Ana Sayfa Blog Sayfa 631

Staj yapmak veya iş kurmak isteyen öğrenciler için Türk Telekom’dan yeni program: Start

Türk Telekom’un gençlere daha iyi bir kariyer deneyimi sunmak için hayata geçirdiği genç yetenek programının 2021 yılı başvuruları ‘Start Stajım’ ve ‘Start Yeni İşim’ olmak üzere iki ayrı kategoride başladı.

“Her şey bir Start’la başlar” sloganıyla dikkat çeken programın başvuruları bir ay boyunca devam edecek.

Türk Telekom İnsan Kaynakları Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Emre Vural, “Gençlere iletişim teknolojilerinin geleceğini deneyimleme fırsatı sunduğumuz ‘Start’ programımızda bu yıl yeniliğe gidiyoruz. Gelişim fırsatlarını henüz başvuru sürecinden itibaren başlatıyoruz. Yedi aşamalı başvuru sürecimizde adaylarımızı tercih ettikleri alanda özel olarak değerlendirecek, proje kampımızda hem telekomünikasyon sektörünü hem Türk Telekom’u hem de bu alanlarda yapılan çalışmaları tanıtmaya yönelik içerik sunacağız. Böylelikle son aşamaya gelen adaylarımız ‘Start’ seçilmeseler bile sektörle ilgili ciddi kazanımlarla programı tamamlayacaklar. Ayrıca, ‘Start Proje Kampı’ aşamasına kadar gelip, katılım gösteren tüm adaylarımız ‘Kamp Başarı Sertifikası’ almaya hak kazanacaklar” dedi.

Üniversitelerin 3’üncü ve 4’üncü sınıf öğrencileri ‘Start Stajım’ modülüne; yeni mezunlar, yüksek lisans öğrencileri ile iş hayatında en fazla bir yıl deneyimi olan gençler ise ‘Start Yeni İşim’ modülüne başvurabilecek. ‘Start Stajım’a kabul edilen gençler altı hafta boyunca alanında uzman profesyoneller tarafından sunulan kapsamlı eğitim ve staj programı ile telekomünikasyon sektörünü yakından tanıma fırsatı elde edecekler. Belirli kriterleri geçen gençler, stajlarına uzun dönem devam etme şansına sahip olacaklar. ‘Start Yeni İşim’ modülünde başvuru adımlarını başarıyla geçen adaylar ise Türk Telekom’un teknoloji, pazarlama, müşteri hizmetleri, satış, finans, insan kaynakları, strateji planlama ve dijital birimlerinde işe başlayacaklar.

Bugün açılan ve 12 Şubat 2021’de sona erecek programa bu bağlantı üzerinden başvuru yapabilirsiniz.

Yerli ödeme platformu Paymes, 2020 yılında 3.5 kat büyüdü ve 1.5 milyar adet ödeme işlemine aracılık etti

Türkiye’nin en çok kullanıcıya sahip ödeme platformu Paymes; 2020 karnesini ve sosyal ticarete yönelik beklentilerini paylaştı. 2020 yılında da çalışmalarını büyük bir özgüvenle sürdüren Paymes 2019’a göre 3,5 kat büyüdü ve 1,5 milyar ödeme işlemine aracılık ederek cirosunu 4’e katladı. Türkiye’de sosyal ticaret yapan 1 milyon satıcıdan 589.244’ü ödemelerini Paymes aracılığıyla gerçekleştirdi. Şirketin 2021 açılımlarının başında ise İngiltere pazarına açılarak Avrupa’ya teknolojisini ihraç etmek geliyor. Paymes ekibi de 2020 yılında büyümesini sürdürüyor ve şirket 2021 yılında Türkiye, Azerbaycan ve İngiltere olmak üzere 3 ülkede çalışan sayısını 50’ye çıkartmayı hedefliyor. Şirket ayrıca 2021’de Facebook Commerce Programı kapsamında Facebook üzerinde uçtan uca hizmet veren bir ödeme platformunu da devreye alarak kullanıcıların ödeme problemlerini çözmek üzere çalışmalarını yoğunlaştırıyor.

2020’de Paymes linkleri aracılığıyla gerçekleştirilen işlemlerin ağırlıklı kısmı web.paym.es, WhatsApp ve Messenger üzerinden gerçekleşti. Birey ve kurumların birden fazla hesaba ödeme yapmasına ve birden fazla kullanıcıdan ödeme almasına imkan sağlayan Paymes Ödeme Paneli ise en çok kullanılan ikinci ürün oldu. Burada Paymes’in sunduğu araçların ana firma, bayii ve saha satış danışmanlarının hem kendi hesabına, hem firma adına tahsilat imkanı sunması, şirketin 2020’deki rekor büyümesinde kritik bir rol oynadı. Bu ödeme aracıyla çok fazla sanayi grubu, fabrika ve bayilik ağına ulaşan Paymes aynı zamanda KOBİ’lerin de hızlı tahsilat yapmasına aracılık etti. KOBİ’ler için sosyal ticareti büyük bir fırsat olarak tanımlayan şirket, 2021 yılında sosyal ticarete adapte olan KOBİ’lerin ekonomiye yön vereceğinin altını çiziyor.

