2009 yılında kurulan Hollanda merkezli e-bisiklet girişimi VanMoof, Londa merkezli VC Balderton Capital ve SINBON Electronics‘ten 13.5 milyon Euro yatırım aldı.
Alınan bu yatırımla VanMoof, yeni bisiklet modellerini piyasaya sürdükten sonra uluslararası pazara açılmayı hedefliyor. Bu yatırımın ne kadar zamanında gerçekleştiği ise ortada: Avrupa’daki şehirler, COVID-19 salgını sırasında vatandaşların toplu taşıma araçlarını kullanmayı artık tercih etmiyor.
Aynı zamanda resmi kurumların tavsiyeleri de vatandaşların mümkün olduğunca toplu taşıma araçlarını kullanmaktan kaçınmaları yönünde. Bu nedenle, birçok şehirde bisiklet sürmek daha uygulanabilir ve sürdürülebilir bir çözüm olarak görünüyor. Geleneksel bisikletler ise e-bisiklet karşısında zaman ve enerji kaybından dolayı tercih edilmiyor. New York, Manhattan ve Brooklyn’de korumalı bisiklet şeritleri eklenmesi, Berlin’de bisiklet şeritlerinin genişletilmesi ve Milan’da otomobil kullanımını azaltmak için yeni bisiklet şeritlerinin tanıtıma sunulması bisiklet kullanımını teşvik eden politikalardan birkaçı olarak biliniyor.
Bunlara ek olarak, New York’da geçen yıla kıyasla bu sene bisiklette % 50 artış olduğu ve Philadelphia’da bisiklet trafiği COVID-19 salgını sırasında % 150’den fazla arttığı bildirildi. VanMoof kurucu ortağı Taco Carlier, yaptığı açıklamada özellikle bulundukları elektronik sektöründe deneyimli yatırımcılardan destek aldıkları için memnun olduklarını ve e-bisiklet kullanımının artması ile fosil yakıt tüketiminin azalarak yeni dünya düzeninde e-araçlara doğru kullanım alışkanlığının artacağını öngördüklerini belirtti. VanMoof’un yeni ürünleri olan S3 ve X3, saatte 25 kilometreye kadar, şarj edildiğinde ise toplam 150 kilometreye kadar yol gidebilme özelliğine sahip, üstelik 4 saatte tamamen şarj edilebildiği ve 4 adet güç ayarının olduğu da biliniyor. Ancak VanMoof, piyasadaki tek e-bisiklet değil.
Brüksel merkezli Cowboy, 2017’de ortaya çıkan ancak o zamandan beri Tiger Global ve Index Ventures’tan 19.5 milyon dolar yatırım alan bir e-bisiklet girişimidir. Bu pazarın ilgi görmesinde pandeminin ortaya çıkması büyük etken olsa da dünyada daha temiz hava, daha sağlıklı alışkanlıklar ve köklü bir değişime yol açacak olması girişimcilik ekosisteminde bulunan bizlere umut oluyor.
BSH Türkiye, sağlık çalışanlarına ulaştırmak üzere yüz siperi üretimine başladı. BSH Grubu’nun dünya çapındaki en büyük üretim merkezi ve en önemli üç Ar-Ge merkezinden birinin yer aldığı Çerkezköy Üretim Tesisleri’nde günde 5.000 adet yüz siperi üretiliyor.
Türkiye’de Bosch, Siemens, Gaggenau ve Profilo markaları ile üretim yapan BSH Türkiye, Covid-19 salgınıyla mücadelede en büyük fedakarlığı gösteren sağlık çalışanlarına ulaştırmak üzere yüz siperi üretimine başladı.
BSH Grubu’nun dünya çapındaki en büyük üretim merkezi ve en önemli üç Ar-Ge merkezinden birinin yer aldığı Çerkezköy Üretim Tesisleri’nde 3D yazıcı ve kalıp dizayn ile yüz siperlerini seri imalata hazırlayan BSH Türkiye, günde 5.000 adet yüz siperi üretiyor.
Üzerine düşen sorumluluğun bilinciyle sağlık çalışanlarının yanı sıra çalışanları ve taşeronları için de yüz siperi üreten BSH Türkiye, ilk etapta 7.000 adet yüz siperini çalışanlarına ve taşeronlarına ulaştırdı. BSH Türkiye, çalışanlarının ve taşeronların ihtiyaçlarını karşılamak üzere daha fazla yüz siperini üretip göndermeye devam edecek.
