Ana Sayfa Blog Sayfa 8

Yerli mikromobilite girişimi hop, 5 yılda 3 ülkede 2.5 milyon kullanıcıya ulaştı

Yerli girişimlerin başarı hikayelerine dair son örnek, sürdürülebilir mobilite sektöründen geldi.

2019’un sonlarında Bilkent Üniversitesi kampüsünde yalnızca 100 scooter ile yola çıkan mikromobilite girişimi hop, her yıl %50’den fazla büyüyerek Türkiye, Karadağ ve Yunanistan’da 2,5 milyonu aşkın kullanıcıya ulaştı.

Bilkent Üniversitesi’nde dört girişimci tarafından kurulan ve bugüne dek 20 milyonu aşkın sürüşe aracılık eden hop, Selanik’ten sonra geçtiğimiz yıl Yunanistan’ın Atina ve Patras kentlerine de açılarak 4 kat büyüdü. Sürdürülebilir mobilite vizyonu ve kullanıcılarına sunduğu ek faydalarla kısa sürede sektörde önemli bir oyuncu haline gelen hop, uluslararası büyüme stratejisi ışığında küresel partnerlerle ortaklıklar kurdu. Bu süreçte üç mikromobilite şirketini bünyesine katarak filosunu genişletti, operasyonel kabiliyetlerini de ileri taşıdı.

Türkiye’nin hizmet ağı en geniş, Doğu Avrupa’nın en hızlı ve sürdürülebilir büyüyen paylaşımlı mikromobilite platformu hop, küresel ölçekte sunduğu elektrikli scooter hizmetiyle kısa mesafe ulaşımı kolaylaştırmaya, çevre kirliliğini azaltmaya ve insan merkezli şehirlere katkıda bulunmaya devam etmeyi planlıyor.

“Türkiye’den dünyaya açılan bir mobilite platformu inşa ediyoruz”

Değerlendirmelerini paylaşan hop Kurucu Ortağı ve CMO’su Ahmet Batı verdiği demeçte;

“Açıldığımız uluslararası pazarlarda şehirlerin kendine özgü ulaşım alışkanlıklarını ve ihtiyaçlarını dikkate alarak şekillendirdiğimiz esnek operasyon modelimizle, Türkiye’den dünyaya açılan bir mobilite platformu inşa ediyoruz. Mikromobilite sektörünün küresel büyüme trendinden ve sürdürülebilir ulaşım çözümlerine yönelik talep artışından da yararlanarak milyonlarca insanın ulaşım tercihi olabildiğimiz için gururluyuz. hop’u kullanıcı nezdinde tercih edilen bir uygulamaya dönüştüren en önemli özellik, uygulama deneyimimiz. Masterpass altyapısını kullanan hop, kullanıcılarına kart bilgilerini paylaşmadan, güvenli ve hızlı ödeme imkanı sunuyor. hop uygulamasını indiren bir kullanıcı, 1 dakikadan kısa bir sürede ilk sürüşünü gerçekleştirebiliyor. Bu altyapı sayesinde kullanıcı deneyimini bir üst seviyeye taşıyor, aynı zamanda Mastercard gibi küresel bir güçle yıllardır düzenlediğimiz kampanyalarla müşteri bağlılığını artırmayı başarıyoruz.”

Yerli eğitim teknolojileri girişimi Perculus, İsviçre merkezli Constructor Tech tarafından satın alındı

Boğaziçi Ventures’ın yatırımcıları arasında yer alan Perculus, global eğitim teknolojileri şirketi Constructor Tech tarafından satın alındı. Türkiye’nin önde gelen uzaktan eğitim platformlarından biri olan Perculus, bu satın alma ile yapay zeka tabanlı eğitim çözümlerini genişletmeyi ve küresel pazara açılmayı hedefliyor.

Perculus, uzaktan eğitim için kapsamlı çözümler sunan dijital bir eğitim platformudur. Eğitmenlerin ve öğrencilerin çevrimiçi öğrenme süreçlerini daha etkileşimli ve etkili hale getirmesine yardımcı olur.

Bu stratejik satın alma, Boğaziçi Ventures’ın teknoloji odaklı yatırımlarının değerini bir kez daha kanıtlıyor. Türkiye’nin büyüyen eğitim teknolojisi ekosistemine (edtech) ‘Perculus’a yaptığı yatırım ile katkı sağlayan Boğaziçi Ventures, fon portföyündeki şirketlerin küresel çapta rekabet edebilir hale gelmesi için desteklerini sürdürüyor. Özetle bu satın almayla birlikte Boğaziçi Ventures, exit etti.

Boğaziçi Ventures CEO’su Barış Özistek bu satın almayla ilgili verdiği demeçte;

“Perculus, global dev şirketlerle rekabet eden bir teknoloji geliştirmenin ne kadar önemli olduğunu kanıtladı. Başta kurucular Cem Atacık ve Zafer Gürel olmak üzere tüm ekibi kutluyorum. Constructor Tech ile birlikte isimlerini daha çok duyacağımız global bir yolculuğu hep birlikte takipte kalacağız. Boğaziçi Ventures Growth I fonunun henüz 4. yılında ikinci çıkışını (exit) yapıyor olmaktan da çok mutluyuz.” dedi.

