Ana Sayfa Blog Sayfa 710

Logitech, iPad’e özel klavye Combo Touch’ı tanıttı

Logitech, iPad (7. Nesil), iPad Air (3. Nesil) ve iPad Pro (10.5 inç) için dokunmatik yüzey ve Akıllı Bağlantı Yuvasına (Smart Connector) sahip klavyeli kılıfını tanıttı. Combo Touch, Logitech’in Akıllı Bağlantı Yuvası uyumluluğuna sahip en çok satan iPad klavyesini hassas bir dokunmatik yüzey ile bir araya getiriyor.

Logitech Türkiye Pazarlama Müdürü Birol Sülük, “iPad’de bilinen hareketlerle özgürce gezinmenin, elektronik tabloları belgeleri ve daha fazlasını kolayca düzenlemenin tüm kullanıcılar için keyifli bir deneyim olacağını düşünüyoruz. Esnek tasarımının yanı sıra dört farklı kullanım modu da çalışma hayatındaki verimliliği ve yaratıcılığı artırıyor. Geliştirdiğimiz teknolojilerle ofiste, evde, kafede veya akla gelebilecek herhangi bir yerde kullanıcılarımızın dilediği gibi çalışabilmesini amaçlıyoruz.” dedi

Kullanım Kolaylığı

Notes, Pages, Numbers ve Keynote gibi uygulamaları izleme dörtgeni ile kullanmaya imkan veren Logitech Combo Touch, elektronik tablo hücrelerini vurgulama, kopyalayıp yapıştırma, kaydırma, çift dokunma, uygulamalar arasında geçiş yapma ve e-posta düzenleme gibi işlemlerin de pratikliğini artırıyor.

Ürün aynı zamanda da arkadan aydınlatma özelliğine sahip. Aydınlatma tuşları gece ve gündüz her ortamda parlaklık seviyesini düzenleyerek kullanıcılara verimli bir yazı yazma deneyimi sunuyor. Yatak odasında, uçakta, kampta veya az aydınlatmalı herhangi bir ortamda yazdıklarınızı görebilirsiniz. Üstelik tüm iOS kısayol tuşları ile basit eylemleri ekranda dolaşmak zorunda kalmadan aynı saniyede gerçekleştirebilirsiniz.

Dört Kullanım Moduna Sahip

  • Yazma Modu: Klavyeyi dik konuma getirin, not ya da e-posta yazmak için destek çubuğunu dışarı çekin.
  • Görüntüleme Modu: Klavyeyi ayırın, film veya TV şovu izlemek için destek çubuğunu dışarı çekin.
  • Çizim Modu: Apple Pencil (1. nesil) veya Logitech Crayon ile not almak ya da çizim yapmak için destek çubuğunu tamamen uzatın.
  • Okuma Modu: Kitap, makale ve daha fazlasını okumak için destek çubuğunu içeri sokup klavyeyi ayırın.

Cube Incubation, Rejenerasyon-20 projesiyle İSTKA’dan destek almaya hak kazandı

Teknopark İstanbul’un Kuluçka Merkezi Cube Incubation, İstanbul Kalkınma Ajansı’nın COVID-19 ile Mücadele ve Dayanıklılık Programı kapsamında “Girişimcilik Ekosistemi Yenilenme Projesi: Rejenerasyon-20” ile destek almaya hak kazandı.

Rejenerasyon-20 projesiyle COVID-19 salgınının ülke ekonomisine negatif etkilerinin azaltılmasına yönelik girişimcilerin hayata geçireceği yenilikçi uygulamalar desteklenerek toplumun girişim ekosisteminin katkılarıyla güçlenmesi sağlanacak. Destekten 30 girişimin yararlanması hedefleniyor. Ülkemizin COVID-19’la mücadelesinde kritik projelerle ön plana çıkan girişim ekosisteminin yeniden yapılanmasını kapsayan “Rejenerasyon-20” projesiyle girişimciler; evde yaşamın iyileştirilmesi, uzaktan çalışmanın verimli ve uygulamada kolay hale getirilmesi, erişim/lojistik sorunlarının çözümüne yeni bir soluk getirilmesi ve toplumu rahatlatacak sosyal projelerin hayata geçirilmesi için desteklenecek.

Rejenerasyon-20 projesi ile birlikte erken aşamadaki girişimlere dijital hızlandırma, ürünleştirme aşamasındaki girişimlere danışmanlık programı verilecek. Ayrıca, ekosistemdeki soru ve sorunlara yanıt niteliğinde içeriklerden oluşacak video portalında 100 video ile 1000’i aşkın girişimciye ulaşılması hedefleniyor. Projeyle ülkemizdeki nitelikli Ar-Ge mühendislerinin de girişimler bünyesinde istihdam edilmesi planlanıyor.

Girişimcilik Ekosistemi Yenilenme Projesi: Rejenerasyon-20” kapsamında; Türkiye’de üretilen yerli ürünlerle ülkemizden başlayarak dünyaya açılan, salgının olumsuz etkilerini ortadan kaldıran projelerin desteklenmesi, gelecek vadeden girişimlere can suyu destek mekanizmasının kurulması hedefleniyor. Uluslararasılaşma kapsamında ithalatta düşüş sağlanarak ihracatta artışa katkı sunulması da amaçlanan projenin bir diğer hedefi ise sosyal girişimlerin ortaya çıkarılması, toplumun rahatlatılarak birliktelik ruhuna destek olunması ve dayanışma kültürünün desteklenmesi.

Teknopark İstanbul Kuluçka Merkezi ayrıca projenin uygulanmasından sonra bu süreçleri orta uzun vadede kalıcı hale getirerek aşağıdaki makro ilkelerin hayata geçirmeyi istiyor;

  • Girişimlerin, dijitalleşerek işbirliğine dayalı bir şekilde çalışmalar yürütmeye devam etmesini sağlamak
  • Sosyal işbirliğine dayalı daha geniş ekosistemler oluşturmak.
  • Çevik, elastik, dijital işyeri modelleri kullanmak işin niteliğine ve türüne ve gerekli ilgili becerilere bağlı olarak evden ve ofisten çalışmanın en iyi kombinasyonunu sağlamak.
  • Teknoloji destekli uygulamalar geliştirilmesine yardımcı olarak, fiziksel süreçler üzerindeki baskıyı azaltmak için değer odaklı, proaktif girişimler ortaya çıkartılmasına destek olmak.

Teknopark İstanbul Türkiye’nin AR-GE üssü olma amacıyla çıktığı yolda bugün; 95’i aşkın girişimci grubuna ve aralarında; Aselsan, TUSAŞ, TEI, Roketsan, STM, BMC Power, Aspilsan, Vestel Savunma, Yaltes, C-Tech, Altınay Havacılık, Pavotek, Femsan, Armelsan, Kale Havacılık, Figes gibi firmaların yer aldığı 320’yi aşkın şirkete ev sahipliği yapıyor.

Bitcoin alım-satım işlemleri sunan yerli kripto para platformu: Coinzo

Bitcoin alım-satım işlemleri finansal yatırımcılar tarafından hem dünyada hemde ülkemizde son yıllarda dikkate değer şekilde talep görmeye başlamıştır. Bunun altında bitcoin’in arkasındaki teknoloji olan Blockchain sisteminin kullanıcılara sunduğu bir çok avantaj olduğu açık. Bitcoin’in şeffaflık, düşük transfer ücreti, sınır ötesi transferlerde avantaj sağlaması gibi avantajlarının yanında tıpkı altın gibi değer saklama aracı olarak kullanılması bir başka dikkat çeken yönünü oluşturuyor. Bitcoin ve diğer kripto para işlemlerinizi yasal olarak faaliyet gösteren kripto para platformlarından yapılması ise en güvenli yolu.

Kripto para platformu Coinzo ise kendi özellikleri ile bitcoin almak isteyenler için çözüm sunuyor.

Coinzo yerli bir fintech girişimi olup yaklaşık 2 yıldır faaliyet gösteriyo. Coinzo’nun yazılımı tamamen in-house olarak geliştirilmiş olması hız ve güvenlik konularından farklılık yaratmalarına imkan tanıyor. Coinzo, yerli bir girişim olmasına rağmen dünyanın farklı yerinden bir çok kullanıcının hızlı ve güvenli şekilde kripto para alım-satım yapabilmesi için hizmet sunmaktadır.

Coinzo kullanıcılarına neler sunuyor?

  • Kimlik, selfie göndermeden e-devlet entegrasyonu ile güvenli hesap doğrulama işlemi
  • Piyasa ortalamasının altında, düşük komisyon oranları
  • Kullanıcıları ile gelir paylaşımı sağlayan referans sistemi
  • 7/24 destek hizmetleri
  • Ayrıntılı Api hizmeti

Diğer taraftan kripto para sektöründeki en çok dikkate alınan istatistik sitesi olan Coinmarketcap içerisinde Coinzo, ilk 100 içerisinde yer alan bitcoin borsalarımız arasında gösteriliyor. Önümüzdeki dönemde adını sık duyacağımız yerli Bitcoin Borsası Coinzo’nun kripto para sektöründeki yatırımlarını devam edeceğinin bilgisini de aldık. Yeni gelişmeler oldukça sizlerle paylaşmaya devam edeceğiz.

Aldığı yatırımlarla dikkat çeken Pepapp kurucu ortağı Emrah Yiğit, girişimin iş modelini anlattı

2015 yılından bu yana kadınların özel günlerini takip etmek için kullandıkları dijital asistan uygulaması Pepapp, 3 milyon kadın kullanıcısının olmasının arkasında yatan başarıyı girişimin kurucu ortaklarından Emrah Yiğit anlattı.

“Hangi girişimi kurarsanız kurun, içine ‘duygu’ katın”

Geçtiğimiz aylarda Türkiye’nin ilk online yatırım anlaşmasını duyuran Pepapp, 2015 yılından bugüne kadınların adet günlerini kolayca takip etmelerini sağlamakla kalmıyor, onlara hayatlarının tüm günleri için, regl dönemi dahil zorlu günlerinde destek oluyor. Uygulamanın ücretli sürümünde yaklaşık 6 bin kullanıcısı bulunan Pepapp’ın şu an 3 milyon indirme ile 800 bin aktif kullanıcısı var. Emrah Yiğit, Berke Uygun ve Tolga Araboğlu tarafından 5 yıl önce kurulan girişim, bugün aldığı yatırımlarla dünya pazarında hizmet veriyor.

Girişimcilikteki önemli modellerden biri olan AARRR modelinden yola çıkarak açıklamalar yapan Pepapp’ın Kurucu Ortaklarından Emrah Yiğit, Pepapp’ı başarıya ulaştırırken hangi konuya vurgu yaptıklarını girişimcilerle paylaştı.

“Fonksiyonel fayda kadar duygusal faydaya da yatırım yapıyor musunuz?”

AARRR, Dave McClure tarafından geliştirilen bir model olup, temel katmanları “acquisition”, “activation”, “retention”, “referral” ve “revenue”dan oluşuyor. Her kademesinde temel bazı soruları sorarak büyümeyi hedefliyor. Acquisition’da (kazanç) “Potansiyel kullanıcıları uygulamanıza/hizmetinize nasıl çekeceksiniz?, activation’da (harekete geçme) “Gelen ziyaretçileri nasıl aktif edeceksiniz?”, retention’da (koruma) “Kullanıcıları düzenli olarak içeride nasıl tutacaksınız?, referral’da (referans) “Kullanıcılardan nasıl yeni kullanıcılar elde edeceksiniz?” ve son olarak revenue’da (gelir) “Kullanıcılarınızdan nasıl gelir elde edeceksiniz?” sorularına yanıt aranarak büyüme hedefleniyor. Yiğit “Her katmanda sorulması gereken temel soruları girişimcilik ekosistemindeki herkes biliyor. Biz burada ilk 4 adımı tamamlasanız da eğer duygusal bir fayda sağlayamıyorsanız ve samimiyet kuramıyorsanız, başarının çok sürdürülebilir olmadığını vurguluyoruz. Her marka, influencer mevcut kullanıcısını, takipçisini elinde tutmak için duygusal bağ kurmaya çalışıyor. Biz bu modele ek olarak girişimlerin başarıya ulaşabilmesi için şu soruyu da eklemelerini öneriyoruz: Ne kadar samimiyiz?” açıklaması ile her girişimin sunduğu fonksiyonel fayda kadar duygusal faydaya da odaklanması gerektiğini vurguluyor.

“AARRR Modeli’ne yeni soru: Kullanıcınızın motivasyonu sizin için ne kadar önemli?”

