Ana Sayfa Blog Sayfa 402

Doping Hafıza, dünyanın en başarılı eğitim teknoloji şirketleri arasında yer aldı

Ülkemizde teknoloji tabanlı çevrimiçi eğitimin lider markalarından Doping Hafıza, global büyüme sürecine hızla devam ediyor.

Geçtiğimiz aylarda İngiltere yapılanmasını oluşturan ve şirketleşen, devamında Birleşik Krallık tarafından “Küresel Ölçekte Büyük Etki Yapacak” firmaların davet edildiği Küresel Girişimcilik Programı (Global Entrepreneur Program)’a dahil olan Doping Hafıza yakın zamanda 2 önemli başarı daha elde etti.

Digital Education Awards tarafından Evde Öğrenme Kategorisinde 5 finalist’ten biri olma başarısı gösteren Doping Hafıza, Education 2.0 Conference tarafından “Dünyanın En Başarılı Eğitim Teknoloji Şirketleri” ödülüne layık görüldü.

Eğitim alanında sınırları aşarak elde ettiği başarılarına bir yenisini daha ekleyen Doping, küresel anlamdaki yolculuğuna Mart ayı içerisinde lansmanını yapacağı ve ABD’de SAT sınavını girecek öğrencilerin sınav başarısını arttırmayı hedefleyen ve onlara sınava hazırlıkta ihtiyaç duyabilecekleri her türlü desteği tek platform üzerinden verecek olan DopiSAT uygulamasını pazara sürerek devam ediyor olacak. Bu uygulama ile öğrenciler aynı anda matematik müfredatına erişebilecek, çözemedikleri soruları çevrimiçi öğretmenlere sorup anında sorunlarına çözüm alabilecek, anlamadıkları konular ile ilgili yine öğretmenlerden ders dinleyebilecek ve meslek tercihleri/motivasyon arttırma konularında rehberlik öğretmenleri ile görüşebiliyor olacak.

Devamında ise 2022 yılının son çeyreğinde çocukların ve yetişkinlerin öğrenme süreçlerini daha etkin hale getiren, müfredatı öğretmenin yanı sıra hayati dair (Karbon Ayak izinin azaltılması, Yapay Zeka/Blok Zincir kavramları, Küresel Isınma vb.) ve onları geleceğe daha nitelikli hazırlayacak olan kavramları makine öğrenmesi ile kişiselleştirilmiş olarak öğreten Dopiverse uygulamasını pazara sürüyor olacak.

Ülkemizden çıkan ve küresel anlamda da daha çok ses getireceğine inandığımız Doping Hafıza’nın küresel büyümesini heyecanla bekliyor olacağız. Türkiye’deki öncülüğünü globale de taşıyacağına inandığımız Doping Teknolojiyi izlemeye devam ediyoruz.

Belge tarama ile dolandırıcılık tespitine odaklanan Thirdfort, 15 milyon sterlin yatırım aldı

Kara para aklama ve dolandırıcılık tespitine odaklanan Thirdfort adlı Londra merkezli girişim, 15 milyon sterlinlik bir finansman turunu duyurmanın heyecanını yaşıyor. Breega tarafından yönetilen A Serisi finansman turu, Element Ventures’ın yanı sıra, ComplyAdvantage, Tessian, Fenergo, R3, Funding Circle ve Fidel’in kurucularının katılımıyla gerçekleşti.

Kara para aklama, son zamanlarda oldukça önemli bir konu haline geldi. Thirdfort Kurucu Ortağı Olly Thornton-Berry, bir arkadaşlarının Londra’da bir daire satın alırken bir kimlik avı saldırısı nedeniyle 25.000 sterlin kaybetmesinin ardından Jack Bidgood ile Thirdfort’u kurmaya karar verdiklerini söylüyor. Yaşanan bu dolandırıcılık vakası, dolandırıcıların satın alma anlaşması hakkında bazı veriler ele geçirmesi ile başlamış. Dolandırıcılar, satın alma için kullanılan hukuk firmasının alan adına benzer bir alan adı kullanarak ve avukat taklidi yaparak Thornton-Berry ve Bidgood’un arkadaşının 25.000 sterlin kaybetmesine sebep olmuşlar.

