Ana Sayfa Blog Sayfa 160

Yedincisi düzenlenen İbrahim Bodur Sosyal Girişimcilik Programı’nın kazanan girişimleri

Kale Grubu’nun, sosyal girişimcilik ekosistemine destek vermek ve sosyal girişimcilerin yarattığı pozitif etkiyi çoğaltmak amacıyla hayata geçirdiği İbrahim Bodur Sosyal Girişimcilik Programı’nın yedinci yılında ödül kazananlar açıklandı. Seçici Kurul’un 240 başvuru arasından yapılan değerlendirme sonucunda; Erken Aşama kategorisinde ‘Mimbiosis’, İleri Aşama kategorisinde ‘PoiLabs’, İş Birliği kategorisinde ‘SistersLab & adesso Turkey’, Gençlik kategorisinde ise ‘Milu’ ödül almaya hak kazandı.

Deprem bölgesinde hayatı yeniden canlandırmak için proje yapmak isteyen, ancak finansal desteğe ihtiyaç duyan sosyal girişimcilere destek vermek amacıyla hayata geçirilen Topluluk Destek Programı kapsamında hibe almaya hak kazanan sosyal girişimler de belli oldu.

Erişilebilir Her Şey, Anlatan Eller, Tospaa, Blindlook, Roof Coliving ve Microfon, Joon & This is Mana isimli sosyal girişimler, hibe programından sağlanacak 150 bin TL ila 300 bin TL arasında destekle deprem bölgesindeki gençleri ve çocukları desteklemek, sosyo-kültürel hayatı yeniden ayağa kaldırmak için çeşitli projeler hayata geçirecek.

Erken Aşama, İleri Aşama, İş Birliği ve Gençlik kategorilerinde toplam 240 başvuru alınan ödül programında Seçici Kurul’un yaptığı değerlendirme sonucunda; Erken Aşama kategorisinde tekstil atıklarını %100 biyolojik olarak parçalanabilen, karbon negatif ve sürdürülebilir miselyum bazlı biyomalzemelere geri dönüştüren Mimbiosis; İleri Aşama kategorisinde görme engelliler ve az görenlerin hayata daha eşit katılmaları için erişilebilirliği artıran bir iç mekan navigasyon teknolojisi sunan PoiLabs; İş Birliği kategorisinde afetten etkilenen yazılımcı gençlerin güçlenmesi ve istihdama erişimi projesini adesso Turkey iş birliğiyle hayata geçiren SistersLab; Gençlik kategorisinde ise bireylerin, şirketlerin, derneklerin ve belediyelerin bir arada çevremizdeki sorunları çözdüğü bir sosyal medya uygulamasının kurucusu Milu adlı sosyal girişimler ödül almaya hak kazandı.

Zeynep Bodur Okyay: “Dünyanın daha iyi bir yer olabilmesi için düş birliğine ihtiyaç var!”

“Başarısı tescillenen sosyal girişimcileri alkışlamakla kalmayıp düşüncelerini özgürce paylaşabilecekleri platformlar sunmak istiyoruz. İbrahim Bodur Sosyal Girişimcilik Programı’nın yedinci yılında ödül alan sosyal girişimlerle de bastığımız topraklara değer katmak, dünyaya iyi bakmak için el ele vereceğiz. Dünyanın daha iyi bir yer olabilmesi için daha çok iş birliğine, daha çok düş birliğine ihtiyacı olduğu aşikar!”

Sosyal girişimlerin deprem bölgesindeki faaliyetlerine finansal destek sağlanacak

Kale Grubu, 6 Şubat depreminin ardından deprem bölgesinde yeniden bir gelecek inşa edebilmek için sosyal girişimcilerle iş birliği halinde çeşitli faaliyetlerde bulundu. Bu faaliyetler sırasında sosyal girişimlerin projelerini gerçekleştirmek için finansal destek vermek amacıyla İbrahim Bodur Sosyal Girişimcilik Topluluk Destek Programı adıyla 2 milyon TL’lik bir hibe programı başlatıldı.

Ödül töreninde, 150 bin TL ila 300 bin TL arasında bütçe sağlanacak sosyal girişimler de açıklandı. Buna göre Erişilebilir Her Şey, Anlatan Eller, Tospaa, Blindlook, Roof Coliving ve Microfon, Joon & This is Mana isimli sosyal girişimler, deprem bölgesindeki gençleri ve çocukları desteklemek, sosyo-kültürel hayatı yeniden ayağa kaldırmak için Kale Grubu’nun desteğiyle farklı projeler hayata geçirecek.

Erken Aşama, İleri Aşama ve İş Birliği kategorilerinde birinci olan sosyal girişimcilere 150 bin liralık para ödülü verilirken Gençlik kategorisindeki birinciye ise 30 bin liralık para ödülünün yanı sıra Social Impact Award Türkiye 23 programına geçiş hakkı verildi. Ayrıca Türkiye’nin ilk çağdaş seramik sanatçısı Füreya Koral’ın öğrencilerinden seramik sanatçısı M. Tüzüm Kızılcan’ın imzasını taşıyan seramik tohum heykeli hediye edildi.

Kazanan Projeler

Erken Aşama Kategorisi: MIMBIOSIS

MIMBIOSIS, tekstil atıklarını yüzde 100 biyolojik olarak parçalanabilen, karbon negatif ve sürdürülebilir miselyum bazlı biyomalzemelere geri dönüştürerek birçok endüstride plastik köpüklerin yerini almasını sağlıyor. MIMBIOSIS malzemeleri üstün teknik özellikleriyle koruyucu paketleme, inşaat ve otomotiv sektörlerine hitap ederek farklı alanlarda kullanım imkânı sunuyor. MIMBIOSIS, performans, fiyat ve çevresel etkisiyle plastik köpüklerden ve diğer miselyum materyallerden ayrılarak, sürdürülebilir bir geleceği bugünden mümkün kılıyor.

