Ana Sayfa Blog Sayfa 599

Bankalarda uzaktan kimlik tespiti süreci başlamasıyla birlikte kuruluşlar nelere dikkat etmeli?

Identify Türkiye genel müdürü Ali Haydar Ünsal, egirişim’in konuğu olarak bankalarda uzaktan kimlik tespit süreci başlamasıyla birlikte kuruluşların nelere dikkat etmesi gerektiği hakkında detaylı bilgi verdi.

Teknolojik gelişmeler ve özellikle pandemiyle hayatımıza giren uzaktan iş yapma yönetmeleri haliyle sektörlerin dönüşümünü zorunlu kılıyor. Bu dönüşüm yasa yapıcılar tarafından da dikkatle takip ediliyor ve ülkemizde Temmuz ayından bu yana uzaktan müşteri edinimine dair pek çok regülasyon yayınlanıyor.

Bu regülasyonlardan sonuncusu ise bankalar başta olmak üzere finansal kuruluşlar, sermaye piyasası aracı kurumları, sigorta ve reasürans şirketleri, faktöring şirketleri, ödeme kuruluşları 5549 sayılı Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi Hakkında Kanun ile yükümlülük altına giren tüm kurumların müşteri edinme ve tanıma süreçlerini uzaktan gerçekleştirebilmelerinin önü açılıyor. 1 Nisan 2021 itibariyle Resmi gazetede yayınlanan “Bankalarca kullanılacak uzaktan kimlik tespiti yöntemlerine ve elektronik ortamda sözleşme ilişkisinin kurulmasına ilişkin tebliğ ilgili kuruluşlarda geleneksel müşteri edinme yöntemlerini yasal bir çerçeveye oturtarak fiziki bir araya gelme zorunluluğunu ortadan kaldırıyor ve işleri daha kolay hale getiriyor.

Uzaktan kimlik tespitinin müşteri temsilcisi ile kişinin; fiziksel olarak aynı ortamda bulunmasına gerek olmadan, çevrim içi olarak görüntülü görüşmesi ve birbiriyle iletişim kurmasıyla yapılabilmesinin önünü açan tebliğde müşteri temsilcilerinin eğitiminin kritikliği vurgulanıyor. Tebliğde müşteri temsilcilerinin uzaktan kimlik doğrulama hizmetlerini nasıl yapmaları gerektiği tebliğe tabi kuruluşların hangi taknolojilere gerek duydukları bu teknolojilerin sahip olması gereken özellikler detaylıca sıralanıyor. Uzaktan kimlik tespitinde kullanılacak görüntülü görüşme yönteminde olası teknolojik, operasyonel ve benzeri risklerin dikkate alınarak yeterli seviyede güvenlik önlemlerinin alınması gerektiği vurgulanıyor.

“10 dakikada müşteri kazanma avantajı 10 dakikada potansiyel müşteriyi kaybetme olayına dönüşebilir”

Türkiye’de bankacılık ve finans ekosisteminin gelişmiş olması bu tebliğe uyumda kuruluşların üzerine düşen sorumlulukları yerine getirebileceğini gösterse de aslında hem teknolojinin gelişmiş güvenlik önlemlerine sahip olması hem de müşteri temsilcilerine gereken eğitimlerin verilmesi düşünüldüğü kadar kolay olmayabilir. Finans kurumlarının kendi işleri olan finans konusundaki uzmanlıkları su götürmez bir gerçekken dijital kanallar için de kendi işlerinde uzman teknoloji firmaları ile işbirliğine gitmelerinin yasalara uyumsuzluk risklerini azaltacağı düşünülüyor.

