Ana Sayfa Blog Sayfa 591

Urclimate: Meteoroloji verilerine dayalı risk analitiği raporu sunan SaaS platform

Workup’ın yeni başlayan 8. dönemine seçilen girişimlerden Urclimate; Sigorta, finans ve yatırımcı kuruluşlar için herhangi bir lokasyonun geçmiş dönem meteoroloji verilerine bakarak bölgenin fırtına, sel, yıldırım, yağış vb. parametreler açısından risk skorunun raporlanması ve sonrasında kısa vadeli risk tahmininin temin edilmesini sağlıyor.

Güven Fidan ve Bahadır Saylan tarafından İstanbul merkezli olarak kurulan Urclimate, herhangi bir tesisin konumu itibariyle hava durumu açısından taşıdığı riskin seviyesini saptıyor.

Sistemi kullanmak için, SaaS tabanlı platformdan kullanıcı istediği lokasyonunu seçip, o bölgeyle ilgili hem geçmiş dönem hava durumu bilgilerini, parametre tipine göre risk seviyesini ve 2 gün sonrası sahasında hava durumundan ötürü çalışıp, çalışamayacağını görebiliyor. Ayrıca platform, kurumsal firmalara tüm Türkiye için veritabanına sahip ve hava durumu verisi temin edebiliyor.

Güven Fidan, değer önerisiyle ilgili: “Müşterilerimiz verimiz sayesinde tesislerin poliçe ve kredi tutarlarını belirlerken, risk seviyesine göre optimizasyon yapıyorlar. 10 yıllık Alkazar firmasından spin-off olarak ayrılmamız, o firmadaki bilimsel alt yapımız, SaaS sistem ve cloud tecrübemiz kuvvetli yanlarımızdır. ” dedi.

Ayrıca, girişimin hedefleriyle ilgili: “Türkiye’nin geçmiş dönem meteoroloji verilerine dayanarak oluşturduğumuz risk haritasını globalde farklı ülkelere de uygulayarak ölçeğimizi büyütmeyi hedefliyoruz. Bu amaçla kurucu ortağımız Bahadır şimdiden İngiletere’ye taşınarak oradaki müşteri potansiyeliyle ilgili de görüşmeleri yürütüyor.” dedi.

Urclimate, mevcut Alkazar şirketinin bir yatırımı olarak büyüdü. Girişimin şu anda ölçeklenmek için yatırım arayışı içerisinde olduğunu da söyleyebiliriz.

Intel, yüksek performansa sahip Veri Merkezi İşlemcisi 3. Nesil Intel Xeon Scalable’ı tanıtıyor

Intel, buluttan ağa ve akıllı uca kadar endüstrinin en geniş iş yüklerini desteklemek amacıyla optimize edilmiş en gelişmiş, en yüksek performanslı veri merkezi platformunu hizmete sundu.

Yeni 3. Nesil Intel Xeon Scalable işlemciler (kod adı “Ice Lake”), Intel’in veri merkezi platformunun temelini oluşturuyor ve müşterilerin AI gücünden yararlanarak, günümüzün en önemli iş fırsatlarının bazılarından yararlanmasını sağlıyor.

Yeni 3. Nesil Intel Xeon Scalable işlemciler, popüler veri merkezi iş yüklerinde ortalama %46 iyileşme oranı ile, önceki nesle kıyasla önemli bir performans artışı sağlıyor. Ayrıca işlemciler, yerleşik güvenlik içinde Intel SGX ve Intel Crypto Acceleration ile beraber yapay zeka süratını hızlandırması için Intel DL Boost dahil olmak üzere yeni ve gelişmiş platform yetenekleri ekliyor. Intel’in geniş Intel® Select Solutions ve Intel® Market Ready Solutions portföyüyle birleştirilen bu yeni yetenekler, müşterilerin bulut, AI, kurumsal, HPC, ağ, güvenlik ve uç uygulamalar genelinde dağıtımları hızlandırmasına olanak tanıyor.

Intel Data Platforms Group Genel Müdür Yardımcısı Navin Shenoy, “3. Nesil Intel Xeon Scalable platformu, buluttan ağa ve ağdan uca iş yüklerinin çeşitliliğini işlemek için tasarlanmış, tarihimizdeki en esnek ve en yüksek performansa sahip platformdur.” diyor ve ekliyor, “Intel, müşterilerimizin talep ettiği en geniş akıllı siikon ve çözümleri sunmak için mimari, tasarım ve üretim ile benzersiz bir şekilde konumlandırıldı.”

3. Nesil Intel Xeon Scalable İşlemciler

Intel 10 nanometre (nm) işlem teknolojisinden yararlanan en yeni 3. Nesil Intel Xeon Scalable işlemciler, işlemci başına 40 adede kadar çekirdek ve 5 yıllık bir sisteme kıyasla 2,65 kata kadar daha yüksek bir ortalama performans kazancı sağlıyor. Platform, soket başına 6 terabayta kadar sistem belleğini, soket başına 8 kanala kadar DDR4-3200 belleğini ve soket başına 64 şeride kadar PCIe Gen4’ü destekliyor.

Yeni 3. Nesil Intel Xeon Scalable işlemciler, hem şirket içi hem de dağıtılmış çoklu bulut ortamlarında çalışan modern iş yükleri için optimize edildi. İşlemciler, müşterilere yerleşik hızlandırma ve gelişmiş güvenlik yetenekleri dahil olmak üzere, onlarca yıllık inovasyondan yararlanmış esnek bir mimari sunuyor.

  • Yerleşik AI hızlandırma: En yeni 3. Nesil Intel Xeon Scalable işlemciler, müşterilerin verilerinden daha değerli içgörüler elde etmelerini sağlayan AI performansı, üretkenliği ve basitliği sunuyor. Yerleşik AI hızlandırma, kapsamlı yazılım optimizasyonları ve anahtar teslimi çözümlere sahip tek veri merkezi CPU’su olan yeni işlemciler, uçtan ağa ve buluta kadar her uygulamaya yapay zekayı aşılamayı mümkün kılıyor. En yeni donanım ve yazılım optimizasyonları, önceki nesle kıyasla %74 daha hızlı AI performansı sunuyor, buna ek olarak AMD EPYC 7763’e kıyasla 20 popüler AI iş yükünün geniş bir karışımında 1,5 kata kadar daha yüksek performans ve Nvidia A100 GPU’ya karşı 20 popüler AI iş yükü geniş bir karışımda 1,3 kata kadar daha yüksek performans sağlıyor.
  • Yerleşik güvenlik: Yüzlerce araştırmanın ve üretim dağıtımının yanı sıra, zaman içinde sürekli olarak güçlendirilme yeteneği ile Intel SGX, hassas kod ve verileri sistemdeki en küçük potansiyel saldırı yüzeyiyle koruyor. Artık, enklavlara sahip 2 soketli Xeon Scalable işlemcilerde ana akım iş yüklerinin taleplerini desteklemek ve 1 terabayta kadar kod ve veriyi izole edip işleyebilmek için mevcut. Intel® Total Memory Encryption ve Intel® Platform Firmware Resilience gibi yeni özelliklerle birleştiğinde, en yeni Xeon Scalable işlemciler günümüzün en acil veri koruma endişelerini gideriyor.
  • Yerleşik kripto hızlandırma: Intel Crypto Acceleration, bir dizi önemli kriptografik algoritmada çığır açan bir performans sunuyor. Bir günde milyonlarca müşteri işlemi gerçekleştiren çevrimiçi perakendeciler gibi şifreleme açısından yoğun iş yüklerine sahip işletmeler, kullanıcı yanıt sürelerini veya genel sistem performansını etkilemeden, müşteri verilerini korumak için bu özelliği kullanabilir.

