Ana Sayfa Blog Sayfa 687

Kullanıcı oryantasyonu ürünü UserGuiding, Collective Spark liderliğinde 1.1 milyon dolar yatırım aldı

Küresel pazardaki payını artırmak, ürün geliştirme kabiliyetini iyileştirmek ve ekibini büyütmek için kurulan yerli girişim UserGuiding, tohum turda 1.1 milyon dolar yatırım aldığını duyurdu.

Collective Spark liderliğinde gerçekleşen yatırım turuna; Galata Business Angels ve Angel Effect’e ek olarak, Türkiye ve Avrupa’nın önde gelen melek yatırımcıları da katılım gösterdi. UserGuiding’in tohum öncesi (pre-seed) yatırım turu 11 ay önce yine Collective Spark liderliğinde gerçekleşmişti.

Osman Koç ve Muhammet Enginar tarafından kurulan UserGuiding, web uygulamalarının kullanıcı oryantasyonlarını iyileştirerek değer önerilerini daha hızlı ve kolay bir şekilde göstermelerine yardımcı oluyor. İlk günden itibaren “no-code” yaklaşımı ile geliştirilen UserGuiding, ürün ekiplerini müşterilerine daha iyi deneyimler sunmak için en iyi dijital benimseme çözümüyle güçlendirmeyi hedefliyor.

Odaklandıkları çözüm: Kullanıcı Oryantasyonu

Lise günlerinin dostluğu ve hayal ortaklığı ile bir araya gelen Osman ve Muhammet, mezun olduktan sonra girişimcilerin fikirlerini gerçeğe dönüştürmeye yardımcı olmak için bir startup ​​stüdyosu kurdular. Bu süre zarfında kurucular, birçok web uygulaması geliştirdi. Kolay bir şekilde çözemedikleri konularının başında ise “kullanıcı oryantasyonu” gelmekteydi.

İkili, 10’un üzerinde farklı proje tamamladıktan sonra, ürün odaklı girişimlerini kurmak için San Francisco’ya gitmeye karar verdi. Burada, yıllarca Google’da çalışmış bir arkadaşları tarafından kendilerine bir iş teklifi yapıldı. Üzerinde çalıştıkları şirketin ürününü incelerken bir “aha” (aydınlanma) anı yaşadılar. Teknik geçmişi olmayan çalışanların da kolay bir şekilde kullanabileceği bir kullanıcı oryantasyonu ürünü geliştirmeye başladılar.

Girişimin kurucu ortağı ve CEO’su Osman Koç, “No-code devrimi çoktan başladı. GPT-3, ortaya çıkardığı olanaklarla bizi büyüledi, Airtable bizi 10 kat daha verimli hale getirdi ve Webflow kusursuz web siteleri oluşturmamıza yardımcı oldu. On yıl, belki de daha kısa bir sürede uzun ve kompleks kodlama gerektiren işler için bir satır bile kod yazmayacağız. Tam bu noktada, ‘no-code’ kullanıcı oryantasyonu denildiğinde ilk akla gelen platform olmayı hedefliyoruz. İnsanların web uygulamalarına eklemeyi istedikleri tüm değişiklikleri basit bir arayüz aracılığıyla ve kod yazmadan yapabilecekleri bir ürün olmaya çalışacağız. Çözümümüzü kullandığınızda, web uygulamalarınız sanki WordPress veya Wix ile oluşturulmuş gibi çevik olacak, istediğiniz eklemeleri ve değişiklikleri özgürce yapabileceksiniz.” dedi.

UserGuiding, Workup Girişimcilik Programı’nın üçüncü dönemine kabul edilmişti.

UserGuiding ile 2018 yılında ürettiğimiz video içerik

Eğitim ücretini iş bulduktan sonra alan online kodlama kursu Lambda School, 74 milyon dolar yatırım aldı

Günümüz eğitim modeline yeni bir soluk getiren ve çevrimiçi bilgisayar dersleri sunan Lambda School, SpaceX gibi büyük şirketlere fon sağlayan ve yalnızca geleceği yeniden şekillendirebileceklerine inandıkları girişimlere yatırım yapan Gigafund liderliğinde 74 milyon dolar yatırım aldı.

