Ana Sayfa Blog Sayfa 400

Şirketlere sürdürülebilir kaynak kullanımı platformu sunan Sourceful, 20 milyon dolar yatırım aldı

Sürdürülebilir kaynak kullanımı için bir platform sunan Sourceful, A Serisi bir finansman turunda 20 milyon dolar yatırım aldığını duyurdu. 12,2 milyon dolarlık bir başlangıç ​​turunu açıkladıktan yaklaşık altı ay sonra gelen mevcut yatırım turu, Index tarafından yönetiliyor. Tura katılım gösteren diğer isimler arasında Coatue, Eka Ventures ve Dominic McGregor da yer alıyor.

Bir şirketin en büyük kirlilik kaynaklarından biri, hiç şüphesiz ki, tedarik zinciridir. Birleşmiş Milletler’in iklim krizini önlemek için yayımladığı iklim raporlarında da görüldüğü gibi en büyük sorumluluk şirketlere düşüyor. Aynı zamanda dünyada hızla artmaya devam eden bir tüketici baskısı da söz konusu. Bilinçli tüketiciler, sürdürülebilirlik ilkesine önem vererek şirketlerin adım atmasında aktif bir rol oynuyor. 2020 yılında kurulan Sourceful, sürdürülebilirlik ve ticari büyümeyi birbirinden ayırmadan tedarik zinciri sürecini çok sayıda şirket için daha temiz ve sürdürülebilir bir hale getirmeyi hedefliyor.

Sourceful, sürdürülebilir kaynak kullanımı için çevrimiçi, veriye dayalı bir platform sunar. Bu platform, işletmelerin, emisyonları ve aynı anda maliyetleri azaltabilecekleri ve özel ürünler oluşturabilecekleri bir yerdir. Sourceful’un ilk teklifi, ürünlerin vazgeçilmezi olan ambalajları hedef alıyor. Girişim, ambalaj teklifinin de ötesinde tedarik akışı boyunca hareket eden her şeyde kullanılabilecek bir teklif sunmaya hazırlanıyor.

Sourceful, son yatırımı hangi planlar doğrultusunda kullanacağına dair bir açıklama da ekledi. Halihazırda Avrupa ve Asya’da ekipleri olan şirket, yapılan açıklamaya göre dünya genelinde daha fazla ortakla çalışmak için uluslararası varlığını genişletecek. Ayrıca, önümüzdeki iki yıl içinde çalışan sayısını ikiye katlayarak ekibini büyütmeyi planlıyor. Son olarak, Sourceful, geri dönüştürülmüş plastiklerin platforma entegrasyonu da dahil olmak üzere dört yeni ürün kategorisi geliştirdiğini duyurdu.

Nvidia, 2 boyutlu görüntüleri saliseler içinde 3 boyutlu görüntüye çevirebilen NeRF aracını tanıttı

Nvidia yayınladığı son yapay zeka demosunda birkaç 2 boyutlu görüntüyü 3 boyutlu bir sahneye dönüştürebilen yeni aracını tanıttı. Bu yeni aracın adı Instant NeRF ve adını “sinirsel parlaklık alanlarından” (neural radiance fields) alıyor. “Sinirsel parlaklık alanları” UC Berkeley, Google Research ve UC San Diego’dan oluşan araştırmacılar grubu tarafından 2020 yılında geliştirilen bir teknik.

Yöntem kısaca, farklı 2 boyutlu çekimlerin renk ve ışık yoğunluğunu eşleyip ardından bu görüntüleri farklı bakış noktalarından birbirine bağlamak ve tamamlanmış bir 3 boyutlu sahne oluşturmak için veri üretiyor. Görüntülere ek olarak sistem, kameranın konumu hakkında da verilere ihtiyaç duyuyor.

Araştırmacılar, birkaç yıldır resimleri 2 boyutludan 3 boyutluya çevirmek adına bir model geliştiriyor, bitmiş işlemelere daha fazla ayrıntı ekliyor ve işleme hızını artırıyor. Nvidia yeni Instant NeRF modelinin şu ana kadar geliştirilmiş en hızlı modellerden biri olduğunu ve oluşturma süresinin birkaç dakikadan neredeyse saliselere indirildiğini söylüyor.

