Ana Sayfa Blog Sayfa 221

Adobe’den OpenAI’ın DALL-E’sine rakip olacak yeni yapay zeka: Firefly

Adobe, yazılan metinleri görsel hale getiren Firefly adlı yeni yapay zeka modelini duyurdu. Firefly, yapay zekayı daha işlevsel hale getiren OpenAI’ın DALL-E’sine direkt rakip olacak.

Şirket, ilk olarak görüntü ve metin efektleri oluşturmaya odaklanan yeni bir yaratıcı üretken yapay zeka modelleri ailesi olan Adobe Firefly’ı bugün tanıttı. Adobe Firefly, içeriğin oluşturulduğu ve değiştirildiği Creative Cloud, Document Cloud, Experience Cloud ve Adobe Express iş akışlarına doğrudan daha fazla hassasiyet, güç, hız ve kolaylık getirecek. Adobe Firefly, Adobe’nin bulutlarında bir dizi yeni Adobe Sensei üretici yapay zeka hizmetinin parçası olacak.

Adobe, yeni yapay zekanın eğitimi için rakiplerinin aksine telif konusunda daha farklı bir yol izliyor. DALL-E, Stable Diffusion ve Midjourney gibi yapay zekalar, eğitim süreçlerinde telifli görseller olup olmamasına dikkat etmediği için davalarla karşı karşıya kaldı. Adobe’nin çözümü, Firefly modellerini yalnızca şirketin telifsiz medya kitaplığı olan Adobe Stock’tan gelen içerikle ve telif hakkının süresinin dolmuş olduğu açık lisanslı ve kamu malı içeriklerle eğitmekten geçiyor. Adobe, gelecekte kullanıcıların Firefly modellerini kendi içeriklerini kullanarak eğitip ince ayar yapabileceklerini söylüyor ve modellerin çıktılarını belirli stillere ve tasarım dillerine yönlendiriyor. 

Adobe Firefly ile sınırsız içerik varyasyonu oluşturmak ve tekrar tekrar değişiklik yapmak hızlı ve basit olacak. Adobe ayrıca Firefly’ı sektör lideri araç ve hizmetlerine doğrudan entegre edecek, böylece kullanıcılar mevcut iş akışlarında üretken yapay zekanın gücünden zahmetsizce yararlanabilecek. Adobe Firefly entegrasyonundan yararlanacak ilk uygulamalar Adobe Express, Adobe Experience Manager, Adobe Photoshop ve Adobe Illustrator olacak.

Adobe’den David Wadhwani, “Üretken yapay zeka, içerik üretici ile bilgisayar arasındaki konuşmayı daha doğal, sezgisel ve güçlü bir şeye dönüştüren yapay zeka güdümlü yaratıcılığın ve üretkenliğin bir sonraki evrimi oluyor. Adobe, Firefly ile üretken yapay zeka destekli ‘yaratıcı içerikleri’ doğrudan müşterilerin iş akışlarına taşıyarak üst düzey yaratıcı profesyonellerden içerik oluşturucu ekonomisinin uzun kuyruğuna kadar tüm içerik oluşturucular için üretkenliği ve yaratıcı ifadeyi artıracak.” dedi.

Şirket, Firefly için her deneyim ve beceri düzeyinden içerik üreticilerini nasıl yüksek kaliteli görüntüler ve harika metin efektleri oluşturabileceğini gösteren bir beta süreci başlattı. Adobe, teknolojinin tam gücünün, onu besleyecek büyük bir hayal gücü olmadan gerçekleştirilemeyeceğine inanıyor. Şirket, beta süreci boyunca, bu dönüşümsel teknolojiyi geliştirirken ve uygulamalarına entegre etmeye başlarken, yaratıcı topluluk ve müşterilerle etkileşim kuracak.

Birleşik Ödeme, yeni adı United Payment ile yepyeni bir döneme giriyor

Türkiye’de fintech sektörüne yön veren pek çok öncü işe imza atan Birleşik Ödeme, operasyonlarını yürüttüğü Türkiye, Azerbaycan, Romanya, Gürcistan ve İngiltere’nin yanı sıra açılacağı yeni ülkelerin ve globalde atacağı önemli adımların habercisi olarak marka kimliğini yeniledi.

Geleneksel sistemlerin yarattığı tıkanıklıkları ve düğümleri çözmeyi markanın varoluş amacı olarak belirleyen United Payment, buradan hareketle, ‘hayatın düğümlerini çözen görünmez güç’ olmayı vadediyor.

