Ana Sayfa Blog Sayfa 1025

Gıda atığını önlemek için teknoloji çözümleri üreten FazlaGıda, 500 İstanbul’dan yatırım aldı

Fazla Gıda, küresel hedeflerden iklim aksiyonu ve açlık sorunlarını çözmek üzere yola çıkmış; bu sorunların çözümü için gıda atığını hedef almış bir Sosyal Teknoloji girişimidir. Gıda atığı dünyadaki co2 salınımının %8’ini oluşturmaktadır.

Girişim temel olarak, sağladığımız altyapı ile son kullanma tarihi gelmemiş ve besin değerleri yerinde olan gıdaların ihtiyaç sahiplerine yardım eden gıda bankaları ve derneklere bağışlanmasını sağlıyor. Ocak 2017’de 500 İstanbul’tan aldıkları melek yatırım ile operasyonlarına başladı. Geçen hafta ise dünyada açlık ile savaşan sosyal girişimleri destekleyen KellyDeli Foundation ve Thought for Food işbirliği ile düzenlenen The Good Kitchen programına dünyada kabul alan 5 sosyal teknoloji girişimden biri oldu ve en yüksek puan ile seçildi.

Şu an Migros ve CarrefourSA ilk iş ortakları olup, pilot çalışma sonrası aktif olarak başladıkları operasyonları, 2 ay içinde 30 ton’dan fazla gıda atığını önledi. Bu da hizmet verdiği noktalarda %70’lere varan bir atık azaltım oranına denk geliyor.

Girişimle ilgili gelişmeleri aktarmaya devam edeceğiz.

Forcepoint, Wannacry virüsü vakasını değerlendirdi

Geçtiğimiz günlerde uzun zamandır görülmemiş çapta büyük bir virüs salgını yaşandı. Neredeyse her ülkeden kurumların saldırıya uğradığı ve bilgisayar ağlarının çöktüğü haberleri geldi. Virüsün kendi kendini çoğaltma özelliği ise son yıllarda gördüğümüz ufak çaptaki benzer saldırılardan tamamen farklı. Buna benzer yaşanan son büyük ‘salgını’ Conficker solucanı başlatmıştı ve bu yaklaşık on yıl önceydi. Teknik ve uygulama anlamında önemli farklılıklar içeren bu vakayı, küresel siber güvenlik lideri Forcepoint’in kıdemli uzmanları farklı yönleriyle değerlendirdi.

Son zamanlarda karşılaştığımız siber saldırılar daha çok ‘truva’ yöntemini kullanıyordu. Truva yönteminde saldırganlar; bilgi çalmak, dosyaları kilitlemek veya başka bir amaç doğrultusunda avlarını tuzağa düşürmek ve kötü amaçlı yazılımı karşı tarafa kurmak için sosyal yetenek taktiklerinden faydalanırlar. Bu yöntemin temel özelliği, saldırının tek hedef üzerinde gerçekleşmesidir.

Yaşadığımız son salgının arkasındaki WannaCry, WCry veya WannaCrypt0r 2.0 olarak adlandırılan kötü niyetli yazılım esasen farklı bir ‘familyadan’ geliyor; solucan familyasından. Solucan, bir şebekeye girdiği anda kendi kendini çoğaltmaya başlar, genelde Windows işletim sistemindeki yamalanmamış gedikleri kullanarak bir makineden başka bir makineye bulaşır. Yaşadığımız son örnekte solucanın istismar ettiği gediğin ismi ‘EternalBlue’. Microsoft tarafından bu güvenlik açığı için üretilen yama, MS17-010 ismiyle geçtiğimiz Mart ayında dağıtılmaya başlamıştı.

Fidye transferi için Bitcoin kullanıldı

Cuma günkü saldırı, e-posta aracılığıyla gönderilen zararlı bir siteye ait linke tıklanmasıyla başladı. Eğer e-posta bir şekilde kullanıcıya ulaşır ve linke tıklanırsa, WannaCry fidye solucanı otomatik olarak siteden bilgisayara inerek olaylar zincirinin başlamasına neden oluyor. Bu zararlı yazılım daha sonra, eriştiği bilgisayarın bağlı olduğu yerel ağa da sızarak kendini diğer bilgisayara kopyalıyor, dosyalarını şifreliyor ve deşifre karşılığında 300 dolar istiyor.

Saldırıyı gerçekleştirenler görünüşe göre para transferi için pek çok Bitcoin cüzdanı kullanıyorlar. Bu analiz hazırlanırken bile cüzdanlardan birine şimdiden 23 para transferiyle toplam 4.266 Bitcoin (yaklaşık 7.500 USD) gönderilmişti. Muhtemelen bu, soygunda elde edilen paranın küçük bir kısmını teşkil ediyor.

Kurumlar güvenlik yatırımını artırmalı

E-posta, web ve NGFW güvenliği ürünlerimiz sayesinde Forcepoint kullanıcıları bu küresel saldırından korunmuş olsalar da, böyle bir saldırını doğası gereği aradan kaçabilecek veya kaza eseri karantinadan çıkabilecek tek bir e-posta bile kurumların tüm sistemlerini şifrelenme riskiyle baş başa bırakabilir. Güvenlik karşısında alınacak derinlemesine savunma yaklaşımı ile bir saldırı, direnç zincirinin pek çok noktasında potansiyel olarak durdurulabilir.