Buna ek olarak, 3. Nesil Intel Xeon Scalable platformundaki iş yüklerini hızlandırmak için yazılım geliştiricileri, tescilli modellerin teknik ve ekonomik yüklerinden özgürleştiren açık oneAPI ve çapraz bir mimari programlama kullanarak uygulamalarını optimize edebilirler. Intel® oneAPI Toolkits, gelişmiş derleyiciler, kitaplıklar ve analiz ve hata ayıklama araçları aracılığıyla işlemcilerin performansını, yapay zekayı ve şifreleme yeteneklerini gerçekleştirmeye yardımcı oluyor.

Intel Xeon Scalable işlemciler, Intel Select Solutions’ın %80’ine kadarının yıl sonuna kadar yenilenmesiyle; 500’den fazla dağıtıma hazır Intel® IoT Market Ready Solutions ve müşteri dağıtımlarını hızlandırmaya yardımcı olan Intel Select Solutions ile destekleniyor.

Türkiye’de medya yatırımları 2020 yılında 13 milyar 976 milyon TL’ye ulaştı

Türkiye’de Tahmini Medya ve Reklam Yatırımları Raporu’na göre, 2020 yılında toplam medya yatırımları 13 milyar 976 milyon TL olarak gerçekleşti. Yine bu dönemde toplam reklam ve medya yatırımlarının tutarı, 17 milyar 469 milyon TL oldu. İlgili rapor, Reklamcılar Derneği (RD), Reklamverenler Derneği (RVD), İnteraktif Reklamcılık Derneği (IAB TR), Açıkhava Reklamcıları Vakfı (ARVAK), Ulusal Radyo Yayıncıları Derneği (URYAD) ve Mobil Mecralar Araştırma Pazarlama ve Reklamcılık Derneği (MMA) adına bağımsız danışmanlık şirketi Deloitte tarafından hazırlandı.

2020 yılında reklam yatırımlarını en çok arttıran sektörler; perakende, sağlık-medikal ve temizlik (ev temizlik ürünleri) oldu.

Televizyonun büyüme oranı %23

Türkiye’de pandemi döneminde evde geçirilen zamanın artması ile toplam televizyon izleme süreleri 2020’nin 2. çeyreğinde ciddi yükseliş gösterdi. Bu etki azalsa da yılın son çeyreğinde yeniden kapanmaların etkisiyle tekrar hissedilir seviyelere çıktı.

Özellikle geçtiğimiz yılın mart-mayıs döneminde haber kanalların izlenmesi daha hızlı artarken, bu kanallarda canlı yayınlarda reklam yatırımları önem kazandı. Kısıtlamalar sebebiyle program çekimlerinin iptali, çoğu ana kanalda tekrar yayınları zorunlu kıldı. Bu durum, kanalları negatif etkilerken prodüksyonlarına devam edebilen kanalların performansta ciddi şekilde ayrışmasına sebep oldu. Tüm spor müsabakalarının iptali veya ertelenmesi spor kanallarının da izlenilirliğini olumsuz etkiledi.

Sosyal mesajlar içeren reklamlar öne çıktı

Pandemi kaynaklı kısıtlamalar sebebiyle birçok sektörde bahar yayınları ertelenirken yayında olmak isteyen markalar ise yine kısıtlamalar sebebiyle reklam prodüksiyonlarının çekilememesi sorunu ile karşı karşıya kaldılar. Bu durum bazı reklamverenlerin kampanyalarını iptal etmesine ya da masa üstü spotlar ile ilerlemesine sebep oldu. Her şeye rağmen, bu dönemde birçok reklamveren, günün şartlarını adresleyen çoğunlukla da sosyal mesajlar içeren reklamlar ile yayınlara devam etti. Tüm bu karmaşık ortama rağmen TV yatırımları yılın ilk yarısında da büyümeyi başardı. Haziran ayı itibariyle kısmen normale dönüş ile ilk yarıdan ertelenen talep, yılın 2. yarısında talebin dönemsel normallerinin çok üzerinde seyretmesine sebep oldu, bu durum sene sonuna kadar da devam etti.

Televizyonda süre kullanımı bir önceki yıla göre yüzde 11 artarak 2020 yılında toplam 341.726.163 saniyeye ulaştı. 2019’un Nisan ayında 4 saat 34 dakika olan kişi bazlı ortalama TV izleme süresi, 2020’nin Nisan ayında ise yüzde 32 oranında büyüyerek 6 saat olarak gerçekleşti. Televizyon izleme davranışlarında yaşanan olumlu değişim, reklam yatırımlarına olumlu yansıdı.

Dijital mecralar yükselişte

2019 yılı ile karşılaştırıldığında 2020 yılında dijital mecralarda yüzde 39 büyüme ile birlikte, toplam 7 milyar 528 milyon TL’lik yatırım gerçekleştirildi.

2020 yılında dijital medya yatırımları içerisinde arama bazlı mecraların pazar payı yüzde 38, gösterim bazlı mecraların payı yüzde 35 ve videoların ise yüzde 20 olarak gerçekleşti. 2020’de arama bazlı reklam yatırımları, bir önceki yıla göre yüzde 37 oranında artarak, 2 milyar 849 milyon TL oldu. Yine 2020 yılında gösterim bazlı reklam yatırımları bir önceki yıla oranla yüzde 32 artarak 2 milyar 649 milyon TL, video bazlı yatırımlar da 2019’a göre yüzde 61’lik artışla 1 milyon 541 milyon TL olarak gerçekleşti.

Bu yıl hazırlanan raporda metodoloji değişikliği yapıldı

Dijital medya yatırımlarının tahminlenmesinde bu yıl örneklem artırılarak, daha geniş bir kapsamda ele alındı.