Türkiye’de Ekim 2020 İtibariyle faaliyet göstermeye başlayan Identify Türkiye Genel Müdürü Ali Haydar Ünsal: “Tebliğ dijital müşterilerin talepleri ve beklentileri doğrultusunda hayata geçiriliyor. Burada müşteri deneyimindeki paradigma kaymasını iyi anlamak gerekiyor. Örneğin müşteri temsilcisinin bu işlemi yaparken hızlı olması, riskleri hızlı tespit etmesi, süreci hızlı tamamlaması çok önemli. Burada yaşanan bir gecikme müşteriyi kaybetmeye neden olabilir. Yani bir başka deyişle 10 dakika da müşteri kazanma avantajı 10 dakika da potansiyel müşteriyi kaybetme olayına dönüşebilir. Tebliğe tabi kuruluşların bu riski iyi anlamaları gerekiyor. Biz Türkiye’de uygulamaya aldığımız akademi programı ile kurumların müşteri temsilcilerini yani müşteri müfettişlerini yetiştirmelerine destek oluyoruz. Bunun dışında bu süreçlerde deneyim çok fazla öne çıkıyor. Biz Almanya’da 4 yıldır bu çalışmaları büyük bir başarı oranıyla gerçekleştiriyoruz. Keza bu çözümü geliştirmemizin en önemli nedeni de Almanya’da bu çalışmaları yaparken yaşadığımız zorluklar ve 3. taraflardan uzaktan müşteri tanımlama için aldığımız hizmetin bizim için yeterli olmamasıydı. Şimdi Türkiye’de özellikle finans kuruluşlarının bu sıkıntıları yaşamamaları için tüm deneyimimizle kurumlara güç katmaya hazırız. Identify Türkiye olarak kurumlara; uzaktan kimlik tespiti, dijital müşteri tanıma ve edinme hizmetlerini yasalara uygun şekilde tek bir yerden yönetebilecekleri bir platform olan IMPaaS (Identify Management Platform as a Service) sunuyoruz.” diyor.

Adres bilgilerinizi 1 saniyede paylaşmanızı sağlayan yerli girişim: Postnick

İlk kez Eylül 2020’de karşımıza çıkan yerli girişim Postnick, dijital dünya üzerinden adres paylaşma işlemlerini 1 saniye gibi bir süreye indiren platformdur.

Pandemi sürecinde artan e-ticaret ve gönderi hacminin yanı sıra evden çalışma ve değişen yaşam koşulları nedeniyle milyonlarca kişinin farklı yerlere taşınması, e-ticaret sitelerinde hem yeni üye sayılarını hem de yapılan adres değişikliği işlemlerini de artırdı. Adres bilgisi paylaşılan her platformda uzun adres detaylarını girme gerekliliği ise kullanıcıların zorlandığı başlıca konular arasında yer aldı. Tam da bu noktada 19. yüzyıldan bu yana geçerliliğini koruyan ancak dünya çapında hala kabul görmüş bir standardı bulunmayan sokak/bina adlandırma ve numaralandırma sisteminin de dönüşüm geçirmesi ve kolaylaştırılması ihtiyacı bir kez daha kendini hissettirirken, iki Türk girişimci Buğra Kocatürk ve Yiğit Çallı tarafından kurulan San Francisco merkezli Postnick, global adres standardını oluşturacak ve adres paylaşımıyla kaybedilen zamanı en aza indirecek bir çözümle karşımıza çıkıyor.

Adresler de dijital dönüşüm geçiriyor: >>postnick

1 Ocak 2021 tarihinden itibaren ücretsiz hizmet vermeye başlayan ve bugün 18 ülkede 66 şehirde yaşayan kullanıcılara ulaşan girişim, adreslere takma isim vererek 1 saniyede paylaşma imkanı sunuyor. Tüm dünyada sokak, cadde, daire no, posta kodu, ilçe, il gibi ayrıntılar içeren adresleri >>postnick adını verdiği “>>isim.ev”, “>>firma” gibi takma isimlerle sistemine işliyor ve entegre platformlarda kullanımına izin veriyor. Kullanıma başlamak için yapılması gereken tek şey ise platform üzerinden üyelik oluşturup istediğiniz adres adını ücretsiz olarak almak.

Tüm adresler tek bir uygulamada ücretsiz saklanabiliyor

Postnick kullanıcıları, ev, iş, yazlık gibi tüm adresleri için, istedikleri >>postnick’leri seçebiliyor ve hepsini tek bir uygulamada saklayabiliyorlar. Üstelik her kullanıcı, seçtiği adres takma ismine ömür boyu ücretsiz sahip olup tüm adreslerini bu isim altında tanımlayabiliyor. Postnick’i entegre eden platformlarda, kullanıcılar uzun uzun adres bilgisi yazmak yerine daha önce oluşturdukları adresleri kullanabiliyor.