E-posta üzerine kurulu seçim kampanyalarındaki kullanıcıların aldığı eğitime benzer bir yaklaşım, bu tür saldırıları sınırlamada atılacak çok önemli bir adım olur. Çünkü kendi kendini çoğaltan fidye virüsleri yaygınlaşmaya başlarsa, bir kullanıcının kasten veya kaza eseri zararlı bir linke tıklamasının bir kurumu yüz yüze bırakacağı güvenlik riski kat kat artacaktır. Bu zararlı yazılımın istismar ettiği MS17-010 güvenlik açığının yamalanmasının üzerinden neredeyse iki ay geçti. Bu ve farklı kurumlar arasında yaşanan derin hasar farkları gösteriyor ki, eksiksiz ve periyodik bir yazılım güncelleme pratiğinin benimsenmesi gerekiyor.

TÜSİAD Bu Gençlikte İŞ Var! yarışmasında büyük ödülün sahibi Physhome oldu

Türkiye’nin dört bir yanından gelen 1426 iş fikri başvurusu arasından finale kalan beş ekibin iş planı sunumlarını yaptığı “TÜSİAD Bu Gençlikte İŞ Var!” finalinde ödüller sahiplerini buldu. TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Erol Bilecik, Sabancı Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı, TÜSİAD Yönetim Kurulu Üyesi ve Gürallar Yönetim Kurulu Başkan Vekili Esin Güral Argat, BASF Türk CEO’su Buğra Kavuncu ve Yemeksepeti CEO’su Nevzat Aydın’ın jüri koltuğunda oturduğu ödül töreninde, birincilik ödülü Physhome, ikincilik ödülü Bizim Ekip, üçüncülük ödülü ise Buz Dökücüler ekibine verildi.

TÜSİAD tarafından, Türkiye’nin büyümesi ve kalkınmasında aktif rol oynayacak, vizyoner genç girişimcileri ortaya çıkarmak ve inovatif fikirlerini büyük sermaye ile buluşturmak amacıyla düzenlenen “TÜSİAD Bu Gençlikte İŞ Var!” yarışmasında kazananlar 17 Mayıs’ta Sabancı Center’da yapılan ödül töreninde belli oldu.

Üniversite öğrencilerine iş fikirlerini, iş dünyasının önde gelen isimleriyle birlikte geliştirerek hayata geçirme imkanını sunan yarışma bu yıl, BASF Türkiye’nin ana sponsorluğunda gerçekleştirildi. Yarışmanın diğer destekçileri arasında Mazars Denge, Gittigidiyor, Özyeğin Üniversitesi, UBS AG, Allianz ve IBM yer aldı.

Türkiye genelinde 73 il ve 152 üniversiteden 3.706 öğrencinin katılımı ile kendi rekorunu kıran “TÜSİAD Bu Gençlikte İŞ Var!” yarışmasında, sırasıyla ön eleme, eğitim kampı, TÜSİAD rehberleriyle çalışma ve yarı final etaplarını geçen beş ekip arasından ilk üç şöyle sıralandı:

75.000 TL’lik Birincilik Ödülü’nü kazanan:

Fizik tedaviyi her zaman, her yerde, en doğru şekilde sunma mottosu ile yola çıkan ve fizik tedavi ve ortopedi hastalarının tedavi süreçlerini istedikleri yerden takip edebildikleri bir mobil sağlık çözümü sunan üç Boğaziçi üniversiteli (Cihat Erbay, Berhudan Aslan, Mahmut Jiyan Aslan) ve bir İstanbul üniversiteli (Safa Andaç) gencin kurduğu Physhome (Aylin Somersan-Coqui’nin rehberliğinde)

50.000 TL’lik İkincilik Ödülü’nü kazanan

Sürdürülebilir bir gelecek için, mikrobiyal prosesler kullanarak, daha az kimyasal ve su ile çevreci ve ekonomik endüstriyel deri üretmeyi hedefleyen Marmara Üniversiteli Halil Önder Özbaşak ve Şeyma Öztürk’ün oluşturduğu Bizim Ekip (Ümit N. Boyner’in rehberliğinde)

25.000 TL’lik Üçüncülük Ödülü’nü kazanan

Enerji iletim hatlarında oluşan buz yükü sorununa uzun ömürlü, akılcı ve düşük maliyetli bir çözüm oluşturmayı amaçlayan projeleriyle Amasya Üniversiteli Buz Dökücüler: Serdar Atmaca ve Lütfullah Kıcık (Ebru Özdemir’in rehberliğinde) Ödül töreni, yarışmaya katılan öğrencilerin yanı sıra TÜSİAD Yönetim Kurulu Üyeleri, ekiplerin projelerine rehberlik yapan TÜSİAD üyeleri ve girişimcilik ekosisteminin önde gelen isimlerini buluşturdu.

