Ana Sayfa Blog Sayfa 403

Nişasta bazlı atıklardan biyopolimer üreten yerli girişim Plastic Move, 4.5 milyon dolar değerleme üzerinden yatırım aldı

İki kadın girişimcinin kurduğu nişasta bazlı tarımsal ve gıda atıklarından ürettiği biyopolimer ile ambalaj, beyaz eşya ve otomotiv sektörlerinde petrol bazlı plastik kullanımını azaltan yerli biyoteknoloji girişimi Plastic Move ilk turda 4.5 milyon dolar değerleme üzerinden yatırım aldı.

Kerim Kotan’ın liderlik ettiği yatırım turuna İzel Levi Coşkun, Yalın Karadoğan, Korun Teknoloji Yatırımları AŞ, Duran Sarıkaya, Tuğrul Arıkan, Methi Bengisu, Cavit Oral, Özgür Ülkü, Kamil Sözen, Erol İren ve Orkun Ürkmez gibi isimler katıldı.

Plastic Move, termoplastik yapmak için gereken petrolün yüzde 20’sini nişasta bazlı tarımsal ve gıda atıklarından elde ettiği biyopolimer ile değiştirerek patentlenebilir bir ileri dönüşüm teknolojisi sunar. Ürettiği biyopolimer sayesinde, markaların çevre taahhütlerine ulaşmasını sağlarken aynı zamanda da ambalaj üreticilerinin Yeşil Mutabakat beraberinde gelecek regülasyonlara uymalarına yardımcı olur.

Plastik pazarı 580 milyar dolarlık dev bir pazar ve Türkiye, Avrupa’nın en büyük plastik pazarlarından birisi. Avrupa Yeşil Mutabakatı ve regülasyonlar dışında hızlı tüketim malları şirketleri plastik kullanımları ile ilgili 2025 ve 2030 hedefleri belirleseler de piyasada yeterince çözüm olmadığından bu hedefler durmadan erteleniyor. Plastic Move geliştirdiği teknoloji ile biyopolimerlerin sanayide ve global hızlı tüketim şirketleri tarafından ilk defa kullanılmasını sağlayacak.

Plastic Move teknolojisinin temelleri 2015’te Büşra Köksal tarafından atıldı. Yapılan bilimsel çalışma 2019’da bir girişime dönüştü. 2020 yılında Merve Arıkan kurucu ortak olarak ekibe katıldı ve teknoloji başarıyla sanayiye uyarlandı ve 2021 yılında Türkiye ambalaj sektörü devleri ile validasyonlar gerçekleştirildi. Başarıyla gerçekleşen validasyonlar sonucunda ilk yatırım turuna çıkıldı. İki genç kadın girişimci, Büşra Köksal ve Merve Arıkan, bu yatırım turundan sonra erkek egemen bir sektörde kadın olarak sektörü de dönüştürmeye hazırlanıyorlar.

Plastic Move ilk işbirliğini Evyap ve Sarten ile gerçekleştirdi. Uplass Packaging şirketi ile ürettikleri tek kullanımlık plastiklerin lansmanını 2021 Eylül’de plastik fuarında gerçekleştirdiler. Türkiye’deki en büyük ambalaj şirketleri ile çalışan girişim, sene içerisinde farklı markalar ile günlük yaşantımıza dokunacak. Ekip aynı zamanda bu sene Amerika ve Avrupa pazarlarına da satış gerçekleştirmeyi hedefliyor.

Plastic Move ekibi bu yatırım ile İstanbul içerisinde tuttuğu 1000 metrekarelik bir alanda 300 ton kapasiteli bir tesis kurarak ürünlerini ticarileştirmek için çalışmalarına başladı. Tesisin Haziran ayında aktif hale gelmesi ve seri üretimin yaz döneminde başlayacağı planlanıyor. Plastic Move ekibi, paralel olarak farklı sektörler için AR-GE çalışmalarına devam ediyor.