Sektördeki geçmiş deneyimlerinde, sağlık odaklı dijital ajans kurucusu olarak kadınların regl dönemlerine dair soruları yakından takip etme fırsatı bulan Emrah Yiğit, “Temelde kadınların çoğunun özellikle regl dönemleri, regl öncesi PMS dönemleri ve hamilelik süreçleri ile ilgili bilgi eksiklikleri olduğunu fark ettik. Bugün Google’da bir arama yaptığınızda hala bazı temel sorularla karşılaşıyorsunuz. Regl olmak bazı bölgeler başta olmak üzere hala bir tabu. Biz kadınların soru ve sorunlarıyla karşılaştığımızda temel sağlık sorunları dışında ve bir o kadar da, duygusal problemlerine de yanıt aradıklarını gördük. Bu sebeple girişimi büyütürken; temel bilgi ve faydaya ‘duyguları’ ekledik. Uygulamanın çıkış noktası adet takvimi, bu döngü etrafındaki faydalı bilgi ve kaynakları sunmakken, en temeline motivasyon, sevgi ve saygı tohumları serptik” açıklaması ile süreci örnekledi.

“İyi bir girişim, duygusal faydaya sağlanan yatırımla başarıya ulaşıyor”

“Pepapp, bugün bir karakteri olan penguen PepQueen ile kadınlarla konuşuyor, onlara içinde bulundukları güne, döneme özel kişiselleşmiş mesajlar, bildirimler gönderiyor. Büyük veri çağında, kullanıcıyla iletişim kurmanın ve duygusal bağ yaratmanın önemini herkes biliyor. Ancak siz bir kullanıcınıza ona özel mesaj göndermeden, onunla ne kadar samimisiniz sorusunu kendinize sormalısınız” diyen Yiğit sözlerini şöyle sürdürdü: “Bütün işlerde sektör fark etmeksizin, samimiyeti tohum olarak görmeniz çok önemli. Biz kurduğumuz girişimde de önce fayda sağlayan teknik alt yapıyı kurduk, sonra duygusal faydaya yatırım yaptık. AARRR modelinde “Referral” kademesinde başarıya ulaşmış olsanız dahi, eğer duygusal bir fayda sağlayamıyorsanız, içinde bulunduğumuz ‘yeni nesil pazarlama’ çağında terk edilmeye mahkumsunuz”.

Yemeksepeti’nden yeni reklam filmi: Faik, Safiye’yi Banabi ile şımartıyor

Yemeksepeti’nin online market ürünleri sipariş platformu Banabi, ekranların en içten ve samimi çiftlerinden olan Safiye Soyman ve Faik Öztürk’lü yeni eğlenceli reklam filmini yayınladı.

Yemeksepeti Banabi, reklam filminde ”Şımart Beni” sloganıyla market ürünleri ihtiyaçlarını online olarak karşılamak isteyen, bol çeşit ve hızlı sipariş teslimatıyla kendilerini şımartmak isteyen kullanıcılara seslenirken, Yemeksepeti Banabi’de her türlü market ürünü ihtiyacının karşılanabileceği vurgulanıyor.

Reklam filmi, Safiye Soyman’ın Faik Öztürk’e “Şımart beni” diye seslenerek ondan çikolata istemesiyle başlıyor. Faik Öztürk reklam filmi boyunca Safiye Soyman’ın çilek, kola, dondurma, yoğurt ve çeri domates gibi istediği her şeyi Yemeksepeti Banabi’den sipariş ederek onu mutlu ediyor.Film, Faik Öztürk’ün ‘biraz da kendimi şımartayım’ diyerek Yemeksepeti Banabi’den sipariş ettiği dondurmayı yemesiyle sonlanıyor.

Yemeksepeti Chief Business Development Officer Mert Baki, ekranların en çok sevilen çiftlerinden Safiye Soyman ve Faik Öztürk’in samimi enerjisi ile Yemeksepeti Banabi’nin ilk reklam filminde eğlenceli bir hikaye yaratmak istediklerini vurgularken “Kullanıcılarımızın hayatlarını kolaylaştırmaya devam ederken, bir yıl gibi kısa bir sürede 13 şehirde faaliyet göstermeyi başardık. Ürün çeşidimizi her geçen gün kullanıcılarımızın taleplerine göre sürekli yeniliyor, genişletiyor ve faaliyet gösterdiğimiz her şehirdeki depo sayılarımızı artırarak daha fazla kullanıcıya hizmet veriyoruz.” dedi.

Oyun tutkunlarının heyecanla beklediği PlayStation 5 tanıtıldı

Sony, oyun tutkunlarının bir süredir merakla beklediği yeni nesil oyun konsolu PlayStation 5’i duyurdu. Yeni PlayStation 5, gelişmiş bir oyun konsolu olmanın yanı sıra tüm aile için geniş kapsamlı eğlence merkezi haline geliyor.

Sahip olduğu tasarım detaylarıyla günümüzün ötesinde bir görünüşe sahip olan PlayStation 5, hem dikey hem de yatay konumda kullanılabiliyor. Beyaz ve siyah rengin mavi ışıkla harmanlandığı yenilikçi tasarımı, PlayStation 5’i fütüristik görünüme kavuşturuyor.

Sony PlayStation 5 Özellikleri

Gücünü 3.5GHz‘e kadar saat hızında çalışan AMD Zen 2 işlemcisinden alan PlayStation 5, AMD Radeon RDNA 2 grafik işlemcisiyle en ufak detayları bile hızlı işleyebilecek güçlü bir donanıma sahip. 16 GB DDR6 RAM ile desteklenen konsol 825 GB kapasiteli NVME SSD ile de yüksek bir okuma / yazma hızı sunuyor. Böylelikle oyunların açılış hızı artıyor ve aynı anda iki oyun arasında geçiş yapmak mümkün oluyor.

8K multimedya oynatma desteğine sahip PlayStation 5, 4K‘da 120fps görüntüleri de destekliyor. Bu da eğer geliştiriciler PS5’in donanımına hızlı bir şekilde adapte olursa yeni konsol oyunlarında 4K çözünürlüğün standart olacağı anlamına geliyor.

DualSense’in sağ ve sol çubuğunda bulunan Haptic motoru ile konsolu yönetmek daha hassas hale gelebiliyor. Çubuklar baskı şiddetini anlayabiliyor ve buna göre tepki veriyor. PS5’e özel olarak tasarlanan multimedya kumandası ve kulaklık, konsolu gerçek bir eğlence merkezine dönüştürüyor.

Blu-Ray destekli ve tamamen dijital olmak üzere iki farklı versiyonu olan yeni Sony PlayStation 5, 2020 Sonbahar döneminde satışa sunulacak. Konsolun fiyatı ve birçok özel oyunu henüz bilinmiyor.

IFC, Revo Capital’in ikinci fonunun da destekçisi olduğunu duyurdu

Revo Capital‘in ilk fonunun destekçileri arasında yer alan IFC, şirketin ikinci fonunu da desteklediğini resmi olarak duyurdu. Doğrudan aldığımız bilgi ile imzaları dün akşam atıldı.

Konuyla ilgili Revo Capital’in yönetici ortağı Cenk Bayrakdar şu açıklamayı yaptı:

“İçinden geçtiğimiz zorlu günlerde finansmana ulaşmak startup’lar açısından daha da önemli hale geliyor. Böyle bir dönemde devreye aldığımız Fon II ile teknoloji girişimlerini büyük bir güven, inanç ve azimle desteklemeye devam edeceğiz. Kurduğumuz fona bugün IFC‘nin de yatırımcı olarak katılıyor olmasından büyük bir mutluluk duyuyoruz. IFC’yi hem FonI hem de FonII’de destekçilerimiz arasında görmekten büyük gurur duyuyoruz.

Bu desteği almış olmamız hem Revo Capital’e hem Türkiye ekonomisine ve girişimci ekosistemine duyulan güvenin bir göstergesi diye düşünüyorum. 2013’te hayata geçirdiğimiz 66 milyon dolarlık ilk fonda yatırım yaptığımız 20 start-up’ın başarı grafiği ve 3’ü son 12 ayda gerçekleşen toplam 4 çıkış bizim için çok önemli bir referans oldu.

Bize duyulan güveni haklı çıkarmak üzere hem Türkiye’de hem de odağımızda yer alan Orta ve Doğu Avrupa ülkelerinde yatırım bekleyen dinamik, yaratıcı ve tutkulu start-up’lara ulaşmak ve başarılı şirketlere dönüşecek doğru yatırımları desteklemek için yoğun olarak çalışıyoruz. Hatta ilk yatırımımızı, AR/VR alanındaki bir girişim olan CY Vision’a yaptık” diye konuştu.

İş Bankası ve TEB, salgın sürecine nasıl adapte olduklarını anlattı

İş Bankası Genel Müdür Yardımcısı Hakan Aran ve TEB Genel Müdür Yardımcısı Aşkın Dolaştır’ın katılımıyla “Değişen Koşullar, Adaptasyon ve Teknoloji ile Rekabetçi Olmak” başlıklı online bir sohbet toplantısı gerçekleştirildi.