Bu gurur ve başarı gençlerimize ait

Törenin açılış konuşmasını yapan TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Erol Bilecik, şunları söyledi: “Yarışmamız, 2011 yılında pilot nitelikte bir proje olarak başladığında hedefimiz, girişimcilik kültürünü gençlerimiz arasında yaygınlaştırmak, gençlerimizin tutkularıyla şekillendirdikleri iş fikirlerine, TÜSİAD bünyesindeki deneyimle rehberlik etmekti. Evet, adı yarışmaydı ama, yarışanlar asla gençlerimizin hayalleri değildi. Yarışan ve kazanan hep Türkiye olacak, projemize katılan gençlerimizden her biri çok önemli değerler elde edecekti. Gelinen noktada, tüm bu temennilerimizin beklentilerimizin de ötesinde gerçekleştiğini görmekten mutluluk ve gurur duyuyoruz. Bu yıl kendi katılım rekorunu kıran TÜSİAD Bu Gençlikte İŞ Var!, tam da arzu ettiğimiz gibi bir yarışmanın çok ötesinde, Türkiye’de girişimciliğin genç beyinler nezdinde gelişim platformu haline geldi. Bu gurur ve bu başarı gençlerimize ait. Gençlerimiz, birbirinden güzel, birbirinden yaratıcı, birbirinden değerli fikirleriyle hepimize ilham verdiler. TÜSİAD olarak, bugün olduğu gibi, bundan sonraki dönemlerde de gençlerimizin yanında olacağız. Girişimciliğin desteklenmesinden genç istihdamına kadar, küresel rekabette daha güçlü bir Türkiye’ye destek verecek tüm adımlarda en kıymetli ortağımız gençler olacak.”

Bu Gençlikte İŞ Var! Ödül Töreni’ne ev sahipliği yapan ve finalin jüri üyelerinden Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı konuşmasında kadınların girişimcilik ekosisteminde daha fazla yer alması gerektiğine vurgu yaparak “Bugün, Türkiye’de kadınların iş gücüne katılım oranı %30’larda ve bu hiç yeterli bir sayı değil. “Bu Gençlikte İŞ Var!” yarışmasında %33 kadın girişimci katılımı iyi bir başlangıç. Fakat her konuda olduğu gibi burada da eşitlik diyoruz ve bu rakamı yukarı çekmeliyiz. Girişimcilik alanında kadınları cesaretlendirmemiz lazım. %33’u asla yeterli bulmamalıyız. Bu sene başvuran, finale kalan, kazananların bir görevi daha olsun. Bu görev; çevresindekileri, özellikle kadınları teşvik etmek olsun. Kadın girişimci oranını hep birlikte daha yukarı çekmeliyiz ve bu konu devamlı gündemimizde olmalı.” dedi.

1.426 proje hangi aşamalardan geçti?

Yarışmaya başvuran 1.426 proje, en az iki yatırımı olan ve/veya Bireysel Katılım Sermayesi lisansına sahip melek yatırımcılar ve girişimcilik ekosisteminin lider isimlerinin oluşturduğu bağımsız bir ön jüri tarafından değerlendirildi. Ön elemeyi geçen ekipler yarışmanın Eğitim Kampı etabında, aralarında akademisyen, girişimci ve uzmanların bulunduğu eğitmenlerden ihtiyaç doğrulamadan pazara çıkış stratejilerine, fizibiliteden etkin sunum tekniklerine kadar farklı konularda eğitimler aldılar. Sonrasında TÜSİAD üyeleri Metin Akman, Leyla Alaton, Ümit N. Boyner, Aylin Somersan-Coqui, Ahmet Güvenek, Öget Kantarcı, İpek Ilıcak Kayaalp, Ebru Özdemir, Mustafa E. Say, Yeşim Sümerkan Toraman, Defne Tozan ve Şükrü Ünlütürk ile eşleşen 12 yarı finalist ekip rehberleri ile iki ay çalışarak projelerini geliştirme fırsatı buldular. Final jürisi değerlendirmesi ile 17 Mayıs tarihinde sahnede iş fikri sunumlarını gerçekleştirerek büyük ödül için yarışacak 5 finalist ekip belirlendi.

Girişimciliğe başlangıç yaşını sorgulatacak girişimciler

Geçtiğimiz günlerde düzenlenen The Pitcher 2017 etkinliği sonucu birinci seçilen eSportAkademi.com kurucusu Galip Sina Berik’in genç yaşta girişimciliğe atılmış ve böyle bir başarı elde etmiş olması büyük ilgi çekti. Henüz 17 yaşında elde edilen bu başarı “Girişimcilikte Yaş” algısını tekrar gündeme getirdi.

Dünyayı sarsan girişimlerden Facebook’un Mark Zuckerberg tarafından 19, Microsoft’un Bill Gates tarafından 20 ve Apple’ın Steve Jobs tarafından 21 yaşında kurulduğunu ele alırsak Girişimcilik ekosisteminin genç yaşlarda başladığını gözlemleyebiliriz. Peki bu “Başlangıç Yaşı” nın bir sınırı var mı?

Bu konu da sizinle girişimcilik yaşını sorgulatcak 6 girişimciden bahsetmek istiyoruz.

