkiye’de yeni kullanıcılardan gelen organik trafiğin de yüzde 25 arttığını söyledi.

“Ücretsiz ders içerikleri de sunuyoruz”

Cambly’nin bu süreçte yaptığı çalışmalara da değinen Emre Şimdi “Cambly olarak COVID-19 ile ilgili gelişmelerin yanı sıra hem öğrencilerimiz hem de eğitmenlerimiz üzerindeki etkilerini yakından takip ettik ve etmeye de devam ediyoruz. Hizmet ettiğimiz topluluğu önemsiyor, bu dönemde evlerimizde daha fazla zaman geçirdiğimiz için farklı fırsatlar sunmaya çalışıyoruz. Kullanıcılarımızın zamanını verimli kılmak, dünyanın dört bir yanından insanlarla iletişim kurup fikir alışverişi yapmalarını sağlamak, kişisel gelişimlerine destek olmak istiyoruz. “Cambly ile İngilizce Öğren” YouTube kanalında ücretsiz ders içerikleri paylaşırken, Spotify kanalımızda ise dinleme becerilerini geliştiriyoruz. Yine okurken hem eğlenip hem öğrenebileceğiniz Cambly Blog’da İngilizce kendini tanıtmaktan özgeçmiş hazırlamaya birçok içerik sunuyoruz. Aynı zamanda COVID süresince tek geçim kaynağı Cambly’de çalışarak para kazanmak olan, başka geçim kaynağı olmayan değerli eğitmenlerimize desteğimizi de sürdürüyoruz” diye konuştu. Emre Şimdi ayrıca, Cambly’nin ilk kez uygulamayı deneyecekler için “12ingilizce” koduyla 15 dakika ücretsiz deneme dersi sağladığını belirterek, sınırlı sayıda kişi için geçerli olan aynı kod ile 12 aylık aboneliklerde de yüzde 45 oranında indirimden faydalanma imkânı sunduklarını kaydetti.

Türkiye’de 2023 yılı için beklenti 200 milyon dolarlık pazar büyüklüğü

Öte yandan yapılan araştırmaların pandeminin neden olduğu e-öğrenme pazarının yükselişinin kalıcı olacağını gösterdiğine işaret eden Emre Şimdi, Türkiye’deki e-öğrenme pazarına ilişkin ise şu bilgileri verdi: “Türkiye’de yapılan araştırmalara göre e-öğrenme pazar büyüklüğü 2013-2018 yılları arasında çift haneli büyürken, Türkiye’de pazar büyüklüğünün 2023 yılının sonunda 200 milyon dolara ulaşması bekleniyor. Bunun en önemli nedenleri arasında online eğitimin kişiselleştirilebilir olması, kullanıcılara zaman kazandırması, global bilgi paylaşımını desteklemesi ve sürekli kendini güncellemesi gibi önemli noktaları gösterebiliriz. Ayrıca Türkiye özelinde baktığımızda genç nüfusun yoğun olması, artan internet penetrasyonu, son yıllarda okul sayılarındaki yükseliş ve evden çalışma düzenine geçen şirket sayısındaki artış ile birlikte çalışanların kendini geliştirmek için arayış içerisinde olmaları da Türkiye açısından büyük bir potansiyel olduğunu ortaya koyuyor.”

gelal: Kargoları, aynı yöne giden kişilerle buluşturan uygulama

Kargo ve taşımacılık sektörünün yeni girişimlerinden gelal, paylaşım ekonomisi modelini ve teknolojinin gücünü kullanarak kargoları aynı yöne giden binlerce taşımacıyla buluşturan bir uygulama olarak karşımıza çıkıyor. Uygulama göndericilere zaman, taşımacılara ise para kazandırıyor.

Özellikle e-ticaretin yaygınlaşmasıyla pazarın büyüme hızına yetişemeyen kargo şirketleri, göndericilerin ihtiyaçlarını zamanında karşılayamıyor. Kargolar, alıcılara hatalı, gecikmeli ya da hasarlı teslim ediliyor. Lojistik ve yazılım tecrübelerini birleştiren kurucular Mustafa Karataş, Ali Akdeniz ve Bülent Bulut son dönemin en hareketli alanına pratik bir çözüm getiriyor. “Biz Bize Teslimat” sloganıyla yola çıkan girişim, kargo sektörüne hız, güven ve hassasiyet kazandırmayı hedefliyor.