Taşınma ya da iş değişikliği gibi senaryolarda, kullanıcıların tüm platformları ayrı ayrı ziyaret edip adreslerini güncellemesine de gerek kalmıyor. Bilgilerini sadece Postnick hesaplarında güncelledikleri anda, tüm entegre platformlarda otomatik olarak güncel adreslerine erişebiliyorlar.

Başkalarına yapacakları gönderilerde de, alıcıya ait tüm adres bilgilerini yine çok hızlı bir şekilde, alıcının >>postnick’ini paylaşarak tamamlayabiliyorlar.

Ortak kullanıcılı belge düzenleme uygulaması Craft Docs, 8 milyon dolar Seri A yatırım aldı

Birden çok kişinin belge veya dosya üzerinde birlikte çalışmasına yardımcı olmak için oluşturulmuş bir iOS uygulaması olan Craft Docs, 2020 yılı Kasım ayında piyasaya sürüldü ve Creandum liderliğindeki 8 milyon dolarlık Seri A yatırım turunu tamamladı. Yatırım turuna InReach Ventures, Skyscanner‘ın kurucu ortağı Gareth Williams ve birçok farklı teknoloji girişimcileri de katıldı.

Şu anda iOS, iPadOS ve MacOS’ta mevcut olan Craft Docs, 2021’de API’leri, genişletilmiş entegrasyonları ve tarayıcı tabanlı bir düzenleyiciyi piyasaya sürmeyi planlıyor. Notion’a benzer bir verimlilik uygulaması olma isteklerinin olduğunu belirten CEO Balint Grosz, “Notion, wiki oluşturma ve yazmaya odaklı bir uygulama. Notion’dan gelen çok sayıda kullanıcımız var, ancak kullanıcılar için özellikle yazı içeriklerinde daha iyi çözümlerimiz olduğuna inanıyoruz. Notion, veritabanları ve yapısal içeriği ile çok güçlü bir uygulama olsa da insanlar onu başka şeyler için kullanıyor. Bu yüzden ürünlerimizdeki benzerlikler nedeniyle kullanıcılarımız tarafından çok güçlü bir rakip olarak görülüyoruz. Pazarlarımızın ortak olduğuna inanmıyorum ama Notion kullanıcıları bizim uygulamamızı kullanmayı tercih etmeye başlıyor ” dedi.

Bu durumun sıralı içerik oluşturmaktan çok uygulama deneyimine bağlı olduğunu belirten Grosz, ” Notların içinde notlar oluşturabileceğiniz bir yapıya sahibiz, bu nedenle her metin parçasıyla içerik ve gezinme stilinde değişiklikler ve eklemeler yapabilirsiniz. Bu, birçok ürünün sahip olmadığı bir özellik, dolayısıyla insanların Notion ile bizi karşılaştırma eğiliminde olmasının birincil nedenin bu olduğunu düşünüyoruz.” diyerek sözlerine ekleme yaptı. Craft, Notion’a göre en büyük avantajlarının UX olduğunu söylüyor. Uygulama kullanıcıları, veri depolama ve gizlilik, 3. taraf bulut hizmetleri ve diğer araçlarla entegrasyon özelliklerini kullanabiliyor. Creandum’dan Fredrik Cassel yaptığı açıklamada şunları söyledi: “İlk yatırım kararımızdan bu yana hem kullanıcıların Craft’a olan sevgisinden hem de ekibin güzel ve güçlü bir ürün yaratma konusundaki motivasyonlarından etkilendik.

Uygulamaya gelecek olan bağlantı ve veri erişilebilirliği ile ilgili özellikler, Craft’ı diğer rakiplerinden ayırıyor. ” InReach Ventures’ın Kurucu Ortağı Roberto Bonazinga, “Milyonlarca insanın düşüncelerini nasıl yapılandırıp bunları nasıl yazabileceğini yeniden keşfetmek için girişimin vizyonunun netliği ve cesaretinden etkilendiğimiz için Craft’a yatırım yaptık.” dedi.

Craft’ın piyasaya sürülmesi, yatırım alması ve Çin’in en büyük seyahat firması olan Trip.com Group tarafından 2016’da 1.75 milyar dolar satın alınmasının ardından girişimin ortaya çıkan bir “Skyscanner Mafia” olduğunu gösteriyor.

