Ana Sayfa Blog Sayfa 409

Sosyal bir kripto yatırım platformu olan Zignaly, 50 milyon dolar yatırım aldı

Bir kripto sosyal yatırım platformu olan Zignaly, 22 Şubat’ta Lüksemburg merkezli alternatif bir yatırım grubu olan GEM Global Yield LLC SCS’den (GGY) 50 milyon dolar yatırım aldığını duyurdu. Zignaly, bu sermayeyi küresel arenadaki büyümesini hızlandırmak için kullanacak.

Kripto yatırım platformu, tüm bireysel kripto yatırımcılarına kısıtlamalar olmadan erişebilecekleri çeşitli ürün ve hizmetler sunuyor. Amiral gemisi ürünü olan Kar Paylaşımı kullanıcıların deneyimli trader’lar arasından seçim yapmalarını ve stratejilerine otomatik olarak ortak olmalarını sağlayan bir mekanizma ile çalışıyor ve bu yönüyle hisse senedi ve döviz ticareti yapan eToro ve Robinhood ile popüler hale gelen kopya alım-satımı (copy trade) yaklaşımına benziyor. Ancak kripto vadeli işlem borsalarında gerçek zamanlı olarak işlem yapan profesyonel trader’ların stratejilerini taklit ederek bu yaklaşımı bir adım ileri taşıyor.

Bahsi geçen modelde komisyon ücreti yalnızca kâr elde edildiğinde ödeniyor. Bu, birçok yeni kullanıcının ilgisini çeken bir iş modeli. Şimdiye kadar, dünya çapında 350 binden fazla kullanıcı, toplamda 120 milyon doların üzerinde bakiyesiyle Zignaly tarafından incelenen 300’den fazla uzman kripto trader’ına güvendi. Mevzu bahis rakamlar orta vadede değişkenlik gösterebilir çünkü aylık platforma katılan ortalama kullanıcı sayısı 100.000.

Zignaly CEO’su Bartolome Bordallo: “Zignaly’nin ilk günlerinden beri, hedefimiz, daha önce ultra zenginlerin erişebildiği, yönetilebilir ve yüksek kaldıraçlı araçlarla, sıradan yatırımcıların kripto ekonomisinden daha iyi yararlanmaları için yeni yollar açmaktı. GEM’den sağlanan bu finansman, şirketin önemli ölçüde yeni ürün geliştirmesini ve Zignaly platformunun küresel olarak benimsenmesini sağlayacak. Böylece kitleleri çok daha iyi bir yatırım yöntemiyle güçlendirebileceğiz.”

Zignaly, küreseldeki ağırlığını artırmak için gereken tüm ön koşullara sahip bir platform. Öncelikle Binance broker programı üzerine kurulu olduğu için Binance’in teknolojisine, likiditesine ve piyasa derinliğine dayanıyor. Binance, an itibariyle hem spot hem de vadeli işlem piyasalarında işlem hacmi bakımından en büyük kripto para borsası konumunda. 22 Şubat’ta Binance’in vadeli işlemler tarafındaki işlem hacmi 55 milyar doları aştı ve bu miktar kendinden sonra gelen beş rakip kripto borsasının toplam hacmine eşit. Zignaly’nin Binance Broker programından yararlanan tek Kâr Paylaşım platformu olduğu düşünüldüğünde, bu adeta başarıya giden bir bilet niteliğinde.

Zignaly kullanıcıları, hesaplarını türev platformları işleten diğer iki popüler kripto borsası olan KuCoin ve BitMex’e de bağlayabiliyor. Birçok trader, kaldıraç adı verilen özellik sayesinde potansiyel kazançları en üst düzeye çıkarabildikleri için, temel varlıklara sahip olmadan fiyat dalgalanmaları üzerinde spekülasyon yapmalarına izin veren yatırım araçları olan kripto vadeli işlemlerini tercih ediyor. Bunun da ötesinde, vadeli işlem platformları short işlem yapmaya, yani fiyat düşüşünde dahil kazanmayı sağlıyor. Bitcoin’in Kasım zirvesi olan 68.000’lerden günümüze kadar sürekli düştüğünü düşünecek olursak, bu muhteşem bir fırsat.