“FinTek denildiğinde akla United Payment gelecek”

Markanın yeni kurumsal kimliğine yönelik bilgi veren United Payment CEO’su İlker Sözdinler, “Pazara girdiğimiz ilk günden bu yana sektörde ‘yol açan vizyoner’ yaklaşımımızla fark yarattık. Sektörle birlikte dönüştük; çoğu zaman sektörü dönüştürdük. Fatura ödemek için saatlerce bekleyenlere self servis kiosk çözümümüzü sunduk. Vatandaşların, belediyelerden alacakları sosyal destekleri şehir kartlarımızla dijitalleştirdik, daha şeffaf hale getirdik. Nöbetçi Transfer ile para gönderimlerinde saat sınırlamasını kaldırdık. Yurt dışına para gönderme işlemlerini daha hızlı ve az masraflı hale getirdik. Naktin çok döndüğü endüstrilerde nakit yönetimini kolaylaştıran ve şirketlere yılda 120 gün kazandıran akıllı kasayı geliştirdik. Geliştirdiğimiz ürün, hizmet ve insan kaynağını ihraç etmeye başladık. Globalde yeni fırsatlara hazırlanırken, Türkiye, Azerbaycan, Romanya, Gürcistan ve İngiltere operasyonlarımız tam gaz devam ediyor. Bölgede lider FinTek gücü olma hedefimiz kapsamında yeni bir adım atıyor ve hikayemizi güçlü bir kimlikle taçlandırıyoruz. United Payment, aynı geçmişte olduğu gibi, bugün de önüne gelen her finansal soruna ‘Nasıl yapılır?’ değil ‘Neden olmasın?’ diyecek. Var olan sistemlerin yarattığı tıkanıklıkları gidermeyi misyon edinecek. Artık FinTek denildiğinde akla United Payment gelecek” diye konuştu.

Finansal çözümleri tek adresten yöneten bir ‘maestro’

United Payment Pazarlama Direktörü Seda Küçükfırat Arslan ise “Birleşik Ödeme’nin neredeyse FinTek kelimesinin Türkçede kullanıma girmesiyle başlayan yolculuğu, bugün marka gücünü de arkasına alarak bambaşka bir boyuta ulaşacak. United Payment, sunduğu çözümler arasında yaratacağı sinerjiyi adeta bir maestro gibi yöneterek, müşterinin tüm ihtiyaçlarına tek adresten cevap verebilecek benzersiz bir gücü oluşturuyor. United Payment hem teknolojik altyapı sağlayarak müşterilerin kendi markalarıyla çözüm sunabilmesini sağladığı hem de görünmez finansı yaratan önemli oyunculardan biri olduğu için adeta bir süper güçle hareket ediyor. Bu süper gücün adı görünmezlik” dedi.

Logo, markanın ‘görünmez’ gücünü temsil ediyor

United Payment teknolojik altyapısı ile müşterilerine kendi markalarıyla çözüm sunmasını sağlarken, aynı zamanda görünmez finansın önemli oyuncularından biri olarak öne çıkıyor. Markanın logosu United Payment’ın baş harflerinden oluşuyor; ancak harflerin belirli kısımları görünmüyor. Bu, markanın görünmez gücünü temsil ediyor. United Payment’ın logosu, açılmış bir kilide benziyor, bu da müşterileri için kaosları, düğümleri çözen, inovasyonlarıyla kilitleri açan bir markayı ifade ediyor. Logonun U harfindeki nane yeşili rengi ise markanın sunduğu çözümlerle oluşan ferahlığı anlatıyor. Tam da bu sebepten marka, varoluş amacını “Hayatın düğümlerini çözen görünmez güç” olarak sloganlaştırıyor.

Visa Avrupa İnovasyon Programı’nın 2023 dönemi başvuruları 7 ülkede başladı

Visa ve Hackquarters, Visa Innovation Program Europe’un (Visa Avrupa İnovasyon Programı) 2023 dönemi için 7 ülkede başvuruların başladığını duyurarak fintech’lere çağrıda bulundu. Başvurular 14 Nisan’a kadar açık olacak ve fintech’ler visainnovationprogram.com adresinden programa başvuruda bulunabilecek.

Visa Avrupa İnovasyon Programı’na bu yıl dahil olacak fintech’ler, 2023 dönemi için belirlenen beş tema etrafında ürün veya çözüm geliştirecek. Bu temalar; yeni dönem için yeni nesil ödeme deneyimleri, iş yerleri ve KOBİ’lerin güçlendirilmesi, akıllı ve sürdürülebilir gelecek, yeni ödeme akışları ve gömülü finans olarak belirlendi.

Programın Türkiye ayağı, bir girişim hızlandırma programı ve kurumsal inovasyon ortağı olan Hackquarters iş birliğinde hayata geçiriliyor. Ülkemizde 2019 yılından beri yürütülen program, başarıyla tamamlanan dört dönemin ardından bu yılki beşinci döneminde Türkiye’den beş fintech’i ağırlamaya hazırlanıyor.