200.000’den fazla eğitmen ve 350’den fazla yükseköğretim kurumu tarafından kullanılan Perculus, Constructor Tech’in yapay zeka ve büyük dil modelleri (LLM) uzmanlığı sayesinde daha akıllı ve verimli bir platform haline gelecek. Perculus Kurucusu Cem Atacık ise demecinde;

“Türkiye pazarında güçlü bir yer edindikten sonra, şimdi küresel çapta büyümeyi hedefliyoruz. Eğitimin evrensel bir ihtiyaç olduğu bilinciyle, Constructor Tech’in küresel ağı sayesinde, yükseköğretimin ötesinde, daha gelişmiş uygulamaları keşfetmeye hazırız. Bu işbirliği, Perculus’un Türkiye’deki müşterilerine aynı ekiple ve daha geniş ürün yelpazesiyle hizmete devam ederken, dünya genelinde eğitimin geleceğini şekillendirme yolculuğunda önemli bir adım.”

Boğaziçi Ventures, Türkiye’de ve globalde yüksek büyüme potansiyeline sahip teknoloji girişimlerine yatırım yapmaya devam ediyor. Yatırımlarında, yapay zeka, finansal teknolojiler, oyun, dijital sağlık ve eğitim teknolojileri gibi stratejik dikeylere odaklanarak, girişimlerin dünya çapında ölçeklenmesini destekliyor.

Perculus’un başarı hikayesi, Boğaziçi Ventures’ın girişimciler için sağladığı finansal ve stratejik desteğin bir örneği olarak öne çıkıyor.

PC, konsol ve XR girişimleri için Türkiye’den globale uzanan program: Lorien Accelerator

Oyun sektörü, yalnızca teknik bilgi birikimi ve yaratıcılıkla değil, aynı zamanda pazarı, oyuncuları ve endüstriyi şekillendiren trendleri kavrayarak ayakta kalır. Başarılı ve sürdürülebilir bir oyun stüdyosu ya da oyun teknolojisi girişimi kurmak, büyük bir vizyonu teknik bilgi birikimi ve ticari akılla harmanlamayı gerektiriyor. Ancak bu yolculuk, özellikle erken aşamadaki oyun geliştiriciler ve girişimciler için ciddi zorluklarla dolu. İşte tam bu noktada devreye giren Lorien Accelerator, İstanbul’dan yola çıkarak küresel oyun ekosistemine yön verecek bir hızlandırma programı sunuyor.

Lorien Accelerator, oyun geliştirmenin ötesine geçerek girişimcilerin sürdürülebilir iş modelleri inşa etmesine olanak tanıyor. 12 haftalık yoğun bir programla, yaratıcılık ve iş geliştirme arasındaki köprüyü güçlendirmeyi, oyun stüdyolarının ve gametech girişimlerinin hızla büyüyerek uluslararası pazarda rekabet avantajı kazanmasını sağlamayı hedefliyor. Sektörde deneyimli isimler ve tutkulu oyunculardan oluşan bir ekip tarafından tasarlanan Lorien, “oyun dünyasının Y Combinator’ı” olma vizyonuyla, yalnızca Türkiye’den değil, dünyanın dört bir yanından PC, konsol ve XR odaklı girişimleri programa kabul ediyor.

Türkiye’den globale: Oyun sektöründe yeni bir soluk

Türkiye, son yıllarda mobil oyun sektöründeki çarpıcı başarılarıyla dikkatleri üzerine çekti. Peak Games’in 2020’de 1,8 milyar dolarlık Zynga satışı, Dream Games’in 1 milyar dolar değerlemeye ulaşması ve Spyke Games’in ilk yılında 55 milyon dolar yatırım alması, bu potansiyelin kanıtı. Ancak oyun sektörü mobilin ötesine uzanıyor. Küresel pazar verilerine göre, 2023’te PC ve konsol segmenti %8,4’lük bir CAGR ile 94 milyar dolarlık bir hacme ulaştı; mobil oyun pazarı ise %2,1’lik bir küçülmeyle ivmesini yavaşlattı. Toplam oyun pazarının 2030’a kadar 534,93 milyar dolara ulaşması beklenirken, PC, konsol ve XR alanındaki fırsatlar her zamankinden daha kritik hale geliyor.

Lorien Accelerator, bu dönüşümü görerek Türkiye’de ve dünyada bir ilki gerçekleştiriyor: PC, konsol ve XR odaklı oyun girişimlerine özel bir hızlandırma programı sunuyor. Mobil oyunların ötesine geçerek bu alanlardaki yatırımcı ve hızlandırıcı eksikliğini gidermeyi amaçlayan Lorien, tek bir oyun geliştirmekten öte, ölçeklenebilir ve küresel çapta rekabet edebilen stüdyolar ve gametech girişimleri yaratmaya odaklanıyor. İstanbul’un yükselen oyun yetenek merkezlerinden biri olma avantajını kullanarak, dünya genelinden başvuru kabul eden program, girişimcileri uluslararası ekosisteme entegre ediyor.

Lorien Accelerator oyun girişimlerine neler sunuyor?

Lorien’ın 12 haftalık programı, erken aşama (seed stage) oyun stüdyoları ve gametech girişimlerine özel tasarlanmış bir yol haritası sunuyor. Katılımcılar, sektörün en parlak zihinlerinden birebir mentorluk alıyor, globalde publisher ve yatırımcılarla buluşuyor ve oyun dünyasının geleceğini şekillendirecek araçlara erişiyor.

