Ana Sayfa Blog Sayfa 602

Bodrum’da erken aşama girişimler için yeni hızlandırma programı: helo! Bodrum

Türkiye’nin dört bir yanında girişimleri yakından ilgilendiren haberleri vermeye devam ediyoruz. Bodrum’da girişimler için yeni bir hızlandırma programı helo! Bodrum kuruldu.

Erken aşama girişimlerin kazanan iş modeline giden yolculuklarında ihtiyaç duydukları iş modeli geliştirme, ekip ve şirket yapılanması, pazara erişim, kullanıcı – müşteri edinimi, yatırıma hazırlık ve yatırım süreçlerinin yönetilmesi aşamalarında çok yönlü desteği sağlamak üzere yola çıkan helo!, girişim hızlandırma ve geliştirme programlarından ilkini Bodrum, İstanbul ve dijitalde eş zamanlı olarak gerçekleştirecek.

helo!, yeni duyurduğu hızlandırma programına kabul edilen girişimlerin ihtiyaçlarını çok yönlü analiz ederek iş modeli, pazarlama, yazılım, ürün geliştirme, satış, hukuk, finans ve daha birçok alanda uçtan uca destekler sunuyor. Yatırım ortaklarının desteği ile program sonunda girişimleri fonlayabileceğini duyuran helo!, 250 Bin Dolar değerindeki ayrıcalıklı girişim destek paketiyle de girişimlerin hayatta kalma sürelerini uzatmak adına çalışmalar yürütüyor.

helo! Bodrum

Mart’ta başlayacak olan girişim hızlandırma ve geliştirme programı helo! Bodrum, Wellness, FinTech, Tarım ve SaaS odaklı girişimler başta olmak üzere, değer yaratma odaklı girişimlerin başvurularını bekliyor. Programın ilk duyurulan paydaşları ise wellness sektörüne önderlik eden “TheLifeCo” ile sermaye piyasaları ve finans sektöründe öncü “Gedik Yatırım”.

Girişimcilik dünyasının deneyimli isimleri ve kurumsal sektör liderlerinin girişimlerin yönetimsel kabiliyetlerini geliştirme ve değer yaratma süreçlerinde mentorluk yapmak üzere girişimcilerle bir araya geldiği helo!, aynı zamanda alanında uzman ‘superhero’ lar ile girişimleri gelişim süreçlerinde destekleyecek. Böylelikle, helo! Bodrum, Ersin Pamuksüzer, Koray Bahar, Dilek Dayınlarlı, Onur Topaç, Barış Özistek, Ayşe İnal, Erhan Topaç, Ali Servet Eyüboğlu, Duygu Öktem Clark gibi kıymetli birçok ekosistem oyuncusunu bir araya getiriyor.

6 ay boyunca iş modeli ve takım geliştirme, pazara çıkış stratejileri, pazar testleri, yatırım süreçlerinin yapılandırılması gibi başlangıç aşamalarından geçecek olan girişimler, program boyunca helo!’nun iş ortağı konumundaki yatırım fonlarıyla da yakın temas halinde olacaklar. Programa destek olan hiVC, Angel Effect, ScaleX Ventures, Boğaziçi Ventures, TechOne, Lima Ventures, 500 İstanbul, 212 girişimlerin erken aşamadan büyüme aşamasına kadar fonlanma ve yatırım süreçlerinin hızlandırılması konusunda aktif rol oynayacaklar; bununla birlikte programın ana ortaklarından Gedik Yatırım da büyüyen girişimlerin halka arz aşamasında yoğun destek sağlayacak.

Bodrum’da girişimcilik dünyasının yeni adresi olan helo! Bodrum kurucu ortaklarından Ersin Pamuksüzer: “Erken aşama girişimlerin belirsizliklere karşılık kazanan iş modeli geliştirme yolculuklarında ihtiyaç duyduğu tüm araçları ve yapıları bir araya getiriyoruz. Girişimler hayallerine doğru emin adımlarla yürürken başta iş modeli olmak üzere birçok konuda destekleyici yol arkadaşı olarak onlarla birlikte hareket edeceğiz ve bir sonraki büyüme adımında ihtiyaç duydukları yatırıma da ulaşmaları için gerekli ortamı sağlayacağız” dedi.

helo! Girişim Geliştirme ve Hızlandırma Programı, 14 Mart 2021 tarihine kadar girişimini bir sonraki aşamaya taşımak isteyen girişimcilerin başvurularını bekliyor.