Yüklü bir okul ücreti ödenmesine rağmen mezuniyet sonrasında  iş bulma garantisi sunmayan birçok lisans eğitiminin verilmesi ve iş bulma sıkıntısı yaşayan birçok öğrenci olduğu düşüncesi ile yola çıkan Lambda School, online bilgisayar dersi almak isteyen öğrencilerden öncelikle bir eğitim ücreti talep etmiyor.

Bu girişimin ödeme modeli ise öğrencilerin iş bulmaları sonrasına dayanıyor. Yıllık 50.000 dolar ve üzerinde bir kazanç elde ettikleri bir iş bulduktan sonra, kazançlarının yaklaşık yüzde 17’sini iki yıl boyunca Lambda School ile paylaşmaları bekleniyor. Çevrimiçi derslerde iddialı oldukları gibi , dersler sonrasında öğrencilere iş bulunabilmesi adına destek ve teşvikte de bulunuluyor. Alınan eğitime rağmen, eğitime takiben iki yıl içinde bir iş bulunamaması durumunda öğrencinin ders ücretini ödemekten muaf tutulduğu da şirketin belirlediği politikalar çinde yer alıyor.

Şirket CEO’su Austen Allred’in Lambda School sayfasında yayınladığı açıklamada COVID-19 krizinin öğrencileri yüklü miktarda okul ücreti ödedikleri üniversitelerde aldıkları eğitimin kalitesini sorgulamalarına ve online derslere teşvik ettiğinin altını çiziyor. Şu an içinde web geliştirme kursları ve veri bilimi hakkında dersler sağlayan Lambda School , pandemi nedeniyle  uzaktan eğitim trendi sayesinde  yükselişe geçtiğini ve bu global krizden karlı çıkabilmek adına iş bulma garantisini ve ders içeriğini geliştirmeye çalıştıklarının altını çiziyor. Bu araştırma ve geliştirmenin ardından online eğitime rağmen fiyat düşürmeyen üniversite öğrenimlerinin öğrencileri zor duruma sürüklemesinin yattığını belirtiyor.

CreatorStation kurucusu Cem Özkaynak ile Influencer olmak ve markaların Influencer’larla çalışmasını konuştuk

Türkiye’nin en popüler YouTuber’larının yer aldığı ajans CreatorStation kurucusu Cem Özkaynak ile güzel bir video içerik ürettik. Hem CreatorStation’la ilgili hem de Influencer Marketing’le ilgili bilgiler verdi.

Özellikle son dönemlerde birçok kişinin aklında “Nasıl YouTuber olunur?” sorusu dolaşmaya başladı. Bu konuyla ilgili sevgili Cem, bilgilendirici açıklamalarda bulundu. Ayrıca Influencer kavramının da hayatımıza girdiği yine bu son dönemde markalar, Influencer’larla nasıl çalışabilir ve neden çalışmalı konusunda da yine güzel bilgi verdi.

Cem Özkaynak ile CreatorStation

Bir girişimcinin 6 bin dolarlık dolandırılma hikayesi

Türkiye’de girişim ekosisteminde olup bitenleri olabildiğince sizlerle paylaşmaya çalışıyoruz. Bu paylaşımlar üzerinden siz de bu içerikleri okuyup, daha bilinçli olabilir, bazı olumsuz durumları yaşamadan önlem alabilirsiniz.

Bu paylaşımlar girişimin kurucu ortağı Göksel Öztürk‘ün kendi twitter hesabında herkese açık olarak paylaşılmıştır. Twitter’da bazı anlam hataları olduğundan, aşağıdaki alıntılarda girişimcinin kendisi tarafından düzeltme yapılmıştır.

Bugünkü dersimiz: Süreci doğru izleme ve toplum mühendisliği

Girişimcilik zor bir süreçtir. İlk müşteri görüşmeleri yapma, ilk faturayı kesme ve gelirleri artırma gibi birçok yoldan geçiyor. İnişleri hızlı, çıkışları yavaş olan bir süreçtir, girişimcilik. Zorlu süreçlerin arasına bazen ne yazıkki, kötü niyetli insanlar da dahil olabiliyor.

Şimdi sizlere Lonca Girişimcilik Merkezi’nin dördüncü dönemine seçilen girişimlerden Biprojeksiyon.com‘un İzmir‘e ürün satışı gerçekleştirmek isterken başından geçen bir olayı anlatacağız. Burada hem kötü niyetli M. adında bir şahıs hem de adını bizim dile getirmek istemediğimiz bir kargo şirketinin önemli bir ihmali var.

