Ana Sayfa Blog Sayfa 408

NEOHUB Deniz Akvaryum Girişim Hızlandırma Programı’na kabul alan ilk 5 girişim belli oldu

DenizBank’ın yeni nesil iştiraki NEOHUB’ın, Türkiye’deki start-up ekosistemine mentorluk ve ölçeklemeye odaklı destek sağlamak üzere başlattığı NEOHUB Deniz Akvaryum Girişim Hızlandırma Programı’nın ilk girişimleri belli oldu.

Yıl boyunca açık başvuru sistemiyle hareket edilen programda; DenizBank, NEOHUB ve program partneri Workinlot’ın yöneticilerinden oluşan değerlendirme jürisinin oylamasıyla 5 girişim Hızlandırma Programı’na katılmaya hak kazandı.

Programa seçilenler, altı ay boyunca Deniz Akvaryum ofisinde çalışma, DenizBank ve NEOHUB yöneticileri ile alanında uzman isimlerden mentorluk gibi olanaklarla büyümeleri için gerekli desteği alacak. Bununla birlikte bulut bilişim hizmetleri, finans ve hukuk danışmanlığı, tasarım, sosyal medya yönetimi ve büyüme stratejileri gibi hizmetlerden ücretsiz yararlanabilecek. Altı ayın sonunda belirlenen kriterleri yerine getirenler, Demo Day ile mezun olarak, yatırımcılara sunum yapma fırsatı yakalayacak.

Deniz Akvaryum Girişim hızlandırma programı girişimleri

Deniz Akvaryum Girişim Hızlandırma Programı’na kabul edilen girişimler; finansal teknolojiler, sağlık, yapay zeka ve sürdürülebilirlik sektörlerinde faaliyet gösteriyor.

Fon Radar: Vadeli alacaklarına karşılık en iyi teklife ulaşabilmeleri için KOBİ’leri finansal kurumlar ile bir araya getiriyor.

Steto: Uzman doktorlara online erişim fırsatı sağlayan Steto, ihtiyaç duyulan uzmanı seçme, randevu oluşturma ve farklı bir uygulamaya gerek olmaksızın online görüşme yapma imkanı sağlıyor.

Varsapp: Kullanılmayan eşyaları güvenli bir şekilde kiraya verme ve kiralama olanağı sunuyor.

Walkers: Kullanıcılara daha fazla hareket etmek ve sağlıklı bir hayata adım atmak için gereken motivasyonu sağlıyor. Aynı zamanda firmalar için promosyon ve alternatif pazarlama kanalı yaratan uygulamanın, adım attıkça avantaj sağlayan oyunlaştırma içerikleri bulunuyor.

Senkrondata: Markaların ve perakende satıcıların daha iyi pazarlama stratejisi, optimizasyonu ve performans ölçümü yapabilmesi için pazar ve rakip analiziyle markaya özgü analitik çözümler üretiyor.

Finansal teknoloji odaklı girişimler için yeni program: Fide Hızlandırma Programı

Finansal teknoloji girişiminizi geliştirerek girişiminizi bir ileri seviyeye taşımaya yönelik Ziraat Teknoloji ile Türkiye’nin etkin teknoparklarından YTÜ Yıldız Teknopark iş birliğiyle hayata geçirilen Fide Hızlandırma Programı, girişimcilerin başvurularını bekliyor.

Nedir? Bankacılık ve finans alanlarında hizmet sunan kurum ve kuruluşlara yenilikçi ve inovatif çözümler geliştiren girişimler yetiştirmeyi amaçlayan Fide Hızlandırma Programı; dijital bankacılık, online ödeme sistemleri, yapay zeka uygulamaları, dijital finans materyalleri, veri öğrenmesi ve robotik alanda ürün veya hizmet geliştiren girişimlerin katılımını bekliyor.

Bu programda neler var?

Eğitim ve Mentorluk

Yeni Nesil Fintek Modelleri, Risk Yönetimi, Blockchain, Ödeme Sistemleri, Finans Sektörü Hukuk Sistemi, Veri Analitiği, İnsan Kaynağı Yönetimi ve Dijital Pazarlama gibi konularda alanında uzman kişiler tarafından eğitim ve mentorluk aktiviteleri düzenlenecektir.

