Ana Sayfa Blog Sayfa 201

WhatsApp, animasyonlu emojiler üzerinde çalışıyor

Dünyanın en çok kullanılan mesajlaşma uygulamalarından WhatsApp, kullanıcıların yakında grup sohbetlerini renklendirebileceği animasyonlu emojiler üzerinde çalışmalar yapıyor. Meta, WhatsApp masaüstü uygulamasının yaklaşan bir beta sürümü için animasyonlu emojiler geliştirerek sohbetlerin daha da eğlenceli bir hal almasına yardımcı olacak.

WhatsApp, yeni özellikler sunarak ve mevcut olanları geliştirerek kullanıcılarının yaşam kalitesini artırmaya odaklanıyor. Kullanıcı mesajlaşma deneyimini iyileştirecek bu tür özelliklerden biri, WhatsApp masaüstü beta geliştirmesi sırasında tespit edilen ve uygulamanın gelecekteki bir güncellemesinde yayınlanması planlanan animasyonlu emojileri paylaşma yeteneği oldukça dikkat çekiyor.

Uygulamadaki bu kozmetik iyileştirme, mesajlaşmayı daha eğlenceli hale getirmek ve duyguları daha etkili bir şekilde iletmek için mesajlar gönderirken kesinlikle kullanıcı deneyimini geliştiriyor.

Parti yapan gülen yüz emojisi (🥳), hareketlenerek zıplayan ve dönen bir yüzü tasvir ediyor. Görünüşe göre belirli bir emojinin animasyonlu bir versiyonu mevcut olduğunda, WhatsApp statik resim yerine bunu paylaşacak.

WhatsApp, animasyonlu emojileri ileri bir tarihte uygulamaya getirmek için çalışıyor. Animasyonlu emojiler, belirli bir emojinin animasyonlu sürümü mevcut olduğunda varsayılan olarak gönderilecek, bu nedenle kullanıcıların animasyonu kapatma konusunda kontrolü olup olmayacağı henüz bilinmiyor. Bu animasyonlu emojiler, tasarımcıların kolayca animasyonlar oluşturmasına olanak tanıyan optimize edilmiş bir kitaplık olan Lottie kullanılarak tasarlanıyor. Animasyonların boyutu küçük ve oranlarını kaliteden ödün vermeden değiştirmenin mümkün olduğu belirtiliyor.

Animasyonlu emojilerin tanıtılması pek çok kullanıcı tarafından kesinlikle takdir edilecek olsa da bazı kullanıcılar gereksiz animasyonlar olmadan basit bir mesajlaşma deneyimi yaşamayı tercih edebileceğinden, bunların bazı dikkat dağınıklığına neden olabileceği düşünülüyor. Bu nedenle doğrudan WhatsApp Ayarları içinde kullanıcıların bu özelliği yönetmesine izin verecek bir geçişin olabileceği tahmin ediliyor.

Animasyonlu emoji gönderme yeteneği henüz geliştirme aşamasında yer alıyor. WhatsApp masaüstü beta’nın gelecekteki bir güncellemesinde kullanıcıların beğeniisne sunulacak. Bu özellik web/masaüstü istemcisinde geliştirme aşamasındayken, WhatsApp’ın aynı özelliği iOS ve Android için WhatsApp beta’nın gelecekteki bir güncellemesine getirmek için çalıştığını da düşünülüyor. 

Mobilite odaklı araç üreticisi Kate, 7.6 milyon dolar yatırım aldı

Günlük işe gidip gelme ve çeşitli işler için kullanabilen araçlar geliştiren Kate, düzenlenen turda 7.6 milyon dolar yatırım aldı. Tur, melek yatırımcıların katılımıyla düzenlendi.

Girişimdeki yatırımcılar arasında Julien Lemoine (Algolia’nın kurucu ortağı ve CTO’su), Emmanuelle Brizay (AC8 INVEST), Christophe Maurissen (Alcogroup’ta genel müdür), Romain Afflelou (Cosmo Connected’ın CEO’su), Benoît Charles-Lavauzelle (Theodo’nun CEO’su) ve Antoine Leconte (Cheerz’in kurucusu) yer alıyor.