BSH Türkiye CEO’su Gökhan Sığın “Türkiye’nin ve dünyanın içinde bulunduğu zorlu pandemi sürecinde BSH Türkiye olarak üzerimize düşen görevi yerine getirmek ve bu süreçte kahramanca mücadele eden sağlık çalışanlarımıza destek olmak adına yüz siperi üretimine başladık. 3D yazıcı ve kalp dizayn ile yüz siperlerini çok kısa bir sürede seri imalata hazır hale getirdik. Çerkezköy Üretim Tesisleri’nde vardiya sistemi ile 24 saat gece gündüz hiç durmadan çalışarak günde 5.000 adet yüz siperi üretiyoruz. Bu zorlu süreci dayanışma ruhuyla aşacağımıza inancımız tam.” dedi.
Kadınların PMS, ovülasyon ve regl gibi dönemlerini kolaylıkla takip edebilmeleri ve bu konularda kadınlara yardımcı olabilmek için 2015 yılından beri kullanıcılarıyla buluşan yerli girişim Pepapp, kurulduğu günden bu yana 3 milyon kez indirilirken, 2 milyon kayıtlı kullanıcısına regl ve doğurkanlık takibi konusunda dijital asistanlık görevini üstleniyor.
Hatırlarsanız, Nisan ayı içerisinde Bensu Soral‘dan yatırım aldığını paylaşmıştık.
Dijital asistanlığın yanında kullanıcı deneyimini birinci sıraya koyan ve her gün, günün değişen saatlerinde kullanıcılarına, çeşitli konularda bildirimler (push notification) yollayan Pepapp, onlarla samimi bir dilde iletişim kuruyor.
PepQueen’lere özel hizmetler
Pepapp Premium’da yer alan PepLand isimli ülkede, 7 ikonik penguen kullanıcılarına kendi uzman oldukları alanlarda gelişmiş tavsiyeler veriyor. PepLand’in PepQueen’i olan kullanıcılar bu hizmetlerden yararlanabiliyor. Bunlar arasında kitap, film, müzik ve genel kültür bilgileriyle PepArt, günlük burç yorumlarıyla AstroPep, markalardan avantajlı alışveriş tüyolarıyla PepClub, 7/24 sohbet özelliğiyle PepTalk şu an kullanıcılarıyla buluşuyor. Yoga teknikleriyle PepYogi, sağlıklı yaşam tüyolarıyla FitPep ve konunun uzmanı doktorlarıyla PepDoc ise çok yakında PepLand’deki yerlerini alacak.
Her adımını kadınların istek ve ihtiyaçları doğrultusunda atan, onlar için kendini sürekli yenileyen Pepapp önceki günlerde Erdem Yurdanur ve Kokteyl’den aldığı 225 Bin USD yatırımı duyurmuştu. Son olarak da Bensu Soral Baş’tan yatırım alan Pepapp kadınların hayatını kolaylaştıran özellikleriyle dikkatleri üzerine çekmeye devam ediyor.
Yakın gelecekte “hamilelik” ve yine Türkiye’de bir ilk olarak “partner” modlarını da kullanıcılarına açacak olan Pepapp daha da güçlenerek yolculuğuna devam ediyor.
Pepapp uygulamasını bu bağlantıdan indirebilirsiniz.
Bilgiyi Ticarileştirme Merkezi (BTM), çalışmalarını, etkinliklerini, mentorluklarını, birebir danışmanlıklarını ve eğitimlerini online olarak gerçekleştirmeye devam ediyor. Girişimcilik ekosistemini geliştirmeye yönelik çalışmalar yapan BTM, ekosistemi bir araya getirecek ve girişimcileri yatırımcılar ile buluşturacak bir online etkinlik düzenliyor.
Ekosistemin bilinen isimlerinin de konuk olacağı Sahne XL Online etkinliği 15 Mayıs Cuma günü 14:30’da başlayacak.
Sahne XL Online etkinliğinde sunum yapacak girişimler:
Fanaliz: Şirketlere veriye dayalı analitik çözümler sunan bir SaaS finansal teknoloji şirketidir. Yüzlerce veriyi saniyeler içerisinde işleyerek, şirketlere alacak ve kredi riski yönetimine yönelik dijital çözümler sunar.
Bilimix: Eğitim kalitesini artırmayı kendine hedef koyan, ürettiği etkinlik setleri ile bilimi sevdirmeyi, bilim ile tanışmamış minik kalplere dokunmayı amaç edinmiş bir bilim fabrikasıdır.
Wevent: Kişisel gelişim alanındaki ve iş dünyasındaki etkinlikleri , şirket çalışanlarına yan hak olarak sunan bir dijital etkinlik platformudur.
Referandom: Katılımcı demokrasiyi güçlendirmeyi amaçlayan politik bir sosyal platformdur.
MeeatApp: Kafe ve Restoranlarda garsona ihtiyaç duymadan siparişlerinizi verebildiğiniz veya gelmeden sipariş verebildiğiniz veya evinize paket sipariş verebildiğiniz bir yemek sipariş uygulamasıdır.