Birebir Danışmanlık

Her girişimin farklı ihtiyaçları olduğunun farkındayız. Bu sebeple programımızın en değerli yönlerinden biri girişiminize özel danışmanlık vermesi. Program danışmanları sizlerin ihtiyacınıza odaklı görüşmeler yapacak, problemlere çözüm arayacaktır.

Finans ve İş Ağlarına Erişim

Ziraat Finans Grubu ve YTÜ Yıldız Teknopark’ın var olan iş ağı sayesinde girişimlerimizi yatırımcılar ve fonlar ile buluşturarak sermayeye ulaşmaları kolaylaştırılacaktır.

Ayrıca, program boyunca aldıkları eğitim ve mentorluk seanslarıyla girişimlerini geliştirme hakkı kazanan girişimcileri; iş fikirlerini sunmak, yatırımcı ve iş ortaklarıyla buluşmak üzere bir demoday bekliyor.

Demo day bitiminde yatırımcılar tarafından girişimi beğenilen girişimcilere;

  • Ziraat Finans Grubu’nun Ağına Erişim
  • Ziraat Finans Grubu ile Çalışma İmkanı
  • Teknoloji ve Entegrasyon Desteği
  • Alanında Uzman Mentorlarla Çalışma Fırsatı
  • Global Pazarda Duyuru Desteği
  • Finansal Teknoloji Alanında Ulusal ve Uluslararası Spesifik Eğitimler
  • YTÜ Yıldız Teknopark ve Ziraat Finans Grubu’nun Geniş Network Ağına Erişim Fırsatı
  • Program Paydaşlarından Yatırım Alma İmkanı
  • YTÜ Yıldız Teknopark Ofis Alanı Kullanımı

Fide Hızlandırma Programı’na başvurunuzu bu bağlantıdan yapabilirsiniz.

Finans mühendisliğine odaklanan yerli girişim Riskoptima, 1 milyon dolar değerleme üzerinden yatırım aldı

Finans mühendisliği şirketi Riskoptima, Keiretsu Forum Türkiye melek yatırımcıları Figen Korun ve Çağrı Doğançay’dan 1 milyon dolar değerleme üzerinden yatırım aldı.

Finans Mühendisliği şirketi Riskoptima, geçtiğimiz 2,5 yıl boyunca ARGE yaparak geliştirdiği Yapay Zeka destekli İstatistiksel Arbitraj algoritması ile akla gelebilecek her türlü finansal enstrümanın içinde yer alabildiği, riski düşük, getirisi şaşırtıcı derecede yüksek portföyler oluşturuyor.

Riskoptima Finansal Teknolojiler A.Ş.’nin kurucu CEO’su Doç. Dr. İlkay Boduroğlu şöyle konuştu: “Riskoptima’nın rol modeli, 2008’de Palo Alto’da kurulan ve 2022’de UBS’e 1,4 milyar dolara satılan Wealthfront şirketidir.” 2002 yılında, Boğaziçi Üniversitesi Finans Mühendisliği Executive Programı’nın kurucuları arasında olup, ‘Finansta Yapay Zeka’ dersini Türkiye’de açan ilk öğretim üyesi olan Boduroğlu 2,5 yıl önce üniversiteden ayrılarak Riskoptima’yı kurdu.

Riskoptima, kendi geliştirdiği algoritmasıyla ortaklarının parasını çalıştırırken, ulusal ve uluslararası hisse senetleri, emtia vadeli işlemleri, forex, kripto paralar ve hatta uluslararası opsiyon kontratları da içeren portföyler açıyor ve dinamik olarak yönetiyor. Ayrıca Riskoptima, bir portföy yönetim şirketiyle yaratılacak sinerji sayesinde oluşturulacak yatırım fonlarını, TEFAS ve BEFAS üzerinden yatırımcılara ulaştırmayı planlıyor. Şirket, bu fonların satışından elde edilecek fon işletim ücretinin paylaşımı sayesinde de kendine gelir yaratacak.

Bunun yanı sıra, Riskoptima, Hedge Optimizer yazılım hizmeti (SaaS) sayesinde, ithalat ve ihracat yapan şirketlere, ithal ham madde fiyatlarının 3 ay önceden en az riskle hedge edilmesi ve ihraç ürün fiyatlarının da 6 ay önceden optimal olarak belirlenmesi için danışmanlık veriyor. “Bu yazılım hizmetimiz sayesinde Türkiye’nin Dış Ticaret Açığını azaltacağız” gibi iddialı bir yaklaşımda bulunan Boduroğlu, “Keiretsu Forum Türkiye melek yatırımcılarından 1 milyon dolar değerleme üzerinden aldığımız yatırımla yeni Finans Mühendisliği ARGE projelerine girişeceğiz ve Deep Learning’e öncelik vereceğiz” dedi.

Riskoptima’nın rakiplerinden en önemli farkı; kendi iş modelinin “arbitraj” (risksiz kazanç) sözcüğünün bir varyasyonuyla başlaması. Riskoptima’nın odaklandığı “İstatistiksel Arbitraj”, en az 11-12 tane farklı finansal enstrümandan oluşan ve piyasa dinamiklerinden ‘belli bir süre boyunca’ etkilenmeyen dinamik portföylerden elde edilen çok düşük riskli kazanca verilen isim olarak öne çıkıyor. Portföy yönetim sürecinde şirketin kendisine ait (proprietary) Yapay Zeka modülü ve ileri Ekonometrik modeller kullanılmakta.

Hyundai, 2030 yılına kadar 17 elektrikli araç modeli üretmeyi planlıyor

Hyundai, ürün yelpazesini güçlendirme ve rakip otomobil üreticilerine yetişme çabalarının bir parçası olarak 2030 yılına kadar 17 tam elektrikli araç modelini piyasaya sürmeyi planlıyor. Şirketin CEO’su Jaehoon Chang, Hyundai’nin elektrifikasyon yol haritasını bir yatırımcı sunumunda açıkladığında, bu duyuruyu da yaptı. 17 modelden 11’i ana Hyundai markası altında, 6’sı ise Genesis lüks markası altında piyasaya sürülecek.

Otomobil üreticisi geçen yıl Genesis’in 2025 yılına kadar tamamen elektrikli güç aktarma programına geçeceğini duyurdu, ama aynı zamanda, 2030’da sekiz elektrikli araç modelinin satışa sunulmasını beklediğini söyledi. Chang’ın son duyurusu, Hyundai’nin elektrifikasyon planları hakkında daha somut ayrıntılar içeriyor. Şirketin, elektrikli araç üretme kapasitesine sahip daha fazla üretim tesisi kurmak da dahil olmak üzere, elektrikli araç ile ilgili çabalarına 16.08 milyar dolar yatırım yaptığını söylendi. Otomobil üreticisi ayrıca küresel elektrikli araç pazarında yüzde 7‘lik bir pazar payı elde etmeyi ve 2030 yılına kadar yılda 1,87 milyon elektrikli araç satmayı hedefliyor.

Şirket, önümüzdeki sekiz yıl içinde çıkaracağı modelleri henüz tam olarak açıklamadı ancak bunlardan üçünün sedan, altısının SUV, birinin hafif ticari araç, sonuncunun ise yeni bir araç türü olduğu söyledi. İlk sürüm büyük olasılıkla bu yıl satın alınabilecek, tamamen elektrikli bir sedan modeli olan IONIQ 6 olacak. Hyundai, 2024’te IONIQ 7‘yi de piyasaya sürecek.

16.08 milyar dolar önemli bir yatırım olsa da, analistler Reuters’e, bazı rakip şirketler tarafından verilen planlarla karşılaştırıldığında hiçbir şekilde “agresif” bir yatırım olmadığını söyledi. Örneğin Toyota, 2030 yılına kadar elektrifikasyon projeleri için 70 milyar dolar yatırım yapmayı planlarken, General Motors 2020’den 2025’e kadar elektrikli araç ve otomatik araç yatırımları için 35 milyar dolar ayırmış durumda.

Spotify, Rusya’daki ofisini kapatma kararı aldı

Rusya’nın Ukrayna işgali devam ederken, batılı şirketler de birer birer Rusya’ya yaptırım uygulamaya devam ediyor. Geçen günlerde Netflix, Rusya’nın Netflix’e zorunlu tuttuğu kanalları eklemeyeceğini belirten bir açıklama yapmıştı. Öte yandan Reddit, Facebook gibi platformlar Rusya ile ilgili yalan haber paylaşımı yapılan mecraları kısıtlamıştı. Rusya’ya yaptırım uygulayan şirketler arasına Spotify da katıldı. Spotify, geçen günlerde yaptığı açıklamada, platformunun Moskova’nın hareketlerini “Ukrayna’ya yönelik sebepsiz saldırısı” olarak nitelendirdiğini ve buna karşılık olarak Rusya’daki ofisini süresiz olarak kapattığını söyledi. 

Temmuz, 2021’den bu yana, Başkan Vladimir Putin tarafından imzalanan yasaya göre, günlük 500.000’den fazla kullanıcıya sahip yabancı sosyal medya şirketleri ülkede ofis açmak zorundalar. Ofis açmayan şirketler ise doğrudan yasaklamaya varacak kadar ciddi kısıtlamalara tabi tutuluyor. Rusya şirketlere ofis açmaları için Mart ayına kadar süre vermişti. Spotify ülkede ofis açan sayılı şirketler arasında yer alıyordu. 

Rusya’nın geçen hafta Moskova’nın “özel operasyon” olarak adlandırdığı Ukrayna işgalinden bu yana, batılı hükümetler mümkün olan her yaptırımı uygulayarak Putin’i işgalden vazgeçirmeye çalıştı.

Spotify, yaptığı açıklamada, “Geçtiğimiz hafta boyunca birinci önceliğimiz, çalışanlarımızın güvenliği ve bilgiye erişimin her zamankinden daha önemli olduğu bir zamanda Spotify’ın önemli bir küresel ve bölgesel haber kaynağı olarak hizmet vermeye devam etmesini sağlamak oldu” dedi. 

Spotify, savaşın başlangıcından bu yana binlerce içeriği gözden geçirdiğini ve Rus Devleti bağlantılı içeriklerin keşfedilebilirliğini kısıtladığını söyledi. Şirket ayrıca, bu haftanın başlarında Spotify’daki RT (Rus Devlet kanalı) ve Sputnik’in tüm içeriklerini Avrupa’da ve ABD’de kaldırdı. İçerikler Rusya’da hala ulaşılabilir durumda. Benzer bir hareketi Twitter ve Facebook da yapmıştı. 

Bu yaptırımlara karşılık olarak Sputnik, geçen çarşamba, “basın mensuplarına yönelik herhangi bir kısıtlamanın bariz bir sansür ve ifade özgürlüğü ihlalinin en kirli örneğidir” diye açıklamada bulundu. 

 

ABD Başkanı Biden, çocukları hedef alan sosyal medya reklamlarını yasaklamak istiyor

İlk Birliğin Durumu (State of the Union) konuşmasında Başkan Biden, Kongre’den Facebook, TikTok ve diğer sosyal medya platformlarında çocuk güvenliği seviyesini artırmak için yeni yasalar uygulanmasını istedi. Geçen Salı akşamı yapılan açıklamada, “Gizlilik korumalarını güçlendirmenin, çocuklara yönelik reklamları yasaklamanın, teknoloji şirketlerinin çocuklarımız hakkında kişisel veri toplamayı bırakmasını talep etmenin zamanı geldi” dedi.

Beyaz Saray, bu değişiklikleri uygulamaya başlamak için, özellikle sosyal medyada çocuk güvenliği sorununu incelemek için meclisten fon talep edecek. Biden ayrıca, sosyal medyanın zihinsel sağlık üzerindeki etkisini araştırmak için gelecek yılki bütçeden 5 milyon dolar talep ederken, bir “Sosyal Medya ve Akıl Hastalıkları Ulusal Mükemmeliyet Merkezi” (National Center of Excellence on Social Media and Mental Illness) kurmayı planlıyor. Bu kurumun kuruluş amacı ise, ergenlik çağındaki gençlerin sosyal medya kullanımının etkisi konusunda yeni bir rehberlik geliştirmek.

Bu değişikliklerin ana kaynağı olarak, Jill Biden’ın konuğu olarak konuşmaya katılan Facebook muhbiri Frances Haugen görülüyor. Haugen, geçenlerde Kongre önünde açıklamalarda bulundu ve Facebook’u çocuk güvenliğini göz ardı etmekle suçladı.

Haugen’in iddiaları, daha güçlü kuralların gerekli olduğu konusunda hemfikir olan, hem Demokrat hem de Cumhuriyetçi politikacıları etkiledi. Geçen ay, Cumhuriyetçi ve Demokrat Senatörler, Marsha Blackburn ve Richard Blumenthal, ebeveynlere ve çocuklara sosyal medyadaki mahremiyetleri ve güvenlikleri üzerinde daha fazla kontrol sağlayacak olan Çocuklar Çevrimiçi Güvenlik Yasasını (Kids Online Safety Act – KOSA) tanıttı.

Başkan, “Bu gece burada bizimle olan Frances Haugen’in gösterdiği gibi, sosyal medya platformlarını kar amacıyla çocuklarımız üzerinde yürüttükleri ulusal deneyden sorumlu tutmalıyız” dedi.

Eyalet başsavcıları, TikTok’un çocuklar üzerindeki etkisini araştırıyor

Dünyanın en çok kullanılan sosyal medya platformlarından olan TikTok, ABD’de birçok eyalet başsavcısı tarafından ortaklaşa açılan bir soruşturma ile karşı karşıya. Kaliforniya, Florida, Kentucky ve daha birçok eyaletten başsavcının yer aldığı koalisyon, TikTok’un gençlerin zihinsel ve fiziksel sağlıkları üzerindeki potansiyel etkisini soruşturuyor.

TikTok, video algoritmaları ve kullanıcıları platformda tutmak için kullandığı araçlarla sıklıkla gündeme geliyor. Geçtiğimiz yıl The New York Times gazetesi, TikTok video algoritmasının nasıl çalıştığını ortaya koyan sızdırılmış bir belgeyi inceleyen bir rapor yayımlamıştı. Eski bir TikTok çalışanı tarafından sızdırıldığı iddia edilen belge, TikTok’un algoritmaları hakkında birçok tartışmaya yol açmıştı. Rapora göre şirketin algoritmaları, kullanıcıların uygulamaya bağlı kalmasını sağlamak ve uygulamayı kapatan kullanıcıların uygulamaya geri dönmesini sağlamak amacıyla tasarlanmış. Kullanıcıların izlediklerine göre hangi içeriği göreceğini belirleyen TikTok algoritmaları, kullanıcıları uygulamada tutma konusunda oldukça etkili gözüküyor.

Eyalet başsavcıları TikTok’un tasarlama ve pazarlama modelinin çocuklar, gençler ve genç yetişkinlerin sağlığı üzerinde olumsuz bir etkisi olup olmadığını araştırmak istiyor. Massachusetts Başsavcısı Maura Healey tarafından yapılan bir basın açıklamasına göre ülke çapındaki başsavcılar, şirketin eyalet tüketici koruma yasalarını ihlal edip etmediğini ve halkı riske atıp atmadığını inceliyor. Soruşturma, platformda harcanan süreyi ve kullanıcıların etkileşim sıklığını artırmak için kullanılan yöntemlere odaklanacak.

Mayıs 2021’de, 44 başsavcıdan oluşan bir koalisyon, Facebook’u 13 yaşından küçük çocuklar için bir Instagram sürümü başlatma planlarından vazgeçmeye çağırmıştı. Sosyal medya platformlarının gençlerin üzerindeki olumsuz etkileriyle ilgili endişelerini uzun süredir dile getiren Healey, Kasım 2021’de Meta’ya bu nedenle soruşturma açmıştı.

Amazon’un Bulut tabanlı oyun hizmeti Luna, ABD’de hizmete giriyor

Amazon’un bulut tabanlı oyun hizmeti Amazon Luna, geçen Salı yaptığı açıklamada, uygulamanın, Amerika Birleşik Devletlerinde ikamet eden herkes için resmi olarak hizmete girdiğini duyurdu. Amazon, Luna’yı ilk kez Eylül 2020’de tanıttı. O zamandan beri, hizmete Luna’nın yalnızca davetli erken erişim programı aracılığıyla sınırlı sayıda kişi erişebiliyordu.

Ülke çapındaki lansmana ek olarak, Amazon ayrıca Luna’da üç yeni kanal duyurdu. Bu kanallar, Luna’nın kullanıcıların her ay abone olabilecekleri oyun paketlerinden oluşuyor. Üç yeni kanaldan ilki, Prime üyelerine her ay Luna’da dönüşümlü olarak sunulan çeşitli oyunlara ücretsiz erişim sunan Prime Oyun Kanalı. Mart ayında kanal kullanıcılarına, Devil May Cry 5, Observer, System Redux ve PHOGS! gibi oyunlar sunuyor. Amazon ayrıca Immortals Fenyx Rising’in, 8-14 Mart tarihleri arasında ücretsiz olarak oynanabileceğini belirtiyor.

İkinci yeni kanal, Capcom ve SNK gibi yayıncıların klasik oyunlarını içeren Retro Channel. Amazon, kanalın kullanıcılara Street Fight II, Hyper Fighting, Metal Slug 3 gibi klasik oyunları sunuyor. Üçüncü yeni kanal ise, Jackbox Games’in sekiz parti paketinin tamamını içeren Jackbox Games Channel. Kanal, Quiblash, Drawful, Trivia Murder Party gibi popüler oyunlara sahip. Hem Retro Channel hem de Jackbox Games Channel ayda 4,99 dolara sahip olunabiliyor.

Luna aylık abonelik sistemi üzerinden çalışıyor. Şu an için, Luna+ Kanalı aylık 5,99 dolar ve Aile Kanalı aylık 2,99 dolar. Luna+ Kanalı, 100’den fazla oyun içeren ve sürekli güncellenen bir oyun kitaplığı sunuyor. Öte yandan Aile Kanalı, her yaştan oyuncu için uygun 35’ten fazla oyundan oluşan bir koleksiyon sunuyor. 1 Nisan’dan itibaren Luna+ kanalının fiyatı 9,99 dolar ve Aile Kanalı 5,99 dolar olacak. Amazon ayrıca, 17,99 dolarlık bir fiyat karşılığında Ubisoft+ Kanalı da sunuyor.

İstanbul merkezli teknoloji şirketi Arvia, 100 bin dolar tohum yatırım aldı

İlk kez Nisan 2020’de karşımıza çıkan İstanbul merkezli teknoloji şirketi Arvia, 1.5 milyon dolar değerleme üzerinden 100 bin dolar tohum yatırım aldığını duyurdu.

Amerika merkezli Entrepreneurs Roundtable Accelerator tarafından yönetilen tohum (seed) yatırım turu sonunda Arvia, New York ofisini açarak, Amerika açılımı için büyük bir atılım gerçekleştirmiş oldu.

2017 yılında Özge Bozkurt ve Burhan Bozkurt tarafından İstanbul’da kurulan Arvia, şu anda 15 kişilik bir ekibe sahip. Şirketin, Türkiye, Avrupa, Körfez ülkeleri ve yoğunlukla Güney Amerika bölgelerinde müşterileri bulunuyor.

Arvia, doğrudan ürün sayfasında, birebir görüntülü görüşme ile fiziksel mağaza deneyimini online alışveriş yapanlara getirerek e-ticaret şirketlerinin gelirlerini artırmalarına yardımcı oluyor.