Umarızki bu içerikten sonra tüm kargo şirketleri, ürün teslim alma esnasında artık çok net olurlar ve tüm süreçlerini yeniden gözden geçirirler. Dile getirdiğimiz gibi biz kargo şirketinin adını gizli tutacağız.

Göksel Öztürk‘ün kurucusu olduğu biProjeksiyon, günlük hayatta kullanım yoğunluğu düşük ve satın alma maliyeti yüksek olan, dolayısıyla pek hazırda bulun(durul)mayan projeksiyon cihazlarının kiralama veya satış yöntemiyle hizmete sunulmasını sağlıyor.

Sonraki tweetleri yazı olarak paylaşmaya devam ediyoruz.

“Olayı en baştan, tüm delilleriyle anlatayım. Sahibinden’de listelediğim 15.000 ansilümen üst segment projeksiyon için İzmir’den bir alıcı aradı. İstanbul’a gelme imkanı olmadığını, İzmir’de tanıdığım bir adres varsa oradan test ederek alabileceğini söyledi. Gayet normal…”

“Hassas bir ürün olduğu için kargoya verme çekincemi belirttiğimde Kargo Şirketi’nde tanıdığı yetkili olduğunu, ilgileneceklerini, şubeye teslim göndermemin daha sağlıklı söyledi. Bu teklifini kabul etmeyerek, “ek ücretini” de ödeyip, İzmir’deki iş ortağım ve arkadaşım olan Servet beyin ADRESİNE TESLİM şeklinde gönderebileceğimi belirttim”

“Alıcının, kargo sürecine müdahil olma teklifinden rahatsız oldum.. 17 Ağustos 2020 pazartesi kargo yola çıktı. Ara ara takip ediyorum. 19 Ağustos sabahı baktığımda … kargo … şubesine gelmiş. Ama ne göreyim, kargo şubeden teslim alınmış?”

“Önce şubeyi aradım, kargomuz adrese teslim edilecekti bir yanlışlık olmasın dedim. Servet bey adına teslim alınmış dediler. Ardından kıymetli dostum/abim Servet beyi aradım, belki bi ihtimal ürün ağır olduğundan şubeye çağırmışlardır diye hayır o da almamış. Olay şimdi başlıyor!”

“Şubeden kargo teslim tutanağını ve kamera kayıtlarını temin ettik. Teslim tutanağında göreceğiniz üzere, alıcının kimlik türü işaretlenmemiş? Çünkü kimlik alınmamış! TC. Kimlik no kısmı bile bi zahmet doldurulmamış (!) Ürünü benden satın almak isteyen kişi veya onların adamı sahte bir kaşe ve imzayla 6.000 dolarlık ürünü alıp gitmiş.”

Girişimcinin aklında iki soru var:

“Adrese teslim bir kargo, üstelik kimlik olmadan, şubeden nasıl teslim alınabilir?

İhmal mi, iş birliği mi? Dolandırıcı neden bu firmayla göndermemi istedi?”

Burada girişimcinin başından ciddi bir dolandırıcılık olayı geçmiş. Yazımızın başında “toplum mühendisliği” demiştik. Toplum mühendisleri; şifrelerin, hackerların, anahtarların açamadığı kapıları insan ilişkileri sayesinde basitçe açabilir. Siz yüksek güvenlikli bir yere sahip olabilirsiniz ancak kapıdaki güvenlik ile kurulacak doğru bir diyalog ve onun zaafından faydalanılarak bir çok kapıyı rahatça açabilirsiniz. Bazen şirket sırlarını bir yemekte sizinle samimi iletişim kuran birine verebilirsiniz. Bu konuda çok dikkatli olmalısınız.

Edindiğimiz son bilgilere göre; kargo şirketi bu sorunun tam anlamıyla arkasında olduğunu, önümüzdeki Çarşamba gününe kadar tespit edilen kamera kayıtları üzerinden hukuki olarak o kişiye ulaşmaya çalışılacakmış. Eğer sorun çözülemezse de, girişimcinin zararının karşılanacağı bildirilmiş. Kargo şirketini arkasında durduğu bu durumdan ötürü de tebrik ederiz.

Zorlu süreçlerden geçen girişimcilerin yaşadığı sorunları; ders çıkarmanız ve yaşamadan edinilen tecrübe olması maksadıyla sizlerle paylaşmaya devam edeceğiz.