Dijital medya yatırımları hesaplamasında Türkiye’de 1 Ocak – 31 Aralık 2020 döneminde gerçekleştirilen dijital medya yatırımlarının toplam değerine ilişkin yapılan tahminler ise şöyle:

  • Şirketlerin yeni müşteri ve proje kazanım ve kayıplarından bağımsız olarak, rekabet ortamından kaynaklı faktörleri,
  • İçerisinde bulunduğumuz Covid-19 pandemi döneminin sektöre olan olumlu ve olumsuz etkileri,
  • Resmi kurum ve kuruluşlar tarafından yapılan ve ülkemizdeki dijital reklam yatırımlarının tahminlenmesine kaynak oluşturabilecek rapor ve açıklamalarıyla dijital medya yatırımlarında etkisi bulunan diğer tüm bileşenleri göz önünde bulundurarak gerçekleştirildi.

Dijital içerik tüketimi yükseldi

Geçtiğimiz yılın mart ayında başlayan pandemi döneminde eve kapanma ve uzaktan çalışma uygulamaları sebebiyle evde geçirilen zamanının arttığı, buna bağlı olarak dijital içerik tüketimin de yükseldiği gözlemlendi. Haziran ayından itibaren açılma gerçekleşse de Ekim ayından sonra kapanmanın geri gelmesi ile pandeminin ilk evresindekine benzer tüketici davranışları ve mecra tüketimi görüldü. Buna bağlı olarak dijital, tüm yıl içinde en yoğun kullanılan mecra oldu.

Pandemi döneminde salgın ile ilgili doğru bilgiye ulaşmak amacıyla ana akım mecraların özellikle haber kanalları ve gazetelerin internet sitelerinin ziyaretçi sayılarında artış gözlemlendi. Olağanın dışında, uzun bir süre evde kapalı kalmanın etkisi ile sosyal medyada geçirilen zaman ve içerik tüketim, internet üzerinden oyun oynama, video izleme ve müzik dinleme süreleri uzadı. Dijital platformlar üzerinden film ve dizi yayını yapan platformların aboneliklerinde, dijital radyo ve podcast dinleme alışkanlığında da artış gözlemlendi. Dışarıda geçen sürenin sınırlanması ve ortak alanlarda bulunmaktan kaçınılması nedeniyle tüketiciler ihtiyaçlarını karşılamak için e-ticarete yöneldi. Daha önce bu yöntemle alışveriş yapmayan birçok yeni tüketici kazanıldı.

2020’de dijital dönüşümde büyük sıçramalar yaşandı

Uzaktan çalışma yöntemi ile birlikte internet üzerinden sesli ve görüntülü görüşme olanağı sunan uygulamaların kullanıcı sayısında önemli artışlar yaşandı. Bu dönemde markalar, tüketicilerine erişmek, fayda yaratmak, duygusal bağ kurmak ve etkileşime geçmek için yoğun olarak dijital mecra ve dijital çözümleri tercih etti. Buna bağlı olarak bu yöndeki yatırımlarını artırdılar. Sosyal medya platformları üzerinden yapılan canlı yayın, etkinlik ve etkileşime yönelik markalı iletişimlerde, influencer iş birliklerinde artış gözlemlendi.

Tüketicilerin e-ticareti tercih etmesi ile markaların bu platformlarda görünür olmak için yapacağı yatırımlar da önem kazandı. Diğer yandan, e-ticaret markaları yaptıkları reklam yatırımları ile önemli reklamverenler haline geldi. 2020, tüm dünyada tüketici tutum ve davranışlarında büyük değişimlerin, dijital dönüşümde büyük sıçramaların yaşandığı bir yıl oldu. Reklam yatırımları ve online mecranın büyümesinde dijital dünyanın tüketici tarafından zaman ve mekandan bağımsız erişilebilir olması, geniş ekosistemi, erişim-etkileşim gücünün yüksek olması ve uygulama zenginliği büyük katkı sağladı.

Mobil platformlar yüzde 70 büyüdü

2020 yılında dijital medya yatırımları içerisinde en çok büyüme mobil platformlarda gerçekleşti. Geçtiğimiz yıl mobil platformların dijital medya yatırımları içerisindeki payı yüzde 70, bu platformlara yapılan yatırım ise 5 milyar 261 milyon TL olarak gerçekleşti.

Türkiye’de Tahmini Medya ve Reklam Yatırımları 2020 Yılı Raporu dahilinde mobil platformlarda; arama motoru, gösterim bazlı, video ve influencer marketing reklam formatlarının ön plana çıktığı gözlendi. Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) verilerine göre, 2020 yıllık ilk üç çeyrek dahilinde mobil abone sayısı 82,3 milyona çıktı. Bu dönemde, mobil yaygınlık oranı yüzde 99,6 seviyesine; geniş bant internet abone sayısı ise mobil dahilinde 65 milyona ulaştı.

Açıkhava şirketlerinin cirolarının 2021 yılında 2019 seviyesine dönmesi bekleniyor

Ocak, Şubat aylarında hareketli bir performans yaşayan açıkhava yatırımları mart ortalarından nisan-mayıs sonuna kadar pandemi nedeniyle ciddi bir düşüş yaşadı. Olumlu beklentilerle başlayan haziran-eylül dönemi ise, yaz nedeniyle beklenen ivmeyi göstermedi. Ekim-kasım aylarında biriken potansiyelin harekete geçmesine karşın, aralık ayında hafta sonu yasaklarının yeniden gelmesi sektörü bir kez daha olumsuz etkiledi ve düzelmeye başlayan ciroların beklenen düzeye gelmesini engelledi.

Açıkhava şirketlerinin cirolarında yaşanan gerilemenin 2021 yılında en azından 2019 seviyesine dönmesi bekleniyor.

Gazeteler dijitalde kendi internet sayfaları üzerinden geniş bir erişim elde ediyor

Basın yatırımları toplamda bir önceki yıla göre yüzde 28 düşerek, yüzde 3 pazar payı ile dördüncü sıradaki yerini korudu. Pandemi döneminde sınırlamalar sebebiyle okuyucuya ulaşma zorlukları, hızlı değişen gündemin dijital mecralardan takibi, düşen tiraj/erişimi ve dolayısıyla reklam kullanımında ciddi daralma getirdi. Aynı şekilde dergiler, ya basılamamış, ya dağıtılamamış ya da dijital baskı ile okuyucusuna ulaşmak yolunu seçmiştir. Kapanan ulusal gazeteler, artık basılmayan bölge ekleri ile yazılı basının verimlilik arayışı içerisinde olduğu gözlemlenmektedir. Gazetelerin etkisini ve önemini sadece tiraj ile değerlendirmek doğru olmayacaktır. Gazeteler içerik üretmekte, bu içeriği kağıt ve dijital ortamda okuyucuya ulaştırmaya devam ediyor. Tiraj düşüşüne rağmen gazeteler dijitalde kendi internet sayfaları üzerinden geniş bir erişim sağlıyor. Kağıda ilgi azalmasına rağmen üretilen içerik çeşitli mecralarda tüketilmekte ve medya yatırımları açısından çeşitlenerek kullanılmaya devam ediyor.