Covid-19 Sosyal Ticaret beklentilerini büyüttü: Pazarın 2027’de 605 milyar dolara ulaşması bekleniyor

Sosyal medya kullanımı internetin yaygınlaşmasıyla eş zamanlı olarak artışını sürdürürken özellikle Covid-19’la ortaya çıkan; sokağa çıkma yasakları, kalabalık ortamlardan uzak durma gibi uygulamaları kapsayan sosyal izolasyon tedbirleri nedeniyle insanlar sosyal medyada daha fazla vakit geçiriyor. We Are Social’ın Ekim 2020’de yayınladığı rapora göre bugün dünyada 4 milyardan fazla insan artık sosyal medyayı kullanıyor ve her gün ortalama 2 milyon yeni kullanıcı bunlara katılıyor. Öte yandan sosyal medya platformlarında geçirilen zaman da her geçen gün artıyor. Rapora göre tipik bir kullanıcı artık uyanık hayatının yaklaşık yüzde 15’ini sosyal mecraları kullanarak geçiriyor.

Sosyal medya özelinde gerçekleşen yoğun kullanım doğal olarak bu platformlardan yapılan alışveriş oranlarını da artırıyor. Sosyal ticaret olarak adlandırılan bu pazarın yükseliş trendi 2017’den bu yana artışa geçmiş olsa da Covid-19 pandemisiyle tavan yapmış durumda. Öyle ki pazara yönelik büyüme tahminleri yeniden revize ediliyor. Örneğin ResearchAndMarkets.com’un analizine göre sosyal ticaretin %31,4 büyüyerek, 2027 yılına kadar 604,5 milyar dolara ulaşması bekleniyor.

Sosyal Ticarette Doğu Anadolu Bölgesi yükselişte

Türkiye de sosyal ticaretin her geçen gün katlanarak büyüdüğü bir ülke olarak öne çıkıyor. Paymes’in analizine göre 2020 yılında Türkiye’de sosyal ticaret yaklaşık %80 oranında büyüdü. Açıklamasında Türkiye özelinde sosyal ticaret verilerine de yer veren Paymes, 2020 yılında sosyal ticarette en çok oyun, eğlence, el emeği ve kişiselleştirilmiş ürünler, moda/aksesuar ürünleri, dijital servisler, danışmanlık hizmetleri ile ev/ofis araçları kategorilerinde alışverişlerin yoğunlaştığını belirtiyor. Paymes yaptığı açıklamada; sosyal ticaret hacminin Marmara Bölgesi’nde yoğunlaştığını ancak özellikle pandemi döneminde Doğu Anadolu Bölgesi’nde de sosyal ticarete ilginin katlanarak arttığına dikkat çekiyor. Bölgede özellikle el emeği ürünlerin satışlarının önemli ölçüde arttığının altı çiziliyor. Bu artışta ayrıca Paymes’in Doğu Anadolu Bölgesi’nde kadın kooperatifleriyle düzenlediği sosyal ticaret eğitimleriyle bölgede daha fazla satıcının sosyal ticaret yönelmesi de etkili oluyor. 2020 yılında sosyal ticaretin en çok yoğunlaştığı ayları da analiz eden Paymes özellikle Kasım ve Aralık aylarındaki yoğun indirim kampanyalarının sosyal ticarette satışları yükselttiği açıklıyor.

Sosyal Ticaret KOBİ’ler için Can Suyu Olabilir

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği tahmini verilerine göre Türkiye’de 3,5 milyon aktif KOBİ bulunuyor ve KOBİ’ler ülkemizdeki tüm kayıtlı kuruluşların %99,8’ini temsil ediyor. KOBİ’ler aynı zamanda GSYİH’nin %62’sine, ihracatın %55’ine ve işgücünün %73,5’ine katkıda bulunuyor.

Paymes yaptığı açıklamada sosyal ticaretin henüz dijitalleşememiş ancak dijitalleşme noktasında adımlar atan KOBİ’ler için darboğazdan çıkma yöntemi olabileceğinin altını çiziyor. Paymes; pandemi döneminde oldukça zorlanan KOBİ’lerin 2021’de öncelikle detaylı bir finansal analiz yapmalarını, müşterilerine odaklanmalarını, yeni dönemde ortaya çıkabilecek ihtiyaçları belirlemelerini, bu ihtiyaçlara özel kampanya, indirim ve fırsatlar sunmalarını öneriyor. Öte yandan pazarlama bütçeleri ayırmalarını ve özellikle sosyal medya pazarlama araçlarını aktif olarak kullanmalarını tavsiye ediyor. Zira; internet ve sosyal medya kullanıcı sayıları giderek artıyor. Özellikle pandemi döneminde evlerinde kalan insanlar, internette ve sosyal medyada daha fazla vakit geçiriyor. Bu durum KOBİ’ler için bir fırsat barındırıyor ve Paymes’e göre; dijital dünyaya bütçe ayıran ve dijital olanakların sınırlarını zorlayan KOBİ’ler pandemi sürecinde rekabette ön plana çıkabilir. Burada gerek reklam yatırımları gerekse online mağaza yatırımlarıyla daha fazla müşteriye ulaşabilirler.

Yeniliklere imza atmaya devam edeceğiz

Paymes’in 2020 karnesine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Paymes Kurucu Ortağı Sabrican Zaim: “Türkiye’nin en çok kullanıcıya sahip ödeme platformu Paymes olarak 2020 yılını pek çok şirketin aksine büyüyerek ve yepyeni teknolojileri uygulamaya alarak sonlandırdık. Bu dönemde dünyanın ilk akıllı ödeme botunu WhatsApp’a entegre ettik, KOBİ’lerimize yönelik stratejik iş birliklerine imza attık. Bayi, fabrika, sanayi kuruluşu, kurye, çiçekçi gibi çok farklı kişi ve kurum için ödeme alma çözümü sunduk. Nitekim bugün kullanıcı sayımızla sosyal ticaretin lider ödeme yöntemi olarak yolumuza devam ediyoruz. 2020 yılının en heyecan verici çalışmalarından biri de Facebook’a özel bir ödeme platformu geliştirmek üzere dünya genelinde seçilen tek girişim olmamızdı. Bu projeyi de 2021’de tamamlayarak teknolojimizin yetkinliğini bir kez daha kanıtlayacağız. 2021 yılı da bizim için yine var olanı yapmak yerine yeniliklere imza atacağımız, büyük bir motivasyonla çalışacağımız değerli bir yıl olacak.” diyor.

