Ana Sayfa Blog Sayfa 222

İş yeri için dijital öğrenim çözümleri geliştiren LMS365, 18 milyon euro yatırım aldı

Organizasyon ekipleri için kişiselleştirilmiş ve dijital öğrenme araçları geliştiren LMS365, düzenlenen Seri A turda 18 milyon euro yatırım aldı. Blue Cloud Ventures tarafından yönetilen tura Kamet Capital ve mevcut yatırımcılar katıldı.

Modern işyerinde, beceri geliştirme ve öğrenme giderek daha önemli hale geliyor. Çalışanların becerilerini ve kimlik bilgilerini geliştirmeye yönelik artan talep yer alıyor. Bunun üzerine işverenler, kurum içi öğrenmenin ekiplerini geleceğe hazır hale getirmenin bir yolu olduğunu görüyor. Aarhus’ta bulunan LMS365, öğrenmeyi doğrudan kişilerin ‘ellerine ve kalplerine’ yerleştirmeyi amaçlıyor.

LMS365’in öğrenme yönetim sistemi doğrudan Microsoft Teams, Microsoft Viva ve Microsoft365‘te yerleşik olarak karşımıza çıkıyor. Bu entegrasyon sayesinde küresel işletmelerden faydalanıp konumları ne olursa olsun çalışanları işe alarak eğitebilmesi ve geliştirilmesi sağlanıyor.

Şimdiye kadar şirket, ‘learn like you’ yaklaşımıyla 60’tan fazla ülkede milyonlarca kullanıcıya ulaştı. Bu yaklaşım, çalışanların tanıdık iş akışlarında kişiselleştirilmiş bir şekilde öğrenmelerini sağlamaya yardımcı oluyor.

LMS365 CEO’su Rasmus Holst:

“Mevcut iklimde bu büyüklükte bir yükselme, tüm ekip için olağanüstü ve bu noktaya gelmek için verilen tüm sıkı çalışmanın bir kanıtı oluyor. Bu sermaye enjeksiyonu, işimiz için viteste önemli bir değişikliği temsil ediyor. CTO’muz Freddy Bang’in 2016’da Teams’i geliştirme kararı olağanüstü bir büyüme yolculuğuna yol açtı ve şimdi bir sonraki bölüme hazırız.”

Blue Cloud Ventures’tan Eric Guardiola:

Microsoft ve LMS ekosistemine çok aşinayız ve LMS365’in bu büyük ve büyüyen pazarda oluşturduğu benzersiz ve farklı konuma güçlü bir şekilde inanıyoruz.”

Ekip, bu yeni yatırımla büyümeye devam etmeyi planlıyor. LMS365, ABD, Almanya ve Avustralya’daki dağıtım ortaklarının satın alınmasıyla pazarda otomatik olarak büyüdü.

HBO Max’in adı değişti: Max ile tüm içerikler tek platformda olacak

Warner Bros. Discovery, amiral gemisi yayın hizmeti HBO Max‘in markasını önümüzdeki ay Max olarak değiştireceğini duyurdu. 23 Mayıs‘ta ABD’de resmi olarak çıkış yapacak olan Max, TLC ve HGTV gibi Discovery markalarının ve Discovery+ içeriğinin yanı sıra Succession ve The Last of Us gibi HBO programlarını sunacak.

Yeniden markalaşmayla birlikte yeni slogan “The One to Watch” ve yeni bir renk de ortaya çıkıyor. HBO logosundaki kamera merceği benzeri O’yu küçük A harfine uyarlayacak olan Max, HBO Max’in parlak morunun aksine canlı bir kraliyet mavisi arka plana sahip olacak.

Game of ThronesHarry Potter ve DC Universe gibi franchise’larda yeni programlama duyurularıyla birlikte çıkış yapan hizmet, abonelere şu anda bir HBO Max aboneliğinin maliyetiyle aynı olacak: reklam destekli bir katman için 9.99 dolar ve reklamsız bir katman için 15.99 dolar. Bununla birlikte, şirket şu anda reklamsız katmanına dahil olan daha yüksek çözünürlüklü akış, daha fazla eşzamanlı akış ve daha yüksek indirme limitleri gibi bazı avantajları Max Ultimate adlı yeni bir plan üzerinde çalışıyor. Daha pahalı olan bu katmanın fiyatı 19.99 dolar olarak açıklandı.

