Ana Sayfa Blog Sayfa 658

Freelancer’lar ile şirketler arasındaki finansal köprü: Rimuut

Bağımsız profesyoneller için esnek şirketleşme alternatifi sunan Estonya merkezli Türk girişimi Rimuut, global pazarda hızla büyümeye devam ediyor.

Mert Bulut ve Esen Bulut tarafından kurulduğu 2017’den itibaren genç, dinamik ve tamamen uzaktan çalışan bir ekipten oluşan Rimuut, bağımsız profesyonelleri şirketleşmekten kurtaran yenilikçi bir modelle freelance ekosisteminde çalışan yetenekleri daha da özgür ve güçlü hale getiriyor.

Rimuut, bağımsız çalışma modelini tercih eden modern iş gücüne şirketleşmeksizin piyasada var olabilme olanağı sağlayan yenilikçi ve sınırlar ötesi bir şirket. Kurumlarla çalışan bağımsız profesyoneller, şirket kurmalarına gerek kalmadan, birkaç dakika içinde ücretsiz olarak Rimuut üyeliklerini oluşturabiliyor ve çalıştıkları kurumları faturalandırarak 50’den fazla para biriminde güvenli ve hızlı ödeme alabiliyorlar.

Şu an Rimuut bünyesinde 70’in üzerinde ülkeden 30.000’den fazla bağımsız profesyonel ve 3000’in üzerinde kurumsal şirket bulunuyor. Kullanıcılarının büyük bölümü Avrupa pazarından olmakla birlikte önümüzdeki süreçte Rimuut, ‘Big Four’ olarak tabir edilen dünyanın en büyük 4 profesyonel hizmet ağı şirketinden biri ile gerçekleştirmek üzere olduğu iş ortaklığı ile birlikte MENA bölgesinde de lider konuma gelmeyi hedefliyor.

‘Yeni Normal’i 3 yıl önce öngördüler

Rimuut, iş modelini esnek işgücü ekonomisi üzerine kurguladığından dolayı zamanın ruhunu yakalayan bir platform olarak dikkat çekiyor. Bu yüzden de kurulduğu günden bu yana hızlı bir büyüme grafiğini yakalamış durumda. Kurulduğu günden bu yana her yıl %300’ün üzerinde büyüyen ve pandemiyle birlikte büyümesini hızlandıran Rimuut, bağımsız çalışanların problemlerini çözen, yenilikçi hizmetleri ve kullanım kolaylığı sayesinde yakın gelecekte adından daha da çok söz ettireceğe benziyor.

Rimuut’un kurucu ortaklarından Mert Bulut, “Zamanın ruhu bizden yana. Doğru yatırımlarla dünyada adından söz ettiren bir platform olabilme potansiyeli taşıyan bir değer yarattığımızı düşünüyoruz. Çünkü rakiplerimize oranla daha esnek ve farklı taleplere hitap eden bir yapımız var. Sektörün yaratıcısı olmuş olmanın getirdiği tecrübeye güveniyoruz. Bilgi birikimi olan ve hızlı çözümler üreten ekibimizle ilk etapta MENA bölgesinde, ardından da global markette lider olmak en büyük hedefimiz.” diyor.

Küreselleşmenin sunduğu en özgür iş modellerinden biri olan freelance çalışma düzenine geçenlerin sayısı ise hızla artıyor. Freelance iş ekonomisinin büyüme trendinin pandemi süreciyle birlikte daha da gözle görülür hale geldiği bir gerçek. Rimuut’un ana hedef marketi olan Avrupa pazarında, iş gücünün yaklaşık %8’ini oluşturan 20 milyona yakın freelancer hacmi bulunuyor. Bu rakam Avrupa’da yaklaşık olarak 250 milyar Euro’ya yakın dev bir market yaratıyor. İş gücünde ve ekonomi alanında dünyaya öncülük yapan ABD marketinde ise iş gücünün yaklaşık %35’ini oluşturan 60 milyonluk freelancer hacmi ile pazar 1.4 trilyon Dolar’ı geçmiş durumda. Rimuut hızla büyüyen ve parlak bir gelecek vaat eden bu alanda öncü olmanın avantajını kullanarak kendine sağlam bir yer ayırmış durumda.

Bağımsız profesyoneller neden Rimuut kullanıyor?

Geleneksel bir şirkete sahip olmanın beraberinde getirdiği yükleri ve sorumlulukları taşımak istemeyen bağımsız profesyoneller ve bağımsız profesyonellerle çalışmanın esnekliğini avantaja çevirmek isteyen kurumlar Rimuut’u kullanıyor. Özellikle cross-border çalışma modelini benimseyen bağımsız profesyoneller, şirket kurmanın gerekliliği olan prosedürlerle uğraşmadan, hızlı ve güvenli bir şekilde ödeme almak için Rimuut’u kullanıyorlar. Şirketler ise bağımsız profesyonellerle çalışmanın sunduğu esneklikten faydalanmak ve aldıkları freelance hizmetlerin ödemesini kolaylıkla yapabilmek için Rimuut’u tercih ediyor.

Rimuut, sözleşme oluşturarak işin sınırlarını belirleme aşamasından başlayarak, global faturalandırma, güvenli ödeme alma, ödeme takibi ve son olarak müşteri memnuniyetine uzanan süreçteki her adımda freelance çalışanların hayatına güç katıyor. Bağımsız profesyonellerin ve kurumların esnekleşmesini sağlayarak iki tarafa da rekabet avantajı sağlıyor.