Nvidia, çalışmayı anlatan bir blog yazısında tekniğin uygulanması daha hızlı ve kolay hale geldikçe, her türlü görev için kullanılabileceğini söylüyor. Nvidia’dan Isha Salian teknoloji hakkında, “Anında NeRF, sanal dünyalar için avatarlar veya sahneler oluşturmak, video konferans katılımcılarını ve ortamlarını 3 boyutlu kaydetmek veya 3 boyutlu dijital haritalar için sahneleri yeniden oluşturmak için kullanılabilir” dedi. “Teknoloji, robotları ve otonom araçları, gerçek dünyadaki nesnelerin 2 boyutlu görüntülerini veya video görüntülerini kaydederek boyut ve şekilleri anlamlandırarak eğitmek için kullanılabilir. Yaratıcıların değiştirebileceği ve üzerine inşa edebileceği gerçek ortamların dijital temsillerini hızla oluşturmak için mimari ve eğlence sektöründe de kullanılabilir.

Nvidia’nın araştırmacıları, çalışmayı anlatan bir makalede, sahneleri 1920 × 1080 çözünürlükte “onlarca mili saniyede” dışa aktarabildiklerini söyledi. Araştırmacılar ayrıca proje için kaynak kodunu paylaşarak başkalarının yöntemlerini uygulamalarına izin verdi.

İnşaat teknolojisi girişimi Flexcavo, Alman hükümetinden 2.7 milyon dolar yatırım aldı

Berlin merkezli inşaat teknolojisi girişimi Flexcavo, Alman hükümetinden 2,7 milyon dolarlık bir araştırma ödeneği aldığını duyurdu.

2025 yılına kadar Alman hükümeti, Flexcavo’nun inşaat sektöründe daha fazla sürdürülebilirlik ve dijitalleşmeye yönelik projeleriyle ilgili personel maliyetlerine 2,7 milyon dolar finansman sağlayacak.

Flexcavo, yazılım çözümleri ve yenilikçi teknoloji aracılığıyla inşaat makinelerinin kullanımını optimize etmek amacıyla Benedict Aicher ve Leonhard Fricke tarafından Temmuz 2020’de kuruldu. Flexcavo, inşaat makineleri ve şantiyeler için düzenlenmiş bir platform oluşturmak amacıyla BT sistemleri arasında makine ve lojistik verilerinin değiş tokuşunu sağlar. Tanınmış üreticilerin inşaat makineleri ve ekipmanlarının sahibi olan Flexcavo, bu makineleri inşaat şirketlerine günlük olarak kiralar. İnşaat ekipmanı kiralama endüstrisine kişisel yakınlığı olan Aicher ve Fricke, inşaat yönetimi sorunlarının dijital olarak nasıl çözülebileceğini tam olarak bildiklerini belirtiyor. Flexcavo, yalnızca inşaatta dijitalleşmeyi hızlandırmak için değil, aynı zamanda inşaat şirketlerinin çevresel etkilerini azaltmak ve akıllı şantiyeler için modeller geliştiriyor.

Flexcavo, temel olarak ekibini büyütmek için Eylül 2021’deki tohum finansman turunda yaklaşık 6,5 milyon dolar yatırım almıştı. Şubat 2022’de sermaye, halihazırda tamamen karbonsuz çalışan makine filolarının genişletilmesi için yaklaşık 8 milyon dolar tutarında borç sermayesi ile tamamlandı. Hükümet desteği ise, şubat ayındaki 8 milyon dolarlık fonun hemen ardından geliyor. Şirket, bu finansman ile araştırma ve geliştirme projelerine yatırım yapmanın yanı sıra, inşaat sektörünü uzun vadede daha dijital ve sürdürülebilir kılmak için faaliyetlerini genişletmeyi planlıyor.

Sertaç Taşdelen, Dubai DIFC Art Nights kapsamında son eseri Mukadderat’ı tanıttı

Faladdin ve Binnaz girişimlerinin kurucu ortağı Sertaç Taşdelen, gelecek tahmini üzerine yeni bir bakış açısı ortaya çıkarmak için geleneksel ile yapay zeka teknolojisinin yeni sınırlarını harmanlıyor.

Taşdelen, Dubai DIFC Art Nights kapsamında son eseri Mukadderat‘ı tanıttı.

Sanatçı, Kurucu Ortağı ve CEO’su olduğu Faladdin’deki yapay zeka ekibiyle işbirliği içinde toplanan verileri benzeri görülmemiş bir sanat eseri yaratmak için kullanıyor.