Günümüzde müşteri kimliği doğrulaması ve fon transferi gibi bazı süreçler, hala ağırlıklı olarak kâğıt tabanlı olarak gerçekleştiriliyor. Dolandırıcılar ve kara para aklayıcılar, sahte mali kayıtlar ve kullanarak bu durumu istismar ediyor.

Thirdfort kullanan işletmelerin müşterileri, doğrulama verilerini girmek ve profesyonel danışmanlarına güvenli bir şekilde para göndermek için Thirdfort mobil uygulamasını indirebilirler. Şirket, mobil uygulamasının son iki buçuk yılda Birleşik Krallık’ta 500.000’den fazla kişi tarafından indirilmiş olduğunu söylüyor. Çok sayıda kullanıcı bir mülk satın almak, ipotek işlemini gerçekleştirmek veya bir veraset meselesini çözmek gibi önemli süreçlerde Thirdfort uygulamasını tercih ediyor.

Ocak 2020’de 30 müşterisi ve 10 kişilik bir ekibi olan Thirdfort, şu anda 700’den fazla müşteriye hizmet veriyor. Şirket, yeni sermayeyi özellikle ödeme altyapısını geliştirmek için kullanmayı planlıyor.

Mozilla, Android ve iOS uygulamalarına birtakım güncellemeler getiriyor

Mozilla, geçen Salı yaptığı açıklamada, Android’de Firefox Focus ve iOS’ta Firefox için yeni özellikler getirdiğini duyurdu. Android’de Mozilla, gizlilik merkezli mobil tarayıcısı Firefox Focus’a “yalnızca HTTPS” modunu ekliyor.

“Yalnızca HTTPS” modu nedir?

“Yalnızca HTTPS” modu, düz HTTP protokolünün gizlilik açıklarını engelleyen bir mod. Yani tarayıcınızı verilerinizin izlenebilir, çalınabilir ve değiştirilebilir bir sürüm olan HTTP üzerinden kullanmaktansa, yalnızca HTTPS moduyla internette daha güvenli gezinebilirsiniz. Çünkü HTTPS modu, sunucuyla tarayıcı arasında güvenli ve şifrelenmiş bir bağlantı kurarak hassas verilerin korunmasını sağlıyor.

Mozilla, blog yazısında, “Basit varsayılan yardımcı uygulamamız olarak, Firefox Focus’u kullanıcılarımız için daha güvenli hale getirmek için daha fazla ne yapabiliriz diye düşündük ve yalnızca HTTPS modunu geliştirdik.” dedi. “Android için Firefox Focus artık mevcut en iyi güvenlik ve gizlilik için otomatik olarak HTTPS’yi seçiyor ve dikkatiniz dağılmadan veya endişe duymadan hızlı arama yapabilmenizi sağlıyor”

iOS’ta ise Mozilla, Firefox uygulamasında ekranınızın altına veya üstüne yerleştirilebilecek yeni bir ayarlanabilir arama çubuğu ekliyor. Şirket, bu küçük değişikliğin kullanıcıların çevrim içi olarak ziyaret etmek istedikleri yerlere hızlı bir şekilde erişmelerine yardımcı olacağını söylüyor. Yeni seçenek, Apple’ın Safari tarayıcısının hali hazırda sunduğu ayarlanabilir arama çubuğuna benziyor.

Bunlardan bağımsız olarak Mozilla, Disney ve Pixar‘ın “Turning Red” filminden ilham alan mobil duvar kağıtlarını ABD’deki tüm kullanıcılarına sunduğunu duyurdu. Mozilla, aralarından seçim yapılabilecek çeşitli duvar kağıtları olduğunu ve önümüzdeki aylarda küresel olarak paylaşılacak yeni duvar kağıdı seçeneklerinin mevcut olacağını ekledi.

General Motors, elektrikli araç üretimi için Kanada’da bir tesis kurmaya hazırlanıyor

Elektrikli araç üretimi için yapılan yatırımlar gün geçtikçe artmaya devam ediyor. Bir yandan Ford, Hyundai gibi şirketler uzun vadeli elektrikli araç üretimi için milyarlarca dolar yatırım yaparken, Tesla Avrupa’daki ilk giga fabrikası için izin aldığını duyurdu. Elektrikli araçlarla ilgili bir diğer haber ise General Motors‘dan geldi.