İleri Aşama Kategorisi: PoiLabs

PoiLabs, görme engelliler ve az görenlerin hayata daha eşit katılmaları için erişilebilirliği artıran bir iç mekan navigasyon teknolojisi. Bu çözüm sayesinde görme engelli bireyler, hiç bilmedikleri mekanlarda özgürce dolaşabilirken, istedikleri yere adım adım yönlendirme alabiliyorlar. 20 kişilik ekibiyle İTÜ Arı 6 Teknokent ve Londra’daki ofislerinde faaliyet gösteren PoiLabs’in çözümleri; AVM, mağaza, havalimanı, metro, kütüphane, kültür merkezi, müze, belediye binası ve ofis gibi 150’den fazla alanda kullanılıyor.

İş Birliği Kategorisi: SistersLab x adesso Turkey

adesso Turkey ve SistersLab iş birliğinde yürütülen Afet Dayanışması Mentorluk Programı, 6 Şubat 2023 ve sonrasında meydana gelen depremlerden etkilenen ve yazılımla ilgilenen 150 üniversite öğrencisini; mentorluk, eğitim ve kariyer sohbetleri ile destekleyerek iş ve meslek hayatına giriş süreçlerine katkı vermeyi hedefleyen 4 aylık bir program. Afetten etkilenen 150 mentee ile alanında uzman gönüllü 150 mentor eşleştirilerek bir ‘dayanışma’ programı oluşturuldu. Menteelerin, uzman mentor desteğiyle bire bir görüşme yapması sağlanarak iş hayatına geçiş süreçleri destekleniyor. Aynı zamanda oluşturulan yüzde 50 kadın katılımcı kotasıyla eşitliği gözeten bir program yürütülüyor.

Gençlik Kategorisi: Milu

Milu, bireylerin, şirketlerin, derneklerin ve belediyelerin bir arada çevremizdeki sorunları çözdüğü bir sosyal medya uygulaması. Geleneksel sorun çözüm yöntemlerinin aksine çok daha çevik, şeffaf ve birlikte çalışan Milu’da kullanıcılar tarafından paylaşılan sorunlar yine kullanıcılar tarafından oylanarak gündeme getiriliyor. Ardından bu sorunlar gerekli kuruma iletiliyor, çözümler platforma ekleniyor ve kullanıcılardan geri bildirim alınıyor. Buna ek olarak da platformda paylaşılan sorunlara paralel hizmet veren şirketler de platformu ‘çözüm ortağı’ olarak dahil ediliyor. İTÜ Rektörlüğü ile yaptığı anlaşma gereği İTÜ’nün resmi sorun çözüm merkezi olarak hizmet veriyor ve kampüslerin iyileşmesini sağlıyor.

Ford, ilk karbon nötr üretim tesisi Köln Elektrikli Araç Merkezi’ni açtı

Ford, yeni nesil elektrikli binek araçlarını üretecek olan yüksek teknolojili üretim tesisi Köln Elektrikli Araç Merkezi’ni açtı. Ford, ilk olarak 1930 yılında kurulan tarihi fabrikasını, Almanya’nın imalat sektöründeki nitelikli işgücüne ve otomotiv üretiminin Avrupa’daki geleceğine verilmiş büyük bir güven oyu anlamına gelen 2 milyar dolarlık yatırım ile dönüştürdü.

Yüksek verimlilik amacıyla tasarlanan, yıllık 250.000’den fazla elektrikli araç üretme kapasitesine sahip, 125 hektar üzerine kurulu tesis; yeni bir üretim hattı, pil montaj hattı, son teknoloji araçlar ve otomasyon sistemleri ile donatıldı.

Mustang Mach-E, E-Transit ve F-150 Lightning’in başarılarının ardından Ford’un kısa süre önce tanıttığı dördüncü elektrikli aracı Explorer, markanın Köln’de üreteceği ilk elektrikli aracı olacak ve bunu elektrikli bir spor crossover izleyecek.

Köln Elektrikli Araç Merkezi, Ford’un küresel çapta açtığı ilk karbon nötr üretim tesisi olarak şirketin 2035 yılına kadar Avrupa’daki tüm tesis, lojistik operasyonları ve doğrudan tedarikçi ayak izinde karbon nötr taahhüdünü destekleyecek.

“Köln Elektrikli Araç Merkezi’nin açılması Avrupa’da yeni nesil temiz üretim ve elektrikli araçların başlangıcı” diyen Ford “Executive Chair” Bill Ford:

“Bu tesis, tüm sektördeki en verimli ve çevreye en duyarlı tesislerden biri olacak. Çocuklarımıza ve torunlarımıza sıfır emisyonlu bir gelecek hazırlamak için çalışmaktan heyecan duyuyorum” diye ekledi. 

Model A’dan yeni elektrikli Explorer’a: Ford için Avrupa’da yeni bir dönem

Köln Elektrikli Araç Merkezi’nin hizmete girmesi, 1930’dan bu yana Avrupa otomotiv endüstrisinin kalbinde yer alan Ford Köln fabrikasının köklü tarihinde yeni bir dönem anlamına geliyor. Burada üretilen ikonik araçlar arasında Ford Model A, Taunus, Capri, Granada ve Fiesta yer alıyor.

90 yılı aşkın sürede 18 milyondan fazla otomobil üreten Köln’deki fabrika, Ford’un dünya çapındaki en verimli tesislerinden biri olarak nesiller boyunca milyonlarca Avrupalıya hareket özgürlüğü sağlamasıyla biliniyor.

“Köln Elektrikli Araç Merkezi, Ford için Avrupa’da yeni bir dönemin başlangıcına işaret ediyor,” diyen Ford Model e Avrupa Genel Müdürü Martin Sander:

“Müşterilerimizin sıfır emisyonlu mobilite talebini karşılayan, tamamen bağlantılı, yazılım tanımlı araçlar üretmek için gelişmiş teknolojileri kullanarak otomobil üretimini bir kez daha yeniden tanımlıyoruz.”

Karbon nötr oluşuyla fark yaratan Köln Elektrikli Araç Merkezi’nin, elektrikli araç üretimine geçişte otomotiv sektörünün önde gelen vitrinlerinden biri olduğunu söyleyen Sander, sözlerini şöyle tamamladı: “Tesisler ve süreçler mühendislerimiz tarafından verimliliği en üst düzeye çıkarmak ve çevresel etkiyi en aza indirmek üzere tasarlandı ve Ford’un Avrupa’da karbon nötr olmasına yardımcı olurken küresel karbon nötr planımızı da destekliyor.”