Erken yaştan itibaren, kader felsefesi ile özgür irade paradoksu arasındaki karşıtlıktan büyülenmiş olan Sertaç Taşdelen eserini şöyle açıklıyor:

“Mukadderat, geleneksel zaman anlayışına yeni olanaklar sunarak gelecek tahmini algımızı araştırıyor.”

Veri görselleştirme ve morfolojik dönüşüm, verileri izleyicilerin işi deneyimlemelerini sağlayan anlamlı sorulara dönüştürüyor. Sertaç Taşdelen’in işi, geleceğin ne getireceğini bilmeme fikrini, geleceğin belirsizliğini ve önceden belirlenmiş bir gidişatı sorguluyor. Mukadderat eserinde ise, önceden belirlenmiş bir geleceğe atıfta bulunuyor ve insanlığın başlangıcından bu yana dini liderler, bilim adamları ve filozoflar arasında çok tartışılan bir konu olarak karşımıza çıkıyor.

Sertaç Taşdelen ve ekibi, İstanbul’daki stüdyosunda, gerçek verileri – milyarlarca canlı hafızayı – sofistike analitiklerle filtreleyerek, veri setini pigmentlere ve ışığa dönüştürüyor. Sanatçı, görüntünün, “gelecek tahmininin dans eden tortuları” olduğunu söylüyor. Ayrıca yapay zekanın yardımıyla türk kahvesi hatıralarının arasında bir yolculuğa çıktığını, nörobilimsel olarak Faladdin’in geleceği hayal eden hafızanın kaynağı olduğunu eserinde vurguluyor.

You, yapay zeka destekli bir yazı yazma aracını tanıttı

Birkaç ay önce, Salesforce‘un eski bilim insanları Bryan McCann ve Richard Socher, arama sorgularını anlamak, sonuçları sıralamak ve sorguları farklı dillere ayrıştırmak için yapay zekadan yararlanan bir arama motoru olan You.com‘u başlattı. Platform, web genelindeki bilgileri özetleyip Yelp ve Twitter uygulamaları gibi yerleşik arama uygulamalarıyla genişletebiliyor. Böylece kullanıcılar, sonuçlar sayfasından ayrılmadan aradıkları şeye ulaşabiliyorlar.

You.com, arama motorlarındaki beklentileri karşılamak için çeşitli yöntemler deniyor. Bu yöntemlerin sonuncusu ise, belli filtrelerle birlikte kullanıldığında, kısa metinler veya belgeler oluşturan, OpenAI ile birlikte çalışan bir arama uygulaması. Socher, bu uygulamaya “kişisel yapay zeka yazarı” adı vermiş.

Socher uygulamayla ilgili olarak, “Bu uygulama mağazasına ilk girişimiz. Bu uygulama size daha fazla reklam gösterelim diye sizi dakikalarca sitede tutmaya çalışmıyor. Bizim amacımız gerçekten işinizi halletmek” sözlerini kullandı.

You.com’un yeni aracı, insan benzeri şiirler, e-postalar, yemek tarifleri, kısa öyküler, film senaryoları ve daha fazlasını üretebilen bir yapay zeka dil sistemi olan OpenAI’nin GPT-3‘ünün arkasındaki teknoloji ile destekleniyor.

You.com’un YouWrite adlı yazı asistanını kullanmak için kullanıcılar, arama motorunun arama çubuğuna “Bir deneme yazısı nasıl yazılır” gibisinden bir cümle yazıyor. Ardından yazının uzunluğu, hedef kitlesi, üslubu ve mesajın içeriğini belirleyip YouWrite’ın yazıyı oluşturmasını istiyorlar.

Socher, “Temel olarak, insanların daha üretken olmalarına yardımcı olmak için bu yapay zeka destekli yazı sistemini oluşturmak istiyoruz. İnsanları, yazı yazarken daha verimli hale getirmek için yapay zekanın kontrolüyle tanıştırmak istiyoruz” dedi.

You.com, YouWrite’ı başlangıç için ücretsiz olarak sunacak. Ancak daha sık kullananlar ve daha uzun metinler isteyenler için ödeme planları olacak. Socher, fiyatlandırmanın henüz belli olmadığını ancak Jasper ve CopyAI gibi piyasadaki diğer yapay zeka destekli yazma araçlarından çok daha ucuz olacağını belirtiyor.

Genetik hastalık araştırmalarını kolaylaştıran Sano Genetics, 11 milyon dolar yatırım aldı

Genetik hastalıklar için yapılan araştırmaları kolaylaştıran Cambridge merkezli Sano Genetics, A Serisi finansman turunda 11 milyon dolar yatırım aldığını duyurdu. MMC Ventures liderliğindeki finansman turu, Episode 1, Seedcamp ve diğer yatırımcıların katılımıyla gerçekleşti.

