Ana Sayfa Blog Sayfa 84

İnsan kaynakları ve fintech platformu RemotePass, 5.5 milyon dolar yatırım aldı

Şirketlerin uzaktan çalışan insan kaynağını işe almasını, yönetmesini, ödeme yapmasını sağlayan RemotePass, 212’nin liderlik ettiği Seri A turda 5.5 milyon dolar yatırım aldı.

MENA bölgesindeki yetenekleri keşfetmeyi ve doğru şirketlerle bir araya getirmeyi hedefleyen RemotePass, bu yatırımla birlikte Türkiye pazarında da hızlı bir büyüme öngörüyor.

Yatırım turunda 212’nin yanı sıra Endeavor Catalyst, Khwarizmi Ventures, Oraseya Capital, FlyerOne, Access Bridge Ventures, A15 ve Swiss Founders Fund yer aldı. Yeni aldığı yatırımla birlikte toplamda 10 milyon dolarlık bir yatırım büyüklüğüne ulaşan RemotePass, çoklu para birimi harcama yönetimi, sigorta, kart ürünleriyle çalışanlara ve izin izleme gibi İK araçlarının yanı sıra toplu maaş ödeme gibi hizmetlerle de işverenlere kolaylık sağlamayı amaçlıyor.

“Yeni özellikler yolda”

RemotePass Kurucu Ortağı ve CEO’su Kamal Reggad ise yatırım turuyla ilgili verdiği demeçte;

“Yatırımı Orta Doğu, Kuzey Afrika ve Türkiye’deki görünürlüğümüzü artırıp, operasyonlarımızı genişletmek için kullanmayı hedefliyoruz. Özellikle Türkiye’de arasında Insider gibi markaların olduğu müşteri portföyümüzü artırmak için çalışmalarımıza devam ediyoruz. Ayrıca, ‘süper uygulamamızla’ tek çatıda altında çalışanlara yönelik sunduğumuz çözümlere gift kart, pazaryeri gibi yeni özellikler eklemeyi planlıyoruz. Şirketlere ise küresel pazardaki uzaktan çalışanların ihtiyaçlarına yönelik çeşitli ödeme seçenekleri, dolar/euro banka kartı ve özel sağlık sigortası gibi avantajlara bir uygulama ile kolayca erişim sunacağız.”

2020 yılında Kamal Reggad ve Karim Nadi tarafından kurulan RemotePass, şirketlerin 150’den fazla ülkede uzaktan çalışanı etkin bir şekilde işe almasını, yönetmesini, ödeme yapmasını sağlayan kapsamlı bir platform sunuyor. Platform, çoklu para birimi harcama yönetimi, sigorta, kart ürünleriyle çalışanlara ve izin izleme gibi İK araçlarının yanı sıra toplu maaş ödeme gibi hizmetlerle de işverenlere kolaylık sağlamayı amaçlıyor.

30 bin dolara kadar yatırım ve 100 bin TL nakit hibe veren PİLOT, girişimlerin başvurularını bekliyor

Türk Telekom Ventures‘ın girişim hızlandırma programı PİLOT‘un yeni dönemi için girişimcilerin başvurularını bekliyor.

Program kapsamında girişimler, Türk Telekom Ventures tarafından 30 bin dolara kadar yatırım ve 100 bin TL nakit desteği almaya hak kazanacak.

Geçtiğimiz ay ABD’de Stanford Üniversitesi’nde PİLOT girişimlerine özel tasarlanan Girişimcilik Programına katılan PİLOT girişimlerini, yeni dönemde de Amerika’da, global girişimcilik vizyonuna hakim olacakları ve global pazarlarda büyümenin kapılarını açacak çok özel bir program bekliyor.

Girişimcilik ekosistemini güçlendirmeyi hedefleyen Türk Telekom Ventures, PİLOT ile bugüne kadar sağlıktan eğitime, üretken yapay zeka çözümlerinden görüntü işleme ve büyük veri çözümlerine kadar pek çok alandaki girişime önemli katkılar sağladı.

