Ana Sayfa Blog Sayfa 1022

TÜBİTAK BİGG’de nasıl altın yumurtlayan tavuk olunur?

Bu haftaki konuk yazarlarımızdan Gökhan Çelebi, bize TÜBİTAK BİGG‘de nasıl altın yumurtlayan tavuk olunur?’u anlatacak.

Girişimcilik ekosisteminin içinde olanların yakından bildiği ve takip ettiği TÜBİTAK tarafından yürütülen Bireysel Genç Girişimci (BİGG) programının 2017 yılı 2. çağrısı açıldı ve Ağustos ortasına doğru TÜBİTAK’a gönderilecek iş fikirleri uygulayıcı kuruluşlar (UK) tarafından belirlenmiş (1.aşama) olacak.

Mentorluk, eğitim, müşteri görüşmeleri süreci devam ederken ODTÜ Teknokent’te uzunca bir süredir bu programın içerisinde olan ve yaklaşık 1500 civarında iş fikri gören biri olarak gerek Uygulayıcı Kuruluş sürecinde gerekse de TÜBİTAK sürecinde girişimcilere faydalı olacak önerilerimi egirişim okurları ile paylaşmak istedim.

1. En büyük yanılgılardan birisi programın TÜBİTAK destekli ilerliyor ve son aşamada TÜBİTAK’ın karar verici olması dolayısı ile Teknik olarak güçlü projelerin destekleneceği ve başarılı olacağı. Hemen söyleyeyim: ticari başarı potansiyeli zayıf olan bir projenin muhteşem yenilikler getirmesi ya da ekibin harika bir eğitimden geçmiş olması durumunda bile başarılı olma şansı neredeyse yok gibi.

2. TÜBİTAK sunumunuzda pazar analiziniz, müşteri segmentiniz, değer öneriniz, gelir modeliniz, ne kadar önemli bir sorunu çözdüğünüz, finansallarınız olmazsa olmazlarınız. Bu detayları mutlaka belirtin ve bu detaylar mutlaka gerçekçi olsun. 5 dakikalık sunumun 4 dakikasında Teknik içerik anlatırsan ve 1 dakikada işin “işletme” tarafına değinirsen öhö öhö…

3. Sadece “Yurtdışındaki bir teknolojiyi Türkiye’de ve çok ucuza yapacağım ve böylece ülkenin dışa bağımlılığı azalacak” diyorsan tekrar bir düşünün derim. Çünkü bu iddia tek başına destek almak için yeterli olmayabilir. TÜBİTAK değerlendirme kriterlerinde İş planının teknoloji düzeyi ve yenilikçi yönü kısmında iş fikrinin “Günümüz teknoloji düzeyini ileri götüren bir iş fikri” olması gerektiği ve “çalışmanın uluslararası bazda yenilik içerdiği” özellikle vurgulanmış. Var olan teknolojiyi salt yerlileştirmek yerine yurtdışında yapılanı da ileri götürmek size daha rekabetçi yapar ve projenin 150K TL hibe alma şansını arttırır.

4. Lokasyon temelli etkinlik uygulaması, mobil uygulama üzerinden kısa ve eğlenceli videolar paylaşabileceğiniz bir platform, mesajlaşma uygulaması, orta ölçekli firmalar için ön muhasebe yazılımı, inşaat malzemesi satanlar ile arayanları bir araya getiren bir pazar yeri ve başka pazar yeri türevleri…. Yapmayın arkadaşlar… IoT, Büyük Veri, Lidar, endüstri 4.0, endüstri 5.0 konuşuyoruz. Katma değeri yüksek ürün/hizmet üretmeyi hedefliyoruz. Teknolojik dışa bağımlılığı azaltmaya çalışıyoruz.

5. Mobil uygulama ve web üzerinden dil öğrenme uygulaması yapan ve bunu da Yapay Zekâ ve Gamification (oyunlaştırma) temelli yapacağını iddia eden bir proje tek kişilik (Makine Mühendisi) bir ekipten oluşuyordu. Yapay Zekâ (ya da biraz daha rahat olabilir diye makine öğrenmesi) konusunda geçmişte ne yaptığını sordum. Desteği alır ise ilk 6 ay literatür taraması yapıp konuyu öğreneceğini söyledi? En fazla 18 ayınız var unutmayın. 6 ayını öğrenmeye ayıracaksan pek de bir şansın olmadığı aşikardır. Ayrıca böyle bir projede Bilgisayar Mühendisi ve Eğitimi uzmanı olması projenin destek alma şansını arttırır. Disiplinler arası uyum yani…

6. Gelir-gider tablosunda proje bittikten sonraki 3.yılın sonunda o yılki yıllık gelirini 300K TL yazarsan projen ile ilgili yatırımın geri dönüşü sorgulanır. Ayrıca 3-4 kişilik bir ekibin için 3.yılın sonunda bu kadar para kazanacaksan sen de ben bu işi gerçekten yapmalı mıyım diye bir sorgula. Niş pazara odaklanmak çok tehlikeli olabilir.

7. Rakip analizinde Google, Apple, Tesla yazanlar…Etin ne budun ne. 2-3 kişilik ekipsin. Nasıl rekabet edeceksin? Bunun yerine bu firmaların yerel tedarikçileri ile rekabet halinde olacağım dersen daha akla yatkın olur.

8. Sağlık ve Yaşam Bilimleri alanındaki iş fikri sahiplerinin “Etik Kurulu” sürecine hâkim olmaları çok işe yarar.

9. Prototipin hazırsa ve sahada olman gerekiyorsa neden Bigg sürecinde zaman harcayasın ki. 150K TL’den çok daha fazlasını kazanabilirsin belki. Başka birinin de hakkını almamış olursun böylece.

10. Değer önerim ucuza mal etmek dersen ve tüm odağın bu ise, yarın bir gün yurtdışındaki rakiplerin elbette bunu daha ucuza elde etmenin yerini bulur ve seni iç piyasada ezer. Fiyatta ucuzluk tek başına çok güçlü bir rekabet avantajı değil.

17 Ağustos’ta tüm kredi ve banka kartları İnternet alışverişlerine kapatılıyor

BDDK’dan yapılan açıklamada, Bankaların müşterilerden kartların İnternet üzerinden alışverişlerde kullanılmasına dair bir talimat almaması halinde tüm kredi ve banka kartları İnternet alışverişlerine kapatılacak.

Özellikle domain, hosting gibi otomatik ödeme talimatı veren kullanıcıların buna özellikle dikkat etmesi gerekir. Bankanızı aramakta fayda var.

Konuyla ilgili BDDK’dan yapılan açıklama;

“Kartların İnternet Alışverişlerinde Kullanımı Hakkında Bilgilendirme

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu’nun (BDDK) 27 Ekim 2016 tarihinde iletilen talimatı gereği, kart hamillerinin açıkça talebinin bulunmadığı halleder, bireysel banka kartı ve kredi kartlarının elektronik ticaret işlemlerine kapalı olarak üretilmesi ve konuyla ilgili BDDK tebliği öncesinde kart üretmiş tüm kart hamillerinden de bu talebin toplanması gerekmektedir.

Söz konusu uygulama kapsamında 17 Ağustos 2017 tarihine kadar, bu talebi alınmamış olan tüm bireysel kart müşterilerinin kredi kartları ve banka kartları 17 Ağustos 2017 tarihinde internet alışveriş işlemlerine kapatılacaktır.

17 Ağustos 2017 tarihi sonrasında bireysel banka ve kredi kartlarınızın hem yurtiçi hem de yurtdışı İnternet işlemlerine açık kalmasını talep ediyorsanız, bankalarınızın müşteri temsilcileriyle, şubeleriyle ve İnternet&mobil kanalları üzerinden iletişime geçebilirsiniz.”

Hareketle kontrol sağlayan VR girişimi Leap Motion 50 milyon dolar yatırım aldı

Son zamanlarda Sanal Gerçeklik (VR) girişimlerinin arttığını ve yatırım aldıklarını görüyoruz. JP Morgan adlı varlık yönetimi şirketi, sensörler yardımıyla hareket takibi sunan teknoloji girişimi Leap Motion‘a 50 milyon dolarlık seri C yatırım gerçekleştirdi. Henüz Türkiye’de bu kadar büyük yatırımlar görmedik ama emekleme döneminden yürüme dönemine geçişte olduğumuzu söylemek gerekiyor. Orta vadede büyük yatırımlar bekliyoruz.

JP Morgan Varlık Yönetiminin Özel Sermaye Grubu Genel Başkanı Larry Unrein “Sanal gerçeklik teknolojileri, yatırımcılardan büyük ilgi görerek hızlı bir şekilde gelişiyor” diyerek bu alanın önemine vurgu yaptı. Leap Motion, İnsan ile teknoloji arasındaki engelleri kaldırmak için bu teknolojiyi geliştirdiğini de özellikle belirtiyor.

2010 yılında San Francisco’da kurulan Leap Motion, gelen bu 50 milyon dolarlık yatırımı Asya’dan başlayarak büyümek için kullanacak. JP Morgan Varlık Yönetiminin Özel Sermaye Grubu Genel Başkanı Larry Unrein,

Ellerin sanal gerçeklik ortamında kullanımını sadece oyun alanında olmadığının farkında olan Leap Motion, bu ürününü kurumsala da sunuyor. Bu teknolojiler, bir tasarımcının ürün üretmesinden, bir mimarın iç mekan yerleştirme yapmasına kadar bir çok alanda kullanım sunabiliyor.

Bu yatırım haberi Leap Motion’un resmi blogunda yayınlandı. Biz de dünyadaki yatırımları araştırıp sizlere sunmaya devam edeceğiz. Ayrıca Türkiye’den çıkan bir örnek olarak dün yayınladığımız mimarlar için sanal gerçeklik simülasyonu girişimine de göz atabilirsiniz.

Overstruct: Mimari tasarım projelerini sanal gerçeklik simülasyonlarına dönüştüren girişim

Overstruct, Türkiye İş Bankası tarafından hayata geçirilen Workup Girişimcilik Programı kapsamında desteklenen bir simülasyon girişimidir.

Girişim 2016 yılında yola Overdose Caffeine ismiyle çıkmıştı. Yaklaşık 1 aydır yeni isimleri olan Overstruct ile devam ediyorlar. Emir Arkman, Tolga Özuygur ve Cem Uzunoğlu tarafından kurulan girişim, bir endüstiriyi hedefleyen bir üretim aracı olduğu için yazılımı başlangıçtan itibaren mimari ve inşaat endüstrilerini hedefleyerek global olarak piyasaya sürmek istiyor. Girişim şu an Alpha aşamasında, yaklaşık 1 Ay içerisinde seçilen bazı şirketler, kapalı beta olarak kullanmaya başlayacak.

Kuruculardan: Emir Arkman ve Tolga Özuygur

Overstruct, mimari tasarım projelerini sanal gerçeklik ve web tabanlı simülasyonlara çeviren yeni nesil teknoloji geliştiren bir girişimdir. Bu sayede mimarlık ve inşaat şirketleri daha tasarım aşamasındayken projelerin içinde sanal gerçeklik gözlükleriyle yürüyerek inceleyebiliyor. Firmalar müşterilerine maliyeti daha yüksek olan örnek daire gösterimi yerine, bu teknolojiyi kullanarak daireleri gezdirebiliyorlar. 3ds Max, SketchUp gibi popüler mimari tasarım programları ile entegre çalışarak, bu platformlarda hazırlanan projeleri otomatik bir şekilde içinde yürünebilen simülasyonlara çeviriyor.

Simülasyonlar Google Cardboard, Samsung Gear VR gibi mobil sanal gerçeklik platformlarından Oculus Rift ve HTC Vive gibi kablolu sistemlere kadar her tür popüler platformda görüntülenebiliyor. Bunun yanında mobil ve pclerde web üzerinden görüntülenebilen simülasyonlar da üretebiliyor.

Kurucuların kullandıkları teknolojiyle alakalı yaptığı ortak açıklamadaBizim teknolojimiz hali hazırda mimari amaçlarla üretilmiş projeler üzerinde herhangi bir değişiklik yapmadan tamamen otomatik çalışıyor, içinde yürünebilen simülasyonları otomatik olarak proje boyutuna göre saatler ile bir kaç gün içinde değişen bir sürede üretebiliyor, görsel kalite olarak da orjinaline oldukça yakın sonuçlar alıyoruz. Ayrıca diğer çözümler simülasyonları çalıştırmak için pahalı bilgisayar sistemleri ve kablolu gözlükler gerektirirken bizim teknolojimiz simülasyonları mobil gözlükler, hatta ortalama telefonlarda bir web tarayıcısı üzerinde bile görüntüleyebiliyor.

Girişimle ilgili gelişmeleri anlatmaya devam edeceğiz.

Tohum yatırım destekli hızlandırma programı BulDoZer, girişimcilerin başvurularını bekliyor

Türkiye’nin en büyük satınalma şirketlerinden Zer, teknoloji alanlarında faaliyet gösteren yenilikçi girişimleri kurumsal inovasyon ve girişimcilik programı BulDoZer ile destekleyecek. Girişimler bu programa 11 Eylül 2017 tarihine kadar başvurabilir.

BulDoZer kapsamında girişimler, Zer’in sektörel bilgi ve deneyiminden yararlanarak başta Koç Şirketler Topluluğu şirketleri olmak üzere geniş müşteri ve partner ağına erişim elde edecek. Girişimin seçilmesi aşamasında Zer ile potansiyel işbirliği fırsatı, uygulanabilirlik, takım yetkinliği, pazarı büyüklüğü, ölçeklenebilme potansiyeli, rekabet avantajı gibi kriterler ana değerlendirme kriterleri olacaktır. Bu programda girişimler, Zer ile iş ortağı olma fırsatını yakalayacak.

BulDoZer girişim hızlandırma programına 》şimdi başvurun.

Programın odaklandığı teknoloji alanları: 

  • Büyük Veri / Analitik Servisleri
  • Nesnelerin Interneti Çözümleri
  • Akıllı Lojistik Çözümleri
  • Mobil Teknolojiler
  • Makine Öğrenmesi ve Yapay Zeka Teknolojileri.

BulDoZer girişimcilik programı, girişimcilere neler sağlıyor?

Çekirdek Sermaye Desteği: Programa seçilen girişimlere 10.000 TL çekirdek sermaye desteği.

Zer ile İşbirliği İmkanı: Programı başarıyla bitiren girişimler için Zer ile iş ortağı olma fırsatı.

Yoğun Mentorluk Desteği: Program boyunca alanlarında uzman KWORKS, Zer ve girişimcilik ekosistemi mentorları ile haftalık tematik mentor oturumları.

Temel Girişimcilik Eğitimleri: Program başında girişimlerin Yalın Girişimcilik, Müşteri Geliştirme, İş Modeli Kanvası, En Yalın Ürün ve Yatırımcı sunumu gibi temel girişimcilik yetkinliklerini geliştirmelerini sağlayacak 3 günlük eğitim kampı.

Koç Topluluğu Şirketlerine Erişim: Faaliyet alanları doğrultusunda program girişimleri için ürün veya hizmetlerini Zer aracılığı ile Koç Topluluğu Şirketlerine sunma imkanı.

KWORKS Altyapı Desteklerine Erişim: Program boyunca girişimler için KWORKS ortak çalışma alanı kullanım ve KWORKS etkinliklerine katılım hakkı.

KWORKS LAB Desteklerine Erişim: Program girişimcileri için KWORKSLAB kapsamında sunulan tasarım, kullanıcı deneyimi ve erken aşama prototipleme alanlarındaki destek hizmetlerine erişim.

KWORKS Partner Ağı Desteklerine Erişim: Program girişimcileri için KWORKS iş ortaklarınca sağlanan indirimli/ücretsiz hizmetleri kullanma hakkı.

KWORKS Yatırımcı Ağına Erişim: Program kapsamında işlerini geliştiren girişimler için melek yatırım ağları ve erken aşama yatırım şirketleri ile bir araya gelme fırsatı.

NASA’ya uzay aracı yapan Türk iş kadını Eren Özmen, ABD’nin de en zengin 16. kadını

ABD’de bir uzay ve savunma şirketi sahibi olan Türk iş kadını Eren Özmen, Forbes dergisinde Amerika’da “Servetini Kendi Yapan En Zengin 50 Kadın Listesi”nde 16. sırada yerini aldı.

En zenginler listesinde yer almasını sağlayan Sierra Nevada Corporation (SNC) şirketine eşi Fatih Özmen’le birlikte sahip olan Eren Özmen, Forbes’te, servetini kendi büyüterek milyarder olan en zengin kadın girişimciler listesine girdi. Forbes dergisine göre de 1,1 milyar dolarlık bir serveti bulunuyor.

Bu şirket ile kadar servetinin olmasının sebebi, Sierra Nevada Corporation’ın NASA tarafından uzaya insan ve kargo taşıyacak uzay aracı yapma yetkisi verdiği üç şirketten biri olarak seçilmesinden dolayı kaynaklanıyor. Bu şirket buradaki çalışmasının ötesinde, dünyanın en yenilikçi 10 şirketi arasında da ayrıca değerlendiriliyor.

Bir durum var ki, şirket sıfırdan kurulmadı. 1963 yılında Nevada’da kurulan SNC, 1994 yılında 20 çalışanıyla birlikte Özmen tarafından satın alınıyor. Bu durumdan ötürü zaten onlar kurmamış, nasıl başarılı seçiliyor ki denebileceğini göstermiyor. Türkiye ve Dünya’da her yıl yüzlerce binlerce şirket kuruluyor; ancak Sierra Nevada Corporation (SNC) gibi 18 eyalette, 34 farklı yerde ve Türkiye, İngiltere ve Almanya gibi ülkelerde faaliyet gösteren ve 3 bin çalışanı bulunan çok uluslu bir şirkete dönüşmüyor.

SNC tam olarak ne yapıyor diye sorarsanz; Ticari yörünge taşımacılığı, mikro uydular, enerji, tele-tıp, ve nanoteknoloji gibi konularda uzmanlaşmış elektronik sistem sağlayıcısı ve sistem entegratörü bir teknoloji şirketidir. Türkiye’nin “milli uçak” projesinin ortağı da olan SNC şirketi, uydu ve ateşleme sistemleri üzerine çalışıyor.

Özmen çifti, Nevada’da Reno Üniversitesi‘ne Üniversite İşletme Koleji’nde bir girişimcilik merkezi açmaları için 5 milyon dolar bağışladı. Bu fon yeni girişimlerin desteklenmesi için sağlanmış. Üniversite tarafından Onursal Doktora ile ödüllendirilmiş.

Türkiye’den çıkan bir örnek olarak Eren Özmen’i tebrik ederiz. Diliyoruz ki, Milli uçak projesinde de Türkiye’ye güzel işler çıkararak uzun vadede yine Türkiye açısından çok başarılı sonuçlar alırız.

Türk Telekom PİLOT Hızlandırma Programı’nın 5. dönemine seçilen 10 girişim açıklandı

Türk Telekom PİLOT girişim hızlandırma programının 5. dönem girişimleri bugün açıklandı. Tüm girişimler bu programdan 75 bin TL nakit destek alacak. 4 yılda toplamda 35 girişim desteklendi. Bu yılki girişimlerle beraber desteklenen toplam girişim sayısı 45 oldu.

Girişimler 12 hafta boyunca mentorluk desteği ve eğitim alacak. Bugüne kadar programa 2000’in üzerinde başvuru gelmiş, bunlardan 300 tanesi ile yüzyüze görüşme gerçekleştirilmiş. Bir diğer ayrıntı ise ilk 4 dönem mezunlarından 12 girişim çeşitli kurumlardan yatırım almış.

Türk Telekom Strateji, Planlama ve İş Geliştirme Genel Müdür Yardımcısı Fırat Yaman Er ise PİLOT’un 5. dönemiyle ilgili şunları söyledi; “PİLOT’un 5. döneminde, aralarında artırılmış gerçeklik, yapay zeka gibi ileri teknoloji uygulamalarının da bulunduğu 10 girişime destek olacağız. Türk Telekom ile iş birliği potansiyeli, fikrin yenilikçiliği ve uygulanabilirliği, faaliyet gösterilen pazarın büyüklüğü ve büyüme potansiyeli, iş modelinin tutarlılığı ve ekibin yetkinliği gibi açılardan değerlendirdiğimiz girişimlere ve ekosisteme bilgi birikimimizle, bağlantılarımızla girişimcilere destek olmaya devam edeceğiz.”

Artiwise: Doğal dil işleme tekniklerini kullanan ve makine öğrenmesi ile çalışan bulut tabanlı metin analitiği platformudur. Kullanıcılar, doğal dil işleme ve makine öğrenmesi tekniklerini bilmeden Artiwise ile veri modellemesi yapabilir; tüm yazılı içerikleri tek bir ortamda birleştirerek yazılı içerikleri anlamlandırabilir ve analitik sonuçlara dönüştürebilir.

Birfatura: Pazaryerleri ve kendi siteleri üzerinden e-ticaret yapan kobiler için geliştirilmiş fatura oluşturma çözümüdür. Kobiler, pazaryerlerine de entegre çalışan Birfatura ile tüm satış kanalları üzerinden gelen siparişleri bir ekranda görüp raporlayabilir; siparişlerini toplu faturalandırıp kargo fişini hazırlayabilir.

Frizbit: Kişiselleştirilmiş anlık web bildirimleri ile websitelerinin trafik ve gelirlerinin artırılmasını sağlayan pazarlama otomasyonu aracıdır. Dijital pazarlamacılar, Frizbit ile doğru mesajı, doğru zamanda, doğru kişiye göndererek kullanıcılar sitede değilken bile onları tekrar websitelerine çekebilirler ve kampanyalarını tek bir arayüzden yönetip raporlayabilirler.

Mobilya Takip: Mobilya üretim ve satış firmaları için iş yönetim çözümüdür. Her büyüklükte mobilya üretim ve satış firması Mobilya Takip ile sipariş takibi yapabilir, teklif verebilir, satış sonrası hizmet yönetimi ve teslimat yönetimi yapabilir.

Nara: Sanal gerçeklik ve artırılmış gerçeklik teknolojilerinin eğitim alanında kullanılabilmesini sağlayan eğitim teknolojileri platformudur. Nara ile sanal gerçeklik teknolojileri sınıf içinde üç boyutlu, etkileşimli ve öğretmen rehberlikli (tablet kontrollü) kullanılabilmektedir.

Optiyol: Yolcu veya yük taşıyan filolar için akıllı rota yönetimi çözümüdür. Optiyol ile müşteri adresleri, ziyaret frekansları, sipariş büyüklükleri veya harita yapısı değiştiğinde dinamik rota optimizasyonu yapılır; optimizasyon yapılırken sadece matematiksel optimizasyona odaklanmak yerine tüm iş kısıtları ve planlama tercihleri dikkate alınır.

Propars: Ticaretle uğraşan kobilerin süreçlerini dijitalleştiren ticari operasyon yönetim platformudur. Kobiler, Propars ile ürünlerini internet üzerinden yurt içi ve yurt dışındaki pazar yerlerinde listeleyip satışa sunabilir; gerçek zamanlı stok yönetimi yapabilir; ön muhasebe ve e-fatura süreçlerini yönetebilirler.

SaltCommerce: Eticaret yapan firmalar için bulut tabanlı operasyon yönetim platformudur. SaltCommerce, firmalara kendi e-ticaret sistemlerini kurabilmeleri için e-ticaret teknoloji alt yapısı ve ürün yönetimi, müşteri yönetimi ve lojistik yönetimi çözümleri sunar.

Vexrob: Fizik tedavi ve rehabilitasyon süreçlerinden geçen kişilere, uzmanları (doktor veya fizyoterapistler) tarafından kişiye özel egzersiz programı oluşturulmasına olanak sağlayan sağlık çözümüdür. Vexrob ile kişilere egzersiz yapmaları gereken zamanlarda hatırlatma gönderilir; kişiler mobil uygulama üzerinden kendilerine özel egzersizleri video egzersizler yardımı ile uygulayabilir; uzmanlar ise hasta takibi ve tedavi değerlendirme süreçlerini yönetebilirler.

Visar: Kullanıcıların yazılım ve tasarım bilgisi olmadan artırılmış gerçeklik projesi geliştirmesini sağlayan geliştirme platformudur. Kullanıcılar, Visar üzerinden artırılmış gerçeklik projesi geliştirebilmek için gerekli artırılmış gerçeklik içerik kütüphanesine ulaşabilir.

Servo Kiosk: Plaza ve kampüs gibi alanlarda sağlıklı yemek alabileceğiniz kiosk

StartersHub XO programı girişimlerinden Servo Kiosk, plaza, ofis, üniversite veya yurt gibi alanlarda taze, sağlıklı ve farklı yiyecek çeşitlerine kolaylıkla ulaşma imkanı sunuyor. Servo Kiosk, modern çağın tercihlerine göre yiyecek sunması, pratik satın alma imkanı sağlaması, hem mekan kirası, hem de personel maliyetlerini ciddi derecede düşürmesiyle rakiplerinden ayrılıyor.

Yoğun çalışma temposu içinde herkesin sağlıklı ve keyifli yiyeceği kolayca deneyimlemesini amaçlayan Servo Kiosk, yiyecek sağlayıcıların herhangi bir elemana ihtiyaç duymadan veya mekan kiralamadan pratik bir şekilde satış yapmasını da olanaklı kılıyor. Servo Kiosk’lar, internete kesintisiz olarak bağlı olduğundan satışları online izlemeyi ve aktarılan veriler doğrultusunda da üretimi, dağıtımı ve stok yönetimini planlamayı mümkün kılıyor. İlk prototipini StartersHub’ın 12 Haziran’da gerçekleştirdiği 2. yıl dönümü etkinliğinde kullanıcıların deneyimine sunan Servo Kiosk, akıllı telefon uygulamasıyla müşterilerin ve alışveriş seçimlerinin analiz edilmesini sağlıyor.

Tüketicilere ve üreticilere kolaylık sağlıyor

Sunduğu olanaklar ve sahip olduğu teknolojiyle Servo Kiosk’un Türkiye ve Avrupa pazarında birebir rakibi olmadığını söyleyen Servo Kiosk Kurucu Ortağı Borsa Karsak, “Geleneksel satış kanalları açısından birincil rakibimizin otomatlar olduğu düşünülebilir ama Servo Kiosk ile çok daha fazla sağlıklı ve taze gıda çeşidi satılabiliyor. Böylelikle hem farklı, hem de modern çağın tercihlerine hitap eden bir tüketici deneyimi sunuyor. Restoran ve kafe bütçesi kapsamında değerlendirildiğinde ise hem kira, hem de personel maliyetlerini ciddi derecede düşürüyor.” şeklinde konuştu.

Tüm işlemler telefondan yapılıyor

Servo Kiosk’un aslında hem tüketicilere, hem de üreticilere kolaylıklar sağladığını vurgulayan Bora Karsak, konuyla ilgili şunları ilave etti: “Servo Kiosk yoğun tempolu yaşam tarzı içinde kişilerin, kaliteli, sağlıklı ve taze yiyeceğe minimum eforla ulaşabilmesini sağlıyor. Bunun yanında taze gıda üreticileri personel ve kira giderlerinden tasarruf ederek müşterilerinin bulunduğu, yüksek görünürlüklü noktalarda hızlıca çok sayıda şube açıp satışlarını artırabilecek. Satışlarını ve stok durumunu canlı olarak uzaktan izleyerek üretim ve dağıtım süreçlerini optimize etmek de Servo Kiosk ile kazandıkları bir başka anlamlı avantaj. Bu özellikleri sağlayan tüm teknolojik altyapı desteğini Servo Kiosk olarak biz sağlıyoruz.’’

Kullanıcılar için akıllı telefon uygulamalarını oluşturuyor veya ödeme mekanizmasını mevcut uygulamalarına entegre ediyor. Böylelikle kullanıcıların çalıştıkları veya yaşadıkları yerden menüye mobil olarak erişmesi mümkün hale geliyor. Müşteriler 30 saniyeden kısa bir sürede satın alma işlemi gerçekleştirilebiliyor. Aynı zamanda kredi kartları, üyelik kartları ve mobil uygulama gibi çeşitli kolay ödeme alternatifleri sunuluyor.

Gece yolculuğu severler için Los Angeles-San Francisco arası kabinli otobüs: Cabin

Geçtiğimiz yıl ilk olarak SleepBus olarak ortaya çıkan bir girişimden bahsedeceğiz. Amerika merkezli olan girişimin adı: Cabin

Bu girişim özellikle gece yolculuğunu severler için güzel bir çözüm sunuyor. Otobüsün içerisinde koltuklar yerine, mini uyku kabinleri olduğunu ve bununla yolculuk yaptığınızı düşünün. Hem konfor açısından hem de rahat bir yolculuk yapmanız açısından inovatif bir çözüm sunuyor.

Bu otobüsler şu anda Los Angeles-San Francisco arasında hizmet veriyor. Fiyat olarak da 115 dolar olduğu söyleniyor. SleepBus demiştik, çünkü bu fikir ilk hayata geçtiğinde bir kamyonun arkasına bu uyku kabinleri kurulmuştu. Bu yıl ise hem isim hem de şekil değiştirerek otobüslerin içerisini uyku kabinlerine çevirdi.

