Ana Sayfa Blog Sayfa 196

EA, FIFA’yı yeniden markalaştırdı: EA SPORTS FC

Electronic Arts, EA SPORTS FC™ markasıyla yepyeni bir futbol vizyonuna imza atmaya hazırlanıyor. Oyunun yeni kimliği ve logosu, EA Sports FC’nin futbolun geleceğinde çok önemli bir yeri olacağını gösteriyor.

EA SPORTS FC konsol, mobil, çevrimiçi oyunlar ve espor ürünleri aracılığıyla yüz milyonlarca taraftarı birbiriyle etkileşime sokmayı hedefliyor ve yeni bir futbol deneyimi yaratarak futbol heyecanını en iyi şekilde yaşatmak için EA SPORTS çatısı altında yer alan bir platforma dönüşüyor.

EA SPORTS FC™ markası, dünyanın en büyük liglerinde, 100’den fazla maçta ismini duyuracak. Futbolseverler yeni marka kimliğini, EA SPORTS ortakları olan; Premier League, La Liga, Bundesliga, Serie A, Ligue 1, WSL, NWSL, CONMEBOL ve daha fazlası aracılığıyla ilk kez duymuş olacaklar. Küresel futbol arenasındaki birçok isim EA SPORTS’a katılarak bu yepyeni futbol deneyiminin yeni bir çağ başlatmasına ortak olacak ve yüzlerce lig, takım, marka ve sporcu, bugün itibarıyla EA SPORTS FC logosunu kendi platformlarında yayınlamaya başlayacak.

EA SPORTS FC Kıdemli Başkan Yardımcısı ve Genel Müdürü Nick Wlodyka:

“EA SPORTS FC’nin hikayesi burada başlıyor. Küresel futbol topluluğunu bir araya getiren 30 yıllık liderlik üzerine yepyeni bir futbol deneyimi ve futbolseverlerin öncelikli olduğu bir gelecek inşa ediyoruz. EA SPORTS FC, bu spor için yeniliğin ve değişimin bir sembolü olacak. Temmuz ayında tüm futbolseverlere bu deneyimin geleceği hakkında daha fazla bilgi vermek için sabırsızlanıyoruz!”

Tasarım konusunda futboldan ilham alan yeni EA SPORTS FC markası, futbolu çok boyutlu olarak temsil eden, futbol kültüründe yer alan üçgen şeklini temel alıyor. Pas tekniklerinden set oyunlarına kadar kullanılan üçgen şekli, EA SPORTS futbol deneyimlerinin köküne işleniyor.

30 yıldır interaktif futbol deneyiminin tanımını yapan EA SPORTS, tüm oyun platformlarındaki 150 milyon taraftardan oluşan küresel bir futbol topluluğunun oluşmasını sağlamış durumda. EA SPORTS FC’nin ortaklarıyla birlikte futbolseverleri ön plana koyduğu bu yepyeni futbol deneyimi ile birlikte var olan bu topluluk desteklenmeye ve büyümeye devam edecek.

EA SPORTS’un yıllardır sürdürdüğü ¨bir araya getirme¨ ve ¨yenilikçilik¨ ilkesiyle oluşan taraftar topluluğu; 19.000’den fazla tam lisanslı oyuncuya, 700 takıma ve 30 lige erişim sağlayacak ve 300’den fazla küresel futbol ortağının desteğiyle -kadın futbolu da dahil- özgün ve rakipsiz bir futbol deneyimi yaşayacak.

Aynı günde teslim siparişler için sürdürülebilir teslimat ağı kuran Bringly, 1.5 milyon euro yatırım aldı

E-ticaret markalarının sürdürülebilir teslimatlar sunmasını sağlayan Bringly, tohum turunda 1.5 milyon euro yatırım aldı. SpeedUp Energy Innovation tarafından yönetilen tura Eyos Capital, SpeedUp Venture Capital Group, Shamrock Ventures, Ponooc ve çeşitli melek yatırımcılar katıldı.

2019 yılında Rajiv Laigsingh ve Anton Liulichev tarafından kurulan girişim, perakendecilere ve web mağazalarına aynı gün ve sürdürülebilir teslimat için ölçeklenebilir bir çözüm sunuyor. Platform, şehir düzeyinde kuryelerin mevcut teslimat kapasitesini optimize ederek kolileri mağazalardan, merkezlerden, karanlık mağazalardan ve merkezi dağıtım merkezlerinden hızlı ve sürdürülebilir bir şekilde teslim ediyor.

Bunu başarmak için girişim, optimum yol ve mevcut kapasiteye dayalı olarak paket başına çevre dostu teslimatı derleyen bir yazılım programı yarattı. Bringly’nin algoritması, bağlantılı kuryelerin ve habercilerin mevcut kapasitelerini ve performanslarını izliyor. Ardından, hem çevrimiçi mağaza ödemesinde hem de haftalık raporlarda ilgili CO2 azaltımına ilişkin anında içgörüler sunuyor.