Amerikanın en büyük otomobil üreticisi General Motors ve Güney Koreli POSCO Chemical, Kanada’da pil malzemeleri üretmek için 400 milyon dolarlık bir tesis inşa edeceklerini duyurdu. Bu yatırımla beraber otomobil üreticileri, gelecekte ağırlık olarak elektrikli araçlar üretme planlarını hızlandırmayı amaçlıyorlar.

Tesis, Quebec, Becancour’da araç aküleri için katot aktif materyali (cathode active material) üretecek. Katotlar, bir elektrikli araç aküsünün en karmaşık ve en maliyetli kimyasal bileşenleri olan bir malzeme.

General Motors Kanada sorumlusu ve genel müdürü Scot Bell bir basın toplantısında, “Katot, her bir elektrikli araç pil hücresinin maliyetinin yaklaşık %40’ını temsil ediyor” dedi. “2025 yılına kadar Kuzey Amerika’da bir milyon elektrikli araç üretme kapasitesine sahip olmayı planlıyoruz”

Tesisin inşaatına hemen başlanacak ve tesis 2025 yılına kadar faaliyete geçecek. Yapılan açıklamaya göre tesis, yaklaşık 200 bin kişilik istihdam yaratacak. General Motors, 2035 yılına kadar sadece elektrikle çalışan, ağırlık bakımından hafif araçlar üretmeyi hedefliyor.

Tesiste üretilen katot, Chevrolet Silverado, GMC Hummer, Cadillac LYRIQ gibi şirketlerin elektrikli araçları için güç sağlayacak Ultium pillerini üretmek için kullanılacak. Bell, General Motors’un Ingersoll, Ontario’daki fabrikasının bu yıl içinde elektrikli araç üretimine başlayacağını belirtti.

Kanada, elektrikli araç üretimi için lityum, grafit, kobalt ve nikel gibi temel malzemeler açısından oldukça zengin. Kanada Sanayi Bakanı Francois-Philippe Champagne, Becancour’un ülkenin elektrikli araç pil ekosistemi için bir merkez olacağını söyledi.

Apple, profesyonel içerik üreticileri için Mac Studio ve Studio Display’i tanıttı

Apple bugün kullanıcılara rüyalarındaki stüdyoyu yaratmaları için gereken her şeyi sağlamak üzere tasarlanan yepyeni Mac masaüstü bilgisayar Mac Studio’yu ve Studio Display ekranı duyurdu.

Kişisel bilgisayar deneyiminde çığır açan Mac Studio, gücünü M1 Max’ten ve kişisel bilgisayarlar için dünyanın en güçlü çipi olan yeni M1 Ultra’dan alıyor. Mac Studio, benzersiz bir performans düzeyini, çok çeşitli bağlantı seçeneklerini ve yepyeni özellikleri inanılmaz derecede kompakt bir tasarımla masanızın üzerinde ve elinizin altında buluşturan ilk bilgisayar. Mac Studio ile kullanıcılar, devasa 3D ortamlar için render alma ve 18 adet ProRes video akışını oynatma gibi, hiçbir masaüstü bilgisayarda mümkün olmayan işlemleri yapabiliyor.1 Mac Studio’yu mükemmel bir şekilde tamamlayan Studio Display, tüm Mac’lerle de kusursuz şekilde eşleşiyor. Studio Display geniş bir 27 inç 5K Retina ekrana, Ana Sahne özellikli 12 MP Ultra Geniş kameraya ve uzamsal ses özellikli, yüksek kaliteli ses sunan altı hoparlörlü ses sistemine sahip. Mac Studio ve Studio Display bir araya geldiğinde her çalışma alanını yaratıcı bir güç merkezine dönüştürüyor. Apple’ın şimdiye kadarki en dayanıklı ve güçlü Mac serisinde yerlerini alan ikili, bugünden itibaren sipariş edilebilecek ve 18 Mart Cuma gününden itibaren müşterilere gönderilmeye başlayacak.

“Mac Studio ve Studio Display ile yepyeni bir Mac masaüstü bilgisayar ve ekran sunmanın heyecanını yaşıyoruz.” diyen Apple Global Pazarlamadan Sorumlu Başkan Yardımcısı Greg Joswiak sözlerini şöyle sürdürdü: “Gücünü M1 Max ve M1 Ultra çipten alan inanılmaz bir performans, çok çeşitli bağlantı seçenekleri ve kullanıcıların ihtiyaç duyduğu her şeye kolayca erişmesini sağlayan kompakt bir tasarımla Mac Studio, masaüstü bilgisayarda yeni bir çağa öncülük ediyor. Studio Display ise büyüleyici 5K Retina ekranı ve bir masaüstü ekranda şimdiye kadar sunulan en iyi kamera ve ses kombinasyonuyla alanında benzersiz.”