Discovery+ programlama Max’e eklenecek olsa da, senaryosuz yayıncı bağımsız bir hizmet olarak çalışmaya devam edecek.

Bazı mevcut HBO Max aboneleri, uygulamalarının otomatik olarak Max’e güncellendiğini görecek olsa da diğer müşterilerin güncellenmiş hizmeti almak için bazı ek adımlar atması gerekecek. Her iki durumda da kullanıcılar izleme geçmişlerini, oturum açma ve fatura bilgilerini ve içerik tercihlerinin otomatik olarak Max’e taşındığını görecek.

HBO ve HBO Max Content’in başkanı ve CEO’su Casey Bloys, HBO’nun Max uygulamasında içerik planlarını değiştirmeyeceğini söyledi. Yeni adıyla Max’in ülkemizde ne zaman aktif edileceği henüz bilinmiyor. Hali hazırdaki Max içeriklerinin bir kısmı Discovery’nin ortağı olduğu BluTV‘de yayınlanıyor.

OPLOG, teknoloji tabanlı yeni deposunu İngiltere’de açtı

Yeni deposunu İngiltere’de açan OPLOG, Türkiye’den İngiltere’ye açılmak isteyen ya da İngiltere’de faaliyet gösteren KOBİ ve büyük şirketlerin omnikanal lojistiği alanındaki iş ortağı olmayı ve sunduğu teknolojisi ile onların hayatlarını kolaylaştırmayı hedefliyor.

Omnikanal (B2B ve B2C) lojistiği alanında 10 yıldır hizmet sunan teknoloji ve lojistik şirketi OPLOG, iş ortaklarının hem yurtiçi hem de yurtdışı operasyonlarını verimli bir şekilde yürütmek için yeni yatırımlar yapmaya devam ediyor.

Bu vizyon çerçevesinde OPLOG, Londra’da açtığı yeni deposu ile Türkiye’den İngiltere’ye açılmak isteyen KOBİ ve büyük şirketlerin ya da İngiltere’de faaliyet gösteren firmaların omnikanal (B2B ve B2C) lojistik iş ortağı olmayı hedefliyor.

Global lojistik ağını genişletiyor

İngiltere’deki depo yatırımı ile hem lojistik ağlarını genişleteceklerini hem de iş ortaklarının büyümesine, yeni pazarlara açılmasına destek olacaklarını vurgulayan OPLOG CEO’su Halit Develioğlu, “Eylül 2022’de aldığımız yatırım sonrasında omnikanal lojistiği ağımızı genişletmek üzere Avrupa’da yeni lokasyonlarda hizmet sunacağımızı paylaşmıştık. Londra’nın merkezine oldukça yakın bir lokasyonda açtığımız depomuz bunun ilk adımı… 12 bin m2 alana sahip, kendi geliştirdiğimiz depo içi yazılımlarımız ile güçlendirilmiş depomuz sayesinde hem hizmet sunduğumuz iş ortaklarımızın operasyonlarını verimli bir şekilde yürüteceğiz hem de yeni pazarlarda markalarını konumlandırmalarına ve satışlarını artırmalarına destek olacağız” dedi.

İş ortaklarımızın hayatını kolaylaştıracağız

Yeni depo ile İngiltere’ye açılmak isteyen KOBİ ve büyük şirketlerin omnikanal (B2B ve B2C) operasyonlarını yürüteceklerini belirten Develioğlu, şirketlere B2B ve e-ticarette sipariş alınmasından itibaren, paketleme, kargo, iade gibi tüm operasyonel süreçleri kapsayan teknoloji tabanlı uçtan uca lojistik hizmeti sunacaklarını aktardı. Türkiye’de olduğu gibi İngiltere’de de şirketlerin tüm bu süreçlerini OPLOG-ONE platformundan takip edebileceklerini belirten Develioğlu, İngiltere’de de birçok pazaryeri, e-ticaret altyapısı ve kargo firması ile entegre çalışacaklarını vurguladı. Develioğlu verdiği demeçte:

Halit Develioğlu, OPLOG kurucusu

“İngiltere’de iş yapan şirketler, sektörün yapısı gereği öngöremedikleri bazı problemlerle karşılaşabiliyorlar. Ayrıca regülasyonlardan ya da geciken ve hasarlı teslimatlardan kaynaklı artan maliyetlerle de başa çıkmaya çalışıyorlar. OPLOG olarak tam otomasyona sahip yeni depomuz ve depo içi verimliliği artıran robotik teknolojilerimizle iş ortaklarımızın hayatını kolaylaştıracak, fiziki engelleri ortadan kaldıracak ve kendi işlerine odaklanmaları için onları özgürleştireceğiz.”

İngiltere’de OPLOG’la iş yapan/yapmak isteyen şirketlere sunulan fırsatlar

  • Teknoloji destekli omnikanal (B2B ve B2C) lojistik hizmeti
  • Ürünlerin Türkiye’den alımından başlayan uçtan uca hizmet yelpazesi
  • Yeni pazarlara açılmanın zorluklarını beraber aşma (hizmet kalitesi, fiyat ve maliyet avantajı, dağıtımda üstünlük vb.)
  • Tüm süreçleri OPLOG-ONE platformundan takip edebilme
  • İngiltere merkez olmak üzere, Avrupa’daki partner depoları kullanarak Avrupa genelinde satış yapma
  • Öngörülemeyen maliyetlerden kurtulma
  • Kayıp ve hasarlı ürünlerin riskini azaltma
  • İngiltere merkezli sorunsuz sipariş, iade ve kargo yönetimi
  • Londra’nın merkezine yakın olması ve teknolojisi (OPLOG-ONE) sayesinde teslimat sürelerini kısaltma, operasyonları daha hızlı ve daha etkili yönetme

Google, Android 14 için genel beta testlerini başlattı

Google, geçtiğimiz Şubat ayından itibaren geliştiricilere aktif ettiği Android 14 sürümü için genel beta testlerini başlattı. Planlanan 4 beta sürümünün ilki bu ay aktif edildi.

Yeni Android sürümü, önceki nesille oldukça benzer bir yapı sergiliyor. Sürümü ayırıp hemen fark edilen önemli kısım, yeni bir geri hareket animasyonu oluyor. Bir “geri dön” komutunu başlatmak için telefonunuzun kenarlarından içe doğru kaydırdığınızda, simge daha belirgin şekilde görülüyor. Ayrıca ince ama hoş bir dokunuş olan Material You kullanılarak cihaz temasıyla eşleşiyor.

Hiç şüphesiz fark edeceğiniz başka bir değişiklik, güncellenmiş paylaşım sayfası oluyor. Bir uygulama içinde “Paylaş” simgesine bastığınızda, karşınıza çıkan ilk uygulamalar kendi kullanımınızla kesişen uygulamalar olarak karşınıza çıkıyor. Geliştiriciler sonunda bu yeteneğe sahip olacağından, burada yeni özel eylemler de fark edebilirsiniz. Temel olarak, bir uygulamadan içerik paylaşmak ileriye dönük olarak daha hızlı ve daha güçlü hale gelecek.

Geliştiriciler artık sistem paylaşım tablosuna özel eylemler ekleyebilecek ve paylaşım sayfası artık paylaşım hedeflerinizi nasıl sıralayacağı konusunda daha akıllı olacak.

Beta testleri, ilk olarak Google Pixel akıllı telefon modellerine gelecek. Güncelleme alan Pixel modelleri ise şu şekilde: Pixel 4a 5G, Pixel 5, Pixel 5a, Pixel 6/Pro, Pixel 6a ve Pixel 7/Pro.

Önümüzdeki ay Google I/O’da Android 14’teki yenilikler hakkında daha detaylı bilgiler paylaşılacağı düşünülüyor.

ChatGPT kendi özel dilini oluşturdu: Kontrolü sıkılaştırma zamanı mı?

OpenAI tarafından geliştirilen yapay zeka destekli chatbot ChatGPT, kendi dilini oluşturdu. Bilim-kurgu filmlerindeki gibi ürkünç bir hale gelmesi, birçok kişinin tedirgin duruş göstermesine neden oldu.