Girişimin yenilenen platformu, SLA izleme, sevkiyat standartları, destek, izleme ve markalama gibi standart özellikleri koruyor. Bringly’nin Avrupa çapında 100’den fazla farklı türde sağlayıcıyla ortaklığı bulunuyor. Geçtiğimiz sene yüzde 300’ün üzerinde büyüme kaydeden Bringly, CO2 emisyonlarını azaltmak için MediaMarkt, Dille & Kamille ve Dyson gibi yabancı müşterilerle çalışmaya başladığını belirtiyor. 

Bringly kurucu ortağı Rajiv Laigsingh:

“Her paketi mümkün olan en sürdürülebilir şekilde sevk edebileceğimizi iddia edebiliriz. Bu hem mağazalardan hem de merkezi dağıtım merkezlerinden yapılabilir. Bu ister bisikletle son bir kilometre, ister bir şehir merkezine birleştirilmiş teslimat anlamına gelsin, lojistik zincirindeki her CO2 tasarrufu daha iyi bir geleceğe yöneliktir. İnternet mağazalarındaki tüm müşteri deneyimini daha sürdürülebilir hale getirebiliyor ve geliştirebiliyoruz.” dedi.

Yeni yatırımla beraber girişim, personel sayısını artıracağını, Avrupa’daki (sürdürülebilir) taşıyıcı ağını ve platformunu büyüteceğini ve yazılım ve algoritmalarını geliştirmeye devam edeceğini açıkladı.

Hopi, 100 milyon dolar değerleme üzerinden Param’dan yatırım aldı

Stratejik büyüme alanı olarak belirlediği finansal teknolojilerde (Fintek) kararlı adımlar atmayı sürdüren Hopi, Param ile önemli bir ortaklığı hayata geçirdi. Bu ortaklık kapsamında Param, Hopi‘ye 100 milyon dolar değerleme üzerinden yatırım yaptı.

Hopi’nin perakendedeki ‘icat çıkarma’ vizyonunu, Param’ın fintek alanındaki deneyimiyle bir araya getiren ortaklık sayesinde, Hopi’nin 15 milyonu aşkın kullanıcısı herhangi bir kredi kartına sahip olmadan da taksitli alışveriş yapabilecek. Uygulama üzerinden sunulacak ‘Kredi Kartsız Taksit’ ürünü yapay zeka algoritmaları sayesinde her kullanıcıya kişisel limit atayacak.

‘Bu İş Birliği Fintek Alanındaki Kararlılığımızın Göstergesi’

Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Boyner Grup CEO’su ve Yönetim Kurulu Başkanı Cem Boyner, bundan 34 yıl önce Boyner’in Türkiye’ye ‘Çarşı Kart’ ve ‘Advantage Kart’ ile ‘Şimdi Al, Sonra Öde’ modelini getirdiğini hatırlatırken,

“Devrim niteliği taşıyan uygulamaları sektöre kazandırmayı, yapılmayanı yapıp öncü olmayı her zaman kendimize ilke edindik. 2015 yılında hayata geçirdiğimiz Hopi de bu anlayışımızın bir sonucu oldu. Hopi ile perakendede bir icat yarattık. Ama geldiğimiz yerle hiçbir zaman yetinmedik. Teknolojiyi odağa alan yenilikçi bakış açısını Boyner Grup’un ve Hopi’nin en büyük gücü olarak gördük. Şimdi bu gücü, fintek ile bir araya getirerek, perakendede yeni bir dönemin kapılarını aralıyoruz.” dedi.

Hopi ve Param arasındaki stratejik ortaklığın gerek kapsamı gerekse ortaya çıkaracağı sinerjiyle yeni bir döneme ışık tuttuğunu ifade eden Cem Boyner:

“Bu iş birliği sayesinde, yapay zeka ile kişiye özel olarak atanan limitler çerçevesinde, kredi kartsız taksitli alışveriş yaklaşımını Türkiye’de yaygınlaştırırken, bunu da Hopi’nin 15 milyon kullanıcısından başlayarak gerçekleştireceğiz. Bu yeni ürünümüzü, 2 ay içerisinde Hopi üyesi perakendecilerde, müşterilerimizin hizmetine sunacağız.” dedi.