Sebastian Martinez

Sebastian’ın parlak çorapları toplamaya merakı annesinin kendi tasarımlarını yapmasını önerdiğinde bir işe dönüştü ve ortaya Sebastian’ın 5 yaşında başladığı “Are You Kidding?” adlı şirket çıktı. 2014 yılında Sebastian bu şirketiyle 15.000 dolar kazandı.

Evan

Henüz 9 yaşında milyoner olan Evan, EvanTubeHd adlı Youtube kanalı ile 4 milyon aboneye hitap etmekte. Oldukça başarılı olan bu küçük ölçekli girişimci bu platformdan yılda yaklaşık 1.3 milyon dolar kazanç elde ediyor.

Alina Morse

Alinanın hikayesi tatlı bir fikirle başladı; ”Tadı güzel ve sağlıklı şekersiz lolipoplar üretmek”. Babasının küçük bir yardımı ve bir sürü araştırma ile Zollipops doğdu. 9 yaşındaki Alina 2014 yılındaki verilere göre 70.000 dolar satış yaptı.

Zachary Weisenthall

Web tasarımcısı ve girişimci Zachary 15 yaşında ancak 2 şirketin arkasındaki büyük güç. Zachary aralarında Keep Puding adlı kar amacı gütmeyen bir beyin kanseri organizasyonu, Ry’s Ruffery adlı doğal köpek bisküvisi şirketi ve Emilee Tominovich gibi bir çok şirket ve kişiye web tasarımında bulundu. Aynı zamanda kendi şirketi de bu zamana kadar 20.000 doların üzerinde gelir elde etti.

Racherl Zietz

Spor aletlerini çok pahalı ve dayanıksız bulan 13 yaşındaki girişimci lakros oyuncusu Rachel Zietz, Gladyatör Lacrosse u 2013 yılında kurdu. Florida’daki Genç Girişimciler Akademisine katıldıktan sonra, konseptini yatırımcılara yöneltti ve gelişme yönünde 2.700 dolar ödül aldı. Şirketin ilk yılında Rachel’ın şirketi 200.000 dolarlık satış yaptı. İki yıl sonra, Gladiator Lacrosse gelirinde 1 milyon dolardan fazla bir gelir elde etti.

Noa Mintz

Noa 12 yaşında bir çocuk bakım ajansı olan Nannies by Noa ‘ı başlattı. Üç yıl sonra, New York şehrindeki 190 müşterisine, 150 dadıyla çalışır hale geldi. Şirketinin mali gelirini açıklamayan Noa Bebek bakımı hizmetleri için, müşterilere saat başı 5 dolarlık bir ücret uygulamakta.

Oracle Bulut Uygulamaları, İşletmeleri tüm dünyada dönüştürüyor

Sektörün öncü yenilikleri, dünyanın en büyük ve en hızlı büyüyen bulut uygulamalarının gelişimini yönlendiriyor.

Dünyanın dört bir yanındaki kuruluşlar, daha hızlı büyüyebilmek, rakiplerinden ayrışabilmek ve müşterilerine daha iyi hizmet verebilmek için Oracle Bulut Uygulamaları’nı çok daha fazla benimsiyor. Oracle Bulut Uygulamaları, işletmedeki her bir departmana yönelik eksiksiz ve tamamen entegre bulut uygulamalarından oluşan bir paket olup sektörün en geniş kapsamlı, en derinlikli ve en hızlı büyüyen bulut uygulamaları paketidir. Oracle Bulut Uygulamaları ile tüm sektörlerdeki kuruluşlar, müşterilerinin beklediği deneyimi sunabilmekte, başarıya ulaşmak için gereken yetenekli çalışanları bünyelerine katabilmekte ve piyasanın talep ettiği performansı sergileyebilmektedir.

Oracle Bulutu, dünyada 195’ten fazla ülkedeki müşterilerine yaklaşık 1.000 SaaS uygulaması sunmaktadır. Artık Oracle’ın bir parçası olan NetSuite ile birlikte dünyanın dört bir yanındaki 25.000’den fazla kuruluş kritik iş fonksiyonlarını dönüştürmek ve günümüzün en iyi uygulamalarını benimsemek için Oracle Bulut Uygulamaları’ndan faydalanıyor. Bu büyümeyi daha da hızlandırmak ve her ölçekten işletmenin iş süreçlerini dönüştürebilmesine yardımcı olmak içinse Oracle geçtiğimiz günlerde bir dizi NetSuite yeniliğini duyurdu. Bu yeniliklerle birlikte ayrıca yapay zeka tabanlı kurumsal uygulamalar da kullanıma sunuluyor. Oracle’ın Uyumsal Akıllı Uygulamaları, birinci taraf verilerini üçüncü taraf verileriyle harmanlamakta ve ardından bunları uyarlayıp öğrenen bulut uygulamalarını oluşturmak için de Oracle’ın karar bilimini ve makine öğrenimi fonksiyonlarını uygulamaktadır.