Museleon: Turizm noktalarını gezmek isteyen turistlere bir çok özelliği sunan bir dijital asistandır. Museleon, Softhion firmasına ait bir girişimdir.
Minorpreneurs: 7-29 yaş arası çocuk ve gençlerin en doğru şekilde eğitilebilmeleri ve kendi hayatlarını en doğru şekilde yönetebilmeleri için destek veren sosyal bir girişimdir.
BukyTalk: Hata yapmaktan korkmadan İngilizce konuşabileceğiniz bir ortam sunar. Kurum çalışanlarının İngilizce konuşma pratiği sorununa odaklanmıştır.
Torbala: İşletmelerin ürün tedarik süreçlerini yapay zeka ve algoritmik veri işleme yöntemleri ile dijital ortama aktaran Saas platformudur.
Sorun Var Mı?: Eğitim sektörünü bütünüyle dönüştüren, kapsamı ile bütünleşik ve yazılımı ile özgün ulusal fayda sağlayan web tabanlı bir yazılımdır.
FilameX: Geri Dönüşüm Odaklı Mini Filament Makinesi, 3 boyutlu yazıcılardan çıkan yanlış basım ürünlerinin, destek atıklarının ve atık plastiklerin geri dönüştürülerek sıfıra yakın maliyetle tekrar 3 boyutlu yazıcıların kartuşu olan filamentin üretilebilmesini sağlamaktadır.
AssistBox: Müşteri desteği, teknik destek ve sağlık süreçleri için geliştirilmiş bir çevrimiçi iletişim ve uzaktan destek platformudur. Uzmanların bulundukları yerden hizmet verebilmelerini ve müşterilerin istedikleri zaman ve istedikleri yerde hizmet alabilmelerini sağlar.
Expona: Deneyimler pazar yeri platformudur. Deneyim sunanları ve konukları bir araya getirir.
Streadmill: Bilgisayar ve VR gözlük kullanıcılarına geliştirilen sensörler sayesinde kullanıcılara sanal dünyada özgürce hareket edebilecekleri farklı deneyimler sunmaktadır.
Starters’ Agency: Startup ve KOBİ’leri, ihtiyaç ve beklentilerine en uygun freelancerlar ile buluşturur ve ekipler kurmaya yardım eder.
Adwisy: Kendi ürününü geliştiren kişilerin mağaza açabildiği, tamamen ücretsiz bir sosyal ağ ve pazar yeridir. Referansa dayalı ağlarda sektör bazlı içerik veya ürün aranabilmektedir. Mağaza sahipleri kurdukları network’ler aracılığı ile ürünlerini çok daha hızlı tanıtabilirler ve iş bağlantıları oluşturabilirler.
Co Print: 3B Yazıcıları geliştirmek için kurulmuş teknoloji girişimidir. İlk ürün, bütün masaüstü 3B Yazıcıların hiçbir modifikasyon gerektirmeden tek baskı ucuyla 4 farklı renkte filamenti kullanabilme olanağı sağlayan donanım projesidir.
3ToGo: Rutin ve karar verme sürecini algoritma ve kişisel filtreleme yöntemlerini çözmeyi amaçlayan bir girişimdir.
Özel Ders Alanı: Türkiye geneli 200+ kategoride özel ders vermek isteyen eğitmenler ile özel ders almak isteyen kişileri buluşturan bir platform.
İstanbul Teknik Üniversitesi Uçak Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Emre Koyuncu, askeri amaçlı kullanımların yanı sıra posta dağıtım sektöründe veya eğlence için kullanılan İnsansız Hava Araçlarına (İHA) yönelik yapay zekâ çalışmalarını sürdürdüklerini söyledi.
İTÜ Havacılık ve Uzay Teknolojileri Uygulama ve Araştırma Merkezi’nde gerçekleştirilen çalışmalarda, küçük boyutlu İHA’larda bulunan mikro işlemciler üzerinde yapay zekâyı çalıştırdıklarını belirten Koyuncu, “Yapay zekâyı İHA’lar üzerinde çalıştırarak, onları otonom bir şekilde engellerden kaçabilme, bir orman alanında uçabilme, bir mağaraya girip çıkabilme gibi agresif kontrol yöntemleriyle donattık” dedi.
“Otonom İnsansız Hava Araçları’nı geliştirmek için çalışıyoruz”
Geliştirdikleri, Yapay Zekayı Kullanan Agresif Dronelar (İHAlar) Projesi hakkında bilgi veren Dr. Koyuncu, “Projemizde Derin Pekiştirmeli Öğrenme sistemini kullanıyoruz. Araçlarımızı, laboratuvar ortamında eğitip daha sonra gerçek dünyada da öğrenmenin devamlılığı, tecrübe aktarımının sürekli olması, havacılığa yönelik insansız hava araçları, kokpit içerisinde pilotun karar verme sistemleri gibi pek çok konuda çalışmalar yürütüyoruz.”