SabancıDx’in yeni genel müdürü Doğuş Kuran oldu

Türkiye’nin dijital dönüşümüne liderlik etme ve yazılımın gücüyle dünyaya açılma vizyonuyla faaliyet gösteren SabancıDx‘in genel müdürlük görevine Doğuş Kuran atandı. Bilişim sektöründe 20 yılın üzerinde deneyime sahip olan Doğuş Kuran, yeni görevine 1 Nisan 2021 itibariyle başladı.

Hatırlarsanız geçtiğimiz yıl Haziran ayında Burak Aydın‘ın liderliğinde SabancıDx’in ofis turunu gerçekleştirmiştik.

Bilinmeyenleri keşfetme tutkusuyla çalışmalarını sürdüren SabancıDx sektörün deneyimli ismi Doğuş Kuran’ın liderliğinde yeni bir dönemin başlangıcını yaptı. Kuran, siber güvenlik, IoT ve yapay zeka gibi yeni nesil teknolojiler ışığında geleceğe değer katacak ürün ve hizmetler sunan 240 kişilik tecrübeli ve nitelikli bir ekibi yönetecek.

Doğuş Kuran kimdir?

İTÜ Elektronik ve Haberleşme Mühendisliği bölümünden mezun olan Doğuş Kuran, sonrasında Mühendislik Yönetimi dalındaki yüksek lisansını Portland State Üniversitesi’nde tamamladı. Profesyonel yaşamına 1998 yılında başlayan Kuran, 1998-2000 yılları arasında Alcatel’de sırasıyla Şirketler ve Tüketici Grubu Proje Koordinatörü ve Satış Müdürü olarak çalıştı. Kuran kariyerine, 2000-2008 yılları arasında Cisco Türkiye’de, Telekom, Kurumlar & İnternet İş Çözümleri Grup Müdürü ve Telekom Sektörü Hizmet Sağlayıcı Grubu Satış Direktörü ve 2008-2011 yılları arasında Microsoft Türkiye’de Profesyonel Hizmetler ve Danışmanlık Grubu Çözümler ve Hizmetlerden Sorumlu Satış Direktörü olarak devam etti. 2011-2013 yılları arasında Ericsson Orta Doğu ve Afrika Bölgesi Satış ve Operasyondan sorumlu Genel Müdür Yardımcısı olarak görev yapan Kuran, 2013-2015 yılları arasında Accenture Türkiye ve IGEM Bölgesi’nde İletişim, Medya ve Teknoloji Grubu’nda Yönetici Ortak olarak görev aldı. 2015-2019 yılları arasında Turkcell’de Müşteri Deneyimi ve Dijitalleşme & Analitik Mükemmellik Merkezi’nden sorumlu Genel Müdür Yardımcısı olarak profesyonel kariyer hayatına devam eden Kuran, 2020 yılında kendi şirketi Lancra Ltd.’yi kurdu.

Hakan Aran, İş Bankası’nın yeni genel müdürü oldu

Türkiye İş Bankası’nın 1 Nisan 2021 tarihli Yönetim Kurulu toplantısında Adnan Bali‘nin Yönetim Kurulu Başkanı seçilmesine, Genel Müdür Yardımcısı Hakan Aran‘ın Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’na gerekli bildirimlerin yapılması ve izinlerin alınmasını takiben Genel Müdür olarak atanmasına karar verildi.

1962 yılında Gaziantep İslahiye’de doğan Adnan Bali, Orta Doğu Teknik Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Ekonomi Bölümü’nden mezun oldu. 1986 yılında İş Bankası Teftiş Kurulu Başkanlığı’nda Müfettiş Yardımcısı olarak göreve başlayan Adnan Bali, Fon Yönetimi Müdürlüğü’nde 1994 yılında Müdür Yardımcısı, 1997 yılında Grup Müdürü olarak görev yaptı, 1998 yılında ise Fon Yönetimi Müdürü olarak atandı. 2002 yılında Şişli Şubesi, 2004 yılında Galata Şubesi Müdürü olan Bali, 30 Mayıs 2006 tarihinde Genel Müdür Yardımcısı, 1 Nisan 2011 tarihinde de Türkiye İş Bankası’nın 16. Genel Müdürü olarak atandı.