Detaylı bilgi ve başvuru için internet sitesini ziyaret edebilir ve kolay erişilmeyi ana değer olarak benimsemiş helo!‘ya bütün sosyal mecralardan ulaşabilirsiniz.

Multinet Up’ın dijital asistanı RoboNet üzerinden ayda 150 bin adet işlem yapılıyor

Yeni nesil finansal teknoloji grubu Multinet Up’ın mükemmel müşteri deneyimi hedefi çerçevesinde 2020 Ocak ayında devreye aldığı dijital asistan RoboNet, Multinet Up’ın mobil (MultiPay, MultiPOS) ve web platformlarında canlı destek ve Whatsapp üzerinden yapılan yazışmalarda müşteri sorularını anında yanıtlayarak 7/24 en iyi deneyimi yaşatmaya çalışıyor.

Ayrıca müşterinin e-posta ile ilettiği en temel operasyonel taleplerin yüzde 40’nı hızlı ve hatasız yerine getiriyor ve müşteriye gerçekleştirdiği işlemlerin detayları hakkında anında bilgi veriyor.

“RoboNet, Deneyim Ekibimizin vazgeçilmez bir parçası oldu”

Konuyla ilgili açıklamada bulunan Multinet Up Müşteri Deneyimi ve Yönetişim Direktörü Gül Bilgin Mokan, “Multinet Up Çözüm Merkezi’nde ayda ortalama 150 bin canlı destek ve Whatsapp yazışması yapıyoruz. Müşteri Deneyimi Ekibimizin en genç üyesi RoboNet, bu yazışmaların %25’ini en doğru ve en hızlı şekilde cevaplayarak, eksiksiz hizmet veriyor. Bunu yaparken olabildiğince sıcak bir iletişim uslübü var. Yardımcı olamayacağını hissettiği anda ise konuyu müşteri temsilcimize devrediyor. Böylece müşteri temsilcilerimizin üzerindeki operasyonel yükü azaltarak daha verimli çalışmalarını sağlıyor.

Diğer taraftan da back office ekiplerimize gelen kart yükleme taleplerinin yüzde 40’nı gerçekleştirerek, müşterilerimize daha iyi bir deneyim sunuyor. Yazılı ve sözlü kanallardaki memnuniyet anket puanımız beşlik skor üzerinden bir önceki yıl 4.4 iken, bu sene 4.7 seviyesine yükseldi. Şüphesiz RoboNet’in buradaki katkısı yadsınamaz. Multinet Up Müşteri Deneyimi Ekibinin anında çözüm üreten ve müşterilerimize %100 memnuniyet yaratan bir yapıya kavuşması için yenilikçi çalışmalarımıza tüm hızımızla devam edeceğiz” dedi.

Adform ve GroupM iş birliğinde veri yönetim platformu DMP hayata geçirildi

Türkiye’deki markaların yarısından fazlasına reklam satın alma hizmeti veren GroupM Türkiye, yeni yaptığı Adform iş birliği ile DMP (veri yönetim platformu) yatırımına imza attı.

Adform ile GroupM Türkiye arasında gerçekleştirilen proje kapsamında, ajansın hizmet verdiği markalar, birinci taraf veri yönetiminin kaçınılmaz hale geldiği bu dönemde toplu anlaşmanın; insan kaynağı yatırımı yapmadan DMP avantajlarından faydalanabilmek, kendi DMP’sini almadan önce potansiyel faydalarını test edebilmek, 360 derece yerel destek almak ve tüm hizmetlerin dahil olduğu paket alternatifleri konusunda uzman veri yönetim ve aktivasyon ekibiyle çalışabilmek gibi avantajlarıyla bağımsız DMP hesaplarına kavuşacak ve GroupM Türkiye’den danışmanlık hizmeti alacak.

GroupM Türkiye, DMP (veri yönetim platformu) yatırımı sayesinde hizmet verdiği reklamverenlere kendilerine ait ve bağımsız hesaplar sağlayacak. Reklamveren markalar, istediklerinde sözleşmeyle hesap sahipliği alabilecek. İlk defa Türkiye pazarında gerçekleştirilen bu projenin, diğer pazarlara da emsal olması ve küresel yansıma getirmesi bekleniyor.

GroupM Türkiye Data Ürün ve Servisleri Birim Yöneticisi Çayan Çetin, “GroupM olarak öncelikli görevimiz, müşterilerimize sadece mevcut konjonktürün getirdiği çözümlerle değil, aynı anda fark yaratacak ve maliyet avantajı sağlayacak katma değerli servisler sunmak. Ajans deneyimimizi DMP (veri yönetim platformu) ile birleştirerek, müşterilerimize en sağlıklı reklam hizmetini sağlıyoruz” dedi.