İTÜ ARI Teknokent ve Petrol Ofisi işbirliği ile FightCOVID19 kapsamında desteklenen 11 girişim

İTÜ Çekirdek’in #FightCOVID19 çağrısına yanıt veren girişimciler arasından, Petrol Ofisi yönetiminin birebir katılımı ile değerlendirme sürecinden geçen 11 girişim seçilerek desteklenmeye başlandı. İTÜ ARI Teknokent ve Petrol Ofisi işbirliği ile geliştirilen, üretimi desteklenen girişimler arasında; COVID-19 ve olası farklı pandemilerle mücadelenin yanı sıra geleceğe ilişkin değişen iş ve sosyal yaşam koşullarına önemli katkı sağlayacak teknolojiler de yer alıyor.

Bu teknolojilerin, çoğu Türkiye’de ilk ve hatta bazılarının dünyada bir benzeri bulunmuyor. Aynı zamanda Türkiye’nin teknoloji ve yaratıcılık potansiyelini de ortaya koyan bu projeler, dünyadan da büyük ilgi ve talep topluyor. Geliştirilen bu teknolojilerin Türkiye ve dünyada, insan sağlığı ve yaşam standartlarında yapacağı geliştirmelerin yanı sıra ekonomik anlamda da katma değeri yüksek katkı sağlaması bekleniyor.

COVID-19 mücadelesi kapsamında desteklenen yeni projeler arasında;

  • Solunum ve vücut ısısını anlık takip edebilen elektronik maskeler,
  • Hâlihazırda kullanılanlardan daha hızlı, dakikalar içinde sonuç verecek farklı test cihazları,
  • Uzaktan takip edilebilen hızlı ve otomatik çoklu ateş ölçer,
  • Paraların anlık ve temassız dezenfektasyonu,
  • Nefes testi ile COVID-19’un vücutta yarattığı hasarın tespiti,
  • Medikal oksijen flowmetrelerin otomatik çalışması ve uzaktan takibi,
  • COVID-19’u geçirmiş kişilerin koronaya karşı antikor durumunu belirleyecek pratik, kolay, hızlı test kitleri ve pandeminin yayılmasını engelleyebilecek burun spreyi
  • COVID-19’un yol açtığı kronik problemlerin hafifletilmesi,
  • Cafe, kuaför gibi küçük işletmelerden, AVM, fabrikalar gibi büyük yerlerin yoğun girişlerinde kullanılabilecek, küçük, ekonomik, hızlı yüz tanıma ve ateş ölçer,
  • UVC ışık teknolojisi ile yüzey ve hava dezenfeksiyon robotları,
    gibi yerli ve milli teknolojiler yer alıyor.

257 girişimci başvurdu, 125 proje değerlendirmeye alındı

İTÜ Çekirdek’in Nisan ayı başında yaptığı #FightCOVID19 çağrısına bugüne kadar 257 girişimci başvuruda bulundu, 125 proje değerlendirmeye alındı. Başvurular, COVID-19 ve genel projelere yönelik oluşturulan üç farklı jüri tarafından değerlendirildi. Gerçekleştirilen değerlendirmelerde toplam 46 proje seçilerek sürece dahil edildi. İTÜ Çekirdek ve Petrol Ofisi işbirliği çerçevesinde ilk etapta, siperlik, entübasyon kutusu, dalgıç maskesinden sağlık personeli için PPG maske, koruyucu tulum, UVC ışık ile oda, hava sterilizasyon üniteleri gibi ürünlerin geliştirilmesi, üretimleri ve dağıtımları sağlanmıştı. İTÜ Çekirdek ve Petrol Ofisi işbirliği çerçevesinde desteklenecek projeler de, #FightCOVID19 çağrısına yanıt veren girişimciler arasından yapılan üç etaplı değerlendirmeler ile belirlendi.

Mücadeleye katkı sağlayacak ileri teknolojiler geliştiriliyor

İTÜ ARI Teknokent ve Petrol Ofisi işbirliği ile geliştirilmesi, üretimi ve dağıtılması, desteklenmesi hedeflenen girişimler arasında; COVID-19 ile olası farklı pandemilerle mücadelenin yanı sıra geleceğe ilişkin değişen iş ve sosyal yaşam koşullarına önemli katkı sağlayacak yerli ve milli teknolojiler yer alıyor. İTÜ Çekirdek’in COVID-19 ile mücadele çağrısının jüri değerlendirmeleri sonucunda 11 teknolojik girişim seçilerek desteklenmeye başlandı. Desteklenen projeler arasında geliştirmelerin yanı sıra üretim aşamasına gelerek pandemi ile mücadeleye katkı sağlayan ya da kısa süre içinde sağlayacak olan cihazlar ve teknolojiler de yer alıyor.

#FightCOVID19 kapsamında desteklenen 11 girişim:

Avokadio: Covid hastalarının nefeslerinden, enfeksiyonu erken aşamada tespit edilmesine yarayacak test cihazı. Oldukça küçük olan ve içerisindeki nano teknoloji sensörleri sayesinde basit bir nefes testi ile; COVID-19’un yanı sıra başta obezite, diyabet, kalp – damar hastalıkları gibi kronik hastalıklarla mücadelede de erken tanı ve kolaylıklar sağlıyor. Örneğin; diyabet ve obezite gibi kronik hastaların nefes analizlerine dayanarak, kişisel beslenme programları ayarlanması ile bu hastalıkların tedavi süreçlerine destek sağlar.

Axolotl Biosystem: Şuanda Koronavirüs testi için kullanılmakta olan RT-QPCR cihazlarına, daha gelişmiş, yerli ve milli alternatif test cihazı. Halen kullanılan mevcut cihazlar, oldukça yavaş ve operatöre ihtiyaç duyuyor. Bu yeni cihaz ise herhangi bir kullanıcı olmaksızın tam otomatik bir şekilde ve daha çok (günde 2 bine yakın) numuneye bakma olanağı sağlayacak. Bu yeni test cihazı, sadece pozitif-negatif sonuçtan ziyade, numunelerin ne kadar viral yüke sahip olduğunu öğrenme imkânı da tanıyacak.