Köln Elektrikli Araç Merkezi’nin temelinde makineleri, araçları ve çalışanları birbirine bağlayan dijital alandaki gelişmeler yer alıyor. Kendi kendine öğrenen makinelerin, otonom taşıma sistemlerinin ve büyük veri yönetiminin gerçek zamanlı olarak uygulanması, üretim süreçlerinin verimliliğini artırmanın ve zaman içinde daha iyi hale gelerek yüksek kaliteyi güvence altına almanın ayrılmaz bir parçasını oluşturuyor.

Ford ayrıca insan mükemmelliğinin yerini almak değil, onu desteklemek için bir adım daha ileri gidiyor. Yeni bilişsel ve birlikte çalışmaya uygun robotlar ile artırılmış gerçeklik çözümleri çalışanları desteklerken gerçek zamanlı deneyim paylaşımı için verimliliği ve diğer fabrikalarla veri alışverişini artırıyor. 

Karbon nötr elektrikli araç merkeziyle Ford, Daha İyiye Giden Yol planını gerçeğe dönüştürüyor

Ford, karbon nötrlüğe ulaşmak için yeni süreçler, makineler ve teknolojilerin devreye alınmasıyla tesisteki enerji kullanımını ve emisyonları azaltıyor. Tesisi çalıştırmak için gereken tüm elektrik ve doğal gaz da karbon nötr yüzde 100 yenilenebilir enerji kaynaklarından sağlanıyor.

Üretim tesisinin yarattığı emisyonlar yerel enerji tedarikçisi tarafından Ford adına telafi edileceğinden, tesisin ısıtılmasında ve süreçlerde kullanılacak ısı da karbon nötr oluyor. Harici bir enerji santrali ve atık yakma tesisi tarafından üretilen ısı, Ford’a özel bir buhar şebekesi üzerinden iletiliyor.

Yerel enerji sağlayıcısı, bu ısı dağıtımı için işletme emisyonlarını 2026 yılında yaklaşık yüzde 60 oranında azaltmayı, 2035 yılına kadar da bu emisyonları tamamen ortadan kaldırmayı planlıyor.

Ford Köln Elektrikli Araç Merkezi tam olarak faaliyete geçtiğinde bağımsız olarak karbon nötr sertifikasına sahip olacak. Bu bağımsız sertifika düzenli olarak denetlenecek ve kalan emisyonlar yüksek kaliteli karbon dengeleme programları ile telafi edilecek.

Ford Köln Elektrikli Araç Merkezi’ndeki teknolojik güncellemeye, biyolojik çeşitliliğin ve mevcut fabrika yeşil alanının ekolojik dengesinin iyileştirilmesi de eşlik ediyor. Alınan önlemler arasında yeni uzun ömürlü bitki örtüsünün yerleştirilmesi, ekolojik açıdan zayıf çim alanların yabani çimlere dönüştürülmesi ve böcek, yarasa ve kuş habitatları oluşturulması yer alıyor.

16 milyondan fazla kullanıcıya ulaşan Papara, globale açılıyor

Avrupa’nın finans ve teknoloji odağındaki en önemli ekosistem buluşmalarından biri sayılan Money 20/20 Europe, 6-8 Haziran 2023 tarihlerinde Amsterdam’da gerçekleştirildi.

Küresel bankalardan sektörleri dönüştüren şirketlere, teknoloji devlerinden finansal teknoloji girişimlerine, pek çok sektör paydaşını ve binlerce katılımcıyı buluşturan etkinlikte, 16 milyonu aşkın kullanıcısıyla Türkiye’nin lider finansal teknoloji şirketlerinden biri olan Papara da 90 metrekarelik standı ve 26 çalışanıyla yer aldı.

Standında 2 bini aşkın ziyaretçi ağırladı

Oturumların, B2B görüşmelerin ve fuar alanının yer aldığı etkinliğe katılım gösteren Papara, 7/24 para transferinden sigortaya, birikimden fiziksel ve sanal kartlara, online ödeme alma çözümlerinden POS çözümlerine uzanan kapsamlı finansal ürün ve hizmetlerini binlerce konukla tanıştırdı.

Pek çok ülke ve sektörden 2 bini aşkın ziyaretçiyi standında ağırlayan Papara, 16 milyonu aşkın kullanıcıya ulaşmasını mümkün kılan hızlı büyüme sürecindeki öğrenimlerini ve Türk halkının harcama alışkanlıklarına ve finansal hizmetlerden beklentilerine dair perspektif sunan içgörülerini, küresel finansal teknoloji oyuncularıyla paylaştı.

Papara küreselleşiyor

Hızlı, kolay, hesaplı ve keyifli finansal ürün ve hizmetleriyle küresel pazarlarda da rekabet etmeye hazırlanan Papara, 2023 başında yurt dışı hedeflerine hız vermişti.

90’dan fazla ülkenin temsil edildiği Money 20/20 Europe etkinliğiyle hedeflerine bağlılığını bir kez daha teyit eden şirket, yeni iş birlikleri, marka farkındalığı ve bilgi paylaşımı için fuar boyunca potansiyel iş ortakları, ticari kullanıcılar ve basın mensuplarıyla temaslar gerçekleştirdi. 300’ü aşkın potansiyel ticari iş ortaklığı için görüşmeler yapan şirket, Money 20/20’den iki ticari iş birliği anlaşmasıyla geri döndü.

Oğuz Alper Öktem duyurdu: Martı, Amerikan SPK’sından onay aldı

Türkiye’nin önde gelen mobilite platformlarından Martı, New York Borsası’na (NYSE) açılma stratejisiyle ilgili detayları paylaşmaya devam ediyor. Martı kurucusu ve CEO’su Oğuz Alper Öktem, konuyla alakalı yeni gelişmeleri paylaştı.