Küresel arenada genişleme planlarının yanı sıra Zignaly, kripto yatırım deneyimini herkes için daha erişilebilir hale getirmek için yeni ürünler üzerinde de çalışıyor. Kısa süre önce, Zigcoin sahiplerinin minimum akıllı sözleşme bilgisi ile parçası olabildikleri launchpad tarzı bir inkübatör olan ZIGPAD’i piyasaya sürdü. Bu araç ile blok zincir projelerinin ve zincirler arası ilk DEX tekliflerinin (IDO’lar) fon oluşturma çabalarına katkıda bulunmalarını sağlıyor. Zignaly; Ethereum, Binance Smart Chain, Polygon, Solana, Harmony ve Avalanche gibi blok zincirlerinde satışları ve IDO’ları destekleyen çok zincirli ve çok borsalı bir altyapıya sahip.

GEM Global Yield LLC SCS’nin fintek girişimi Zignaly’e yaptığı 50 milyon dolarlık yatırımı, bir diğer yatırım şirketi olan Parataxis Capital tarafından yönetilen 3 milyon dolarlık bir özel satış yatırımının ardından geldi. Geçen yılın Mart ayında gerçekleştirilen yatırım turunda Zignaly’nin token’ı Zigcoin aracılığıyla desteklenen NFT tabanlı sigorta protokolü için finansman aranmıştı.

Fotoğraf: (sağdan sola) CEO Bartolome Bordallo, CMO David Rodriguez, CFO Abdul Rafay Gadit

Avustralya merkezli fintech girişimi Zeller, 72.7 milyon dolar yatırım aldı

Avustralya merkezli fintech girişimi Zeller, B Serisi finansman turunda yaklaşık 72.7 milyon dolar (100 milyon AUD) yatırım aldığını duyurdu. Headline tarafından yönetilen tur, Hostplus, Square Peg, Addition ve Spark Capital tarafından desteklendi.

Ben Pfisterer ve Dominic Yap tarafından 2020 yılında kurulan Zeller, Haziran 2020’den bu yana 181 milyon doların üzerinde yatırım aldı ve son B Serisi tur, şirketin değerlemesini iki katına yükseltti. Zeller, hızla büyüyen müşteri tabanının ihtiyaçlarını karşılamak için birçok yeni ödeme ve işletme bankacılığı araçlarını kullanıma sunacak.

Zeller, gerçekleştirdiği bir müşteri araştırmasında, 5 işletme sahibinden 3’ünün eski teknoloji, zayıf güvenilirlik ve zayıf müşteri desteği sebebiyle geleneksel bankaları terk ettiğini ortaya koydu. Şirket, Avustralyalı işletme sahiplerine yeni nesil EFTPOS terminali, ticari işlem hesabı ve Mastercard dahil olmak üzere bir ödeme ve finansal hizmetler çözümü sunar. Bu araçların tümü çevrimiçi olarak ve ulusal düzeyde Officeworks mağazalarında bulunan tek bir kit içinde yer alır.

restaurant-with-two-eftpos-machines

Şirket, yaptığı açıklamada, işletme sahiplerinin Zeller ile çevrimiçi ödeme kabul etmelerini sağlayan çok kanallı bir ürünün yakında piyasaya sürüleceğini duyurdu. İşletme sahipleri, ürünleri satarken veya çevrimiçi fatura gönderirken Zeller ödeme sürecini kullanabilecek ve ardından satışları takip edebilecek. Ayrıca, Zeller Dashboard’dan her satış kanalındaki tüm ödeme verileri analiz edilebilir olacak.

Zeller, sekiz ay içinde 10.000’den fazla Avustralya işletmesini platformuna kaydederek başarılı bir lansman yılı geçirdiğini söylüyor. Zeller CEO’su ve Kurucu Ortağı Ben Pfisterer, işletmelere gelişmeleri için ihtiyaç duyabilecekleri her türlü finansal hizmet ürününe erişim sağladıklarını belirtiyor.

Sosyal bir ortamda yatırım yapmayı kolaylaştıran Shares, 40 milyon dolar yatırım aldı

Hisselerin kolayca alınıp satılmasını kolaylaştıran Shares, Valar Ventures liderliğindeki A Serisi finansman turunda 40 milyon dolar yatırım aldı. Valar Ventures, tohum yatırım turunda girişime 10 milyon dolar yatırım yapmıştı. Seri A turda ayrıca, mevcut yatırımcılar Singular, Global Founders Capital ve Red Sea Ventures karşımıza çıkıyor.