Kargoda gün ve saat sınırlamaları ortadan kalkıyor

Teknolojik altyapısı iki yılda tamamlanan uygulama, aynı yöne giden kişiler sayesinde kargo taşımaları için gün ve saat sınırlamasını ortadan kaldırıyor. Akşam saatlerinde ya da hafta sonunda kargo teslimatını mümkün hale getiriyor. Göndericiler ve taşımacılar, kendi numaralarını paylaşmadan uygulama üzerinden iletişim kurabiliyor.

Sektörün tüm sorunlarına teknolojik çözümler sunan yeni nesil taşımacılık uygulaması gelal, konum bazlı bir uygulama. Göndericiler uygulama üzerinden taşımacıyı anlık olarak takip edebiliyor. Taşımacılar da haritadan gideceği adrese yol tarifi alarak teslimatları daha hızlı gerçekleştiriyor.

Kargo ve yük taşımacılığındaki problemlerin akıllı bir sistemle çözülmesi ihtiyacından doğan girişim, ilk etapta şehir içi olarak İstanbul’da faaliyetine başladı. Nakliye taşımaları ve araba kargo için birçok büyük şehir arasında hizmet veriyor. Kısa sürede tüm Türkiye’ye yayılması planlanan proje, gelal ve gelal Taşımacı olmak üzere temelde iki uygulamadan oluşuyor.

Uygulamayı İlk Günden 4 Bin Taşımacı İndirdi

Kurye, kargo ve nakliye hizmetlerini tek platformda bir araya getiren uygulamaya taşımacı kayıtları gelal Taşımacı uygulaması üzerinden kabul ediliyor. Paylaşım ekonomisinin gelişimini sürdürebilmesi için güvenlik konusunda sıkı tedbirler alınıyor. Taşımacıların sisteme yüklediği tüm bilgi ve belgeler resmi olarak onaylanıyor.

Güvenlik aşamasını başarıyla geçen taşımacıların sisteme kaydı tamamlanmış oluyor. iOS ve Android için ücretsiz olarak sunulan uygulama, yayınlandığı gün 4 bin kişi tarafından indirildi.

Uygulama ile ek gelir elde etmek için bireysel üyelik ya da şirket üyeliği oluşturmak yeterli. Bireysel üyelikte taşımacılar yaya olarak, motoruyla ya da aracıyla kazanç sağlayabiliyor. Hali hazırda faaliyet gösteren kurye ve nakliye şirketlerinin yanı sıra kendi işini kurmak isteyen taşımacılar da sisteme kabul ediliyor.

İstanbul’dan Ankara’ya 5 Saatte Kargo Gönderilebiliyor

gelal uygulaması sayesinde göndericiler, kargolarını aynı yöne giden taşımacılarla sigortalı gönderiyor. Kullanıcılara “canlı takip” ve “temassız teslimat” gibi birçok özellik sunuluyor. Gönderi ücreti, uygulama üzerinden anında öğrenilebiliyor.

Hiç beklemeden yola çıkan kargolar, aynı yöne giden taşımacılar sayesinde bir şehirden başka bir şehre bile birkaç saatte teslim edilebiliyor. Örneğin, İstanbul’dan Ankara’ya ortalama 5 saatte, İzmir’den Antalya’ya yaklaşık 6 saatte kargo göndermek mümkün. Kargolar aktarılmadan taşınacağı için, hassas kargo gönderimi de en güvenli şekilde yapılıyor.

Uygulamada göndericilere kurye, kargo ve nakliye seçenekleri sunuluyor. Taşıma yaptırmak isteyen kişiler, aynı yöne giden taşımacılardan çok daha uyguna hizmet alabiliyor. Kullanıcılar aynı gün içinde, hatta birkaç saatte kargo ve eşya gönderebiliyor. Acil kargo ve hassas kargo gönderimi ile de dikkat çeken uygulama, 7/24 destek hizmeti sayesinde sektöre çözüm odaklı bir yaklaşım getiriyor.

gelal’ın pandemi sürecinde e-ticaret alışverişlerinin artmasıyla taleplere yetişemeyen kargo şirketlerindeki yığılmayı azaltacağını söyleyebiliriz. Ayrıca girişimin taşımacı uygulaması tarafıyla da işsizliğin arttığı bu dönemde yeni bir istihdam alanı yaratacağını belirtelim.

gelal’ı incelemek için gelal.com’u ziyaret edebilir veya Android ve iOS uygulamalarını indirebilirsiniz.