Girişim, özünde bir otomobil üreticisi olsa da, sofistike eğlence sistemlerine sahip büyük SUV’lar üretmek istemiyor. Mobilite odaklı araç üreticisi, mümkün olan en minimalist elektrikli otomobili üreterek mobiliteyi değiştirmek istiyor.

Kate sıfırdan başlamıyor. Girişim, Mini Moke’tan ilham alan küçük bir elektrikli araç üreticisi olan NoSmoke‘u satın aldı. Bu sayede, bazı parçaları yeniden kullanıp arabalarını üretmek için kullanılmış olan bazı üretim süreçlerini ödünç alabiliyor.

Şu anda K1 olarak adlandırılan Kate’in aracı, yalnızca tatil için değil, günlük kullanım için tasarlanacak. Avrupa’da, A noktasından B noktasına hareket eden kişiler seyahatlerinin %84’ünde normal bir araba gibi büyük bir araç kullanıyor. Bu da CO2 emisyonlarının %11’ini temsil ediyor. Yine de yolculukların %98’i 80 kilometreden (bu 50 mil) daha kısa oluyor.

Kate K1, 90 km/s (56 mph) azami hıza ulaşabilen hafif bir otomobil olacak. Dört koltuğu olacak ve giriş seviyesi 200 kilometrelik (124 mil) bir menzil sunacak. Girişim, 2023’ün üçüncü çeyreğinde K1’i görücüye çıkarmayı hedefliyor.

Snapchat, ChatGPT destekli “My AI” hizmetini tüm kullanıcılara genişletiyor

Popüler sosyal medya uygulaması Snapchat, ChatGPT destekli yapay zekası “My AI”ı tüm kullanıcılarını kapsayacak şekilde genişletiyor. Snap CEO’su Evan Spiegel, şirketin Partner Summit‘te, daha önce Snapchat+ aboneleriyle sınırlı olan uygulama içi chatbot’u “My AI”ın yükseltilmiş sürümünün artık dünya çapında kullanıma sunulduğunu duyurdu.

Genişletmeyle birlikte My AI, Snapchat’e özgü bir dizi yeni özelliğe sahip olacak. Snapchat kullanıcılarına, Snap Haritasındaki popülerliğe dayalı olarak restoranlar ve diğer etkinlikler için öneriler sunup artırılmış gerçeklik lensleri önerebiliyor. Kullanıcılar ayrıca yapay zekayı grup sohbetlerine ekleyerek yapay zeka karakteri için özel bir ad ve avatar (Bitmoji aracılığıyla) ayarlayabiliyor.

My AI, artık fotoğraf ve video çekimlerine de yanıt verebiliyor. Şimdilik yalnızca  Snapchat+ kullanıcılarının kısa mesajlarına yanıt verebiliyor olsa da Snap “yakında” kendi yapay zeka tarafından oluşturulan sanatıyla anlık görüntülere yanıt verebileceğini söylüyor.

My AI’ın piyasaya sürülmesi şimdiye kadar oldukça sınırlı olsa da şirket, chatbot ile günde 2 milyon mesaj alışverişi yapan kullanıcılar için oldukça popüler olduğunu söylüyor. Snap’in OpenAI teknolojisini uygulaması da eleştirildi. Bunun sebebi, chatbot’un bazen uygunsuz konuşmalar yapmasından kaynaklı olduğu iddia ediliyor. Snap, My AI’ın “ek denetleme teknolojisi” kullandığını, böylece kullanıcıların “hizmeti kötüye kullanmaları” durumunda bu özellikten geçici olarak kısıtlanabileceğini söylüyor.