Coronity – Coromax: Ömür boyu kullanıma sahip elektronik maske. İnsanların solunumlarını ve vücut ısılarını gösteren elektronik, akıllı maske, aile bireylerinin ya da çalışanların verilerinin uzaktan takip edilebilmesini de olanak sağlıyor. Üzerindeki yeşil, sarı ve kırmızı ışıklarla, takan kişinin durumunu da gösteren maske, uçak yolculuklarından toplu olarak bulunulan ortamlara kadar birçok alanda avantaj sağlıyor. Ömür boyu kullanım süresine sahip maske, özel UVC kutusu içerisinde 15 dakikada hem şarj oluyor hem de dezenfekte olarak yeniden kullanıma hazırlanıyor.

Mikro-P Sense-I: Sense-I, iş yeri güvenliği ve personel takibi için geliştirilmiş, K.V.K.K uyumlu, yüz tanıma, maske kontrolü ve ateş ölçümü yapabilen, kartlı geçiş sistemlerinin yerini alacak bir biyometrik güvenlik sistemidir. Turnikelere, kapılara kolayca monte edilebilen Sense-I’ın içindeki yapay zeka; sadece 35 milisaniyede kartın sahibinin siz olduğunuzdan emin olur. Aynı zamanda ateşinizi ölçer ve maske takıp takmadığınızı kontrol edip turnike veya kapının açılmasını sağlayarak, hem kartlı geçiş sistemlerinin güvenliğini arttırır, hem de iş yerleri gibi kalabalık ortamlarda salgınların erken tespitini sağlar.

Money Shower: ATM’lerde parayı kolay ve hızlı bir şekilde dezenfekte eden cihaz.
ATM’lerde virüs ve bakteri taşıma riskine karşın paraları, kolay ve hızlı bir şekilde dezenfekte eden bir cihaz. Money Shower, ATM’lerde parayı kolay ve hızlı bir şekilde dezenfekte ediyor. Money Shower’ın kağıt paradaki bakteri ve virüslerden arındırma işlevi ATM’lerle sınırlı kalmayacak. Money Shower’ın Türkiye’de ve dünyada bin benzeri yok. Money Shower’ı Türkiye’deki büyük bir özel banka kullanıyor, diğer bankalar ile de görüşmeler devam ediyor. Dünyadan da Money Shower’a karşı oldukça yoğun bir talep bulunuyor.

Micronetech: Ağız ve burnundan alınan mukozadan elde edilen virüs genetik materyalinin, özel tasarım boyanan kilit materyali ile birleşerek yaptığı ışımadan COVID-19 taşıyıp taşımadığını tespit eden hızlı tanı kiti. Herhangi bir laboratuvara ihtiyaç duymaksızın havalimanlarında, AVM’lerde ya da ofislerde heryerde ve basitçe herkesin kullanabileceği bir tanı kiti. Genetik materyalden ölçümlediği için hata payı çok düşük ve 10 dakika gibi kısa bir sürede sonuç veriyor. Doğrudan materyalden belirlemeye çalışan bu test kitinin dünyada benzeri bulunmuyor. Cihaz, biyolojik kit tasarımı değiştirilerek, farklı virüslere, mantarlara, bakterilere, parazitlere de uyarlanabilecek. İlk deneysel COVID-19 testlerinden başarıyla geçen test cihazı için Etik Kurul onayına başvuruldu. Gerekli diğer test ve prosedürlerinin tamamlanma aşamasındaki cihaza farklı özellikler katmak üzere geliştirme çalışmaları sürdürülüyor.

Evana: İnsan trafiğinin yoğun olduğu AVM, iş yerleri gibi noktalarda, uzaktan erişime sahip, çoklu, hızlı ve otomatik ateş ölçer. Herhangi bir kullanıcıya gerek duymadan alın ya da el hizasında kullanılan cihaz, hızlı geçiş sağlıyor. Evena, elde ettiği verileri mail ya da SMS yolu ile raporlayabilmesi ile de benzerlerinden ayrılıyor. Üretimine başlanan Evana, sunduğu avantajlarla yoğun ilgi görüyor.

Estaretech: COVID-19 tedavisinde yoğun kullanılan oksijen cihazlarının otomatik ayarlanması, çalışması ve uzaktan takip edilebilmesini gerçekleştiren cihaz.
Prototip üretilen cihazda, geliştirmelerle birlikte seri üretime hazırlanılıyor.

Pathonex: Tanı kiti firmalarına korona antijeni tedariği sağlayan Pathonex, farklı COVID-19 çözümleri geliştiriyor. Hastanelerde kullanılan ve COVID-19’u geçirmiş kişilerin vücudunda koronaya karşı antikor durumunu belirleyen Smart Elisa adlı antikor test kiti. Doğrulama çalışmaları tamamlanan Smart Elisa’nın sertifikasyon işlemleri sürdürülüyor. Üretim aşaması yaklaşan Smart Elisa için Almanya, Hongkong gibi ülkelerden talepler geliyor. Karantinada bulunan ve bağışıklık durumunu öğrenmek isteyen kişiler için örnek toplama kiti. Bu kit ile kişiler evlerinde parmaklarından aldıkları kan örneğini, kiti getirerek bekleyen kuryeye teslim edebiliyor.

Gene-Us: COVID-19 ve hastalıkların sebep olacağı kronik problemleri hafifletmeye yönelik ilaçların biyobenzerlerinin Türkiye’de üretilmesi. Geliştirme aşamasında laboratuvar testleri için aylık 50 adetlik üretim yapılıyor.