Visa Güney Avrupa İş Geliştirme Başkanı Jak Telyaz “Visa olarak inovasyon yoluyla yeni ödeme yöntem ve şekillerini her gün daha da iyileştirmek ve daha erişilebilir hale getirmek için çalışıyoruz. Visa Avrupa İnovasyon Programı, yerel bir program olmaktan çıkıp artık Güney Avrupa’daki yedi pazarı kapsayan bölgesel bir programa evrildi. Geçtiğimiz yıl Türkiye’deki ekibimiz ve Hackquarters ile birlikte ülkemizde elde ettiğimiz know-how ve deneyimi, bölgesel genişlemenin ilk adımı olan İspanya’ya aktardık. Visa’nın küresel ağı sayesinde, fintech’leri yurtdışında yeni pazarlara açmak için eşsiz bir konumdayız. Türkiye’deki dört başarılı dönemin ardından, fintech’lere programın 2023’te gerçekleşecek beşinci dönemi için çağrı yapmaktan ötürü mutluyuz. Tüm fintech’leri yeni dönemde Visa Avrupa İnovasyon Programı’nın bir parçası olmaya ve girişimlerini daha da ileriye taşımaya davet ediyoruz” dedi.

Program ortağı Hackquarters Kurucusu Kaan Akın ise “Startup ekosistemini destekleyen Hackquarters olarak fintech kurucularının en yenilikçi kurumsal ortaklarla bağlantı kurması için tutkuyla çalışıyoruz. Hackquarters, 2019’dan beri Visa Avrupa İnovasyon Programı’nın uygulayıcısı ve küresel bir finans lideriyle fayda yaratmaya dayalı bu iş birliğini genişletmeye devam ediyor. Fintech girişimlerinin işlerini büyütmelerine yardımcı olan Visa Avrupa İnovasyon Programı, küresel bir inovasyon ağına, finansa ve iş uzmanlığına erişim sağlarken aynı zamanda somut sonuçlar ile müşteri deneyimlerini yeniden şekillendiriyor. Yerel ekonomi ve inovasyon ekosistemi üzerinde olumlu bir etki bırakarak Türkiye’de enerji dolu bir fintech ağının oluşturulmasını sağlayan Visa İnovasyon Programı’nın Avrupa’ya açıldığını görmekten büyük heyecan duyuyoruz” değerlendirmesinde bulundu.

Visa Avrupa İnovasyon Programı, 2019’dan bu yana Güney Avrupa’daki fintech ekosistemini hızlandırıyor. Program katılımcı fintech’lere Visa’nın uluslararası düzeydeki iş ortakları, e-para kuruluşları, bankalar, iş yerleri, hükümetler ve diğer yüksek profilli kuruluşlardan oluşan küresel ağına ve yeni pazarlara hızlandırılmış bir erişim sunarak bu fintech’lerin çözümlerini test edip pilot aşamasına getirmelerini ve ticarileştirme aşamasına daha hızlı ulaşmalarını sağlıyor. 2022 yılında 4 ülkede uygulanan Program süresince 900’den fazla başvuru alındı, 72 girişim mezun edildi ve 68 pilot çalışma başarıyla hayata geçirildi.

Program boyunca, fintech’ler uluslararası bir mentor ve uzman havuzuna erişiyorlar. Aynı zamanda değer tekliflerini geliştirmek, yeni çözüm senaryolarını tanımlamak, yeni teknolojileri uygulamak ve yeni iş fırsatlarına erişmek için tasarım odaklı düşünme koçları ile çalışacaklar. Katılımcı fintech’ler ayrıca yatırımcılar ve risk sermayesi fonlarıyla da etkileşime girecek. Bugüne dek Visa Avrupa İnovasyon Programı toplam 1.300 saatlik mentorluk hizmeti sundu ve katılımcı fintech’ler 84 yatırım turuna girerek 350 milyon Euro’dan fazla yatırım aldı. Programın ilk katılımcılarından biri olan Bulgaristan’dan Payhawk, 2022 yılında unicorn olma başarısını gösterdi.

Visa Güney Avrupa Bölge Genel Müdürü Bea Larregle Visa Avrupa İnovasyon Programı için, “Daha kapsayıcı ekonomiler inşa etmek ve ekonomilerde büyüme için iş birliğine dayalı inovasyonu desteklemekte kararlıyız. Programın şimdiye kadar elde ettiği başarılı sonuçlardan sonra bu yeni dönemde Kıbrıs, Yunanistan, İtalya, Malta, Portekiz, İspanya ve ve Türkiye’yi kapsayacak şekilde genişlediğini görmekten memnuniyet duyuyorum. Bu sayede Avrupa’da ödemelerin ve ticaretin geleceğini şekillendirmeye aday daha fazla yerel fintech keşfedebilecek ve onları güçlendirebileceğiz” dedi.