Ön muhasebe programı girişimi Akaunting, KT Portföy Teknogirişim GSYF liderliğinde 500 bin dolar yatırım aldı

KOBİ’lere ücretsiz açık kaynak online ön muhasebe programı sunan Akaunting, KT Portföy’ün kurucusu ve yöneticisi olduğu, Kuveyt Türk ve Vakıf Katılım tarafından desteklenen Teknogirişim Girişim Sermayesi Yatırım Fonu’nun (GSYF) lider olduğu yatırım turunda devam yatırımı alma başarısı gösterdi.

Akaunting, kurumsal yatırımcılar Kuralkan Teknoloji Yatırım A.Ş. ve Torkam Holding A.Ş. ile melek yatırımcılar Prof. Dr. Mahmut Kömürcü, Cahit Başaran ve Hasan Bayhan’ın katılımlarıyla 5 milyon dolar değerlemeyle toplam 500 bin dolar devam yatırımı aldı.

KOBİ’ler için ücretsiz online ön muhasebe programı üreten Akaunting, aldığı devam yatırımını, kullanıcıların hizmetine sunduğu uygulama platformundaki hizmet yelpazesini genişletmek ve yerelleştirmeye önem vererek farklı pazarlara açılmak amacıyla kullanmayı hedefliyor.

“Akaunting bir yılda büyük yol kat etti”

KT Portföy Genel Müdürü Hamit Kütük, “KT Portföy olarak kurucusu ve yöneticisi olduğumuz fonlardan biri olan Teknogirişim GSYF ile erken aşama teknoloji odaklı ve ölçeklenebilir yenilikçi girişimlere yatırım yapıyoruz. Lonca Girişimcilik Merkezi’nin ikinci dönem mezunu olan ve 2019’da yatırım yaptığımız Akaunting’in bir yıl içinde yakaladığı dünya çapındaki başarısını ve büyümesini yakından takip ettik. Yeni aldığı 500 bin dolarlık devam yatırımıyla Akaunting’in globaldeki büyüme hızını ve pazar payını artıracağına inanıyoruz. Yatırım turuna katılan kurumsal ve bireysel eş yatırımcılarımıza çok teşekkür ederiz” dedi.

“Aldığımız yatırımla yurt dışında büyüyeceğiz”

Akaunting Kurucu Ortakları Denis Duliçi ve Cüneyt Şentürk ise projeleri hakkında bilgi vererek tüm dünyada KOBİ’lerin nakit akışını takip etmeleri için bir program tasarladıklarını söyledi. Cüneyt Şentürk ayrıca şunları ekledi: “Muhasebe farklı ülkelerde farklı yöntemlerle tutulmasına rağmen hesap defterlerinin tutulma şekli dünyanın birçok yerinde neredeyse aynı. Biz de bu bilgiden yola çıkarak açık kaynaklı bir çözümle sunacağımız hizmetin hızla büyüyeceğini öngördük ve dünya çapında KOBİ’lerin nakit akışını takip etmeleri için ücretsiz bir online ön muhasebe programı tasarladık. Hedeflediğimiz gibi kısa sürede global bir şirket olduk”.

Demet Mutlu, 347 milyon adet ürün satışı gerçekleştirilen Trendyol’un 2020 yılını değerlendirdi

Türkiye’de doğan ve 10. yılında dünyanın önde gelen e-ticaret platformlarından biri haline gelen Trendyol, bağımsız araştırma kuruluşu Politika Analiz Laboratuvarı (PAL) tarafından gerçekleştirilen “Trendyol’un Türkiye Ekonomisine Etkileri” araştırmasının sonuçlarını açıkladı.

Rapor ile ilgili açıklamalarda bulunan Trendyol Kurucusu ve CEO’su Demet Mutlu, “Trendyol milyonlarca müşterinin ihtiyaçlarını karşıladığı bir e-ticaret platformu olmanın ötesinde, işletmelerin ticaretlerini dijitalde sürdürdüğü büyük bir pazaryeri. Platformumuz sayesinde bizimle çalışan işletme ve satıcıların Türkiye’nin dört bir yanındaki müşterilere ulaşmasını sağlıyoruz. Üretimi, üreticiyi, esnaf ve KOBİ’yi destekliyor ve istihdama katkı sağlıyoruz. Ayrıca tüm ödemeleri dijital yöntemlerle alarak kayıtlı ekonomiye geçişi hızlandırıyoruz” dedi.

Mutlu, “Pandemi döneminde, platformumuzda satış yapan işletmelerin ve ihtiyaçlarını karşılayan müşterilerin artmasıyla Türkiye ekonomisine pozitif etkimiz daha da arttı. 2020’de, büyük çoğunluğu KOBİ olan 98 bin işletmemiz ve 1,1 milyon bireysel satıcımız platformumuz üzerinden 347 milyon adet ürün satışı gerçekleştirdi” diye ekledi.