Ritter: UVC ışık teknolojisi kullanan ve yüzey/hava dezenfeksiyonu sağlayan ürünler geliştirir. Girişimin geliştirmekte olduğu robot, yaklaşık 100 metrekarelik bir ofis, hastane birimi ya da evdeki yüzey ve havayı, yaklaşık 1 saat içinde dezenfekte ediyor. Kullanıcı gerektirmeden otomatik olarak dezenfeksiyon sağlayan Ritter, insan kaynağı, maliyet ve zaman tasarrufu sağlıyor. Robotlarda yer alan 360 derece kamera sistemi, insan tespiti yaparak güvenlik sağlıyor ve insan olmayan bölgelerde dezenfeksiyon yapabiliyor. İlk prototipleri üretilerek 19 hastaneye hibe edilen Ritter, yeni yetenekler eklenmek üzere daha da geliştiriliyor. Ritter’i dünyadaki benzerlerinden ayıran ise kullandığı ileri teknoloji ile insanlı ortamlarda da kullanılabilmesi. Ortama insan ya da canlı girdiğini algılayan cihaz, çalışmasını otomatik olarak durduruyor.

“Ülkemiz için değer üretmek önceliğimiz”

İTÜ ARI Teknokent Pazarlama ve İş Geliştirme Direktörü Arzu Eryılmaz: “İTÜ Çekirdek olarak girişimcilere yönelik yaptığımız #FightCOVID19 çağrısına Petrol Ofisi’nin, ‘tam destek’ ile yanıt vermesi, başlattığımız pandemi mücadelesinde bize çok büyük katkı sağladı. Bu destek kapsamında Petrol Ofisi ile omuz omuza yürüdük ve daha çok girişimciye, daha güçlü ve daha geniş olanaklar sunabildik. Ayrıca Petrol Ofisi’nin bu süreçte değerli isimlerden oluşan jüri üyeleri ve mentorlarının girişimcilere sundukları know-how da paha biçilemez. İTÜ Çekirdek olarak, ticarileşebilir teknolojik fikri olan girişimcilere ve teknoloji girişimcilerine katkı sunacak tüm paydaşlara kapılarımız ardına kadar açık. Yeter ki ülkemiz için değer üretelim” dedi.

“Sırf bugünü değil, geleceği de düşünüyoruz”

Petrol Ofisi CMO’su Beril Alakoç, “Memleketin Ofisi olarak biz de pandemi ile mücadeleye doğrudan ve güçlü etki yaratacak projeleri değerlendirirken, İTÜ Çekirdek’in çağrısına tereddütsüz karşılık verdik. Bizim bu alandaki işbirliğimiz de, diğer desteklerimiz gibi kısa süreli ya da dar kapsamlı değil. İTÜ Çekirdek ile işbirliğimiz sadece COVID-19 ile ya da sırf bugünlerle sınırlı değil, geleceği de düşünüyoruz. Olası başka pandemileri de kapsayan, sağlık, sosyal yaşam, eğitim gibi gelecekte insan hayatını, sağlığını koruyacak, geliştirecek, kolaylaştıracak, iş dünyasına ve ekonomiye katkı sağlayacak projelerin içinde bulunduğu uzun soluklu bir işbirliğini hedefliyoruz” şeklinde konuştu.

Volvo Trucks elektrikli kamyonlar 2021’de Avrupa’dan başlayarak yollarda olacak

Orta ve ağır segment kamyonlardan oluşan kapsamlı ürün gamıyla müşterilerine nakliye çözümleri sunan Volvo Trucks, önümüzdeki yıl Avrupa’dan başlayarak ürün gamına elektrikli kamyonları da dahil edecek. Volvo Trucks, ürün gamındaki bu genişleme ile fosil yakıtsız ulaşım yolunda önemli bir adım atmış oluyor.

Türkiye distribütörlüğünü Temsa İş Makinaları’nın yürüttüğü Volvo Trucks, 2021 yılında ilk olarak Avrupa’da lansmanını yapacağı Volvo FH, Volvo FM ve Volvo FMX kamyonlarının elektrikli versiyonlarının test çalışmalarını sürdürüyor. Kamyonların brüt kombine ağırlığı 44 tona, menzili ise pil konfigürasyonuna bağlı olarak 300 km’ye yaklaşacak. Satışları Avrupa’da önümüzdeki yıl başlayacak olan elektrikli kamyonların, 2022’de seri üretimine geçilmesi hedefleniyor. Bu da Volvo Trucks’ın 2021’den itibaren Avrupa’da inşaat, maden, hafriyat, uzun yol taşımacılığı gibi farklı alanlara yönelik ürün yelpazesini, elektrikli kamyonları da dahil ederek genişleteceği anlamına geliyor.

Avrupa’daki şehir içi dağıtım ve belediye hizmet araçlarına yönelik elektrikli kamyonları Volvo FL Electric ve Volvo FE Electric modellerini 2019 yılında üretmeye başlayan Volvo Trucks, bölgesel taşımacılık için geliştirilen Volvo VNR Electric’in satışlarına ise 3 Aralık 2020’de Kuzey Amerika’da başlayacak.