Şirketlerdeki departmanlar arasında iletişim sağlayan BeaTrust, 2.83 milyon dolar yatırım aldı

Ortak bir platform aracığıyla ortak ilgi alanlarına sahip ve birbirini tanıma fırsatı bulamamış çalışanların tanışmasını sağlayan Tokyo merkezli BeaTrust, 2.83 milyon dolarlık yeni bir tohum yatırım aldı.

Yatırım turuna; CyberAgent Capital liderliğinde; DNX Ventures, STRIVE, One Capital, Delight Ventures, PKSHA/SPARX Algorithm 1st ve Mizuho Capital katıldı.

Şirketin ortak kurucularından olan Kunio Hara, şirketin bir diğer ortak kurucusu olan Masato Kume ile Google ‘da tanışmadan önce Tokyo ve Silikon Vadisinde Sumito Corporation, Softbank, Silicon Graphics ve Microsofta çalışmış; Kume ise  Asatsu-DK’da bir göreve sahip olmuştur. Google’s tools aracığıyla startup şirketlerini ölçeklendiren Hara ve Kume, Amerika ve Japonya’daki çalışma deneyimlerine dayanarak şirket içinde departmanlar arası yardımlaşmanın bir gereklilik olduğunun farkına varmışlardır. Japon şirket kültürlerindeki bu eksiklikten ötürü, kendi ülkelerindeki büyük çaplı şirketlere bu modeli nasıl getireceklerini düşünmeye başlayarak BeaTrust’ın adımlarını atmışlardır.

Girişimin kurucularından olan Kunio Hara yaptığı açıklamada Google’da şirket misyonu olarak kültürel inovasyonun artırılması adına dijital bir platforma ihtiyaç duyulduğunu vurgulamıştır. Japonya’daki şirket kültürünün hiyerarşiye ve katı kuralları bağlı olmasından ötürü departmanlar arasında yardımlaşmanın sağlanmasını engelleyen bu kültürün değişmesi gerektiğini düşünmüşler; büyük bir şirket içinde birbirinden farklı departmanlarda çalışmasına rağmen benzer hobileri, ortak ilgi alanları olan kişilerin birbirlerini bulmasına ve belirli bir proje üzerinde ortak çalışmasına dayanan bu girişimi oluşturmuşlardır.

3 yıl önce Japonya’da kurulan bir diğer platformlardan olan Slack ve benzeri uygulamalar (Microsoft Teams, ChatWork) şirket içindeki grupların birbirini keşfetmesini sağlarken; BeaTrustın onlardan farkı benzer ilgil alanları olan insanların birbiriyle tanışarak ortak bir çalışma ilişkisini kurmak olmuştur.

Şu an için BeaTrust önceliği Japonya’da görse de pandemi sebebiyle bu duruma alışkın olmayan Avrupa Birliği’nde ve Asya’da yer alan büyük çaplı şirketlerdeki çalışanların motivasyonunu ve verimliliğini artırmak ve o pazara girmek için işlerini büyütmeyi hedeflediklerini açıklamıştır.

IoT odaklı çözümler üreten Bren, Alesta’dan 5 milyon TL değerleme ile yatırım aldı

Son zamanlarda yatırımlarıyla dikkatleri üzerine toplayan Alesta, yüksek büyüme potansiyeli olan teknoloji girişimlerine yatırım yapmaya devam ediyor. Bu strateji doğrultusunda Bren‘e 5 milyon TL değerleme üzerinden yatırım yaptığını duyurdu.

Bren, Bren STM ürünü ile endüstride, özellikle buhar teknolojilerinde kullanılan kritik öneme sahip mekanik ekipmanları, yapay zeka tabanlı, kendi enerjisini üretebilen kablosuz sensörler ve endüstriyel IoT teknolojisi ile takip ederek müşterilerine enerji, bakım ve zaman tasarrufu sağlıyor. İşletmelerin doğalgaz ve kömür yakıt maliyetlerinde yüzde 5-15 arasında tasarruf sağlamayı hedefleyen bu yenilikçi teknoloji karbon salınımını ve ekipman kaynaklı arıza risklerini önemli ölçüde azaltabiliyor.