Trendyol’un 2020’de istihdam etkisi 1,1 milyon kişi, 2023’te 2,4 milyon

Mutlu şöyle devam etti: “Platformumuzda yer alan 98 bin satıcının 97 bini mikro işletme ve KOBİ, 1.205’i ise büyük işletmeler. Satıcılarımız Trendyol’dan gelen siparişleri karşılamak için 360 bin kişiyi istihdam ediyor. Bununla birlikte platformumuzda gerçekleşen satışlar ürün imalatı, kargo dağıtımı, paketleme, müşteri hizmetleri ve dijital pazarlama gibi birçok sektörü harekete geçiriyor. Trendyol bu yolla 708 bin kişilik dolaylı istihdam sağlıyor. 98 bin satıcımız ve bu dolaylı istihdam ile birlikte Türkiye ekonomisine toplam 1,1 milyon kişilik ek istihdam katkısı yapıyoruz. PAL, istihdam etkimizin 2023’te 2,4 milyon kişiye ulaşmasını öngörüyor.”

Satıcıların yüzde 90’ı cirosunu, yüzde 82’si istihdamını artırdı

Araştırma kapsamında yapılan satıcı anketlerinden çıkan sonuçları da paylaşan Mutlu, Trendyol ile çalışmaya başladıktan sonra satıcıların %90’ının cirosunu, %82’sinin istihdamını artırdığını belirtti. Mutlu, şöyle devam etti “Anket sonucuna göre satıcılarımızın %87’si genel performansının olumlu etkilendiğini, %80’i tüketicisini ve pazarını daha iyi tanıdığını, %77’si müşteri deneyimini iyileştirecek aksiyonlar aldığını belirtiyor. Ayrıca Trendyol sayesinde Covid-19 etkisini de sınırlı hissettiğini belirten satıcı oranı da %77.”

Trendyol’daki satıcıların yüzde 98’i yerli şirketlerden oluşuyor

“Trendyol olarak yerli üretime çok önem veriyoruz. Satıcılarımızın %98’i yerli şirketlerden oluşuyor. Platformumuz üzerinden satılan ürünlerin %72’si Türkiye’de üretiliyor. 14 bin satıcı bizimle çalışmaya başladıktan sonra yeni bir ürünü Türkiye’de üretti veya ürettirdi.

Türk markalarının ve ürünlerinin global pazarlarda daha fazla yer alması ve e-ihracat önceliklerimiz arasında ve e-ihracat yapan işletme sayısını artırmak için çalışıyoruz” dedi.

Satıcılarımızın yüzde 43’ü üç büyük il dışından

Tüm satıcıların Trendyol üzerinden aynı büyük pazara ulaştığını vurgulayan Mutlu, “Üç büyük il dışındaki KOBİ’leri ve esnafı Türkiye’deki milyonlarca müşteriyle bir araya getirerek bölgesel kalkınmayı destekliyoruz. Özellikle Anadolu illeri pazaryerimizden her geçen gün daha fazla faydalanıyor. 2020’de üç büyük il dışındaki satıcı sayımız 42 bine ulaştı ve bu satıcılarımızın %93’ü Trendyol sayesinde yeni müşteri gruplarına ulaştıklarını ifade ediyorlar. Pazaryerimize katılan tüm satıcılarımızın büyümesi ve dijitalleşmesi için eğitim, pazarlama ve finansman desteklerimizi sürdüreceğiz” dedi.

17 bin kadın girişimci Trendyol’da satışa başladı

“Kadınları ekonomide öne çıkarmanın sorumluluğumuz olduğuna inanıyoruz. Trendyol ekibinin %42’si kadınlardan oluşurken satıcılarımızda bu oran %54. Bu rakamlar %31 olan Türkiye ortalamasının çok üzerinde. Satıcılarımızda 600 bin kadın çalışıyor ve 194 bini Trendyol süreçleriyle ilgili işler yapıyor.

Trendyol’da satıcıların %25’i kadınlardan oluşuyor, Türkiye’de ise kadın işverenlerin oranı sadece %10. Trendyol olarak kadın girişimcilerin işlerini büyütmeleri için teknoloji, pazarlama, finansman ve eğitim gücümüzle onlara destek oluyoruz. Pandemi dönemiyle birlikte 17 bin kadın girişimci platformumuzda satışa başladı.

Ayrıca Trendyol’un ikinci el platformu Dolap’taki 1.1 milyon satıcıdan yaklaşık 400 bini ev hanımı ve Dolap üzerinden kullanmadıkları eşyaları satarak ev ekonomisine destek oluyorlar.

Böylece kadınlara ve ailelerine ekonomik ve sosyal fayda sağlıyoruz. Kadın girişimci ve kadın çalışan sayısını arttırmak için önümüzdeki dönemde de tüm olanaklarımızla çalışacağız.”

Trendyol olarak Ar-Ge’ye yüzde 28 pay ayırıyoruz

“Teknoloji yatırımlarına büyük önem veriyoruz. Küresel rekabette öne çıkmak için Türkiye’nin kendi teknolojisini üretmesi gerekiyor. Biz de buna katkı sağlıyoruz. Trendyol olarak, operasyonel giderlerimiz içinde Ar-Ge’ye %28 pay ayırıyoruz. Ülkemizdeki parlak yeteneklere yeni teknolojiler geliştirme şansı sunarak onların ülkemizde kalmasını sağlıyoruz.

Trendyol olarak Türkiye’ye bugüne kadar 335 milyon dolar dış yatırım getirdik. Bu yatırımları dijital ekosistemin gelişmesi için kullandık ve kullanmaya devam edeceğiz”

2020’de aktif müşteri sayımız 19,3 milyona ulaştı

“Trendyol’da moda, elektronik, ev ve mobilya, market, gıda, anne-çocuk, kozmetik gibi birçok kategoride 30 milyondan fazla ürün çeşidi bulunuyor. Türkiye’nin her yerinden bu ürünlere platformumuz sayesinde ulaşılabiliyor. Müşterilerimiz fiyat ve satıcı kıyaslaması yaparak istediği ürünü seçebiliyor ve neredeyse tüm ihtiyaçlarını platformumuz üzerinden hızlı ve güvenli şekilde karşılayabiliyor.