Yaklaşık 2 senedir New York Borsası’nda yer almak için çalışamalar yapan girişim, çok yakında hedefine ulaşacak gibi görünüyor. Konuyla alakalı Oğuz Alper Öktem yaptığı açıklamada:

“Türkiye için çok iyi ama taksi lobisi için kötü bir haberim var. TAG’ı yani hatır taşımacılığını dünyanın her medeni memleketinde olan bu sistemi Türkiye’ye getirdiğimizden beri bu sözde taksi baronlarının bize saldırıları bitmedi. Taksi emekçilerini kışkırtarak ofisimizi basmaktan kullanıcılarımızın üzerine araba sürmeye kadar yapmadıkları pislik kalmadı.

 

Sosyal medyada hakimler bizim adamımız. Mahkemede istediğimiz alırız gibi söylemlerle adaleti bile töhmet atında bıraktılar. Ancak son dönemde artık yeter değimiz bir olay yaşadık. New York Borsası’na açılma sürecimiz var. Bu lobi yabancı yatırımcılarımıza  Türkiye’ye yatırımlar yapmayın diye yazılar yazmış. Yurtdışında türlü türlü memleketi kötüleyen şikayetlerde bulunmuş. Bunlar artık memleket düşmanı ama onlara kötü bür haberimiz var.

 

Martı bu hafta Amerikan SPK’sından (SEC) yeşil ışığı aldı. Allah kısmet ederse bayramdan sonra New York Borsası’na açılış zilini çalmaya ve Türk bayrağını dikmeye gidiyoruz. Milli bir şirkete, bir Türk şirketine mani olmaya çalışanlar yaptıklarından utansınlar. Bugüne kadar yılmadık, yılmayacağız.

 

 

Bu ülke için uğraşmaktan canımızla kanımızla mücadele etmekten geri durmadık, durmayacağız. Bu yolda bizimle yürüyen 10 milyon TAG ve Martı kullanıcısına teşekkür ediyorum. Bu bayrağı gururla dalgalandırmamıza bu saatten sonra kimse engel olamaz.” açıklamasını yaptı.

Martı’nın İstanbul taksi esnafıyla yaşanan sorunları dile getirmesiyle beraber New York Borsası için de müjdeyi verdi. Girişim, önümüzdeki temmuz ayında listelenmeye başlayacak gibi duruyor. Konuyla alakalı yeni bilgileri öğrenmek için bizleri takipte kalın.

TikTok, ABD’de sahte veri uygulamaları ve gizlilik sorunları nedeniyle inceleme altında

Popüler sosyal medya platformu TikTok, Senatörler Richard Blumenthal ve Marsha Blackburn’ün şirketi kullanıcı verilerinin saklanması ve paylaşılması konusunda Kongre’yi yanıltmakla suçlamasıyla bir kez daha mercek altına alındı. İddialar, kullanıcı gizliliği, ulusal güvenlik ve şirketin şeffaflığı hakkında soru işaretleri uyandırıyor.

Milletvekilleri, 6 Haziran tarihli bir mektupta, TikTok’un veri uygulamalarıyla ilgili bir dizi soruya yanıt verilmesini talep ediyor ve hassas bilgilerin saklanması ve Çin merkezli sunucuların dahil olmasıyla ilgili endişeleri vurguluyor.

Sürücü ehliyetleri ve çocukların cinsel istismarı materyalleri dahil olmak üzere kullanıcı verilerinin Lark adlı dahili bir mesajlaşma platformu aracılığıyla TikTok ve ana şirketi ByteDance içinde paylaşıldığını iddia eden New York Times raporu üzerinden ilerleniyor. Rapor ayrıca, Lark’taki tüm kullanıcı verilerinin Çin merkezli olanlar da dahil olmak üzere ByteDance çalışanları tarafından erişilebilir olduğunu belirtiyor.

Senatörler, TikTok’tan 16 Haziran’a kadar yanıtlamasını talep ettikleri 14 soruluk bir liste sundu. Bu sorular, kullanıcı verilerinin Çin sunucularında saklanması, Çin merkezli çalışanlara verilen erişim, daha önceki tanıklıklara ilişkin açıklama, TikTok’un diğer ByteDance ürünlerine dahil olması ve veri paylaşımının araştırılması için alınan önlemler gibi çok çeşitli konuları kapsıyor.

TikTok aleyhindeki iddialar, kullanıcı verilerinin işlenmesinde hesap verebilirliğin önemini vurguluyor. Kullanıcılar, bugünlerde banka/kredi kartı numaraları ve en önemlisi parolalar dahil olmak üzere kişisel bilgilerinin çoğunu platformlara emanet ediyor ve şirketlerin veri uygulamaları konusunda şeffaf olmaları çok önemli görülüyor. Kongre soruşturması ilerledikçe, TikTok’un Senatörlerin açıklama taleplerine nasıl yanıt vereceği ve kullanıcı gizliliği ve ulusal güvenlikle ilgili endişeleri gidermek için ek önlemlerin alınıp alınmayacağı henüz bilinmiyor.

Anadolu Isuzu’nun otonom elektrikli otobüsü, sürüş testlerini tamamladı

Türkiye’nin ticari araç markası Anadolu Isuzu otomotiv endüstrisini etkileyen en yeni trend ve teknolojilere öncülük eder nitelikteki Ar-Ge çalışmalarını emin adımlarla sürdürüyor. Otonom sürüş teknolojileri alanındaki çalışmalarını sürdüren Anadolu Isuzu, ekosistemle işbirliğine verdiği önem doğrultusunda Leo Drive girişimi ile işbirliği yapıyor. Proje kapsamında Anadolu Isuzu Ar-Ge ekibi, otonom sürüş teknolojileri özelinde ölçeklenebilir ve güvenilir yazılım, donanım ve algoritma çözümleri geliştiren bir girişim olan Leo Drive uzmanları ile işbirliği yapıyor.

Anadolu Isuzu, Leo Drive ile yaptığı işbirliği kapsamında, 8 metrelik tam elektrikli otobüsü Novociti Volt’u bir sürücüsüz araç platformuna dönüştürdü. Proje kapsamında birçok ileri teknolojili LiDAR kameralar, sensörler, özel işlemci ve kontrolörler ve bağlantılı sürüş sistemleri ile donatılan NovoCiti Volt test aracı yolculu ve yolcusuz birçok farklı senaryoda test edildi.