Projenin dünyanın en büyük robotik konferansı olan IROS 2020’ye sunulacağını da belirten Dr. Koyuncu: “İTÜ’de Avrupa hava sahasının bütün modelini ve simülasyonunu çalışıyoruz. Partnerlerimiz ise iklimsel değişikliği ile ilgili olarak operasyonlarda neyin değiştiğine odaklanacaklar. Bütün bu sistemin simülasyonunu, analizini ve optimizasyonunu burada İTÜ’de gerçekleştireceğiz. Bu çalışmalarımızla birlikte özellikle hava sahalarımızın değerlendirilmesi, analiz edilmesi, operasyonların optimizasyonunun yapılması gibi alanlarda da araştırmalarımız var. Merkezimizde havacılığa yönelik yapay zekâ, güdüm, navigasyon, kontrol, insansız hava aracı teknolojileri, hava trafik kontrol yönetim sistemleri, pilot karar destek sistemleri, malzeme tarafında da yenilikçi kompozit sistemler, giyilebilir sistemler üzerine ileri teknoloji çalışmalarımız mevcut.” dedi.
Bonus, Miles&Smiles, American Express ve Money Card gibi köklü markaları bünyesinde barındıran Garanti Ödeme Sistemleri A.Ş’nin (GÖSAŞ) Genel Müdürlüğü görevine 14 yıllık kariyeri boyunca çok uluslu şirketlerde üst düzey görevler üstlenen Murat Çağrı Süzer getirildi.
Finans sektöründe Türkiye ve yurtdışında satış ve pazarlama, strateji, risk yönetimi, insan kaynakları, M&A gibi birçok alanda önemli projeler yöneten Çağrı Süzer, 2013-2017 yılları arasında Türkiye’de ödeme sistemleri alanında birçok yeniliğin öncüsü GÖSAŞ’ta farklı pozisyonlarda görev yaptı.
Mayıs 2020 itibarıyla Garanti Ödeme Sistemleri A.Ş’nin Genel Müdür’ü olarak atanan Çağrı Süzer, 2017-2020 yılları arasında BBVA Amerika’da Bireysel Bankacılık’tan sorumlu Genel Müdür Yardımcısı olarak kariyerine devam etti. Bu görevinden önce Garanti Ödeme Sistemleri’nde Pazarlamadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı olarak çalışan Süzer, 2015 yılında Garanti Ödeme Sistemleri Dijital Kanallar ve Ticari Kart’lardan sorumlu Genel Müdür Yardımcısı olarak atandı. Mayıs 2013’te Pazarlama Koordinatör’ü olarak Garanti Ödeme Sistemleri bünyesine katılan Çağrı Süzer, ürün yönetimi, CRM, dijital pazarlama ve müşteri memnuniyeti süreç yönetimlerinin sorumluluğunu üstlendi.
2008-2013 yılları arasında global danışmanlık şirketi McKinsey’de Kıdemli Danışman ve Proje Müdürü olarak görev yapan Çağı Süzer, kariyerine 2006 yılında Danone’de başlayarak FMCG alanında satış ve ticari pazarlama yöneticiliği yaptı. Orta Doğu Teknik Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölümü’nden mezun olan Çağrı Süzer, INSEAD’ın Fransa ve Singapur kampüslerinde öğrenim görerek MBA derecesi almıştır.
Bankalararası Kart Merkezi’nin açıkladığı verilere göre, nisan ayında internetten kartlı ödeme tutarının toplam içindeki payı yüzde 24 ile rekor seviyeye ulaştı. Nisan ayında 2 milyon adet kart ilk kez internetten ödemelerde kullanılırken, Mart ayı ile birlikte pandemi döneminde toplam 5 milyon kart internetten ödeme ile tanışmış oldu. Her 4 TL’lik ödemenin 1 TL’si internetten gerçekleşirken, internetten kartlarla yapılan market-gıda ödemeleri ise geçen yılın 3 katına çıktı.
Nisan ayı sonunda Türkiye’de kullanılan kart adedi 241 milyon
BKM’nin verilerine göre, nisan ayı sonunda Türkiye’de toplam 241 milyon kart bulunurken, bunların 71 milyon adedi kredi kartı, 170 milyon adedi ise banka kartından oluşuyor. Nisan 2019 ile kıyaslandığında kredi kartı sayısında yüzde 6’lık, banka kartı sayısında ise yüzde 11’lik artış görülüyor.
BKM verilerine göre, banka kartları ve kredi kartları ile nisan ayında toplam 67,8 milyar TL’lik ödeme yapıldı. Bu tutarın 56,8 milyar TL’si kredi kartları ile ödenirken, 11 milyar TL’sinde banka kartları kullanıldı. Büyüme oranları özelinde incelendiğinde banka kartı ile ödemelerde önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 9 büyüme görülürken, kredi kartı ile ödemelerde ise yüzde 14 oranında azalış gerçekleşti.
Her 4 TL kartlı ödemenin 1 TL’si internetten gerçekleşti
Olağanüstü günler yaşadığımız bu dönemde internetten kartlı ödemeler hızlı yükselişini sürdürdü. İnternetten kartlı ödeme tutarı, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 13 artarak 16 milyar TL’ye ulaştı. İnternetten kartlı ödemelerin toplam kartlı ödemelerdeki payı da yüzde 24 ile rekor seviyeye ulaştı. Yani nisan ayında her 4 TL kartlı ödemenin 1 TL’si internetten gerçekleşti.
Ödemelerini internetten yapmayı tercih eden kart kullanıcı sayısı da artışını sürdürdü. Nisan ayında 18 milyon farklı kart ile internetten ödeme yapılırken 2 milyon kartın ise ilk kez internetten ödemelerde kullanıldığı görüldü. Bir önceki ay da 3 milyon adet kartın ilk kez internetten kartlı ödemelerde kullanıldığı düşünüldüğünde, pandemi döneminde 5 milyon kartın internetten ödemeler ile tanıştığı görüldü.
İnternetten kartlarla yapılan market-gıda ödemeleri geçen yılın 3 katına çıkarak 2,4 milyar TL’ye ulaştı
Nisan ayında internetten yapılan kartlı ödemelerin sektör detayında dağılımı incelendiğinde geçen yılın aynı dönemine göre en fazla artışın yüzde 220 ile market-gıda sektöründe olduğu görülüyor. Market-gıda sektörünü yüzde 122 artışla elektronik eşya, yüzde 87 artışla mobilya ve dekorasyon, yüzde 62 artışla giyim ve yüzde 20 artışla sağlık/kozmetik sektörleri takip etti.
Koç Holding’in Japon Mitsui Grubu ve Koç Üniversitesi ortaklığında faaliyet gösteren yüksek teknoloji yatırım şirketi Inventram, Koç Holding ile birlikte iki yeni yüksek teknoloji şirketine yatırım yaptı.
Inventram ve Koç Holding, Türkiye’de perakende sektöründe faaliyet gösteren üretici firmalara resimlerden otomatik ürün tanıma teknolojisi ile hizmeti veren Vispera‘nın ve ABD’de mikro-fiber polimer bazlı kuru yapışkan teknolojisinin ilk ticari üreticisi olan nanoGriptech‘in yatırımcısı oldu.
İnventram’ın stratejik planlamaları doğrultusunda şirket yatırımlarını gün geçtikçe arttırdıklarını belirten İnventram Genel Müdürü Cem Soysal, “Gelişimlerini uzun süredir takip ettiğimiz bu iki kıymetli şirketin gelecek potansiyellerini gördük. Her iki şirketin de ihtiyaç duyduğu sermaye katkısını sağlayarak çok değerli buluşların geniş pazarlara erişmesinde önemli bir rol aldık. Yatırım yaptığımız şirketlerden biri olan Vispera, başarısını şu an global pazarlarda sürdüren ve tüm coğrafyalarda perakende şirketlerine ulaşmak isteyen bir şirket. Geliştirdikleri teknoloji şu an dünya perakende sektöründe önemli paya sahip şirketler tarafından kullanılıyor. Perakende şirketlerinin operasyonel süreçlerinde yeni bir dönem açan Vispera’nın tüm dünyada satış ağı kurma hedefine de katkı sağlamaktan mutluluk duyuyoruz. Aynı şekilde nanoGriptech’in patentle korunan ve özel bir yöntemle geliştirilen kuru yapıştırma tekniği ile ürettiği ürünler, hem üreticilere hem de son tüketiciye inovatif çözümler sunuyor. ABD’de faaliyet gösteren ve şu an geliştirdiği teknolojiler ile alanında tek olan nanoGriptech, insanların günlük hayatlarını kolaylaştıracak ürünlerden uzay çalışmalarında kullanılabilecek ürünlere kadar farklı seçeneklerle öne çıkacak. Sahip oldukları ve geliştirdikleri teknolojilerin gücüne ve vizyonuna inanarak yaptığımız yatırım dışında iş tecrübemiz, satış kanalı gücümüz ve bilgi birikimimiz ile bu iki şirkete çok önemli katkılar sağlayacağız. Bize olan inancı ve güveni ile bu hedeflerimizi hayata geçirmemizi mümkün kılan Koç Holding’e çok teşekkür ediyoruz” dedi.