Anlaşmayı çerezsiz dijital reklamcılığın geleceği için büyük umut vadeden bir gelişme olarak yorumlayan Adform Türkiye Genel Müdürü ve MEA ve APAC Bölgeleri Satış Direktörü Cem Eroğlu, “Çerezlerin kalktığı bir dönemde DMP (veri yönetim platformu)’lerin ömrünün sorgulanmasına karşı, biz teknoloji oyuncularının ürettiği çözümler sayesinde mümkün olan

bu anlaşma, arka planda süren kapsamlı teknik ve güvenlik araştırmalarının detaylı ve ispatlı bir başarısıdır. FLOW’un ID çözümüyle gerçekleştirdiği çerezlerin olmadığı dünyada hedefli reklamcılık testleri ve alınan başarılı sonuçlar bu anlaşmanın tamamlayıcı noktasıdır. ID çözümüne adapte olan lider markalar için hedefli reklamcılık günümüzden çok daha iyi bir şekilde devam edecek” dedi.

DMP (veri yönetim platformu) reklam bütçe kayıplarını önlüyor

Markalar her yıl ürün ve hizmetlerine ilgi duymayan tüketicilere ulaşmak için reklam bütçelerinin 37 milyar dolarını boşa harcıyor.1 Reklam sahteciliği ve reklam engelleme akımı boşa harcanan bu bütçede pay sahibiyken, markalar veriler üzerinde tam kontrol sahibi olarak bu kayıpları azaltabilir. DMP (veri yönetim platformu) aracılığıyla akıllı veri analizi yaparak doğru kitleleri hedefleyen markalar, reklam yatırımlarından çok daha büyük geri dönüşler elde ediyor.

DMP (veri yönetim platformu)’ler, markaların üçüncü taraf çerezlere gerek duymadan, birinci taraf çerezler, mobil cihazlar, sosyal ağlar, arama, CRM (müşteri ilişkileri yönetimi), POS, e-posta ve çevrimdışı ortamlardan toplanan verilerle doğrudan ve sağlıklı reklam hedeflemeleri gerçekleştirmelerine olanak tanıyor. Bu veriler ışığında mobil cihazlar, bilgisayarlar, televizyonlar, sosyal ağlar ve açık hava reklamları aracılığıyla doğru müşterilere ulaşmak ve reklam bütçelerini daha verimli kullanmak mümkün hale geliyor. DMP (veri yönetim platformu)’ler ayrıca, reklam kampanyalarına dair şeffaf ve detaylı analizler içeren raporlamalar sunuyor.

Üçüncü taraf çerezlerden birinci taraf ID’lere geçiş

Yüzlerce üçüncü taraf çereze gerek olmadan, GDPR ve CCPA gibi düzenlemelere uyumluluk daha kolay bir biçimde sağlanırken, daha iyi bir kullanıcı deneyimi ortaya çıkıyor. Buna ek olarak, birinci taraf ID’leri ve verileri üçüncü taraf çerezlerinkine göre daha uzun ömürlü; bu da veri kalitesi açısından birçok marka için önemli bir avantaj sağlıyor.

Yayıncılar ve reklam verenlerden gelen birinci taraf ID’ler, tedarik zincirinin işlemsel belkemiğini oluştururken, gösterim sayıları ve veri kullanımı da saydamlığın artması sayesinde tamamen takip edilebilir hale geliyor ve tutarsızlıklar, hesap verilebilirlik, gizli tutarlar, arbitraj ve reklam sahteciliği sorunlarının ortadan kalmasına yardımcı oluyor, veri sızıntısı riski de önemli ölçüde azalıyor.

CDP (müşteri data yönetimi) ve DMP (veri yönetim platformu) arasındaki farklar

İki platform arasındaki en önemli fark; DMP (veri yönetim platformu) kişisel verilerden arınmış bir şekilde tamamen kitleler üzerinde çalışmanızı mümkün kılarken, CDP (müşteri data yönetimi) ’ler CRM (müşteri ilişkileri yönetimi) ’lere benzer olarak kişisel veriler üzerine çalışan platformlardır. Bu sayede, DMP (veri yönetim platformu)’ler ile geniş kitlelere erişebilir ve kitlelerinizi benzer hedef kitle çözümleri ile genişleterek, tamamen yeni hedef kitlelere ulaşabilirsiniz. DMP (veri yönetim platformu)’ler büyük reklam kampanyalarını hayata geçirmenizi mümkün kılarken, CRM (müşteri ilişkileri yönetimi)’in dijital iz düşümü gibi konumlandırılabilecek CDP (müşteri data yönetimi)’lerin amacı, tüm müşterilere ait verilerinizi tek bir platformda tutmak ve onlara kişiselleştirilmiş içerik göstermektir.