Oyun girişimcileri için yeni program: İTÜ Çekirdek #GameTech

İTÜ ARI Teknokent ile Türkiye’de teknoloji üretimini amaçlayan Teknoloji ile Üretelim Platformu, güçlerini birleştirerek İTÜ Çekirdek #GameTech programını hayata geçirdi.

Oyun teknolojileri alanında inovatif teknolojiler geliştiren girişimcilerin desteklenmesi, küresel oyun dünyasına girişin kolaylaştırılması, oyun sektöründe yeni istihdam alanları açılması ve yatırımcıların dikkatinin bu yöne çekilebilmesi hedefleriyle açılan #GameTech programına başvuran girişimcileri Big Bang 2020 sahnesinde 350 bin TL’lik ödül bekliyor.

İTÜ Çekirdek #GameTech‘e: Başvur

#GameTech programına oyun geliştiren, oyun sektörüne kurguladığı iş modeli ile değer katan, oyun deneyimini iyileştiren; kısacası teknolojisi ile oyun sektörüne katkı sunacak girişimler başvurabiliyor.

Hayata geçirilen iş birliğine yönelik konuşan İTÜ ARI Teknokent Direktörü ve İTÜ Çekirdek’in Kurucusu Arzu Eryılmaz:

“2012’den beri İTÜ Çekirdek’te bir teknoloji girişimcisinin ihtiyacı olan eğitim, mentorluk, yatırım, cansuyu gibi destekleri paydaşlarımızın katkılarıyla bir bütün olarak girişimcilere sunuyoruz. Her teknoloji dikeyine açık olan İTÜ Çekirdek’te sektörel paydaşlarla güçbirliği yaparak girişimcilere çok daha verimli ve ilgili sektör odağında çok daha etkili hizmet verebiliyoruz.” dedi.

İş birliğinden duyduğu memnuniyeti belirten Teknoloji ile Üretelim Platformu Sözcüsü ve Lenovo Türkiye Genel Müdürü Emre Hantaloğlu şunları söyledi:

“Türk toplumunun teknolojiyi tüketen tarafta değil, teknoloji ile üreten tarafta olması hedefiyle yola çıkan “Teknoloji ile Üretelim” platformu olarak teknolojiyi üretirken kullanabilen, mesleğine entegre edebilen, teknolojik gelişmelere açık ve gelişmeleri takip eden bireyler yetiştirmenin yanında yeni girişimcileri, özellikle her geçen yıl ivme kazanan oyun yazılımı alanında başarıyı hedefleyen startup’ları desteklemek istiyoruz. Bu amaçla çok değerli İTÜ ARI Teknokent’le iş birliği yapmaktan büyük mutluluk duyuyor, oyun deneyimini geliştiren teknolojilerden oyuncu destek mekanizmalarına kadar oyun sektörünü destekleyici sektörlerde girişim geliştiren herkesi #GameTech programına başvurmaya davet ediyoruz. Big Bang sahnesinin, 350 bin TL’lik büyük ödülü fazlasıyla hak eden birçok başarılı proje ile parlayacağını ümit ediyorum.”

Oyun teknolojilerinin hızlı yükselişi

2022 yılına kadar tüm dünyada 196 milyar dolara yükselmesi beklenen oyun teknolojileri pazarı, dijital dünyanın en büyük gelişim alanlarından birini oluşturuyor. Yeni nesil teknolojilerle oyun severleri daima bir adım öteye taşımayı hedefleyen oyun dünyası, sadece eğlenmek ya da vakit geçirmenin çok ötesine geçerek e-spor gibi yepyeni sektörlerin de doğuşuyla bugün milyarlarca insana dokunuyor.