Perakende sektöründe veri analitiği ile yeni bir dönem başlatan buluş
Perakende şirketleri için görüntü tanıma odaklı teknolojiler geliştiren Vispera, üretici firmaların perakende satış noktalarındaki ürünlerinin görünürlüklerini, raf paylarını, stok durumlarını ve yerleşimlerini kolayca ve güvenilir bir şekilde takip ve kontrol etmelerini sağlıyor. İnsan denetimine dayalı geleneksel yöntemlere kıyasla çok daha hızlı, detaylı ve doğru sonuçlar sağlayan teknoloji ile bütçe ve zaman tasarrufu sunan Vispera’nın kurucu ortağı ve CEO’su Prof. Dr. Aytül Erçil, bu yatırıma ilişkin olarak; “Kendi geliştirdiğimiz görüntü tanıma ve veri analitiği teknolojisini, dünyanın bütün perakende mağaza ve üretici markalarına çözüm olarak sunmak amacıyla çıktığımız bu yolda Koç Holding’in ve İnventram’ın desteğini almış olmaktan ötürü mutluyuz. Önümüzdeki dönemde bu yatırımın desteğiyle birlikte Türkiye’nin global ölçekli lider yapay zeka firması olma hedefimize doğru daha güçlü adımlarla ilerleyeceğiz” dedi.
Kertenkeleden esinlendi, dünyada bir ilke imza attı
Merkezi ABD’de bulunan ve şu an geliştirdiği içerik ile alanında tek olan nanoGriptech’in sunduğu Setex® teknolojisini, geko kertenkelelerinin ayağındaki tutundurucu tüylerden esinlenerek geliştiren Prof. Dr. Metin Sitti, tüm yüzeylerde güçlü tutunma etkisi sağlayan kuru yapıştırıcı ürünlerin sunduğu özellikler ile dünyada bir ilke imza atıyor. Setex® markalı 3 farklı ürün ile 3 milyar dolarlık pazara çözüm sunan nanoGriptech’in kurucusu Prof. Dr. Metin Sitti, aldıkları yeni yatırıma ilişkin “İnventram ve Koç Holding’in önderliğini yaptığı A Serisi yatırımı sayesinde nanoGriptech, ürünlerini birçok yeni sektörde piyasaya sürebilecek ve üretim hacmini daha da artırabilecek. Bilimsel bir araştırmamın laboratuvardan çıkıp günlük hayatımızda radikal yenilikler yaratacak Setex® adında yeni bir ürüne dönüşmesi benim için çok mutluluk ve heyecan verici. Bu işbirliği ile önemli adımlar atacağımıza inanıyorum” açıklamasında bulundu.
Türk mühendisler tarafından 2,5 yıl önce Hollanda’da kurulan ve kısa sürede IoT (Nesnelerin İnterneti) teknolojileri alanında dünyanın en inovatif 25 şirketi arasında gösterilen NetOP Teknoloji, SAP’nin Global | Platin İş Ortağı Detaysoft’tan yatırım aldı.
Dünyanın ilk ve tek hibrit IoT mimarisini sunan NetOP Teknoloji, IoT alanındaki başarılarını Detaysoft iş birliği ile Türkiye’de ve tüm dünyada yaygınlaştırmayı hedefliyor.
NetOP Teknoloji dünyadaki en inovatif teknoloji şirketleri arasında yer alıyor!
Bugüne kadar farklı ülkelerde dört uluslararası hızlandırma programından kabul alan NetOP Teknoloji, Avrupa genelinde elde ettiği başarılarla dünyaca ünlü teknoloji StartUp’larının arasına katıldı. Bu yıl açık inovasyon platformu “Innovation World Cup® Series” tarafından açıklanan 2020 yılı IoT Game Changers listesinde 500’den fazla firma arasından seçilerek dünyanın en inovatif 25 IoT şirketi arasında yer alan NetOP Teknoloji, tarım kategorisinde geliştirdiği uygulamalarla da dünyanın en inovatif beş IoT şirketinden birisi oldu.
Akıllı şehir, akıllı havalimanı, akıllı tarım, akıllı lojistik, akıllı fabrikalar için geliştirdiği çözümler sayesinde pek çok önemli başarı elde eden NetOP Teknoloji, yapay zeka temelli kurumsal çözümlerin yanı sıra, IoT ürünlerini dünyanın en büyük IoT pazar yerlerinden biri olan IoT-Shops.com üzerinden son kullanıcıya ulaştırıyor.