Türk Telekom Ventures genel müdürü Muhammed Özhan konuyla ilgili verdiği demeçte;

“Girişimcilik ekosistemine sağlıktan eğitime, üretken yapay zekâ çözümlerinden görüntü işleme ve büyük veri çözümlerine kadar pek çok alanda destek veriyoruz. 10 yılı aşkın süredir Türk Telekom Ventures’ın Girişim Hızlandırma Programı PİLOT ile hız kesmeden devam eden bu destek, iş birliği fırsatlarından nakit ve yatırım imkanına, mentorluk ve yatırımcılara erişimden ortak çalışma alanlarına kadar her alanda devam ediyor. Bu kapsamda; çok yakın bir tarihte, PİLOT girişimlerimizi ABD’de Stanford Üniversitesindeki PİLOT girişimcilerimize özel tasarlanan Girişimcilik Programına dahil ettik. PİLOT ile bugüne kadar 111 girişime toplamda yaklaşık 32 milyon TL nakit desteği sağladık. Bunlardan 59’u yurt içi ve yurt dışından toplam tutarı 35 milyon doları aşan yatırım alarak girişimlerini geliştirme fırsatı yakaladı. Hem Santral binamızda hem de ana destekçisi olduğumuz Atatürk Kültür Merkezi’ndeki Türk Telekom Ventures Girişimcilik Merkezi ile kendilerine sağladığımız çalışma ofisleriyle, sunduğumuz katkıları fiziki ortamlara da taşıdık. San Francisco’daki Türk Telekom Ventures ofisimiz ise, her daim ifade ettiğimiz gibi, bizim için dünya arenasına açılan bir kapı niteliğinde. Bu özel kapıdan girişimlerimizi dünyaya açarken, yüksek girişimcilik ruhu barındıran Silikon Vadisi’nin başarılı atmosferini ise ülkemize taşımayı öncelikli hedeflerimiz arasında görüyoruz. Bu kapsamda; yerli girişimlerimiz için desteklerimiz sürecek, dünyaya açılacak girişimlerimizin yanında olmaya devam edeceğiz.”

Binnaz, kullanıcılarına daha hızlı cevap verebilmek için yapay zeka danışmanlarını duyurdu

Sertaç Taşdelen liderliğinde geliştirilen uygulama Binnaz, 12 yıldan fazla süredir kişisel gelişim ve spiritüel rehberlik alanında, kullanıcılarına bir deneyim sunuyor.

Binnaz, kullanıcılarını daha etkileşimli ve kişiselleştirilmiş bir hizmetle buluşturmak için heyecan verici bir adım atmaya hazırlanıyor. Yapay zeka teknolojisinin ilerlemesiyle birlikte, Binnaz uygulaması artık kullanıcıların ihtiyaçlarına daha hızlı ve hassas şekilde cevap vermek üzere tasarlanmış yapay zeka danışmanlarıyla güçleniyor.

Lansmanı yeni yapılan Binnaz Abla Yapay Zeka danışmanı, gelişmiş doğal dil işleme yetenekleriyle donatılarak kullanıcıların sorularını anlamak ve onlara özel öneriler sunmak için optimize edilmiş. Bu sistem, diğer önde gelen yapay zeka danışmanlarıyla birlikte kullanıcıların sorularını yanıtlamak için de hizmet veriyormuş. Kullanıcılar, sadece sorularını değil, aynı zamanda duygularını da ifade edebilecekleri bir platformda ücretsiz rehberlik alabiliyormuş.

Bu yenilik ile birlikte Binnaz kullanıcıları, birden fazla yapay zeka danışmanının desteğiyle kişisel gelişim ve spiritüel yolculuklarında daha fazla destek ve rehberlik bulabiliyor. Yapay zeka danışmanların uygulamada yayına alınmasıyla birlikte, Binnaz’ın kullanıcılarının taleplerini daha etkin bir şekilde karşılayarak onlara daha zengin ve ücretsiz bir deneyim sunma yolunda etkili bir rol üstlenilmiş. Kullanıcılar, sadece bir bilgi kaynağına erişmekle kalmayıp aynı zamanda derinlemesine bir kişisel deneyim elde edilebiliyor. Ayrıca yapay zeka destekli bu yenilikçi yaklaşım, kullanıcıların kişisel gelişim hedeflerine daha hızlı ve etkili bir şekilde ulaşmalarına yardımcı olmaktadır.