Alesta Yatırım, Cross Ocean Ventures ve Geometri Melek Yatırım Fonu, erken aşama teknoloji girişimlerini destekleyecek

Bugüne kadar siber güvenlikten bioteknolojiye, SaaS platformundan batarya teknolojilerine, oyundan online terapiye geniş bir yelpazede 50’nin üzerinde girişime yatırımı bulunan Alesta Yatırım, Avrupa’lı girişimlerin ABD pazarında ticarileşmesi, büyümesi, sermayeye erişimi konusunda çalışan, 8 yatırımı bulunan Cross Ocean Ventures ve Türkiye’de Rolling Fund uygulamasını gerçekleştiren, 15 girişimin yatırım turuna katılım sağlayan Geometri Melek Yatırım Fonu arasında yapılan işbirliğiyle, pazara giriş aşamasında bulunan erken aşama teknoloji girişimlerinin ihtiyaç duydukları ilk sermayeye hızlı şekilde ulaşmaları için 100 bin dolar yatırım gerçekleştiriyor.

Alesta Yatırım’ın yatırımları arasında dijital terapi platformu Evimdekipsikolog, E-ticaret siteleri için sipariş ve fatura yönetimi sunan BirFatura, online çocuk gelişim platformu Kidolog, ödeme almayı kolaylaştıran Bakiyem.com, bataryalar için nikel bazlı katot üretimi ve yapay zeka destekli Ar-Ge çalışmaları yapan Nicat Batarya, yeni nesil sanat yatırım platformu Artiox, dijital güzellik asistanı Meloknows, otomasyon sistemlerinin uzaktan yönetim ve kontrolünü sağlayan teknolojiler geliştiren Hubbox, yapay zeka tabanlı, kendi enerjisini üretebilen kablosuz sensörler ve endüstriyel IoT teknolojisi ile takip ederek müşterilerine enerji, bakım ve zaman tasarrufu sağlayan Bren girişimleri yer alıyor.

Cross Ocean Ventures (COV), Avrupa merkezli girişimlerin ABD Pazarı’nda hızlı büyümesine odaklanan Hollanda merkezli uluslararası tohum aşaması yatırım fonu olarak Saas, Web 3, Fintech, Cybersecurity, Sağlık alanlarına odaklanmıştır. Serhat Pala ve Zeynep Ilgaz tarafından hayata geçen Cross Ocean Ventures kurucularının ABD’de birden fazla kez exitleri bulunmakta; iş yönetimi, ticarileştirme ve yatırım alanlarında kapsamlı deneyimine sahiptirler.

Mütevazi sermaye ile girişimlere yatırım gerçekleştirilmesine olanak sağlayan, rolling fund ve syndicate modeli birlikte uygulayan 83 yatırımcının yer aldığı Geometri Melek Yatırım Fonu’nun portföyünde yer alan girişimler arasında Nebyan Doğal, BarakaTech, Enhencer, HoustonBionics, Glaucot ve Postuby girişimleri bulunuyor.

100 bin dolar yatırıma başvuru gerçekleştiren erken aşama teknoloji girişimlerinin değerlendirilmesi sürecinde, girişimin üzerinde çalıştığı problem ve ortaya koyduğu değer önerisi öncelikli olmak ile birlikte büyüme ve hızlı ölçeklenebilme potansiyeli, iş modeli, sürdürülebilir rekabet avantajı, hedeflenen pazarın boyutu ve mevcut takımın ilgili konudaki yeterliliği kriterleri göz önünde bulundurulacak. 

Portföylerinde yer alan girişimlerde uyguladıkları üzere, $100K yatırım kapsamında da girişimlere sağlanacak olan sermayenin yanında ölçeklenmeleri ve global pazarlara açılmaları konusunda destek sağlanması, girişimlerin yeni pazarlara açılmaları için ihtiyaç duyduğu konularda yardımcı olunması ve müşterisini ya da kullanıcısını keşfetmelerini daha iyi anlayabilmelerini sağlayabilmek adına girişimciler ile birlikte çalışılması planlanıyor. 

Sürece dahil olmak isteyen girişimler Geometry Venture Development web sitesi geometryventure.dev üzerinden başvurularını gerçekleştirebilirler.

Ak Yatırım, kripto para platformu Stablex’i satın almaya hazırlanıyor

Akbank çatısı altında çalışmalar yapan Ak Yatırım, kripto para platformu Stablex‘in hisselerini satın almak için çalışmalara başladı. Rekabet Kurumu ve Kamuoyu Aydınlatma Platformu’na (KAP) yapılan açıklamalarda Pay Alım ve İştirak Sözleşmesi yapıldığı belirtildi.