“Günümüzün iş ortamında hataya yer yok. Kritik konumdaki tüm iş fonksiyonlarında günümüzün en iyi uygulamalarını benimsemeyen kuruluşlar, hayatta kalma mücadelesi verecek” diyor Oracle’ın Uygulama Geliştirmeden Sorumlu Başkan Yardımcısı Steve Miranda. “Oracle Bulut Uygulamaları ile Oracle, iş çevikliğini arttırmaya ve maliyetleri azaltmaya yardımcı olan, kapsamlı ve entegre bir modern iş uygulamaları paketi sunuyor. Bu sayede de her sektörden kuruluşlar, yaptıkları işi dönüştürme çalışmasında Oracle Bulut Uygulamaları’nı her geçen gün daha fazla tercih ediyor.”

Oracle NetSuite Global İş Birimi

NetSuite, 100’den fazla ülkedeki kuruluşun işlerini yürütmek için kullandığı, bulut tabanlı finansal yönetim uygulamaları/ERP, İK, Profesyonel Hizmetler Otomasyonu (PSA) ve çoklu kanallı ticaret yazılımlarından oluşan bir paket sunuyor. Geçen hafta düzenlenen ve şirketin yıllık kullanıcı konferansı olan SuiteWorld 2017’de NetSuite, aralarında Oracle’ın kapsam ve kaynaklarından faydalanacağı küresel genişleme girişimlerinin, NetSuite’in yekpare bulut paketi üzerine inşa edilmiş yeni bir temel İK çözümü olan SuitePeople’ın, sektörün ilk bulut çözümü olan SuiteSuccess’in, küresel ERP yeniliklerinin ve merkezi kuzey ülkelerinde bulunan işletmelere yönelik NetSuite OneWorld’ün de aralarında bulunduğu, kuruluşların geleceğe hazırlanmalarına yardımcı olacak bir dizi duyuru yayınladı. NetSuite ayrıca NetSuite platformunu tercih eden, yenilikçi ve hızla büyüyen işletmelerle ilgili bir duyuru da yayınladı. SuiteWorld 2017’den haberler için buraya tıklayın.

Oracle Müşteri Deneyimi Bulutu (Oracle CX Bulutu)

Oracle CX Bulutu Paketi, verileri, deneyimleri ve sonuçlarını birbirine bağlayan, güvenilir bir iş platformu sunarak kuruluşların müşteri deneyimi yönetimine ve işletmelerini dönüştürme girişimlerine daha akıllı bir yaklaşım sergilemelerini sağlamaktadır. Kuruluşların öngörülebilir ve maddi nitelikli iş sonuçları elde edebilmelerine yardımcı olmak için Oracle, Oracle CX Bulutu’nu geçen hafta sohbet robotları ve yapay zekanın yanısıra gelişmiş mobil, video ve sosyal mesajlaşma özellikleri gibi yeni teknolojilerle daha da geliştirdi. Sadece geçtiğimiz çeyrekte (Ç3/17) Oracle, 480 yeni Oracle CX Bulutu müşterisi ve 586 müşteri genişlemesi elde etti.

Oracle İnsan Kaynakları Yönetimi Bulutu (Oracle HCM Bulutu)

Oracle HCM Bulutu, kuruluşlara işbirliğine olanak sağlayan, yetenek yönetimini en verimli hale getiren, işgücü hakkında eksiksiz bilgiler sunan, operasyonel verimliliği arttıran ve herkesin herhangi bir cihazdan bağlanabilmesini kolaylaştıran modern İK teknolojileri sunmaktadır. Sadece geçtiğimiz çeyrekte (Ç3/17) Oracle, 206 yeni Oracle HCM Bulutu müşterisi ve 217 müşteri genişlemesi elde etti.

Oracle Kurumsal Kaynak Planlama Bulutu (Oracle ERP Bulutu)

Oracle ERP Bulutu, kuruluşlara finans, satın alma ve proje portföyü yönetimi alanlarında eksiksiz, modern ve başarısı kanıtlanmış ERP fonksiyonlarını sunmanın yanısıra Kurumsal Performans Yönetimi (EPM), Yönetişim Riski ve Uyumluluk (GRC) ve Tedarik Zinciri Yönetimi (SCM) gibi alanlar da da verimliliklerini arttırma, maliyetlerini azaltma ve kontrollerini geliştirme konusunda da yardımcı oluyor. Sadece geçtiğimiz çeyrekte (Ç3/17) Oracle, 564 yeni Oracle ERP Bulutu müşterisi ve 120 müşteri genişlemesi elde etti.

HP, Cannes Film Festivali’nde film yapımı alanındaki çalışmalarının 75. yılını kutluyor

HP, kreatif camia için iş ortaklıkları yapıyor, sanatsal işlere imza atan vizyonerlerle çalışıyor, fikirleri koruyor ve gelişmiş inovasyonun gücünü ortaya çıkarıyor.

CANNES, Fransa, 22 Mayıs 2017 – HP Inc. (NYSE: HPQ) bugün, Cannes Film Festivali’nde 70 yılı aşkın bir süredir film yapımcıları ve kreatif vizyonerler için yaptığı çalışmaları kutluyor. Cannes 2017’de HP, bazı yenilikçi kişiler ve sanatçılar ile işbirlikleri yaparak dünyanın kreatif kesişim noktası rolünü sürdürüyor.