1968 yılında Antakya’da doğan Hakan Aran, 1990 yılında Orta Doğu Teknik Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü’nden mezun oldu. 2000-2001 yılları arasında Başkent Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde İşletme yüksek lisans programını tamamlayan Aran halen İstanbul Ticaret Üniversitesi’nde bankacılık doktorasını sürdürüyor. 1990 yılında İş Bankası’nda Yazılım Uzmanı olarak göreve başlayan Aran, 2005 yılında Yazılım Geliştirme Bölüm Müdürü oldu, 2008 yılında Genel Müdür Yardımcılığı görevine atandı. Operasyonlardan, dijital bankacılıktan ve teknolojiden sorumlu olarak Bankanın önemli dönüşüm programlarında görev alan Aran, İş Bankası Rusya Yönetim Kurulu Başkanlığı, Anadolu Sigorta Yönetim Kurulu Başkan Vekilliği, Türk Telekom Yönetim Kurulu üyeliği görevlerinde bulundu ve halen Softtech, LiveWell, GullsEye şirketlerinin Yönetim Kurulu Başkanlığı görevlerini sürdürüyor.

Xiaomi, akıllı elektrikli araçlara 10 milyar dolar yatırım yapacak

İstanbul’da açtığı fabrika ile gündeme gelen Xiaomi, Hong Kong Borsa’sına yaptığı kamuoyu açıklamasıyla akıllı elektrikli araç üretim çalışması hazırlıklarına başladığını duyurdu.

Xiaomi’nin Kurucusu, Başkanı ve CEO’su Lei Jun, 2021 Mart ayında yapılan lansmanda şirketin 10 milyar RMB başlangıç yatırımıyla tamamen Xiaomi’ye ait bir yan kuruluş altında faaliyet gösterileceğini açıkladı. Xiaomi, önümüzdeki 10 yıl boyunca toplamda tahmini 10 milyar ABD doları tutarında yatırım yapmayı hedefliyor. Lei Jun aynı zamanda akıllı elektrikli araç için kurulan yan kuruluşun CEO’su olarak görev yapacak.

Lei Jun, “Bu kararı tüm ortaklar arasında yapılan çok sayıda müzakere sonrasında aldık. Bu, hayatımın son büyük girişimcilik projesi olacak. Tüm kişisel itibarımı ortaya koymaya ve akıllı elektrikli aracımız için gereken tüm mücadeleyi vermeye hazırım. Xiaomi elektrikli aracının başarıya ulaşması için tüm mücadele boyunca ekibimin başında olmaya kararlıyım” dedi. Jun, aynı zamanda Xiaomi yönetim ekibinin son 75 gün içinde elektrikli araç sektörüne yönelik 200’den fazla sektör uzmanıyla 85 toplantı, dört şirket içi yönetim müzakeresi ve iki yönetim kurulu toplantısı olmak üzere çok titiz ve kapsamlı araştırmalar yürüttüğünün altını çizdi. Jun sözlerini: “Bu kararın verilmesinde Mi fanlarının Xiaomi’nin değerlerine olan güvenleri ve markaya verdikleri sürekli desteğin de büyük etkisi oldu. Bu da Xiaomi’nin yeni bir çığır açarak akıllı elektrikli araç sektörüne girmesinde önemli bir temel oluşturdu. Son mali sonuçlara göre, dünya genelinde akıllı telefon satışlarımız 146 milyona ulaştı ve dünyanın en büyük üç akıllı telefon üreticisi arasında yer almaya devam ediyoruz. Üst düzey akıllı telefon satışlarımız 10 milyonu aştı. TV satışlarında ise Çin’de arka arkaya 8 çeyrektir zirvedeki yerimizi koruyoruz. Xiaomi’nin AIoT platformunda 324,8 milyonun üzerinde bağlı cihaz bulunuyor. Aylık 86,7 milyon aktif kullanıcıya sahip olan XiaoAI yapay zeka asistanıyla akıllı ev sektörüne liderlik etmeyi sürdürüyoruz. 2020 yılının sonunda grubumuz toplamda 108 milyar RMB nakit rezervine sahip oldu” diyerek tamamladı.