Shares, bir mobil uygulama üzerinde çalışıyor ve insanların yatırım yapmasını sosyal bir aktiviteye dönüştürmeyi hedefliyor. Shares uygulaması ile arkadaşlarınızın veya aile üyelerinizin hareketlerini takip edebilir ve diğer kullanıcılarla doğrudan uygulamada iletişime geçebilirsiniz. Mobil öncelikli bir deneyim sunan girişim, yeni kullanıcıların yalnızca yeni bir uygulama indirmesi ve bir hesap oluşturmak için talimatları izlemesinin yeterli olduğunu söylüyor. Shares, kullanıcılarına sosyal bir ortam sunarak diğer yatırım uygulamalarından ayrılıyor.

Peki, Shares nasıl kullanılır ve minimum ne kadarlık yatırım yapabilirsiniz? Öncelikle Shares, kullanıcılarının kısmi olarak hisse satın almasını sağlamak istiyor ve herhangi bir işlem ücreti talep etmiyor. Ayrıca, 1 sterlin gibi cüzi bir miktardan başlayarak yatırım yapabilmenizi sağlıyor. Ticaret koşullarına göre, Shares şu anda Alpaca Securities LLC ile işbirliği yapıyor.

Bugün şirket, uygulamasını App Store ve Google Play‘de de piyasaya sürüyor. Uygulama, şu an için yalnızca Birleşik Krallık’ta bulunan kişiler tarafından kullanılabilir, ancak şirket gelecekte diğer Avrupa ülkelerine de açılmayı planlıyor. Kısa sürede hızla büyüme sağlayan Shares, sadece dokuz ayda toplam 50 milyon dolar yatırım aldı. Ayrıca girişimin şu anda Londra, Paris ve Krakow’da 130 tam zamanlı çalışanı var.

Elektrikli scooter girişimi Tier Mobility, Ford’un sahip olduğu Spin’i satın aldı

Covid-19 pandemisinin sebep olduğu kısıtlamalara rağmen büyümesini sürdüren mikro mobilite sektöründe bugün önemli bir gelişme yaşandı. Geçtiğimiz ekim ayında 200 milyon dolar yatırım aldığını sizlerle paylaştığımız Tier Mobility, Ford’un sahip olduğu e-scooter girişimi Spin‘i satın aldığını duyurdu.

Geçtiğimiz sene aldığı finansmanı stratejik satın almalar için kullanacağını söyleyen Tier Mobility, bugün ilk adımlarından birini atarak Spin’i satın aldı. Bu adım, Tier’in şehir ve araç sayısı açısından küresel olarak en büyük mikro mobilite merkezi Kuzey Amerika’ya giriş yapmasını işaret ediyor. Şirket, Kasım 2021’de Avrupa’nın en büyük paylaşımlı bisiklet hizmeti nextbike‘ı ve aralık ayında ise İtalya merkezli Wind Mobility‘i satın almıştı. Tier, şu anda 410’dan fazla şehirde 250.000 araçlık bir filoyla faaliyet gösteriyor. Spin ve 50.000 aracının satın alınmasıyla şirket, küresel ayak izini 21 ülkede 520’den fazla şehir ve topluluğa ve filosunu 300.000 araca genişletiyor.

Anlaşmanın Spin tarafına baktığımızda ise şirketin Ocak 2022’de bazı pazarlardan çekilme kararı aldığını sizlerle paylaşmıştık. Ford’un sahip olduğu elektrikli scooter girişimi Spin, ABD ve Avrupa’daki faaliyetlerini kısmi olarak durdurma kararı aldığını açıklamış ve bundan sonra Kanada, Birleşik Krallık ve ABD’deki diğer pazarlara odaklanacağını duyurmuştu. Şirket ayrıca, yapılandırma kararı sonucunda çalışanlarının dörtte birini işten çıkarmak zorunda kalmıştı.