HP’nin iş birliği yaptıkları arasında eğlence devleri DreamWorks Animation ve Technicolor, BAFTA ödül sahibi yapımcı Anant Singh, “Giant and Tree” ve daha birçok VR filminin arkasındaki öncü isimler bulunuyor. Böylece HP, Cannes’ta eğlence ve sanatın yeniden şekillendiği ve teknolojinin kişisel üretkenliği ortaya koyan rolünü gösteren birçok etkinliğe imza atıyor. Bunlara ek olarak, şirket her yıl düzenlenen “Masters of Short Film” yarışmasına da ev sahipliği yaparak HP’nin sanatçılara verdiği ilhamı bir kez daha gözler önüne serdi.

HP’nin Pazarlama ve İletişim Müdürü Antonio Lucio konuyla ilgili açıklamasında, “Sınırsız formlarda gelen sanat, ilhamın ve bağlantı kurmanın gücünü elinde tutuyor. Efsane sanatçılardan yeni vizyonerlere kadar bütün kreatifler, duygusal bir bağlantıyı ortaya çıkarmak için en son araç ve gereçlere yönelmiş durumda. Büyük hikayeleri anlatan filmler, diğer tüm sanat formalarından daha fazla içgüdüsel reaksiyon ortaya çıkarabilir. Dünyanın en yaratıcı insanlarının inovasyon ortağı olarak biz de herkesin içerisinde bulunan bu yaratıcı ve sanatçı ruhu ortaya çıkaran teknolojik deneyimleri yeniden icat ediyoruz.” dedi.

İnovasyon

Kreatif profesyonellerin ve amatörlerin istediği sıradışı deneyimleri sunmaya devam eden HP, vizyonlarındakini hayata geçirmelerini sağlayacak stil, kalite ve performansı getiren yeni premium PC portföyünü bu yılki festivalde tanıttı. Ek olarak, Avrupa’daki tanıtımında Cinema 4K Dreamcolor ekranlar renk hassasiyeti için altın standartları belirlerken en son ZBook Mobil İş İstasyonları sayesinde kreatifler, 3D grafikler ve sunucu seviyesinde işlemci gücü ile işlerini sanal gerçeklik içerisinde görselleştirebiliyor.

HP EMEA Başkanı Nick Lazaridis, Kişisel Sistemler Müdürü Ron Coughlin, Görüntüleme ve Yazıcı Müdürü Enrique Lores şirketin film, tasarım ve sanat gibi kreatif alanlarda nasıl inovasyon yaptığını ve ödül sahibi sanatçılar ile kreatiflere sınırları zorlamalarına nasıl yardımcı olduklarını paylaşacak.

Ortaklıklar

HP, uzun süredir film yapımcıları ve kreatif profesyoneller ile vizyonlarını animasyonlar, 3D, görsel efektler ve bilgisayarlara üretilen uygulamalar şeklinde hayata geçirmelerini sağlayan işbirliği içerisinde bulunuyor. DreamWorks Animation’ın 15 yıldan fazla bir süredir uçtan uça bir HP stüdyosu olmasına ek olarak ayrıca ortak-geliştirici iş ortağı olması endüstride lider teknolojik inovasyonların yapılmasını mümkün kılıyor. DreamWorks Animation Teknoloji İletişimleri ve Stratejik Ortaklıklardan Sorumlu Kıdemli Başkan Yardımcısı Kate Swanborg, HP teknolojisinin animasyonların kullanıldığı filmlerdeki rolünü anlatacak ve DreamWorks Animation filmlerinin sahne arkası görüntülerini paylaşacak.

Sohbetler

HP ayrıca, kreatif alanda kalıpları yıkan kişilerin de katılım göstereceği bir dizi panel ve sunum da gerçekleştirecek. Immersive Media Kıdemli Başkan Yardımcısı ve Technicolor’ın Deneyim Merkezi Müdürü Marcie Jastrow, VR film yapımcıları Milica Zec ve Winslow Porter, Prana Studios Başkanı ve CEO’su Anish Mulani, HP Baş Teknoloji Yetkilisi Shane Wall ve Çağdaş Sanatçı POSE dijital yaratıcılığın geleceğini konuşacak ve sanatı görsel olarak nasıl gerçek hayata taşıdıklarını anlatacak. Film yapımcılığında ve reklamlarda çeşitliliğin ve katılımın öneminin ele alınacağı ikinci panelin moderatörlüğünü ise HP Pazarlama ve İletişim Müdürü Antonio Lucio yapacak. Bu panelde Manto filminin yönetmeni Nandita Das ve ticari direktörü Crystal Moselle de yer alacak.