“Hopi Hep Radarımızdaydı”

Türkiye’nin ilk elektronik para kuruluşu olan ve bu alanda pek çok ilke imza atan Param’ın Kurucu ve CEO’su Emin Can Yılmaz ise Cem Boyner’in ‘Alışverişin Yeni İcadı’ olarak tanımladığı Hopi’nin uzun zamandan bu yana radarlarında olduğunu söyledi. Hopi kullanıcılarına finansal hizmet sunabilmenin kendileri için önemli bir hedef olduğunun altını çizen Yılmaz, “Bizler için önemli bu kararı, 15 milyondan fazla kullanıcıya ulaşma ve onlara Param’ın fintek çözümlerini sunma motivasyonuyla aldık.” diye konuştu.

Emin Can Yılmaz, “Param sektörün öncüsü; zorlu yollardan geçerek ilkleri gerçekleştiren, rakiplerine de yol açan Türkiye’nin ilk elektronik para kuruluşu. Hopi ise Türkiye’nin ilk online sadakat platformu olarak kuruldu. Zaman içinde de ‘alışveriş deneyimini dönüştürme’ vizyonuyla bugün akıllı alışveriş platformu haline geldi. Bence Hopi, eşi benzeri olmayan bir uygulama. Şimdi iki öncü ve yenilikçi şirketin bu güç birliği sayesinde; milyonlarca Hopi kullanıcısının alışveriş yolculuğuna yepyeni deneyimler ekleyeceğiz.” dedi.

Günümüzde finansal servislere her kesimden insanın ihtiyacı olduğunu belirten Emin Can Yılmaz sözlerini şöyle sürdürdü:

“Param, Kredim ile son dönemde dünyada trend olan ’Şimdi Al Sonra Öde’ modelini Türkiye’ye taşıyan ilk marka oldu. Kredim; kullanıcılara esnek, kolay ve hızlı alışveriş kredisi imkânı yaratıyor. Kullanıcılar, özel kredi skoru ölçümü özelliğiyle alışveriş yapmak istedikleri sektörlerde kredi limitlerini öğrenerek işlem yapabiliyor, geri ödemeyi de kendilerine sunulan farklı yöntemlerden biriyle gerçekleştirebiliyor. Kullanıcıların ihtiyaçları doğrultusunda oluşturduğumuz bu yenilikçi finansman modeli, beklediğimizin de ötesinde bir ilgi gördü. Hopi ile yaptığımız bu stratejik iş birliği sayesinde ‘Şimdi Al, Sonra Öde’ seçeneği ve yapay zeka temelli kredi skorlama algoritması ile her kesime ihtiyacı olan finansal çözümleri sunma gücüne ulaşacağız.”

Alışverişin Her Anında Kullanıcılarımızın Yanındayız

Hopi’nin yol haritasındaki önemli büyüme alanlarından birinin fintek olduğuna değinen Hopi CEO’su Yalın Özcan:

“Kullanıcılarımızın alışveriş yolculuklarının her adımına değer katmak için yıllardır çalışıyor ve farklı çözümler sunuyoruz. Özellikle ödeme adımının da başka bir platforma ihtiyaç duymadan tamamlamasını sağlamak çok değerli. Param’la yaptığımız bu güç birliği ile kullanıcılarımızın bu ihtiyacına da yanıt vermiş olduk. Hopi’nin 15 milyonu aşkın kullanıcı dünyası ile Param’ın finansal hizmetler yetkinliğini bir araya getirerek sektör adına da güçlü bir iş ortaklığı ortaya koyduk.” ifadelerini kullandı.

Kullanıcıların hem avantajlı alışveriş hem de biriktirme motivasyonuna uzun zamandır en iyi cevap veren platformlardan biri olduklarını belirten Özcan konuşmasını şöyle sürdürdü: “Son dönemde ekonomide yaşanan gelişmelerle birlikte dünyada olduğu gibi Türkiye’de de farklı ödeme seçenekleri sunmak gün geçtikçe önem kazanıyor. Bu yeni dönemde, kredi kartı olmayan ya da limit sorunu yaşayan müşterilere taksitli alışveriş imkanı sunmak ve bunu alışık oldukları, yıllardır kullandıkları Hopi uygulaması üzerinden kullandırmak çok büyük kolaylık sağlayacak. Kullanıcımıza, Param’ın yapay zeka destekli altyapısı ile kredi kartsız taksit limiti atayıp kredi kullandıracağız. Başta ev kadınları ve gençler olmak üzere bankada hesabı olmayan kesimlerin de bu hizmete ulaşmasını sağlayacağız. Yani bu finansal hizmetlere ulaşımda fırsat eşitliği getirmesi adına da önemli bir adım. Param iş birliği ile daha da güçlenen Hopi, yeni iş modelleri ve ürünlerle iş dünyasına ilham vermeyi sürdürecek.”

Microsoft Edge, yakında tarayıcı sekmelerini tek bir bağlantıyla paylaşmaya izin verecek

Microsoft, Edge Workspace özelliğinin yeni sınırlı bir genel önizlemesini yayınladı . Yeni Edge tarayıcı, temel olarak, tek bir bağlantıyla aynı anda bir grup tarayıcı sekmesini paylaşmaya izin veriyor.