3 ay açık kalan sinema mecrası için medya yatırımları 28 milyon TL

Sinema, tüm dünyada olduğu gibi medya yatırımları açısından en çok etkilenen mecra olarak gözlemlendi. Sinema salonlarının uzun süreli kapatılıp yılın sonuna doğru çeşitli kısıtlamalarla açılması küresel ve yerli film üreticilerini oldukça zor durumda bırakırken, 2020 yılında yaklaşık 3 ay açık kalan sinema mecrası için medya yatırımları 28 milyon TL olarak raporlandı.

2021, radyoların toparlanma ve yenilenme yılı olacak

2020 yılında radyo yatırımları yüzde 10 gerilemeyle 295 milyon TL olarak gerçekleşti. Radyonun bu dönem toplam medya yatırımlarındaki payı yüzde 2 oldu. 2020 yılında ilk 3 ay radyolar açısından iyi başlamıştı; ancak salgın sonrası kapanma kararı ile birlikte bazı markalar, trafik yok diye reklam kampanyalarını iptal ettiler. Haziran ayındaki kısmı açılma da radyolara gereken desteği veremedi. Ancak ekim, kasım ayları radyolar için yüzde yüz doluluk ve yılı biraz olsun toparlayıcı bir performans sağladı. Geçtiğimiz aralık ayı ortasındaki tam kapanma kararı radyoları olumsuz yönde etkiledi.

Yapılan tüm araştırmalar radyonun en çok evde dinlendiğini tespit etmesine rağmen, Türkiye’de “radyo trafikte dinlenir” algısı nedeniyle radyolar, kapanmalardan en çok etkilenen mecralar arasında yer alıyor. Bütün bunlara rağmen, 2020’nin ilk 6 ayında yüzde 17 olan küçülen radyo yatırımları, son 2,5 aylık performans ile yılı yüzde 10 daralma ile kapadı.

Radyoların bu yılın ilk 3 aydaki reklam doluluk oranlarının umut verici olduğu; ancak radyo reklam fiyatlarındaki nedeyse sıfır olan artışın, en büyük sorunların başında geldiği ifade ediliyor. Bu konuda radyoların bu yıl içerisinde ortak hareket ederek daha çok sayıda reklamı ve hak ettiği fiyatları elde etmeye çalışacakları, bu nedenle de 2021’nin radyoların toparlanma ve yenilenme yılı olacağı sektör yetkilileri tarafından dile getiriliyor.

Gıda ilk sırada

Sektörel bazda bakıldığında ise, 2020 yılında reklam yatırımları en büyük sektörler sırası ile gıda, perakende ve kozmetik-kişisel bakım sektörleri oldu.

2020 yılında reklam yatırımları en çok büyüyen sektör ise perakende sektörü oldu. Bunu sırasıyla sağlık-medikal, ev temizlik ürünleri ve şirketleri izledi.

Dünya pazarının 2021’de büyümesi bekleniyor

Öte yandan, Türkiye’de Tahmini Medya ve Reklam Yatırımları 2020 Yılı Sonu Raporu’na göre dünyada medya yatırımları tahminen yüzde 7,4 küçülme ile 573 milyar Dolar olacağı yönünde. Sektörün, 2021 yılı büyüme tahmini ise 605 milyar Dolar. 2020 yılında, toplam medya yatırımlarının yüzde 52’si dijital mecralara yapılırken, dijital mecrayı yüzde 28 ile televizyon mecrası takip etti.

Yıllık medya yatırım büyüklüğü, 1 milyar Dolar’ın üzerinde olan 38 ülkedeki toplam yatırım hacmi, 610 milyar Dolar’a ulaştı. Bu rakam, dünya genelindeki toplam yatırımların yaklaşık yüzde 95’ini temsil ediyor. Bu 38 ülkedeki medya yatırımları, bir önceki yılın aynı dönemine göre (yerel para birimleri ile) ortalama yüzde 7,2 seviyesinde küçülme gösterdi.

İlgili rapora göre Türkiye, medya yatırımları büyüklüğü açısından dolar bazında dünyanın 31. büyük pazarı konumunda yer alırken, toplam hacim içinde payı yüzde 0,33 seviyesinde. Rapora göre, Türkiye’de medya yatırımlarının Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYH) içindeki oranı, en büyük 38 pazar içindeki en düşük oran olup, ülkemizin medya yatırımlarının GSYH’ye oranının sahip olduğu değerin yaklaşık 2,5 katlık bir büyüme potansiyeli olduğuna işaret edildi.

Türkiye dijital medya yatırımları ve geleneksel yatırımlar oranı açısından ise 38 pazar içerisinde 12. sıraya gelerek ortalamanın üzerinde bulunmaktadır.

Girişimler için İTÜ ARI Teknokent ve Lenovo iş birliği ile Yazılım Laboratuvarı hayata geçirildi

Türkiye’nin girişimcilik ve inovasyon üssü İTÜ ARI Teknokent bünyesinde dünyanın ve Türkiye’nin lider teknoloji şirketlerinden Lenovo desteği ve iş birliği ile Yazılım Laboratuvarı hayata geçirildi.

Üniversite öğrencileri ve girişimcilere yönelik yazılım eğitimleri verilecek laboratuvarda, en güçlü ThinkPad ve ThinkCenter İş İstasyonları kullanılacak. Laboratuvarda yazılacak yazılım ve oyunların canlı test edilmesi için de eşsiz performanslı Legion bilgisayarlar, girişimcileri geleceğe hazırlayacak. Laboratuvarın tanıtım toplantısı ve protokol imza töreni, İTÜ ARI Teknokent Genel Müdürü Prof. Dr. Attila Dikbaş ve Lenovo Türkiye Genel Müdürü Emre Hantaloğlu’nun ev sahipliğinde, İTÜ ARI Teknokent’ten canlı yayın ile çevrimiçi olarak gerçekleştirildi.

Türkiye’de teknolojiyi sadece tüketen değil, katma değerli ürünler yaratan bir toplum yetiştirme vizyonuyla kurulan laboratuvarda üniversite öğrencileri ve girişimcilere yönelik yazılım eğitimleri verilecek.

Laboratuvar, Türkiye’de teknoloji üretilmesi ve genç girişimcilerle ekonomiye değer katacak projelerin hayata geçirilmesi doğrultusunda Lenovo sponsorluğunda en son teknoloji ve üstün performanslı bilgisayarlarla donatıldı.