Mac Studio

Mac Studio çığır açıcı performansı, çevre birimleri için çok çeşitli bağlantı seçenekleri ve mükemmel bir yerleşim oluşturmayı sağlayan modüler sistemiyle, yaratıcılıklarının sınırlarını zorlamak isteyen kullanıcılara daha da fazla özellik sunuyor.

Apple Çip Saysesinde Devrim Niteliğinde Masaüstü Bilgisayar Tasarımı

Apple çipin gücüne ve verimliliğine sahip Mac Studio, yüksek performanslı bir masaüstü bilgisayarın görünümünü bütünüyle yeniden tanımlıyor. Mac Studio’nun içindeki her bileşen, M1 Max ve M1 Ultra’nın performansını optimize etmek üzere tasarlandı. Böylece masa üzerine yerleşebilen özel formunda benzersiz bir güç ve özellikler sunabiliyor.

Tek parça alüminyum kalıptan üretilen Mac Studio, yalnızca 19,5 santimetre kenarlı kare yüzeyi ve 9,4 cm yüksekliğiyle çok az yer kaplıyor ve çoğu ekranın altına kusursuz şekilde sığıyor. Mac Studio ayrıca olağanüstü bir performansa imkan veren yenilikçi bir termal tasarıma sahip. Benzersiz çift taraflı fan sistemi, hassas bir biçimde yerleştirilmiş hava akış kanalları ve kasanın hem arka hem de alt kısmında yer alan delikler, havayı dahili bileşenler arasından dışarıya yönlendirerek yüksek performanslı çiplerin soğumasına yardımcı oluyor. Üstelik Apple çipin verimliliği sayesinde Mac Studio, en ağır iş yüklerinin altındayken bile son derece sessiz kalıyor.

M1 Ultra çipe sahip Mac Studio, son derece güçlü Media Engine’i sayesinde dünyada hiçbir bilgisayarın yapamadığını başararak 18 adet 8K ProRes video akışını oynatabiliyor. Mac Studio, M1 Max çiple 64 GB’a kadar, M1 Ultra çiple ise 128 GB’a kadar sistem üzerinde birleşik bellek sunarak masaüstü bilgisayarlarda grafik belleğinin sınırlarını da alt üst ediyor. Bugün piyasada bulunan en güçlü iş istasyonu grafik kartının yalnızca 48 GB video belleği sunduğu düşünüldüğünde, bu kadar geniş bir belleğe sahip olmak profesyonel iş yüklerinde oyunun kurallarını değiştiriyor. Mac Studio’daki SSD ise 7.4 GBps’ye kadar performans ve 8 TB’a kadar kapasite sunarak kullanıcıların çok büyük projeler üzerinde inanılmaz bir hız ve performansla çalışmasını sağlıyor.

Joygame, üç Türk girişimci tarafından Londra’da kurulan Drybrush’a yatırım yaptı

Pandeminin değiştirdiği eğlence alışkanlıklarına NFT ve metaverse gibi kavramların sahip olduğu potansiyeller de eklenince video oyun endüstrisinde hızlı bir büyüme kaçınılmaz oldu. 2022’nin video oyun endüstrisi için yatırım, birleşme ve satın alma yılı olacağı tahmin edilirken, arka arkaya gelen bu tür haberlere bir yenisi daha geldi.

Geçtiğimiz haftalarda aldığı küresel yatırımla Netmarble’dan ayrılıp kendi yoluna devam eden Joygame, Londra merkezli oyun stüdyosu Drybrush’a yatırım yaptı.

Joygame’in oyun yayıncılığındaki kuralları baştan yazmak istediğini ve yatırımlarına hız kesmeden devam ettiğini hatırlatan Joygame CEO’su Özberk Ölçer, “Geçtiğimiz haftalarda duyurduğumuz yatırımla elde ettiğimiz finansal gücü, deneyimlerimizle ve doğru ortaklıklarla birleştirmek için adımlar atıyoruz. Üç Türk girişimcinin Londra’da hayata geçirdiği Drybrush oyun stüdyosuna yaptığımız yatırımla Türkiye ve İngiltere’deki farklı yetenekleri bir araya getirerek sektörde fark yaratmayı hedefliyoruz” değerlendirmesinde bulundu.