İş birlikleri

Güney Asya’nın en önemli yazarlarından biri olarak gösterilen Hint-Pakistanlı Yazar Saadat Hasan Manto’nun gerçek hayatını konu alan Manto filminin ortak yapımcılığını HP ve Viacom 18 üstlendi. Buna ek olarak HP, bu yıl ikincisi düzenlenecek “Masters of Short Film” yarışmasına da ev sahipliği yaptı. Saadat Hasan Manto’yu ilham alan İtalya, Hindistan, Fransa ve ABD’li dört finalist takım kısa filmlerini 20 Mayıs’ta Cannes’ta seyircilere sundu. Fransa’nın Valentin(e) filmi yarışmada birinci oldu. HP Studios’un bu yılki Cannes’ta tanıtımını yaptığı The Wolf: 2. Sezon da ilk sezonun devamı olup ödüllü oyuncu Christian Slater bu kez sağlık sektörünün hassas verilerini hedefleyen bir hacker rolünde oynuyor.

HP, 14 yıldır Cannes Film Festivali’nin teknoloji ortağı olup film yapımcılarının telif haklarını korumalarına yardımcı oluyor. 75 yıldan fazla bir süredir HP, film ve kreatif endüstri ile yakın işbirliği de yapıyor. HP’nin ilk ses osilatörü Disney’in stereofonik sesli ilk ticari filmi Fantasia’nın yapımında kullanıldı.

İş Bankası’nın ana destekçisi olduğu Workup Girişimcilik Programı başladı

Türkiye İş Bankası’nın ana destekçisi olduğu ve Kolektif House’un yöneteceği Workup Girişimcilik Programı başladı. Girişimcileri ihtiyaç duydukları alanda destekleyerek iş fikirlerini geliştirmeye ve işlerini büyütmelerine yardımcı olacak, teknolojik iş fikri ya da erken aşama girişimi olanlar için tasarlanmış bir girişimcilik programı olan Workup’a ilk aşamada 10 girişim kabul edildi.

Programa kabul edilen girişimlere iş fikri geliştirme, yalın girişimcilik metotları, araştırma ve müşteri geliştirme, ekip kurma ve yönetme, hukuk, finans ve muhasebe, pazarlama ve sunum teknikleri, satış ve pazarlama eğitimleri, devlet hibeleri ve teknik danışmanlık desteği, mentor desteği verilecek. Program kapsamında ayrıca, girişimlerin en verimli şekilde çalışabileceği, içinde beyin fırtınası yapabilecekleri toplantı odalarıyla birlikte ofis ve çalışma ortamı da sunulacak.

Workup’ta girişimler, farklı sektörlerin deneyimli mentorları ile buluşacaklar. Program süresince mentorlar her bir girişim ile birebir görüşmeler yapacak ve bu görüşmelerde iş stratejisi, pazarlama, iş geliştirme ve müşteri kazanım gibi konularda girişimlere destek olacak, eksiklerini gidermeleri için yol gösterecek.

Girişimcilik programları yeni ekonomiyi desteklemede büyük önem taşıyor
İş Bankası Genel Müdür Yardımcısı Yalçın Sezen, programa ilişkin düzenlenen basın toplantısında yaptığı konuşmada, girişimcilik ekosistemini büyütmek üzere bir süredir yürüttükleri yoğun faaliyetleri Workup ile bir üst boyuta taşıyacaklarını vurguladı. Sezen, şunları kaydetti: “Girişimcilik ekosisteminin tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de olağanüstü bir gelişim gösterdiğini görüyoruz. Ülkemizin en önemli ihtiyacı olan teknoloji odaklı iş yapış biçimlerinin yaygınlaşması ve katma değerli dijital iş modellerinin hayata geçmesi olmazsa olmazlarımızdan. Bunu gerçekleştirecek teknoloji odaklı girişimleri doğru şekilde yönlendirip doğru kişi ve kurumlarla bir araya getirip onlara yol göstermek, rehberlik etmek Bankamızın önemli amaçları arasında yer almaktadır. Bu bakış açısıyla Workup programını hayat geçirdik. Programa seçilen girişimlere konusunda uzman bankamız yöneticileri tarafından mentorluk desteği verilecek olup, bankamız ve iştirakleri ile işbirliği yapma, müşteri ve geniş iş ortağı ağına erişim imkânına da sahip olacaklar.”

Dünyada artık iş yapma şekillerinin değiştiğinin altını çizen Sezen, “Değişen dünyada ekonomi de değişiyor. Yeni ekonomi söz konusu… Bütün kurumlar olarak bu yeni sisteme, yeni ekonomiye ayak uydurmamız lazım. Böyle bir ortamda işbirliklerinin daha fazla yapılması gerekiyor. Bu anlamda girişimcilik programları, yeni ekonomiyi desteklemek için büyük önem taşıyor. Kolektif House’da 2 yıl önce ofis açtık. Şimdi yeni dünyaya katkıda bulunanlara destek olmak istiyoruz. Desteğimizi bir üst seviyeye taşıyarak böyle bir alanın ana destekçisi olmaktan büyük mutluluk duyuyoruz” şeklinde konuştu.