Lenovo Türkiye Genel Müdürü Emre Hantaloğlu yazılım laboratuvarı hakkında şöyle konuştu: “Türkiye’nin geleceğinin ve ekonomisinin sürdürülebilirliği için toplumun teknolojiyi üreten tarafa sağlam adımlarla geçmesi hayati önem taşımaktadır. Bu doğrultuda kurduğumuz İTÜ ARI Teknokent yazılım laboratuvarımızın genç girişimcileri güçlü bir alt yapıyla daha parlak bir geleceğe hazırlayacağına inanıyorum.”

İTÜ ARI Teknokent Genel Müdürü Prof. Dr. Attila Dikbaş, Lenovo ile gerçekleştirdikleri iş birliği ve hayata geçirdikleri yazılım laboratuvarı konusunda şunları söyledi: “Çalışmalarını her zaman teknoloji, inovasyon ve girişimcilik odağında tutan İTÜ ARI Teknokent olarak; farklı aşamalardaki firma ve girişimler için farklı destekler sunmak, ülkemiz için ticari değer üretmelerini sağlamak ve onları global temsilcimiz haline getirmek en önemli sorumluluklarımız arasında yer alıyor. Lenovo iş birliği ile açılan yazılım laboratuvarımızın da başta İTÜ olmak üzere tüm üniversite gençlerinin ve girişimcilerimizin teknoloji üretme yolculuklarına ve hedeflerimize önemli katkılar sunacağına inanıyorum. Burada düzenlenecek eğitimler ve workshoplar ile çok kısa sürede son derece etkili çıktılar elde edeceğiz. İTÜ ARI Teknokent olarak bilgi teknolojilerinin evrildiği bu dönemde küresel ölçekte sıçrama yapabilecek yenilikçi girişimciler yetiştirmek en önemli hedefimiz.”

Fonbulucu, SPK’dan Paya Dayalı Kitle Fonlaması platformu işletme lisansını aldı

Yardımlaşma ve dayanışma mirasımızın sembolü, Anadolu’nun kadim geleneği imeceyi online platformda yeniden canlandırarak Türkiye’de girişimcilik ve yatırımcılık ekosistemini geliştirmek ve sermayeyi tabana yaymak için yola çıkan fonbulucu.com platformları, “Paya Dayalı Kitle Fonlaması” alanında Sermaye Piyasası Kurulu (SPK)’ndan lisans alan ilk platformlardan biri oldu.

Daha önce ödül/bağış temelli kitlesel fonlama çalışmaları yürüterek 25 bini aşan üye sayısına ulaşan fonbulucu.com, kurulduğu 2016 yılından bu yana Paya Dayalı Kitle Fonlama hizmetlerini sunmak üzere tüm hazırlıklarını tamamlamış, Merkezi Kayıt Kuruluşu (MKK), e-devlet ve İstanbul Takas ve Saklama Bankası (Takasbank) ile yazılım entegrasyonlarını başarı ile gerçekleştirmişti. Paya Dayalı Kitle Fonlaması’na ilişkin tebliğin yayınlanmasının ardından gerekli izin için başvuruda bulunan ilk şirket olan fonbulucu.com, SPK’dan aldığı lisansla Türkiye’de girişimci ve yatırımcılar için yepyeni bir dönem başlatıyor.

2017 yılında yasallaşan ve 2019 yılında SPK tarafından ikincil mevzuatı yayınlanan Paya Dayalı Kitle Fonlaması, girişimcinin projesinin veya girişim şirketinin paylarının bir kısmını finansman temin etmek amacıyla lisanslı bir platform üzerinden satışa sunması anlamına geliyor. Satışa sunulan paylarla yatırımcılardan kampanya süresi içerisinde para toplanması sağlanırken, bu yeni nesil finansman aracı ile ihtiyaç duyulan fon temin edilmiş oluyor. Sistem sayesinde yatırımcılar, erken aşama girişimlere doğru zamanda ve güvenli bir şekilde yatırım yaparak daha yüksek getiri elde edebiliyorlar.

Hızlı, kolay, teminatsız, faizsiz ve düşük maliyetli fon bulma imkânı

Girişimlerini kurmak veya büyütmek için finansman arayan girişimcilerin banka kredilerine, yüksek finansman maliyetlerine ya da borçlanmalarına gerek kalmadan girişimleri için kaynak bulabilecekleri bir platform olan fonbulucu.com, yepyeni bir finansman yaklaşımı sunuyor.

Online olarak gerçekleşen işlemler, fonbulucu.com tarafından hazırlanan kullanımı son derece hızlı ve kolay bir sistemle gerçekleşiyor. Sunulan bu yeni nesil finansman aracından, neredeyse her ölçekteki girişimciler yararlanabiliyor. Girişimciler, KOBİ’ler, Ar-Ge yapmak isteyenler ve inovasyon geliştiricileri, tüm üreticiler, teknoloji girişimcileri ve sosyal girişimciler gibi çok geniş bir kitle fonbulucu.com’un sunduğu avantajlarından yararlanarak kendilerine destekçi veya yatırımcı bulabiliyor.

Türkiye’den yepyeni unicorn’lar çıkacak

Girişimlere borsaya kote olmadan hisseleri karşılığı yatırım bulma fırsatı sunan Paya Dayalı Kitle Fonlaması modeli, özellikle erken aşama ve ölçeklenmeye yeni başlayan girişimler için eşsiz fırsatlar sunarken, yeni yatırım veya proje yapmak isteyen orta ölçekli girişimler de kaynaklara hızlı ve kolay ulaşabiliyorlar. Birikimlerini değerlendirmek isteyen ‘ev tipi yatırımcılardan daha büyük kurumsal yatırımcılara kadar her ölçekten yatırımcılar ise yenilikçi fikirler ve girişimlerden pay alarak geleceğin milyar dolarlık girişimlerine şimdiden yatırım yapma şansını yakalıyorlar.

Yeni nesil finansman modeli girişimci ve yatırımcıları geleceğe taşıyacak

Bu yeni nesil finansman modeliyle girişimlere ortak olmak cep telefonlarıyla bile mümkün hale getirildi. Yatırım yapmak isteyenler sisteme kolaylıkla üye olarak 1 TL’ye ya da diledikleri miktarla girişimlerden pay satın alabilecekler. Yatırımcılar, birikimlerini değerlendirirken sistemin bir parçası olan MKK ve Takasbank ile işlemlerini gönül rahatlığı içerisinde güvenli bir şekilde gerçekleştirecekler.