Yeni Microsoft Edge Workspace özelliği, kullanıcıların tek bir bağlantı kullanarak bir dizi tarayıcı sekmesini kaydetmesine ve paylaşmasına olanak tanıyor. Bu, yalnızca tek tek bağlantıları paylaşmak için gereken süreyi azaltmakla kalmayıp aynı zamanda bu sekmelerden birkaçının birlikte paylaşılmasına da yardımcı oluyor. Hatta aynı konuyla ilgili bir grup sekme kaydedilebilir ve bunları Edge tarayıcısında etiketlenebiliyor. Basitçe söylemek gerekirse, kullanıcılar artık sekme gruplarını geçmişte tek bir sekmeye nasıl yer işareti koydukları gibi kaydedebiliyorlar.

Yayınlanan bu yeni özellik, Microsoft Edge’in web sitelerini kaydetmenize ve düzenlemenize izin veren mevcut ‘Koleksiyonlar’ özelliğine oldukça benzerlik gösteriyor. Bu nedenle, yeni Edge Workspace özellikleri, sekme gruplarını kendi cihazlarınız arasında veya arkadaşlarınız arasında kaydetme ve paylaşma yeteneği ile ek işlevsellik sağlıyor. Ayrıca, diğer tarafların sekmeleri gerçek zamanlı olarak eklemesine veya düzenlemesine bile izin verecektir.

Yeni Edge Workspace özelliği, tarayıcının sol üst köşesinde yer alıyor. Bu alana tıklamak, yeni Workspace oluşturma ve adlandırma seçeneği görmenizi sağlayacak. Toplu sekmeler, Edge’in adres çubuğunun sağındaki ‘Davet Et’ düğmesine tıklanmasının hemen ardından bağlantıyı kopyalayarak paylaşılabiliyor.

Bosch, Avrupa’nın ilk tam otomatik batarya boşaltma tesisini geliştiriyor

Giderek daha fazla sayıda elektrikli otomobil yollara çıkıyor. Bosch, 2030 yılına kadar Avrupa’da yeni tescil edilen tüm binek otomobillerin yaklaşık yüzde 70’ini elektrikli otomobillerin oluşturacağını tahmin ediyor. Bu, bataryalara ve içerdikleri lityum, kobalt ve nikel gibi hammaddelerin geri dönüşümüne olan talebi artırıyor.

Battery Lifecycle Company

Bosch bu amaçla özel makine, ekipman ve yazılımlar geliştirdi. Bosch Grubu şirketi Bosch Rexroth, REMONDIS’in Bosch Grubu TSR Recycling ile Rhenus Automotive‘in ortak girişimi olan Battery Lifecycle Company‘e batarya modüllerinin boşaltılması ve sökülmesi için Avrupa’nın ilk tam otomatik sistemini tedarik ediyor.

Bosch Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Stefan Hartung,

“Elektromobilite, ancak batarya üretimi için yeterli ham madde mevcutsa uzun vadede kendini kabul ettirebilir. Geri dönüşüm burada önemli bir rol oynuyor ve çıktımızı sürdürülebilir bir temele oturtmaya yardımcı oluyor: kullandığımızı yeniden kullanıyoruz ve hammaddeleri geri kazanıyoruz.” dedi.

Uzmanlar, 2030 yılına kadar Avrupa’nın her yıl 420.000 tona kadar batarya malzemesi için geri dönüşüm kapasitesine ihtiyaç duyacağını tahmin ediyor (Kaynak: Fraunhofer ISI, 2023). Hartung, “Avrupa’da döngüsel bir ekonomi inşa etmek istiyorsak, geri dönüşümü ürün yaşam döngüsüne sıkı bir şekilde entegre etmemiz ve bunu yapmak için gerekli altyapıyı oluşturmamız gerekiyor. Bosch, teknik uzmanlığıyla buna katkıda bulunuyor.” dedi. Bosch, batarya geri dönüşümüne ilişkin endüstriyel teknolojiyi Hannover Messe’de (17–21 Nisan 2023) sergileyecek.

Bosch Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Stefan Hartung,

“Elektromobilite, ancak batarya üretimi için yeterli ham madde mevcutsa uzun vadede kendini kabul ettirebilir. Geri dönüşüm burada önemli bir rol oynuyor ve çıktımızı sürdürülebilir bir temele oturtmaya yardımcı oluyor: kullandığımızı yeniden kullanıyoruz ve hammaddeleri geri kazanıyoruz.” dedi.