Konuyla ilgili Volvo Trucks Dünya Başkanı Roger Alm şunları dile getirdi: “Sektörde sürdürülebilir geleceği sağlamak için öncülük etmeye kararlıyız. Bu amaçla, Volvo Trucks ürün gamımızda sunduğumuz ağır hizmet tipi elektrikli kamyonların sayısını hızla artırarak, müşterilerimizin sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmalarına katkıda bulunuyoruz. Taşımacılığın iklim üzerine etkilerini azaltmak, fosil yakıtlardan elektrikli araçlara geçmeyi gerektiriyor. Ancak bu değişimin gerçekleşmesi için ülke ve pazar bazında teşvikler, şarj altyapısının oluşturulması gibi birçok değişken söz konusu. Bu nedenle de şirketler farklı yakıt kullanan karma filolara sahip olabiliyorlar. Volvo Trucks olarak, birçok pazarda bu ihtiyaçlara doğru cevap verebilecek şekilde tüm modellerimizi farklı yakıt kullanılabilen versiyonlarıyla satışa sunuyoruz. Bunu yaparken de tüm kamyon ve çekici modellerimizde sürücü kabini ve güvenlik gibi konulardan ödün vermeden aynı yüksek kalite ve performansı sunmaya devam ediyoruz. Daha sürdürülebilir bir taşımacılık için fosil yakıt içermeyen çözümler geliştirirken müşterilerimizin, karlılık ve verimliliklerini artırmak amacıyla rota planlamadan finansal desteğe kadar bütünsel çözümler sunuyoruz. Global bayi ağımızla müşterilerimize sunduğumuz uzun vadeli güvenlik artık hiç olmadığı kadar önemli.”

Fosil yakıt kullanmayan alternatifler çoğalıyor

Volvo Trucks önümüzdeki on yıl içerisinde zorlu koşullara ve uzun yol taşımacılığına yönelik, daha uzun menzile sahip elektrikli ve yakıt hücreli elektrikli kamyonları da sunacak. Marka önümüzdeki on yılın ikinci yarısında ise hidrojen yakıt hücreli elektrikli kamyonların satışına başlamayı planlıyor. Volvo Trucks, 2040 yılına kadar ürün yelpazesinin fosil yakıt kullanmayan kamyonlar olmasını hedefliyor.

Volvo Trucks bütünsel yaklaşımı

Daha sürdürülebilir bir taşımacılık sektörü; alternatif yakıt veya elektrikli kullanımına geçişi nakliyeciler için mümkün olduğunca sorunsuz gerçekleştirebilmeye bağlı. Bu da fosil yakıt içermeyen çözümler sunarken nakliyecilerin, karlılık ve verimliliklerini artırmayı gerektiriyor. Hizmet şirketi anlayışıyla faaliyet gösteren Volvo Trucks müşterilerine rota planlamadan, şarj ekipmanından finansal desteğe kadar bütünsel çözümler sunuyor.

Vilnius merkezli lojistik girişimi GoRamp, 450 bin Euro yatırım aldı

Ocak ayında 120 bin Euro yatırım alan Litvanyalı gerçek zamanlı lojistik platformu GoRamp, gerçekleşen son yatırım turunu da tamamladı. Startup Wise Guys ve Presto Ventures tarafından 450 bin Euro yatırım alan girişim, Polonya ve Batı Avrupa ülkelerinde pazarını genişletmeyi planlıyor.

2017’de kurulan GoRamp, üretici firmaların manuel olarak tekrar eden faaliyetlerinin otomasyonunu sağlar ve raporlar. Girişim geliştirdiği teknoloji sayesinde firmaların kargo şirketleriyle uzun süren fiyat anlaşmaları ve kargo takibi gibi verimliliği düşüren tekrarlı işlemleri optimize eder. Şirketler, GoRamp ile ürünlerinin nakliye sürecindeki iletişimlerini hızlandırır ve iş akışlarını daha verimli hale getirir.

C-level yöneticiler ise süreç iyileştirmede KPI(Anahtar Performans Göstergesi)’ları takip ederek veriye dayalı kararlar alır. KPI analizleri, kriz anı yönetimi dışında pazarda uzun vadeli rekabet avantajı da sunar.

GoRamp CEO’su ve kurucu ortağı Jevgenij Polonis, Covid-19 sürecinin üretimde dijitalleşme ve lojistik için harcanan kaynaklar üzerine farkındalık oluşturduğunu söyledi. Şirketlere dijital çözümler sunan girişim, pandemi sürecinde lojistik için ayrılan bütçe ve zaman azaldığında insan kaynakları departmanlarında verimliliğin arttığını gözlemlediklerini de belirtti.

HUAWEI yeni arama motoru Petal Search’ü kullanıcıları ile birlikte geliştiriyor

HUAWEI, kullanıcılarına daha iyi bir arama deneyimi sunmak için onlardan gelen geri bildirimleri dikkate alıyor. Petal Search kullanıcıları, geri bildirimleri ile hem arama motorunu daha iyi hale getiriyor hem de hediyeler kazanıyor.

Öneriler, tasarım ile ilgili fikirler, beğenilmeyen noktalar, uygulamada bulunan sorunlar ve daha birçok konu ile ilgili geri bildirim veren kullanıcılar, 5 adet HUAWEI Watch GT2, 10 adet HUAWEI Sport Lite AM61 Bluetooth Kulaklık, 15 adet HUAWEI CM510 Bluetooth Hoparlör ve 20 adet HUAWEI Band 4 Akıllı Bileklik kazanma fırsatı yakalıyor.

Geçerli geri bildirimler belirlendikten sonra en fazla geçerli geri bildirimde bulunan kazananlar HUAWEI Community sayfasından duyurulacak.

Geri bildirimlerin geçerli olabilmesi için geri bildirim verilen konuyla ilgili açıklamanın anlaşılır bir şekilde yazılması gerekiyor. Önce geri bildirim verilen noktanın belirtilip, daha sonra açıklama yapılması gerekiyor. Geri bildirim verilen noktayla ilgili ekran görüntüsü veya kaydı eklemek de kullanıcıların tercihleri arasında.