CDP (müşteri data yönetimi)’ler gerçek kitleleri, DMP (veri yönetim platformu)’ler ise dilediğiniz hedef kitle grupları üzerinde aktivasyonları mümkün kılar. İki teknolojinin birbirinden bağımsız ve aynı anda farklı amaçlar için kullanılabilecek platformlardır.

Kod bilmeden e-ticaret sitenizi kurmanızı sağlayan platform Templay’in hikayesi

Workup’ın altıncı dönem girişimlerinden Templay, küçük işletme ve girişimler için kod bilmeden kısa sürede eticaret sitenizi kurmanızı sağlayan bir platformdur.

Girişimin kurucusu Seren Güzel, hem hikayesini hem de gelecek planlarını anlattı. Templay, dod ve yazılım bilgisi olmayanlar için basit bir çözüm sunuyor. Son yıllarda önemi hızla artan hazır web sitesi kurulumu noktasında basit çözüm sunuyor. Hazır altyapılar; Wix, Shopify gibi liderler ile birlikte alışkanlık oluşturmaya başladı. Basit kullanımlar için zamanla hazır web sitesi şirketlerine olan ilgi arttı, ajanslara ve bireysel websitesi yapan kişilere olan ilgi de azaldı.

Templay’in hikayesi

Templay’le ilgili tüm gelişmeleri egirişim’de paylaşmaya devam edeceğiz.

SmartMole’s: Kök ve suyun, gerçek zamanlı olarak konumlarını bildiren tarım girişimi

Türkiye, Aralık 2020’den bu yana artan kuraklık riski ile karşı karşıya. Yağışların azalmasıyla başlayan meteorolojik kuraklık, tarımsal ve hidrolojik kuraklığa da dönüşüyor. Türkiye ve Dünya’nın dört bir yanında tehlike sinyalleri veren su ve çölleşen toprakları korumak için SmartMole’s siber fiziksel teknolojileri tarımda ve peyzajda %50’den fazla su, gübre tasarrufu sağlayarak sürdürülebilir tarım için umut oluyor.

SmartMole’s girişiminin kurucusu Ziraat Yüksek Mühendisi A. Ömer Yuluğ, “Yanlış sulama, gübre, gereksiz pulluk ve kimyasal kullanımı nedeniyle yılda 24 milyar ton toprak sonsuza kadar kaybediliyor. Topraktaki bakteri ve mikroorganizmaların yok edilmesi toprağın ölmesi anlamına geliyor ki, bir şeyin sürdürülebilir olması için yaşaması gerekiyor. Basınçlı sulama sistemlerinde gübrenin yüzde 75’i, suyun %54’ü ve hatta fazlası boşa gidiyor” dedi.

Neden basınçlı sulama sistemlerine geçiş fayda sağlamıyor?

Basınçlı sulama yöntemine geçiş ancak teorik olarak tasarruf ettirir. İşletme döneminde tasarrufun gerçekleşmesi ancak toprağın altında olup biteni gerçek zamanlı gözlemleyerek vanaları yönetmekle mümkündür. “Bitkinin etkili kök bölgesi nerede” sorusu önemli çünkü sadece bu kısım sulanmalı. Toprakta sulama sırasında su ve gübre etkili kök bölgesi sınırını geçmemeli. Fakat bu sınırı tarlada gören ve bilen maalesef yok. Çiftçi nasıl tasarruf ederek doğru sulamayı yapabilecek ve doğayı koruyabilecek? Bunları çiftçinin gerçek zamanlı görebileceği bir teknoloji dünyada bugüne kadar geliştirilememişti. SmartMole’s ile çiftçilerin toprağın altındaki gözleri olabilen yüksek teknoloji patentlenip, %97 oranında milli ve yerli olarak üretildi ve çiftçinin hizmetine sunuldu. Artık çiftçiler kökü, suyu ve gübreyi izleyebilerek sulama sistemlerini yönetebiliyorlar.

Tek bir merkezden park ve bahçelerin sulama sistemlerini yönetebiliyoruz

Yuluğ, “Bu ciddi yatırım çiftçiler, belediye park ve bahçeleri için geliştirildi. Geleceğimiz için doğayı korumak ve sürdürülebilir tarıma destek olmak hedefimizdi. Bu sistemle tek bir merkezden, seraların, tarlaların, park ve bahçelerin sulama sistemlerini yönetebiliyoruz. Parçalı tarla ve parkların tek bir parçaymış gibi verimli yönetimi ciddi işçilik tasarrufu da sağlıyor.

Suyun kapiller hareketini gerçek zamanlı ve üç boyutlu olarak algılıyor

Siber fiziksel sistem donanım ve bulut tabanlı yapay zeka yazılımından oluşuyor. En önemli kazanımı dünyada başka örneği olmayan toprak profilinde suyun kapiller hareketini gerçek zamanlı ve üç boyutlu olarak algılayabilen kapiller hareket sensör modülüne (SmartCapillarity) sahip olmasıdır. Bitkinin etkili kök bölgesini tespit eden SmartRoot (Akıllı kök) modülü ile de entegre çalıştığında köklerin yerinin tespit edilmesi ve sadece bu bölgenin sulanıp gübrelenmesini gerçek zamanlı olarak izlemeyi sağlayan bu sensör yapısı, kablosuz olarak robot merkez ile haberleşir. Robot merkez sensör verilerini bulutta bulunan yapay zekaya iletir. Yapay zeka ürettiği paradigmalar ile vana guruplarını yönetir ya da manuel yönlendirmeyi kullanıcıya gerçek zamanlı olarak iletir.

Kök ve suyun gerçek zamanlı olarak konumlarını bildiren röntgen cihazı

SmartMole’s ile bitkinin kökünün nerede olduğu ya da nereye kadar gelişmesinin istenildiği sensörler ile izlenebilmekte ve yönetebilmekte. Kökü özellikle suyu emen kılcal kısımları istenen bölgede yoğunlaştırarak imar edilebiliyor. Kökler doğa kanunları gereği suya yürür. Suyu toprak profilinde gözlemleyerek etkin dağıtmak sağlıklı, geniş hacimli köklerin ve bitkilerin gelişmesi anlamına geliyor, bu durum girdi maliyetlerini düşürerek verimi artırıyor.

Yapay zekaya sahip siber fiziksel teknoloji insansal hataları engelliyor

İşin kökünde yapay zekâ var. Doğa kanunlarının müsaade ettiği üst sınıra kadar tasarruf sağlayarak verimi artırılıyor. Teknolojik gelişmelere ayak uyduran bilinçli toplumu desteklediklerini ve insan odaklı yararlı teknolojilerle kişisel çözümler ürettiklerini belirten Yuluğ, “Bu Tarım 5.0‘dır”, ara yüzümüz kullanıcı için çok basit ve eğitseldir. Arka plandaki karmaşık fen kaideleri ve matematiksel ilişkilerle kullanıcıyı yormuyoruz” şeklinde görüşlerini belirtti.

Doğa kanunları teknoloji ile uyumlanıyor

Sistemde sulama yöntemi ne olursa olsun toprakta birim miktar suyun maksimum toprak hacmine yayılabilmesi sağlanabiliyor. O hacim sadece etkili kök bölgesi ile sınırlı kalıyor. Bu hedef bölgeye kök yönetim bölgesi deniliyor. Sadece kök yönetim bölgesinde köklerin gelişmesi, sadece bu bölgenin sulanması ve gübrelenmesi sağlanıyor. Bu teknoloji insan kaynaklı hataları bertaraf ediyor.

Altın kural, doğa kanunlarının teknoloji ile buluşması

Dijital teknolojilerin doğa kanunları ile uyumsuz olmaması gerektiğini belirten Uluğ; “Ziraat ve doğa bilimlerinden anlamayanlar tarafından geliştirilen birçok dijital teknoloji daha etkin bir şekilde küresel ısınmanın, çölleşmenin, nitrat kirliliğinin etkilerini artırmaktan başka işe yaramıyor. Her teknoloji doğanın yararına değil. Bunun ayrımının sahada yapılabilmesi zor. Bu nedenle teknoloji üretenler ticari kaygıdan uzak etik değerlere ve doğa kanunlarına saygılı olmalı ve teknoloji geliştirmelidirler. Bilgili ziraat mühendisleri bu oluşumlarda liderlik etmelidir.” dedi.

Dijital dönüşüm danışmanlık girişimi Digitopia, ilk yatırımını Ahmet Bilgen’den aldı

Otuz yılı aşkın tecrübeli kurucuları ile henüz birinci yaşını tamamlayan dijital dönüşüm danışmanlık şirketi Digitopia, “Dijital Olgunluk Endeksi” (DMI) hizmetini yurt dışına genişletmek ve dünya standardı haline getirmek için multi milyon dolarlık bir değerleme üzerinden ilk yatırımını Foriba’nın kurucularından Ahmet Bilgen‘den aldı. Değerleme veya miktar açıklanmadı.