“Teknoloji ile Üretelim” Platformu Hakkında

Lenovo’nun girişimiyle FutureBright Group, Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı (TEGV), İTÜ ARI Teknokent, Başarsoft, Arena Bilgisayar, Index Grup, Koyuncu Elektronik, Penta Bilgisayar ve Techdata Bilgisayar Sistemleri’nin bir araya gelerek kurduğu Teknoloji ile Üretelim Platformu, ülkemizde katma değerli üretimin artması ve toplumsal kalkınmayı desteklemek üzere her kesimin teknolojiyle üreten tarafta olmasını hedeflemektedir. Bu amaçla platform, teknolojiyi üretim amacı olarak kullanmayı teşvik eden olanaklar sağlayacak projeler gerçekleştirmektedir.

İş Bankası, gençler için yeni Maximum Genç programını duyurdu

Türkiye İş Bankası, 18-25 yaş arasında olan, okuyan veya çalışan gençlerin beklentilerine cevap verecek, finansal hizmetler ve günlük yaşama dair ayrıcalıklar sağlayarak onlara rehberlik edecek Maximum Genç programını gençlerle tanıştırıyor.

İş Bankası Maximum Genç programı, bir bankacılık programının ötesinde, hikayesinin peşinden koşan, hayatın gerçeklerine hayalini katan, anı yaşarken geleceği de kurgulayan, kültür-sanat etkinlikleri, spor ve müzikle yakından ilgilenen gençlerin bir buluşma yeri olarak tasarlandı. Program kapsamında; finansal hizmetlerden, alışverişleri kolaylaştıracak kampanyalara, eğlenceden kişisel gelişime, kişisel finans yönetimine ve kolayca birikim yapmaya kadar gençlerin hayatına ve hayallerine dair farklı alanlara dokunan çok yönlü hizmet ve ayrıcalıklar bulunuyor. Maximum Genç Bankamatik Kartı veya kredi kartı ürünlerinden birine sahip olan gençler bu avantajlardan kolaylıkla faydalanabiliyor.

Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan İş Bankası Genel Müdür Yardımcısı Yalçın Sezen, İş Bankası olarak gençlerin günlük ihtiyaçlarını karşılamalarına ve geleceğe yönelik planlarına destek olmaya, bir yol arkadaşı olarak yanlarında bulunmaya büyük önem verdiklerini söyledi.

Maximum Genç programı neler sunuyor?

Dijital deneyimler, günlük hayatı kolaylaştıracak ayrıcalıklar ile hız ve kolaylık ön planda
Alışılmış kartların aksine dikey olarak tasarlanan Maximum Genç Bankamatik veya Maximum Genç kredi kartına gençler, İşCep veya Maximum Mobil üzerinden hızlı ve kolayca başvurabiliyor.

Maximum Genç Bankamatik Kartı veya kredi kartına sahip olan Maximum Gençlilerin hayatını kolaylaştıran belli başlı hizmetler şöyle:

  1. Giyimden kozmetiğe, yemek siparişlerinden market harcamalarına, e-ticaret harcamalarından elektronik tüketime günlük hayatın değişen tüm tüketim ihtiyaçları için taksit, puan, indirim ayrıcalıkları
  2. Kültür ve sanat aktiviteleri için kitaptan, konserlere, tiyatrodan sinemaya her türlü ilgi alanına yönelik ödeme kolaylıkları
  3. Film, müzik, oyun platformları için ihtiyaç duyulan tüm dijital kodlara Maximum Mobil’den ulaşım ve MaxiPuan avantajı
  4. Spor aktiviteleri için ödeme kolaylıkları
  5. Kişisel gelişime katkı sağlayacak ayrıcalıklar
  6. Ücretsiz EFT ve havale ayrıcalığı
  7. İşCep ve Bankamatiklerden öğrenci harcı ödeme kolaylığı
  8. İşCep Sosyal Hesap ile paylaşımlı ödeme kolaylığı
  9. Maximum Mobil’den QR ile veya mobil ödeme, para çekme ve yatırma, karttan karta veya cep telefonuna para transferi
  10. Kredi kartından kart aidatı alınmaması

Gençlere kişisel finans yönetimi ve birikim yapma kolaylığı

Maximum Gençliler, İşCep uygulaması üzerinden kendilerine özel tasarlanan kişisel finans yönetimi hizmeti sayesinde, ay içinde harcadıkları tutar ve bahse konu tutarların kategoriler bazında dağılımlarını izleyebiliyor; kaynaklarını nereye harcadığını tek bir ekrandan toplu olarak görüp kolayca takip edebiliyor. İşCep kişisel finans yönetimi hizmeti Maximum Gençlilerin harcamalarını takip etmelerine yardımcı oluyor, akıllı harcama konusunda kendilerine yol gösteriyor.