Konuya ilişkin açıklama yapan fonbulucu.com Platformları Kurucusu ve Genel Müdürü Hakan Yıldız; fonbulucu.com bünyesinde hayata geçen Paya Dayalı Kitle Fonlaması modelinin, girişimcilerin finansmana erişimlerini hızlandıracağını, ucuzlatacağını ve kolaylaştıracağını vurguladı. “Unicorn olarak tabir ettiğimiz milyar dolarlık girişimleri ülkemizde daha fazla görmek istiyorsak çok fazla girişimcimizin finansmana kolay, hızlı ve düşük maliyetli erişmelerini sağlamak durumundayız” diyen Yıldız, sözlerine şöyle devam etti:

“Sistemimiz sayesinde yepyeni bir dönem başlatıyoruz. Bu kapsamda öncü bir rol üstlendiğimizi biliyoruz ve hem girişimciyi hem de yatırımcıyı koruyan bir model ile çalışıyoruz. Sisteme herkes kolayca dahil olabiliyor ve karmaşadan uzak bir sistem kullanarak işlem yapabiliyor. Öte yandan kurduğumuz Reinves Ventures Kitle Fonlama Girişim Sermayesi Yatırım Fonu ile 2021 yılı içerisinde platformumuzda kampanya yapan en az 10 girişime doğrudan nitelikli yatırımcı olarak yatırım yapacağız. Bunun için 15 milyon TL kaynak ayırdık. Ayrıca Reinves Angels Melek Yatırımcı Ağı ile de yine bu kampanyalardan melek yatırımcılarımız pay alacak. Bu fonlama destekleri ile kampanyaların başarısını artırarak girişimlerin ihtiyaç duydukları fonu sağlayacağız. Girişimcileri bekliyoruz. Hemen başvuru yapabilirler.”

Sistem içerisinde Sermaye Piyasası Kurulu, MKK, e-devlet ve Takasbank’ın bulunmasının önemine dikkat çeken Yıldız, “Girişimciler için toplanan fonlar, Takasbank tarafından bloke ediliyor. Bu sayede yatırımcıların paraları güvende kalırken işlem sonunda MKK, payları yatırımcılar adına kayıt altına alıyor. Kampanyanın gereken fonu toplamada başarısız olması durumunda ise yatırımcılara hiçbir kesinti olmadan ödemeleri iade ediliyor. Dolayısı ile herkesi kampanyalardan güvenli bir şekilde pay almaya, güçlü bir ekonomi ve güçlü bir Türkiye için üretime destek olacak bu hareketin bir parçası olmaya davet ediyorum” dedi.

Ersan Özer’in 400 bin dolar yakışı, İtiraf, Uzmantv, Mediakraft satışı ve tüm hikayesi

İnternet girişimcisi Ersan Özer, 20 yıllık hikayesi ile egirişim’in konuğu oldu. Bu hikayede bir zamanların en popüler ancak şu an yayınlarını sonlandıran itiraf sitesi itiraf.com, uzmanlıklarla ilgili özel video içeriklerin yayınlandığı uzmantv.com, istanbul.net, ankara.net, 400 bin dolarlık para yakışı ve Mediakraft Türkiye’yi satışının hikayesini izleyeceksiniz.

Akın Babayiğit’in kurucuları arasında olduğu oyun stüdyosu Tripledot, 78 milyon dolar yatırım aldı

Lior Shiff, Akın Babayiğit ve Eyal Chameides tarafından 2017 yılında kurulan Londra merkezli oyun stüdyosu Tripledot, 78 milyon dolar yatırım aldı.

Akın, geçtiğimiz ay içerisinde yine kurucuları arasında olduğu Luna Labs’i İsrail merkezli ironSource tarafından satın alınmasıyla gündemimize gelmişti.

Londra merkezli hızla büyüyen bir mobil oyun stüdyosu olan Tripledot Studios, mobil oyunlar geliştiren bir şirkettir. Londra ekosisteminde kurucular “sektörün gazileri” olarak tanımlanıyor. Aslında bu durum Akın’ın o pazarda iyi bir yer edindiğinin de kanıtı olarak görünüyor. Şirketin hızlı bir şekilde 100 milyon dolarlık ciroya ulaştığını söyleniyor. Önümüzdeki 12 ay içerisinde de cari gelirler hesaplandığında yine aynı ciroya ulaşacağı edindiğimiz bilgiler arasında.

İlk yatırımını alan Tripledot’ın kurumsal finansman turuna; Eldridge, Access Industries ve Lightspeed Venture Partners‘tan katıldı. Bu tura katılan yatırımcılar “akıllı para” olarak adlandırılan değer de üretecek. Şirketin karlılıklarına baktığımızda 78 milyon dolarlık ilk yatırımın aslında finansal olarak çok stratejik olduğu bir nebze söylenemez. Ancak tabii ki, bazı pazarlara açılma ve ekibi büyütme noktasında can suyu gibi şirketin kasasına da bir akış olacak.

Tripledot’un oyunları, yalnızca altı ay önce 6 milyon seviyelerindeyken, günümüze geldiğimizde pandeminin de etkisiyle 11 milyonluk aktif kullanıcı sayısına ulaştı. Çalışan sayısını da son 12 ayda üç katına çıkararak 90’ın üzerinde personele ulaştı.

Tripledot CEO’su Shiff yaptığı açıklamada, şirketin bu yılın sonlarında yeni nesil oyunları piyasaya süreceğini söyledi. Ekip Facebook, King, Peak Games ve Product Madness gibi şirketlerden geliyor. Shiff, Product Madness’ın kurucusuydu.

Tripledot Studios’un hem Londra’da hem de Minsk, Beyaz Rusya’da ofisleri bulunmaktadır. Akın Babayiğit, baş işletme sorumlusu olarak görev yapıyor. Yaptığı açıklamada, şirketin en iyi yetenekleri bir araya getirerek “Apollo mobil oyun programını” oluşturmak istediğini de söyledi.

“Akın, Eyal ve ben çok iyi arkadaşız. Shiff, GamesBeat’e gönderdiği bir e-postada, üç yıl önce dünya çapında milyonlarca oyuncuyu memnun edecek devasa bir şirket kurmak için bir araya geldik. Kariyerlerimizde hepimiz başarı öyküleri yaşadık ve sektördeki en iyi kişileri, merkezinde veri bulunan tek bir şirket altında bir araya getirirsek, çok başarılı bir iş kurabileceğimizi hissettik. Kendimize Apollo mobil oyun programı diyoruz çünkü, tıpkı Apollo programı gibi, hepimiz en yetenekli kişileri bir araya getirmek üzereyiz ve oyunları çalıştırma şeklimizde bilimsel ve veri odaklılık söz konusu.” dedi.

Tripledot, geleneksel mobil uygulama ömrünün çok ötesinde popülerliğini koruyan Solitaire, Woodoku ve Blackjack gibi çeşitli oyun portföyüne sahiptir. Shiff, şirketin belirli bir türe odaklanmadığını söyledi.