Şirket ayrıca yapay zekanın sohbetlerin güvenli olmayan bölgelere kaymasını önlemeye yardımcı olmak için mesajlaştığı kullanıcının yaşını dikkate alacak şekilde eğitildiğini söylüyor. Ek olarak, ebeveynler sonunda gençlerin yeni yapay zeka dostlarıyla sohbet etmek için ne kadar zaman harcadıklarını izlemek için uygulamanın ebeveyn kontrolü özelliği olan Aile Merkezi’ni kullanabilecekler.

İngiliz Hükümeti, WhatsApp ve Signal’in uçtan uca şifreleme özelliğini kaldırmasını istiyor

İngiliz hükümeti, “Online Safety Bill” adlı yeni bir yasa tasarısını onayladı ve bu yeni tasarı, WhatsApp ve Signal gibi mesajlaşma uygulamalarının uçtan uca şifreleme özelliğinden kurtulmasını gerektirecek. Bu nedenle WhatsApp, Signal ve diğer mesajlaşma servisleri İngiltere hükümetine açık mektup yazdı.

Mektup, hükümetin yeni tasarısını yeniden gözden geçirmeye çağıran bir temyiz mektubu olarak lanse ediliyor. Söz konusu yasa tasarısı, düzenleyicilerin platformlardan kullanıcıları izlemesini istemesine izin veren yeni bir düzenleme olarak karşımıza çıkıyor. Birleşik Krallık’a göre bu tasarı, çocuk istismarı görüntülerinden kaçınmaya veya bunları belirlemeye yardımcı olacak. 

Bu yeni yasa tasarısı, hükümete mesajlaşma platformlarını içerik denetleme ilkelerini uygulamaya zorlama yetkisi veriyor. Bu politikalar, platformların istemci tarafı tarama yapmasına izin verecek. İstemci tarafı tarama gerçekleştirmek, platformların uçtan uca şifrelemeden kurtulması gerektiği anlamına geliyor.

Mektuptaki içeriğin bir kısmı şöyle:

“Dünya çapında işletmeler, bireyler ve hükümetler, çevrimiçi dolandırıcılık, dolandırıcılık ve veri hırsızlığından kaynaklanan sürekli tehditlerle karşı karşıya. Kötü niyetli aktörler ve düşman devletler, rutin olarak kritik altyapımızın güvenliğini zorluyor. Uçtan uca şifreleme, bu tehditlere karşı mümkün olan en güçlü savunmalardan biridir ve hayati kurumlar, temel operasyonları yürütmek için internet teknolojilerine her zamankinden daha fazla bağımlı hale geldikçe, riskler hiç bu kadar yüksek olmamıştı.

Şu anda taslağın hazırlandığı şekliyle, uçtan uca şifrelemeyi kırabiliyor. Kişisel mesajların rutin, genel ve gelişigüzel gözetimine kapı aralanıyor. Arkadaşların, aile üyelerinin, çalışanların, yöneticilerin, gazetecilerin, insan hakları aktivistlerinin ve hatta politikacıların mesajları kırılabiliyor. Bu, temelde herkesin güvenli bir şekilde iletişim kurma becerisini baltalayacak.

Tasarı, şifreleme için açık bir koruma sağlamıyor. Yazıldığı gibi uygulanırsa, uçtan uca şifreli iletişim hizmetlerinde özel mesajların proaktif olarak taranmasını zorlamak için OFCOM’u güçlendirebiliyor. Sonuç olarak uçtan uca şifrelemenin amacına potansiyel olarak zarar verebilir. Bu nedenle tüm kullanıcıların gizliliğinden ödün veriliyor. Kısacası, Tasarı her Birleşik Krallık vatandaşının mahremiyeti, emniyeti ve güvenliği için benzeri görülmemiş bir tehdit oluşturuyor.”

Bu açık mektup, çeşitli mesajlaşma platformlarının liderlerinin imzalarıyla geldi. Element CEO’su Matthew Hodgson tarafından imzalandı. Diğer katılımcılar arasında Oxen Privacy Tech Foundation ve Session yöneticisi Alex Linton, Signal başkanı Meredith Whittaker. Threema CEO’su Martin Blatter, Viber CEO’su Ofir Eyal, WhatsApp başkanı Will Cathcart ve Wire baş teknik sorumlusu Alan Duric yer alıyor.