GTech, 9 Haziran’da GTech Kurucu Ortağı ve CEO’su Mine Taşkaya‘nın moderatörlüğünde online bir sohbet toplantısı gerçekleştirdi. İş Bankası Genel Müdür Yardımcısı Hakan Aran ve TEB Genel Müdür Yardımcısı Aşkın Dolaştır’ın katıldığı buluşmada içinde bulunduğumuz süreçte değişen koşullar, finans sektörünün adaptasyon becerileri ve teknolojiyle desteklenen rekabet, şirketleri geleceğe taşıyacak veri teknolojileri gibi konular masaya yatırıldı.

Hakan Aran

İş Bankası Genel Müdür Yardımcısı Hakan Aran, şöyle konuştu: “İş Bankası olarak, pandemi öncesinde dijitalleşme konusunda gerçekleştirdiğimiz tüm çalışmaların aslında bizi bu salgına da hazırlamış olduğunu fark ettik. Bu dönemde ‘asla olmaz’ dediğimiz ne oldu? Düzenleyici kurumun özel iznini gerektiren, bu nedenle de bu kadar sürede asla olmaz dediğimiz uygulamaların pandemi sürecinde çok hızlı bir biçimde hayata geçebildiğine şahit olduk. Örneğin 650-750 kişinin çalıştığı çağrı merkezlerimizde BDDK, internet çıkışı olmamak ve faaliyetleri de banka tarafından izlenebilmek kaydıyla çağrı merkezi çalışanlarının evden çalışmasına bir toplantıda bizleri dinleyip aynı günün akşamı izin verdi. Biz de bu karar çerçevesinde 1.000 bilgisayarı süratle satın alıp, kurulumlarını yaparak çağrı merkezlerimizde çalışan arkadaşlarımıza dağıttık. Kurulum dahil bu işlemlerin gerçekleşmesi bir hafta gibi oldukça kısa bir sürede halledildi. Daha önce sorsanız asla olmaz derdim. Bunun dışında pandemi döneminde neler değişti? Öncelikle müşteri davranışları elbette. Bu nedenle yapay zeka modellerinin de yeniden düzenlenmesi gerekti, bu alana yatırımın önemli olduğunu düşünüyorum. Ayrıca açık bankacılık ve uzaktan erişimin gerektirdiği siber güvenlik yatırımları çok hayati hale geldi. Mobil ve temassız ödemenin birleşmesi konusu da önem kazandı, yaygınlaştı, bu alana yatırımlarımız sürecek. Gelecek büyük veriyi doğru kullanmaktan; veri çeşitliliğini sağlamak, dış veriyle zenginleştirmek ve bunu yapay zekayla destekleyerek iş süreçlerini dijital platformlara taşımaktan geçiyor. Diğer taraftan bu süreçte liderlik tarzlarında ve organizasyonel yapılarda da değişiklikler oluyor, hiyerarşi ve hiyerarşi katmanları gittikçe azalıyor. Yapı daha yatay bir organizasyona dönüşüyor, iş yerinde fiilen bulunmaya ve insanları fiilen kontrol etmeye yönelik bütün tedbirler önemini yitiriyor. Bankacılık sektöründe önümüzdeki dönemde müşteri davranışı ve ilişkileri açısından yapay zeka modelleri ile desteklenen açık bankacılık ve dijital ticaret platformları, siber güvenlik, mobil ve temassız ödeme teknolojileri ön plana çıkacaktır.”

Aşkın Dolaştır

TEB Genel Müdür Yardımcısı Aşkın Dolaştır ise “Pandemi sürecinin en başında çalışanlarımızın ve müşterilerimizin sağlığına öncelik vererek, hizmet kalitesinden ve sürekliliğinden ödün vermeden operasyonlarımızı yeni normal düzene adapte ettik. Müşteri tarafından baktığımızda da dijital tarafta farkı gözlemleyebiliyoruz. İnternet bankacılığı, mobil bankacılık ve atm kullanımında kısa sürede sıçrama yaşandı. Pandemi süreci bize şunları gösterdi ki iyi veri alt yapısına sahip olmak, görselleştirme, mobilleştirme ve çoklu lokasyona sahip bir operasyon iş sürekliliğinde büyük katkı sağladı. Geleceğe yönelik yatırımlarda pandemi sürecindeki etki analizlerini doğru yaparak, sonrasındaki etkileri doğru tahmin etme yeteneğine ulaşabilmek için yeni stratejiler belirlememiz gerek. Bu süreçte bankacılık faaliyetleriyle ilgili raporlar da daha sık alınır hale geldi. Bu bizim çalışma düzenimizde daha önce rastlamadığımız bir durumdu. Fakat daha önce veri ve yasal raporlama konusunda GTech desteği ile yapmış olduğumuz yatırımlarımız ile bu konuyu kolaylıkla çözebildik. Diğer taraftan bundan sonraki süreçte şirketler, stratejilerini müşterilerini merkeze alarak yapmalıdırlar. Ayrıca şirketler açısından çevre ve sosyal sorumluluk projeleri daha çok önem kazanacak. Biz de buna yönelik çalışmalar yapıyoruz. Sektörün de bu değerlere paralel projeler üretmesi gerekiyor.” dedi.