Gebze Teknik Üniversitesi kampüsünde gerçekleştirilen test sürüşlerinde elde edilen veriler geliştirilen otonom sürüş çözümünün en iyi hale getirilmesinde kullanıldı. 3. seviye otonom araç olarak kabul edilen NovoCiti Volt otonom test aracı, farklı trafik koşullarında yol üzerindeki işaretlere ve trafik ışıklarına uygun olarak, karşıdan karşıya geçen yayalarla ya da hareket halinde veya durmakta olan araçlarla uyumlu, güvenli bir sürüş yeteneği sergiledi.

Proje, herkes için otonom sürüş teknolojisi sağlamayı hedefleyen ve bunun için açık kaynak tabanlı çözümleri destekleyen kar amacı gütmeyen bir organizasyon olan Autoware Foundation işbirliği ile yürütülüyor.

2015 yılında kurulan ve faaliyetlerini YTÜ Yıldız Teknopark bünyesinde sürdüren Leo Drive girişimi, kısa süre önce Japonya merkezli otonom araç teknoloji şirketi Tier IV‘ten yatırım aldı.

Leo Drive’a yatırım yapan Japonya merkezli TIER IV şirketi de, güvenli otonom sürüş sistemleri geliştirmek amacıyla açık kaynak olarak geliştirdiği dijital ikiz çözümü tabanlı otonom sürüş simülatörünü (Scene Simulator for Autoware – AWSIM) bu projede etkin biçimde kullandı.

Otonom sürüş ekosisteminin en büyük açık kaynak topluluğu tarafından desteklenen Autoware.AI, 20’den fazla ülkede 100’den fazla şirket tarafından kullanılıyor. Autoware, 2017 yılından bu yana Japonya’da kamuya açık yollarda sürücüsüz araçlar için lisans almış durumda.

Anadolu Isuzu ve Leo Drive’ın başarıyla uyguladığı Autoware tabanlı otonom sürüş çözümünün test ve geliştirme aşamalarındaki tüm yüksek tanımlı haritalar, veri kümeleri, dijital ikiz simülasyon kayıtları ve sistem mimarileri açık kaynak olarak bu alandaki geliştiriciler ekosistemi ile paylaşılacak.

Anadolu Isuzu Genel Müdürü Tuğrul Arıkan konuyla ilgili şunları söyledi:

“Türkiye’nin ticari araç markası Anadolu Isuzu olarak, otomotiv endüstrisini dönüştüren trendleri izlemekle kalmıyor, bu trendlerde aktif bir oyuncu olarak yer alıyoruz. Gücümüzü ticari araçlar alanında 40 yılı aşkın uzmanlığımızdan, yenilikçi ve çevreci karakterimizden ve nitelikli Ar-Ge yeteneğimizden alıyoruz. Anadolu Isuzu olarak sürekli gelişen elektrikli araç portföyümüzle birlikte biyogaz ve hidrojen yakıtlı araçlar gibi çevreci araçlarımızın yanı sıra otonom sürüş teknolojileri alanındaki çalışmalarımızla da sektörümüze öncülük ediyoruz.

Otonom 3. seviyede dünyanın en ileri açık kaynak teknolojilerini etkin biçimde kullanarak başarıyla sürdürdüğümüz bu proje bizim yenilikçi, sürdürülebilir, güvenli, konforlu araçlar üretmeye yönelik vizyonumuzun çok önemli bir bileşenini oluşturuyor. Üretim altyapımızla, teknoloji ve uzmanlığımızla hem yurt içinde hem de yurt dışında yer aldığımız pazarlardaki müşterilerimizin ihtiyaçlarını karşılamaya hazırız.”

Yerli teknoloji girişimi Kuantum Siber Güvenlik, 10 milyon TL hedefle kitle fonlama yatırım turuna çıktı

Cyber Security girişimi Kuantum Siber Güvenlik, Türkiye’nin ilk ve tek buluş patentine sahip güvenlik duvarı yazılımı projesiyle yatırım turuna çıktı. Ülkemizde yerli ve milli siber güvenlik çözümlerinin geliştirilmesi ve ticarileştirilmesi noktasında önemli bir birikime sahip olan girişim, kuruluş tarihi olan 2019 yılından bu yana toplamda 2.5 milyon TL değerinde devlet teşviklerinden yararlandı.

Bu kapsamda KOSGEB AR-GE İnovasyon, TÜBİTAK TEYDEB 1501 Sanayi AR-GE, KOSGEB ÜR-GE projelerini başarılı bir şekilde tamamlayan Kuantum Siber Güvenlik, fonbulucu platformundaki yatırım turunda şirket paylarının %10’nun arzıyla yatırımcılardan 10 milyon TL fon talep ediyor.

Şirketin bilançosunda sermaye yedekleri ve özel fonlar kaleminde bulunan toplam 1.9 milyon TL, yatırım turu sonunda toplanan fon ile birlikte 101 bin TL’lik mevcut sermayeye ilave edilecek. Girişim şirketinin temettü dağıtım politikası dahilinde, yurt dışı satış hedeflerinin yakalanmasının ardından büyüme hedefleri için kullanılmak üzere ayrılacak kaynak sonrası yatırımcılara düzenli temettü ödemesi gerçekleştirilecek.

İlk 20 günde %20 bedelsiz pay 

Girişim şirketinden gelen bilgiye göre, yatırım turunun   başlama tarihi olan 12 Haziran Pazartesi günü saat 10.00 itibari ile 20 iş günü içerisinde EFT veya kredi kartı ile yapılan yatırımlarda yatırımcılara %20 fazladan pay verilecek. Şirket, Quantum Pi güvenlik duvarı ve yakında satışa çıkacak olan KidsWall ürününü sipariş vermek isteyen yatırımcılara özel indirimler de uygulayacak. Bu kapsamda 20 bin TL üzeri yatırım yapan yatırımcılara %10, 30 bin TL üzeri yatırım yapan yatırımcılara %20, 40 bin TL üzeri yatırım yapan yatırımcılara %30 indirim sağlanacak. Yatırım turuna katılım için son tarih 11 Ağustos 2023.