KAP üzerinden yapılan duyuruda:

“Stablex Bilişim Teknoloji Anonim Şirketi’nin (“Stablex”) çoğunluk hisselerinin Şirketimiz tarafından devralınabilmesi (“İşlem”) amacıyla, Yönetim Kurulumuzun 14.03.2023 tarihli kararı kapsamında, Şirketimiz ile Stablex’in mevcut hissedarları arasında 14.03.2023 tarihinde Pay Alım ve İştirak Sözleşmesi (“Sözleşme”) imzalanmıştır.

Stablex hisselerinin Şirketimize devri (“Kapanış”), Rekabet Kurulu’nun İşlem’e onay vermesi ve Sözleşme’de düzenlenen diğer ön şartların yerine getirilmesi şartıyla gerçekleştirilecek olup, devir bedelinin ödenmesi Kapanış tarihinde yapılacaktır.

Devre ilişkin açıklamalar Kapanış sonrasında kamuya duyurulacaktır.

Yukarıdaki açıklamalarımızın, Sermaye Piyasası Kurulunun yürürlükteki Özel Durumlar Tebliğinde yer alan esaslara uygun olduğunu, bu konuda/konularda tarafımıza ulaşan bilgileri tam olarak yansıttığını, bilgilerin defter, kayıt ve belgelerimize uygun olduğunu, konuyla ilgili bilgileri tam ve doğru olarak elde etmek için gerekli tüm çabaları gösterdiğimizi ve yapılan bu açıklamalardan sorumlu olduğumuzu beyan ederiz.”

Yapılan açıklamayla beraber Ak Yatırım’ın Stablex’de birincil söz sahibi olabilmek için çoğunluk hissesini satın almayı planladığı görülüyor. 2023-4-007 dosya no ile 17 Mart Cuma günü Rekabet Kurumu da satın alma işlemlerini onayladı.

Stablex, geçtiğimiz senenin başında ülkemizde faaliyetlerine başlamıştı. Platformun CEO’luk görevini Turgut Güney yapıyor.

Ford, yenilenen elektrikli Explorer modelini tanıttı

Ford, Alman mühendisliğini Amerikan tarzıyla birleştiren tamamen elektrikli otomobili yeni Explorer‘ı tanıttı. Ford’un yenilikçi elektrikli otomobil modellerinin öncüsü olan Explorer, Avrupa’da Ford markasının yeniden keşfedilmesinin yolunu açıyor. Orta boyuttaki crossover, iki sıra halinde beş kişilik koltuk düzeni ile ailelere tam donanımlı ve konforlu bir yolculuk sunuyor.

Almanya’da tasarlanıp üretilen tamamen elektrikli yeni Explorer, benzersiz bir dijital deneyim sunarak sürücünün ve yolcuların hareket halindeyken bağlantıda kalmalarına ve konforlu bir yolculuk yapmalarına    yardımcı oluyor. Yol deneyimini zenginleştiren özellikleri arasında geniş ve hareketli dokunmatik ekran SYNC Move, iç mekâna göre özel uyarlanmış sesli ve bağlantılı bilgi-eğlence sistemi, kablosuz uygulama entegrasyonu ve gelişmiş sürücü yardım teknolojisi bulunuyor.

Maceraya hazır tasarımı, 470 litrelik bagaj hacmi ve beş koltuğuyla Ford’un en yeni elektrikli otomobili, şehir içi ve şehir dışı yolculuklar için ideal bir sürüş sunuyor. Sürücü ve ön koltuktaki yolcu arasındaki 17 litrelik konsol, 15 inçlik bir dizüstü bilgisayar konulacak alan sağlarken; özel bir dolap ve akıllı bagaj kapağı Explorer’ı sınıfında yeni bir standarda çıkarıyor.

Otomobilin fütüristik dış tasarımı, premium materyalleri ve heykel gibi yontulmuş sportif koltukları, konsept otomobillere özgü devrim niteliğindeki sofistike ses sistemi gibi özellikleri modern iç tasarımla bütünlük sağlıyor. Tüm bunlar, yalnızca 25 dakikada 1 yüzde 10’dan yüzde 80’e hızlı şarj olma ve gelecek yıl Avrupa çapında 500 bin şarj noktasına erişim olanağıyla bir arada sunuluyor.

Ford Model e Avrupa Genel Müdürü Martin Sander, “Explorer, yeni nesil ve heyecan verici Ford elektrikli otomobillerin öncüsü. Amerikan köklerimize sahip, ancak Avrupa’daki müşterilerimiz için Köln’de üretildi. Büyük maceralar için yolculuğa hazır ve müşterilerimizin sürüş sırasında günlük ihtiyaçlarını karşılayacak her şeye sahip” dedi.