Vialand Tema Park, ilk oyun yatırımını Boğaziçili öğrencilerin kurduğu Efsun Games’e yaptı

Vialand Tema Park, sektördeki medya ve pazarlama gücünü, Boğaziçi Üniversiteli yetenekli oyun geliştiricilerin kurduğu Efsun Games‘in üretkenliği ile birleştirerek Kaptan Gaga mobil oyununu geliştirmeye başladı.

Bu iş birliği, Türkiye’de yeterli imkanlara sahip olamayan genç yeteneklere destek verme hedefini taşıyor. Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri, bu iş birliği sayesinde deneyim kazanmanın ve kariyerlerine değerli bir katkıda bulunmanın mutluluğunu yaşıyor. Proje sürecinde aktif olarak yer alan yetenekli oyun geliştiricileri arasında Ahmet Bayır, Mehmet Fatih Yıldız, Halid Güngör, Kenan Yektaş, Muhammed Şamil Kurt ve Ahmet Kipici bulunuyor.

Kaptan Gaga mobil oyunu, geliştirme süreçlerinin tamamlanmasının ardından çok yakında oyun severlerin beğenisine sunulacak. Vialand Tema Park’ın maskot karakteri Kaptan Gaga, bu oyun içinde çeşitli engelleri aşarak ilerlerken, altın ve elmasları toplamaya çalışacak. Oyuncular, kazandıkları altınlarla Kaptan Gaga’nın arkadaşları olan Vega ve Viking karakterlerini, farklı kostümleri ve tema parkın diğer ünitelerinin isimlendirildiği haritaların kilidini açma imkanına sahip olacaklar. Bu özellikler sayesinde oyuncular, oyunun içeriğini kişiselleştirerek deneyimlerini zenginleştirebilecekler.

Ayrıca, haftalık lider tablosunda ilk 10’a giren kullanıcılar, Vialand Tema Park’a giriş hakkı kazanma şansına sahip olacaklar. Kaptan Gaga mobil oyunu, Vialand Tema Park atmosferini mobile başarıyla taşıyarak benzersiz bir deneyim sunacak. Oyunda kullanılan haritalar, tema parktaki ünitelerin modellenmesiyle tasarlanıyor. Oyun, kullanıcılara sadece eğlenceli bir deneyim sunmakla kalmayıp aynı zamanda Vialand Tema Park’a giriş hakkı kazanma fırsatı da sunacak.

Vialand, Türkiye’nin lider eğlence markası olma yolunda mevcut konumunu güçlendirmek için 600 milyon dolarlık tema park yatırımına ek olarak, oyun, sinema filmleri, çizgi filmler, animasyon karakterler ve merchandising gibi alanlarda da hızla büyümeyi hedefliyor. Bu yatırımlarıyla sadece Türkiye’de değil, tüm dünyada eğlence sektöründe önemli bir marka olma yolunda emin adımlarla ilerliyor.

Düşyeri’nin geliştirdiği Uppy, 14 uluslararası havayolunun uçuş eğlence sistemlerine dahil edildi

Türkiye merkezli eğitim ve teknoloji girişimi Uppy, İspanya merkezli Quivertree-Media iş birliğinde Pegasus, Level, National, RwandAir, BermudAir, Cayman, ASL ve Bhutan’ın da aralarında bulunduğu 14 uluslararası havayolunun uçuş eğlence sistemlerine dahil edildi.

Uppy uygulaması sayesinde çocuklar, uçuş sırasında Türkçe, İngilizce, Portekizce ve İspanyolca dillerinde Uppy’nin eğitici oyunlarına, e-kitaplarına, çizgi filmlerine ve uyku meditasyonlarına erişebilecekler.