Platformumuzda 2019 yılı içinde en az bir alışveriş yapan, yani aktif müşteri sayısı 9,2 milyon iken, 2020’de bu sayı 19,3 milyona ulaştı. 2020’nin son çeyreğinde günde ortalama 1,1 milyon paketi müşterilerimize ulaştırdık.”

Ülkemize sağladığımız pozitif etkiyi sürdürmek için var gücümüzle çalışacağız

“Trendyol olarak, dijital ekosistemi kuvvetlendirmeyi, satıcılarımıza, ülkemize ve ekonomimize daha fazla değer katmayı sorumluluğumuz olarak görüyoruz” diyen Mutlu, “Esnaf ve KOBİ’lerimizi dijitalleştirerek onların daha çok müşteriye ulaşmalarını ve işlerini büyütmelerini sağlıyoruz. Bu yolla ülke ekonomimize ve istihdama katkıda bulunuyoruz. Türkiye’nin Trendyol’u olarak yatırımlarımızı sürdürerek, yeni uygulamalarımızla müşterilerimizin hayatlarını kolaylaştırmaya ve satıcılarımızın e-ticaretle büyümelerini desteklemeye devam edeceğiz. Ülkemiz ve ekosistemimiz için ortaya çıkardığımız pozitif etkiyi sürdürmek ve daha da büyütmek için var gücümüzle çalışacağız” dedi.

Apple, ırkçılığa karşı insanları bilinçlendirmek için 100 milyon dolarlık REJI projesini hayata geçiriyor

Apple, günümüzün en büyük sorunlarından biri olan ırkçılığa karşı insanları bilinçlendirmek REJI projesini hayata geçirmeye hazırlanıyor. Şirket, bu proje için 100 milyon dolar yatırım yapacağını açıkladı.

Apple’ın Racial Equity and Justice Initiative (REJI) yani Irksal Eşitlik ve Adalet Girişimi olarak adlandırılan bu proje, beyaz olmayan insanların ve toplumların yaşadığı eşitsizlikleri ortadan kaldırarak bu insanların daha eşit koşullarda yaşamlarına devam etmelerini amaçlıyor. Proje kapsamında şirket, Tarihsel Siyah Kolejler ve Üniversiteleri’nin öğrenme merkezi olarak buluştuğu Propel Center’a 25 milyon dolar bağış yapacak.

Propel Center, Detroit’teki öğrenciler için kodlama ve teknoloji eğitimini destekleyen bir Apple Geliştirici Akademisi’ni de bünyesinde barındıracak. Apple REJI projesiyle birlikte ülke çapında renkli topluluklar için fırsatları genişletmeyi ve yeni nesil farklı liderlerin oluşturulmasına yardımcı olmayı hedefliyor. Propel Center, yenilikçi müfredat, teknoloji desteği, kariyer fırsatları ve burs programları sunan yeni nesil farklı liderleri desteklemek için tasarlanıyor.

Erken seviye risk sermaye şirketi Harlem Capital, Detroit’teki Gelişim Akademisi’ne yer alan öğrenciler için ve Girişimci Kampı’na katılacak olan siyahi girişimciler ve geliştiricelere hem mentorluk hem de rehberlik hizmeti sağlayacak. Apple da bu faaliyetler için Harlem Capital’a 10 milyon dolar yatırım yapacağını açıkladı. Bununla birlikte şirket, Siebert Williams Shank’ın, azınlık şirketlerine ağırlık vererek küçük ve orta ölçekli işletmelere sermaye sağlayan Clear Vision Etki Fonu’na 25 milyon dolar yatırım yapacak. Fon, yetersiz hizmet alan pazarlarda faaliyet gösteren veya hizmet veren ve kapsayıcı büyüme girişimlerini destekleyen işletmeleri desteklemeye çalışıyor.

Dijital futbol gözlemciliği platformu Scoutium, 2020 verilerini paylaştı

Dijital futbol gözlemciliği platformu Scoutium’da 2020 yılında Beşiktaş JK başta olmak olmak üzere 3 farklı ülkeden, 32 farklı kulüp sisteminden analiz incelemesi yaptı. Sistemdeki Scout sayısı 190’ı, video uzmanı sayısı ise 200’ü aştı.

Bu yılda 914 adet 90 dakika maç videosu çekildi ve analizi yapılan futbolcu sayısı 7,648’e, yapılan analiz sayısı 24,290’a ulaştı. 2020 yılında 5 Scoutium Scout’u profesyonel kulüplerde çalışmaya başlayarak toplamda bu sayıyı 12’ye çıkarttı. Almanya, Belçika, Hollanda, Fransa, Polonya, Makedonya ve Bosna Hersek olmak üzere 7 ülkeden video ve analizler sisteme eklenmeye başladı.

Scoutium, SportsTechX’in 2020 raporunda futbol teknolojisi alanında dünyada en çok fonlama alan 6’ncı ve tek Türk şirket oldu.

Yerli girişim Apsiyon, 2021 yılında insan kaynağını yüzde 30 artıracak

Kurulduğu 2012 yılından bugüne istikrarlı bir büyüme yakalayan ve son iki yıldır Türkiye’nin en hızlı büyüyen ilk 100 şirketinden biri olan Apsiyon, insan kaynaklarını her geçen gün güçlendirmeye devam ediyor. Pandemi sürecinde artan talep ve büyüme hedefleri doğrultusunda Ar-Ge ve satış ekiplerini büyüten Apsiyon, 2021 yılında yaklaşık yüzde 30’luk bir artış ile 40 kişiyi daha bünyesine katmayı hedefliyor. Yazılım, ürün geliştirme ve satış ekipleri için yapılacak ek yatırımlarla birlikte, yeni teknolojiler geliştirerek, sunduğu hizmetleri çeşitlendirecek ve sektördeki liderliğini pekiştirecek olan Apsiyon, Türkiye’nin en hızlı büyüyen startuplarından birinde keyifli bir aile ortamında teknoloji geliştirmek isteyen yeni ekip arkadaşlarını sabırsızlıkla bekliyor.