Agrinte: Tarımsal ürünleri analiz edip raporlayan yapay zeka odaklı girişim

Ekim 2019’da İş Bankası’nın tarım girişimciliği yarışmasını kazanarak Workup’ın altıncı dönemine girmeye hak kazanan Agrinte, tarımsal sensör verileri ile ürün gelişimi ve hastalıkları üzerine yapay zekaya dayalı tahminsel analiz yapan teknoloji sistemi sunan bir girişimdir.

Umut Öztürk ve Aykan Alakoç tarafından 2019 yılında Bursa’da kurulan girişim, ürünleşmiş seviyede olup ve B2B olarak hizmet vermektedir.

Agrinte olarak öncelikle, çiftçi ve çiftçi ile temasta olan tüm işletmelerin iletişim platformu olmak ve IOT çözümler ile arazilerden anlık toprak kondisyonu (ph, nem, ısı vb.) hava sıcaklığı, rüzgar yönü, rüzgar şiddeti yağmur sıklığı, şiddeti başlıca olmakla birlikte bunun gibi birçok veri toplanması ve daha sonrasında raporlamaları sayesinde yetiştirilen ürünler ile alakalı alınması gereken önlemler konusunda bilgilendirme yapıyor. Ani ortaya çıkan hastalıkların ve zararlıların tahmin edilmesi gibi çözümler sayesinde de işletmelerin veya çiftçilerin operasyonel daha doğru karar verebilecekleri bir zemin oluşturmak istiyor.

Agrinte bir tarım teknolojileri girişimidir. Özellikle ülkemiz geleceğinde çok kritik bir rolü olacak tarım sektörü ile alakalı teknolojiyi kullanarak iyileştirmeler ve fayda oluşturabilmek üzere çözümler sunmak için çalışmalar yapıyor. Çözümlerini bütünsel bir faydaya dönüştürebilmek, bu sektöre kendini adamış, ekmeğini buradan kazanan emekçi çiftçiler için çok önemli bir durum olarak karşımıza çıkıyor.

Kurucu ortaklardan Ayhan, hedefleriyle ilgili şunları söyledi: “Öncelikle yerel hedeflerimiz içerisinde, Tarım sektörü bünyesinde iletişim yönetimi yapılabilen istatistiklerin yönetildiği bütünsel bir yaklaşım ile tarımsal faaliyet gösteren işletmelerin ve çiftçiler arasında bir iletişim platformu olmak istiyoruz. Daha sonrasında tabiki global pazarda da kendimize yer bulmak için çalışmalarımıza başlayacağız.”

Girişimle ilgili yeni gelişmeler oldukça sizlerle paylaşmaya devam edeceğiz.

Facebook, Messenger Kids’i Türkiye’deki ebeveynler ve çocuklar için hayata geçiriyor

Facebook’un çevrimiçi güvenlik, çocuk gelişimi ve medya uzmanlarından oluşan Gençlik Danışmanları (Youth Advisors) ekibinin geliştirdiği Messenger Kids ilk kez 2017 yılında, çocuklarının arkadaşları ve aile bireyleriyle eğlenceli ve kontrollü bir ortamda bağlantı kurmasını isteyen ebeveynlere yönelik bir platform olarak faaliyete geçti. Ücretsiz görüntülü sohbet ve mesajlaşma uygulaması, aynı zamanda Türkiye’de sosyal mesafe uygulamalarının devam ettiği ve yaz tatilinin yaklaştığı bu süreçte ebeveynler için oldukça etkili bir çözüm sunuyor.