Yapay zeka, temel olarak modern günlük yaşamın ayrılmaz bir parçası haline geldi. Birçok kişi basit komutlar vererek uzun süren işlemleri hızlı ve kolayca yapabiliyor. Kendi içinde de gelişim gösteren yapay zeka için her zaman kontrolü ele almasından yana korku duyuluyor. Bu ihtimalin gerçekleşmesi, yakın zaman için mümkün görünmüyor.

ChatGPT, yakın zamanda tüm konuşmaları genişletmek için kendi dil modelini oluşturdu. Yapay zeka bunu, sınır konuşmalarını genişletmek için yarattı. Platformun kullanıcıları, GPT-4‘ün daha sonra yeni bir bilgi istemi olarak kullanılabilecek yeni oluşturulan bir sıkıştırma dili sayesinde daha uzun konuşmaları kısa formlarda sıkıştırabildiğini keşfetti.

Daha basit bir ifadeyle anlatacak olursak ChatGPT, size temel olarak önceki görüşmedeki tüm verileri temelde taşıyacak olan sohbette yeni bir bilgi isteminde kullanabileceğiniz, görüşmenin sıkıştırılmış bir biçimini sunuyor. Yani tüm sohbetinizi yeniden oluşturuyorsunuz. Bu yalnızca yapay zeka destekli chatbot’u ile önceki sohbetlerinize devam etmenize izin vermeyip aynı zamanda konuşmalarınızı teknik olarak toplam kelime sınırının ötesine taşıyor.

ChatGPT, yaklaşık 25.000 kelimelik bir kısıtlamaya sahip bir kelime sınırına sahipken diğer raporlar yaklaşık 8.000 kelimelik bir sınıra işaret ediyor. Bu nedenle ChatGPT ile görüşmenizin yarıda kesilmesi ihtimali de bulunuyor. Daha iyi bağlam için platform, sıkıştırılmış mesajı kendi başına oluşturmuyor. Bu nedenle, makinelerin birbirleriyle tanımlanamayan bir dilde konuştuğu bir yapay zekanın ayaklanışı henüz gerçekleşmedi.

Kadınlara özel yaşam koçu hizmeti veren yerli girişim Goddess, 2 milyon dolar değerleme üzerinden yatırım aldı

Merkezine cinsiyet eşitliğine hizmet etmek adına kadınların güçlenmesini koyan bir teknoloji girişimi olan Goddess, son zamanlarda yatırımlarıyla dikkat çeken yerli yatırım şirketi Founder One‘dan 2 milyon dolar değerleme üzerinden yatırım aldı.

2021 yılında Nil Keskin Keleş, Sarp Keskin ve Volkan Kırtok tarafından kurulan Goddess, her yaştaki kadınların gençlik, yetişkinlik ve olgunluk dönemi dahil içten dışa güçlenmelerini ve iyileşmelerini sağlamaya yönelik özgün içerikler, dönüşüm yolculukları ve teknolojiler geliştiriyor. Dünya Ticaret Forumuna göre, 132 yıla varmış olan cinsiyetler arası toplumsal farkın kapanması anlamında, kadınların tüm yaşamsal döngülerinde ihtiyaç duydukları “kız kardeşleri” olmak için küresel anlamda hizmet veriyor.

Hali hazırda gelirinin %40’ını başta Amerika olmak üzere yurt dışından elde eden Goddess; Türkçe ve İngilizce dilleri dışında Haziran ayıyla birlikte İspanyolca dilinde de faaliyet gösterecek olup tüm dünyada 200.000’den fazla kadın tarafından kullanılıyor ve bunların 10.000’den fazlası ücretli versiyonunu tercih ediyor. Geçen seneye göre %500 büyüyen Goddess 2023 yılında büyümesini sürdürmeyi hedefliyor.