Yapılan pek çok araştırmaya göre klinik araştırmalarda en büyük sorun hasta katılımı olarak görülüyor. Sano Genetics, Cambridge Üniversitesi’nde doktora eğitimleri sırasında tanışan Patrick Short (CEO), Charlotte Guzzo (COO) ve William Jones (CTO) tarafından kuruldu. Araştırma sürecindeki bu zorlukları deneyimleyen Sano Genetics kurucu ortakları, süreci iyileştirmek ve araştırmaya katılmayı kolay hale getirmek için çalışıyor. Girişim, uzun süren Covid ile mücadele eden hastaların yanı sıra, Parkinson ve Alzheimer gibi nadir görülen kronik hastalıklarla yaşayan hastaları hedef alıyor. Sano, bu kişileri doğrudan ilaç şirketleriyle birleştiren bir yazılım platformu sunuyor.

Sano’nun yazılım platformu, hastaların biyoteknoloji ve daha geniş sağlık toplulukları ile doğrudan etkileşim kurmalarını sağlıyor. Tıbbi araştırmanın şeffaf, etkileşimli ve ilgili herkes için faydalı olması gerektiğine inandığını söyleyen Sano Genetics, kişilerin destekleyebileceklerini düşündükleri araştırma fırsatlarıyla ilgili güncellemeler sunuyor. Bununla birlikte Sano kullanıcıları, belirli araştırma fırsatlarına katılmak için evde yapabilecekleri ücretsiz Sano DNA Testi alma fırsatına sahip olabiliyorlar. Sano, kullanıcılar verilerini paylaşmayı seçse dahi verilerini endüstri standardı şifreleme mekanizmalarını kullanarak koruyor.

Mevcut finansman turu Sano Genetics’in ekibini ABD ve Avrupa’da büyütmesine yardımcı olacak. Şirket ayrıca, 2023’ün ortalarına kadar 50’den fazla hastalık ve 6’dan fazla ülkedeki talebi karşılayacak platformunu geliştirmeyi planlıyor.

Çinli otomobil üreticileri, elektrikli araçlar için değiştirilebilir piller üretmeyi hedefliyor

Çinli otomobil üreticileri, düzenli araç şarjına ek olarak elektrikli araçlar için değiştirilebilir piller üretmeyi planlıyor. Bu girişime hükümet tarafından da destek var.

Otomobil üreticileri Nio ve Geely, pil değiştirme üreticisi Aulton ve devlete ait petrol üreticisi Sinopec, 2025 yılına kadar ülke çapında 24,000 kadar pil değiştirme istasyonu kurmayı planlıyor.

Pil değiştirme, sürücülerin araçlarını şarj etmelerinden ziyade, bitmiş pillerini dolu pillerle değiştirmelerine olanak tanıyor. Milyonlarca sürücü elektrikli araçlarının elektrik ihtiyacını bu şekilde gidermeyi tercih ederse elektrik şebekeleri üzerindeki yükün azaltılacağı öngörülüyor. Ancak uzmanlar bunun ancak piller endüstri genelinde standart hale gelirse mümkün olabileceği görüşündeler.

Ancak Çin’in bu pil değiştirme modeli büyük ölçüde başarılı olursa, elektrikli araç şarjı konusundaki bu değişim diğer şirketler için sorun teşkil edebilir. Günümüzde Tesla, Volkswagen ve General Motors gibi büyük otomobil üreticileri kendi şarj istasyonu ağlarını oluşturmuş durumdalar. Değiştirilebilir pil modelinin tutması bu şirketleri kötü yönde etkileyebilir.

Çin’in bu yeni pil değiştirme planı, Pekin’in 2025 yılına kadar otomobil satışlarının %25’ini tamamen elektrikli hale getirme planının bir parçası. Ancak bu araçların kaçının değiştirilebilir pile sahip olacağı bilinmiyor.

Dünyanın en büyük pil üreticisi olan Ningde merkezli CATL (Contemporary Amperex Technology Company) yalnızca Çin için değil, aynı zamanda küresel pazarların talebini karşılamak için de pil değiştirme hizmetlerini geliştirdiğini söyledi. Çin pazarının yaklaşık yarısını ve kullanılan pil hücrelerinin %30dan fazlasını tedarik eden CATL, “Çin pazarında deneyim kazanıyoruz ve aynı zamanda denizaşırı ortaklarla yakın iletişim halindeyiz. Yakında daha somut haberler duyacaksınız” dedi.