“Derinlikli ve uzun soluklu deneyimler sunan oyunlar üretmeye odaklanıyoruz”

Joygame 2022’ye hızlı bir başlangıçla gerçekleştirdiği Drybrush yatırımıyla Action-RPG türünde mobil oyunlar geliştireceğini de duyurmuş oldu. Drybrush’ın oyun endüstrisinin farklı alanlarında çalışan ve 2000’lerden bu yana tanışan üç Türk girişimci tarafından 2021 başında Londra’da kurulduğuna dikkat çeken Drybrush Games CEO’su Alper Türktaş, “RPG öğelerinin sunduğu derinliğin hibrit oyun türleri için önemli bir unsur olduğunu düşünüyoruz. Joygame’le hem enerjimiz hem de oyun sektörünün geleceğine dair vizyonumuz uyuştuğu için bu işbirliğine çok inanıyoruz.” dedi. Drybrush Kurucu Ortağı ve Yaratıcı Yönetmeni Polat Yarışçı ise stüdyonun uluslararası tecrübeleri olan ve hayatını RPG oyunlarıyla geçirmiş bir ekip tarafından kurulduğunu vurgulayarak, “Her platformda derinliği olan ve uzun soluklu deneyimler sunan oyunların, oyuncular tarafından daha çok tercih edildiğini görüyoruz. Üretim sürecine gösterilen titizlik ve özen, oyuncular tarafından mutlaka ödüllendiriliyor. Action-RPG oyun türüne ilginin yoğun olduğu bu dönemi Joygame ile birlikte yola çıkmak için en doğru zaman olarak görüyoruz” ifadelerini paylaştı.

“Joygame yatırımları hız kesmeyecek”

Drybrush’la, oyun sektörünün reklam harcamaları ve yaratılan sanal heyecanlar yerine kaliteli oyunlar, oyuncu deneyimi ve komüniteye odaklanması gerektiği vizyonunda ortaklaştıklarını vurgulayan Joygame CEO’su Özberk Ölçer, Joygame’in 2022 planlarını şu sözlerle paylaştı: “Drybrush’ın da eklenmesiyle bugüne kadar toplamda 7 stüdyoyla ortaklık kurmuş olduk. 2022’de bu yatırımlarımızı üçe katlamayı planlıyoruz. Bu kapsamda hız kesmeden hyper-casual, hybrid-casual ve NFT tabanlı oyunlar geliştiren stüdyoları desteklemeyi sürdüreceğiz. Ortaklık kurduğumuz stüdyolarla birlikte geliştirdiğimiz oyunlarla uluslararası pazarlarda yer alarak küresel oyun endüstrisindeki büyüme hedeflerimize son hızla koşmaya devam edeceğiz.”

Sanat eserlerinin nakliye sürecine odaklanan Convelio, 30 milyon euro yatırım aldı

Sanat ve antika eserlerinin nakliye sürecini kolaylaştıran Paris merkezli girişim Convelio, B Serisi finansman turunda 30 milyon euro yatırım aldığını açıkladı. Bu haber, şirketin A Serisi turda 9 milyon dolar yatırım almasından iki yıl sonra geldi.

B Serisi tur, risk sermayesi şirketleri Forestay ve Mundi Ventures tarafından yönetildi ve Avrupa Yatırım Fonu ile Acton Capital ve Global Founders Capital dahil mevcut yatırımcıların katılımını gördü.

2017 yılında Edouard Gouin ve Clément Ouizille tarafından ortaklaşa kurulan Convelio, dijital yaklaşıma sahiptir ve uluslararası sanat eseri nakliyesinde uzmanlaşmıştır. Convelio’nun algoritması, her bir sanat eseri için en uygun değer zincirini bir araya getirmek amacıyla kırılganlık, boyut ve fiyat gibi çeşitli parametreleri dikkate alır. Christie’s ve Sotheby’s gibi küresel müzayede evlerinden, 1stDibs gibi önde gelen çevrimiçi sanat pazarlarına ve uluslararası sanat galerilerine kadar çok sayıda merkezin lojistiğini düzenler.