İnternet sağlayıcısı Cogent Communication, Rusya’daki hizmetini sona erdirdi

Tüm küresel web trafiğinin yaklaşık yüzde 25’ini taşıyan bir internet omurgası (backbone) sağlayıcısı olan Cogent Communication, Rusya’nın Ukrayna’yı işgaline tepki olarak Rus işletmeleriyle bağlantıları kesmeye başladı. Şirket, Washington Post‘a verdiği demeçte, bunu Rusya’nın siber saldırılarını ve devam eden işgalle ilgili yalan haber yaymasını engellemek için yaptığını belirtti.

Cogent CEO’su Dave Schaeffer, “Amacımız kimseyi incitmek değil. Bu yaptırımımız, Rus devletinin interneti savaşta araç olarak kullanmasını engellemek içindir. Bu kararı vermek oldukça zorluydu” dedi. Şirket ayrıca ZDNet‘e yaptığı açıklamada, Avrupa Birliği tarafından Russia Today ve Sputnik‘e uygulanan yaptırımlara da katıldığını belirtti. Açıklamada şirket tarafından “Cogent, Rusya’dan gelen veya Rusya’ya giden trafiği başka bir şekilde kısıtlamıyor veya engellemiyor. Cogent, Ukrayna’ya hizmet vermeye devam ediyor” sözleri kullanıldı.

Uygulanan bu yaptırım sonucu, Rusya’daki internet bağlantısının yavaşlaması ve kesintiye uğraması bekleniyor. Cogent’in Rus müşterilerinden bazıları arasında, ülkenin en büyük internet sağlayıcılarından biri olan devlete ait telekom operatörü Rostelecom ve kablosuz sağlayıcı şirketleri Megafon ve Veon bulunuyor. Cogent, bu şirketlerden bazılarıyla hizmet uzantısı sağlamak için görüştüklerini belirtti.

Bazı uzmanlar, bu yaptırımın Rus halkının Kremlin dışından gelen bilgilere erişmesini de engelleyeceğinden endişe ediyor. Rusya İnternet Koruma Derneği yöneticisi Mikhail Klimarev, “Rusya’da interneti kapatırsanız, bunun 140 milyon insanın en azından bazı doğru bilgilerden mahrum kalacağını belirtmek istiyorum” diye açıklamada bulundu. “İnternet var olduğu sürece insanlar gerçekten haberdar olabilir. Ancak internet olmadığı sürece Rusya halkı yalnızca propaganda dinleyecektir.”

Şu ana kadar birçok şirket Rusya’ya yaptırım uyguladı. Son olarak ise Rusya Twitter ve Facebook’a erişimi engelledi.

Hindistan merkezli fintech CredAvenue, 137 milyon dolar yatırım alarak unicorn oldu

Hindistan merkezli fintech girişimi CredAvenue, pazar günü yaptığı açıklamada, B Serisi finansman turunda 137 milyon dolar yatırım aldığını duyurdu. Finansman sonrası değerlemesi 1,3 milyar dolar seviyesine ulaşan şirket, Hindistan’ın en son unicorn girişimi olmayı başardı.

New York merkezli özel sermaye ve risk sermayesi şirketi Insight Partners liderliğindeki Seri B tur, B Capital Group, Dragoneer Investment Group ve mevcut yatırımcılar Sequoia Capital, TVS Capital Funds, Lightspeed India ve Lightrock India katılımıyla gerçekleşti.

Gaurav Kumar tarafından kurulan CredAvenue, kısaca tanımlamak gerekirse kurumsal şirketlerin ve KOBİ’lerin işletme kredisi çekmesine yardımcı oluyor. Diğer bir deyişle, işletmelerin ödemeden tahsilata kadar tüm borç döngüsünü karşılamak için bir platform sunuyor. Şirket, bu doğrultuda Hindistan’ın en kapsamlı teknoloji girişimi olduğunu iddia ediyor. CredAvenue, kısa süre önce Spocto adında üç pazarda faaliyet gösteren bir koleksiyon girişimini satın alsa da, genel olarak Hindistan’daki faaliyetlerine odaklanmayı planlıyor.