Avrupa genelinde olumlu değerlendirmeler alan Tier, Spin’in satın alınması ile Kuzey Amerika’da da bu başarısını sürdürmeyi planlıyor. Spin CEO’su Ben Bear, Kuzey Amerika’daki Spin hareketini genişletmekten heyecan duyduklarını söyledi. Sürdürülebilir mobilite çözümleri sunan Tier, Change Mobility For Good misyonunu yerine getirmeye odaklanmaya devam edecek.

Amazon, Just Walk Out teknolojisini kullanan ilk kasa gerektirmeyen Whole Foods mağazasını açtı

Amazon, kasa gerektirmeyen “Just Walk Out” teknolojisini ilk kez bir Whole Foods mağazasına getirerek müşterilerinin herhangi bir kasiyerle etkileşime girmek zorunda kalmadan alışveriş yapmalarını ve ürünleriyle mağazadan ayrılmalarına olanak tanıyor. Yenilenen mağaza 23 Şubat’ta Washington DC’nin 20 yılı aşkın bir süredir Whole Foods mağazasının bulunduğu Glover Park bölgesinde açıldı.

Amazon, giderek daha da büyüyen Amazon Go ve Amazon Fresh markalı mağazalarda kasiyersiz marketler işletiyor olsa da, bu teknolojiyi bir Whole Foods mağazasına ilk kez getiriyor. Amazon, Whole Foods market zincirini 2017’de 13,7 milyar dolara satın almıştı, ancak şimdiye kadar Amazon’un marka ile entegrasyonu yalnızca Prime aboneleri için indirimler ve ücretsiz teslimat gibi özelliklerle sınırlı kalmıştı.

Yaklaşık 2000 metre karelik mağazasıyla, Whole Foods Amazon’un kasiyersiz mağaza teknolojisini kullanan en büyük mağaza değil. Örneğin Bellevue, Washington’da “Just Walk Out” teknolojisine sahip 2400 metre karelik bir Amazon Fresh mağazası var. Ancak, Amazon teknolojisine öyle güveniyor ki, onu, yılların mağazası olan ve Amazon’un adının geçmediği Whole Foods’a getirmeye istekli. Amazon, teknolojiyi tüm Whole Foods mağazalarına eklemeyi planlayıp planlamadığı konusunda yorum yapmaktan kaçındı.

Mağazayı ziyaret eden bir New York Times muhabirine göre Whole Foods, tipik QR kodlarının yanı sıra giriş için Amazon’un avuç içi tanıma teknolojisine sahip. Mağazada hala, kasiyersiz teknolojinin nasıl çalıştığını açıklayan çalışanlar mevcut. Mağazada ayrıca, self servis ürünleri de bulunmakta. Örneğin müşterilerin kendi ekmeklerini dilimleyebilmeleri için ekmek dilimleyiciler mevcut.

Washington DC mağazası, Amazon’un daha önce kasiyersiz mağaza teknolojisini getirdiğini duyurduğu iki Whole Foods mağazasından biri. Diğer mağaza bu yıl Los Angeles bölgesinde açılacak.

Prefabrik ev üreticisi Veev, 400 milyon dolar yatırım aldı

Kaliforniya merkezli prefabrik ev üreticisi Veev, BOND liderliğindeki D Serisi finansman turunda 400 milyon dolar yatırım aldığını duyurdu. Tura katılım sağlayan diğer yatırımcılar arasında LenX (eski adıyla Lennar Ventures), Zeev Ventures, Fifth Wall Climate Tech ve JLL Spark Global Ventures yer alıyor.

Geçtiğimiz sene mart ayında 100 milyon dolarlık Seri C finansman turunu tamamlayan şirketin değerlemesi, son yatırımın ardından 1 milyar dolar seviyesini aşarak Veev’e unicorn girişim statüsü kazandırdı.

2017 yılında prefabrikasyon teknolojisine odaklanmaya başlayan Veev, geleneksel inşa yöntemlerinin hem kırsal hem de kentsel kesimlerde Amerika’nın konut krizini çözemediğini belirtiyor. 2019 yılında Dragonfly Group olan şirket adını Veev olarak değiştiren inşaat teknolojisi girişimi, ülkedeki bu konut krizini çözmeyi hedefliyor. Veev, anahtar teslim ve yüksek kaliteli evler inşa etmek için teknolojik bir yol izliyor.