Döngüsel ekonominin yapı taşı olarak verimli geri dönüşüm

Zorluklar; sınırlı kaynaklar ve geri dönüşüm için artan yasal gereklilikler ile birlikte sayıları giderek artış gösteren elektrikli otomobillerle artıyor.

Bosch Rexroth CEO’su Steffen Haack,

“Bugün yaptıklarımız yarının rotasını belirliyor. Şu anda araçlarda takılı olan bataryalar 10-15 yıl sonra ömürlerinin sonuna gelmiş olacak. Gerekli geri dönüşüm kapasitesini oluşturmak için bu fırsat penceresini kullanmalıyız.” dedi.

Fraunhofer Sistem ve İnovasyon Araştırma Enstitüsü’ne göre, geri dönüşüm için gereken teknik sistemler 2040 yılına kadar yalnızca Avrupa’da 6 milyar Euro’dan fazla yatırımı gerekli kılacak (Kaynak: Fraunhofer, 2021). Geri dönüşüm bu zahmete değecek: optimum geri dönüşüm, bir bataryanın kimyasal elementlerinin yüzde 95’e kadarını geri kazanabilir ve bunları batarya üretim sürecine geri dönüştürebilir. Bosch tarafından geliştirilen otomatik boşaltma sistemi yalnızca geri dönüşümü basitleştirmekle kalmaz, aynı zamanda verimliliği ve güvenliği de artırır. Bir modülü tamamen boşaltmak sadece birkaç dakika sürer. Sistem farklı batarya tasarımlarını tanıyarak kısa devre ve yangın gibi riskleri en aza indirir.

Battery Lifecycle Company’de model proje

Battery Lifecycle Company, Magdeburg’daki tesisinde Avrupa’nın ilk tam otomatik fabrikasını kuruyor ve teknolojiyi Bosch Rexroth sağlıyor. Tesis, farklı üreticilerin kullanılmış bataryalarını test edecek, tamamen boşaltacak ve sonraki parçalama işlemi için hazırlayacak. Yeni fabrikanın iş parçası taşıyıcılarının her biri, saniyede 18 metre hızla 150 kilograma kadar olan batarya malzemelerini taşıyacak. Bu, sekiz lityum iyon bataryanın elektrikli otomobillerden otomatik olarak boşalmasının 15 dakikadan daha az süreceği anlamına geliyor. Bosch’un otomatik çözümü, geri dönüşüm hızını büyük ölçüde artıracak. Şu anda kullanılan manuel işlemle, bir bataryanın tamamen boşalması 24 saate kadar sürüyor. Magdeburg’daki model proje, bu patentli Bosch boşaltma çözümünü kullanan ilk proje. Batarya modülleri, güvenilir bir süreçte kimyasal olarak devre dışı bırakılarak, sonraki işlemlerin voltaj olmadan gerçekleştirilebilmesi sağlanıyor. Modüllerdeki artık enerji, geri dönüşüm sistemini çalıştırmak için kullanılabilir. Buna ek olarak tesis, esnek, modüler transfer sistemleri ve ctrlX AUTOMATION kontrol platformu da dahil olmak üzere yerinde batarya üretimi için kanıtlanmış Bosch endüstriyel teknolojisini kullanacak. Battery Lifecycle Company tesisi her yıl 15.000 tona kadar batarya malzemesini geri dönüştürecek. Fabrikanın 2023 yazında faaliyete geçmesi planlanıyor.

Geri dönüşüm için Bosch endüstriyel teknolojisi

Bosch, batarya üretimi için otomasyon ve üretim teknolojisi geliştirme konusunda uzun yıllara dayanan bir deneyime sahip. Tüm saygın Alman otomobil üreticileri ve dünya genelindeki birçok batarya üretim tesisi, Bosch endüstriyel teknolojisini kullanıyor. Bosch, batarya üretimi değer zinciri boyunca portföyünü sürekli olarak genişletiyor. Şirket, çalışanlar ve sistem entegratörleri ile birlikte dünya genelinde pazarlanan batarya geri dönüşümü için özel olarak donanım ve yazılım geliştirdi. Tam otomatik batarya modülü boşaltma istasyonlarına ek olarak, bunlar arasında teknik analiz ve güvenli batarya sökme için ergonomik olarak esnek iş istasyonları, farklı ağırlık sınıflarındaki bataryaları taşımak için taşıma sistemleri ve çeşitli işlem adımlarında çalışanlara rehberlik eden yazılımlar yer alıyor. Bosch ayrıca bataryaların durumu, malzeme menşei ve işleme durumu için bir takip ve izleme çözümü sunuyor.