Girişim, bugüne kadar toplam 227 milyon dolar yatırım aldı. Kumar, TechCrunch‘a verdiği bir demeçte, CredAvenue’nin bugüne kadar 10.5 milyar doları aşan kredileri kolaylaştırdığını söyledi. Şu anda platformda 2.300’den fazla şirket, 450 işletme ve 750’den fazla borç veren bankanın aktif olarak yer aldığını görüyoruz. Hindistan’daki işini geliştirmeye odaklanan şirket, yeni sermayeyi bu amaçla dağıtmayı ve aynı zamanda büyümesini hızlandırmak için yeni şirketler satın almayı planlıyor. Kredi alanında 16 yıldan fazla tecrübeye sahip olan Kumar, aynı zamanda Vivriti Capital’ın kurucu ortakları arasında yer alıyor.

NEOHUB Deniz Akvaryum Girişim Hızlandırma Programı’na kabul alan ilk 5 girişim belli oldu

DenizBank’ın yeni nesil iştiraki NEOHUB’ın, Türkiye’deki start-up ekosistemine mentorluk ve ölçeklemeye odaklı destek sağlamak üzere başlattığı NEOHUB Deniz Akvaryum Girişim Hızlandırma Programı’nın ilk girişimleri belli oldu.

Yıl boyunca açık başvuru sistemiyle hareket edilen programda; DenizBank, NEOHUB ve program partneri Workinlot’ın yöneticilerinden oluşan değerlendirme jürisinin oylamasıyla 5 girişim Hızlandırma Programı’na katılmaya hak kazandı.

Programa seçilenler, altı ay boyunca Deniz Akvaryum ofisinde çalışma, DenizBank ve NEOHUB yöneticileri ile alanında uzman isimlerden mentorluk gibi olanaklarla büyümeleri için gerekli desteği alacak. Bununla birlikte bulut bilişim hizmetleri, finans ve hukuk danışmanlığı, tasarım, sosyal medya yönetimi ve büyüme stratejileri gibi hizmetlerden ücretsiz yararlanabilecek. Altı ayın sonunda belirlenen kriterleri yerine getirenler, Demo Day ile mezun olarak, yatırımcılara sunum yapma fırsatı yakalayacak.

Deniz Akvaryum Girişim hızlandırma programı girişimleri

Deniz Akvaryum Girişim Hızlandırma Programı’na kabul edilen girişimler; finansal teknolojiler, sağlık, yapay zeka ve sürdürülebilirlik sektörlerinde faaliyet gösteriyor.

Fon Radar: Vadeli alacaklarına karşılık en iyi teklife ulaşabilmeleri için KOBİ’leri finansal kurumlar ile bir araya getiriyor.

Steto: Uzman doktorlara online erişim fırsatı sağlayan Steto, ihtiyaç duyulan uzmanı seçme, randevu oluşturma ve farklı bir uygulamaya gerek olmaksızın online görüşme yapma imkanı sağlıyor.

Varsapp: Kullanılmayan eşyaları güvenli bir şekilde kiraya verme ve kiralama olanağı sunuyor.

Walkers: Kullanıcılara daha fazla hareket etmek ve sağlıklı bir hayata adım atmak için gereken motivasyonu sağlıyor. Aynı zamanda firmalar için promosyon ve alternatif pazarlama kanalı yaratan uygulamanın, adım attıkça avantaj sağlayan oyunlaştırma içerikleri bulunuyor.

Senkrondata: Markaların ve perakende satıcıların daha iyi pazarlama stratejisi, optimizasyonu ve performans ölçümü yapabilmesi için pazar ve rakip analiziyle markaya özgü analitik çözümler üretiyor.

Finansal teknoloji odaklı girişimler için yeni program: Fide Hızlandırma Programı

Finansal teknoloji girişiminizi geliştirerek girişiminizi bir ileri seviyeye taşımaya yönelik Ziraat Teknoloji ile Türkiye’nin etkin teknoparklarından YTÜ Yıldız Teknopark iş birliğiyle hayata geçirilen Fide Hızlandırma Programı, girişimcilerin başvurularını bekliyor.

Nedir? Bankacılık ve finans alanlarında hizmet sunan kurum ve kuruluşlara yenilikçi ve inovatif çözümler geliştiren girişimler yetiştirmeyi amaçlayan Fide Hızlandırma Programı; dijital bankacılık, online ödeme sistemleri, yapay zeka uygulamaları, dijital finans materyalleri, veri öğrenmesi ve robotik alanda ürün veya hizmet geliştiren girişimlerin katılımını bekliyor.