Beş yıllık kümülatif toplamda  2 milyar TL toplam gelir elde etmeyi öngörüyor

6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu’nun (KVKK) 12. maddesinin 1. fıkrasında belirtilen veri güvenliğinin sağlanması kurum ve kuruluşlar için kanunen zorunlu. Fakat bu alanda kullanılabilecek mikro işletmeler ve KOBİ’ler için tasarlanmış tak-çalıştır teknolojisine sahip, kurulum ve yönetim için teknik destek gerektirmeyen 360 derece tüm güvenlik mekanizmalarını bünyesinde barındıran bir ürün bulunmuyor. Bu ihtiyaç doğrultusunda ilgili kanunla uyumlu olarak geliştirilen Quantum Pi yazılımı, Türkçe dahil 7 farklı dilde kullanılabilen, teknik terimlerden arındırılmış ve kolay kullanıcı arayüzü ile uzmana ihtiyaç duyulmadan kolaylıkla yönetilebiliyor.

Eczaneler, avukat büroları, mali müşavirler, diş klinikleri, aile hekimleri, belediyeler gibi mikro ve orta ölçekli işletmeler için geliştirilen yazılım; güvenlik duvarı, port yönlendirmesi, site yasaklaması, zaman kısıtlaması, internet hız kısıtlaması, reklam engelleme, antivirüs gateway, VPN, saldırı tespit ve önleme sistemi, DEBSec (DLP, email security, backup ve uç nokta güvenliği sağlayan antivirüs) log kayıt – zaman damgası ve cloud yönetim paneli özelliklerini üzerinde bulunduran 360 derece güvenlik alt yapısını tek bir cihaz üzerinde barındıran bir güvenlik duvarı. Yazılımı ABD, Orta Doğu, Asya ve Avrupa ülkelerindeki kanuni regülasyonlara uyumlu geliştiren girişim şirketi,  Quantum Pi’nin son iki yıldaki satışı ile birlikte  yaklaşık 1.3 milyon TL ciroya ulaştı ve elde etilen cironun %54’ü kayıtlara kâr olarak geçti. Şirket, alınacak yatırım ile beraber sadece Quantum Pi’nin ürününün satışından beşinci yılında yaklaşık 2 milyar TL toplam kâr hedefliyor.

Hedef; dünyanın lider siber güvenlik firmalarına exit 

Kendini sürekli geliştiren dinamik ve genç bir kadro ile geleceğe yön verme vizyonuyla yol çıktıklarını belirten Kuantum Siber Güvenlik Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Tuncay Karaman, siber güvenlik sektöründe ithalat noktasında olan ürünleri tespit edip bunları yerli ve milli ürün haline dönüştürme noktasında stratejik planlar hazırladıklarını söyledi. Tuncay Karaman:

“Bu kapsamda şirketimizi ülkemiz çapında Bilişim 500 şirketleri arasında ilk 50 şirket arasında yerleştirmeyi hedefliyoruz. Global pazar planlaması, distribütörlük ve satış kanallarının oluşturulmasının ardından önümüzdeki süreçte Önce Amerika ardından siber güvenlik alanında ihtiyacın en yüksek olduğu Hindistan ve Endonezya pazarlarına giriş yapacağız. Gerekli anlaşmaların sağlanması ile dünyanın en büyük siber güvenlik firmalarına exit ya da daha erken süreçte borsaya kote olmak da başlıca planlarımız arasında” ifadelerini kullandı.

Dijital müzik platformu Musixen, 2023 sonuna kadar 2.5 milyon kullanıcıya ulaşmayı hedefliyor

Stream müzik, hiç kuşkusuz son yılların en popüler  eğlence araçlarından bir tanesi. Küresel çapta hızla büyüyen pazarın oyuncuları müzik, eğlence ve sahne sanatları alanında faaliyet gösteren sanatçı, müzisyen veya mekanların online uygulama üzerinden kullanıcılarla buluşmasına aracılık ederek dijital müzik üreticileri ile tüketicilerinin yeni nesil beklentilerine cevap veriyor.

Dünyada Spotify, YouTube Music, Apple Music pazarı domine ederken sektörün Türkiye’deki lideri Musixen; yalnızca canlı müzik dikeyindeki içeriğiyle diğer stream platformlardan farklılaşıyor. Entrepreneurship World Cup-EWC, Web Summit-Startup Programme, K-Startup Grand Challenge, AIM Dubai gibi uluslararası yarışma ve organizasyonlardan ödül ve dereceyle dönen; Nisan 2023’te  Fizy ile el ele vererek cesur ve yenilikçi bir adım atan Musixen, başarılı faaliyetlerini Türkiye dışında Azerbaycan, Nijerya ve Meksika’da sürdürüyor. Platformun ana amacı; dünyanın her yerinden müzisyeni ve canlı müzik-eğlence içeriklerini izleyen kullanıcıları bünyesinde taşıyan bir karmaya ulaşmak, kurumsal tarafta marka iş birliklerini derinleştirmek, eğlence sektörünün super app’ini yaratmak ve içinde  müziğin yer aldığı farklı etkinlikler için tüm paydaşların başvuracağı bir sanatçı pazaryeri haline gelmek.

Üç yılda 1.7 milyon kez indirildi 

Kullanıcılarla sanatçıların doğrudan etkileşimi, kullanıcıların sanatçılardan özel istek şarkı talep edebilmesi, şarkı önerme, kişiselleştirilmiş canlı yayın performansları gibi niteliklerle öne çıkan Musixen; sanatçıların yayın yapmaya başladıkları ilk günden itibaren para kazanabilmesine dayalı modeliyle müzisyenler arasındaki gelir dağılımının daha eşitlikçi olması ihtiyacına da sessiz kalmıyor. Canlı müzik video ve konser akışı için sanal gerçeklik (VR) gibi yeni nesil teknolojilere de yer veren Musixen, kuruluşundan bu yana geçen üç yılda 320 bin aktif kullanıcıya, 1.7 milyon indirilmeye, 15 binin üzerinde kayıtlı sanatçıya ulaştı ve şu ana dek 200 binden fazla canlı yayına imza attı.