  • Sektör Liderleriyle Birebir Mentorluk: Disney, Blizzard, Riot Games, Ubisoft, Crytek gibi dünya oyun sektörü devlerinden gelen mentorlar girişimcilere program boyunca
    rehberlik ediyor. Diablo 2’nin efsane karakterlerden Tyrael’in yaratıcısı olan ve World of Warcraft, Startcraft gibi oyunların hikaye ve tasarım süreçlerinde lider pozisyonlarda görev alan Paul Limon, Crytek kökenli deneyimli narrative designer Dr. Fasih Sayın, Bahçeşehir Üniversitesi Oyun Tasarımı Bölüm Başkanı Doç. Dr. Güven Çatak ve FRP Net kurucusu Kayra Keri Küpçü gibi isimler, Lorien’ın lider mentor kadrosunda öne çıkıyor. Ayrıca Peak Games’in eski CTO’su Safa Sofuoğlu ve eski Operasyon Lideri Alper Mat da Lorien’in deneyimli mentor kadrosunda yer alıyor.
  • Kapsamlı Eğitimler: Oyun tasarımı ve geliştirmesi, gelir modelleri, oyun yayıncılığı, oyun ekonomisi, global startup ve oyun hukuku, finansal yönetim ve yatırım süreçleri gibi konularda derinlemesine masterclass’lar ve mentor session’lar veriliyor.
  • Yatırımcı ve Yayıncı Ağı: Program süresince ve Demo Day’de girişimciler Silikon Vadisi’nden, Avrupa’dan ve Türkiye’den VC’ler, melek yatırımcılar ve yayıncılarla doğrudan bağlantı kuruyor.
  • Uçtan Uca Destek: Lorien, global mentorlar eşliğinde teknik destekten AWS Cloud Credits’e, hukuki danışmanlıktan Bilişim Vadisi’nde şirketleşme ve ofis imkanına kadar geniş bir yelpazede girişimcilerin yanında. Teknik, hukuki ve operasyonel ihtiyaçları karşılayan bu kapsamlı destek paketi, ekiplerin fikirlerini sağlam bir temele oturtarak büyümelerine olanak tanıyor.
  • Global Partner Ağı: Türkiye’den ve dünyadan güçlü ortaklarıyla kapsayıcı bir oyun girişimcilik ekosistemi yaratan Lorien; Amazon, Microsoft, APY Tekmer ve Digiage gibi stratejik partnerlerle iş birliği yapıyor. Bu ağ, girişimcilere uluslararası bir sıçrama tahtası sunarak yerel ve global fırsatları bir araya getiriyor.
  • Kişiselleştirilmiş Deneyim: Küçük ve odaklı gruplarla çalışan Lorien, her dönemde en fazla 10 oyun girişimini kabul ederek her ekibe özel bir yolculuk tasarlıyor. Bu yaklaşım, ekiplerin ihtiyaçlarına göre şekillenen, derinlemesine ve etkili bir destek vadediyor.

Lorien’ın farkı: “Oyun sektörüne özel bir vizyon”

Lorien Accelerator, geleneksel hızlandırma programlarının ötesine geçerek oyun sektörüne özgü bir model sunuyor. Türkiye’de girişimcilerin erişmekte zorlandığı mentorlar, yatırımcılar ve yayıncılarla hızlı bir köprü kurarken, beş temel farkla öne çıkıyor:

  1. PC, Konsol ve XR’a Odaklı: Mobil oyunların aksine, bu segmentlerde uzmanlaşmış ekiplere özel bir yaklaşım.
  2. Ölçeklenebilir Stüdyolar: Tek oyun değil, küresel çapta büyüyen şirketler yaratma hedefi.
  3. Deneyimli Mentor Kadrosu: Akademik bilgiyle sektörel tecrübeyi birleştiren liderler. 4.
  4. Küresel Erişim: Türkiye’yi aşarak uluslararası pazarlara açılma desteği. 5. Stratejik
  5. Ortaklıklar: Teknoloji devleri, yatırımcılar ve yayıncılarla iş birliği yaparak girişimcilere eşsiz kaynaklar sunuyor.

“Lorien Neden Var?” yazısında ekip şu mesajı veriyor:

“Harika oyunlar, sadece yaratıcılık ya da teknik beceriyi bir araya getirerek değil; pazarı, oyuncuları ve toplumsal trendleri anlamakla şekillenir. Biz, girişimcilere bu büyük resmi gösteriyor ve hayallerini gerçeğe dönüştürmeleri için yanlarında duruyoruz.”

Kurucu ekip kimler?

Lorien’ın kurucu ekibi, kendileri de uzun yıllardır PC, konsol ve XR oyunlarını severek oynayan, analiz eden, geliştiren, ve bu alanlara yatırım yapmış, oyunculuk tutkusunu girişimcilik ve sektörel uzmanlıkla birleştiren profesyonellerden oluşuyor:

Dilara Keçeci (Kurucu Ortak & CEO): Teleporter VR’ın kurucusu ve eski CEO’su olarak 10 yılı aşkın süredir oyun ve teknoloji dünyasında yer alan bir girişimci. Fortune 40 Under 40 listesine giren Keçeci, Teleporter VR liderliği döneminde XR teknolojilerinin erken aşamalarında Silikon Vadisi ve Türkiye’den önemli yatırımcıların desteğini alarak dikkat çekti. Ekip kurma, oyun tasarımı, global yatırım süreçleri, büyüme, operasyon yönetimi ve finansal optimizasyon gibi alanlarda derin bir uzmanlığa sahip olan Keçeci, aynı zamanda yenilikçi projeler geliştiren girişimcilere danışmanlık ve mentorluk yaparak sektöre katkı sunmaya devam ediyor.