Dijital kişiselleştirilmiş asistanınız: Insumo | Ceri Cukran

İlk defa Eylül 2021’de kullanıcı karşısına çıkan Insumo, üretkenliğinizi artırmak için kişisel asistanınız olmak isteyen bir verimlilik aracı sunuyor. Kullanıcıların bireysel hayatlarına, hali hazırda bulunan takvim ve düzenlerine adapte oluyor ve insanların bu düzenleri maksimum verimlilik seviyesine taşımaları konusunda onlara destek oluyor.

Girişim, kullanıcılarına oldukça geniş çaplı bir sağlıklı alışkanlık kütüphanesi sunan ve bu alışkanlıkları hayatlarına entegre etmeleri için yol gösteriyor. Insumo ekibinin liderliğinde risk sermayesi portföy yönetimi geçmişinden gelen Ceri Cukran yer alıyor. Ceri Çukran 7 seneyi aşkın bir süre boyunca StartersHub’da 68 startup’ın yatırım süreçlerini yönetti.

Takvim ve sorumlulukları yöneterek, hayatı ve rutinleri optimize eden yerli girişim Insumo’nun kurucu ortağı Ceri Cukran konuğumuz oldu. Insumo hakkında daha detaylı bilgiye videomuzdan ulaşabilirsiniz.

Avrupa Birliği, yarı iletken endüstrisi için 43 milyar euroluk planı onaylayacak

Avrupa Birliği, küresel tedarik zinciri kesintileri arasında ABD ve Asyalı tedarikçilere bağımlılığı azaltmayı amaçlayarak yarı iletken endüstrisini güçlendirmek için önemli adımlar atıyor. 43 milyar euroluk bir plan olan AB Çip Yasası ile blok, küresel çip üretimindeki payını on yıl içinde %20’ye ikiye katlamayı planlıyor.

AB Çip Yasası olarak bilinen AB’nin cesur 43 milyar euroluk planı, 18 Nisan’da AB ülkelerinden ve milletvekillerinden onay alma yolunda ilerliyor. Yasa, Avrupa yarı iletken endüstrisini güçlendirmeyi ve ABD’ye ve Asya’ya olan bağımlılığı azaltmayı hedefliyor.

Mevzuatın ana hedefi, AB’nin küresel çip üretimindeki payını on yıl içinde ikiye katlayarak %20’ye çıkarmak oluyor. Duyuru, ABD’nin Çin’in teknoloji sektörüyle rekabet etmek için Chips for America Yasasını çıkarmasından sonra geldi. AB ülkeleri ve milletvekilleri, Avrupa Parlamentosu’nun 18 Nisan’da Strasbourg’daki oturumunda bir araya gelecek ve burada Yasa için finansman detayları üzerinde anlaşmaları bekleniyor.

Başlangıçta, Avrupa Komisyonu yalnızca gelişmiş yonga fabrikaları için destek sunmak istese de AB hükümetleri ve milletvekilleri artık kapsamı eski çipler ve araştırma ve tasarım tesisleri gibi tüm değer zincirini içerecek şekilde genişletti. Bu genişlemenin ana itici güçlerinden biri, 600’den fazla büyük endüstri oyuncusu ile nanoelektronik ve dijital teknolojilerde lider bir inovasyon merkezi olan Belçika merkezli IMEC oluyor. Milletvekilleri IMEC’i AB araştırma ve geliştirmeye daha fazla yatırım yapmak için çok önemli bir neden olarak görüyorlar.

Tüm değer zincirini destekleme kararı, daha küçük AB ülkelerinin dışarıda bırakılma konusundaki endişelerini de hafifletiyor. Örneğin Intel, çip yasasından etkilendi ve yeni mega çip üretim kompleksi için Almanya’yı seçti. Benzer şekilde, Fransız-İtalyan şirketi STMicroelectronics, Fransız hükümeti tarafından desteklenen Fransa’da 6.7 ​​milyar avroluk bir çip fabrikası kurmak için GlobalFoundries ile ortaklık kurdu.

AB Çip Yasası onaylanmaya yaklaştıkça, Avrupa Birliği yarı iletken endüstrisini güçlendirme ve dış tedarikçilere bağımlılığı azaltma yönünde önemli bir adım atıyor. Girişimin başarısı, AB’nin küresel teknoloji ortamındaki konumunu güvence altına almak ve devam eden yarı iletken tedarik zinciri krizini ele almak için çok önemli olacaktır.

Hemşirelerin iş akışını kolaylaştırmak isteyen Teton.ai, 5.3 milyon dolar yatırım aldı

Hemşirelerin çalışma alanlarına odaklanan sağlık teknolojileri girişimi Teton.ai, düzenlenen turda 5.3 milyon dolar yatırım aldı. Plural liderliğinde düzenlenen tura stratejik melek yatırımcı Finn Murphy katıldı.

Mikkel Wad Thorseen (CEO) ve Esben Klint Thorius (CTO) tarafından kurulan Teton.ai, hemşireler için hastaları izlemeye ve iş akışlarını optimize etmeye yardımcı olacak bir yapay zeka arkadaşı oluşturuyor.