2025’te Kuzey Amerika ve Avrupa pazarlarına girecek

2021 yılında Azerbaycan’ın popüler sanatçılarının platformda yer almasını sağlayarak, bölgede etkin bir bilinirlik elde eden  Musixen, 2022 yılı sonlarına doğru Nijerya’daki müzisyenlerin deneme yayınlarına başlamış ve çok kısa bir sürede 1.000’den  fazla müzisyen başvurusu almıştı. Hemen ardından Meksika pazarına da girerek operasyonlarını müzik ve eğlence kültürü gelişmiş düzeyde olup Türkiye ile benzer özellikleri bulunan Güney Amerika kıtasına taşıyan Musixen globalleşme açılımıyla 2023 sonuna kadar Afrika ve Latin Amerika’da yaygınlaşmaya, 2024 yılında Güneybatı Asya ve Körfez ülkelerinde büyümeye odaklanacak. Musixen’in 2025 yılında yüzünü çevireceği pazarlar ise Kuzey Amerika ve Avrupa. Platformyurt dışı hedef pazarlara daha kuvvetli ilk giriş için 2023 yılı sonuna kadar 2.5 milyon kullanıcı ile 20 binin üzerinde müzisyene ulaşmak noktasında iddialı.

“Müzik ve eğlence sektörünün en canlı olduğu döneme giriyoruz”

Sektörün Türkiye’de mevcut durumunu değerlendiren ve aksiyon planları aktaran Musixen Kurucusu ve CEO’su Çağrı Bozay:

“Yeni yıla temposu yüksek bir şekilde başlayan müzik ve eğlence sektörü yaşanan deprem felaketi nedeniyle temposunu düşürmeyi seçti. Tüm sektör paydaşları gibi Musixen de yaraları sarmak adına elinden geleni yaptı ve yapmaya devam ediyor. Ülkemizdeki seçim atmosferinin etkisiyle durgunluk ikiye katlansa da sektörün en canlı olduğu döneme giriyoruz. Müzik ve eğlence sektörü açık havadaki etkinliklerle birlikte temposunu giderek artıracak. Livestream tarafında ise yayıncı ve izleyici arasındaki interaktivitenin daha yüksek olduğu içerikleri görmeye başlayacağız. Son dönemde hızla gelişen yapay zeka tabanlı teknolojiler de livestream alanında kendini iyice gösterecek.

Musixen olarak biz de kendi yol haritamız gereği benzersiz bir canlı müzik deneyimi için paydaşlarımıza sunacağımız yeni teknolojileri değerlendiriyor ve gerekli aksiyonları alıyoruz. Yurt dışındaki hedef pazarlarımızdan Musixen’le partnerlik yapmak adına çok sayıda talep var. Bu anlamda yoğun bir hazırlık sürecindeyiz ve hedef pazarlara planladığımız takvimlerle girerek büyümemizi hızlandıracağız. Diğer taraftan sanatçılar arasında gelirlerin paylaşılması adına platformların farklı uygulamaları yavaş yavaş hayata geçirdiğini görüyoruz. Biz bu konunun ülkemizdeki öncüsüyüz. Yapacağımız iş ortaklıklarıyla sanatçılarımıza platformdan elde ettikleri gelirlere ek olarak performansları üzerinden gelir elde edebilecekleri farklı modellerimizi uygulamaya geçireceğiz” dedi.

Çağrı Bozay, ayrıca kurumsal tarafta Türkiye’nin önce gelen markalarına ihtiyaçları doğrultusunda projeler ürettiklerinin ve hibrit etkinlikler için 360 derece hizmet veren bir çözüm ortağı olma yönündeki çalışmalarının devam ettiği bilgisini verdi.

Porsche Mission X tanıtıldı: Elektrikli spor araçlara yeni bir soluk getiriyor

Alman otomotiv devi Porsche, yeni elektrikli hypercar konseptiyle tasarlanan Mission X modelini duyurdu. Konsept model, geleceğin teknolojisini gün yüzüne çıkarıyor.

Tamamen elektrikli hypercar, Porsche’nin alışılagelmiş tasarım dilinden radikal bir şekilde ayrılıyor. Ancak şirketin elektrikli araçlardaki geleceği konusunda ciddi olduğu da yenilikçi araçlarla beraber ortaya çıkıyor.

Mission X, birleşik 1.000 beygir gücü üreten bir çift elektrik motoruyla çalışıyor. Bu motorlar, araca 200 milin üzerinde bir azami hız ve 0’dan 60 mil/sa hıza sadece 2.5 saniyelik bir hızlanma süresi veriyor.

Mission X ayrıca 300 milin üzerinde bir menzil sağlayan 900 voltluk bir pil takımını bünyesinde barındırıyor. Tasarım açısından Mission X, Porsche’nin daha önce ürettiği hiçbir araca benzemiyor.

Otomobil, geniş panoramik bir ön camı ve çift martı kanadı kapıyı bünyesinde barındırıyor. Aracın hakim olduğu şık, aerodinamik gövde dikkatleri üzerine çekiyor. Sürücüye odaklanan minimalist bir tasarıma sahip iç mekan da aynı derecede etkileyici izlenim yaratıyor.

Porsche, Mission X’i prototipten üretim bandına geçirme planları hakkında henüz herhangi bir açıkla yapmadı. Ancak şirketin elektrikli araçlara yönelik gelecek vizyonunu sergilemek için konsept otomobili kullandığı açıkça belli oluyor. Mission X, Porsche’nin cesur ve iddialı duruşunu en iyi şekilde yansıtıyor. Her ne kadar Mission X prototip olsa da nereye giderse gitsin tüm dikkatleri üzerine çekeceği kesin gibi görünüyor.

Mobilite odaklı yerli girişim iUGO, Otokoç Otomotiv’den 1 milyon euro yatırım aldı

Otokoç Otomotiv, yenilikçi ve teknoloji tabanlı girişimlere yatırım yapma stratejisi çerçevesinde verimli sürüş çözümleri geliştiren iUGO’ya 1 milyon dolarlık yatırım yaptı. Bu yatırım, iUGO’nun gelişim hızını yükseltmesinin yanında, Otokoç Otomotiv’in dokuz ülkedeki 400’e yakın hizmet noktasını kapsayan geniş ağıyla mobilitede liderliğini sürdürmesine katkı sağlayacak.