Can Akpınar (Kurucu Ortak & COO): Startup hukuku, oyun hukuku ve oyun girişimciliği alanlarında uzman bir isim. Oyun geliştirme, iş ortaklıkları ve operasyonel süreçler konusundaki derin bilgi birikimiyle, girişimlerin daha ilk günden sağlam bir temel üzerine inşa edilmesine öncülük ediyor. Oyun sektörüne duyduğu tutku ve geliştirme süreçlerindeki deneyimiyle, stüdyoların ölçeklenebilir ve sürdürülebilir iş modelleri kurmasına rehberlik ediyor.

Dr. Cüneyt Devrim (Kurucu Ortak): Reklamcılık, web3 ve veri analitiği alanlarında uzman bir stratejist ve melek yatırımcı. Büyük markaların ve oyun şirketlerinin yerel ve küresel pazarlara açılmasında kilit roller üstlenmiş, sektöre yön veren birçok girişimciye yol göstermiş bir lider. Girişimlerin güçlü iş ortaklıkları kurmasına ve küresel rekabette öne çıkmasına yönelik kapsamlı destek sunarak, Lorien’ın vizyonunu hayata geçiriyor.

Dr. Serhat Akkılıç (Danışman Ortak): Global ekipleri ve projeleri yönetme konusundaki geniş deneyimiyle tanınan bir iletişim ve teknoloji lideri, aynı zamanda melek yatırımcı. Onlarca yıllık sektörel birikimiyle, oyun girişimlerinin pazarlama, iş geliştirme ve yatırım süreçlerinde başarıya ulaşmasını sağlıyor. Özellikle yapay zeka alanındaki uzmanlığıyla, teknoloji, pazarlama ve iş dünyasını birleştiren yenilikçi bakış açısını programa taşıyor; girişimlerin tüm paydaşlar için değer yaratan sürdürülebilir modeller geliştirmesine katkı sunuyor.

IFC, Revo Capital’in fonuna 20 milyon dolar yatırım yapıyor

Uluslararası Finans Kurumu (IFC), Türkiye ve Orta ve Doğu Avrupa’daki erken aşama teknoloji şirketlerini desteklemeye odaklanan bir girişim sermayesi fonu olan Revo Capital Fund III‘e 20 milyon dolar yatırım yapacağını duyurdu. Bu yatırım, bölgede inovasyonu artırmayı ve sürdürülebilir büyümeyi sağlamayı amaçlıyor.

IFC’nin yatırımının en az %70’i Türkiye’ye ayrılacak ve fonun dörtte biri kadınlar tarafından kurulan girişimlere tahsis edilecek. Bu, IFC’nin Revo Capital ile gerçekleştirdiği üçüncü yatırım olma özelliğini taşıyor; daha önce COVID-19 pandemisi sırasında Revo Fund I ve Revo Fund II’ye yatırımlar yapılmıştı.

Revo Capital Fund III, 2030 yılına kadar fintech, B2B SaaS, siber güvenlik, sağlık teknolojisi, enerji ve oyun gibi sektörlerde yapay zeka odaklı inovasyona yatırım yaparak 25 erken aşama girişime destek olmayı planlıyor.

Revo Capital’in Kurucu Ortağı ve Genel Müdürü Cenk Bayrakdar, IFC’nin üçüncü fonlarında da ana yatırımcı olarak desteğini sürdürmesinden büyük memnuniyet duyduklarını belirtti ve Türkiye’den teknoloji ihraç etmeye ve Türkiye’yi bu girişimlerin Ar-Ge merkezi olarak konumlandırmaya odaklandıklarını vurguladı. IFC’nin yatırımı, kadınları ekonomik olarak güçlendirme taahhüdü doğrultusunda Revo Capital’in kapsayıcı yatırım uygulamalarını benimsemesine destek sağladı.

IFC Türkiye ve Orta Asya Direktörü Wiebke Schloemer, bölgenin girişim ekosistemine olan bağlılıklarının her zamankinden daha kuvvetli olduğunu belirtti ve artan yatırımlarla Türkiye ve Orta ve Doğu Avrupa ülkelerindeki teknoloji girişimciliğinin büyüme potansiyeline olan güvenlerini yeniden teyit ettiklerini söyledi.

Ebeveyn ve çocuk platformu Yuva, Startans’tan yatırım aldı

Ebeveynlerin çocuklarıyla ilgili her alanda ihtiyaç duydukları uzman desteğine tek bir platformdan ulaşmalarını sağlayan Yuva, erken aşama girişimlere destek veren Startans‘tan yatırım aldı. Yatırımla ilgili finansal detaylar açıklanmadı.

Bu yatırım, platformun hem bireysel kullanıcılarına sunduğu hizmetleri genişletmesine hem de kurumsal iş birlikleriyle şirketlerin çalışan ebeveynlere yan hak olarak sunabileceği kapsamlı çözümler geliştirmesine olanak tanıyacak.