AppGallery ile doğrudan entegre çalışan ve Qwant ile Yandex arama motorlarının gücü ile birçok farklı kaynaktan aynı anda uygulama araması yapabilen Petal Search, bulunan uygulamaların hangi kaynaktan yükleneceği ve HUAWEI’nin güvenlik testlerinden geçip geçmediği bilgisini de sonuç ekranında gösteriyor. Üçüncü parti kaynaklar arasında Aptoide, APKMonk, APKPure, APKCenter ve UpToDown yer alıyor. Böylece kullanıcılar tam olarak istedikleri uygulamayı, istedikleri kaynaktan ve güvenlik kontrolleri önceden yapılmış şekilde indirebiliyorlar. Petal Search aynı zamanda indirilen ve daha önce cihazda bulunan uygulamaların güncellemelerini de kontrol ederek kullanıcıya yardımcı oluyor.

Petal Search ile aynı zamanda haber, görsel, video, müzik, spor etkinlikleri, otel ve restoran rezervasyonu, uçak bileti gibi aramalar da yapılabiliyor. Tüm arama sonuçları, kullanıcının kişisel tercihlerine ve bulunduğu lokasyona göre özelleştirilebiliyor.

Z kuşağının sosyal medya uygulaması olarak konumlandırılan Yubo, 47.5 milyon dolar Seri C yatırım aldı

Gelecek yılların en büyük sosyal medya şirketlerinden biri olmaya aday olan Fransız girişim Yubo, 47.5 milyon dolarlık C Serisi yatırım turunu kapattı.

Yatırım turuna mevcut yatırımcıları olan Idinvest Partners, Iris Capital Alven ve Sweet Capital ‘ın yanı sıra yeni yatırımcısı Gaia Capital Partners’ta katılıyor.

Hedef kitle olarak 25 yaş altı kişileri belirleyen girişim, yaklaşık 40 milyon aktif kullanıcıya ulaştı. Gençlerin sanal odalarda konuşmalarına, birbirleriyle tanışmasına ve belirli konular hakkında sohbet etmeklerine olanak sağlayan Yubo, bu yıl ise 20 milyon dolar gelir elde etmeyi kendine hedef olarak belirlemiş durumda.

Günümüz sosyal medya kullanımında kullanıcıları takip etme, içerik beğenme gibi özellikler yer alırken Yubo’da bu yer almıyor. Her beğeni ve etkileşim algoritmanın sizin hakkınızda stratejiler oluşturmasına ve ilgilendiklerinizle alakalı postların ve influencerların sayfanızda çıkmasına sebep olur.

Platform ise, bu sosyal medya algoritma trendinini kullanan Instagram, Facebook, Twitter gibi mecralarla aynı stratejilere sahip durmuyor. Buradaki asıl amacın, kullanıcıların gerçekten birbirleriyle tanışmasına, odalarda ilgilerini çeken konular hakkında konuşmasını ortam sağlamak olduğuna dikkat çekiyor.

Yubo’yu diğer sosyal medya girişimlerinden ayıran en önemli fark ise, platformunun büyüme ve para kazanma amaçlı reklam gösterimi stratejisini kullanmıyor olması. Şirket, Z jenerasyonunun bu durumdan hoşlanmadığına kanaat getirdikten sonra para kazanma ve büyüme stratejisini daha çok kullanıcılarının özellik satın almasını teşvik ederek sağlıyor. Uygulama içi satın alımlar sayesinde Kaydırma sayfasında profil tanıtılabilir, platformda ön plana çıkabilirsiniz. Canlı yayınları hızlandırma gibi daha birçok özelliğe olanak sunan ve satın alımı arttırmaya çalışan şirket, Twitch gibi bir kişinin yayın yapıp binlerce kişinin izlediği bir canlı yayın sunmuyor. Bunun yerine, 5-10 kişilik odalarda konuşma özelliğine bünyesinde yer veriyor.

Söz konusu genç bir kitle olduğundan, kişilerin güvenliğini sağlamak ve denetimi sıkı tutmak adına kişilerden kimlik kontrolü yapılıyor. Şirket kullanıcıları kendi yaş aralığına uygun yerleştirmeye çalışıyor ve güvenlik konusuna hassasiyetle yaklaşan şirket, yatırımlarından üçte birini bu konuya ayırmış durumda.

TOGED ve Atom iş birliğiyle düzenlenen Kristal Piksel Video Oyun Ödülleri töreni 22 Kasım’da gerçekleştirilecek

2012 yılından beri ülkemizde geliştirilen orijinal fikri mülkiyete sahip oyunları belirleme ve ödüllendirme amacıyla Türkiye Oyun Geliştiricileri Derneği (TOGED) ve ODTÜ Teknokent ATOM (Animasyon Teknolojileri ve Oyun Geliştirme Merkezi) iş birliğiyle düzenlenen Kristal Piksel Video Oyun Ödülleri‘nin 2020 yılı etkinliği pandemi nedeniyle çevrimiçi olarak gerçekleştirilecek.

Kristal Piksel’e yapılan başvurular oyun dünyasının, medyanın ve akademik camianın isimlerinden oluşan bir jüri tarafından değerlendiriliyor ve başvuran oyunlar En İyi Mobil, PC, Konsol, Hypercasual, Görsel Tasarım vb. toplamda 13 kategoride yarışacak.

1 Kasım’da son başvurularını alan Kristal Piksel Video Oyun Ödülleri 22 Kasım 2020, Pazar günü saat 16:00’da sahiplerini buluyor. Bu heyecana ortak olmak ve yılın en iyilerine tanıklık etmek için TOGED YouTube ve TOGED Facebook hesaplarından canlı yayında ödül törenini izleyebilirsiniz.

Türkiye’deki oyun geliştirici firmaların teknik, sosyal ve ekonomik gelişimini iyileştirerek, uluslararası ölçekteki standartlarını, başarısını ve tanınırlığını artırmak için çalışan Türkiye Oyun Geliştiricileri Derneği (TOGED), tamamı yerli oyun geliştiricilerden oluşan yönetim kadrosuyla sektörü bir arada tutarak, nitelikli insan gücü yetiştirmeyi ve video oyunları konusunda kamu bilincini geliştirmeyi hedeflemektedir.