Öncesinde sleepbus.com olarak hizmete açılmıştı, şimdi ridecabin.com‘dan hizmet vermeye devam ediyor. Müşterilerine iki bagaj hakkı, gece çayı, sabah kahvesi, ücretsiz Wİ-Fİ ve gürültüye karşı kulak tıkacı veriyor. Ayrıca kabinlerde temiz yatak takımı, okuma lambası ve elektrik prizi de bulunmaktadır. Kısacası seyahat ederken ihtiyacınız olan bir çok şey var.

Girişimin önceki hali (SleepBus)

Bu fikir Türkiye’de uygulanır mı tartışılır. Uygulamaya geçse de, fiyatlar açısından hayatta kalıp kalmaması akıllarda soru işareti bırakıyor. Belki de aynı modeli yine Türkiye’de turistik tur olarak yapmak mümkün olabilir. Bu tur içerisinde uygulanabilecek çok iyi bir program ve iyi bir fiyat ile yeni bir girişim doğabilir.

Bakalım bu fikir, nerelere kadar yayılacak ya da Türkiye’de birileri denemeye kalkar mı göreceğiz.

Dünyadan girişim örneklerini paylaşmaya devam edeceğiz.

Online ön muhasebe programı Paraşüt’ten anahtar teslim e-Fatura hizmeti

Küçük ve orta ölçekli işletmelerin finansal operasyonlarını daha kolay yönetmesi için geliştirilen online ön muhasebe programı Paraşüt, Anahtar Teslim e-Fatura Hizmeti ile e-faturaya geçiş sürecindeki başvuru yükü ve stresini KOBİ’lerin üzerinden tamamen alıyor.

Bu yeni hizmet ile Paraşüt müşterileri, 15 ile 30 gün arasında değişen e-fatura başvuru sürecini mali mühür bekleme süresi hariç 2 güne indirmiş olacaklar. e-Fatura süreci yönetiminde uzman ekip; GİB (Gelir İdaresi Başkanlığı), mali mühür başvuruları dahil tüm süreçleri başvuru sahibi ile birebir yöneterek KOBİ’lerin iş yüklerini hafifletecek. e-Faturaya geçmek isteyen her işletmenin yararlanabileceği bu hizmet, kısa bir süre için ücretsiz sunulacak. Hizmetten mevcut ve yeni tüm Paraşüt müşterileri yararlanabilecek.

Paraşüt’ün Kurucu Ortağı Sean Yu, konuyla ilgili düşüncelerini şu şekilde açıkladı:

“KOBİ’lerin her alanda dijitalleşmesi, hem işlerinin kolaylaşması hem de verimliliklerinin artması açısından oldukça önemli bir adım. e-Faturaya geçiş de bu sürecin kritik bir parçası.
Küçük işletmelerin özellikle e-faturaya geçme kararlarını ertelediklerini gözlemliyoruz. Genellikle geçiş sürecinin çok zahmetli ve maliyetli olduğunu düşünüyorlar ya da başvuru sürecini karmaşık buldukları için başvuru sırasında bir hata yapmaktan korkuyorlar. Paraşüt olarak hedefimiz ihtiyaçlara yanıt verecek çözümler üretmek olduğundan, birçok firmanın başvurularını erteleme nedenlerini dinledik ve KOBİ’lerin e-faturaya daha kolay geçmesini sağlayan Anahtar Teslim e-Fatura hizmetini geliştirdik.

Bu hizmetimiz ile işletmelere, e-fatura için başvuru kolaylığı sağlıyoruz. Uzaktan bağlantıyla müşteriyle birebir irtibatta kalıp e-fatura başvuru sürecini başından sonuna kadar biz yönetiyoruz. Başvuru prosedürlerinden kaynaklanan zorluk ve aksamalara anında müdahale edip bunları hızlıca çözüme kavuşturuyor ve e-fatura hizmetini anahtar teslim olarak müşterilerimize sunuyoruz. Anahtar teslim e-fatura hizmetimiz kısa bir süreliğine ücretsiz olacak. Amacımız bu süreçte KOBİ’lerin hata yapma korkusu olmadan e-faturaya geçmelerini ve diğer işlerine daha fazla vakit ayırmalarını sağlamak.”