Arvia’yı kullanan şirketler, web sitelerine tek satır kod ekleyerek saniyeler içinde görüntülü görüşme ile müşterilerinin mağazalarına canlı olarak bağlanmasını sağlıyor. Firma müşterilerinin karşısında hem güven oluşturuluyor, öneriler yapılıyor hem de görsel iletişimin gücü kullanılarak %50 oranında satış dönüşümü elde edilirken, iadelerde %80 oranında düşüş sağlanıyor.

Global bir şirket olma yolunda ilerleyen Arvia’nın 10’dan fazla ülkede farklı segmentlerden 500’den fazla SaaS müşterisi bulunuyor. Ayrıca, dünya çapında 20’den fazla kurumsal şirketle çalışıyor.

Arvia görüntülü görüşme ürünü ile web ziyaretçileri firmanın web sitesi içinden, başka bir yere yönlendirilmeden ya da herhangi bir uygulama indirmeden anında satış temsilcilerine bağlanabiliyor. Sınırsız entegrasyon özellikleriyle firmaların iş akışlarına kolayca dahil oluyor. Yönetim panelinde sunulan rol yönetim fonksiyonları ve detaylı raporlama araçlarıyla tüm süreçlerin takip edilebilmesini ve iyileştirilmesini sağlıyor.

Nisan ayı içinde piyasaya çıkarmayı planladıkları yeni ürünleri “Live Stream Shopping” ile birlikte firmalara, aynı anda binlerce kişiye canlı yayında satış yapabilme kabiliyeti sunmayı hedefliyorlar.

Yapay zeka kullanarak kapalı tarıma odaklanan Source.ag, sağlıklı sebze meyve sebzeye erişimi kolaylaştırıyor

Her geçen gün hayatımızı tehdit etmeye devam eden iklim değişikliği, küresel gıda talebinde ciddi bir baskıya ve uzun vadede dünya çapında gıda kıtlığına neden olabilir. Bilim insanları, önümüzdeki yıllar içinde bu baskıyı azaltmak adına sürdürülebilir tarım yolları bulmanın önemini vurguluyor.

Kapalı alanda yetiştirilen meyve ve sebzeler, geleneksel çiftçiliğe kıyasla daha fazla verim üretir ve 20 kata kadar daha az su tüketimi gerektirir. Bu baskıyı hafifletmeyi hedefleyen Amsterdam merkezli agtech girişimi Source.ag, kaynakları verimli kullanarak meyve ve sebze üretmek için yeniliklere ihtiyaç duyulduğunu söylüyor. Source.ag, yapay zeka destekli seralar aracılığıyla daha çok insanın sağlıklı sebze ve meyvelere erişmesini kolaylaştırıyor. Girişim, elektrikli kapalı seraların, daha güvenli, daha verimli ve iklime dayanıklı gıda üretimine bir yanıt olduğunu vurguluyor.

Wonderland

Source.ag tarafından paylaşılan verilere göre 9,5 milyar insanı beslemek için yüzde 50 daha fazla gıdaya ihtiyaç var. Ayrıca, önümüzdeki yıllarda iklim değişikliği nedeniyle yüzde 20 daha az mahsul verimi bekleniyor. Dünya nüfusunun yüzde 45’i, yeterli meyve ve sebzeye erişemiyor ve bu sorun ilerde daha büyük bir tehdit unsuru olabilir.

Source.ag ekibinin bir parçası olan Arthur, değişen dış koşullara uyum sağlarken farklı sera sistemleriyle işbirliği yapar. Cyprus ise bitki büyümesi ve kaynak kullanımı arasındaki dengeyi simüle ederek yetiştirme stratejisini tanımlamaya yardımcı olur.

İklim krizi karşısında, kapalı çiftlikler, sıcak, soğuk ve yağışa karşı mahsulleri koruyabildikleri için daha yüksek gıda güvenliği sağlar. Yapay zeka kullanılarak kapalı alanda yetiştirilen meyve ve sebzeler, geleneksel çiftçiliğe kıyasla 20 kat daha az su tüketimi gerektirir. Kapalı çiftlikler, fazla gübre geri dönüştürülüp yeniden kullanıldığından gübre akışını ortadan kaldırır. Böylece, pestisit kullanımı kontrol altına alınabilir ve çeşitli çevre sorunları önlenebilir.