Ebeveynlere rehberlik eden uzman ekosistemi

Yuva, ebeveynlerin emzirme danışmanından çocuk psikoloğuna, eğitim danışmanından yurt dışı üniversite hazırlığına, diyetisyenden fizyoterapiste kadar geniş bir hizmet yelpazesine erişmesini sağlayan bir platform.

Dijitalleşen dünyada ebeveynlerin doğru rehberliğe kolayca ulaşmasını hedefleyen Yuva, birebir online danışmanlık, faydalı rehber içerikleri ve interaktif eğitim programları sunarak ailelerin doğru kararlar almasına yardımcı oluyor.

Startans yatırımıyla hedeflere doğru

Startans’tan aldığı yatırım ile Yuva, online verdiği hizmetleri ile Türkiye’nin her köşesindeki çocukların akademik ve pedagojik gelişimde ailelerin yanında olmayı hedefliyor. Ayrıca uzman ekosistemini genişleterek daha çok alanda danışmanlık vermeyi ve kurumsal iş birliklerini artırarak daha fazla ebeveyne ulaşmayı planlıyor.

Yuva Kurucu Ortağı Burhan Şengün yatırım hakkında verdiği demeçte;

“Dünya değişiyor ve bu değişim her şeyden önce çocuklarımızı etkiliyor. Okul ve aile olarak günümüz çocuklarının teknolojinin içinde bir nesil olduğu gerçeğini her ne kadar tüm yönleriyle kanıksamış olsak da bu teknolojinin hayata uydurulabilir yollarını bulmalı, onları 21. yüzyıl becerileri dediğimiz gelecek neslin ihtiyacı olan üst düzey davranış ve yaşayış modelleriyle tanıştırmalıyız. Yuva platformu olarak anaokulu seviyesi çocuklardan liseli gençlere bugünün yeni kuşağının hayata odaklanan, yaşamları değiştiren ve etkileyen teknoloji okuryazarı olmaları ve bu yöndeki ilgilerini belirlemeleri konusunda destek sunuyoruz. Teknolojik gelişmelerin hızına yetişme konusunda kaygı duyan çocuk, genç ve ebeveynlerin Yuva platformu aracılığıyla buna erişebiliyor olmasıyla teknoloji eğitimlerinde fırsat eşitliği sağlamayı hedefliyoruz.”

Yuva Kurucu Ortağı Oğuzhan Yılmaz yatırım hakkında verdiği demeçte;

“Çocukların sağlıklı bir gelişim süreci geçirmesi, yalnızca akademik başarıyla değil, aynı zamanda duygusal ve psikolojik gelişimle de doğrudan bağlantılıdır. Günümüz dünyasında ebeveynler, çocuklarının ruh sağlığını destekleme konusunda daha bilinçli hareket etmek istiyor ancak doğru kaynağa ve uzman desteğine erişimde zorluk yaşayabiliyor. Yuva platformu olarak, bilimsel temellere dayanan pedagojik ve psikolojik rehberlikle ailelerin bu süreçte yanlarında olmayı amaçlıyoruz.”

Startans Yönetim Kurulu Üyesi Begim Başlıgil ise yatırım ile ilgili olarak demecinde;

“Yuva, ebeveynlerin çocuk gelişimi ve psikolojik destek konularında güvenilir bir rehber arayışına güçlü bir yanıt sunuyor. Dijitalleşmenin hız kazandığı bu dönemde, ailelerin ihtiyaç duyduğu doğru bilgilere kolayca erişebilmesi büyük önem taşıyor. Yuva Ebeveyn & Çocuk Platformu bu misyonuna katkıda bulunmaktan büyük mutluluk duyuyoruz. Bu yatırımla, platformun daha geniş kitlelere ulaşmasını ve ebeveynlere sağladığı desteğin artırılmasını hedefliyoruz.”

Startans Yatırım Kurulu Başkanı Ufuk Kab ise yatırım ile ilgil olarak;

“Teknoloji ve inovasyon, günümüzde her sektörde olduğu gibi, ebeveynlerin ve çocukların yaşam kalitesini artıran hizmetlerde de kritik bir rol oynuyor. Yuva’nın, bu ihtiyacı bilimsel yaklaşımıyla birleştirerek güçlü bir ekosistem oluşturuyor. Startans olarak, yalnızca finansal destek sağlamakla kalmayıp, Yuva’nın stratejik büyüme yolculuğunda yanında olmayı ve dijital dünyada daha geniş kitlelere ulaşmasını desteklemeyi amaçlıyoruz. Bu yatırımın, ebeveynlerin hayatını kolaylaştıran çözümler sunmada yeni bir dönemin başlangıcı olacağına inanıyoruz.”

Ödeme sistemleri çözümleri sunan yerli girişim MagicPay, Hollanda pazarına açıldı

Ödeme sistemleri ekosistemine yenilikçi çözümler getiren yerli girişim MagicPay, artık çözümlerini fintech alanında en dinamik ülkelerden biri olan Hollanda’ya da sunacak.

MagicPay: Global bir ödeme marketi sunarak, ödeme gateway’leri ve POS çözümleri sağlıyor. Para transferi de bu hizmetler arasında.