Bu programda neler var?

Eğitim ve Mentorluk

Yeni Nesil Fintek Modelleri, Risk Yönetimi, Blockchain, Ödeme Sistemleri, Finans Sektörü Hukuk Sistemi, Veri Analitiği, İnsan Kaynağı Yönetimi ve Dijital Pazarlama gibi konularda alanında uzman kişiler tarafından eğitim ve mentorluk aktiviteleri düzenlenecektir.

Birebir Danışmanlık

Her girişimin farklı ihtiyaçları olduğunun farkındayız. Bu sebeple programımızın en değerli yönlerinden biri girişiminize özel danışmanlık vermesi. Program danışmanları sizlerin ihtiyacınıza odaklı görüşmeler yapacak, problemlere çözüm arayacaktır.

Finans ve İş Ağlarına Erişim

Ziraat Finans Grubu ve YTÜ Yıldız Teknopark’ın var olan iş ağı sayesinde girişimlerimizi yatırımcılar ve fonlar ile buluşturarak sermayeye ulaşmaları kolaylaştırılacaktır.

Ayrıca, program boyunca aldıkları eğitim ve mentorluk seanslarıyla girişimlerini geliştirme hakkı kazanan girişimcileri; iş fikirlerini sunmak, yatırımcı ve iş ortaklarıyla buluşmak üzere bir demoday bekliyor.

Demo day bitiminde yatırımcılar tarafından girişimi beğenilen girişimcilere;

  • Ziraat Finans Grubu’nun Ağına Erişim
  • Ziraat Finans Grubu ile Çalışma İmkanı
  • Teknoloji ve Entegrasyon Desteği
  • Alanında Uzman Mentorlarla Çalışma Fırsatı
  • Global Pazarda Duyuru Desteği
  • Finansal Teknoloji Alanında Ulusal ve Uluslararası Spesifik Eğitimler
  • YTÜ Yıldız Teknopark ve Ziraat Finans Grubu’nun Geniş Network Ağına Erişim Fırsatı
  • Program Paydaşlarından Yatırım Alma İmkanı
  • YTÜ Yıldız Teknopark Ofis Alanı Kullanımı

Fide Hızlandırma Programı’na başvurunuzu bu bağlantıdan yapabilirsiniz.

Finans mühendisliğine odaklanan yerli girişim Riskoptima, 1 milyon dolar değerleme üzerinden yatırım aldı

Finans mühendisliği şirketi Riskoptima, Keiretsu Forum Türkiye melek yatırımcıları Figen Korun ve Çağrı Doğançay’dan 1 milyon dolar değerleme üzerinden yatırım aldı.

Finans Mühendisliği şirketi Riskoptima, geçtiğimiz 2,5 yıl boyunca ARGE yaparak geliştirdiği Yapay Zeka destekli İstatistiksel Arbitraj algoritması ile akla gelebilecek her türlü finansal enstrümanın içinde yer alabildiği, riski düşük, getirisi şaşırtıcı derecede yüksek portföyler oluşturuyor.

Riskoptima Finansal Teknolojiler A.Ş.’nin kurucu CEO’su Doç. Dr. İlkay Boduroğlu şöyle konuştu: “Riskoptima’nın rol modeli, 2008’de Palo Alto’da kurulan ve 2022’de UBS’e 1,4 milyar dolara satılan Wealthfront şirketidir.” 2002 yılında, Boğaziçi Üniversitesi Finans Mühendisliği Executive Programı’nın kurucuları arasında olup, ‘Finansta Yapay Zeka’ dersini Türkiye’de açan ilk öğretim üyesi olan Boduroğlu 2,5 yıl önce üniversiteden ayrılarak Riskoptima’yı kurdu.

Riskoptima, kendi geliştirdiği algoritmasıyla ortaklarının parasını çalıştırırken, ulusal ve uluslararası hisse senetleri, emtia vadeli işlemleri, forex, kripto paralar ve hatta uluslararası opsiyon kontratları da içeren portföyler açıyor ve dinamik olarak yönetiyor. Ayrıca Riskoptima, bir portföy yönetim şirketiyle yaratılacak sinerji sayesinde oluşturulacak yatırım fonlarını, TEFAS ve BEFAS üzerinden yatırımcılara ulaştırmayı planlıyor. Şirket, bu fonların satışından elde edilecek fon işletim ücretinin paylaşımı sayesinde de kendine gelir yaratacak.

Bunun yanı sıra, Riskoptima, Hedge Optimizer yazılım hizmeti (SaaS) sayesinde, ithalat ve ihracat yapan şirketlere, ithal ham madde fiyatlarının 3 ay önceden en az riskle hedge edilmesi ve ihraç ürün fiyatlarının da 6 ay önceden optimal olarak belirlenmesi için danışmanlık veriyor. “Bu yazılım hizmetimiz sayesinde Türkiye’nin Dış Ticaret Açığını azaltacağız” gibi iddialı bir yaklaşımda bulunan Boduroğlu, “Keiretsu Forum Türkiye melek yatırımcılarından 1 milyon dolar değerleme üzerinden aldığımız yatırımla yeni Finans Mühendisliği ARGE projelerine girişeceğiz ve Deep Learning’e öncelik vereceğiz” dedi.

Riskoptima’nın rakiplerinden en önemli farkı; kendi iş modelinin “arbitraj” (risksiz kazanç) sözcüğünün bir varyasyonuyla başlaması. Riskoptima’nın odaklandığı “İstatistiksel Arbitraj”, en az 11-12 tane farklı finansal enstrümandan oluşan ve piyasa dinamiklerinden ‘belli bir süre boyunca’ etkilenmeyen dinamik portföylerden elde edilen çok düşük riskli kazanca verilen isim olarak öne çıkıyor. Portföy yönetim sürecinde şirketin kendisine ait (proprietary) Yapay Zeka modülü ve ileri Ekonometrik modeller kullanılmakta.

Hyundai, 2030 yılına kadar 17 elektrikli araç modeli üretmeyi planlıyor

Hyundai, ürün yelpazesini güçlendirme ve rakip otomobil üreticilerine yetişme çabalarının bir parçası olarak 2030 yılına kadar 17 tam elektrikli araç modelini piyasaya sürmeyi planlıyor. Şirketin CEO’su Jaehoon Chang, Hyundai’nin elektrifikasyon yol haritasını bir yatırımcı sunumunda açıkladığında, bu duyuruyu da yaptı. 17 modelden 11’i ana Hyundai markası altında, 6’sı ise Genesis lüks markası altında piyasaya sürülecek.

Otomobil üreticisi geçen yıl Genesis’in 2025 yılına kadar tamamen elektrikli güç aktarma programına geçeceğini duyurdu, ama aynı zamanda, 2030’da sekiz elektrikli araç modelinin satışa sunulmasını beklediğini söyledi. Chang’ın son duyurusu, Hyundai’nin elektrifikasyon planları hakkında daha somut ayrıntılar içeriyor. Şirketin, elektrikli araç üretme kapasitesine sahip daha fazla üretim tesisi kurmak da dahil olmak üzere, elektrikli araç ile ilgili çabalarına 16.08 milyar dolar yatırım yaptığını söylendi. Otomobil üreticisi ayrıca küresel elektrikli araç pazarında yüzde 7‘lik bir pazar payı elde etmeyi ve 2030 yılına kadar yılda 1,87 milyon elektrikli araç satmayı hedefliyor.

Şirket, önümüzdeki sekiz yıl içinde çıkaracağı modelleri henüz tam olarak açıklamadı ancak bunlardan üçünün sedan, altısının SUV, birinin hafif ticari araç, sonuncunun ise yeni bir araç türü olduğu söyledi. İlk sürüm büyük olasılıkla bu yıl satın alınabilecek, tamamen elektrikli bir sedan modeli olan IONIQ 6 olacak. Hyundai, 2024’te IONIQ 7‘yi de piyasaya sürecek.

16.08 milyar dolar önemli bir yatırım olsa da, analistler Reuters’e, bazı rakip şirketler tarafından verilen planlarla karşılaştırıldığında hiçbir şekilde “agresif” bir yatırım olmadığını söyledi. Örneğin Toyota, 2030 yılına kadar elektrifikasyon projeleri için 70 milyar dolar yatırım yapmayı planlarken, General Motors 2020’den 2025’e kadar elektrikli araç ve otomatik araç yatırımları için 35 milyar dolar ayırmış durumda.