Türkiye’nin ilk yerli çizgi film karakteri Pepe’nin yaratıcısı ve Uppy’nin kurucusu Ayşe Şule Bilgiç verdiği demeçte;

“Çabalarımız, dünya genelinde tüm çocukların bilişsel ve ruhsal gelişiminde adalet sağlanana kadar devam edecek. Yıllar içinde kurduğum hayallerle, çocuklara ve ebeveynlere söyleyecek çok şeyim var, bunları Uppy ile söylüyorum.”

Uppy’nin CEO’su İbrahim Coşkuner ise verdiği demeçte;

“Amacımız, 2 yıl içinde dünya genelinde tüm ekranlar için çocuk modu olmaktır. 2-6 yaş arası bir çocuk ekranlara bakıyorsa, bu Uppy Çocuk Modu olacak. Telefonlar, tabletler, bilgisayarlar, uçak ekranları, araç içi eğlence sistemleri, televizyonlar. Uppy, tüm riskli ekranları güvenli ve faydalı hale getirecek.”

Düşyeri tarafından 5 yıllık çalışmanın ardından hayata geçirilen süper uygulama Uppy Hindistan’daki G20 Zirvesi’nde ‘Dünya’nın 2. En İyi Eğitim Teknoloji Şirketi’ olarak seçilmiş, Türkiye’de de önde gelen melek yatırımcılar ve VC’ler tarafından yatırım almıştı.

Uppy, Oyunlar, Kitaplar, Çizgi Filmler, YouTube Videoları, Uyku, Müzik ve Meditasyon gibi çeşitli içeriklerin bulunduğu Uppy 2-6 yaş arasındaki çocuklar için dijital dünyayı %100 güvenli hale getiriyor. Uygulama, içeriğinin ve eğitim modelinin merkezine yerleştirilmiş 5.000 kelimelik bir sözlük ile çocuklara eğlenceli bir şekilde yeni kelimeler öğreterek zekalarına ve bilişsel gelişimlerine katkıda bulunuyor. Uppy ayrıca kelimeler aracılığıyla dünyanın en önemli sorunlarından biri olan “Sözcük Boşluğu”na da hitap ederek çocukların beyin gelişimine yardımcı oluyor.

Yerli girişim Saha Robotik, Speedy Service ürünüyle iF Design Award 2024’ün sahibi oldu

2020 Ekim ayında kurulmuş ve mobil hizmet ve servis robotları alanında yenilikçi çözümler geliştiren yerli girişim Saha Robotik, kendi sektöründe önemli adımlar atmaya devam ediyor.

Firma, bu yıl dünyanın en prestijli tasarım ödüllerinden biri olan iF Design Award 2024’ü “Speedy Service” modeli ile kazandı.

Bilişim Vadisi’nde faaliyet gösteren ve kısa sürede uluslararası arenada adını duyuran Saha Robotik, Speedy Service modeli ile restoran ve otel sektörlerinde servis anlayışını kökten değiştiriyor. Speedy Service, estetik tasarımı ve üstün teknolojik özellikleri ile iF Design Award jürisinden tam not aldı.

Saha Robotik kurucu ortağı ve CEO’su Murat Ayrancı ödülle ilgili verdiği demeçte;

“Speedy Service modelimizin iF Design Award 2024’ü kazanması, ekibimizin yaratıcılığını ve sıkı çalışmasını uluslararası alanda tanınan bir platformda onurlandırıyor. Bu başarı, müşterilerimize daha iyi hizmet verme misyonumuzun bir göstergesi.”

Speedy Service, kullanıcı dostu arayüzü, hızlı ve etkili servis kapasitesi ile hizmet sektöründe yeni bir dönem başlatıyor. Saha Robotik, bu ödülle birlikte, teknoloji ve tasarımın mükemmel uyumunu sunarak, sektördeki yenilikçi kimliğini pekiştiriyor.