Dünyada 2025 yılının sonunda 75.1 milyar dolar büyüklüğüne erişmesi beklenen ve halen ülkemizde az sayıda bulunan kadınsal teknoloji girişimleri (femtech) alanında hizmet veren Goddess, kısa sürede en hızlı büyüyenler arasında yerini aldı. Goddess’ın en önemli değer önerisi, uzman psikologlar tarafından hazırlanan arketipsel davranış testi sonrası, özel algoritmasıyla, özgün ve dönüştürücü yolculuğuyla, kişiye özel ruhsal, zihinsel ve fiziksel destekleyici ve tamamlayıcı programlar sunuyor olması. Kadınların, toplumun her yerinde yoğun hayatlarından kendilerine öz şefkatle vakit ayırıp, yaşam kaliteleri ve potansiyelleriyle var olmaları için günde sadece 17 dakikalarına talip olan Goddess, all-in-one yaklaşımıyla pek çok iyi yaşam tekniğini bir arada sunuyor. Kullanıcılar hayatlarını iyileştirmek için ne yapmaları gerektiğini düşünmeden Goddess’ın özel bilimsel ve spiritüel iyi yaşam (wellbeing) koçluğu hizmetinden faydalanıp kişiye özel tasarlanmış yolculuk ile kolaylıkla rutinler oluştururlarken yeni alışkanlıklar kazanabiliyorlar. Böylelikle, durumlarına özel meditasyon, yoga, nefes egzersizleri, fiziksel egzersizler, olumlamalar, videolar, podcast’lar, ses dosyaları ile buluşabilecekleri gibi, dilerlerse dönemsel ihtiyaçlarına yönelik uzmanlar tarafından hazırlanan zengin kayıtlı içerik kütüphanesinden istedikleri zamanda uygulama seçip faydalanabiliyorlar.

Goddess kurucu ortağı ve CEO’su Nil Keskin Keleş, yatırımla ilgili verdiği demeçte;

“İlk yatırımımızı, Türkiye’nin önde gelen kurumları ve vizyoner yatırımcıları tarafından kurulan, toplumsal fayda yaratmayı kendisine misyon edinmiş, yeni nesil etki fonu Founder One’dan almış olmaktan mutluluk duyuyoruz. Bu önemli finansman desteği; daha iyi bir teknoloji, daha zengin ve küresel içerikler ve daha mutlu kullanıcılar yaratmak için planladığımız adımları hızlandıracak” dedi.

Founder One Yatırım Komitesi Üyesi ve Genel Müdürü Ali Şahin ise Founder One olarak Goddess’ın yatırımcısı olmaktan büyük mutluluk duyduklarını söyledi.

Şahin, “Türkiye Girişimcilik Vakfı ve Türkiye Bilişim Vakfı olarak, Maxis Girişim Sermayesi Portföy Yönetimi iş birliğiyle Türkiye’de bir ilki gerçekleştirerek tamamen etki yatırımları özelinde kurduğumuz erken aşama girişimlere yatırım yapmaya başladı. Bundan sonraki süreçte de erken aşama etki girişimlerine yapacağımız yatırımlarımızla can suyu olmaya devam edeceğiz” diyerek sözlerine devam etti.

Alibaba, geliştirdiği chatbot’u Tongyi Qianwen’i tanıttı

Çinli teknoloji şirketi Alibaba, kurumsal testler için çok beklenen ChatGPT rakibi “Tongyi Qianwen”i piyasaya sürdü. Alibaba Group Holding’in Pekin’deki Annual Cloud Summit’i sırasında CEO Daniel Zhang Yong, ChatGPT benzeri hizmetleri ‘Tongyi Qianwen’i şirketin ürün ve hizmetlerine dahil etmeyi planladığını duyurdu.

Teknoloji devi, Tongyi Qianwen’in hem Çince hem de İngilizce dillerini destekleyebileceğini ve Alibaba’nın kurumsal iletişim ve işbirliği platformu DingTalk ve akıllı ev cihazı Tmall Genie gibi mevcut ürünlere entegre edileceğini duyurdu. Ancak, yapay zekayla ilgili gerçek lansman ve entegrasyon için herhangi bir zaman çizelgesi açıklanmadı.