MagicPay’in Hollanda Ülke Direktörü olarak atanan Erhan Dönmez şirketin bölgedeki büyümesine liderlik edecek. Konuyla ilgili bilgi veren MagicPay CEO’su Latif Vardar verdiği demeçte;

“Hollanda, Avrupa’nın fintech alanındaki en canlı ülkelerinden biri durumunda… MagicPay olarak, yapay zeka destekli ödeme çözümlerimizle burada da fark yaratacağız. Türkiye’den çıkan yerli bir girişim olarak sadece yazılım ve teknoloji ihracı değil bilgi birikimimizle oluşan katma değer ihraç etmiş oluyoruz. Ülke Direktörümüz Erhan Dönmez’in liderliğinde, Hollanda pazarında güçlü bir yer edinmeyi hedefliyoruz.”

Yurt dışına açılma hamlesi

Vardar şunları ekledi; “MagicPay, yalnızca Hollanda ile sınırlı kalmayarak Portekiz, İspanya, İngiltere, Singapur ve Azerbaycan pazarlarına da açılacağını duyurdu. 2025 yılı içinde bu ülkelerde operasyonlarını başlatmayı planlayan şirket, küresel ödeme sistemlerinde daha büyük bir rol oynamaya hazırlanıyor. Fintech dünyasında yapay zeka kullanımının öncüsü olmayı hedefliyoruz. MagicPay olarak, AI destekli işlem yönetimi ile ödemeleri daha hızlı, daha güvenli ve daha akıllı hale getiriyoruz. 2025 yılı içinde Portekiz, İspanya, İngiltere, Singapur ve Azerbaycan gibi stratejik pazarlara açılarak, AI destekli fintech çözümlerimizi dünya çapında yaygınlaştıracağız. AI destekli Ödeme Sistemleri ile geleceği şekillendiriyoruz. MagicPay, geleneksel ödeme sistemlerinden farklı olarak yapay zeka tabanlı işlem yönetimi sunuyor. Bu sayede: dolandırıcılık riskleri minimuma indiriliyor. Ödemeler daha hızlı ve verimli yönetiliyor. Kullanıcıların harcama alışkanlıkları analiz edilerek kişiselleştirilmiş ödeme çözümleri sunuluyor. “

Akbank Teknoloji’ye 2025 yılı içerisinde 315 milyon dolarlık yatırım gerçekleştirilecek

Son dönemde yapay zeka, servis bankacılığı ve bulut tabanlı dönüşüm çalışmalarına yoğunluk veren Akbank, 2025 yılında 315 milyon dolar teknoloji yatırımı gerçekleştirecek ve böylece bankanın son 5 yılda bu alana yaptığı toplam yatırım 1 milyar doları aşacak.

Akbank Teknoloji, inovasyon ve dijitalleşme yatırımlarıyla bugün büyük ölçekli bir teknoloji şirketi hacminde faaliyet gösteriyor. Böylece Akbank, müşterilerine sunduğu deneyimi zenginleştirirken bankacılığın sınırlarını da genişletiyor.

Çevik, inovatif ve üretken olma misyonu

Akbank’ın bu çalışmalarıyla yalnızca finans ekosistemi için değil, teknoloji ve inovasyon dünyası için de öncü bir rol üstlendiğini belirten Akbank Teknoloji Genel Müdür Yardımcısı Gökhan Gökçay verdiği demeçte;

“Bugün Akbank Teknoloji olarak küresel ve yerel trendler ışığında, müşteri ihtiyaçları doğrultusunda yenilikçi finansal çözümler geliştiriyor, çalışmalarımızı çevik, inovatif ve üretken olma misyonuyla sürdürüyoruz. 2.500 teknoloji profesyonelimiz, 240’tan fazla çevik takımımız ve güçlü mühendislik kaslarımızla, bankacılığın geleceğini şekillendiriyoruz. Alanında öncü, yapay zekâ destekli çözümlerimizle müşterilerimize daha akıllı, hızlı ve güvenilir hizmet sunarken, bulut tabanlı mimarimiz ve güçlü veri merkezi altyapımızla güvenilir ve sürdürülebilir bir teknoloji altyapısı inşa ediyoruz. Benimsediğimiz mühendislik ve çalışma pratikleri, modern mimari yaklaşımlar ve dayanıklılık mühendisliği gibi küresel iyi uygulama örneklerinin bir sonucu olarak son 2 yılda müşterilerimize sunduğumuz çözümleri %60 oranında artırırken, proje tamamlama hızımızı ise %25 iyileştirdik.”

Bir önceki yıla göre yüzde 50’den fazla artışla 315 milyon dolar teknoloji yatırımı

Akbank, dijital bankacılık ve teknoloji altyapısına yaptığı yatırımları her geçen yıl artırarak sürdürüyor. 2025 yılında yatırımlarını bir önceki yıla göre yüzde 50’den fazla artışla 315 milyon dolar seviyesine yükseltmeyi planlayan Akbank’ın gündemindeki temel odak alanları çalışanlarının gelişimi, teknoloji üretim merkezi, bulut tabanlı dönüşüm ve yenilikçi ürün ve servisler olacak.

Akbank, yeni nesil hizmetleriyle dijital bankacılık alanında sağladığı büyümeyi sürdürüyor. Banka, 2021’den bu yana dijital müşteri sayısını %89’lik bir artışla 12,5 milyona yükseltti. Bu gelişimde önemli bir rol oynayan Akbank Mobil ise ayda 700 milyon etkileşimle müşterilerin dijital bankacılık deneyiminde yanlarında yer almaya devam ediyor.