Tüm bu platformlar hükümetin kararına kaşlarını çatmış görünüyor, ancak diğerleri yeni tasarıyı tamamen kabul etti. Örneğin Apple, bunun harika bir fikir olduğunu düşündü. Apple yaptığı açıklamada:

“Şirketler, kişisel verileri taramadan çocuklar korunabilir.” dedi. 

Tasarı, henüz son haline gelmedi. Yaz aylarına doğru şekillenmesi beklenirken platformların kolay kolay geri adım atmayacağı tahmin ediliyor.

Biyoçeşitlilikle ilgili veriler sunan Pivotal, 5.1 milyon euro yatırım aldı

Tüketicilere ve işletmelere doğaya fayda sağlayacak yatırımlar hakkında bilgi sunan bir biyoçeşitlilik veri girişimi Pivotal, düzenlenen tohum turunda 5.1 milyon euro yatırım aldı. Octopus Ventures tarafından yönetilen tura AENU, The Clearing Ventures ve mevcut yatırımcı Pale Blue Dot katıldı.

Pivotal, 2022’de yaşam bilimi işletmeleri Lightcast ve Biofidelity’nin deneyimli kurucusu Cameron Frayling ile 25 yılını biyoçeşitlilik konularında çalışan Zoe Balmforth tarafından kuruldu. Pivotal’a göre, biyoçeşitlilik ilerlemesi aynı zamanda karbon kredilerini gerçek gelişmelerle ilişkilendirmeyi mümkün kılacak ve gelişmekte olan biyoçeşitlilik kredisi piyasası için zemin hazırlayacak.

Pivotal, saha seviyesindeki değişikliği belgeleme maliyetini yüzde 98’e varan oranlarda düşürmeyi ve yılda 1.500 kadar az sayıda işçinin 100 milyon hektarı veya dünyadaki bozuk arazinin yüzde 5’ini değerlendirmesine izin vermeyi iddia ediyor.

Girişimin veri tabanı ve platformu, işletmeler ve düzenleyiciler için daha fazla şeffaflık sağlamayı, ekolojik iyileştirmenin büyük mali teşviklerle ilişkilendirilmesine izin vermeyi ve sürdürülebilirlikle ilgili yeni pazarların gelişimini desteklemeyi hedefliyor.

Pivotal’ın platformuyla, kredi projesi sahipleri ve satın alanlar, hem biyolojik çeşitlilikte zaman içinde meydana gelen değişiklikleri izleyebiliyor hem de bir kredinin değerini fiili, nicel kazançlara bağlayabiliyor. Bu kapasite, sonuçların somut kanıtlarına ucuz bir şekilde önemli mali teşvikler eklemeyi mümkün kılıyor.

Pivota kurucu ortağı Cameron Frayling:

“Bugün işletmeler, doğa için olumlu bir sonuç sağlayacağı beklentisiyle tükenmiş bir alana yeni ağaç dikmek gibi projelere dayalı olarak karbon kredisi satın alıyor. Benim sorum şu, eğer sonuçları ölçmüyorsanız, bunu nasıl bileceksiniz?

Doğa alanında teşvikler ve beklentiler arasında derin bir uyumsuzluk bulunuyor. Gerçek, ölçülü sonuçları teşvik etmeye odaklanarak, doğaya ve biyoçeşitliliğe yatırımın etkinliğini artırabiliriz. Dünyanın hızla fark ettiği bir alan, insan yaşam kalitesi ve küresel ekonomimiz için temel oluyor.” dedi.

Yeni yatırım, girişimin biyoçeşitliliği izleme ekonomisini yeniden keşfetmesine ve biyolojik çeşitliliği ölçecek bir platform oluşturmasına yardımcı olacak.