Kaspersky, güvenlik eğitimleri sunduğu Otomatik Güvenlik Farkındalığı Platformu’nu Türkçe olarak da yayımladı

Siber olayların yüzde 80’inden fazlası insan hatasından kaynaklanıyor ve şirketler, çalışanların sebep olduğu sorunlardan kurtulmak için milyon liralar harcıyor.

Kaspersky, şirketlerin bu sorunu ele almasına yardımcı olmak için şirketlerin personelin en yeni beceriler ve bilgilerle donatılmasını daha da kolaylaştırmak için bir Otomatik Güvenlik Farkındalığı Platformu’nu (ASAP) geliştirdi. Artık Türkçe olarak kullanıma sunulan çevrimiçi hizmet, şirketlere çalışanlarının siber farkındalığını artırarak mikro öğrenme, farklı ders formatları ve sürekli güçlendirme ile eğitim verimliliğini artırmaya yardımcı olmayı amaçlıyor.

Kaspersky’nin araştırmasına göre şirketlerin yüzde 52’si çalışanları kurumsal siber güvenliğe yönelik en büyük tehdit olarak görüyor. Uzaktan çalışma sistemiyle bu tehdit daha da ciddi hale geliyor. Kaspersky, bu sorunu çözmek ve eğitim sürecini Türkiye’deki çalışanlar için daha avantajlı hale getirmek için artık Türkçe dilinde de mevcut olan siber farkındalık eğitim platformunu sunuyor.

Platform, 10 dakikadan kısa süren derslerle birlikte işletmelerin çalışanların siber güvenlik becerileri ve bilgilerindeki boşlukları gidermelerine yardımcı oluyor. ASAP, kendi hızlarında ilerlemelerine olanak tanıyan otomatik bir öğrenme yolu aracılığıyla temelden ileri düzeye kadar farklı risk seviyelerine sahip çalışanların siber hijyenini desteklemek için kullanılabiliyor.

Platform, çalışanları yalnızca en son tehditlerden haberdar etmekle kalmıyor, aynı zamanda onlara bu tehditlere nasıl karşı koyacaklarını da öğretiyor. Kurs özellikle spam ve kimlik avını nasıl ayırt edileceği, güçlü parolaların nasıl oluşturulacağı ve gizli verilerin nasıl korunacağı gibi konuları kapsıyor. Eğitim ve psikoloji alanında uzman kişiler tarafından ilginç ve akılda kalıcı olması için oluşturulan eğitim programında yöneticiler, eğitimi uzaktan kontrol edebiliyor ve planlayabiliyor.

Kaspersky Türkiye Pazarlama Müdürü Ünsal Yurdakonar “Kaspersky olarak kullanıcıların farkındalığını artırma konusuna büyük önem veriyoruz ve Türkiye’deki insanların çalışanlara yönelik eğitim platformumuzdan kendi ana dillerinde yararlanabilmelerinden mutluluk duyuyoruz. Mikro öğrenme yaklaşımı ve otomatik öğrenme yolları aracılığıyla personelin katılımını sağlamanın yanı sıra becerilerin kolay edinilmesini sağlamayı ve kayıpları önlemeyi umuyoruz. Bu yaklaşım özellikle verimli bir güvenlik bilinci programını yönetmek için deneyimli personeli veya kaynakları olmayan küçük işletmeler için geçerli” dedi.

Cepte POS ve Yazarkasa POS uygulamalarıyla ön plana çıkan Ödeal, ilk üç çeyrek verilerini paylaştı

Ödeal’ın cep telefonlarını POS cihazına dönüştüren uygulaması “Cepte POS” kullanımı, pandeminin etkisiyle geçen ilk 9 ayda, geçen senenin aynı dönemine göre yüzde 255 ile en çok “ev tekstil ve mefruşat” alanında arttı.

Cepte POS’da yeni üye işyeri en çok artan sektör, yüzde 146 ile “pet shop” oldu. Yazarkasa POS’da ise, geçen senenin ilk 9 ayına göre işlem hacmi en çok artan sektör, yüzde 550 artış ile “tüp ve su bayileri” oldu. Yazarkasa POS yeni işyeri artışında ise, yine “pet shop”, 2 işyerinden 30 işyerine çıkarak dikkat çekti. Veriler, ev merkezli sektörlerdeki artışla, pandeminin etkisini net bir şekilde ortaya koydu.

Cepte POS ve Yazarkasa POS uygulamalarıyla ön plana çıkan fintech şirketlerden Ödeal, kendi çözüm ve uygulamaları üzerinden, ilk 9 ayda farklı sektörlerin performans bilgilerini paylaştı.

Geçen senenin 9 ayı ile karşılaştırmalı veriler, pandemi nedeniyle geçtiğimiz bu zorlu günlerde, ödeme sistemleri sektörüne ve genel ticarete de ayna tutuyor. 81 ilde 35 bini aşkın mikro işletme ve KOBİ statüsünde üyesi olan Ödeal’ın verileri, sektörel çeşitliliğin yanı sıra; bir anlamda Türkiye genelini yansıtması açısından da değerli.

Cepte POS’ta işlem hacminde en çok artış, “ev tekstil-mefruşat” alanında yaşandı

Firma tarafından yapılan açıklamada, Cepte POS’a üye firmalar üzerinden yapılan incelemede, yüzde 255 ile “ev tekstil-mefruşat” ve işlem hacmi en çok düşen sektör ise, yüzde 83 ile “otel-pansiyon-tatil köyü-kaplıca” oldu. İşlem hacmi en çok artan işletmelerde, ev tekstilini, yüzde 122 ile “yetkili ve teknik servisler” ve yüzde 105 ile “optik ve saatçiler” takip etti.