Maximum Gençliler mobil ödeme platformu Maximum Mobil sayesinde, hem kartlarını kendileri yönetebiliyor hem de alışveriş ihtiyaçlarından para transferine kadar pek çok kolaylıktan anında yararlanabiliyor.

Gençlerin geleceğe hazırlıklı olmaları, yarınlar için birikim yapmalarını kolaylaştıracak küçük tutarlar ile birikim yapılmasını sağlayan İşCep Günlük Kazandıran Hesap ve Anadolu Hayat Genç Emeklilik Planı dikkat çekiyor.

Kişisel asistan Maxi ile gençlere arkadaşlık yapıyor

Dijital dünyada doğan ve günlük yaşamlarını dijital deneyimler üzerinden yaşayan gençlerin Maximum Genç programı ile hayatını kolaylaştıracak önemli bir hizmet de yapay zekaya ve doğal dil işleme yeteneğine sahip Maxi. Maximum Gençliler, İşCep veya Maximum Mobil üzerinden Maxi ile konuşarak veya yazışarak mesajlaşıyor. Maxi’ye para gönderme, fatura ödeme, hesap bakiyesi sorgulama, kredi kartı geri ödeme işlemlerini yaptırtan Maximum Gençliler,yakın tarihli ödemelerini Maxi’den öğrenip, bütçelerini geçmemeleri için harcama tavsiyesi alabiliyor, harcamalarına büyük kolaylık sağlayacak güncel kampanyaları da öğreniyor. Üstelik gençler kendilerine özel kişiselleştirilmiş kampanyaların tamamını Maximum Mobil’in içinde kendilerine özel bir alandan görebiliyor, istediklerine anında katılabiliyor.

Vodafone’dan girişimler için hızlandırma programı: Vodafone Vitrin

Türkiye’nin dijitalleşmesine liderlik etme vizyonuyla faaliyet gösteren Vodafone, dijitalleşmede önemli rol oynayan startup ekosistemine Vodafone Vitrin ile destek olmayı sürdürüyor.

Vodafone, ilk müşterilerine ulaşmış, satış ve pazarlama eksikliğinden dolayı iş modelini ölçeklendiremeyen, tercihen bir mobil uygulama üzerinden servis veren firmalarla işbirliği yaptığı girişim hızlandırma programı Vodafone Vitrin ile startup’lara yıllık 1 milyon TL’ye kadar dijital pazarlama hizmeti veriyor.

Halihazırda; Tavla Stars, Asktrology ve Bartme gibi firmaların yer aldığı programla 2023 sonuna kadar toplam 50 firmayla işbirliği yapılması, bu firmalara 75 milyon TL değerinde destek sağlanması ve söz konusu destekler sayesinde firmalar için ek 600 milyon TL’lik ekonomik değer yaratılması hedefleniyor. Vodafone Vitrin üyeleri, Türkiye pazarında kendilerini kanıtladıkları takdirde dünyaya açılarak dijital ürün ve servislerini Vodafone’un faaliyet gösterdiği coğrafyalarda da sunma fırsatı yakalayabiliyor.

Vodafone Vitrin’e nasıl başvurabilirsiniz?

Öncelikle başvurmak için: vitrin.vodafone.com.tr

Vodafone Vitrin programına dahil olmak isteyen girişimler, programın web sitesi üzerinden Vodafone ile iletişime geçebiliyor. Başvurusu uygun görülen adaylar Vodafone tarafından değerlendiriliyor. Değerlendirmede, firmaların müşteri tarafındaki bir problem alanına yönelik tasarlanıp geliştirilmiş, müşteri deneyimini en üst seviyeye çıkaracak bir çözüm sunmasına; bir mobil uygulama üzerinden müşterilerine dijital ürün ya da servis sağlamasına; söz konusu ürün ya da servisin ölçeklendirilme potansiyeli taşımasına dikkat ediliyor. Değerlendirme sürecinin ardından programa kabul edilen firmalar ile Vodafone Vitrin üyeliği sözleşmesi imzalanıyor. Vodafone içinde atanan özel ekibin koordinasyonunda çalışmalara başlanıyor.

Vodafone Vitrin’e kabul edildikten sonraki aşama

Vodafone Vitrin programına kabul edilen firmalar, standart olarak öncelikle bir test sürecine alınıyor. Test sürecine alınan girişimlerin sunduğu ürün/servise ilk günden itibaren Vodafone Yanımda Fırsatlar Dünyası içinde yer veriliyor. Test süresince girişimin performansı günlük raporlarla takip ediliyor. Girişimler test sonunda önceden belirlenen performans kriterlerine göre değerlendiriliyor. Test performansı iyi bulunan girişimlerle Vitrin gelir ortaklığı anlaşması imzalanıyor. Vitrin gelir ortaklığı anlaşması imzalanan girişimler için Vodafone Yanımda Fırsatlar Dünyası üzerinden tanıtım yapılmaya devam ediliyor. Programda devam eden girişimlerle haftalık periyotlarla performans toplantıları düzenleniyor. Düşük performans gösteren girişimler için iş geliştirme çalışmaları yapılıyor. Performans durumuna göre Vitrin işbirliği devam ettiriliyor ya da sonlandırılıyor. Vodafone Vitrin bünyesinde halihazırda Tavla Stars, Asktrology ve Bartme gibi firmalar yer alıyor.

Kazan-kazan yaklaşımı

Vodafone Vitrin kapsamında startup firmalara temel olarak satış ve pazarlama konularında destek veriliyor. Vodafone, satış, pazarlama ve operasyonel anlamda verdiği desteklerle Vitrin üyelerinin hızlı ve etkili büyümesine yardımcı oluyor. Vodafone’un dijital kanalları aracılığıyla milyonlarca Vodafone müşterisine ulaşma imkânı bulan Vitrin üyeleri, Vodafone’un geniş kurumsal ağından da faydalanabiliyor. Vodafone Vitrin üyeleriyle “kazan-kazan” yaklaşımıyla çalışan Vodafone, verdiği destekler karşılığında ek bir talep oluşturmadan gelir paylaşım modelini ortaklık planı olarak sunuyor.

İhracata destek

Vodafone, Türkiye pazarında kendini kanıtlamış ve potansiyel vaat eden Vodafone Vitrin üyelerini global pazarlara taşıyarak Vodafone’un global müşterileriyle buluşturmayı da hedefliyor. Globale taşınacak firmaların ihracata da önemli katkısı olması bekleniyor. Global pazarı hedefleyen firmaların, doğru çalışma modeline sahip olması ve ölçeklendirilebilir bir ürün ya da servisinin bulunması önem taşıyor.

Dijital varlık işlem platformu Paribu, Türkiye’deki kripto para araştırması sonuçlarını açıkladı

Kripto para borsası Paribu, adına Akademetre Araştırma Şirketi’nin yaptığı “Kripto Para Bilinirlik ve Algı Araştırması”nın sonuçları kripto para sektörüyle ilgili önemli veriler ortaya koydu.

Online yüz yüze görüşme tekniğiyle yapılan ve tüm Türkiye’yi temsil eden bir örneklem grubu üzerinde gerçekleştirilen araştırmaya göre Türkiye’de kripto parayla işlem yapanların oranı yüzde 0,7. Sonuç, bugüne kadar Türkiye’de kripto para kullanımıyla ilgili yapılan araştırmalarda ortaya çıkan rakamların gerçekten uzak olduğunu gösterdi.

Araştırma ayrıca kripto paraların üretiminde blokzincir teknolojisinin kullanıldığını bilmeyenlerin oranının yüzde 96,8 olduğunu ortaya çıkardı.

Araştırma, kripto parayla işlem yapanların yüzde 72,7’sinin ise işlem deneyimden memnun kaldığını aktarıyor. Kullanıcıların memnuniyetinde işlem kolaylığı etkili olurken, elde edilen kazanç da kullanıcı memnuniyetindeki diğer önemli etkenler arasında yer alıyor.

Sonuçlar, kripto paraların merkeziyetsiz yapısının kullanıcılar için bir motivasyon olduğunu gösterirken yeni neslin kripto paraya hızla adapte olduğunu yansıtıyor.