Sağlık sektöründeki hemşire açığı, yıllardır devam eden acil bir sorun oluyor. 2030 yılına kadar bu açığın 13 milyona ulaşacağı tahmin ediliyor. Geçen yıl, iş gücünde mevcut hemşire eksikliğini yeni bir “küresel sağlık krizi” olarak adlandırıldı. 

Hemşireler, fiziksel olarak 12 saate varan zorlu vardiyalarla karşı karşıya kalıyor ve hasta bakımı artık artan idari işleri kapsıyor. Yorgunluktan ve bitkinlikten mustarip hemşirelerle, serviste destek eksikliği hasta bakımında aksamalara yol açarak en kötü durumlarda ciddi sorunlar gözden kaçabiliyor.

Bu sorunu çözmek için Thorseen, hemşirelere hastaları gerçek zamanlı olarak izlemelerine ve evrak işlerini takip etmelerine yardımcı olabilecek araçlar sağlamak için yapay zeka ve bilgisayar görüşünden yararlanan Teton.ai’ı kurdu.

Ürün tasarımı ve bilgisayar bilimlerinde profesyonel bir geçmişe sahip olan Thorseen, her zaman sağlık hizmetlerine ilgi duymuş ve bu alanda bir şeyler inşa etmek istiyor. Thorseen’e göre, Teton.ai’ın teknolojisi bakım evlerinde gece vardiyasındaki iş yükünü yüzde 25 oranında azaltmaya yardımcı oldu. Bakıcılara iş yükleri üzerinde daha fazla kontrol sağladı, yorgunluğu azalttı ve sakinlerin bakımına daha fazla zaman ayırmalarını sağladı.

Teton’un yapay zekası, yüksek hacimli işlerle karşılaşan klinisyenlere destek sağlamak için hastane veri setleri ve hemşirelerden alınan geri bildirimler kullanılarak eğitildi. Bilgisayar görüşünden yararlanan akıllı kameralar servislere kurulur ve odayı güncellemeler ve hasta etkinliği için tarayabiliyor. Daha sonra bakım gerektiğinde hemşireleri uyarmak için bir web uygulamasına geri besleniyor.

Girişim, aldığı yatırımı ürününün Danimarka’da piyasaya sürülmesine yardımcı olmak için mühendislik ve ticari ekiplerini genişletmek için kullanacak. Ayrıca çalışmalarını İskandinav ülkelerine, Almanya’ya, Birleşik Krallık’a ve ABD’ye genişletmek için kullanmayı planlıyor.  

Sony, PSP benzeri PlayStation Q Lite adında bir konsol geliştiriyor

Oyun konsolu pazarının önemli oyuncularından Sony, daha önce PSP adıyla karşımıza çıkan portatif oyun konsolunun yenilenmiş sürümü PlayStation Q Lite üzerinde çalışıyor. Cihazın PlayStation ailesine bir başka ek olduğu ve işlevselliği için PlayStation 5’e güveneceği söyleniyor.

Ortaya çıkan bilgilere göre Q Lite, PS5’te açılan bir oyunu Remote Play özelliğiyle hızlı ve kolay bir şekilde oynanmasını sağlayacak. Bununla beraber Full HD çözünürlükle 60 kare hızı bir arada sunularak oyun deneyimini daha da iyileştirecek. Mini oyun konsolunun çalışması için internet bağlantısına sahip olması gerekiyor.

Tasarım açısından PS5’e benzeyen Q Lite, 8 inç büyüklüğünde LCD panele sahip dokunmatik bir ekranı bünyesinde barındırıyor. Cihaz ayrıca uyarlanabilir tetikleyicilere ve diğer standart elde taşınır oyun konsollarında bulunan temel özellikleri de sunuyor.

Q Lite’ın şu an için ArGe aşamasında olduğu belirtiliyor. Akıllı cihazın PS5 Pro’dan önce piyasaya sürüleceği tahmin ediliyor. Geçtiğimiz sene tanıtılan PlayStation VR2 ve Q Lite gibi ürünler, PS5’in ikinci aşaması için bir basamak oluşturuyor.

Sektördeki önemli kişilerden Jeff Grubb, kablosuz kulaklıklar ve mikrofonlu kulaklıklar gibi yeni donanım ürünleri ve merakla beklenen Q Lite oyun konsoluyla birlikte Sony’nin yeni oyun serisi, bu ikinci aşamanın önemli bir parçası olacak.

Merakla beklenen PS5 Pro için de önemli bilgiler gelmeye devam ediyor. Yenilenen oyun konsolunun 2024 yılının tatil sezonunda piyasaya sürüleceği tahmin ediliyor.