Mattel, Barbie mobil oyunu çıkarmak için İstanbul merkezli oyun stüdyosu Rollic ile iş birliği yaptı

Güçlü çocuk ve aile eğlence markalarına sahip, dünyanın önde gelen oyuncak şirketlerinden Mattel, interaktif eğlence sektöründe dünya lideri Take-Two Interactive‘e ait mobil oyun yayıncısı Zynga2nın alt kuruluşu, geniş oyun portfoyüne sahip ve dünyanın en büyük mobil oyun yayıncılarından biri olan İstanbul merkezli Rollic ile kitlesel pazara yönelik yeni bir Barbie mobil oyunu yayınlamak için bir iş birliğine imza attığını duyurdu.

Bu anlaşma Mattel’in, lisanslı dijital oyun portföyünü genişleterek bu alandaki pozisyonunu güçlendirmek için stratejik girişimlerinin bir parçası. Bu girişim ile Mattel nesiller boyunca sevilen markasına dayanan, hayranlarda yankı uyandıracak büyüleyici ve ilgi çekici eğlence deneyimleri sunmayı amaçlıyor.

Mattel dijital oyun bölümünün küresel başkanı Mike DeLaet verdiği demeçte;

“Dünya çapındaki hayranlara taze ve heyecan verici, kitlesel pazara yönelik bir Barbie mobil oyunu sunmak için Rollic ve Zynga ile ortaklık yapmaktan heyecan duyuyoruz” dedi. “Bu iş birliği, Mattel’in ikonik markalarımızı yenilikçi yollarla değerlendirmeye olan bağlılığını vurgularken dijital oyunlar bölümümüzün, her yaş grubundaki hayran kitlesi için sınıfının en iyisi sürükleyici eğlence deneyimleri sunma yeteneğini arttırıyor.”

Rollic, Ağustos ayında yayınladığı Türkiye’nin ilk lisans tabanlı mobil oyunu Power Slap Mobile’den sonra bu yeni proje ile beraber lisans tabanlı oyun portföyüne bir yenisini ekliyor.

Yakın zamanda dünya çapında ömür boyu indirme sayısı toplamda 2,7 milyarı aşan, 175’ten fazla ülkede popüler mobil oyunlar geliştirip yayınlayan ve 22 oyunu ABD Apple App Store’da 1. veya 2. sıraya ulaşan Rollic, uzun süreli oyuncu etkileşimini teşvik etmek için oyun içi güncellemeler ve etkinlikler ekleyerek Hyper-casual türünü yeniden tanımladı. Rollic’in hızlı veri süreci, ekiplerin anlık kültürel trendlerden hızla yararlanmasına ve oyuncuların ilgisini yakalayan güncellemeler oluşturmasına olanak tanıyor. Yaratıcı ve veriye dayalı yeteneklerin bu birleşimi, Rollic’i yeni bir Barbie oyun deneyimini hayata geçirmek için ideal bir ortak haline getirirken, Mattel’in ikonik markalarını tüm eğlence alanlarında genişletmeye yönelik stratejik girişimini de hızlandırıyor.

Rollic kurucu ortağı ve CEO’su Burak Vardal ise verdiği demeçte;

“Barbie, dünya çapında nesiller boyu oyuncular tarafından sevilen ikonik bir simge. Bu simgenin en yeni versiyonunu mobile getirmek için Mattel ile ortaklık yapmaktan heyecan duyuyoruz.” dedi. “Kültürel anları kalıcı oyun deneyimlerine çevirme yeteneğimiz, oyunculara favori markalarıyla etkileşime geçebilecekleri başka bir alan daha sunmamıza olanak tanıyor ve bu yeni oyunla beraber Barbie dünyasına adım atmaktan mutluluk duyuyoruz.”

Kidolog’un geliştirdiği ReadKi, açık test süreçlerini tamamlayarak milyonlarca çocuğun kullanımına açıldı

Ebeveyn platformu Kidolog tarafından geliştirilen ReadKi uygulaması, app marketlerdeki yerini aldı. Pegagog onaylı sesli hikayeleri, eğlenceli ve öğretici oyunları, meditasyon pratikleriyle çocuklar için güvenli bir dijital dünya sunan ReadKi, bünyesinde yüzlerce içerik barındırıyor.