Risk yatırımcıları Eldridge’den Todd Boehly, Access Entertainment’tan Danny Cohen ve Lightspeed’den David Gussarsky yaptığı açıklamalarda, takımdan ve ekibin popüler oyunlar ortaya koyma ve onları hızla büyütme becerisinden etkilendiklerini söylediler.

Akın’a yeni sürecinde başarılar dileriz.

Twitter, canlı ses tabanlı sosyal ağ Clubhouse’u 4 milyar dolara satın almak için görüşmeler yaptı

Bloomberg’ün haberine göre Twitter, canlı ses ağı platformu Clubhouse ile yaklaşık 4 milyar dolarlık anlaşma değerine sahip potansiyel bir satın alım görüşmesi yaptı.

Rapora göre, görüşmeler son birkaç aydır gerçekleşiyor olsalar da artık devam etmiyorlar. Sona ermelerinin sebebi ise bilinmiyor. Bloomberg’in birkaç gün önce bildirdiğine göre, Clubhouse’un 4 milyar dolar değerleme ile bir yatırım turuna çıktığını söylemekte fayda var. Potansiyel satın alma görüşmelerini detaylandıran rapora baktığımızda ise önce Twitter ile yapılan görüşmelerin çöktüğünü, ve bunun da öz sermaye yatırımı karşılığında ek sermaye temin etme stratejisinde bir değişikliğe yol açtığını görüyoruz.

Twitter birkaç ay önce Clubhouse’a çok benzeyen sesli sohbet odası ürünü Spaces’ı kademeli olarak kullanıma sundu. Bu sırada Clubhouse, para kazanma çalışmalarının ilki olan Clubhouse Payments’ı başlattı. Clubhouse Payments kullanıcıların platformdaki diğer içerik oluşturuculara doğrudan ödeme göndermesine olanak tanıdı.

Ancak Clubhouse Payments beklenilenin aksine Clubhouse’a hiç kazanç sağlamadı. Bunun yerine para kazanma gidişatlarını fonların tamamını alan kullanıcılar şekillendirdi.

Twitter ve Clubhouse arasındaki bu görüşmelerin ayrıntılarını bilmiyor olsak da özellikle Twitter’ın yeni özelliği Spaces göz önüne alındığında, sosyal iletişim ağının Clubhouse için yapacağı ödemenin fiyat etiketi de bir hayli pahalı olacak gibi görünüyor.

Clubhouse’un önceden gördüğü ilgili ne kadar inkar edilemez olsa da, uzun ömürlülüğü hakkında hala çok sayıda soru var. Ayrıca diğer platformlar tarafından kopyalanmış olması, Clubhouse’un bir özellik mi yoksa başlı başına bir ürün mü olduğu sorularını akla getiriyor.

Sizler için özellikle pandemi döneminde vazgeçilmez dostumuz olmuş olan, ancak maalesef yavaşça popülerliğini yitirmeye başlayan sansasyonel sesli sohbet uygulaması Clubhouse’un hangi yöne doğru ilerleyeceğini yakından takip ediyor olacağız.

Brisa’nın dijital dönüşümünde bir başarı hikayesi: Karbon Veri Gölü

Dijitalleşmeyi şirket stratejisinin merkezine yerleştiren ve bu kapsamda büyük veri analizlerini merceğine alan Brisa, dijital dönüşüm yolculuğunun önemli bir adımı olarak SAP Türkiye ve SAP Gold Partner’i Vektora ile Karbon Veri Gölü projesini hayata geçirdi.

SAP’ın BW/4HANA çözümünü temel alan proje ile farklı platformlardan ve özellikle sahadan elde ettiği verileri anlamlandırıyor ve bunu gerçek ihtiyaçları karşılayacak şekilde kişiselleştirilmiş hizmete dönüştürmek için kullanıyor.

Bu sıra dışı projede her çalışan, veriye her platformdan ulaşabiliyor. Her an her yerden stok, satış rakamları gibi verilerin takibini yapabilmek ise hızlıca gerekli aksiyonları almaya imkân tanıyor.

Türkiye lastik sektörü lideri Brisa, tüm iş süreçlerinde dijitalleşmeyi odağına alıyor. Bu kapsamda farklı projeleri hayata geçiren Brisa, SAP Türkiye ve SAP Gold Partner’i Vektora ile BW/4HANA projesini hayata geçirdi. Vektora ile toplamda 11 ay sürede devreye alınan sistem için mevcut veri ambarı BW/4HANA platformunda yeniden tasarlandı, Power BI üzerinde şirket genelinde self servis raporlama kültürüne geçirildi ve MS Azure platformunda ileri analitik uygulamalarına uygun bir altyapı oluşturuldu.

Kurum içinde Karbon Veri Gölü Projesi olarak anılan proje, SAP ile birlikte farklı platformlardan elde edilen verilerin anlamlandırılıp hizmete dönüşmesini sağlayan tek, güvenli ve esnek bir sistem olarak konumlandırılıyor. Karbon Veri Gölü Projesi ile Brisa sahadan akan verileri birleştirip hem anlamlı sonuçlar elde ediyor hem de gerçek ihtiyacı karşılayacak şekilde kişiselleştirilmiş hizmetler sunuyor. Bu sayede her çalışan, veriye her platformdan kolayca ulaşabiliyor.

Brisa, analitik yolculuğunun temel taşlarından birini oluşturan Karbon Veri Gölü Projesi’yle veriyi değere dönüştürerek büyük kazanımlar elde etti. Karbon platformu üzerinden sağlanan veriler Brisa’nın Depo Sistemleri Otomasyonu’nu ve saha takip sistemi Genba Room’u da besliyor. Depo Optimizasyon Sistemi ile depodaki her süreç için uçtan uca izlenebilirlik sağlayan bu sistem global operasyonlarda optimizasyona destek oluyor. Ayrıca sistem sayesinde envanterin hangi seviyede kalacağı belirlenebiliyor. Brisa’nın dijital teknolojilerle satış örgütünü güçlendirmeye yönelik oluşturduğu Genba Room üzerinden ise stok durumunu, satış rakamlarını yakından takip ederek gerekli aksiyonları zamanında alabiliyor.