Kuruluşunun hemen ardından genel merkezini Londra’ya taşıyan Digitopia, yönetim danışmanlığına yeni bir boyut kazandırdı. Her büyüklükteki şirketin dijital olgunluk seviyesini tespit edebilen Digitopia, üstün endüstriyel ve sistemsel bakış açısını dijital bir platforma çevirerek danışmanlığın dijitalleşmesini gerçekleştirdi.

Ahmet Bilgen: “Danışmanlığı yazılımla yapmak, Digitopia’ya hız kazandıracak”

“Danışmanlık işini dijitale dönüştürmek müthiş bir vizyon. Kurucuları tanıyorum. Kurdukları ekip çok başarılı. Bu işi dünya çapında yapmak istemeleri de beni çok etkiledi.” diyen Ahmet Bilgen Digitopia’ya yaptığı yatırımla ilgili görüşlerini şu sözlerle açıkladı: “Danışmanlık işini olabildiğince yazılımla yapmak, onlara ciddi bir hız ve büyüme kazandıracak. Dijital dönüşüm de her sektörde, her şirketin gündeminde olduğuna göre, önlerinde dev bir pazar var. Onların büyüme serüvenine destek olmak benim için keyifli olacak. Dilerim ki birlikte çok başarılı oluruz ve farklı coğrafyalarda başarı öyküleri yazarız.”

Kurucu ortak Kağan Şahin: “Bu yatırım gücümüze güç, hızımıza hız katacak”

Ahmet Bilgen’in yaptığı yatırımı değerlendiren Digitopia kurucu ortaklarından Kağan Şahin “Danışmanlık şirketi olarak yatırım almak, hele bu kadar erken aşamada oldukça sıra dışı. Ahmet Bilgen’e vizyonumuza inandığı ve güvendiği için çok teşekkür ediyoruz. 2021 yılı itibarıyla Londra üzerinden önce Avrupa, sonra Orta Doğu, sonra da daha uzak diyarlara açılmayı planlıyoruz. Bu yatırım gücümüze güç, hızımıza hız katacak.” açıklaması yaptı.

Kurucu ortak Halil Aksu: “Müşterilerimize değer katmak bizi onurlandırıyor”

Digitopia’nın kurucu ortaklarından Halil Aksu ise Ahmet Bilgen’in yaptığı yatırım hakkındaki düşüncelerini şöyle ifade etti: “Dijital dönüşüm ile yatıyor, kalkıyoruz. Bu adeta bizim tutkumuz haline geldi. Müşterilerimize değer katmak, onların dijital dönüşüm yolculuğunda ilerlediğini görmek bizi fazlasıyla mutlu ediyor ve onurlandırıyor. Bunu dünya çapında yapmak ise ayrı bir deneyim ve başarı olacak. Ahmet Bilgen, Türkiye’ye geldiğimde ilk tanıştığım, SAP’de kariyerime birlikte başladığım can dostumdur. Foriba’nın temellerini de birlikte atmıştık. Onun başarılarıyla gurur duyuyoruz. Şimdi yolumuz yeni bir başlangıçla yeniden kesişti. Umuyorum ki Digitopia, Ahmet Bilgen’in tecrübesiyle birlikte bir başarıya daha imza atacaktır. Çok heyecanlıyız, çok sevinçliyiz.”

Yalan haberlere karşı İletişim Başkanlığı tarafından doğrulama platformu kuruluyor: Doğru mu?

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı, sosyal medya yalanlarıyla mücadele için yeni nesil doğrulama platformu hazırladı.

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, platformun test aşamasında olduğunu belirterek, “Çok ama çok yakında yayına geçecek bu platform, hakikat mücadelemizin güçlü aygıtlarından biri olacak.” dedi.

Doğru mu?

İletişim Başkanlığı, sosyal medyada yayılan haber ve bilgilerin gerçek olup olmadığını “DOĞRU MU?” adlı yeni nesil doğrulama platformuyla ortaya koyacak. Platforma; iOS ve Android marketlerden ulaşılabilecek. Henüz Huawei App Gallery’le ilgili bilgi verilmedi.

İletişim Başkanı Altun, yaptığı açıklamada, uzun süredir çalışmalarını yürüttükleri “DOĞRU MU?” platformunun sosyal medyada yayılan haber ve bilgilerin gerçek olup olmadığını öğrenme ihtiyacını karşılamak amacıyla tasarlandığını belirtti.