Paris, Londra ve New York’ta ofisleri bulunan Convelio, giderek daha fazla uluslararası hale geldiğini söylüyor. 2021’de ekip üyelerini ikiye katlayarak 200’den fazla çalışana ulaşan Convelio, şu anda 80’den fazla ülkede 2.700’den fazla müşteriye sahip. Şirket ayrıca, gezegen üzerindeki etkiyi en aza indiren dahili ve harici projeleri desteklemek için “Climate Care” adındaki programını başlattı. Convelio, bu yıl çevresel sürdürülebilirliğin giderek daha önemli hale geleceğinin altını çiziyor.

Convelio, sermayeyi küresel kapsamını genişletmek ve lojistik pazarında yeni alanlar keşfetmek için kullanmayı planlıyor. Convelio ayrıca, sürdürülebilirlik stratejisinin gelişimi sürdürmek için yeni sermayeden yararlanacak. Bunun yanı sıra, güzel sanatlar pazarının %44’ünün bulunduğu ABD’deki küresel operasyonunun büyümesini desteklemek için kullanılacak.

Ford, elektrikli araç üretimi için 50 milyar dolar ayırıyor

Otomobil firmaları elektrikli araçlar için yatırımlar yapmaya devam ediyor. Geçen gün Hyundai’nin 2030’a kadar 17 elektrikli araç modelini duyuracağını ve bu alana 16.08 milyar dolar yatırım yaptığını yazmıştık. Bu haberin hemen ardından, Ford Motor Company, elektrikli araç yatırımını 2026 yılına kadar 50 milyar dolara çıkardığını duyurdu. Şirketin 2025 yılına kadar belirlediği miktar ise 30 milyar dolardı. Şirket CEO’su Jim Farley, otomobil üreticisinin elektrikli araç ünitesini içten yanmalı motor çalışmalarından ayrı olarak yürüteceklerini duyurmasının ardından bu haberi verdi.

Ford, elektrifikasyon harcamasını bir yıldan kısa bir süre içinde üçüncü kez artırıyor. Şirket, Mayıs 2021 yılında elektrikli araçlara 22 milyar dolar yatırım yapacağını duyurmuştu. Şirketin bu alana bu denli yatırım yapması, elektrikli araç endüstri lideri Tesla’yı yakalamak istemesinden kaynaklandığı düşünülüyor. 

Farley, “Ford Model e” adlı yeni elektrikli araç işi vasıtasıyla, Ford’un 2026’da yıllık küresel üretiminin üçte biri olan, 2 milyondan fazla elektrikli araç üretmeyi planladığını ve 2030 yılına kadar toplam hacminin %50’sinin elektrikli araçlar üzerine olacağını belirtti. Bununla birlikte, finans direktörü John Lawler’a göre şirket, yeni nesil modeller 2025’te üretime başlayana kadar kar elde etmeyi beklemiyor. Şirketin daha geleneksel içten yanmalı motor birimi olan Ford Model e ve Ford Blue 2023 yılına kadar ayrı finansal sonuçlar bildirecek. 

Ford, bu yıl elektrikli araçlara 5 milyar dolar harcamayı planlıyor. Bu planlama otomobil üreticisinin geçen yıl harcadığının iki katına denk geliyor. 

Farley, “Nakit yaratmak için içten yanmalı motor işine, inovasyona odaklanmak için de elektrikli araç işine ihtiyacımız var” dedi. 

Ford, bir yıl önce şubat ayında 72.000 adet araç siparişi aldı. Bu satışların çoğu kamyon ve SUV’lardan oluşurken, Ford’un elektrikli araç satışı Şubat ayı boyunca %55.3 arttı. Ford’a göre bu, ortalama hızdan daha hızlı büyüdüklerinin bir işareti.

Tesla’nın uzun süredir onay bekleyen giga fabrikası, şartlı izin aldı

Brandenburg eyaleti, Tesla‘nın geçen Cuma Berlin yakınlarındaki “giga fabrikası” için şartlı izin aldığını açıkladı. Bu haberle beraber Tesla’nın aylardır ertelenen izni çıkmış oldu. Giga fabrikasının geçen yaz açılması bekleniyordu.

Ancak Tesla için çıkan bu izin, şirketin hemen üretime başlayacağı anlamına gelmiyor. Şirket, öncelikle su kullanımı ve hava kirliliği kontrolü dahil olmak üzere çok sayıda koşulu yerine getirdiğini kanıtlamak zorunda. Şirket bu denetlemelerden başarıyla geçtikten sonra uzun zamandır beklediği çalışma iznini alabilecek ve üretime başlayabilecek. Tesla, Almanya’da üretime başladıktan sonra Model Y arabalarını Avrupalı müşterilerine daha hızlı ve daha ucuza teslim edebilecek.