Tarz sahibi, akıllı ve yolculuğa hazır

Ford’un elektrikli otomobil hamlesine öncülük eden tamamen elektrikli yeni Explorer, şirketin Almanya’daki yeni Ford Köln EV Merkezi’nde geniş çapta üretilen ilk elektrikli otomobil. Otomobil, Ford’un Avrupa’da 2030 yılına kadar tamamen elektrikli binek araç portföyü sunma taahhüdünde dev bir adım niteliği taşıyor.

Aerodinamik dış tasarımı, geleneksel ızgara yerine kullanılan “kalkan” şeklindeki cesur ızgara, yeni elektrikli otomobil hamlesinde Ford’un ikonik Amerikan SUV’sinin ruhunu ve iddialı stilini ortaya koyuyor.

Explorer’ın SYNC Move bilgi-eğlence sistemi yalnızca yolcuları bağlantıda tutmakla kalmıyor, aynı zamanda sürücüye uyumlu olacak şekilde sorunsuzca yukarı ve aşağı kaydırılabilen ve değerli eşyalar için özel bir saklama alanını gizleyen hareketli 15 inç dokunmatik ekrana da sahip. İki büyük akıllı telefon taşıyabilen bölme, standart olarak bir kablosuz şarj özelliğiyle2 birlikte sunuluyor ve SYNC Move, Android Auto ve Apple CarPlay ile kablosuz uyumluluk sağlıyor.

Performans tutkunları için en önemli özelliklerden biri de Ford Explorer’ın yolda veya evde hızlı ve kolay şarj edilebilmesi. Explorer, yoldaki en uygun şarj noktalarını bulmaya yardımcı oluyor. Evde şarj ile daha düşük maliyetli elektrik kullanımı ile tam dolu bir pil ve önceden ısıtılmış kabin özelliği sunuyor.

Explorer ayrıca, sürücülerin ve yolcuların hedeflerine ulaştıklarında da yola çıktıkları zamanki kadar dinç ve yeniden yola çıkmaya hazır olmalarını sağlayacak birçok özellik sunuyor. Konforu artıran standart donanımda, ısıtmalı ön koltuklar ve direksiyon simidi, masaj yapan sürücü koltuğu ve sürücü ile ön yolcunun istediği sıcaklığı seçmelerine imkan sağlayan klima kontrolü bulunuyor. Standart anahtarsız giriş ve akıllı bagaj kapağı özellikleri otomobile binişi kolaylaştırıyor; otomobil sahipleri kolları dolu olduğunda bile arka tamponun altına ayaklarıyla basitçe dokunarak bagaja erişebiliyor.

Avrupa’da ilk kez bir Ford modelinde, gösterge koluna dokunarak sorunsuz ve güvenli bir şekilde şerit değiştirmek için Assisted Lane Change ve yoğun şehir merkezlerinde kapıları açmadan önce yaklaşan bisiklet sürücülerini bildiren Clear Exit Assist     gelişmiş sürücü destek sistemleri sunuluyor.

Gerçek hayat macerası

Ford, tamamen elektrikli yeni Explorer’ın yeteneklerini sergilemek için, “Lexie Limitless” olarak da bilinen ve dünyanın her ülkesini ziyaret eden tarihteki en genç macera tutkunu Lexie Alford ile dünya çapında sürecek bir macera için bir araya geldi. Bu iş birliğinde, 1920’li yıllarda Ford sponsorluğunda Model T ile dünya turu yaparak rekor kıran efsanevi kadın kâşif Aloha Wanderwell’den esinleniyor.

Explorer ve Explorer Premium olarak iki özel versiyona sahip olan tamamen elektrikli yeni Explorer, Avrupa pazarlarında bu yıl sonu itibariyle sipariş edilebilecek. Türkiye’de ise önümüzdeki dönemde kullanıcılarla buluşacak.

İş yeri verimliliğini üst düzeye çıkarmak isteyen Epinote, 1.4 milyon euro yatırım aldı

Teknolojiyi ve isteğe bağlı personeli harmanlayarak işgücünü daha verimli hale getirmeyi hedefleyen Epinote, 1.4 milyon euro yatırım aldı. Movens Capital, Kogito Ventures ve Next Road Ventures tarafından yönetilen tura melek yatırımcılar katıldı.