Tesla, General Motors ve Volkswagen ise şu anda değiştirilebilir piller için bir araştırma yapmadıklarını dile getirdiler.

Alpay Koraltürk’ün kurucusu olduğu ikinci el mobilya pazarı Kaiyo, 36 milyon dolar yatırım aldı

Mobilyacılık sektörü, her yıl 12 milyon tondan fazla atığa sebep olarak ABD’deki en büyük atık kategorilerinden birini oluşturuyor. Ev taşımak ve konutlara uygun mobilya seçmek gibi zorlukların yanı sıra, çevresel sorunlar da göz önüne alındığında, ikinci el eşya seçimi artık daha fazla insan tarafından tercih ediliyor.

İkinci el mobilya satışına odaklanan Kaiyo, Edison Partners tarafından yönetilen B Serisi finansman turunda 36 milyon dolar yatırım aldı. Diğer yatırımcılar arasında Moderne Ventures, Lerer Hippeau ve Max Ventures yer alıyor. Mevcut finansman ile birlikte Kaiyo, bugüne kadar toplamda 50 milyon dolar yatırım aldı.

Eski adıyla Furnishare olarak bilinen Kaiyo, New York’ta beş yıl içinde beş kez taşınmak zorunda kalan Alpay Koraltürk tarafından 2014 yılında kuruldu. Ev taşımanın ve mobilya değiştirmenin zorluğunu deneyimleyen Koraltürk, Gram Games’in kurucuları arasında da yer alıyor. Kaiyo, şu anda New York, Philadelphia, Baltimore ve Washington D.C. gibi metropol bölgeleri dahil olmak üzere ülke çapında teslimat yapıyor. Müşteri hizmetlerinin verimliliğine önem veren Kaiyo, aynı zamanda sürdürülebilir bir gezegene adanmış bir çevrimiçi pazar olarak faaliyet gösteriyor.

Kaiyo, alıcılarına markalarda indirimler sağlayarak taşıma, teslim alım, temizlik ve teslimat işlemlerini gerçekleştirerek mobilya alım satımını basit hale getiriyor. Kaiyo, Covid-19 pandemisinin de etkisiyle iki yıl içinde %100 büyüdü. Girişim, mevcut finansmanı Kaliforniya eyaletinden başlayarak pazar genişlemesini daha da hızlandırmak için kullanacağını söylüyor. Kaiyo’nun kurucusu ve CEO’su Alpay Koraltürk, yaptığı açıklamada, “Kaiyo’da misyonumuz, harika tasarımları herkes için erişilebilir kılmaktır” sözlerine yer verdi.

Mimar ve müteahhitleri buluşturan Weaver, 4 milyon dolar yatırım aldı

Mimar ve müteahhitleri dijital bir platform üzerinden birbirine bağlayan bir hizmet olan Weaver, btov Partners liderliğindeki bir finansman turunda 4 milyon dolarlık başlangıç yatırımı aldığını açıkladı.

İnşaat sektörü dijital teknolojiden uzak bir konumda. Söz konusu ev tadilatları olduğunda hem mimarlar hem de ev sahipleri en iyi müteahhitleri bulmak için mücadele ediyor. Bu erişim eksikliği, müteahhitlerin geçmiş sicilini araştırmanın yetersizliği ve birçok yenileme projesinde ihale olmaması nedeniyle ev tadilatlarını riskli bir hale getiriyor. Weaver tarafından paylaşılan bir bilgiye göre ise, Birleşik Krallık’taki konutların kabaca üçte ikisinin yapım tarihi 1990 öncesine uzanıyor. Bu veriye göre her 10 ila 20 yılda bir bu evlerin yenilenmesine ihtiyaç duyulacak. Pandemi sonrası artan inşaat maliyetleri de ev sahiplerini daha uygun maliyetli çözümler aramaya zorluyor.