Sabancı ARF Programı’ndan mezun olan ve yatırım alan girişimler

Sabancı Holding’in inovasyon ve teknoloji odaklı Sabancı ARF (Almost Ready to Fly – Neredeyse Uçmaya Hazır) Programı, bugün düzenlenen etkinlikle beraber ilk mezunlarını verdi. İlk mezunlarla beraber yatırım almaya hak kazanan girişimler de belli oldu.

‘Yeni ekonomi’ odaklı büyüme stratejisi kapsamında, inovasyon ve teknoloji yatırımlarına hız veren Sabancı Topluluğu, girişimcilik ekosistemine ve açık inovasyona katkı sunmayı amaçlayan Sabancı ARF (Almost Ready to Fly – Neredeyse Uçmaya Hazır) Programı’nı hayata geçirdiğini sizlerle paylaşmıştık.

20 hafta boyunca Sabancı Holding’in İstanbul’daki merkezi Sabancı Center’da, kendilerine özel olarak hazırlanan alanda çalışmalarına devam eden girişimler, bugün projelerini katılımcılara sundu. Değerlendirmesi olumlu sonuçlanan girişimciler, 150 bin dolara kadar Sabancı ARF tohum yatırımını almaya hak kazandı.

Sabancı ARF’a seçilen girişimler

Avokadio: Geliştirdiği taşınabilir nefes analiz cihazıyla kullanıcının nefesindeki keton ve amonyak gazlarını ölçer, mobil uygulaması ile kişinin metabolizma verilerine dayalı kişisel beslenme tavsiyeleri almasını sağlar

Blueit: Sanayi ve binalardaki su tüketimini gerçek zamanlı olarak takip edip optimize eden bir donanım ve yazılıma bağlı “Su Yönetim Platformu” geliştirir.

BPREG: Bitki lifleri ve termoplastik polimerlerden yüksek performanslı, hafif, geri dönüştürülebilir ve düşük maliyetli biyo-kompozitler geliştirir ve üretir.

Kozalak: Kendine özgü donanım ve yazılımı ile üretilen KOZALAK Yangın Erken Tespit Sistemi ile sensör tabanlı bir örgü ağ sistemi oluştur.

Köstebek: Yapay zeka modeli ile geliştirilmiş görsel tanıma sistemi ve rota optimizasyonunu mobil uygulamasına ekleyen Köstebek, yerel ve global pazarda bir e-atık geri dönüşüm mobil uygulamasını oluşturmayı hedeflemektedir.

Leadport: İşinizi ve müşterilerinizi her yerden yönetmenize yardımcı olan bulut tabanlı mobil bir CRM (Lead Management) uygulaması sunar.

Newky: Araçların iki faktörlü doğrulama ile kullanıcılarını tanımasına imkan sağlayan yeni bir dijital anahtar deneyimi sunar.

Phoenix Enerji: Özgün paladyum membranı sayesinde tüm gazlardan hidrojen gazını saf bir şekilde ayrıştırabilmektedir.

The Clico: Yapay zeka destekli çözümleri ile tüm geri bildirimleri, çevrimiçi incelemeleri ve müşteri verilerini tek bir platformda otomatik olarak toplayarak; müşteri beklentilerinin ve ihtiyaçlarının değerlendirilmesine olanak tanır.

Sabancı Holding çalışanlarından çıkan Kurum-içi Girişimler

Re-tech: Şişelerin kullanıcıdan depozito karşılığı geri toplanmasını ve takip edilmesini sağlayan akıllı geri dönüşüm kutuları üretmektedir.

Hizmetinle Al: Online alışveriş sonrasındaki satış sonrası hizmetler için iş modeli bağlantısı oluşturan bir platformdur.

Miote: Elektrikli makineleri izleyip anormal durumlarını tespit eden ve sürekli öğrenen yapay zeka destekli bir bakım asistanıdır.

Kiduttle: Çocukların kurs ve farklı aktivitelere olan ulaşım ihtiyacını güvenli ve konforlu bir biçimde karşılayarak, ebeveynlerin zamanlarını daha verimli geçirmesine yardımcı olan yeni nesil bir ulaşım hizmeti modeli sunar.

Garantim Sensin: Ürünlerin garanti süreçlerinin tek platformda takibi ve ürün servislerine kolaylıkla ulaşma olanağı sağlayan dijital bir garanti süreci çözümüdür.

Sabancı ARF tohum yatırımını almaya hak kazanan girişimler

Mezun olan girişimlerin Demo Day’de sunum yapmasının hemen ardından Sabancı ARF tohum yatırımını almaya hak kazanan girişimler açıklandı. Program kapsamında 20 milyon TL ek yatırım yapılacağı açıklandı. Yatırım alan girişimler şu şekilde: