Ana Sayfa Blog Sayfa 724

Yerli girişim DigiME, 15 milyon TL değerleme ile 3.8 milyon TL yatırım aldı

Geliştirdiği özel algoritmalar ile yüksek hassasiyetli üç boyutlu vücut analizinin mobil cihazlarda yapılmasını sağlayan girişim DigiME, ikinci turda Tarvenn liderliğinde 15 Milyon TL değerleme ile 3.8 Milyon TL yatırım aldı.

Tarvenn’in 1.6 Milyon TL ile liderlik ettiği yatırım turuna; Milli basketbolcu Sinan Güler, değerli iş insanları İlter Terzioğlu, Yüksel Açık, Naser Alim, Tolunay Yıldız ve Belkıs Kuşçulu Özer, Keiretsu Forum melek yatırımcılarından Figen Korun, Davut Kohen ve Mustafa Bağcı, Türkiye’nin ilk ve tek spor odaklı girişim fonu olan two.zero Ventures ve TÜGİAD bünyesinde faaliyet gösteren GirişimTürk fonu katıldı.

DigiME, yeni yatırım ile global pazardaki açılımını devam ettirerek sağlık teknolojileri alanındaki lider Büyük Veri (Big Data) şirketlerinden biri olmayı hedefliyor.

İlk yatırımını 2018 Temmuz ayında Tarvenn’den alarak yola çıkan DigiME, geliştirmiş olduğu üç boyutlu vücut analizi yazılımı ile yüksek hassasiyetli sağlık teknolojisi çözümleri sunmaktadır. Postür Analizi, Vücut Analizi ve Hareket Analizi modülleriyle 1 yıldan kısa sürede 9 ülke ve 14 farklı şehirde müşteri kazanmayı başaran DigiME, aldığı yatırım ile sağlık teknolojileri alanındaki lider Büyük Veri (Big Data) şirketlerinden biri olmayı amaçlıyor. Halihazırda Fransa, Ukrayna, Almanya, İtalya, Türkiye, İsviçre, Azerbaycan, Brezilya ve İngiltere gibi ülkelerde satış yapmış olan DigiME, bu yatırım turu ile global pazardaki açılımını devam ettirmeyi planlıyor.

Dünyadaki tek taşınabilir yüksek hassasiyetli vücut analizi çözümü

Tüm vücudu saniyeler içinde üç boyutlu bir şekilde tarayarak vücut yağ oranı, günlük kalori ihtiyacı, bazal metabolizma hızı, ideal kilo, kas oranı, postür bozuklukları ve hareket analizi yapan girişim, sunduğu raporlar ile kişisel vücut verilerinin takip edilmesini ve yapay zekâ destekli tavsiyeler verilmesini sağlıyor. Akademik olarak onaylanmış algoritmaları ve postür analizi çözümleri ile vücut ve duruş bozukluklarının milimetrik olarak tespit edilebilmesine imkan veren DigiME girişimi, taşınabilir çözümleri ile de birçok farklı alanda kolaylıkla kullanılabiliyor.

DigiNutrition, DigiSports, DigiClinic, DigiKids, DigiMotion, DigiSize gibi farklı çözümler ile spor merkezlerinden kliniklere, diyetisyenlerden profesyonel spor kulüplere kadar geniş bir pazara hitap eden girişim, dünyadaki tek yüksek hassasiyetli taşınabilir üç boyutlu vücut tarama çözümü olarak rakiplerinden ayrılıyor.
Global pazarda büyümeye devam

DigiME kurucusu Derya Kavarna, “İlk günden itibaren global bir vizyonla yola çıktık ve kısa sürede 9 ülkede müşteriler edindik. Bu turda aldığımız yatırım ile global pazardaki büyümemizi devam ettirmeyi planlıyoruz. Vizyonumuza ve ekibimize inanan bütün yatırımcılara, özellikle bizi ilk günden itibaren her konuda destekleyen, ilham veren, gece gündüz yanımızda olan Tarvenn Ventures ekibine ve Mustafa Kopuk’a gönülden teşekkür ediyoruz.” dedi.

Beautico: Güzellik profesyonellerini ve kuaförleri bulunduğunuz yere çağıran girişim

Yerli girişim Beautico, güzellik profesyonellerini ya da kuaförleri bulunduğunuz yere çağırmanıza aracılık eden bir pazar yeri platformudur. Mobil uygulama üzerinden, seçtiğiniz uzman ile eşleşerek evinizde veya iş yerinizde hizmet alabiliyorsunuz.

Uygulamayı App Store veya Google Play‘den indirebilirsiniz.

Kerem Arseven ve Polina Chursanova tarafından Ağustos 2019’da İstanbul’da kurulan girişim, toplamda 6 kişilik bir ekipten oluşuyor ve şu an ödeyen müşterileri var. B2C iş modeli ile çalışmalarını sürdürüyor.

Fikirden girişime dönüş sürecini anlatan Kerem: “Türkiye’de güzellik sektörü her yıl yüzde 10-15 oranında büyüyen ve 2020 itibariyle 10 milyar dolar hacminde bir pazar. Ancak geleneksel şekilde ilerlemeye devam ediyor. Beautico ile daha yenilikçi ve kolay bir çözüm sunmak istedık ve yaklaşık 1 senelik geliştirme süreci sonunda hizmet vermeye başladık.” dedi.

Kurucular: Kerem Arseven ve Polina Chursanova

Şuan için İstanbul’da hizmet veren Beautico, yakın zamanda Türkiye’deki diğer şehirlerde de faaliyet vermeye başlayacak. Globalde belirlenen 1 veya 2 ülkeye de 2021 sonunda açılmayı planlıyor.

Girişimin özellikle çalışan kadınlar, anneler, engelli ve yaşlılar özelinde bir hedef kitlesi var. Bu yüzden sadece güzellik değil tüm kişisel bakım ihtiyaçlarını platformda sunmak istiyor.

Inveon ile SimilarWeb, İsviçre Eticaret ve Dijital Derneği’ne eticaret raporu hazırladı

Inveon ve SimilarWeb, pandemi döneminde, İsviçre’deki e-ticaret sektörüne yönelik bir araştırma raporu yayınladı. İsviçre E-Ticaret ve Dijital Derneği (NetComm Suisse) ile ortaklaşa hazırlanan raporda, İsviçre halkının Covid-19 döneminde sergilemiş olduğu alışveriş davranışları dikkat çekiyor.

Perakende ve tüketici ürünleri firmalarına kurumsal dijital ticaret çözümleri sunan Inveon ve web analizi alanında dünyaca ünlü bir marka olan SimilarWeb, Covid-19 döneminde İsviçre’deki e-ticaret sektörüne yönelik rapor hazırladı.

Ocak 2020’den Nisan 2020’ye kadar İsviçre e-ticaret sektöründeki web sitesi trafiğini analiz eden Inveon ve SimilarWeb, ülkedeki internet trafiğine yönelik değişimleri analiz etti. Gıda, turizm, moda, lüks, güzellik ve kozmetik, tüketici elektroniği, ev ve bahçe endüstrileri hakkında derinlemesine bilgi sunan rapor, Covid-19’un sosyal mesafe önlemlerini artırdığı dönemde, işletmelerin e-ticaret üzerinden insanların yaşamlarını sürdürmelerine olanak sağladığını gözler önüne serdi.

İsviçre E-Ticaret ve Dijital Derneği (NetComm Suisse) ile ortaklaşa hazırlanan rapor, İsviçre e-ticaretine ışık tutarken, aynı zamanda sektörün önemli markalarına da sunuldu. Inveon ve SimilarWeb, İsviçre’deki perakende ve tüketici ürünleri sektörüne, e-ticaretin karar vericilerine önemli veriler sağlarken, rapor markaların Covid-19 döneminde yaşadığı dönüşüme de ışık tutuyor.

Şubat ve Mart aylarındaki web site sitesi trafiğinde büyük bir artış yaşandı

Covid-19 pandemisi ile birlikte evden çıkamayan İsviçre halkının, Şubat ve Mart ayları arasında internet trafiğinde yaklaşık %16’lık bir artış oldu. Koronavirüsün en yaygın olduğu dönemde İsviçre halkı web siteleri üzerinden virüs hakkında bilgi toplarken “’corona schweiz” (korona İsviçre) terimi Ocak ayına oranla Şubat ayında %14.559 büyüme gösterdi. Rapora göre, Mart ayında halk sağlığı kurumlar ile haber web sitelerinin trafikleri zirveye ulaşırken en çok, gıda, güzellik ve kozmetik, tüketici elektroniği, ev ve bahçe e-ticaret kategorileri için web sitesi trafiğinde artış oldu.

TV ve film platformlarındaki artış dikkat çekti

Koronavirüs ile birlikte insanların ihtiyaçlarında öncelikler değişirken, seyahat kısıtlamalarından dolayı, seyahat ve turizm için web sitesi trafiğinde yaşanan düşüş dikkat çekti. Moda ve hazır giyim ile lüks ve mücevherat için web sitesi trafiği Şubat ve Mart aylarında düşüş gösterirken, Nisan ayında aynı kategorilerde yükselmeler oldu. Rapora göre; Şubat ve Mart aylarında TV ve film platformlarında büyük artış yaşanırken, yaklaşık 50 milyon kullanıcı bu platformları takip etti. Sosyal izolasyondan dolayı dışarı çıkamayan İsviçre halkı, sosyal ağlarda zaman geçirdi. Sosyal medya ağlarında trafik 44 milyona kadar artış gösterdi.

fastPay uygulaması ile Migros ve Macrocenter’dan temassız ödeme yapabileceksiniz

fastPay, Türkiye’de perakende sektörünün önde gelen süpermarket zincirlerinden Migros ve Macrocenter alışverişlerinde cep telefonundan temassız ödeme kolaylığı sağlayan iş birliği gerçekleştirdi.

Yılsonuna kadar sürecek kampanyada fastPay kullanıcıları Migros ve Macrocenter’larda yapacakları alışverişlerde, ‘İşyeri Ödemesi Yap’ bölümünden veya telefonu yan çevirerek üretecekleri kare kodla hızlı, sağlıklı, masrafsız ve güvenli ödeme yapabilecekler.

Buna göre DenizBank müşterisi olsun olmasın herkesin faydalanabileceği fastPay ile cüzdan taşıma derdi olmadan, nakit para ya da karta temas etmeden, ‘İşyeri Ödemesi Yap’ bölümünden veya telefonunu yan çevirip, ekranda çıkan QR kodu (Kare Kod) okutarak Migros ve Macrocenter mağazalarında ödeme yapmak mümkün olacak. Ek olarak fastPay ile yapılacak ilk ödemede 10 TL değerinde bakiye müşteriye iade edilecek. Kampanya yılsonuna kadar devam edecek.

DenizBank müşterisi olsun olmasın herkese açık bir platform olarak hizmet sunan fastPay’de, kullanıcılar tüm bankalara ait kredi kartlarını ve banka kartlarını kullanarak hızlıca dijital oyun kodları satın alabiliyor, hiçbir ek masraf ödemeden istanbulkart ve Kentkart ulaşım kartlarına diledikleri yerde ve zamanda kolayca yükleme yapabiliyor, faturalarını ve site aidatlarını ödeyebiliyor. Kullanıcılar ayrıca Migros mağazalarında paraya ya da karta temas etmeden,‘İşyeri Ödemesi Yap’ bölümünden veya telefonlarını yan çevirerek üretecekleri kare kodla hızlı, masrafsız ve güvenli ödeme yapabiliyor. Türkiye’nin ilk nakitsiz stadyumunu hayata geçiren, anlaşmalı iş yerleri ve e-ticaret ödemelerinde de hayatı kolaylaştıran fastPay, cepten cebe 7/24 ücretsiz para gönderme ve ATM’den kartsız para çekebilme özellikleri de sunuyor.

Yerli girişim Robomotion, ilk turda 5 milyon TL değerleme ile 500 bin TL yatırım aldı

Sizlere geçtiğimiz hafta paylaştığımız, bilgisayar kullanıcılarının sürekli tekrarladığı ve hataya açık işlemlerini onların yerine yapan yazılım robotları platformu Robomotion, ilk yatırım turunda Koray Bahar, Ahmet Bilgen ve Arman Eker‘den 5 milyon TL değerleme ile 500 bin TL yatırım aldığını egirişim üzerinden duyurdu.

Mart 2018’de Faik Uygur ve Osman Mollahamut tarafından İstanbul‘da kurulan Robomotion, aldığı bu yatırımı, toplamda 2 kurucu ve 2 geliştirici olmak üzere 4 kişi oldukları ekibini büyütmek ve teknolojisini geliştirmek için kullanacakmış.

Ayrıca girişimin CEO’su Faik Uygur: “Doküman, video ve sosyal medya tarafında eksik içeriklerimizin geliştirilmesi, RPA geliştirici topluluğu oluşturma ve satış ekibimizi kurmak için kullanacağız.” dedi.

Robomotion kurucuları: Osman Mollahamut ve Faik Uygur

Yatırımla ilgili egirişim’e açıklama yapan Figopara kurucu ortağı Koray Bahar, “Ekiple tanıştığımız ilk günden beri yakından takip ediyorıum. Çok yetenekli bir ekip. RPA pazarı Türkiye ve dünyada çok hızlı büyüyor. Robomotion’ın hedeflediği segment ve teknolojisi ile fark yarattığını düşünüyorum. Bu nedenle yatırım yapmaya karar verdim.” dedi.

Ahmet Bilgen ise “Yazılım sürecinin önemli aşamalarından biri farklı sistemlerin doğal iş akışı sürecinde bütünleşik çalışabilmesidir. diğer bir aşaması ise yazılım yaşam döngüsünde sürecin ciddi bir test sürecine tabi tutulmasıdır. İşte Robomotion bu ve benzeri süreçleri bulut tabanlı ve çok yalın gerçekleştirebilen dünyadaki nadir platformlardan biridir. Büyük başarılara imza atacağından çok eminim. Bu yatırım turunun şirketi hedeflerine yaklaştırması için turbo etkisi yapmasını diliyorum.” dedi.

Diğer yatırımcı Arman Eker ise; “Teknoloji geliştikçe manuel süreçler gittikçe farklı teknolojik çözümlerle yer değişiyor. Birçok farklı işi yavaş yavaş insan gücü gerektirmeden otomatikleştirebiliyoruz ve bu ivme hızlanmaya devam edecek. Korona ile beraber de dijitalleşmenin ne kadar önemli olduğunu görmekteyiz. Robomotion bu alanda gelişmiş çözümü ile ciddi bir değer yaratabileceğine inanıyorum. Ekip çok yetkin ve bu alanda ciddi Bilgi sahibi. Hem Türkiye’de hem de yurtdışına kendi çözümlerini yayabileceklerini inanıyorum.” dedi.

Bu haber egirişim tarafından üretilmiştir. Kaynak göstermeden kullanılamaz.

Yerli girişim Invidyo, yeni turda ScaleX ve Growth Circuit’tan 2.6 milyon TL yatırım aldı

Bebekleri video ile izleme çözümü sunan Invidyo, ScaleX’in liderliğinde ve Growth Circuit’in katıldığı turda 2.6 milyon TL yatırım aldığını egirişim üzerinden duyurdu.

Yüz tanıma teknolojisini yapay zeka (AI) ile destekleyerek dünya çapında önemli bir tüketici kitlesine ulaşan şirket, gelirlerinin çoğunu Kuzey Amerika’daki satışlarından elde ediyor.
Yatırım sonrası hedefler hakkında ilgili bilgi veren Scalex Kurucusu Dilek Dayınlarlı‘dan aldığımız bilgiye göre, “Bizleri oldukça heyecanlandıran, önemli pazarlarda şimdiden kendini kabul ettiren Invidyo ekibine ve markasına çok güveniyoruz. Bu yatırımla birlikte küresel alanda büyümenin hız kazanmasını bekliyoruz” dedi.

Akıllı algoritmalar fark yaratıyor

Yapay zeka temelli görüntü işleme teknolojileri kullanarak özellikle evde bakım hizmeti alan hasta, yaşlı veya çocuklara verilen bakım hizmetinin kalitesini otomatik olarak ölçen Invidyo, evde herhangi bir sorun olup olmadığını anne babaların görüntüleri izlemesine gerek kalmadan otomatik olarak tespit ediyor.

Kamera, bebeğin ağladığı anları otomatik olarak bulup kaydediyor. Yüz tanıma teknolojisi sayesinde anne baba evde yokken eve bakıcı hariç yabancı biri gelirse alarm veriyor. Bebeğin yüzünü tanıyor ve bebeğin güldüğü anları otomatik olarak tespit ederek yüksek çözünürlüklü fotoğraflarını çekiyor. Günün önemli anlarını içeren 2 dakikalık günün özetini oluşturuyor.

Tüm bu algoritmaları geliştiren şirket, ortalama yüzde 90’ın üzerinde başarı oranıyla dünya çapındaki rakiplerinin bir adım önüne çıkabiliyor.

Invidyo, Özgür Deniz Önür, Yağız Yaşaroğlu ve Ekin Dino ortaklığında Ankara ODTÜ Teknokent’te kuruldu. Innogate Uluslararası Hızlandırma Programı’nda da yer alan şirket, bu yatırım sayesinde özellikle dış pazarda payını hızla arttırmayı hedefliyor.

Boğaziçi Üniversitesi’nden akıllı saatle stresi algılayan uygulama

Giyilebilir teknolojilerin önemi son yıllarda iyice artmaya başladı. Bu teknolojiler sayesinde uyku merkezinde kalma gereği olmadan uyku bozukluklarını tespit edebilmek ya da sağlık görevlileriyle temas etmeden tansiyon ölçtürebilmek artık hayal değil. Boğaziçi Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği öğretim üyesi Prof. Dr. Cem Ersoy’un yürütücülüğünde ve Avrupa Birliği H2020 Araştırma Programı’nın AffecTech Projesi kapsamında geliştirilen akıllı kol saatleri teknolojisi de stres gibi duygusal tepkileri, durum değişikliklerini ve uyku kalitesini ölçerek kişilerin yararlanabileceği anlık raporlar oluşturabiliyor. Böylece sosyal mesafeyi bozmadan hastalık seyrinin takip edilmesi kolaylaşıyor.

Avrupa Birliği H2020 Araştırma Programı bünyesinde devam etmekte olan “Günlük Yaşamdaki Stres Benzeri Duygusal Tepkilerin, Durum Değişikliklerinin ve Uyku Kalitesinin Akıllı Telefon ve Giyilebilir Cihazlar Aracılığıyla Ölçülmesi” başlıklı araştırmanın yürütücüsü olan Prof. Dr. Cem Ersoy ve ekibi, stres gibi duygu değişikliklerinin ve uyku kalitesindeki bozulmaların anlık raporlanmasını sağlayan ve günlük hayat akışınızı bozmadan kullanılabilecek akıllı kol saatlerini kullanarak bir stres algılama sistemi geliştirdi. Prof. Dr. Cem Ersoy, akıllı saatin arkasında bulunan optik (PPG) sensör sayesinde stres anında vücutta meydana gelen değişikliklerin saptanabildiğini açıkladı.

“Normalde kalp sinyallerinizi kontrol etmek için EKG çektirmeniz ve vücudunuza çeşitli
elektrotlar yapıştırılması gerekiyor. Akıllı Saatler ve geliştirdiğimiz algoritmalar ile buna gerek kalmadan kalp atışının varyansına bakarak duygu durumundaki değişiklikleri takip edebiliyoruz. Kalp atış varyansının yanı sıra deri sıcaklığı ve derideki iletkenlik seviyesindeki değişimleri algılayarak elektro-dermal aktiviteyi de ölçebiliyoruz. Bu değerleri ölçmek özellikle önemli çünkü stres yaşadığımızda derimizin iletkenlik değeri de değişiyor’’.

Cem Ersoy, akıllı kol saatinin çalışma prensibini işe şöyle aktardı:

“Kullanıcı akıllı kol saati ile rahatça günlük hayatını devam ettirirken, bunun araştırmacılar için getirdiği bazı zorluklar da var. Bilek çok hareketli bir uzuv olduğu için aktivite esnasında alınan sinyalin kalitesi bozulabiliyor. Bu nedenle önce sinyalin içindeki bozuklukları temizlemeniz gerekiyor. Zaten saat ivme ölçer gibi sensörlere de sahip ve bu sensör kişinin o an aşırı hareketli olduğunu söyleyebiliyor. Bu sayede hangi noktalarda sinyalin temizlenmesi gerektiğini biliyoruz. Sinyal temizlendikten sonra makine öğrenmesi yöntemleriyle sınıflandırılıyor. Bu sınıflandırma “stresli-stressiz” şeklinde ikili, “stressiz-orta stresli-çok stresli” gibi üçlü ya da 0’dan 100’e uzanan bir skala şeklinde olabilir. Makine öğrenmesi sistemini eğitmek için ise veri toplamanız gerekli. Sistemin size söylediği bir şey var ama bunun ne kadar doğru olduğunu anlamak için gerçek durumla karşılaştırmak zorundayız”.

Uyku odalarına olan ihtiyaç ortadan kalkabilir

Ersoy, benzer şekilde geliştirdikleri akıllı kol saati algoritması ile uyku kalitesinden kaynaklanan sorunların saptanmasına yönelik de çözümler de üretebileceğini belirtti:

“Normalde uyku apnesini tespit etmek için uyku odaları kullanılıyor. Bu odalar kafanızda, kalbinizde, bacaklarınızda çok sayıda elektrot takılı halde, üzerinizde birkaç kamera varken sizden uyumanızın beklendiği odalar. Böyle bir odada pijamalarınızı giyip uyumanız bekleniyor ve bu odada bir gecede ancak bir kişi kalabiliyor. Bizim geliştirdiğimiz teknolojide ise sadece kol saatini takıp evinize gitmeniz gerekiyor.” dedi.

Bankaların web sitesi trafikleri yüzde 16 düşerken mobil uygulamaları yükselişe geçti

Zeo Agency’nin sektörün online mevcudiyetini, markaların pazar paylarındaki değişimi ve kullanıcı davranışlarındaki dinamik hareketleri dönemsel olarak derinlemesine incelemek üzere hazırladığı Bankacılık Sektörü Raporu, 2019 ve 2020 yıllarının ilk çeyrek dönemini kıyaslayarak pandeminin sektör üzerindeki etkisini ölçümlüyor.

Web sitesi ziyaretçi hacminde yüzde 16,97 düşüş

Bankacılık sektöründe bulunan 100 web sitesinin kategori haline getirildiği rapora göre; web sitelerinin 2020’nin ilk üç ayında, 2019’un aynı döneminde sergiledikleri performansın üzerine çıkamadığı görülüyor. Sektör web sitelerine gelen toplam ziyaretçi sayısı; 2019’da 297 milyon civarında iken 2020’de 246 milyona düşerek hacmini yüzde 16,97 oranında kaybetmiş bulunuyor. Ülkemizde pandemi sebebiyle bankacılık işlemlerine duyulan ihtiyacın azalması bu durumun ortaya çıkmasındaki önemli sebepler arasında yer alıyor.

Web sitelerini ziyaret eden kullanıcı sayısı neredeyse tüm bankalarda düşüş yaşarken Ziraat Bankası, KuveytTürk ve QNB Finansbank’ın online iştiraki Enpara.com artış gösterdi. Ziraat Bankası aynı zamanda her iki yılda da web sitesi ziyaretçilerinde toplam ziyaretçi hacminden en çok pay alan banka olarak öne çıkıyor.

Kullanıcılar mobil uygulamaları tercih ediyor

2019-2020 karşılaştırması, kullanıcıların ziyaret ve kullanım alışkanlıklarını büyük oranda mobile kaydırmış durumda olduğunu gösteriyor. Pandemi etkisiyle azalan ihtiyaçlara rağmen mecburiyet oluşturan bankacılık işlemleri için web sitesinden ziyade mobil uygulamaların kullanıldığı görülüyor. Bu süreçte ilk kez online bankacılıkla tanışan ve azımsanamayacak bir popülasyon oluşturan olan kişilerin de daha kolay kullanıma sahip olması sebebiyle mobil uygulamaları tercih ettiği ortaya çıkıyor.

Sektörde güncel olan en popüler mobil uygulamaların saptanmasıyla gerçekleştirilen 3 aylık analize göre, özel bankalar arasında 2020 yılında en yüksek indirilme sayısına Garanti BBVA sahipken, 2019’a göre en yüksek artışı ING Bankası’nın yaşadığı ortaya çıkıyor.

2020’de Pandemi Etkisi: ‘Kredi erteleme’ aramalarında dikkate değer artış

Sektörün en fazla trafik alan 10 web sitesinin ortak sıralandığı ve en fazla aranma hacmine sahip 10.000 kelimesinin incelendiği raporda, geçen yıla oranla 2020’de aranma hacimlerinde en çok artış olan kelimeler arasında ‘kredi erteleme’ zirveye yerleşiyor. Pandemi döneminde bankaların özel ihtiyaç kredisi alternatifi yaratmak üzere hazırladığı destek paketleri de yine web sitesi trafiklerinde etki yaratan gelişmeler arasında yer alıyor. Emekli maaşı promosyonu taahhüt döneminin Mart 2020’de gerçekleşmesi de bu konuya ait kelimelerdeki aranma hacimlerini ilk çeyrekte ciddi şekilde artırmış gözüküyor.

İş Bankası, blockchain teknolojisiyle dış ticarette ödeme garantisi veren ilk Türk bankası oldu

Türkiye İş Bankası, blockchain teknolojisiyle ilk pilot dış ticaret finansman işlemini gerçekleştiren ve bu teknolojiyi kullanarak ödeme garantisi veren ilk Türk bankası oldu.

27 Mayıs 2020 tarihindeki işlem; İş Bankası, Şişecam, Kuraray Europe GmbH ve Commerzbank arasında Marco Polo platformu üzerinden gerçekleştirildi.

Dış ticaret işlemlerine ve finansmanına odaklanan bir işbirliği ağı olan Marco Polo platformunun sunduğu Dağıtık Defter Teknolojisi (DLT) sayesinde; dış ticaret işlemlerinin finansmanı, daha kolay ve sorunsuz bir şekilde yapılabiliyor. Firmalar, ticarete dair verileri defalarca girmeden, işlemlerini güvenli, şeffaf ve korunaklı bir şekilde gerçekleştirebiliyor. Marco Polo’nun kullandığı Corda teknolojisi sayesinde ise tarafların bilgileri herkese dağıtılmıyor. Sadece Banka ve firmaların uygun gördüğü taraflara ve gerektiği kadar iletilerek, finans dünyasına özel gizlilik sağlanıyor.

“Blockchain teknolojisiyle müşterilerimizi dış ticarette daha kolay ve güvenli bir döneme taşıyoruz.”

İş Bankası Genel Müdür Yardımcısı Şahismail Şimşek: “İş Bankası olarak teknoloji alanında imza attığımız ilklerle müşterilerimizin finansman ihtiyaçlarına yenilikçi çözümler sunuyoruz. Şimdi de blockchain teknolojisi ile ilkini gerçekleştirdiğimiz bu pilot işlemle, dış ticaret finansmanında verinin eşleşmesine dayalı, güvenilir ve daha kolay bir dönemi başlatıyoruz. Dünyanın hızla gelişen yeni teknolojik oluşumlarında yer alarak ve blockchain teknolojisi üzerinden uluslararası ticaretin ve tedarik zincirlerinin finansmanına yönelik ürünler geliştirerek müşterilerimize yepyeni deneyimler sunmayı hedefliyoruz. Dünyanın en geniş blockchain ağına sahip R3’e üye olan ilk Türk Bankası olarak, bu defa blockchain teknolojisi ile Türkiye’de pilot çalışmasını gerçekleştirdiğimiz ödeme garantisi işleminde de ilk Banka olma gururunu taşıyoruz.” dedi.

Şişecam CFO’su Görkem Elverici: “Topluluğumuz, müşterileri ve tedarikçileri dahil tüm ekosistemine en iyi hizmetler ve deneyimler yaşatmak için her türlü dijital çözümleri geliştirmeye ve kullanmaya devam etmektedir.” dedi.

Commerzbank, Ticari Ürün Yönetimi Başkanı Enno-Burghard Weitzel ise “Marco Polo’nun ödeme garantisi platformunda geçen yıl diğer bankalarla bir çok pilot işlem gerçekleştirdikten sonra, bu defa çok daha geliştirilmiş versiyon üzerinde İş Bankası ile pilot işlem yapmaktan mutluluk duyuyoruz. Üretim ortamına geçme yolunda teknik performansı test ettik ve müşterilerimiz ile iş akışlarını doğruladık” ifadelerini kullandı.

Erken uyarı veren yeni teknolojiler, pandemi ile mücadelede hayat kurtarıyor

Sosyal mesafeye dikkat edilmediğinde 1 kişi ayda yaklaşık 406 kişiye hastalık bulaştırabiliyor. Yeni normale geçiş sürecinde bir arada çalışma ya da bulunma zorunluluğu olan yerlerde sosyal mesafeden kaynaklı riskleri ortadan kaldırmaya odaklanan itelligence Türkiye, görüntü tanıma ve tarama teknolojisine dayanan yapay zeka bazlı temas tespit ve uyarı çözümü geliştirdi.

University of Massachusetts Amherst’ın yaptığı çalışmaya göre; koronavirüs taşıyan bir hasta, sosyal mesafeyi dikkate almadığı takdirde hastalığı ayda yaklaşık 406 kişiye bulaştırabiliyor. Alınması gereken tedbirlerin, özellikle de yeni normale geçiş sürecinde sosyal mesafeye duyarlı olmanın önemini bilen ve bu doğrultuda çalışmalarını hızlandıran SAP’nin Global | Platin İş Ortağı itelligence Türkiye, görüntü tanıma ve tarama teknolojisine dayanan yapay zeka bazlı temas tespit ve uyarı çözümünü hayata geçirdi. it.safe&social ile itelligence Türkiye; fabrikalardan hastanelere, okullardan otel, market ve havalimanlarına kadar bir arada çalışma ya da bulunma zorunluluğu olan yerlerde sosyal mesafeden kaynaklı riskleri ortadan kaldırıp hem çalışanların sağlığını korumayı hem de şirketlerin çeşitli yaptırımlardan kaynaklı mali kayıplar vermesinin önüne geçmeyi hedefliyor. Böylece faaliyetlerine yeniden başlayan birçok şirket, sürdürülebilir çalışma ortamına yeniden kavuşuyor.

Platform bağımsız pek çok hazır çözüme kolayca entegre olabilen ve kullandıkça öde modeliyle çalışıp, kullanılmadığında ek maliyet ya da fesih ücretinin olmadığı it.safe&social ile şirketler; üretim alanları gibi çalışanlarının yoğun bulunduğu yerlerde kameralar aracılığıya gerçek zamanlı sosyal mesafe ihlal tespiti yapıp ilgili kişilere anlık, günlük ve haftalık uyarılarda bulunabiliyor. Isı haritalarıyla belli alanlarda gerçekleşen toplu ihlalleri saptayıp, geçmişe dönük videoları analiz ederek karar mekanizmalarını anlık olarak tetikleyebiliyor. Ayrıca mevcut raporlara tam entegrasyon sağlarken, gelişmiş raporlama özelliğiyle değerli bilgilere ulaşarak olası risklere anında müdahale edebiliyor. Böylece çalışanların sağlığı gözetilerek iş yerinin güvenliği korunuyor, aynı zamanda şirket içi sosyal mesafe yönergelerinin geliştirilmesine katkı sağlanıyor.

Koronavirüs sebebiyle hem bireysel hem de şirketler nezdinde sosyal mesafeye dikkat edilmesinin altını çizen itelligence Türkiye CEO’su Dr. Abdülbahri Danış, “Virüsün etkisi azalsa da tedbir amaçlı alınması gereken önlemlerin başında kuşkusuz sosyal mesafeyi korumak geliyor. Özellikle yeni normale geçiş sürecisinde bu tedbirlerin iş yaşamında karşımıza çokça çıkacağı kaçınılmaz. Bu noktada yeni teknoloji ve trendleri yakından takip eden; bulut platformlarda yapay zeka, IoT, blockchain ve RPA alanlarından yeni teknolojiler üzerine çalışarak iş fikirlerini ürüne dönüştürmede öncü şirketlerden biri olan itelligence Türkiye olarak it.safe&social çözümünü hayata geçirdik. Yazılım ve teknolojik yapının hiç olmadığı kadar önemli olduğu bir dönemden geçtiğimizi düşünürsek, görüntü tanıma ve tarama teknolojisine dayanan yapay zeka bazlı temas tespit ve uyarı çözümümüz ile özellikle üretim hattına sahip, çalışanların yoğun olarak bir arada çalışma ya da bulunma zorunluluğu olan yerlerde belirlenen mesafe sınırının aşılmasını ve hastalığın yayılmasını engellemeyi hedefliyoruz. Çözümün ikinci fazında, maske kullanım ihlalini de tespit edebileceğiz” dedi.