Veev, yeni evler tasarlamak ve üretmek için 3D tasarım dosyalarından yararlanıyor. Şirket, piyasaya “geleneksel yöntemlerden 4 kat daha hızlı, daha düşük maliyetle ve çok daha düşük karbon ayak izine sahip” bir sistem getirdiğini söylüyor. Veev Kurucu Ortağı ve CEO’su Amit Haller, evler daha hızlı inşa edebildiği için Veev evlerinin daha düşük bir maliyetle inşa edilebileceğini ve satılabileceğinin altını çiziyor. Ayrıca, şirketin malzeme seçimi, geleneksel inşaat malzemelerine göre yüzde 47 daha az CO2 salınımına sebep oluyor. Şirketin 2022 hedefi, bir Veev evinin karbon ayak izini yüzde 25 oranında daha da azaltmak.

400 milyon dolarlık yatırım, Veev’in faaliyetlerini geliştirmesi, inşaat ve dağıtım hizmetini farklı coğrafyalara genişletmesi ve evlerin üretimini daha da sürdürülebilir ve düşük maliyetli hale getirmesine yardımcı olacak.

Fikrinn Platformu, finansal teknoloji alanında fikri olan öğrencilerin ve girişimcilerin başvurularını bekliyor

Katılım Bankası Kuveyt Türk’ün, yenilikçi fikirleri hayata geçirebilmek, müşterilerin ürün ve hizmetlerle ilgili değerlendirmelerinden yola çıkarak daha iyi bir müşteri deneyimi sunabilmek amacıyla Ocak 2022’de hayata geçirdiği Fikrinn Platformu, üniversite öğrencileri ve girişimciler ile tüm bireysel ve kurumsal müşterilerin fikirlerini bekliyor.

Fikrinn Platformu üzerinden ilk tematik çağrıyı Ocak ayında yapan Kuveyt Türk, müşterilerine, “Kuveyt Türk Mobil uygulamamızda, mevcut ürün ve hizmetlerimize ek olarak hangi ürün ve hizmetlerin olmasını istersiniz?” sorusunu yöneltti. İlk çağrı için gelen fikir sayısı, beklentileri aşarak bin 262’yi buldu. Gelen fikirlerin değerlendirilmesi sonucunda birinci seçilen fikrin sahibine 10 bin TL ödül takdim edilecek. Kısa sürede 2 bini aşkın üye sayısına sahip olan Fikrinn Platformu üzerinden düzenli olarak yeni fikir çağrıları gerçekleştirilecek. Platform, yakın zamanda bir çağrı duyurusu daha gerçekleştirilecek.

Kuveyt Türk, üniversiteli öğrencilerin gelişimlerini desteklemek ve geleceğin bankacılığına yönelik gençlerin fikir üretmelerine katkıda bulunmak amacıyla Ideathon Fikir Yarışması da düzenliyor. Daha önce iki kez düzenlenen Ideathon Fikir Yarışması, bundan sonraki süreçte Fikrinn Platformu üzerinden gerçekleştirilecek.

“Yenilikçi fikirler için yeni alanlar açıyoruz”

Kuveyt Türk Strateji ve İnovasyon Grup Müdürü Dr. Selman Ortaköy, “Teknoloji ve inovasyon yolunda attığımız adımlarla sektördeki öncü konumumuzu sürdürürken, kurduğumuz platformlarla finans dünyasına yeni bir soluk getiriyoruz. Özellikle gençlerin, girişimcilerin ve müşterilerimizin fikirlerini rahatça paylaşabilecekleri yeni alanlar açmanın kıymetli olduğunu düşünüyoruz. Bu kapsamda, hem üniversite öğrencilerimizin ve girişimcilerin yenilikçi fikirlerini hayata geçirebilmek gayesiyle, hem de bireysel ve kurumsal müşterilerimizin ürün ve hizmetlerimizle ilgili değerlendirmelerinden yola çıkarak daha iyi bir müşteri deneyimi sunabilmek adına bu yılın Ocak ayında Fikrinn Platformu’nu hayata geçirdik. Gençlerimize farklı bir deneyim ortamı sunduğumuz Ideathon Fikir Yarışmasını da bundan sonraki dönemde bu platform üzerinden düzenleyeceğiz. Yenilikçi ve özgün fikirleriyle finans dünyasına değer katmak isteyen herkesi Fikrinn Platformu’nun bir parçası olmaya davet ediyoruz” dedi.