“Akıllı işletme yolculuğunda uçtan uca çözüm sunacağız”
Yatırıma dair değerlendirmelerde bulunan Detaysoft Genel Müdürü Alkin Aksoy, akıllı işletme yolculuğundaki kurumlara, dünyadaki ilk ve tek hibrit IoT mimarisini sunmaktan dolayı gururlu olduklarını belirterek sözlerine şöyle devam etti: “IoT çözümleri, kurumların ajandalarında yer alan önemli bir konu. Her sektörden kurum, yeni iş modellerinde yüksek verimlilik ve başarı elde etmek için, yenilikçi IoT çözümlerine ihtiyaç duyuyor. Bizler de NetOP Teknoloji iş birliğiyle başta Endüstri 4.0 dönüşümü olmak üzere akıllı şehirler, akıllı havalimanları, akıllı tarım, akıllı lojistik gibi pek çok alanda tasarımdan üretime, sensörlerden yönetim platformuna kadar uçtan uca, anahtar teslim SaaS (Hizmet Olarak Yazılım) projeleri yürütüyoruz. IoT tabanlı SaaS bulut teknolojileri geliştirip bunları SAP ile entegre ederek tek elden kapsamlı çözümler sunuyoruz. Ayrıca, NetOP Teknoloji’nin geliştirdiği ve fabrika, hastane, havalimanı, üniversite, belediye ve sanayi bölgeleri gibi kampüs alanlarında IoT kapsama alanı oluşturmak üzere kurulan “IoT şemsiyesi” hibrit yapısı ve uzak mesafelerden veri toplayabilme özellikleri ile dikkat çekiyor. Bu özellikler sayesinde, IoT ve M2M projelerinde, gerek yüksek maliyet, gerekse teknik yetersizlikler nedeniyle, bugüne kadar yapılamayan projeleri hayata geçirmek mümkün oluyor.”
COVID-19 pandemisiyle mücadele edilmesini sağlayan IoT çözümleri sunuyor
Olcay Taysi
COVID-19 pandemisiyle mücadele için de, Sosyal Mesafe Sensörü ve EvdeKal Sensörleri ürettiklerini belirten NetOP Teknloji ve IoT-Shops.com kurucusu Olcay Taysi, gerçekleştirdikleri belli başlı projeler hakkında şunları aktardı: “Dünyanın pek çok ülkesinde farklı alanlarda IoT çözümleri üretiyoruz. Hollanda’da elektrik tüketimini izleyerek illegal elektrik tüketimini tespit eden bir çözümü hayata geçirdik. Avusturya, Macaristan, Yunanistan’da benzer çözümlerle ilgili projelerimiz devam ediyor. İngiltere’de, meşhur kırmızı otobüslerine yerleştirilen sürücü davranışları ve araç izleme sistemleri sayesinde, %30 yakıt tasarrufu sağlanıyor. Buckingham Sarayı’nda ve Wembley Stadyumu’nda tuvaletlerin kullanım sıklığı izlenerek temizlik hizmetleri ve kullanılan sarf malzemelerinin tüketimleri optimize ediliyor. Türkiye’de İstanbul havalimanı içerisinde kurduğumuz IoT ağı sayesinde çok yakında onlarca dikey çözümü devreye alacağız. Dünyanın en büyük havalimanında gerçekleştirilen bu IoT çözümleri tamamlandığında muhtemelen dünyanın tek bir çatı altında gerçekleştirilen en büyük IoT projesi olacak. IoT-Shops.com sayesinde bize ulaşan global büyük şirketlere Türkiye’den IoT ürünleri satmanın gururunu yaşıyoruz.”
Orman yangınlarına karşı IoT teknolojileri ile önlem alınıyor
Kanada’da orman yangınlarını engellemek amacıyla devlet destekli yürütülen bir projeye IoT temelli akıllı çözümler sunduklarını aktaran Olcay Taysi, “5 yıllık bir ArGe aşamasından sonra Orman Kapsülü adını verdiğimiz son derece inovatif çözüm ile orman yangılarının erken tespitini sağlamaya çalışıyoruz. Helikopterden ormanlık alana atılabilecek kadar sağlam yapıdaki ürün, on yıllık pil ömrü ile, uzun yıllar hizmet etmek üzere tasarlandı. Orman Kapsüllerinin; Entegre GPS, karbondioksit, sıcaklık, duman, rüzgar sensörleri sayesinde topladığı veriler bulutta depolanıyor ve böylece üniversitelerin, bağımsız araştırmacıların, kar amacı gütmeyen doğa koruma kuruluş ve derneklerinin araştırmalarına açık kaynak sağlıyoruz. Bunun yanında sensörlere entegre çalışan yapay zeka algoritması olası yangın riskini analiz ediyor ve GPS koordinatları ile birlikte yetkililer bilgilendiriliyor. Yangının başlaması durumunda sensörlerden elde edilen gerçek zamanlı veriler, net coğrafi konum bildirimi yaparak, yangın esnasında ekiplerin doğru ve hızlıca yönlendirilmesini de sağlıyor. Detaysoft’un tecrübesi ve desteğiyle, başarılarımızı Türkiye’de ve dünyada yaygınlaştırmayı hedefliyoruz” dedi.