“İstihdam sayımızı artıracağız”

Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Apsiyon CEO’su ve Kurucu Ortağı Kudret TÜRK, “Pandemi döneminde teknoloji kullanımıyla birlikte Apsiyon’a olan talep ciddi oranda arttı. Biz de sistemlerimizin kesintisiz çalışması ve gelen talepleri doğru şekilde karşılayabilmek için ekibimize yeni arkadaşlarımızı dahil ettik. Böylece yeni ürün geliştirmeye, hızlı büyümeye ve daha çok kullanıcıya ulaşmaya odaklandık. 2021 yılında da yeni hedeflerimiz ve günün gerektirdiği ihtiyaçlar doğrultusunda nitelikli insan kaynağı sayımızı artıracağız” dedi.

“Psikolojik destekten bebek bakımına kadar yanlarında oluyoruz”

Çalışan bağlılığı ve mutluluğuna önem verdiklerini sözlerine ekleyen TÜRK, “Her yıl bağımsız firmalarla gerçekleştirdiğimiz çalışan memnuniyeti anketleri ile arkadaşlarımızın görüşlerini alıyoruz ve bu değerlendirmelere göre aksiyona geçiyoruz. Yine çalışanlarımızla yaptığımız bire bir görüşmelerle alınacak aksiyonları önceliklendiriyoruz. Anket sonuçlarını çalışanlarımızla şeffaf bir şekilde paylaşıyor ve çözüm önerilerini dinliyoruz. Bu sayede insan kaynakları yapımızın şekillendirilmesinde onları aksiyonun bir parçası haline getiriyoruz. Tüm çalışanlarımız ve aile bireyleri için çalışan destek programı iş ortaklığı ile psikolojik destekten hukuki görüş almaya, yeni doğan bebek bakımından tıbbi destek süreçlerine kadar çok geniş kapsamda görüş alabilecekleri bir platform desteği ile onların yanında oluyoruz” diye konuştu.

“Yeni bir Ar-Ge ofisi daha açtık”

Çalışanların mutluluğu ve memnuniyetini merkezde tutarak, onların mesleki ve kişisel gelişimlerine de destek olduklarını vurgulayan TÜRK, “2020 yılında artan projelerimiz ve iş hacmimizle birlikte ekibimizi büyütmeye öncelik verdik. Büyüme hızımız ve teknoloji yatırımlarımızı artırarak mevcut Ar-Ge alanımızı genişlettik. 50 kişi kapasiteli yeni bir Ar-Ge ofisi daha açarak yazılım projelerimizi geliştirecek olmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Kişisel gelişim eğitimleri yeni yılda da önceliklerimizden biri olacak. Kapsamlı kişisel gelişim eğitimleri ile 2021 yılında da tüm çalışma arkadaşlarımızın gelişimlerine katkı sağlamaya devam edeceğiz” dedi.

“Üstümüze düşeni yapıyoruz”

TÜRK, şöyle devam etti, “Pandemi etkisinden dolayı birçok sektör maalesef zor süreçlerden geçiyor. Böylesine zorlu bir dönemde istihdama katkı sağlamak bizim için oldukça önemli. Mevcut ve yakında başlayacak tüm projelerimiz için insan kaynağına ihtiyacımız olacağından, pandemi döneminde devam ettiğimiz işe alımlarımıza, 2021’de de devam edeceğiz. Ülkemizin, sektörümüzün ve teknolojinin gelişmesi için Apsiyon olarak üstümüze düşeni yapıyoruz.”

uSizy: E-ticaret sitelerinde beden hatalarından kaynaklanan iade oranlarını azaltan girişim

E-ticaret sektörüne hizmet vermek amacıyla İspanya merkezli kurulan girişim uSizy, 100’ü aşkın ülkede 200’den fazla e-ticaret firmasına ve 400’ün üzerinde markaya hizmet vererek, bedenden kaynaklanan iade oranlarının azaltılmasını sağlayan çözüm geliştiriyor.

E-ticaret’te iade oranı yüzde 25, iadelerin yüzde 50’sinden fazlası ise beden kaynaklı
E-ticaret alışverişlerinde Türkiye’deki ortalama iade oranı dünya ortalamasıyla eşdeğer. Kullanıcıların yüzde 25’i aldığı ürünü iade ediyor ve iadelerin % 50’sinden fazlası beden hatasından kaynaklanıyor. uSizy’nin geliştirdiği Size Adviser uygulaması global markalarda beden hatası nedeniyle iade oranını yüzde 35, Türk markalarında ise yüzde 25 azaltırken, sepet ortalamasını da yüzde 10 artırıyor.

Ürün iadesi veya beden değişimi işlemi, bir e-ticaret şirketi için oldukça yüksek maliyetler oluşturuyor. Müşteri hizmetleri ekibinin talebi karşılaması, ürün toplama veya değişim sürecini başlatması, taşıma, depolama, envanter, stok yönetimi gibi ilgili departmanları harekete geçirmesi her bir adımda maliyet getiriyor. 2016 yılında İspanya’da kurulan uSizy, geliştirdiği makine öğrenme teknolojisi ve “Size Adviser” ürünü ile tüketicilerin online alışverişte doğru bedeni seçmelerine yardımcı olarak iadeleri ortalama %29 oranında azaltıyor.