Platformun test aşamasında olduğunu vurgulayan Altun, “Çok ama çok yakında yayına geçecek bu platform, hakikat mücadelemizin güçlü aygıtlarından biri olacak.” ifadelerini kullandı.

SuperApp pazar yeri platformu BarakaTech, Boğaziçi Ventures’dan 500 bin dolar yatırım aldı

Türkiye’de SuperApp ekosisteminin öncülerinden olan ve şirketlere özellikle blockchain, fintech ve yapay zeka odaklı ürünleriyle SuperApp pazaryeri platformu sunan BarakaTech, yeni turda; oyun, fintech, dijital sağlık, yeni medya, perakende teknolojileri ve blockchain gibi gelişen teknolojilere yatırım yaparak ekosistemin büyümesine katkı sağlayan Boğaziçi Ventures’tan 500 bin dolar yatırım aldı.

Tuna Orbay, Çağatay Karabulut, Erdem Lafcı ve Ali Işık tarafından kurulan Barakatech’in yatırım haberi yine ilk kez Clubhouse’da Boğaziçi Ventures tarafından düzenlenen bir etkinlikle verildi.

SuperApp pazar yeri: Barakatech

Clubhouse yayınında SuperApp’lerin özellikle finans ve eğlence öğelerini bir arada bulunduran ve markaların ek özellikler ile kullanıcılarını uygulamada tutma oranlarını artırabileceği uygulamalar olduğundan söz eden Boğaziçi Ventures kurucu ortaklarından Barış Özistek, “Barakatech, şirketlerin SuperApp geçişlerini hızlandırabilecek çok değerli teknolojiler gelştiriyor, şirketler uygulamalarına özellikler eklemek ya da sıfırdan bir SuperApp geliştirmek istiyorlarsa doğru adres Barakatech olacaktır. Bakaratech ile markanız için çok kısa sürede çok kaliteli ürünler geliştirebilirsiniz.”dedi.

“Boğaziçi Ventures ile 2018’den beri yakaladığımız sinerjiyi bu yatırımla kalıcı hale getirdik.”

Barakatech kurucularından Tuna Orbay, Boğaziçi Ventures ile 2018 yılından beri yakaladıkları sinejiyi bu yatırımla kalıcı hale getirdiklerini belirtti.

Barakatech ekibi, yatırıma ilişkin olarak “Barakatech olarak vizyonumuz, blockchain, yapay zeka gibi yıkıcı teknolojilerle desteklenen Mobil Cüzdan ve Super App platformlarımızı kullanarak şirketlerin, hem kullanıcıları hem de iş ortakları ile etkileşimlerini artırmalarına ve kendi dijital eko-sistemlerini yaratmalarına olanak sağlamaktır. De-fi kavramının giderek güçlendiği ve E-para, Açık Bankacılık, Uzaktan Kimlik Tespiti gibi yasal düzenlemelerin de verdiği güçle daha da demokratikleşme yolunda olan finansal işlemler dünyasında, bugün hangi endüstride faaliyet gösterirse göstersin, şirketlerin yakın gelecekte birer fintech’e dönüşmesinin kaçınılmaz olduğunu düşünüyoruz ve bu dönüşüm için sahip olunması ve uygulanması kolay çözümlerimiz ile onlara yardımcı olmak istiyoruz. Aldığımız yatırımı, hedeflerimiz doğrultusunda ekibi büyütmek, yurt içi ve yurt dışında pazarlama faaliyetlerinde bulunmak ve yeni ürünler geliştirmek için kullanacağız.” dedi.

Endeavor Türkiye’nin hızlandırma programı ScaleUp, üçüncü dönem için girişimcilerin başvurularını bekliyor

Endeavor Türkiye tarafından gerçekleştirilen Scaleup Hızlandırma Programı’nın üçüncü dönem başvuruları başladı. P&G işbirliğiyle gerçekleştirilen girişim hızlandırma programında, strateji ve iş geliştirme mentörlüklerinin yanı sıra Endeavor uluslararası network’üne erişim fırsatları da sunuluyor.

Endeavor ScaleUp Programı, ürün ve hizmetleri pazarda talep gören ve hızla ölçeklenen, teknoloji odaklı Scale-up aşamasındaki girişimlerin ihtiyaçlarına yönelik olarak online gerçekleştirilecek. Son başvuru tarihinin 5 Mart 2021 olduğu ScaleUp Hızlandırma Programı’nda, 5 ay boyunca atölyeler, ihtiyaca yönelik birebir mentörlükler ve Endeavor’ın global ve yerel ağına erişim imkanı sağlanacak.

Programa katılmak için en az bir sene önce kurulmuş ve yıllık en az 750.000 TL ciroya ulaşmış olmak veya 1.000.000 TL ve üzeri yatırım almış olma kriterleri aranıyor.

Program boyunca Scale-up şirketlerin kurucu ve CEO’ları, atölye konu başlığına göre hukuk, teknoloji, ürün, markalaşma, yetenek, kültür ve yatırım konularında grup atölye çalışmalarına katılacaklar. Girişimciler, aynı zamanda genel strateji ve dikey uzmanlık konuları odaklı mentörlüklerle desteklenecek ve sadece kuruculara özel tasarlanmış “Founders Forum”larda benzer aşama girişimlerde yaşanan sorunları tartışma ve iş geliştirme fırsatları yakalayacaklar.

Girişimcilere globalleşme konusunda da rehber olan programda uluslararası pazarlara erişim, yurt dışı ortaklıkları ve satış stratejileri gibi konularda başarılı Endeavor girişimcileri ve uzmanlarla özel atölyeler düzenlenecek. Ayrıca girişimciler, Endeavor’ın ABD, Avrupa, Latin Amerika, Orta Doğu ve Uzakdoğu’daki ofisleri ve bu bölgelerde bulunan mentörlerinden pazara giriş ve sermayeye erişim konusunda içerik ve mentörlük desteği alabilecekler. Bugüne kadar aralarında Ekmob, MentalUp, Sosyopix, Wellbees (Actifit), Reengen, Prisync ve Twin‘in da bulunduğu 47 mezun veren programa katılmak için son tarih 5 Mart 2021.

ScaleUp Programı’na katılmak ve daha detaylı bilgi edinmek için scaleup.endeavor.org.tr adresi ziyaret edebilirsiniz.

Yerli fintech iyzico’nun verilerine göre Sevgililer Günü’nde kadınların sepet ortalamasında artış yaşandı

Sosyal izolasyonun hayati önem taşıdığı bugünlerde tüketicinin online alışverişe olan eğilimi, 14 Şubat Sevgililer Günü satışlarında da etkisini gösterdi. On binlerce e-ticaret sitesinin altyapı sağlayıcısı iyziconun veri analizi sonuçlarına göre 14 Şubat Sevgililer Günü’nde kadınların sepet ortalamasında artış yaşandı.

Yerli fintek şirketi iyzico’nun Sevgililer Günü istatistikleri göre, temassız ödeme avantajı sunarak sosyal izolasyonu destekleyen online alışverişte erkeklerin sepet ortalaması azalırken, kadınların sepet ortalamasının artması dikkat çekti.

En çok hediyeyi kadınlar aldı

2021 Sevgililer Günü’nde erkeklerin sepet ortalaması 2020’ye göre %13 azalarak 235 TL olurken; kadınların sepet ortalaması %18 artarak 189 TL oldu. İşlem adedi olarak en fazla alışveriş yapılan saat ise 13.00-15.00 aralığı oldu.

Debit kart kullanımında artış

Bu yıl sevgililer kredi kartı yerine banka kartı kullanmayı tercih etti. 2020 yılına göre işlem hacmi bazında kredi kartı kullanımı %5 azalırken, debit kart kullanımı %5 artış gösterdi.

Sepet tutarında artış

2020 yılında Sevgililer Günü’nde kredi kartlı işlemlerde 189 TL olan sepet tutarı, 2021’de 196 TL olurken; debit kartlı işlemlerde 85 TL olan sepet tutarı 90 TL’ye yükseldi. Sepet tutarı iki ve üzeri taksitli işlemler de iki kat artış gösterdi. 2020’de işlem hacminin %73’ü tek çekimdi. Bu yıl ise tek çekim alışverişte işlem hacmi %66’ya geriledi.

Çiftler mobil cihazları tercih etti

2020 Sevgililer Günü’nde %61’i mobil cihazlardan yapılan online alışveriş, bu yıl %65’e yükseldi. 2020’de mobil cihazlar ile yapılan alışverişte 106 TL olan ortalama sepet tutarı 2021’de 119 TL’ye ulaştı.

Sevgiyi göstermenin yolu değişmedi

Bu yıl da her yıl olduğu gibi Sevgililer Günü için zücaciye ürünleri, kristaller, saat ve takılar ile çiçek en iyi sevgi göstergeleri oldu. Kristal mağazaları, kıymetli taşlar, metaller, çiçek, saat ve takı mağazalarında işlem hacmi artış gösterdi.