Yüzlerce analitik ve bilişsel model ile akıllı bankacılık

Akbank, yapay zekâ yatırımlarını dört ana alanda yürütüyor: Görüntü işleme, ses işleme, doğal dil işleme ve ileri analitik. Banka bu alandaki çalışmalarla bugün 400’den fazla ileri analitik model ve 100’e yakın bilişsel yapay zekâ modeli ile ortaya koyduğu çözümlerle operasyonel süreçlerden müşteri hizmetlerine, nakit yönetiminden müşterilere sunulan kişiselleştirilmiş hizmetlere kadar birçok alanda fark yaratıyor. Aynı zamanda bankacılık hizmetlerinde yapay zekânın sunduğu avantajları en üst seviyeye taşımak için büyük dil modeli ve üretken yapay zekâ çözümleri geliştiriyor.

Bankacılıkta otonom dönem başlıyor: ‘Agentic AI’

Akbank, yapay zekâ ve üretken yapay zekâ teknolojileriyle bankacılık süreçlerini yeniden tanımlarken, 2025 itibarıyla devreye alacağı ‘Agentic AI’ çözümleriyle bu dönüşümü bir adım ileri taşımayı hedefliyor. Böylece müşteri hizmetleri ve operasyonel süreçlerde daha özerk ve proaktif yapay zekâ çözümleri devreye alınacak. Kullanıcı taleplerine gerçek zamanlı olarak yanıt veren, ihtiyaçları önceden tahmin ederek kişiselleştirilmiş öneriler sunan ve müşteri deneyimini daha akışkan hale getiren otonom bir sistem inşa edilecek.

Akbank dayanıklı altyapı ve güvenli bankacılık için veri merkezi yatırımlarını sürdürüyor

Akbank, güçlü teknoloji altyapısıyla kesintisiz hizmet sunabilmek adına veri merkezlerine önemli yatırımlar yapıyor. 250 milyon dolarlık yatırımla, 2019 yılında hizmete başlayan Akbank Veri Merkezi, dünyanın en ileri teknolojiye sahip finansal veri merkezlerinden biri olarak faaliyet gösteriyor. Yüksek güvenlikli ve ölçeklenebilir mimarisi sayesinde bankanın dijital işlem hacmini barındırırken, operasyonel verimliliği ve sürdürülebilirliği en üst düzeye çıkarıyor.

Bankanın ikincil veri merkezi ise olağanüstü durumlarda hizmet vermeye hazır bulunuyor. Tüm bankacılık sistemleri için %100 veri ve sistem yedeği sağlayan bu merkez, Akbank Veri Merkezi ile tam uyumlu çalışarak kesintisiz hizmet güvencesi sunuyor.

Akbank, artan işlem hacmine uyum sağlamak ve operasyonel sürekliliği daha da güçlendirmek amacıyla olağanüstü durum merkezini taşıyacağı yeni bir veri merkezi yatırımına da başladı. Ankara’da inşa edilen yeni veri merkezi, Akbank Veri Merkezi ile eşzamanlı çalışarak hız, esneklik ve verimlilik sağlayacak. Merkezin 2025 yılının ikinci çeyreğinde altyapısının tamamlanması ve yıl sonuna dek tam kapasiteyle faaliyete geçmesi planlanıyor.

Hyundai Motor Türkiye, İzmit fabrikasında elektrikli araç üretimine hazırlanıyor

Hyundai Motor Türkiye, ünvan değişikliğinden sonra şimdi de elektrikli araç üretimine hazırlandığını duyurdu.

Türkiye’de elektrikli araç üretme planlarıyla birlikte üretim kapasitesini ve sürdürülebilirlik çabalarını güçlendirmeye yönelik önemli bir adım atan Hyundai, aynı zamanda markanın karbon ayak izini azaltma hedefini de güçlendiriyor. Yerli elektrikli araç üretimi aynı zamanda ülke ekonomisini ve global yeşil mobiliteye geçişi de destekliyor.

Türkiye’deki İzmit fabrikasında üretilecek olan EV model, Hyundai’nin büyüyen elektrikli ürün gamına katkıda bulunacak ve Avrupa pazarının sürdürülebilir mobilite çözümlerine yönelik artan talebini destekleyecek. Hyundai Motor Türkiye, elektrikli modelin yanı sıra içten yanmalı motorlu modeller üretmeye de devam edecek.

Buna ek olarak; Hyundai Motor Türkiye, geçtiğimiz günlerde, global otomotiv dünyasındaki rolünü daha iyi vurgulamak için “Hyundai Assan Otomotiv Sanayi” olan ticari ünvanını da “Hyundai Motor Türkiye” olarak değiştirmişti.

Markanın yeniden yapılanma çabaları, Hyundai Motor Grubu’nun Kore dışındaki ilk ve en uzun süredir hizmet veren yurtdışı üretim merkezi konumunu da vurguluyor. 28 yılda üç milyondan fazla araç üreten Hyundai Motor Türkiye, istihdama, ihracata ve ulusal ekonomiye önemli ölçüde katkıda bulunmaya da devam ediyor. Hyundai Motor Türkiye, mevcut üretim genişlemesine ek olarak yerel tedariğe de öncelik veriyor. Bu sayede araç bileşenlerinin yüzde 55’inden fazlası 50’den fazla tedarikçiden oluşan bir ağ aracılığıyla yerli olarak üretiyor. İzmit’te üretilecek EV’ler de bu oranı sürdürme hedefinde olacak.