Meta, binlerce çalışanını işten çıkaracak

Facebook, Instagram, Messenger ve WhatsApp gibi sosyal medya platformlarının tepe şirketi Meta, ortaya çıkan bilgilere göre binlerce çalışanını işten çıkarmaya hazırlanıyor. İşten çıkarmalar, Meta CEO’su Mark Zuckerberg‘in “verimlilik yılı” olarak adlandırdığı daha geniş bir yeniden yapılanmanın parçası olacak.

Zuckerberg, şirketin önümüzdeki aylarda özellikle “düşük öncelikli projeler” ile ilgili olanlar olmak üzere 10.000 kişiyi işten çıkaracağını söyledi. Ortaya çıkan bilgilere göre bu haftaki işten çıkarmada yaklaşık 4.000 kişinin işinden olabileceği söylendi.

Zuckerberg daha önce Nisan ayı kesintilerinin teknoloji departmanlarındaki rolleri etkileyeceğini, Mayıs ayında yapılması planlanan bir başka işten çıkarma turunun ise iş tarafını etkileyeceğini söylemişti.

Bazıları, Facebook uygulaması ve artırılmış ve sanal gerçeklik deneyimlerine adanmış birim olan Reality Labs bünyesindeki birçok proje ve ekibin yakında işten çıkarmalardan etkileneceğini düşünüyor. Bununla birlikte, ortaya çıkan bir rapora göre Meta, metaverse odaklı çalışmaları geleneksel markalara pazarlamaya çalıştığı için oyun geliştirme üzerinde çalışanların şimdilik güvende olduğu söyleniyor.

Bu yönelim, metaverse’ü sosyal etkileşimler, iş ve e-ticaret için bir yer olarak destekleyen Meta ve Zuckerberg için stratejik bir eksen olabilir. Meta, sosyal VR platformu Horizon Worlds’e milyar dolarlarca yatırım yaptı. Ancak Horizon Worlds, geçen yılın sonunda ayda yalnızca yaklaşık 200.000 aktif kullanıcıyla gerçekten yükselmedi.

Volkswagen, Çin’de elektrikli araçlara yönelik çalışmalar yapmak için 1 milyar euro yatırım yapacak

Alman otomotiv devi Volkswagen, Çin’de düzenlenen Auto Shanghai 2023‘te elektrikli araçlara yönelik çalışmalar yapmak için 1 milyar euro yatırım yapacağını açıkladı. Yatırım, şirketin tamamen bağlantılı elektrikli otomobillerin geliştirilmesi, yenilenmesi ve satın alınması için kullanılacak.

Volkswagen Group China’nın baş teknoloji sorumlusu Marcus Hafkemeyer, yeni firmaya CEO olarak başkanlık edecek. 2.000 personel tarafından yönetilen %100 TechCo adlı tesis, araç ve bileşen Ar-Ge’sini satın alma ile birleştirmeyi planlıyor. Stratejinin arkasındaki mantık, Alman otomobil devinin Çin’in hızla değişen tüketici ihtiyaçlarına daha iyi yanıt verme dürtüsünden kaynaklanıyor gibi görünüyor.

Şirket yaptığı duyuruda:

“Bu yatırım, geliştirme sürecindeki sinerjilerden yararlanacak ve en yeni yerel teknolojileri ürün geliştirmeye erken bir aşamada entegre edecek. Amaç, grubun araçlarını Çinli müşterilerin istekleriyle daha da hızlı bir şekilde uyumlu hale getirmek ve pazara daha kısa sürede ulaşmaktır.” açıklamasını yaptı.

Yani, yerel tedarikçiler ürün geliştirmenin ilk aşamalarında yer alacak ve böylece yinelemeler daha erken gerçekleşebilecek.