Lei Jun, çalışanlarına yönelik yazdığı mektupta Xiaomi’nin otomobil üretiminde farklı ve benzersiz avantajlara sahip olduğunun altını çizdi:

  1. Akıllı elektrikli araçlar geleneksel otomotiv sektörünün iş modelini kökten değiştirdi ve Xiaomi, donanım tabanlı internet hizmeti iş modeli hakkında ayrıntılı bilgiye sahip.
  2. Xiaomi, yazılım ve donanım entegrasyonunda en kapsamlı deneyime ve internet sektöründeki en derin üretim teknik bilgisine sahip.
  3. Xiaomi’nin ürün çeşitliliği, ürün ölçeği ve kullanıcı sayısı açısından en kapsamlı akıllı ekosisteme sahip.
  4. Xiaomi, akıllı elektrikli araçlara uygulanabilecek çok sayıda temel teknolojiye sahip.
  5. Xiaomi, dünya çapındaki Mi fanlarının güven ve desteğiyle güçlü bir markaya ve güçlü bir kullanıcı tabanına sahip.
  6. Xiaomi’nin bu alana güvenle yatırım yapmasına olanak tanıyan bol miktarda nakit kaynağına sahip.

Lei Jun, “Akıllı elektrikli araçlar, önümüzdeki 10 yıllık dönemin en büyük iş fırsatlarından birini ve akıllı yaşamın vazgeçilmez bir bileşenini temsil ediyor. Akıllı AIoT ekosistemimizi her geçen gün daha da genişletiyoruz ve dünyadaki herkesin yenilikçi teknolojilerle iyi bir yaşam sürmesini sağlama vizyonumuzu sürdürüyoruz. Bu nedenle, elektrikli araç sektörüne girmek bizim için çok doğal bir karar” dedi.

Apple, yeni iOS sürümüyle Siri’nin sesini varsayılan olarak kadın yapmayacak

Teknoloji devi Apple’ın akıllı asistanı Siri, günümüzde Türkçe de dahil olmak üzere 16 dilde kullanılabilen ve içinde önemli yapay zeka teknolojileri barındıran bir sesli asistan. Her geçen gün gelişerek hayatımızın her anında yer almaya başlayan Siri, kullanıma sunulduğu ilk günden beri varsayılan olarak kadın sesiyle geliyordu.

Apple, yaptığı geliştirmelerle zaman içerisinde Siri’ye farklı yetenekler kazandırmakla kalmadı, aynı zamanda Siri için alternatif seslendirmeleri de kullanıma sundu. iOS 14 ile birlikte Türkçe Siri de hem kadın hem de erkek seslendirme seçeneğiyle kullanılabiliyordu. Apple, yakın zamanda yayınlayacağı iOS 14.5 güncellemesi ile Siri için önemli bir değişikliğe gidiyor.

Kurulum esnasında Siri ses tercihiniz sorulacak

Yeni iOS 14.5 ile birlikte Apple, artık cihazın kurulumu esnasında Siri’yi hangi seslendirmeyle kullanmak istediğinizi soracak. Böylelikle kullanıcılar Siri’yi kadın ya da erkek ses seçeneğiyle kurarak varsayılan ses tercihini kendisi belirleyecek. Siri’nin sesi Ayarlar menüsünden değiştirilebiliyor olsa da birçok kişi, Siri’nin erkek ses seçeneğine de sahip olduğunu bilmiyordu. Yeni güncelleme ise kullanıcıların Siri ile ilgili kişiselleştirilmiş seslendirme tercihi yapmasını sağlayacak.

Aynı zamanda Apple, yeni sürümle birlikte yeni seslendirme seçeneklerini de ekliyor. Böylelikle Siri, daha farklı ve insana daha yakın bir sese kavuşarak kendini geliştirmeyi sürdürüyor. Öte yandan Siri, İngilizce konuşan kişilerin farklı aksanını algılayarak daha kesin sonuçlara ulaşabiliyor.

Microsoft, ABD ordusuna 120 bin AR başlığı sağlamak için 22 milyar dolarlık anlaşma yaptı

Son dönemde arttırılmış gerçeklik ve karma gerçeklik teknolojileri alanında attığı adımlarla dikkat çeken teknoloji devi Microsoft, Amerika Birleşik Devletleri ordusuyla önemli bir anlaşmaya imza attığını duyurdu.

2018 yılında Microsoft, ABD ordusuyla benzer bir anlaşma imzalamış ve bu anlaşma arttırılmış gerçeklik alanında yapılacak geliştirmelere odaklanmıştı. Şimdi ise 22 milyar dolara ulaşan anlaşma, Microsoft tarafından ABD ordusuna 120 bine yakın arttırılmış gerçeklik başlığı verilmesini sağlıyor.

Microsoft’un arttırılmış gerçeklik tarafında çalışmalar gerçekleştirdiği HoloLens‘in teknolojisine dayanan AR başlıklar, askerlere daha hızlı karar vermeleri ve daha fazla bilgiye ulaşmaları konusunda destek veriyor. Microsoft tarafından orduya sağlanacak AR başlıkları, HoloLens 2 AR başlığının askeri standartlara göre geliştirilmiş versiyonu olarak dikkat çekiyor.

Microsoft tarafından üretilen HoloLens birçok farklı kullanım alanına sahip. Örneğin cerrahi alanda ameliyatların daha kusursuz yapılabilmesi, teknik çalışanların eğitilmesi gibi konularda da HoloLens aktif bir şekilde kullanılabiliyor. Aynı zamanda karma gerçeklik teknolojisi sayesinde bu başlık dijital ortamda tasarlanan nesnelerin gerçek hayatta nasıl görüneceğini analiz etmek için de kullanılabiliyor.

YouTube videolardan ‘beğenmeme’ sayısını kaldırmaya hazırlanıyor

Dünyanın en popüler video paylaşım platformu YouTube, mevcut sosyal ağlar arasında kullanıcıların bir içeriği beğenmediğini tek bir butonla ifade edebildiği platform olarak büyük bir önem taşıyor. Kullanıcılar, YouTube’a yüklenen videolarda beğeni sayısını görebildiği gibi beğenmeme ya da popüler tabiriyle “dislike sayısını da görüntüleyebiliyor.

Beğenmeme sayısının sosyal ağlarda görünmesi sık sık tartışma konusu olurken YouTube, yaptığı açıklamada YouTube’un yeni arayüzüyle ilgili çeşitli denemeler gerçekleştirdiğini söyledi. Bu denemelerden birinde ise videolardaki beğenmeme sayısı artık gizleniyor. Ancak beğenmeme butonu, videoların altında yer almaya devam ediyor.

“İçerik üreticilerin beklentilerine göre alınmış bir karar”

YouTube, platformundaki içeriklerde beğenmeme sayısını kaldırmayı, içerik üreticilerin videolarına yapılan beğenmeme saldırılarına karşı bir yanıt olarak belirtiyor. Özetle, birbiriyle iyi geçinemeyen içerik üreticilerinin sahip olduğu hayran kitlelerinin gruplaşarak içerik üreticilere zarar vermek için videolarında beğenmeme tuşuna bastığı ve sayının herkese açık görünmesinin bu durumun önüne geçebileceği söyleniyor.

YouTube, henüz bu sayıyı tamamen gizleyeceğini söylemese de bu kararın tüm kullanıcılar için nihai karar olmasıyla birlikte, içerik üreticilerin hala kullanıcıların geri dönüşünü görebilmek için beğenmeme sayılarının içerik üreticiler tarafından görülmeye devam edileceğini belirtiyor.

Instagram, Reels için Remix özelliğini kullanıma sundu

Instagram bugün Reels için Remix özelliğini kullanıma sunduğunu açıkladı. Remix ile insanlar mevcut bir Reels videosuyla yan yana olacak şekilde kendi Reels videosunu oluşturabilecek.

Remix özelliğini kullanmak için:

  • Beğendiğiniz bir Reels videosu bulun
  • Üç nokta ikonundan menüye girin ve “Remix this Reel” seçeneğini tıklayın
  • Ekran bir tarafta orijinal Reels videosu olacak şekilde ikiye bölünecek, burada karşılıklı olarak kendi Reels videonuzu çekin
  • Kaydettikten sonra ses ayarlarını yapın
  • İstediğiniz düzenlemeleri yapın ve paylaşın.

Bu yeni özellik ile birlikte sadece yeni yüklenen Reels videoları üzerinden Remix özelliği kullanılabilecek. Live Rooms, Hikayelerde anket ve soru, Artırılmış Gerçeklik gibi interaktif özelliklerin insanların Instagram deneyimlerinin önemli bir parçası olduğunu vurgulayan Instagram, Remix özelliği ile insanlara yeni trendler ve içerik üreticileriyle etkileşimde bulunmak ve yaratıcı içerikler üretmek için yeni yollar sunmayı amaçlıyor.