Şirketin CEO’su Zhang, Alibaba’nın tüm ürünlerinin kapsamlı dil modeline dahil edileceğini ve kapsamlı bir iyileştirmeden geçeceğini belirtiyor. Ayrıca bu hamlenin tüm Alibaba hizmetlerinin zekasını yükselteceğini ve daha önce hayal bile edilemeyen olasılıkları ortaya çıkaracağını düşünüyor. Ayrıca Zhang, tüm sektörlerdeki işletmelerin rekabet avantajını sürdürmek için akıllı dönüşümü benimsemeye başladığını ve dünyanın, üretken yapay zeka ve bulut bilgi işlem tarafından beslenen çok önemli bir teknolojik ilerleme anında olduğunu söyledi.

Açıklamalar ve etkinliğin hemen ardından Alibaba’nın Hong Kong’da işlem gören hisseleri %3.12 artış kaydetti. Tersine, Baidu’nun hisseleri, şirketin yapay zeka pazarındaki son başarısızlıkları nedeniyle %4‘ün üzerinde düşüş yaşadı.

Alibaba’nın Tongyi Qianwen’i, insan komutlarını anlamak ve bunlara yanıt vermek için tasarlanmış oldukça gelişmiş bir yapay zeka modeli olarak karşımıza çıkıyor. Etkili bir asistan olarak hizmet edip çeşitli fikirler üretebiliyor. Yapay zeka destekli chatbot, Alibaba’nın gelişmiş araştırma enstitüsü DAMO Academy tarafından geliştiriliyor. 

Rekabet Kurumu, mobil ekosistemlere yönelik inceleme başlattı

Rekabet Kurumu, mobil ekosistemlere yönelik bir inceleme başlattığını duyurdu. Mobil akıllı cihazların tüketici refahına yönelik bir çalışma yapılacağı belirtildi.

Rekabet Kurumu tarafından yapılan açıklama şu şekilde:

Dijital ekonominin önemli bir bileşenini oluşturan mobil ekosistemlere yönelik olarak sektör incelemesi başlatıldı.

Günümüzde internete erişimde ilk akla gelen mobil akıllı cihazlar; geniş ürün, içerik ve hizmet yelpazesine hızlı ve kolay erişim sağlayarak insan yaşamında temel bir rol oynamaktadır. Bu nedenle mobil akıllı cihazların ana unsur olarak yer aldığı mobil ekosistemdeki işleyiş, tüketici refahı üzerinde doğrudan etkilere sahip olabilmektedir.

Bu farkındalıkla sektöre rekabet hukuku perspektifinden bakıldığında mobil ekosistemi oluşturan işletim sistemleri, uygulamalar, uygulama mağazaları vb. her bir bileşenin birbiriyle yakın ilişkili olmasının rekabetçi endişeler doğurabileceği görülmektedir. Büyük veri avantajına ve ağ etkilerine bağlı olarak pazar gücüne sahip olan oyuncuların mobil ekosistemlerde birçok alt pazarda eş zamanlı faaliyet göstermesi, sektöre ilişkin endişeyi daha da beslemektedir. Söz konusu işleyiş, rakip ürünler/hizmetler açısından dışlayıcı etkilerle karşılaşma, tüketici tercihlerinin sınırlanması ve inovasyon rekabetinin olumsuz etkilenmesi gibi riskleri doğurabilecektir.

Yukarıda yer verilen çerçeve dâhilinde, mobil ekosistemlerin yol açtığı (muhtemel) rekabetçi ve rekabet karşıtı etkilerin anlaşılması ve bunlara dayanılarak etkin politikaların kurgulanması, dijital ekonomide rekabetçi bir piyasa ortamının oluşması adına önemli bir adım teşkil etmektedir. Mobil Ekosistemler Sektör İncelemesi bu adıma öncülük etmek amacıyla başlatılmıştır.

Azami katılım ve veri derinliğinin sağlanması bakımından Mobil Ekosistemler Sektör İncelemesinde, hizmet sağlayıcıların yanı sıra hizmetin kullanıcısı olan uygulama geliştiricilerin, nihai tüketicilerin ve cihaz üreticilerinin bilgilerine başvurulması hedeflenmektedir. Bu verilerle sektörün rekabetçilik odağında kapsamlı bir fotoğrafının ortaya konulması; etkin ve rekabetçi bir işleyişi teminen rekabet hukuku ve düzenleme alanlarında atılması gereken adımların belirlenmesi amaçlanmaktadır.

Kamuoyuna saygıyla duyurulur.