Teknoloji ve finans dünyasına yönelik rapor

Fikrinn Platformu, teknoloji ve finans dünyasına yönelik raporlar da yayınlıyor. Platformun ilk raporu, finans dünyasının yükselen trendleri arasında yer alan kripto paralar üzerine oldu. Raporda, kripto paraların ortaya çıkışı, altında yatan teknolojiler ve bugün geldiği noktanın yanı sıra önde gelen finans kuruluşlarının geleceğe dair öngörüleri de aktarılıyor.

Netflix, Rusya tarafından eklenmesi istenen kanalları listesine eklemeyi düşünmüyor

Wall Street Journal’ın haberine göre, Netflix, devlet tarafından işletilen birkaç yayın kanalını uygulamasında bulundurmasını gerektirecek bir düzenlemeye rağmen, Rusya’daki hizmetine herhangi bir Rus kanalı eklemeyi planlamadığını belirtti.

Bir Netflix sözcüsü, Rusya’nın Ukrayna’yı işgaline atıfta bulunarak, “Mevcut durum göz önüne alındığında, bu kanalları hizmetimize ekleme planımız yok” dedi. Sözcü, Rus makamlarını kanalların eklenmeyeceği konusunda bilgilendirip bilgilendirmediği konusunda yorum yapmayı reddetti.

Rusya’da bir yıldan biraz daha uzun bir süre önce piyasaya sürülen Netflix’e, Aralık ayında şirketin 20 kadar yerel haber, spor ve eğlence kanalını barındırmasını gerektiren yeni bir kurala uyması gerektiği söylendi. Yasa, Rusya’da bulunan ve 100.000’den fazla aboneye ulaşan tüm görsel ve işitsel hizmetler için geçerli. Netflix ise kurala uyması gerekecek kadar abonesi olan tek uluslararası yayıncı durumunda. Netflix’in belirli ülkelerdeki abone numaralarını açıklamadığını, ancak Rusya’da bir milyonun altında müşterisi olduğu biliniyor.

Ukrayna’da hızla gelişen olaylar, birçok şirketi Rusya’daki ticari faaliyetlerini azaltıp azaltmama konusunda hızlı hesaplamalar yapmaya zorluyor. Netflix’in Rusya’daki hizmetlerini kapatmak gibi bir planı yok.

Eğlence sektörünün başka bir yerinde, Warner Bros Pazartesi günü geç saatlerde, çok beklenen yeni filmi “The Batman”i bu hafta planlandığı gibi Rusya’da yayınlamayacağını söyledi. Walt Disney de, en son Pixar filmi “Turning Red”i Rusya’da yayınlamayacağını söyledi.

Netflix için Rusya, hızlı bir şekilde yayılmaya çalıştığı birçok pazardan biri. ABD’deki büyümesinin zirvesiyle, şirket, özellikle Walt Disney Co.‘nun Disney+ ve AT&T Inc.‘in HBOmax‘ı gibi rakiplerle daha fazla rekabetle karşı karşıya olduğu için, yurt dışında içerik ve dağıtıma büyük yatırım yapıyor. Netflix’in Rusya’daki varlığı hala nispeten küçük. Ülkede ofisi veya tam zamanlı çalışanı henüz bulunmuyor.

Online market alışverişi hizmeti sunan Weee!, 425 milyon dolar yatırım aldı

Pandemi ile birlikte çevrimiçi market alışverişinde ciddi bir patlama yaşandı. Bu alana yapılan yatırım her geçen gün artarken, etnik yemekleri dilediğiniz her an evinizde yiyebilmeniz pek mümkün değil. Bu alandaki boşluğu doldurmak amacıyla hizmet veren çevrimiçi market alışverişi girişimi Weee!, yaklaşık bir senenin ardından yeni bir finansman turunu başarıyla tamamladığını duyurdu.

ABD’nin önde gelen gıda dağıtım şirketi Weee!, SoftBank Vision Fund 2 öncülüğünde ve Greyhound Capital katılımıyla gerçekleşen E Serisi finansman turunda 425 milyon dolar yatırım aldığını duyurdu.