Kidolog’un Bütün Tecrübesi ReadKi’de Hayat Buluyor

ReadKi, 15 Şubat’ta üçüncü yılını tamamlayan Kidolog ekibi tarafından geliştirildi. Türkiye’nin Sağlık Bakanlığı onaylı ilk ebeveyn platformu olan Kidolog, ReadKi uygulamasını geliştirirken tüm tecrübesini aktarmış.

Üçüncü yaşını, “Üçüncü yılında üç muhteşem uygulama” mottosuyla kutlayan Kidolog, aynı zamanda 15-22 Şubat tarihini de ‘Ebeveynlik Haftası’ olarak ilan etti. Kidolog, ebeveyn platformu olarak sunduğu başat uygulamanın yanı sıra, çocuklar için geliştirdiği ReadKi ve evcil hayvanlar için geliştirdiği, dünyanın ilk pet Süper-App’i olan PatiWe’yi de tanıttı.
Ebeveynlik alanında bütünleşik bir hizmet sunmayı amaçlayan bu güçlü markanın varlığı ReadKi’nin nitelik olarak üst seviyelere taşınmasını sağlıyor.

ReadKi Kurucu Ortağı Burak Candan: “ReadKi içerisinde yer alan içeriklerin çocuklarımızın geleceğini şekillendirebileceğini biliyoruz. Bu nedenle Kidolog’un bütün tecrübesini uygulamanın özelliklerini geliştirmek için seferber ettik.”

Çocuklar için güvenli dijital dünya

ReadKi’yi rakiplerinden ayıran ve öne çıkmasını sağlayan en önemli özelliklerden biri de güvenli bir dijital dünya vaat etmesi. ReadKi uygulamasında yer alan sesli hikayelerin tamamı Kidolog pedagogları ve çocuk psikologları tarafından onaylanıyor. Bu sayede çocuklar zararlı olabilecek içeriklerden uzak tutuluyor.

“Hikayelerimiz uzman yazarlar tarafından hazırlandıktan sonra bir kez de editör kadromuz tarafından kontrol ediliyor. Ardından Kidolog pedagogları ve psikologları tüm içeriklerimizi denetliyor. Bu sayede içeriklerde çocuklarımıza zarar verebilecek en ufak hatalı yaklaşımı dahi fark edebiliyoruz.”

İçerik açısından güvenli dijital dünyanın kapılarını aralayan ReadKi, aynı zamanda ekran süresi konusunda da aynı hassasiyete sahip. Ebeveynler, çocuklarının ReadKi’de hangi aşamaya geldiğini kontrol edebiliyor. Ayrıca, belirli bir ekran süresi tanımlanabiliyor. Ebeveyn kilidi sayesinde, çocuklar ayarlara ulaşamıyor ve bunları değiştiremiyor. Dolayısıyla çocuğun dijital dünyada geçirdiği ve neleri incelediği daima kontrol altına alınabiliyor.

ReadKi’yi öne çıkaran özelliklerden bir diğeri de içerik konusunda geniş bir yelpazeye sahip olması. Uygulama içerisinde hayal gücü, yaratıcılık, merak gibi duyguları teşvik eden sesli hikayeler yer alıyor. Çocukları bilime ve sanata yönlendiren bu hikayeler, ilerleyen yaşlarda akademik başarılarına da katkı sağlıyor.

Sesli hikayelerin yanı sıra, ReadKi içerisinde birçok eğlenceli oyun bulmak da mümkün. Burada da hikayelerdeki hassasiyet aynı şekilde güdülmüş. Çocukların oyun oynarken aynı zamanda öğrenmesi ve becerilerini geliştirmesi hedeflenmiş.

Çocukların bulabileceği bir diğer içerik ise hayli ilginç: meditasyon. Dünyada son yıllarda bilimsel olarak faydaları kanıtlanmış olan meditasyon pratikleri, çocuklar için de yaygınlaşmaya başladı. Türkiye’de bu işe öncülük eden platformlardan biri de ReadKi. ReadKi içerisinde çocukların anlayabileceği düzeyde, basit meditasyon pratikleri var.

Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi’nin yatırım diplomasisi turlarının yeni durağı Londra oldu

Geçtiğimiz yıl düzenlenen Türkiye Yüzyılı Yatırım Resepsiyonları serisinin ilkini Londra’da gerçekleştirilen Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi, yatırım diplomasisi faaliyetleri kapsamında bir kez daha Londra’da bir etkinlik gerçekleştirdi.

Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi Başkanı A. Burak Dağlıoğlu İngiltere, İsviçre, Yeni Zelanda başta olmak üzere dünya çapında 100’den fazla ülkeden üst düzey katılımcıların yer aldığı ve dünyanın önde gelen uluslararası marka etkinlikleri arasında yer alan Brand Finance Global Soft Power Summit 2024’e katılarak bir sunum gerçekleştirdi.

Türkiye ekonomisinin istikrarlı büyümesine ve dayanıklı yapısına vurgu yaparak sunumuna başlayan A. Burak Dağlıoğlu, Türkiye’nin son 20 yılda bölgesinde en yüksek yoğunlukta uluslararası yatırım çeken ülke olduğuna vurgu yaptı. Sağlıklı ve güçlü bir ekonomik sistem için uluslararası doğrudan yatırımların taşıdığı öneme işaret eden Dağlıoğlu, Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisinin tarihi, kuruluş aşamaları, uluslararası yatırımcıların Türkiye’de çalışmasını kolaylaştıran yapısal reformların 20 yıllık geçmişi hakkında da detaylar paylaştı.

Yürütülen marka ve kampanya çalışmaları hakkında bilgi veren A. Burak Dağlıoğlu, bir uluslararası yatırımın ön araştırma aşamasından proje sonlandırma aşamasına kadarki tüm süreçleri ile ilgili yürütülen operasyonlarla ilgili detaylı bilgiler sundu. Dağlıoğlu son dönemde ivme kazanan iletişim çalışmalarına da değinirken uluslararası medya, sosyal medya, konvansiyonel ve dijital mecralarda gerçekleştirilen yenilikçi çalışmalar ile ilgili de bilgi verdi.

Konu ile ilgili açıklama yapan Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi Başkanı A. Burak Dağlıoğlu verdiği demeçte;

“Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi olarak istikrarlı ekonomisi, nitelikli iş gücü sunan genç nüfusu, sermaye erişimi kolaylığı, küresel tedarik zincirlerine entegrasyonda avantajlı konumu gibi konular başta olmak üzere ülkemiz ile ilgili tüm fırsat ve potansiyelleri dünyanın dört bir yanındaki uluslararası yatırımcılara; mecra çeşitliliği ve hedefe özel çoklu kanal stratejileriyle İngilizce, Almanca, Fransızca, Çince başta olmak üzere çok dilli olarak anlatıyoruz. Yatırım diplomasisi yaklaşımıyla yürüttüğümüz bu çalışmalar kapsamında bugün de Londra’da seçkin bir topluluğa yine mesajlarımızı iletme fırsatı bulduk.

Türkiye’deki Teknopark ve Ar-Ge merkezlerinde 700’den fazla uluslararası şirket faaliyet gösteriyor, 80 binden fazla uluslararası şirket çeşitli sektörlerde hizmet veriyor. Sadece son 20 yılda ülkemize gelen toplam uluslararası yatırımların tutarı 260 milyar doların üzerine çıkmış durumda. Ortada ölçümlenebilir bir başarı var. Bu başarıya bizi ulaştıran iletişim çalışmalarının detayları ile ilgili örnekler verdik.

2020 yılında gerçekleştirdiğimiz yeniden yapılanma süreci sonrasında 2021-23 dönemlerini kapsayan ilk strateji belgemizi yayınlamıştık. Çok yakında açıklamayı planladığımız “Uluslararası Doğrudan Yatırımlar Stratejisi: 2024-2028” dokümanının çizeceği ana rotada da ivmemizi artırarak kararlılıkla yürümeye devam edeceğiz. Stratejimiz içinde iletişim ve tanıtma da müstakil bir politika alanı olarak yer alıyor. Şu anda Türkiye’nin küresel uluslararası doğrudan yatırımlar pazarında aldığı pay yüzde 1 civarında. Çağın gerektirdiği tüm iletişim mecraları ve araçlarından istifade ederek mümkün olan en kısa sürede bu oranı yüzde 1,5’a taşımak için var gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz.”