Spotify, Rusya’daki ofisini kapatma kararı aldı

Rusya’nın Ukrayna işgali devam ederken, batılı şirketler de birer birer Rusya’ya yaptırım uygulamaya devam ediyor. Geçen günlerde Netflix, Rusya’nın Netflix’e zorunlu tuttuğu kanalları eklemeyeceğini belirten bir açıklama yapmıştı. Öte yandan Reddit, Facebook gibi platformlar Rusya ile ilgili yalan haber paylaşımı yapılan mecraları kısıtlamıştı. Rusya’ya yaptırım uygulayan şirketler arasına Spotify da katıldı. Spotify, geçen günlerde yaptığı açıklamada, platformunun Moskova’nın hareketlerini “Ukrayna’ya yönelik sebepsiz saldırısı” olarak nitelendirdiğini ve buna karşılık olarak Rusya’daki ofisini süresiz olarak kapattığını söyledi. 

Temmuz, 2021’den bu yana, Başkan Vladimir Putin tarafından imzalanan yasaya göre, günlük 500.000’den fazla kullanıcıya sahip yabancı sosyal medya şirketleri ülkede ofis açmak zorundalar. Ofis açmayan şirketler ise doğrudan yasaklamaya varacak kadar ciddi kısıtlamalara tabi tutuluyor. Rusya şirketlere ofis açmaları için Mart ayına kadar süre vermişti. Spotify ülkede ofis açan sayılı şirketler arasında yer alıyordu. 

Rusya’nın geçen hafta Moskova’nın “özel operasyon” olarak adlandırdığı Ukrayna işgalinden bu yana, batılı hükümetler mümkün olan her yaptırımı uygulayarak Putin’i işgalden vazgeçirmeye çalıştı.

Spotify, yaptığı açıklamada, “Geçtiğimiz hafta boyunca birinci önceliğimiz, çalışanlarımızın güvenliği ve bilgiye erişimin her zamankinden daha önemli olduğu bir zamanda Spotify’ın önemli bir küresel ve bölgesel haber kaynağı olarak hizmet vermeye devam etmesini sağlamak oldu” dedi. 

Spotify, savaşın başlangıcından bu yana binlerce içeriği gözden geçirdiğini ve Rus Devleti bağlantılı içeriklerin keşfedilebilirliğini kısıtladığını söyledi. Şirket ayrıca, bu haftanın başlarında Spotify’daki RT (Rus Devlet kanalı) ve Sputnik’in tüm içeriklerini Avrupa’da ve ABD’de kaldırdı. İçerikler Rusya’da hala ulaşılabilir durumda. Benzer bir hareketi Twitter ve Facebook da yapmıştı. 

Bu yaptırımlara karşılık olarak Sputnik, geçen çarşamba, “basın mensuplarına yönelik herhangi bir kısıtlamanın bariz bir sansür ve ifade özgürlüğü ihlalinin en kirli örneğidir” diye açıklamada bulundu. 

 

ABD Başkanı Biden, çocukları hedef alan sosyal medya reklamlarını yasaklamak istiyor

İlk Birliğin Durumu (State of the Union) konuşmasında Başkan Biden, Kongre’den Facebook, TikTok ve diğer sosyal medya platformlarında çocuk güvenliği seviyesini artırmak için yeni yasalar uygulanmasını istedi. Geçen Salı akşamı yapılan açıklamada, “Gizlilik korumalarını güçlendirmenin, çocuklara yönelik reklamları yasaklamanın, teknoloji şirketlerinin çocuklarımız hakkında kişisel veri toplamayı bırakmasını talep etmenin zamanı geldi” dedi.

Beyaz Saray, bu değişiklikleri uygulamaya başlamak için, özellikle sosyal medyada çocuk güvenliği sorununu incelemek için meclisten fon talep edecek. Biden ayrıca, sosyal medyanın zihinsel sağlık üzerindeki etkisini araştırmak için gelecek yılki bütçeden 5 milyon dolar talep ederken, bir “Sosyal Medya ve Akıl Hastalıkları Ulusal Mükemmeliyet Merkezi” (National Center of Excellence on Social Media and Mental Illness) kurmayı planlıyor. Bu kurumun kuruluş amacı ise, ergenlik çağındaki gençlerin sosyal medya kullanımının etkisi konusunda yeni bir rehberlik geliştirmek.

Bu değişikliklerin ana kaynağı olarak, Jill Biden’ın konuğu olarak konuşmaya katılan Facebook muhbiri Frances Haugen görülüyor. Haugen, geçenlerde Kongre önünde açıklamalarda bulundu ve Facebook’u çocuk güvenliğini göz ardı etmekle suçladı.

Haugen’in iddiaları, daha güçlü kuralların gerekli olduğu konusunda hemfikir olan, hem Demokrat hem de Cumhuriyetçi politikacıları etkiledi. Geçen ay, Cumhuriyetçi ve Demokrat Senatörler, Marsha Blackburn ve Richard Blumenthal, ebeveynlere ve çocuklara sosyal medyadaki mahremiyetleri ve güvenlikleri üzerinde daha fazla kontrol sağlayacak olan Çocuklar Çevrimiçi Güvenlik Yasasını (Kids Online Safety Act – KOSA) tanıttı.

Başkan, “Bu gece burada bizimle olan Frances Haugen’in gösterdiği gibi, sosyal medya platformlarını kar amacıyla çocuklarımız üzerinde yürüttükleri ulusal deneyden sorumlu tutmalıyız” dedi.

Eyalet başsavcıları, TikTok’un çocuklar üzerindeki etkisini araştırıyor

Dünyanın en çok kullanılan sosyal medya platformlarından olan TikTok, ABD’de birçok eyalet başsavcısı tarafından ortaklaşa açılan bir soruşturma ile karşı karşıya. Kaliforniya, Florida, Kentucky ve daha birçok eyaletten başsavcının yer aldığı koalisyon, TikTok’un gençlerin zihinsel ve fiziksel sağlıkları üzerindeki potansiyel etkisini soruşturuyor.

TikTok, video algoritmaları ve kullanıcıları platformda tutmak için kullandığı araçlarla sıklıkla gündeme geliyor. Geçtiğimiz yıl The New York Times gazetesi, TikTok video algoritmasının nasıl çalıştığını ortaya koyan sızdırılmış bir belgeyi inceleyen bir rapor yayımlamıştı. Eski bir TikTok çalışanı tarafından sızdırıldığı iddia edilen belge, TikTok’un algoritmaları hakkında birçok tartışmaya yol açmıştı. Rapora göre şirketin algoritmaları, kullanıcıların uygulamaya bağlı kalmasını sağlamak ve uygulamayı kapatan kullanıcıların uygulamaya geri dönmesini sağlamak amacıyla tasarlanmış. Kullanıcıların izlediklerine göre hangi içeriği göreceğini belirleyen TikTok algoritmaları, kullanıcıları uygulamada tutma konusunda oldukça etkili gözüküyor.

Eyalet başsavcıları TikTok’un tasarlama ve pazarlama modelinin çocuklar, gençler ve genç yetişkinlerin sağlığı üzerinde olumsuz bir etkisi olup olmadığını araştırmak istiyor. Massachusetts Başsavcısı Maura Healey tarafından yapılan bir basın açıklamasına göre ülke çapındaki başsavcılar, şirketin eyalet tüketici koruma yasalarını ihlal edip etmediğini ve halkı riske atıp atmadığını inceliyor. Soruşturma, platformda harcanan süreyi ve kullanıcıların etkileşim sıklığını artırmak için kullanılan yöntemlere odaklanacak.

Mayıs 2021’de, 44 başsavcıdan oluşan bir koalisyon, Facebook’u 13 yaşından küçük çocuklar için bir Instagram sürümü başlatma planlarından vazgeçmeye çağırmıştı. Sosyal medya platformlarının gençlerin üzerindeki olumsuz etkileriyle ilgili endişelerini uzun süredir dile getiren Healey, Kasım 2021’de Meta’ya bu nedenle soruşturma açmıştı.