Cepte POS’ta yeni üye işyerinde en çok artış, “pet shop” alanında yaşandı

Cepte POS’ta, geçen senenin ilk 9 ayına göre yeni üye işyeri en çok artan sektör, yüzde 146 ile “pet shop” ve en çok düşen alanlar ise, yüzde 75 ile “dernek-vakıf-sendikalar” ve “anahtar-çilingir” oldu. Yeni üye işyeri en çok artan işletmelerde, “pet shop” alanını, yüzde 95 ile “nakliye-lojistik-kargo”” ve yüzde 88 ile, “restoran-cafe-pastane” takip etti.

Yazarkasa POS’ta işlem hacmi en çok artan sektör, “tüp ve su bayileri” oldu.

Yazarkasa POS alanında ise, geçen senenin ilk 9 ayına göre işlem hacmi en çok artan sektör, yüzde 550 artış ile “tüp ve su bayileri” ve işlem hacmi en çok düşen sektör ise, yüzde 81 ile, Cepte POS’da olduğu gibi, “otel-pansiyon-tatil köyü-kaplıca” oldu. İşlem hacmi en çok artan sektörlerde, “tüp ve su bayileri”ni, yüzde 344 ile “kırtasiye ve ofis malzemeleri” ve yüzde 339 ile, “manav-sebze, meyve” izledi. Yazarkasa POS’da ayrıca, yüzde 238 işlem hacmi artışıyla, “sağlık merkezleri-sağlık ürünleri-medikal” sektörü dikkat çekti.

Yazarkasa POS yeni üye işyerinde en çok artış, yine “pet shop” alanında yaşandı

Yeni üye işyeri en çok artan işletmelerde, “pet shop”, 2 işyerinden 30 işyerine çıkarak, Cepte POS işyeri artışında olduğu gibi en yüksek artışı yaşayan alan oldu. En çok düşen sektör ise, yüzde 67 ile “emlak-gayrimenkul” oldu. Artışta “pet shop”u, 2 işyerinden 21 işyerine çıkan “tüp ve su bayileri” ve 8 işyerinden 48 işyerine yükselen “temizlik firmaları ve ürünleri” izledi.

Pandemi ve evde kalma/yaşama gerçekleri nedeniyle, “eve odaklı” ürün ve hizmetler öne çıktı

Konuyla ilgili bir açıklama yapan Ödeal Kurucu Genel Müdürü Fevzi Güngör, pandemi ve evde kalma/yaşama gerçekleri nedeniyle, “eve odaklı” ürün ve hizmetlerin öne çıktığının altını çizerek; “Uzaktan güvenli ödemeye olanak sağlayan Cepte POS gibi dijital ürün ve hizmetler, özellikle son dönemdeki olağanüstü gündem nedeniyle keskinleşen tüketici hassasiyetlerine yanıt vermesi nedeniyle ayrıca öne çıkıyor.” dedi.

Ericsson’dan Türkiye’de hayata geçirdiği yapay zeka ve otomasyon merkezi dijital dönüşüm odaklı girişimleri destekleyecek

Ericsson, Türkiye’de Yapay Zeka (AI) ve Makine Öğrenimi (Machine Learning) dahil olmak üzere yeni nesil teknolojilere dayalı yüksek değerli mühendislik ve tasarım çözümlerinin teşvik edilmesini amaçlayan yeni merkezini duyurdu. Bu merkez ayrıca dijital dönüşüm odaklı girişimleri de destekleyecek.

130 yıldan bu yana Türkiye’deki varlığını sürdüren Ericsson, Araştırma ve Geliştirme faaliyetleriyle ülke ekonomisine katkıda bulunuyor ve yerel üretim olanakları sağlıyor. Ericsson, Türkiye’nin uzun vadeli vizyonuna bağlılığının bir parçası olarak, yerel Ar-Ge ekosisteminin desteklenmesi ve Uygulama, Geliştirme ve Bakım (ADM) portföyünü geliştirmek için büyümeye devam ediyor. Yapay zeka yeteneklerinden faydalanacak olan merkezin, servis sağlayıcıların dijital planlarını ayrıntılı bir şekilde tasarlayabilmelerine yardımcı olması amaçlanıyor.

Ericsson genel müdürü Işıl Yalçın yeni açılacak merkezle ilgili olarak şunları söyledi: “Dijital dönüşümden geçen servis sağlayıcılar, yeni hizmetleri pazara ilk sunan ve ihtiyaç duyulan çevikliğe ulaşmak için giderek daha fazla yapay zeka ve otomasyona yöneliyor. Ericsson olarak yeni merkezimizin kurulmasıyla birlikte ekosistemimizi daha da geliştirecek, sadece Türkiye’de günümüzün teknolojik ortamında ihtiyaç duydukları araçlara Türk mühendislerimizle destek olacağız.”

En son Ericsson Mobilite Raporuna göre, 5G’nin 2025 yılına kadar Orta Doğu ve Kuzey Afrika (MENA) bölgesinde 80 milyon aboneye ulaşması ve toplam mobil aboneliklerin yüzde 10’unu temsil etmesi bekleniyor. Sonuç olarak servis sağlayıcılar, verilerde yaşanan büyük artışı desteklemede çok önemli zorluklarla karşı karşıya kalıyor ve genellikle Bilişim Teknolojileri dönüşümü stratejilerinin bir parçası olarak ağ ve uygulama performansını iyileştirme yoluna gidiyor.

Ericsson, Yönetilen Hizmetler Merkezi’ne servis sağlayıcıların müşterileriyle olan etkileşimlerini artırmak için çeşitli yapay zeka tabanlı yönetim hizmetleri ekleyerek 5G’ye giden yolda onların yanında olmaya ve desteklemeye devam edecek.