Kolektif House kurucu ortağı Ahmet Onur da şöyle konuştu: “Kolektif House olarak önemli misyonlarımızdan biri girişimcilerin ekosistemde büyümelerindeki en doğru platform olmak ve kaldıraç etkisi yaratmak. İş Bankası, Kolektif House ve diğer tüm değerli paydaşlar ile yaptığımız bu proje, misyonumuza giden bu yolda çok önemli bir adım. Tüm ekosistem için değerli ve ilham verici bir adım. Workup programından mezun olan girişimciler, bir sonraki aşamada ofis ihtiyaçlarında girişimcilik ekosisteminin kalbi Kolektif House’un üyeliklerinden indirimli olarak yararlanabilecek ve böylece program süresince çalıştıkları mentorlarla görüşmeye devam edip, verilen desteklerin bir kısmını almaya devam edebilecek.”

Programın Girişim Hızlandırıcı Partneri Hackquarters’ın İş Geliştirme Direktörü Aylin Bahar da “Bu iş birliği ile girişimcilerin projelerini hayata geçirirken, kritik ihtiyaçlarını karşılayarak doğru ve hızlı bir şekilde büyümelerini sağlıyoruz. Hackquarters olarak programdan mezun olan girişimlerin yanında olmaya devam edeceğiz. Umarız ki, İş Bankası’nın ana destekçisi olduğu Workup girişimcilik programı diğer büyük kurumların da Türkiye’ye değer katacak girişimlerin desteklenmesinde öncü olur” diye konuştu.

Programın başvuru alım ve seçim sürecine ilişkin bilgi veren baş mentor Ömer Erkmen de programa başvuruları nisan ayı boyunca workup.ist üzerinden topladıklarını, dünyanın dört bir yanından toplamda 451 başvuru aldıklarını söyledi. Programa ilk aşamada 10 girişim kabul ettiklerini, girişimleri seçerken belli kriterleri esas aldıklarını belirten Erkmen, ekibe ve işin etki potansiyeline, ayrıca işin mutlaka ölçeklenebilir olmasına önem verdiklerini vurguladı.

Google-İŞKUR iş birliği ile “Nasıl YouTuber Olunur?” kursu başlıyor

İşkur Genel Müdürü Doç. Dr. İsmet Köksal ile Google arasında gerçekleştirilen iş birliği toplantısında “Türkiye İçin Dijital Dönüşüm Hareketi” adı verilen bir projenin hayata geçirilmesine karar verildi.

Bu proje kapsamında İŞKUR Üniversite İrtibat Noktaları aracılığıyla düzenlenen etkinliklerde Bursa, Kayseri, Van, Gaziantep, Samsun ve Antalya’da öğrencilere yönelik olarak Google tarafından “Dijital Girişimcilik” ve “YouTuber Nasıl Olunur” konu başlıklı eğitimler verilecek. Ayrıca İstanbul, İzmir, Kocaeli ve Bursa’da da Girişimcilik Eğitim Programından yararlanan kişiler de yine Google tarafından “Dijital Girişimcilik Eğitimi” sunulacak.

Eğitimin detayları yakında açıklanacak.

Uber, nakliyeciler için Uber Freight’ı tanıttı

Özel araç çağırma uygulaması Uber, şimdi de nakliyeciler için olan uygulaması Uber Freight‘ı tanıttı. Nakliyecilerin en büyük sorunlarından biri, ödemelerini geç almalarıdır. Bu sıkıntının bizzat Türkiye’de de olduğunu biliyoruz. Uber ise buna çözüm getirerek küçük ve orta ölçekli nakliyeciler dikeyinde uygulamasını medium hesabından duyurdu.

Uber, kişi ile aracı buluşturma konusunda dünyada işini başarıyla yapan bir şirket. Bu teknoloji ve kullanıcı gücünü “nakliyeci-müşteri” arasına taşıması, gelecekte Uber’in eşleştirmeler konusunda yeni atılımlar yapacağını gösteriyor.

Uber Freight, şu an ABD’de sunulmaya başlandı ve ilk testleri başarıyla tamamlandı. Türkiye’ye ne zaman geleceği bilinmiyor. Gelişmeleri aktarmaya devam edeceğiz.

Paketroboter ile tıbbi ihtiyaçlar mini robot araçlarla sağlanacak

Paketroboter; boyutu, şekli ve tekerlekleri yüzünden hareket eden bir soğutucuya benzeyen bir transfer robotudur. Bu transfer robotu, Hamburg gibi büyük şehirlerde, organ ve kan gibi tıbbi aciliyeti olan ihtiyaçları bir noktadan diğer noktaya götürürken bunların serin kalmasını sağlıyor.

Üretim sektörü büyüyen Almanya’da, lojistik alanında da büyüme kaydedildi. Geçen yıl Almanya’da sadece lojistik alanı için 258 milyar Euro harcanmış. Almanya’da ki iş modelleri teknolojinin gelişmesiyle beraber değişiyor. Geleceğin iş modelleri şu anda otomatik sürüş, telematik akıllı veri ve çözümleri gibi gelecek teknolojileridir.

Gelecek teknolojilerinin, transfer süresini en aza indirecek olan Paketroboter, test sürüşlerini başarı ile tamamlamıştır. Paketroboter 2016 baharından 2017 mart ayının sonuna kadar totalde 600 sürüşte 3500 km yolu geride bırakmıştır. Önümüzdeki yıl içerisinde Mercedes-Benz işbirliğiyle toplamda 1500 Robostik kullanıma sunulacaktır.