Karbon Veri Gölü Projesi’nin, önceden 400’ün üzerinde sorgu ile yönetilen raporlama altyapısını optimize edip yalınlaştırarak yaklaşık 40 sorguya indirdiğine değinen Brisa CIO’su Tekin Gülşen sözlerine şöyle devam etti: “Dijital dönüşüm, üretimden pazarlamaya, satış kanallarımızdan genel iş yapış biçimlerimize kadar, birçok alanı yeniden şekillendirmeye başladı. Bu kapsamda, önceliklerimize göre bir yol haritası oluşturduk. Bu konuyu dijital projelerin ötesinde, bütünsel bir kültür dönüşümü olarak ele aldık. Karbon Veri Gölü projemizle de karbonun elmasa dönüşmesi gibi büyük veriyi değere dönüştürmeyi amaçladık. Bu konuyu analitik yolculuğumuzun temel taşlarından biri olarak görüyoruz. İyi planlama ile ek ihtiyaçları zamanında görerek projeyi çok hızla devreye alabildik. Çalışanların doğru veriye en hızlı şekilde ulaşmasını ve bu verilerden öngörü oluşturmasını sağlamak adına teknolojinin yanı sıra veri analitiği üzerine çeşitli eğitimler de organize ettik. Öncelikli çıktılara odaklandık, bu da hızlı kazanımlar elde ederken projenin fazlarını devam ettirmemize olanak sağladı. Bunda elbette proje ortaklarımızın tecrübeli ve alanında uzman şirketler olmasının da etkisi büyük.”

Vektora Genel Müdürü Önder Şahin ise şunları söyledi: “Sektörünün lideri Brisa’nın “Cesaretle Yol Alırız” mottosunu her yaklaşımında uyguladığını, gerçekleştirdiğimiz Karbon SAP BW/4HANA projemizde iş ortağı olarak yakından gözlemleme şansı edindik. Analitik yaklaşımın gereklilikten ziyade kültüre dönüşmesine yardımcı olan Karbon projemiz ile Brisa yatırımını; çağımızın en hızlı yatırım aracı olan “veri”ye ve böylelikle de tüm çalışanlarına yapmış oldu. Çevik karar mekanizmasını şeffaf ve veriye dayalı yaklaşımı ile sürdüren Brisa’nın kazanımlarını iş ortağı olarak gözlemlemekten gurur duyuyoruz.”

Veri analitiği mimarisinin altyapısını sunan SAP Türkiye Genel Müdürü Uğur Candan ise “Günümüzde “Veri Odaklı Şirket” stratejisinin önemi ve yaygınlığı her geçen gün artıyor. Yaptığı işleri ve aldığı kararları veriye dayalı analizlerle yapan şirketler, daha çevik hale geliyor, hızlı aksiyon alabiliyor ve hem yaptığı iş hem çalışanları hem de ekosistemi için değer yaratıyor. Veri, günümüzde soluduğumuz hava gibi yeniden kullanılabilen ve kaynağı sınırlı olmayan bir değer. İçinde olduğumuz koşullarda büyük veriden ziyade bu verinin analitiği, anlamlandırılması ve verinin fayda sağlayacak şekilde kullanımı önem kazandı. Uçtan uca dijitalleşmeyi odağına alan Brisa da SAP’nin yol arkadaşlığı ile verilerini çalışanlar, paydaşlar, müşteriler ve tüm ekosistem için fayda sağlayacak hale dönüştürerek büyük kazanımlar elde ediyor. SAP Türkiye olarak Brisa’nın ‘Akıllı işletme’’ olma yolculuğundaki dönüşümüne destek olmaktan büyük mutluluk duyuyoruz.”

Mesut Çevik’in blockchain ve NFT odaklı yeni girişimi Avaxtars’ın hikayesi

Mesut Çevik, Ahmet Usta ve Ozan Akçora tarafından kurulan yerli girişimi Avaxtars, Avalanche blockchain ağı üstünde çalışan ve NFT teknolojisi üzerine inşa edilmiş Web tabanlı bir oyundur.

Oyun içerisinde satın alınabilecek 10000 farklı karakter var. Oyunu oynayabilmek için bu karakterlerden en az 1 tanesine sahip olmak gerekiyor. Her bir karakter eşsiz ve Avaxtars’ın veritabanında değil, karakteri alan oyuncuların cüzdanlarında saklanıyorlar.

Avaxtars’ın hikayesi

 

Edindiğimiz bilgilere göre kurucular, blockchain ağlarının bir getirisi olan ve gelecekte çok daha yaygın kullanımını görecekleri NFT teknolojisini oyun dünyasıyla bütünleştirerek, teknolojinin potansiyelinin sınırsız olduğunu göstermek için yola çıkmışlar.

Girişimin değer önerisi

Mesut Çevik: “Avaxtars, benzeri NFT projelerinden farklı olarak teknoloji, yazılım ve fintech sektöründe uzun yıllardır çalışmış deneyimli bir ekibin bir araya gelerek ortaya koyduğu kurumsal bir yapı. İsimlerimiz, kimliklerimiz ve yol haritamız ortada. Projenin Avalanche Blockchain ağı üzerinde çalışıyor olması, oyun içerisindeki karakter oluşturma, karakterlerin cüzdana aktarılması ve cüzdanlar arası etkileşim konusunda yüksek hız ve tepkisellik sunuyor.” dedi.

Avaxtars nasıl kullanılıyor?

Konuyla ilgili Mesut: “Her şeyden önce blockchain dünyasına adım atmış olmak gerekiyor veya bu oyun ile ilk adımı atmak gayet mümkün. Süreç bir veya daha fazla karakter edinilerek başlıyor. Şu anda ilk aşmada yeterince karakterin oyuncular tarafından, Avalanche ağı üstünde çalışan akıllı sözleşme altyapısı kullanılarak üretilmesini bekliyoruz. İkinci aşamada birden fazla karakter kullanılarak yeni karakterler üretilebilecek. Üçüncü aşamada ise artık görevler başlayacak. Karakterler çeşitli görevlere gidecek, eşyalar, araçlar ve yetenekler edinecekler. Internet ile birlikte hayatımıza giren klasik tarayıcı tabanlı oyunlara benzetebiliriz. En önemli farkı tüm karakter, eşya ve bileşenlerin bir blockchain ağı üstünde tutulması ve her türlü haklarının oyuncuların elinde olması. Bizim hiçbir koşulda buna müdahale etme şansımız yok.”

Hedefler

Son olarak ise Mesut: “Blockchain ekosisteminin kendine has yapısına uygun ve bu çerçevede bize güvenen tüm katılımcılarımızın beklentilerini karşılama gayreti içinde biz projemizi geliştirmeye devam edeceğiz. Beklentimiz güzel ve farklı bir proje ile ilerleyerek deneyim kazanmak, güzel bir deneyim yaşatmak ve elbette daha büyük ve farklı projeler için ilk adımı atmış olmak.” dedi.

Yatırım almadan yollarına devam etme kararı alan kurucular, yaz ayı içerisinde büyük bir projenin de lansmanını yapmaya hazırlanıyorlar. Yeni gelişmeleri sizlerle paylaşmaya devam edeceğiz.