Kritik öneme sahip mekanik ekipmanlara entegre ettikleri endüstriyel IoT cihazlarıyla müşterilerinin sistemlerinden gerçek zamanlı veri alarak sistem performans takibi, enerji kazanım ve kayıp miktarları, arıza durumları hakkında anlık veri sağlıyorlar. Petrol&Gaz, Demir&Çelik, İlaç, Gıda, Kağıt, Ambalaj Kimya, Enerji, Tekstil, Otomotiv gibi birçok sektöre çözüm sunan Bren, yenilikçi teknolojisi ile ölçeklenebilir bir pazarda yeni ürün segmentleri geliştirmeye de devam ediyor.

Bren, Esnek Hibrit Nanojeneratör teknolojisi ile sensörlerin veri atması için gerekli enerjiyi üretebilen, atık ısı ve/veya titreşimleri elektrik enerjine çevirebilen nanojeneratör teknolojisi ‘’Flexible Hybrid Nanogenerator’’ için uluslararası patent sahibidir. Bu patente atıfta bulunarak enerji üretim modülü için patent başvurusu yapılmış ve üretim süreçlerinde buhar teknolojilerini kullanan firmalara enerji verimliliği ve sistem takibi sağlayan yapay zeka tabanlı kendi enerjisini üretebilen kablosuz sensör teknolojisi için de Türk Patent Enstitüsü’nde patenti yayınlanmıştır.

Ulusal ve uluslararası programlarda gösterdikleri başarıyla ilerleyen Bren firmasının ayrıca Polonya’da Avrupa Birliği’nden aldıkları destek ile kurdukları yurtdışı ofisi bulunmaktadır.

Deepfake uygulaması Impressions, Teknasyon’dan 600 bin dolar yatırım aldı

Deepfake teknolojisi, farklı bir yüz üzerinde konuşma, gülme gibi yüz ifadelerini yüksek gerçekliğe sahip şekilde taklit ederek sanal videolar üretilmesini sağlıyor. Son yıllarda hızla gelişen bu tekniğin kullanıldığı uygulama Impressions ise, kullanıcıların çektikleri bir video üzerinden mobil platformlarda deepfake yapıp bir ünlünün yüzüne sahip olmalarını sağlayan dünyadaki tek uygulama konumunda olduğu söyleniyor.

2019 Ağustos’ta San Francisco’da başlayan bu girişimin kurucuları Murat Deligöz, Ari Bencuya ve Emrah Gündüz deepfake’i yıllardır takip ettiklerini ve Impressions’ı tamamen eğlence amaçlı kurduklarını söylüyorlar. Impressions, edindiğimiz bilgi doğrultusunda yatırımlarıyla dikkat çeken Teknasyon‘dan 600 bin dolar yatırım aldı.

Uygulama; kullanıcıların kendilerini farklı şekillere sokabilmelerine, arkadaşlarına seçtikleri bir ünlünün yüzüyle videolu mesaj göndermelerine, bir film sahnesini tekrar canlandırmalarına veya istedikleri ünlünün görüntüsünde şarkı söyleyebilmelerine olanak sağlıyor. İlk kez deneyenleri oldukça şaşırtan Impressions kullandığı teknolojiyle de dikkat çekiyor.

Normalde deepfake videolarının hazırlanmasının haftalar sürdüğünü ve oldukça maliyetli olduğunu; 2-3 dakikalık bir video için 8-10 güne ihtiyaç duyulduğunu; Impressions olarak bu süreyi ilk önce saatlere, daha sonra da 2-3 dakikaya kadar indirdiklerini belirten CEO Murat Deligöz; şimdiki amaçlarının ise bu teknolojiyi gerçek zamanlı olarak uygulamak olduğunun altını çiziyor. AppStore’daki tüm ülkelerde yer alan Impressions, Şubat ayından itibaren herhangi bir pazarlama aktivitesi olmadan 300 bin indirilmeyi geçmiş durumda. Yeni sürüm üzerinde çalışmaya başladıklarını, en yakın zamanda ülke bazlı ünlüleri de bünyelerine katıp yerelleştirme ve iyileştirmelerle daha çok kullanıcıya ulaşmayı planladıklarını anlatan Murat Deligöz, aldıkları yatırım sayesinde gerekli pozisyonlarda ekibi güçlendirerek daha da hızlı büyüyeceklerini belirtiyor.