2019 yılında kurulan girişim, doğrudan şirket iş akışlarına yerleştirilebilen tak ve çalıştır iş gücü sağlayarak şirketlerin şirket içi operasyonlarını artırmasına ve temel işler için zamandan tasarruf etmesine yardımcı oluyor. Bu sistem, daha önce şirket içi çalışanlar tarafından gerçekleştirilen, otomatikleştirilemeyen sıradan ve tekrarlayan görevleri devralıyor. İş, verimlilik ve kalite sağlayan süreç mühendisliği ve proje izleme, otomasyon ve müşterilerin kendi yazılımlarıyla entegrasyon için teknoloji ile destekleniyor. 

Epinote’un müşterileri için halihazırda gerçekleştirdiği görevler arasında, analitik ve yapay zeka geliştirme için veri açıklama ve zenginleştirme, müşteri adayı oluşturma ve doğrulama, CRM yönetimi, müşteri edinme, pazar araştırması, analiz ve izleme ile dahili süreçler için destek yer alıyor.

Varşova merkezli girişim, şimdiden BCG, Brainly, InPost Fresh ve Packhelp dahil olmak üzere üç kıtadan 50’den fazla müşteri topladı. Epinote’u kullanmaya başlamak için, müşterinin yalnızca bir proje özetine ve net bir teslimat seti ihtiyacı bulunuyor. Girişim, daha sonra tüm proje yönetimini ve belirtilen son tarihe kadar teslimatı gerçekleştiriyor.

Epinote CEO’su ve Kurucu Ortağı Mateusz Wikło, “Düşen değerlemeler, karlılığa geçiş ve vasıflı çalışan eksikliği nedeniyle şirketler, gerekli ancak sıradan ve tekrarlayan görevleri tamamlamakta zorlanıyor. Öte yandan, yapay zeka hala sadece insan gözetimi gerektiren bir araç olarak maalesef tam bağımsız çalışamıyor. Epinote her iki dünyanın da en iyisini sunuyor. Üretkenliğimizi artırmak ve gerçekten yardımcı olabilecek ve değer getirebilecek, kolayca konuşlandırılabilen bir ekip sağlamak için yazılım kullanıyoruz ve bu modelin işe yaradığını zaten kanıtladık. Yatırımcılarımızın desteğiyle daha da yüksek verimlilik sunabilir ve dünya genelinde daha da fazla şirkete hizmet verebiliriz.” dedi.

Bu yeni yatırımla beraber girişim, müşteri verimliliğini daha da artırmak ve müşterilere görev sıralaması ve proje yönetimi için otomatikleştirilmiş bir sistem sunmak için dijital platformunu geliştirmeyi planlıyor.

Netflix, mobil oyun kütüphanesine bu yıl 40 yeni oyun ekleyecek

Netflix, bu yıl piyasaya çıkması planlanan 40 oyunu olduğunu ve ortaklarıyla birlikte geliştirilmekte olan 70 oyunu olduğunu duyurdu. Şirketin ayrıca kendi bünyesindeki oyun stüdyoları tarafından geliştirilmekte olan 16 oyunu bulunuyor. Netflix, Kasım 2021’de oyunlar yayınladı ve o zamandan beri 55 oyun yayınladı.

Akış hizmeti, oyun portföyünü geliştirmeye kararlı olduğunu ve Ustwo’nun Monument Valley serisini, Monument Valley 1 ve Monument Valley 2’den başlayarak platformuna getireceğini ve daha fazlasının geleceğini açıkladı.

Ayrıca bu yılın ilerleyen zamanlarında, Netflix‘in bugüne kadarki en çok oynanan oyunlarından biri olan Too Hot to Hand: Love is a Game’in devamı niteliğinde olan ve çok sevilen realite programı Too Hot to Hand’den uyarlanan bir yapımın da hayata geçirileceğini açıkladı. Platform, haftalık içerik düşüşlerinin oyuncuların geri gelmesini sağladığını ve takip için geliştirici Nanobit ile çalıştığını belirtti.

Netflix, Vainglory ve Catalyst Black’in arkasındaki geliştirici Super Evil Megacorp ile yakında çıkacak bir Netflix sürümüne dayanan özel bir oyun üzerinde çalıştıklarını söyledi. Netflix’in oyunlardan sorumlu önemli yöneticisi Mike Verdu tarafından açıklandığı gibi, şirketin öncelikle mobile odaklandığını ancak kendi bulut akış teknolojisi üzerinde de çalıştığı bilgisi paylaşıldı.

Mart ayında piyasaya çıkacak oyunlara gelince, Netflix, Güney Afrikalı geliştirici Free Lives’ın bir oyunu olan Terra Nil’in 28 Mart’ta satışa sunulacağını açıkladı. Sırp geliştirici Demagog Studio’nun sosyal çöküş ve çevre felaketi temalarına sahip bir strateji oyunu olan Highwater, bu ayın başlarında platformda piyasaya sürüldü.