İnceleme kapsamında işletim sistemleri ve sistemlere ait olan uygulama pazarlarının kullanıcıları olumsuz etkileyip etkilemediği araştırılacak. Buna bağlı olarak haksız rekabet ya da tüketici refahını etkileyen tarzda içerikler ortaya çıkarsa yüklü miktarda para cezası verilmesi muhtemel görünüyor.

3D yazıcılar geliştiren Quantica, 14 milyon euro yatırım aldı

3D yazıcılar ve eklemeli üretim teknolojileri geliştiren Quantica, 14 milyon euro yatırım aldı. Tur, Scale Capital‘ın, byFounders‘ın ve mevcut yatırımcıların katılımıyla düzenlendi.

Berlin’de kurulan girişim, amiral gemisi NovoJet™ ürünüyle gelişmiş, çok malzemeli 3D baskı teknolojisinin tasarımı ve geliştirilmesinde uzmanlık sergiliyor. Quantica’nın yenilikçi teknolojisi, NovoJet adı verilen ultra yüksek viskoziteli, çok malzemeli baskı kafası teknolojisine dayanıyor. 

Geliştirilen teknoloji, yeni bir uygulama alanı açıyor ve daha zengin bir görünüm veya işlev için birden fazla yüksek performanslı malzemeyi tek bir nesnede birleştirebiliyor. Ayrıca işlevsel, yüksek performanslı parça ve ürünlerin oluşturulmasına olanak sağlayan kapsamlı son işleme ihtiyacını da ortadan kaldırıyor.

Girişim, ilk 3D yazıcısını 2023 yılı bitmeden tüketicilerle buluşturmayı planlıyor. İlk ürün, müşterilerin kendi endüstriyel sınıf, çok malzemeli sıvılarını ve uygulamalarını geliştirmelerine olanak sağlamak için açık bir uygulama geliştirme platformu olarak satılacak. Quantica şimdiye kadar çok sayıda araştırma enstitüsünün, üniversitenin ve endüstriyel ArGe ekibinin ilgisini çekmeyi başardı. Özellikle dişçilik endüstrisinde yer alan birçok şirket, girişime ilgi gösteriyor.

Quantica CEO’su Claus Moseholm

“Ekibimiz birkaç yıldır bu çığır açan teknolojiyi geliştirmeye kendini adadı ve bu yatırım, ürünlerin üretim şeklini değiştirme yolculuğumuzda önemli bir kilometre taşını temsil ediyor. Teknolojimizi bir sonraki seviyeye taşımaktan ve tasarımcıları, geliştiricileri ve üreticileri daha iyi, daha hızlı ve daha verimli yaratmaları için desteklemekten heyecan duyuyoruz. Bu yatırımla, inovasyonu ve büyümeyi sürdürmeye devam edebileceğimizden eminiz.”

Yeni yatırım, girişimin ilk ürünlerini piyasaya sürerken pazarlama çalışmalarını desteklemek için kullanılacak.

2022 yılında 15 kat büyüyen EasyCep’in yıl sonu hedefi 400 bin telefonu yenilemek

Türkiye’de yenilenmiş telefon pazarının oyuncularından EasyCep, tüketicileri yenilenmiş telefon tercihinin faydaları hakkında bilinçlendirerek 2022 yılında büyüme yolunda önemli bir ivme kazandı.

Telefon ve teknolojiyi tüm tüketiciler için ulaşılabilir hale getirmeyi hedefleyen şirket, 2022 yılında küresel ekonomide ve yurt içinde yaşanan zorlu ortamda binlerce telefonun yenilemesini yaparak ekonomiye kazandırdı. Şirket, sağladığı fırsatlarla artan tüketici ilgisi sayesinde geçen yıl 15 kat büyüdü. 2023 yılında telefon yenileme kapasitesini 3 kat artırmayı planlayan EasyCep, bu yıl sonu itibarıyla kuruluşundan itibaren toplamda 400 bin adet telefonu yenilemiş olmayı hedefliyor.

Mağaza sayısı 60’a, çalışan sayısı 700’e çıkacak

Geçtiğimiz yıl 20 yeni mağaza açarak toplamda 15 farklı şehirde 26 mağazaya ulaşan EasyCep, 2023 yılı mart ayı itibarıyla 40 mağazada hizmet veriyor.