Londra merkezli pazar yeri girişimi Weaver, ev sahipleri ve mimarların tadilat ve yenileme projeleri için müteahhitlerden fiyat almaları için bir platform sunuyor. Girişim, kaynak bulmadan fiyatlandırmaya, sözleşmeden ödemeye kadar tüm kritik aşamaları tek bir arayüz üzerinden yapan bir yazılım geliştiriyor. Profesyonel bir ağ sunan Weaver, müteahhitlerin sürekli olarak incelenmesini de sağlıyor. Bir ev sahibi ile müteahhit arasında işler yolunda gitmediği durumda ise arabulucu konumda hizmet veriyor. Şirketin yazılımı, mimarların operasyonları optimize etmesine ve tüm sözleşme süreci boyunca şeffaflık içinde çalışılmasına olanak tanır.

Dört yıldan fazla bir süredir aktif olarak faaliyet gösteren Weaver, 2021’de platformundaki siparişleri bir önceki yıla göre 2,6 kat arttırdı. Şirket ayrıca, kuruluşundan bu yana 120 milyon doların üzerinde yenileme işlemi gerçekleştirilmesine yardımcı oldu.

Elektronik ödeme şirketi Ödeal, SaltPay’den 520 milyon TL değerleme üzerinden 52 milyon TL yatırım aldı

Türkiye’yi Cepte POS ile tanıştıran, lider elektronik ödeme şirketi Ödeal, hız kesmeden büyümeye devam ediyor.

Yatırım üstüne yatırım alan Ödeal, İngiliz “SPG Holdings”in geçtiğimiz yıl yaptığı 28,7 milyon TL’lik yatırımı ardından, şimdi de, küçük ve orta ölçekli işletmelerin operasyonlarını daha iyi yönetmelerine ve büyütmelerine yardımcı olabilecek hızlı ve güvenli ödeme çözümleri sunan SaltPay’den 52 milyon TL’lik bir yatırım daha aldı. SaltPay, bu yatırımı ile, değeri 520 milyon TL’ye ulaşan Ödeal’ın 9,9’luk hissesinin sahibi oldu.

Ödeal, tıpkı daha önce aldığı yatırım gibi bu yatırımın da tamamını büyümesini devam ettirmek için kullanacak.

Yatırımla ilgili bilgi veren Ödeal Kurucu Genel Müdürü Fevzi Göngör, “Son günlerde Türk firmalarının aldığı yatırımlar, Türk girişimcilerinin başarılarını ortaya koyuyor. Ödeal da sektörünün önde gelen firmalarından biri olarak yabancı yatırımcıların dikkatini çekiyor. Geçtiğimiz yıl SPG Holdings’ten bir yatırım almış ve bu yatırımı özellikle Ödeal API gibi şirketimizin yenilikçi ürünlerini geliştirmek üzere kullanmıştık. Göstermiş olduğumuz başarılar diğer yatırımcıların da dikkatini çekti ve SaltPay, şirketimizin yeni yatırımcısı oldu. Aldığımız bu yatırımı, Ödeal’ın yenilikçi ürün ve çözümleriyle adını global arenada duyurması açısından çok önemsiyoruz. Önümüzdeki dönemde uluslararası diğer yatırımcıların da talepleri olacaktır. Her zaman olduğu gibi aldığımız tüm fonları büyümemizi desteklemek, mevcut ve yeni ürünlerimizi geliştirmek için kullanacağız.” dedi.

Ödeal, 2021’de Yüzde 136 Büyüdü

2020 yılını yüzde 109’luk büyüme ile kapatan Ödeal, 2021 yılının 4. çeyreğinde işlem hacmini yüzde 136 artırarak, üç haneli büyüme trendini sürdürdü. Pandemi dönemi boyunca hızlı ve istikrarlı bir şekilde büyüyen Ödeal, gelişen iş hacmi ile birlikte işlem adedinde de yüzde 276’lık büyüme yakaladı. 2021’in son çeyreğinde üye iş yeri sayısını yüzde 32 oranında artıran Ödeal, 2020 sonunda 40 bin olan üye iş yeri sayısını da 68 bine ulaştırdı.

Haziran 2021’de İngiliz “SPG Holdings”, toplam hisselerin yüzde 9,9’una sahip olmak için Ödeal’a 28.7 milyon TL yatırım yapmıştı.

Ödeal Hakkında: 2014 yılında 6493 sayılı kanun kapsamında %100 Türk sermayeli olarak kurulan Ödeal Ödeme Kuruluşu A.Ş., TCMB lisansı ile faaliyet göstermektedir. Sahip olduğu Ödeal markası ile hizmet verdiği Ödeal Cepte POS ve fiziki POS ürünleri sayesinde 60.000’i aşan üye işyerine, banka ve kredi kartından ödeme alma hizmeti vermektedir.