Gerçekleştirdikleri yatırımı değerlendiren Teknasyon Yazılım Kurucu Ortağı Burak Sağlık; Deepfake teknolojisinin geleceği bizi çok heyecanlandırıyor. Impressions ekibi orijinal ve benzersiz bir teknoloji ortaya koymuş. Yakın gelecekte bu teknoloji ile çok daha farklı iş fırsatlarının bizi beklediğini görebiliyoruz. Bunun yanı sıra, kullanıcılarının Impressions’a olan sevgisi de bizi çok etkiledi. USA başta olmak üzere, evrensel pazarlama çalışmalarıyla harika sonuçlar elde edeceğiz.

ikas, 45 milyon TL değerleme ile QNBEYOND Ventures’dan yatırım aldı

2018 yılında Mustafa Namoğlu, Ömercan Çelikler, Tugay Karaçay ve Umut Ozan Yıldırım tarafından Ankara’da kurulan ve sizlerle ilk kez Haziran 2019 paylaştığımız yerli girişim ikas, 45 milyon TL değerleme ile QNBEYOND Ventures‘dan yatırım aldı.

ikas; perakendecilerin e-ticaret, pazar yeri ve fiziksel mağazalarını tek bir platformdan yönetebilmelerini sağlıyan bir girişimdir. “işleri kolaylaştırıyoruz” mottosuyla bugüne kadar çok kanallı ticaret yapmak isteyen 3000’den fazla perakendecinin büyümesine yardımcı oldu.

QNBEYOND Hızlandırma Programı’nın ikinci döneminde yer alan ikas, son 6 ayda, aylık yüzde 25 büyüme başarısı gösterdi. 2021 itibarıyla da globalde adından söz ettiren bir ticaret platformu olmayı hedefliyor.

ikas kurucu ortağı ve CEO’su Mustafa Namoğlu yaptığı açıklamada “Covid-19’a rağmen hızlı büyüyoruz fakat beni en çok gururlandıran şey içerde yarattığımız ekip ruhu ve şirket kültürü. Hedefimiz 10 sene içerisinde Türkiye’den çıkmış en başarılı teknoloji şirketi olabilmek.” dedi.

QNBEYOND Ventures yönetici ortağı Özge Öz “ikas’ı uzun zamandır takip ediyorduk ama hızlandırma programımız sayesinde ekibin çalışma azmi ve vizyonlarına tanık olduk. Onların bu yolculuklarında yanlarında olabilmek bizim için büyük mutluluk ve gurur.” dedi.
Büyüme stratejisi doğrultusunda içerik pazarlamasını da etkin kullanan ikas ekibi, Kolay Değil ve E-Ticaret Türkiye YouTube kanallarında perakende, e-ticaret ve girişimcilik konularında faydalı içerikler üretiyor.

Bu yatırım ile QNBEYOND Ventures, üçüncü yatırımını yapmış oldu. Hatırlarsanız daha öncesinde Kassa ve KolayBi‘ye de yatırım yapmıştı. Yeni yatırımlar oldukça sizlerle tüm gelişmeleri paylaşmaya devam edeceğiz.

Kamera görüntülerini anlık işleyen ve akıllı çözümler üreten Cameralyze, 1 milyon TL yatırım aldı

Kamera görüntülerini analiz ederek, elde ettiği sonuçlarla önerilerde bulunan yapay zekâ destekli sanal asistanları geliştiren yerli girişim Cameralyze, doğrudan aldığımız bilgi ile İlker Anjel, Alper Eşkinazi, Marsel Behar’ın içerisinde yer aldığı melek yatırımcı grubundan 1 milyon TL yatırım aldı.

Cameralyze, mevcut kameralar üzerinden resim işleme teknolojisi ile akıllı çözümler sunarken donanım maliyetlerinin önüne geçiyor. Edindiğimiz bilgilere göre girişim; Müşteri ve müşteri davranışını analiz ederek mağaza verimliliğini arttıran, çalışan performansını ölçümleyen, iş güvenliğinin ihlallerini denetleyen ve bunları raporlayan çözümlere ilave olarak anlık kişi sayısı, sosyal mesafenin korunması gibi salgın dönemine özel ekledikleri ürünleriyle büyümesini ve çalıştıkları marka sayısını arttırmaya devam ediyor.

Cameralyze’ın hikayesi

Girişimin kurucusu Ufuk Dağ yatırımla ilgili egirişim’e verdiği özel demeçte; “Alınan yatırımla yeni ürünler ekleyerek büyümemize yurt içinde devam ederken operasyonlarımızı yurt dışına taşımak için faaliyetlerimize başlayacağız.” dedi

Cameralyze, Workup Girişimcilik Programı’nın beşinci dönemine seçilen girişimler arasında yerini almıştı.