Netflix’in oyun tarafından bir diğer önemli yöneticisi Leanne Loombe, şirketin amacının tüm abonelerine hitap eden oyunlar sunmak olduğunu ve akış hizmetinin bunu ister normal oyuncu olsun ister olmasın üyelerinin her birine hizmet eden bir dizi oyun oluşturarak yapmayı planladığını belirtti.

Biyoteknoloji odaklı Teitur Trophics, 28 milyon euro yatırım aldı

Nörodejeneratif hastalıkların tedavisini ilerletmek isteyen Teitur Trophics, düzenlenen Seri A turda 28 milyon euro yatırım aldı. Sunstone Life Science Ventures ve Sound Bioventures tarafından yönetilen tura Industrifonden, Innovestor’s Life Science Fund ve P53 Invest  katıldı.

Teitur Trophics, Simon Molgaard, Anders Dalby, Mathias Ollendorff ve Simon Glerup tarafından 2020’de kuruldu. Girişim, Parkinson, Frontotemporal Demans ve Huntington Hastalığı gibi nörodejeneratif hastalıklardan muzdarip hastalar için tedaviler geliştiriyor.

Teitur Trophics, nöronal işlevi koruyan yeni bir mekanizmaya sahip, sınıfının birincisi dairesel bir peptit geliştirdi. Teitur’a göre lider ilaç adayı TT-P34 deri altından uygulanıyor ve Huntington Hastalığı, Parkinson Hastalığı ve Frontotemporal Demans için hayvan modellerinde güçlü, beyne özgü etkiler gösteriyor.

Teitur CEO’su Simon Mølgaard, “Finansman, sınıfının birincisi, lider ilaç adayımız TT-P34’ü aday seçiminden klinik geliştirmeye taşımamıza ve aynı zamanda yenilikçi peptitlerden oluşan yeni boru hattımızı geliştirmemize olanak tanıyacak.” dedi.

Sound Bioventures’tan Casper Breum, “Nörodejeneratif hastalıklara karşı anlamlı bir etki yaratma ve hastaların yaşam kalitesini iyileştirme potansiyeline sahip böylesine yenilikçi bir Şirketi desteklemekten gurur duyuyoruz.” dedi.

Teitur Trophics, yatırımın ilaç adayı TT-P34’ü aday seçiminden nörodejeneratif hastalıklarda bir Faz 1b klinik çalışması da dahil olmak üzere klinik geliştirmeye ilerletmesini sağlayacağını belirtiyor.

Twitter, kimlik tabanlı doğrulama sistemini test ediyor

Twitter, Twitter Blue aboneleri için doğrulama sistemlerini daha da artırıyor. Yeni özellikle beraber kimlik bilgilerini göndermeyi içeren yeni bir doğrulama sürecini üzerinde çalışıyor.

Kod düzeyindeki bilgiler, kullanıcının kimliğinin hem önden hem de arkadan bir fotoğrafının yanı sıra Twitter hesabını doğrulamak için bir selfie fotoğrafı gönderme sürecini ortaya koyuyor. Özellik, tweet düzenleme desteği, daha uzun videolar yükleme, klasörlerle yer imlerini düzenleme ve diğer ücretli abonelik avantajları gibi yalnızca Twitter Blue abonelerine sunulan diğer özelliklerin yanında listeleniyor.

Kimlik yükleme özelliği, ürün istihbarat firması Watchful.ai tarafından geçen hafta Twitter’ın kodunda ortaya çıksa da harici olarak test edilip edilmediği şimdilik bilinmiyor. 

Twitter Blue aboneliği ilk çıktığında kullanıcılar, ünlülerin adına sahte hesaplara mavi tik alarak onaylanmış gibi gösterdi. Hal böyle olunca platform da güvenlik önlemlerini daha da artırabilmek için yeni çalışmalar yapmaya başladı. Bu çalışmalar doğrultusunda sahte hesaplara mavi tik verilme ihtimali en aza indiriliyor.

Twitter, kullanıcılara yeni doğrulama işleminin yaklaşık üç dakika süreceğini ve kimliklerini doğrulamak amacıyla bilgilerinin ve görüntülerinin üçüncü bir tarafla paylaşılacağını belirtiyor. Buna göre Twitter’ın kendi doğrulama sistemine sahip olmadığı ve işlemi sağlayıcı yaptığı için sürecin uzadığı görülüyor.

Her ne kadar güvenliği artırılması söz konusu olsa da kullanıcıların verilerinin nasıl korunacağı ve saklanacağı konusunda da herhangi bir bilgi bulunmuyor. Twitter’ın bu konuda nasıl bir yol izleyeceği oldukça merak ediliyor.