Şirket, 2024’te %100 TechCo’nun lansmanının Volkswagen’in yeni ürün ve teknolojilerin geliştirme döngüsünü yaklaşık yüzde 30 oranında kısaltmasını sağlayacağını söyledi. Merkezin, 2024’te piyasaya sürülecek gelecekteki bir Volkswagen marka modelinin geliştirilmesinde şimdiden “önemli bir rol oynaması” bekleniyor.

Bu yapı, Volkswagen’in Çinli tüketiciler için yerelleştirmeyi artırmaya yönelik diğer çabalarından sadece aylar sonra geldi. Ekim ayında şirket, Çin pazarı için gelişmiş sürücü destek sistemleri (ADAS) ve otonom sürüş çözümleri geliştirmek için yerel otomobil çipi girişimi Horizon Robotics ile ortak girişimini duyurdu.

Yeni kurulan şirket, SAIC Volkswagen, FAW-VW ve Volkswagen Anhui gibi Volkswagen’in Çin’deki tüm Çin ortak girişimlerinin geliştirme projelerini entegre etme rolünü de üstlenecek. 

Amazon, reklam departmanı çalışanlarından bir kısmını işten çıkardı

Dünyanın en büyük şirketlerinden biri olan Amazon, şirket tarafından belirlenen maliyet düşürme hedeflerini uygulama çabalarının bir parçası olarak reklam departmanındaki çalışanlarını işten çıkardığını doğruladı. İşten çıkarmalarla ilgili net bir sayı verilmedi.

Hareket, Amazon’un 29 yıllık tarihindeki en büyük işten çıkarmalardan geçtiği sırada geldi. Bu, Amazon CEO’su Andy Jassy’nin şirketin geçen yıl Kasım ayında ve bu yılın Ocak ayında çıkardığı 18.000 kişiye ek olarak 9.000 kişiyi daha işten çıkaracağını açıklamasından sonra uygulandı. Perakende, ekipman, işe alma ve insan kaynaklarındaki son işten çıkarmalara ek olarak Amazon, reklamcılık, bulut ve Twitch departmanlarında da işten çıkarmalar yapıyor.

Birçok şirket Covid-19 salgınının ardından işgücü ihtiyaçlarını yeniden değerlendirdiğinden, bu işten çıkarmalar teknoloji endüstrisindeki daha geniş bir eğilimin parçası haline geliyor. Ofis tabanlı işgücüne büyük ölçüde bağımlı olan şirketler, stratejilerini yeniden gözden geçiriyor ve birçoğu, pandemi yatıştıktan sonra bile uzaktan çalışma düzenlemelerine devam etmeyi planlıyor. Bu değişim, bazı alanlarda işten çıkarmalara yol açarken bazı alanlarda yeni fırsatlar yaratıyor.

İşten çıkarmalara rağmen, teknoloji endüstrisinin önümüzdeki yıllarda hala büyük bir işveren olması bekleniyor. ABD Çalışma İstatistikleri Bürosu’na göre, bilgisayar ve bilgi teknolojisi mesleklerinde istihdamın 2019’dan 2029’a kadar %11 artacağı tahmin ediliyor. Bu istatistik, diğer tüm mesleklerin ortalamasından çok daha hızlı görünüyor. Bu büyümenin bulut bilgi işlem, büyük veri ve siber güvenliğe yönelik artan talepten kaynaklanması bekleniyor.

Kiralık güneş enerjisi sistemleri sunan DZ4, 55 milyon euro yatırım aldı

Güneş enerjisi tedarikini olabildiğince kolaylaştırmayı amaçlayan Hamburg merkezli DZ4, düzenlenen turda 55 milyon euro yatırım aldı. Girişim, öz sermaye olarak 15 milyon euro büyüme yatırımı ve 40 milyon euro ek işletme yatırımı alarak turu tamamladı. 

2012 yılında kurulan DZ4, Almanya’da güneş enerjisinin kendi kendine yeterliliği için güneş pili kiralama modelini tanıtan ilk girişim oldu. Güneş enerjisi ve depolama sistemlerinin kiralanmasında sektör öncüsü konumunu sağlamlaştırdı.