Ebeveyn kontrolü özelliklerinin ön planda olduğu, ancak Türkiye’deki çocuklara çevrimiçi ortamda nasıl bilinçli bir şekilde bağlantı kurabileceklerini de göstermeyi hedefleyen bir hizmet sunmak isteyen Facebook, Çocuk ve Bilgi Güvenliği Derneği Başkanı Prof. Dr. Betül Ulukol’a danışarak Messenger Kids’in Türkiye lansmanı öncesinde Ulukol başkanlığında bir ebeveyn yuvarlak masa toplantısı düzenledi. Facebook Orta Doğu, Afrika ve Türkiye Çevrimiçi Güvenlik Politikaları Başkanı Sylvia Musalagani’nin de katıldığı toplantıda ebeveynlerin uygulama ile ilgili görüşleri, soruları ve endişeleri dinlendi.

Musalagani’nin uygulamanın sadece yakın arkadaşlar, aile bireyleri ve ebeveynlerin onayladığı kişilerle etkileşime izin verdiği ve uygulamada reklamların yer almayacağı yönündeki açıklaması Türkiye’deki ebeveynler tarafından oldukça olumlu bir şekilde karşılanırken, ebeveynlere çocuklarının uygulamayı hangi günlerde ve saat aralıklarında kullanabileceğini belirleme fırsatı sunan Uyku Modu da büyük ilgi gördü.

Facebook Orta Doğu, Afrika ve Türkiye Bölge Başkan Yardımcısı Derya Matraş, “Kendim de bir ebeveyn olarak, çocuklarım çevrimiçi ortamda arkadaşlarıyla bağlantı kurarken ve iyi zaman geçirirken onların güvenliğinden endişe duymamanın ne kadar zor olduğunu çok iyi biliyorum. Bu nedenle, çocuklara güvenli, yaşlarına uygun ve arkadaşlarıyla iletişim kurarken aynı zamanda öğrenebilecekleri ve dijital dayanıklıklarını ve dijital vatandaşlıklarını geliştirebilecekleri bir alan sunmayı hedefleyen Messenger Kids’i Facebook olarak Türkiye’de hayata geçiriyor olmaktan büyük mutluluk duyuyorum.”

Messenger Kids ile ilgili konuşan Facebook Türkiye Kamu Politikaları Başkanı Çağatay Pekyörür de, Facebook’un çocuklara sevdikleriyle bağlantı kurabilecekleri bir alan sunarken aynı zamanda onları platformlarında güvende tutma konusuna verdiği öneme değindi. “3 milyardan fazla insandan oluşan bir topluluğa sahip olan bir sosyal medya şirketi olarak, insanlara bağlantı kurabilecekleri ve kendilerini özgürce ifade edebilecekleri güvenli bir alan sunma görevimizin her zaman farkında olduk. Her ne kadar Facebook ve Instagram gibi uygulamalarımız 13 yaşından küçük çocuklar için tasarlanmamış olsa da, ebeveyn kontrolünü sağlarken aynı zamanda çocuklara çevrimiçi alanda bilinçli bir şekilde bağlantı kurabilmeyi öğretecek bir platform kurma fikri her zaman aklımızın bir köşesinde vardı. Bu doğrultuda, çevrimiçi güvenlik, çocuk gelişimi ve medya uzmanları danışmanlığında 2017 yılında Messenger Kids’i hayata geçirdik.

Geçtiğimiz iki yıl boyunca, dünyanın dört bir yanındaki ebeveynlerle ve uzmanlarla diyaloglarımıza devam ederek tüm aileler için kullanışlı olacak bir mesajlaşma uygulaması geliştirdiğimizden emin olduk. Koronavirüs pandemisi ve tüm yaz devam edecek sosyal mesafe uygulamaları ile de birlikte, bu ‘dijital oyun alanı’nı Türkiye’deki ailelerle de paylaşmanın zamanının geldiğine inanıyoruz.”

Prof. Dr. Betül Ulukol, “Çocuklarımızın çevrimiçi güvenliğinden öncelikle biz ebeveynler sorumluyuz. Çocuklarımız interneti ve yeni medya uygulamalarını kullanırken onlara güvenli bir ortam oluşturmak, bu ortamdaki etkinliklerini izlemek ve olumsuz bir durumla karşılaştıklarında da en doğru müdahaleyi yapmak bizlere düşüyor. Bu bağlamda ebeveynlerin çocuklarının olduğu kadar kendilerinin de interneti güvenli ve etkin kullanabilmeleri için dijital okuryazarlık becerilerini geliştirmeleri, çocuklarına örnek olacak davranışlar sergilemeleri son derece önemli ” dedi.