Size Adviser “beden tavsiyesi”nde sistem nasıl çalışıyor

100’ü aşkın ülkede, 200’den fazla e-ticaret sitesine ve 400’ün üzerinde markaya hizmet veren uSizy’nin Türkiye Ülke Müdürü Mehmet Çankal, Türkiye’de Size Adviser ile beden hatası nedeniyle iade oranının global markalarda % 35, Türk markalarında ise % 25 azaldığını belirtti. Size Adviser’ın sepet ortalamasını %10 artırdığını, kullanıcıların karar verme süresini %20 oranında azaltarak ve müşteri sadakatini %10 oranında artırdığını sözlerine ekledi.

Her bir giysinin kendine özgü kalıbı belirleniyor ve izomorfik algoritmalar uygulanıyor, markası ne olursa olsun aynı orantılara sahip aynı tip giysiler belirleniyor. Sonrasında ise, kıyafetleri veya belirli bir kalıbı satın alan tüm kullanıcıların geri bildirimlerine ve beden hatası nedeniyle iade edip etmediklerine bakılıyor. Sistem, tüm bilgileri toplayıp, o giysiye göre her vücut tipi için en iyi bedeni otomatik olarak öğreniyor. Bir kullanıcının kendine özgü vücut kalıbı, boy ve kilo gibi temel ölçülerle ve morfolojik algoritmalarla oluşturuluyor. Ardından, kalıplara göre toplanan tüm bilgi ve makine öğrenmesine dayalı olarak söz konusu vücut için en iyi bedeni öneriyor.

Uber’e Türkiye’de uygulanan erişim engeli bugün resmen kaldırıldı

Uber’in Türkiye’de yasaklarla ilgili uzun zamandır sıkıntı yaşadığını biliyorduk ve bu durum mahkemeye taşınmıştı.

Geçtiğimiz günlerde istinaf mahkemesini Uber’in erişimine engelin kaldırılacağını haberini sizlerle paylaşmıştık. Uber bugün Twitter hesabından yaptığı resmi açıklama ile yasağın bugün itibariyle resmen kaldırıldığını duyurdu.

Bu engelin kaldırılması sarı taksiler için kesin olarak geçerli ancak Uber XL için henüz net bir bilgi yok. Bu tür kararlar XL’ın da önünü açar mı, zamanla göreceğiz.

Uber Türkiye’nin Twitter paylaşımı:

“Uber’e Türkiye’de uygulanan erişim engeli mahkeme kararına uygun olarak bugün itibariyle resmen kaldırıldı! Tüm İstanbullular’a tekrar merhaba!”

Vodafone’un girişimciler için hayata geçirdiği ReWorld’de kuluçka sürecine seçilen 4 takım belli oldu

“Amaç odaklı bir şirket olma” hedefiyle faaliyetlerini sürdüren Vodafone’un, imeceLAB ve S360 yürütücülüğünde hayata geçirdiği açık inovasyon programı ReWorld’de ön kuluçka süreci tamamlandı.

Toplam 4 ülke, 10 şehir ve 19 üniversiteden 15 takım halinde 46 kişinin katıldığı ön kuluçka sürecinde takımlar, “E-atık sorununa nasıl kapsayıcı, sistematik ve döngüsel çözümler üretiriz?” sorusuna yönelik yenilikçi, teknolojik ve sürdürülebilir çözüm önerileri geliştirmek için çalıştı. Sistemsel düşünce, tasarım odaklı düşünce, döngüsellik, 5G ve IoT (Nesnelerin İnterneti), sosyal etki, gelir modeli gibi konularda eğitimlere katılan takımlar, toplam 33 saat süren 14 ayrı etkinlikte buluştu. Ön kuluçka döneminde 64 mentorla 132 görüşme gerçekleştirerek 75 saatlik danışmanlık alan takımlar, süreç boyunca yaptıkları anketlerle 2.746 kişiye ulaştı. ReWorld programı, seçici kurul ön kuluçka finaliyle belirlenen ve kuluçkaya katılmaya hak kazanan 4 takımla devam edecek.

Vodafone Türkiye İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Hasan Süel:

“Vodafone olarak, operasyonlarımızdan kaynaklı çevresel etkimizi yarıya indirme hedefiyle çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bu kapsamda, özellikle elektronik atıklar konusuna büyük önem veriyoruz. ReWorld programıyla, e-atık konusunda çok paydaşlı bir çözüm ortamı oluşturmak istiyoruz. Programımıza katılan gençler, yenilikçi yöntemlerle yetkinliklerini geliştirirken, e-atık sorununa çözüm aradıkları bir süreçten geçiyorlar. Programımızda başvuru, ön eleme ve ön kuluçka aşamalarını geride bıraktık. Ön kuluçka boyunca gençlerimiz ve mentorlarımız bir araya gelerek son derece verimli toplantılar gerçekleştirdiler. Sırada kuluçka sürecimiz var. ReWorld kapsamında gençlerin fikirlerini geliştirmek için destek mahiyetinde tohum yatırımı sağlamayı da hedefliyoruz. Gençlerin katılımıyla oluşan kolektif etkiye ve birlikte çözüm aramanın gücüne inanıyoruz. Vodafone olarak, e-atık yönetimini öncelikli konularımız arasında konumlandırmaya devam edeceğiz.”