Cognitiwe: Üretim ve perakende sektörüne yönelik görüntü işleme çözümleri sunan yerli girişim

Cognitiwe, iş güvenliği, kalite kontrol, akıllı stok takibi gibi birçok alanda yapay zeka destekli video analiz çözümü sunan bir girişimdir.

Mete Bayrak ve Attila Algan tarafından kurulan Cognitiwe, 12 yıllık bir şirket olan ve kurumsal video çözümleri sunan şirket Motiwe içerisinden doğdu.

Cognitiwe, özellikle üretim ve perakende sektöründe Türkiye ve MEA bölgesinde müşterilere ulaşıyor. Microsoft yönetilen ISV iş ortaklarından olan girişim; Migros, Metal Sanayicileri İş Veren Sendikası, Borusan Mannesman gibi kurumlara projeler sunuyor. Cognitiwe ürünü mevcut standart CCTV kameralardaki görüntüleri platform içerisinde her geçen gün çeşitlendirdiği yapay zeka modelleri ile analiz ettirmenizi ve analiz sonuçlarına göre de belirlediğiniz aksiyonları almanızı sağlıyor.

Ana sektör olarak üretim ve perakendeye odaklı çalışıyor. Üretim sektöründe baret, yelek gibi güvenlik ekipmanlarının kontrolü, sosyal mesafe kontrolü, maske denetimi, tehlikeli alan giriş çıkış kontrolü, kampüs içi forklift denetimi, kalite kontrol gibi birçok başlıkta çözümler geliştiriyor. Perakende alanında ise dünyada ilk olarak meyve sebze reyonlarında gerçek zamanlı teşhir stoğu kontrolü (kasa tanıma, ürün tanıma ve kasa doluluk oranı tahmin etme), raf planogram uyum kontrolü ve stok takibi gibi amaçlarla kullanılıyor.

Cognitiwe’in çözdüğü sorun

Üretim alanında insan hatalarından kaynaklı iş kazalarının önlenmesi, üretim anında gözden kaçan kalite kontrol hatalarının tespiti ve perakende de teşhir stoklarının gerçek zamanlı kontrolü yapılarak müşterilerin ürün bulamamasını engelleme, teşhirde bozulabilecek ürünlerin uzun süre sergilenmesini önleme, biten ürünün anında siparişini verme gibi ihtiyaçlara cevap veriyor.

Girişimin değer önerisi

Kurucular girişimin Microsoft Azure desteği ile geliştirilmiş teknolojik olarak en gücel Yapay Zeka algoritmaları ile beslenen bir çözüme sahip olduklarını dile getiriyor. Geliştirdikleri yapı sayesinde tekrarlanabilen bir satışa sahip bir platform ve ürün satışı yerine aylık hizmet şeklinde ücretlendirme yapıyor.

Ayrıca kurucular rakiplerine karşı en önemli avantajlarının, Microsoft tarafında özel konumda bir çözüm ortağı oldukları için tüm MEA bölgesinde Microsoft’un binlerce satış ve pazarlama ekibi, ‘girişimin kendi ekibi gibi’ ürünü müşterilere ulaştırıyormuş ve aynı zamanda Microsoft geliştirme ekibi içerisinde de girişime bağlantılı çalışan bir kişi olduğundan dolayı her tür yeni teknoloji daha piyasaya sürülmeden deneme ve müşteriye sunma şansı verildiği söyleniyor.

Ürünün kullanımı

Kurucular ürünün nasıl kulladığıyla ilgili; “Ürünümüz müşterinin tercihine göre bulut tabanlı veya yerinde olarak hatta hibrit olarak çalışmaktadır. Çok basit bir yapı ile müşterimiz içerik kaynağını (kamera, kaydedilmiş video veya resim gibi) tanımlayıp içerik içerisinde hangi alanlarda hangi hazır modellerimizi kullanacağını belirleyip işlemi başlatabiliyor. Son aşamada analizler sonucunda ne tür bir çıktı istediğini belirleyebiliyor.” dedi.

Cognitiwe artık egirişim olarak takip ettiğimiz girişimler arasında yerini aldı. Yeni gelişmeler oldukça sizlerle paylaşacağız.