Dijital iş hizmetleri şirketi Teleperformance, Lüksemburg merkezli Majorel’i satın aldı

Dijital iş hizmetleri şirketi Teleperformance, sektördeki liderliğini pekiştirmek ve küresel varlığını genişletmek amacıyla gerçekleştirdiği Majorel satın alma sürecinin tamamlandığını duyurdu. Bu yeni yapı, müşteri hizmetleri ve dijital iş hizmetleri sektörlerinde daha büyük ölçek ve dikey sektörlerde daha derin uzmanlık yaratarak Teleperformance’ın küresel ölçekte liderliğini pekiştirdi.

Teleperformance ve Majorel’in güçlerini birleştirmesi sonrasında şirket, 500 bine yakın çalışan, 300’den fazla dil ve lehçe ile 95’ten fazla ülkede hizmet vermeye başladı. Analitik ve dijital ürünlerde 3 binden fazla uzman ve müşterilere dijital hizmetlerinde yardımcı olan 23 bin konuşlandırılmış botla hizmet veren yeni yapı, bugüne kadar 10 binden fazla dönüşüm projesi tamamladı. Bu satın alma sonucunda Teleperformance, yıllık 10 milyar euro üzerinde ciroya sahip bir dijital iş hizmetleri şirketi oldu.

Daha güçlü ekiplerle dikey sektörlerde derin uzmanlık

Birleşme sonrasında yaklaşık 82 bin çalışandan oluşan Majorel iş gücü de Teleperformance çatısı altında şirketin varlığına katkıda bulunuyor. Daha güçlü bir global üst yönetim ekibi ile derin bir uzmanlaşma fırsatı yakalanırken bu durum iki şirketin müşteri odaklı hizmet kültürüne de katkı sağlıyor.

Her iki şirketin sinerjisi, Amerika, Avrupa, Hindistan, Asya-Pasifik, Orta Doğu ve Afrika pazarları başta olmak üzere Teleperformance’ın dünya çapında kilit pazarlardaki rolünü güçlendirirken Asya ve Afrika gibi gelecek vadeden coğraflardaki ölçeğini de büyütmüş oldu.

Teleperformance Türkiye CEO’su Tülay Doğrular satın alma ile ilgili verdiği demeçte;

Teleperformance’ın, Türkiye de dahil olmak üzere dünya genelindeki hizmet gücünü Majorel’in güçlü konumuyla birleştiren ve sektördeki deneyimimizi dikey alanda derinleştirecek bu gelişme ile müşterilerimize daha geniş bir çerçevede hizmet vereceğiz. Teleperformance’ın “Küp Stratejisi” adını verdiği, bitişik iş kollarında derin uzmanlık oluşturma hedefinin bir parçası olarak gerçekleşen bu satın alma ile Türkiye pazarında herhangi bir gruba bağlı olmayan dış kaynak hizmet sağlayıcı şirketler arasında, çalışan sayısı ve gelir açısından en büyük şirket olduk. Teknoloji, bankacılık ve finansal hizmetler, sigorta, seyahat, enerji, perakende, e-ticaret, kamu hizmetleri ve otomotiv gibi farklı sektörlerdeki 160’tan fazla markaya 10 bin’i aşkın çalışanımızla verdiğimiz bütünleşik çok kanallı müşteri deneyimi, danışmanlık, teknoloji hizmetlerini çok dilli çözümlerimizle pekiştiriyoruz. Oluşan bu sinerjinin, global arenada ülkemizin müşteri deneyimi alanındaki hakim rolünü de güçlendirerek hizmet ihracatındaki liderliğimizi daha da ileriye taşıyacağına inanıyoruz.