Yerli bir girişim olarak güvenli ve verimli sürüş çözümlerine gelişmiş teknolojiyle yepyeni bir anlayış getiren iUGO, araç telemetrisi teknolojileri konusunda çözümler geliştiriyor. Elde ettiği verileri özgün algoritmalar ile birleştiren şirket; bu sayede araç takip sektörünün dinamiklerini, sürücü alışkanlıklarını öğrenme modeline dönüştüren bir sistem sunuyor.

Hizmet verdiği kurumlara Mobil Uygulama ile Sürüş Skorlama, Sürücü Değerlendirme Sistemi, Kurye Güvenliği Sürüş Uygulaması, Sürücü e-learning Modülü, Ağır Vasıta Ekonomik Sürüş Platformu, Bağlantılı Araç Platformu, Dijital Filo Yönetimi, Elektrikli Araçlar Batarya Yönetimi gibi gelişmiş mobilite çözümleri sunan iUGO, sürücüsüz araçlara doğru giden yol haritasında, öğrenen algoritmalar ile kurulan yapay zeka çözümleri, araç ve motor kontrolü üzerine geliştirilecek modellemeler, ileri seviye çok katmanlı haritalama çalışmalarına yönelik Ar-Ge faaliyetleri de yürütüyor.

Otokoç Otomotiv mobilitenin gelişimine stratejik destek sağlayarak sektörü ileri taşımayı hedefliyor

Otokoç Otomotiv Lideri İnan Ekici, konuyla ilgili değerlendirmesinde şunları söyledi:

“Otokoç Otomotiv olarak 95 yıldır kesintisiz sürdürdüğümüz başarının temelinde yenilikçiliğe ve koşullara uyum sağlayabilmeye verdiğimiz önem bulunuyor. Dijital hizmetlerin otomotiv değer zincirinin yüzde 30-40’ını kapsayacağını ve bağlı araçların ortaya çıkaracağı yeni hizmet ve iş modelleri gelişiminin önemli bir parçası olacağını öngörüyoruz. Otokoç Otomotiv olarak, mobilitede satış, servis, araç paylaşımı, bireysel ve filo kiralama alanlarında verdiğimiz nitelikli hizmetleri günümüz trendlerine uyumlu olarak genişletmek stratejik önceliklerimiz arasında yer alıyor. Bu doğrultuda akıllı hareketlilik, elektrifikasyon, bağlantılı ve otonom araç teknolojileri, perakende teknolojileri, mobilitede müşteri deneyimi ve sürdürülebilirlik konularını odağımızda tutuyoruz.

Mobilite dünyasında tüm paydaşlara değer yaratan yol arkadaşı olma” misyonuyla hareket ediyor, gelecekte stratejik iş birliklerine dönüşebilecek potansiyele sahip girişimlere destek veriyoruz. iUGO yatırımını, misyonumuzu yerine getirmede güçlü bir adım olarak görüyoruz. Bu alanlardaki tohum veya erken aşama seviyesinde olan, yenilikçi tabanlı girişimleri destekleme stratejimiz çerçevesinde gerçekleştirdiğimiz yatırımımız, mobilite dünyasının gelişimindeki öncülüğümüzü de pekiştiriyor.”

Bağlantılı araç projesiyle tüm araç filosu tek merkezden yönetilecek

Otokoç Otomotiv’in yakın gelecek hedefleri arasında bağlantılı araç projesi öne çıkıyor. Otokoç Otomotiv’in hem kendi filoları hem de başka şirketlerin araçlarını bağlantılı hale getirerek daha tasarruflu bir geleceğin inşa edilmesinde önemli bir rol oynayacağını kaydeden İnan Ekici, bu kapsamda iştirakleri ile birlikte önümüzdeki beş yıl içinde 50 binden fazla aracı tek merkezden yönetmeyi hedeflediklerine dikkat çekiyor. Ekici, Bağlantılı Araç Projesi ile uzun dönemli vizyonları doğrultusunda 9 ülkedeki yaklaşık 110 bini aşan araç filosunun tamamını sistem ile entegre hale getireceklerini belirtiyor.

Kısaca CASE olarak adlandırılan ve “Connected Cars – bağlantılı araçlar”, “Autonomous Cars – otonom araçlar”, “Sharing Mobility – paylaşım mobilitesi”, “Electric Cars – elektrikli araçlar” olarak sıralanan kategoriler, otomotiv endüstrisini dönüştüren trendleri temsil ediyor.

CASE çerçevesinin, çevreci, talep üzerine ve büyük kullanıcı deneyimi” seçenekleri ile müşterilerin gelişen ihtiyaçlarına yanıt veren hizmet modellerini içerdiğini kaydeden Otokoç Otomotiv Lideri İnan Ekici, Türkiye’de 5G gibi teknolojik altyapı yatırımlarının bu alandaki gelişim sürecini hızlandıracağının da altını çizdi.

iUGO CEO’su Evren Özatay ise konuyla ilgili şunları söyledi;

“iUGO Teknoloji olarak, mobilite (hareketlilik) alanındaki dijital devrimin önemli bir noktasında, teknoloji yatırımları ile gelişmiş veri analizi yapan bir şirket olarak yer almaktan ötürü mutluyuz. Bağlantılı araçlar, scooter’lar, bisikletler, toplu taşıma sistemi ve telekomünikasyon altyapısından oluşan ekosistem, yeni bir ekonomi içinde bağlantılı bir dijital dünya ortaya çıkarıyor. Bu büyük endüstri, ihtiyaçlarını karşılayabilen özel bir veri platformuna ihtiyaç duyarken, platformumuz, büyük miktardaki ham veriyi katma değerli bilgiler haline dönüştürmeyi mümkün kılarak, hareketlilik ekonomisinin potansiyeline ulaşmasını sağlıyor.

İşte Otokoç Otomotiv’in bu yatırımı ile ortaya çıkarılacak olan Akıllı Hareketlilik Veri Platformu, mobilite ekonomisinin gelişebileceği ve potansiyelini tam anlamıyla gerçekleştirebileceği bir temel olacaktır. Bu yatırımın, özellikle uluslararası pazarlarda mevcudiyetimizi sağlamlaştıracağına ve yeni coğrafyalara açılma olanağı sağlayacağına inanıyoruz.”