Tesla, bu fabrika sayesinde Avrupa’da elektrikli araç lideri olan Volkswagen‘a yetişmeyi planlıyor. Almanya’nın en büyük otomobil üreticisi Avrupa’daki elektrikli araç satışının %25’ine sahip. Bu yüzdeye karşılık Tesla’nın satışları ise %13 civarında.

Brandenburg eyaleti başbakanı Dietmar Woidke, gelişmenin “geleceğe doğru atılan büyük bir adım” olduğunu belirterek, Tesla fabrikasının Almanya ve bölge için önemli bir endüstriyel ve teknolojik itici güç olacağını söyledi.

Almanya’daki sendikalar geçen ay, fabrikanın 2.600 işçiyi işe aldığını belirtti. Fabrikanın toplamda 12.000 kişiye istihdam sağlaması bekleniyor. Bunun yanında, Tesla’nın bölgedeki çok sayıda parça tedarikçisiyle yerel kaynak sağlamak, bekleme sürelerini ve maliyetlerini düşürmek için görüşmelerde bulunduğu belirtildi.

Tesla’yla karşı karşıya oldukları yoğun rekabetten bahseden Volkswagen, geçen Cuma yaptığı açıklamada, yeni nesil elektrikli araçların ilki olan Trinity‘yi üretmeleri Wolfsburg genel merkezi yakınında yeni bir fabrika açmak için yaklaşık 2 milyar dolar harcayacaklarını belirtti.

Kurucuları arasında Deniz Özgür’ün yer aldığı metaverse moda markası Space Runners, 10 milyon dolar yatırım aldı

İlk metaverse moda markası Space Runners hızlı büyümesini sürdürüyor. Kurucu ortakları arasında Türk girişimci Deniz Özgür’ün yer aldığı Space Runners daha önce Coinbase, Avalanche, Docusign gibi dev şirketlere yatırım yapan Polychain Capital, Pantera, Accel Ventures, Jump Capital ve Core Ventures katılımında 10 milyon dolarlık tohum yatırım aldı.

Yatırım turuna katılan bireysel yatırımcılar arasında Animoca Brands kurucusu Yat Siu, Twitch kurucusu Justin Kan, Bit Torrent kurucusu Ashwin Navin, Rotten Tomatoes kurucusu Patrick Lee, Crunchyroll kurucusu Kun Gao ve Kabam kurucusu Holly Liu da yer alıyor.

Pantera Capital’in ortağı Paul Veradittakit “Fon olarak, Space Runners’ın moda ile etkileşim kurmanın yeni bir yolunu mümkün kılma vizyonunu desteklemekten gurur duyuyoruz. Moda metaversede kişilerin kimliğini ve kültürünü ifade edebilmesi için harika bir araç. Bu nedenle, fiziksel dünyada 2 Trilyon Dolarlık moda endüstrisinin sanal dünyada çok daha yüksek olmasını bekliyoruz.” ifadeleriyle sanal modaya olan desteğini vurguluyor.

Space Runners ilk NFT koleksiyonu olan NBA Champions ayakkabı koleksiyonunu, NBA Şampiyonları Kyle Kuzma ve Nick Young ile birlikte geçen Aralık ayında piyasaya sürmüştü. Toplam değeri 10 Milyon Dolar olan koleksiyonun satışı 9 dakika altında tamamlandı ve şirket bu satışı ile büyük bir başarıya imza attı. Sosyal kanallarında 500 bin kişinin üzerinde bir topluluğa sahip olan Space Runners, dünyanın ilk moda temalı metaverse’ünü hayata geçirmek için çalışmalarına devam ederken yeni koleksiyonu için de hazırlıklarını sürdürüyor.

Şirketin kurucu ortaklarından Won Soh “Space Runners, 5 ay içerisinde 40 kişilik harika bir ekibe ulaştı. Aldığımız bu ikinci yatırım ile 9 haneli bir şirket değerlemesine ulaştık. Bu sene içerisinde Unicorn olmayı hedefliyoruz.” ifadeleriyle Space Runners’ın büyüme hedeflerini vurguladı.