DZ4 kiralama teklifi özellikle ev sahiplerine yönelik oluyor. Müşteriler, belirli bir aylık ücret karşılığında ve satın alma maliyetlerinden bağımsız olarak depolamalı, özelleştirilmiş bir güneş enerjisi sistemi alıyorlar. Kullanıcılar, tek bir kaynaktan kapsamlı yardım, eksiksiz hizmet, sigorta, uzaktan bakım ve onarım hizmetleri ne sahip oluyorlar.

Girişim, güneş enerjisi çözümlerinin yalnızca kalifiye ve yasal olarak zorunlu zanaatkarlar tarafından belirlenen en yüksek kalite kriterlerini sunduğunu iddia ediyor. Kiralama, birçok önemli masrafı ve finansal riski ortadan kaldırıyor. Çünkü kullanıcılar 25 yıl boyunca garantili sabit aylık kira ödüyor.

Bu ekstra masraflar ve hizmetler artık kapsamlı ve endişesiz bir pakete dahildir. Alman firma, müşterilerinin gereksinimlerine uygun özelleştirilmiş bir DZ4 sistemi tasarladığını söylüyor.

Girişim, yaptığı açıklamada:

“Uzman danışmanlarımız bölgenizden geliyor ve orada geçerli olan genel koşulları çok iyi biliyorlar. Güneş enerjisi sisteminin kurulumunu sertifikalı inşaat ortaklarımızdan biriyle koordine ediyoruz ve işletim sırasında sistemin bakımını üstleniyoruz. Ayrıca, tüm sorularınız için irtibat kişisi olarak her zaman yanınızdayız.” sözlerini kullandı.

Girişim, yeni yatırımı ürün portföyünün genişletilmesi, satın alınması ve yeni büyüyen pazarlara ve bölgelere giriş gibi diğer geliştirme aşamaları için kullanacak.

Netflix, şifre paylaşımının önüne geçecek önlemler alıyor

İçerik akış platformu Netflix, şifre paylaşımına yönelik uzun zamandır beklenen önlemlerini yakında ABD‘ye getirmeyi planlıyor. Bu sayede şifre paylaşımının önüne geçerek kullanıcıların paylaşım için ayrı ödeme yapması ya da kişisel planlar kullanması amaçlanıyor.

Konuyla alakalı şirket:

“1. çeyrekte dört ülkede ücretli paylaşımı başlattık ve sonuçlardan memnunuz. 2. çeyrekte ABD de dahil olmak üzere geniş bir lansman planlıyoruz.” açıklamasında bulundu.

Şubat ayından beri Netflix, Kanada, Yeni Zelanda, Portekiz ve İspanya‘da ücretli hesap paylaşımını sundu. Eklenti, birincil hesap sahiplerinin Netflix hizmetlerini hane dışından en fazla iki kişiyle paylaşmak için her ay ek bir ücret ödemesine olanak tanıyor. Bir hesabın ana sahibi olarak, yine de telefonunuzda izleyebilir ve herhangi bir yerdeki akıllı TV gibi evinizin dışındaki bir cihazda hizmete giriş yapabilirsiniz. Platform ayrıca ikincil kullanıcıların profillerini yeni hesaplara dönüştürmesine de yardımcı oluyor.

Şirket:

“Bir Netflix hesabı, bir evde (hesap sahibiyle aynı yerde yaşayan insanlar) paylaşılmak içindir. Evinizde olmayan kişilerin Netflix’i izlemek için kendi hesaplarına kaydolmaları gerekecek.” dedi.

Geçmişte Netflix, ödeme yapmayan 100 milyondan fazla hanenin ücretsiz hesap paylaşımı yoluyla hizmetine erişebildiğini tahmin ediyordu. Şirket, bu sorunun yeni içeriğe yatırım yapma yeteneğini sınırladığını söylüyor. Hesap paylaşımını kısıtlama kararının abonelik iptallerine yol açacağı da tahmin ediliyor.