Sodexo, ofisteki çalışanlarına hijyenik ve sıcak öğle yemeği sunmak isteyen işverenler için sizlerle 2018 yılında hikayesini paylaştığımız yerli girişim Meal Box ile özel bir iş birliğine imza attı.
Kurumsal alanda sadece Sodexo’ya özgü olan bu iş birliği kapsamında Sodexo müşterileri, çalışanlarına temassız teslimat ile günlük sıcak, hijyenik ve güvenli yemeği çok uygun fiyatlarla sağlayabilecek. Çalışanlar için hijyenik mutfaklarda hazırlanan yemekler, porsiyonlara ayrılarak el değmeden kişiye özel tek kullanımlık kaplarla dağıtılacak ve temassız olarak ofislere ulaştırılacak.
Bu hizmeti tercih eden firmalar Meal Box ödemelerini firmaya tanımlanan sanal yemek kartı üzerinden toplu ödeme yaparak, yemek kartının sunmuş olduğu vergi avantajından da faydalanmış olacaklar.
İş yerleri 22,90 TL’ye çalışanları için toplu yemek siparişi verecek
Birçok firmanın ofise dönüş planı çerçevesinde çalışanlara yönelik yemek hizmeti için arayışta olduğunu kaydeden Sodexo İş Geliştirme ve İş Ortaklıkları Direktörü Berna Şamiloğlu Acar; “Ofislere dönüş planları başladı, yeni normale uygun, çalışan sağlığının ön planda olacağı bir döneme giriyoruz, çalışanların öğle yemeği ihtiyacının risksiz olarak giderilmesi önemli bir gündem. Sodexo – Meal Box işbirliği sayesinde, ofisteki çalışanlarına düzenli olarak hijyenik, ekonomik ve lezzetli yemek sunmak isteyen Sodexo müşterileri, yemek kartlarından günde 22,90 TL’ye toplu sıcak yemek siparişi verebilir hale geldi. Bu iş birliği ile Sodexo yemek kartları ile Meal Box’ın hijyenik ve ekonomik yemek sinerjilerini birleştirmiş olduk” dedi.
Bu iş birliğini değerlendiren Meal Box CEO’su Murat Demirhan, “Meal Box hijyenik mutfakta üretimini yaptığı yemeklerini, temassız olarak otomatik makinelerde paketliyor ve temassız dağıtım ile abonelerine ulaştırıyor. Normalleşmeyle birlikte kurumların beklentilerinin de değiştiğini belirten Demirhan, “Sodexo ve Meal Box olarak bu yeni beklentileri karşılayacak çözümleri hazırladık ve çok yakında kurumlarla paylaşmaya başlıyoruz. Ofisten dışarı çıkmadan, hijyenik paketlenmiş, güvenli ve lezzetli Meal Box yemeklerini Sodexo avantajları ile yiyebilmelerini sağlayacağız” dedi.
Sistem nasıl çalışacak?
Firmalara Meal Box abonelikleri için sanal bir Sodexo Restaurant Pass kart yaratılıyor. Firma, Sodexo online üzerinden istediği abonelik paketini ve teslimat adresini seçiyor. İki çeşit sıcak yemek abonelik paketi bulunuyor: 10 günlük fiyatı KDV dâhil 25,90 TL/gün veya 1 aylık (22 iş günü) fiyatı KDV dâhil 22,90 TL. Sipariş ve ödeme tamamlandığında hem firmaya hem de Meal Box’a sipariş detayları ulaşıyor ve firmanın belirttiği adrese, özel kaplarda sıcak yemekler hijyenik ve temassız olarak teslim ediliyor. Firmaların bu hizmetten faydalanması için 444 72 77 no’lu çağrı merkezini aramaları ya da kurumsal müşteri danışmanları ile görüşmeleri yeterli.
Firmaları toplu siparişi tercih etmeyen Sodexo kart kullanıcıları da Restaurant Pass yemek kartları ile www.mealbox.com.tr ya da www.sodexoplus.com.tr adresinden Meal Box’ın salgın döneminde sunduğu ve çok ilgi gören Evde Kal Yemek Paketleri ve diğer abonelik ürünlerini online ödeme ile temassız olarak satın alınabilecek.