“Ekosistemle tanışmayı bekleyen ciddi bir kitle var”

Ekosisteme dair bu kapsamda bir araştırmanın ilk kez yapıldığını vurgulayan Paribu CEO’su Yasin Oral, “Türkiye’de bugüne kadar kripto para algısı ve kullanımıyla ilgili bazı çalışmalar yapıldı. Ancak bizim gözlem ve verilerimizle bu çalışmaların sonuçlarının eşleşmediğini gördük. Bu farklılıkların yarattığı şüpheleri giderebilmek için yerli bir araştırma şirketiyle, doğru araştırma yöntemleriyle bir araştırma yaptırmak istedik. Akademetre’yle yaptığımız iş birliği sonucunda en kapsamlı araştırma ve doğru veriler ortaya çıktı” dedi.

12 ilde gerçekleşen araştırma için kripto para ya da Bitcoin’i duyan 1000 kişiye ulaşıncaya kadar 6253 kişiyle görüştüklerini belirten Akademetre Kurucusu Dr. Halil İbrahim Zeytin, “Türkiye’nin en kapsamlı kripto para araştırma raporunu pandemi sürecinde tüm sağlık tedbirlerini alarak, kalitatif ve kantitatif araştırmalar yürüterek tamamladık. Türkiye’deki kripto para bilinirliği, algısı, yatırım aracı olarak görülme eğiliminin yanı sıra kripto paraya dair beklentileri, motivasyonları ve bariyerleri ortaya çıkardık” dedi.

Araştırmada ortaya çıkan diğer bulgular şu şekilde sıralanıyor:

  • Araştırmaya katılanların yüzde 34’ü kripto paraya güveniyor.
  • En çok işlem yapanlar Y Kuşağı’nın temsilcileri (yüzde 68,7).
  • Eğitim seviyesi arttıkça kripto para yatırımları da artıyor. Kripto para ile işlem yapanların yüzde 87,3’ünü lise ve üniversite mezunları oluşturuyor.
  • Kripto para ile işlem yapanların yüzde 75,3’ü ücretli çalışanlardan oluşuyor.
  • Kripto parayı duyanlar arasında erkek ve kadınların oranı çok yakınken, işlem yapan her 5 kişiden 1’i kadın.
  • Kripto para bir yatırım aracı olarak görülüyor. Kripto paranın hangi amaçla kullanıldığı yönündeki soruya verilen çoklu yanıtlarda oranlar şöyle:
  • Yatırım (yüzde 58,4)
  • Al-sat işlemleri (yüzde 57,7)
  • Para transferi (yüzde 29,9)
  • Kullanıcılar teknolojiye dayalı olduğu için kripto parayı tercih ederken (yüzde 48,3), bunu “merak” (yüzde 47) ve “yüksek getiri beklentisi” (yüzde 24) takip ediyor.
  • Kripto para bilgi kaynağı tercihinde internet araştırması (yüzde 33,3) ve sosyal medya (yüzde 17,7) ilk iki sırada yer alıyor.

    Araştırma Hakkında

  • Araştırma, Türkiye’yi temsilen İBBS Düzey-1 kapsamında 12 ilde, kent merkezlerinde gerçekleştirildi.
  • Araştırmanın ilk aşamasında, kripto parayı/Bitcoin’i duyan 1000 kişiye ulaşıncaya kadar tarama çalışması yapıldı. Türkiye’de kripto para/Bitcoin’i duyan 1000 kişiyi bulana dek toplam 6253 kişiyle görüşüldü.
  • Tarama çalışması sonucunda kripto parayı/Bitcoin’i duyan 18 yaş ve üzeri A, B, C1, C2, D sosyoekonomik statüde %95 güven düzeyinde ±3,0 hata payına göre 1000 kişiyle görüşüldü. 1000 kişi içerisinde kripto para/Bitcoin kullanan kişiler rassal biçimde belirlendi.
  • Araştırmanın ikinci aşamasında, kripto para/Bitcoin ile işlem yapan kişiler üzerinde yapılacak analizlerin istatistiki yeterlilik arz etmesi için kripto para/Bitcoin ile işlem yapan kişilerin örneklemi 44 kişiden 300’e tamamlandı.
  • 300 örneklem, %95 güven düzeyi ±5,0 hata payına karşılık gelmektedir.
  • Kalitatif araştırma 3 fokus grupla yapılmıştır.
  • Kripto para ile işlem yapma durumu, işlem yapma miktarından bağımsızdır.