Hyundai Motor Türkiye, tüm bu gelişmelerin ışığında elektrikli araç üretimini hızlandırarak hem rekabetçi konumunu hem de çevre dostu mobiliteye olan bağlılığını güçlendiriyor. Bu stratejik hamle, markanın 2035 yılına kadar Avrupa’da yalnızca sıfır egzoz emisyonlu araçlar sunma planlarını sağlamlaştırmakla kalmıyor, aynı zamanda Türkiye’nin marka adına Avrupa’daki önemli rolünü de güçlendiriyor.

40’tan fazla girişim ile iş ortaklığı yapan Togg, yeni girişimlerin başvurularını bekliyor

Türkiye’nin mobilite alanında hizmet veren küresel teknoloji markası Togg, “ekosistem olarak birlikte büyüme” vizyonuyla, halihazırda 40’tan fazla startup ile yaptığı güç birliğini büyütmek için yeni bir adım attı.

Togg, startup iş birlikleri için özel olarak tasarladığı yeni web sayfası üzerinden bir çağrı yaparak, mobilite, yapay zeka, siber güvenlik, finansal teknolojiler, block zinciri, oyun & oyunlaştırma, akıllı servisler, sürdürülebilir materyaller ve enerji çözümleri alanında çalışan startup’ları ekosistemine dahil olmaya davet etti.

Togg, dijital deneyim platformu Trumore çatısı altında kullanıcıların günlük yaşamlarını kolaylaştıracak startup’lara atölye çalışmalarından mentörlüğe, birlikte ürün geliştirmeden global partnerlerle buluşturmaya pek çok konuda destek sunacak.

“Mobilite ekosistemini birlikte inşa ediyoruz”

Togg CEO’su M. Gürcan Karakaş, konuya ilişkin verdiği demeçte;

“Günümüzde inovatif teknolojiler çoğunlukla küçük, çevik, yaratıcı girişimler yani startup’lar tarafından geliştiriliyor. Biz de kurulduğumuz günden bu yana mobilite ekosistemini startup’larla birlikte şekillendirmek için pek çok iş birliği gerçekleştiriyoruz. Halen 40’tan fazla startup’la birlikte çalışıyor, kullanıcılara değer katacak yeni ürün ve hizmetleri beraber geliştiriyoruz. Tüm iş ortaklarımızla aynı göz hizasındayız. Birlikte değer yaratıp, sürdürülebilir bir gelecek inşa edebileceğimiz yeni girişimleri aramızda görmeyi bekliyoruz.”

Şeffaf ve kolay başvuru

Trumore tarafından startup’lara özel olarak geliştirilen dijital sistem, yeni girişimlerin ekosisteme katılım süreçlerini kolaylaştırıyor. Şeffaf ve kolay bir biçimde başvuru yapabilen startup’lar, Togg’un sunduğu pek çok destekten faydalanarak, global ölçekte büyüme şansı yakalıyor.

Başvuru: togg.com.tr/trumore/startup

Bilgiyi Ticarileştirme Merkezi’nin yeni genel müdürü Dr. Önder Kul oldu

İstanbul Ticaret Odası (İTO) tarafından girişimciliğin desteklenmesi amacıyla Kasım 2016’da kurulan Bilgiyi Ticarileştirme Merkezi’nde (BTM) görev değişimi yaşandı. Kurucu Genel Müdür Dr. İbrahim Elbaşı, BTM’nin Fulya’daki yerleşkesinde düzenlenen törenle yerini Dr. Önder Kul’a bıraktı.

Dr. İbrahim Elbaşı yönetimindeki BTM, kısa süre içinde dünyanın sayılı kuluçka merkezlerinden biri haline geldi. Kuluçka merkezlerini değerlendirme konusunda otorite olarak kabul edilen İsveç merkezli UBI Global, Silikon Vadisi de dahil dünya genelindeki tüm startup merkezleri arasında yaptığı değerlendirme sonunda henüz 3’üncü yılındayken BTM’yi “Dünyanın En Çok Gelecek Vaat Eden Merkezi” seçti. BTM iki yıl sonra yine UBI Global tarafından “Dünyanın En İyi 3’üncü Kuluçka Merkezi” ilan edildi.

10 binden fazla girişimciye evsahipliği yaptı

BTM, kuruluşundan bu yana geride bıraktığı 7 yıl boyunca 6 bin 416 girişimden 10 bin 335 girişimciye destek verdi. Bu süreç içinde 135 BTM girişimine, 8 milyar 818 milyon lira değerleme üzerinden yatırım yapıldı.

Dr. İbrahim Elbaşı’dan görevi devralan Dr. Önder Kul ise liseyi birincilikle bitirdikten sonra Yıldız Teknik Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü’nden mezun oldu. Yüksek Lisansını Politecnico di Milano’da, doktorasını da Kültür Üniversitesi’nde yaparak mühendislik ekonomisi alanında uzmanlık kazanan Kul’un hem inşaat hem de turizm alanında yatırımları bulunuyor. Kul aynı zamanda MÜSİAD YTK’da Afrika diplomasi sorumluluğu ve MÜSİAD Invest’te ise icra kurulunda görev yapıyor.