2015 yılında kurulan ve merkezi Fremont, Kaliforniya’da bulunan Weee!, 10.000’den fazla yerel kaynaklı ve bulunması zor olan etnik kökenli ürünün dağıtımına odaklanıyor. Bu ürünlerin içinde Çin, Japonya, Kore, Filipinler, Hindistan ve Latin Amerika mutfağından yüzlerce seçenek bulunuyor. Kuzey Amerika’daki her eve uygun fiyatlı gıda erişimi sağlamayı hedefleyen şirket, ürün çeşitliliğine önem veriyor ve her hafta 500’den fazla yeni ürünü platformuna ekliyor. Weee!, müşterilerine çevrimiçi market siparişi deneyimi sunmak için 1.000’den fazla restoran ile ortaklığa sahip.

Hafta başında duyurulan E Serisi finansman turu, Mart 2021’deki 316 milyon dolarlık D Serisinden yaklaşık bir yıl sonra geliyor. 2021 yılında önemli işlere imza atan Weee!, geçtiğimiz ekim ayında Asyalı bir gıda dağıtım şirketi olan RICEPO‘yu satın almıştı. Yeni sermaye, şirketin platform teklifini yeni ve mevcut etnik kökenler arasında genişletmesine ve daha fazla müşteriye uygun fiyatlı hizmet vermesine katkı sağlayacak. Weee! ayrıca, uluslararası genişlemesini hızlandırmak için yeni coğrafyalara açılmayı, depo otomasyonunu ve yapay zeka teknolojisini geliştirmeyi hedeflediğini açıkladı.

NASA, SpaceX’e yeni görevler verirken şirketin sözleşmesini 3,49 milyar dolara yükseltti

NASA, Uluslararası Uzay İstasyonuna yapılacak olan Crew-7, Crew-8 ve Crew-9 görevlerini SpaceX‘e verdiğini ve SpaceX’in toplam Ticari Mürettebat Taşımacılığı Yeteneği (CCtCap) sözleşmesini 3,49 milyar dolara çıkardığını duyurdu.

2011 yılında Space Shuttle’ın emekliye ayrılmasıyla sona eren Amerikan mürettebatlı fırlatma yeteneklerinin geliştirilmesi için SpaceX’e 2014 yılında 2,6 milyar dolarlık sözleşme verilmişti. Özel uzay uçuşu şirketi, 2020’den beri Crew Dragon uzay aracı ve Falcon 9 roketi aracılığıyla Crew-1’den Crew-3’e üç operasyonel görevi başarıyla başlatarak ISS‘ye teslim etti.

Değişiklikten önce SpaceX, ISS’ye üç görev daha teslim etmek üzere sözleşme yaptı: 2022’de Crew-4 ve Crew-5; 2023’te Crew-6 görevleri. SpaceX’in performans dönemi artık 31 Mart 2028’e kadar uzanıyor. Bu, fırlatma ve uzay operasyonları yapan şirket için güzel bir haber.

NASA’nın Uzay Operasyonları Misyon Müdürlüğü Yardımcı Yöneticisi Kathy Lueders, ajansın bildirisinde, “Uzay istasyonuna ek uçuşlar sağlamaya başlamamız kritik önem taşıyor. Bu yüzden istasyonda ABD varlığını sürdürmek için bu misyonlara ihtiyaç duyulduğunda her zaman hazır durumdayız” dedi.

Bu bildiride NASA, SpaceX’in şu anda mürettabı ISS’ye taşıma yetkisine sahip tek Amerikan şirketi olduğunu kabul etti. Boeing ayrıca 2014 yılında NASA’dan toplam değeri 4,2 milyar dolar olan altı misyonlu bir CCtCap sözleşmesi almıştı, ancak Starliner uzay aracı hala mürettebatsız test aşamasında. Bir sonraki test uçuşunun Mayıs 2022’de, ISS ile buluşmak üzere Atlas V roketi ile yapılması planlanıyor.

Sonunda NASA, SpaceX ve Boeing Ticari Mürettebat programlarının astronotları ISS’ye uçurmak için birlikte çalışmasını planlıyor.