6 haftalık kuluçka süreci başlıyor

ReWorld kuluçka sürecine katılmaya hak kazanan takımlar E-Cycle, E-Puan, Köstebek: Akıllı E-Atık Toplama Kutusu ve Not-a-Waste olarak açıklandı. Bu takımlar, kuluçka sürecinde Gooinn ekibinin desteğiyle girişimcilik ve iş geliştirme başta olmak üzere pek çok konuda bilgi ve deneyim kazanacak. Bugüne kadar tasarladıkları fikri bir adım öteye taşıyacak iş modeli koçluğu ve mentorluk sürecinden geçecek olan takımlar, bu 6 haftalık süreçte mentor ve koçlarla bire bir yapacakları çalışmalarla fikirlerini hayata geçirmenin yollarını arayacak. Takımlara fikirlerini geliştirmeleri için destek mahiyetinde tohum yatırımı da sağlanacak.

Takımlar, Girişimcilik Koçluğuna ek olarak, Boğaziçi Üniversitesi Yaşamboyu Eğitim Merkezi Sürdürülebilirlik Liderliği Sertifika Programı’na katılım hakkı da kazandı. Bu kapsamda, sürdürülebilirlik yönetimi ve liderliği konusunda yetkinlik geliştirecek olan takımlar, katılımcı liderlik, değişim yönetimi, belirsizlik ortamında liderlik, liderlik için iletişim teknikleri, dijitalleşme ve liderlik, sürdürülebilirlik gibi konularda Boğaziçi Üniversitesi akademisyenlerinden dersler alacaklar.

İşte seçilen dört takım:

Kiralama opsiyonuyla döngüsellik

Endüstri mühendisliği lisans öğrencileri Zeynep Akkaya ve İzel Yalçın’ın oluşturduğu E-Cycle ekibi, geliştirdikleri projeyle, elektronik alet perakendecilerinin belirli elektronik aletleri bireysel ve kurumsal kişilere kiralamasını ve kişilerin elektronik atıkların toplanmasını sağlayarak döngüsel bir sistem oluşturmasını amaçlıyor. Kişilerin istedikleri elektronik aletleri belli bir süre için kiralayabilmeleri, kiralama süreci bittiğinde isterlerse satın alabilmeleri hedefleniyor. Bireylerin, e-atıklarını geri dönüşüme vermek istediklerinde, elektronik alet perakendecilerinin e-atık toplama noktası olarak belirlediği mağazalarını görebilmeleri, kendileri götüremiyorsa da belirli günlerden birini seçerek belediyelerden e-atıklarını teslim almalarını talep edebilmeleri planlanıyor.

Askıda e-atık

Çevre mühendisliği lisans öğrencisi İlayda Altınbağ, bilgisayar mühendisliği lisans öğrencisi Emre Güldan ve çevre mühendisliği lisans öğrencisi Kübra Karabal’ın oluşturduğu E-Puan ekibi, geliştirdikleri projeyle, insanların e-atık geri dönüşümünün önemi ve bu dönüşümü nasıl yapacakları konusundaki bilgi eksikliğinin teknolojiden destek alınarak giderilmesini amaçlıyor. Getirilen e-atıklarla insanların isterlerse internet, dakika, SMS almaları; isterlerse de atıklarını askıya bırakarak öğrencilerin eğitiminde ihtiyaç duyacakları elektronik araçlara fayda sağlamaları hedefleniyor.

Atık tanıma sistemi

Çevre mühendisliği lisans öğrencisi Müge Baltacı, bilgisayar mühendisliği lisans mezunu H. Furkan Vural, peyzaj mimarı Çağla Yıldız, çevre mühendisliği lisans öğrencisi Sena Bulut ve bilgisayar mühendisi Deniz Yılmaz’dan oluşan Köstebek: Akıllı E-Atık Toplama Kutusu ekibi, geliştirdikleri projeyle, 18 yaş ve üzeri elektronik atık sahiplerine e-atıkların geri kazanımı sürecindeki toplama faaliyetlerinde etkin rol oynama olanağı sağlamayı hedefliyor. Bu tasarım, içinde bulundurduğu atık tanıma sistemi ile e-atıkların kayıtlı olarak toplanmasını sağlıyor. Aynı zamanda bir uygulama ile entegre olarak çalışan Köstebek, e-atık sahiplerine atıkları karşılığında e-para kazanabilecekleri ve bu e-parayı harcayabilecekleri bir platform oluştururken, kişilerin e-atıkların toplanmasında oynadıkları rolü, doğaya olan katkılarını sayısal ve motive edici ögelerle kişilere sunuyor. Köstebek; e-ticaret platformları, dernekler ve kurulabilecek diğer faydalı paydaşlar ile çalışıp ödüllendirme yöntemini uygulayarak e-atık sahiplerinin bu atıklardan kurtulurken sorumlu ve bilinçli bir şekilde hareket etmesini teşvik ediyor.

Ters lojistik stratejisi

Çevre mühendisliği yüksek lisans öğrencisi Seda Karataş, çevre bilimleri yüksek lisans öğrencisi Özge Naz Pala, kentsel tasarım ve peyzaj mimari yüksek lisans öğrencisi Zeynep Arın İlhan ve şehir planlama ve şehir politikaları tasarımı yüksek lisans öğrencisi Aysel Kapsız’ın oluşturduğu Not-a-Waste ekibi, 1.050 kişiyle yaptıkları anket sonucunda, kamunun bilgilendirilmesine ve teşvik mekanizmasının geliştirilmesine ihtiyaç olduğunu tespit etti. Bu doğrultuda, takım geniş kitlelere ulaşmak ve katılımı artırmak için e-ticaret alanında işbirliği yapıyor. Döngüsel ekonominin ters lojistik stratejisini uygulayarak, başka bir deyişle e-ticaret siparişlerinin tesliminde e-atıkları toplayarak yılda 3.000 ton elektronik atığı geri dönüşüme kazandırmayı öngörüyor.