EasyCep CEO’su Mehmet Akif Özdemir, verdiği demeçlerde;

“Bu yıl sonunda 60 mağazaya ulaşacağız. CarrefourSA ve Turkcell mağazalarından sonra çok yakın zamanda Türkiye genelinde yer alan 41 Migros mağazasındaki stantlarımızda tüketici ile buluşacağız” diyen Özdemir, şunları söyledi: “Geçen yılın başında 109 olan çalışan sayımız, yıl sonuna geldiğimizde 477’ye ulaştı. Bu yıl ekibimizi 700 kişiye çıkarmayı hedefliyoruz. Kurduğumuz EasyAkademi ile hem teknik hem de kişisel gelişimlerine katkıda bulunduğumuz ekibimizin büyümesine paralel olarak telefon yenileme kapasitemizi de ayda 45 bin adet seviyesine yükselteceğiz. EasyCep olarak yaptığımız bu istihdam ve altyapı yatırımlarıyla 2023 yılı sonu itibarıyla 2,7 milyar TL brüt ciroya ulaşmayı hedefliyoruz.”

Hedef üç yıl içinde unicorn olmak

“Yeni bir pazar oluşturmanın zorluğuna rağmen, şimdiye kadar elde ettiğimiz başarıya bizi götüren etkenlerin başında, sunduğumuz faydaların yanında tüketicinin bize güvenmesi geliyor. Bunu da teknik ve finansal altyapımıza, ekibimizin uzmanlığına ve gelişmeye yaptığımız yatırıma borçluyuz” dedi. 2022 yılında 64,1 milyar $’a ulaştığı tahmin edilen dünya yenilenmiş telefon pazarının 2030’a kadar yüzde 11,45’lik yıllık bileşik büyüme oranıyla yaklaşık 146,43 milyar $’a ulaşacağının öngörüldüğünü belirten Özdemir, “Bu görünüme ek olarak başarılı performansımız sayesinde 2022 Yılında seri A yatırım turunda 100 milyon dolar değerleme üzerinden 11 milyon dolarlık yatırım aldık. Kararlılığımız ve iş modelimize olan inancımız ikna sürecinde oldukça etkili oldu. Şimdi de, en az 50 milyon dolar yatırım alma hedefiyle Seri B yatırım turu hazırlıklarımızı yapıyoruz. Amacımız, 2026 yılı itibarıyla Türkiye’den çıkan unicorn’lar arasına katılmış olmak” diye konuştu.

Yüzde 30 daha ucuz ve çok çevreci

Tüketiciye sundukları değerin çok açık olduğunu belirten Özdemir, şunları söyledi: “Eski cihazlarını kapılarından alıp değerlendiriyoruz, telefon alımlarında da, peşin fiyatına 12 ay taksit ve 12 ay garanti veriyoruz. Bu yılın başında yeni telefon alımlarında tüketici kredisi ile 3 ayla sınırlandırması sonrasında daha belirgin hale gelen bu faydayı anlatmaya devam edeceğiz. Yurtiçinde yenilenmiş telefon pazarı, toplam pazarın henüz yüzde 1’i bile değil. Batı Avrupa’da ve Kuzey Amerika’da ise bu oran yüzde 20’ye ulaşıyor. Yenilenmiş telefonların, muadili yeni telefonlara göre yüzde 30’a varan oranda daha ucuz oluşun yanı sıra, çok daha çevreci oluşunun fark edilmesi bu pazarın gelişiminde önemli rol oynayacak” diye konuştu.

Yeni bir telefonun üretilmesinde yaklaşık 85 kg karbon salımı gerçekleşirken, bunun yüzde 95’lik kısmı üretim safhasında ortaya çıkıyor. Bir ağacın bu miktarda bir karbon salınımını dengelemesinin ise neredeyse 20 yıl sürdüğünün altını çizen Özdemir, “EasyCep olarak, kurulduğumuz ilk günden bu yana toplamda yaklaşık 200 bin telefonu lisanslı yenileme merkezimizde yenileyerek ekonomiye ve çevreye kazandırmaktan mutluyuz” diye konuştu.
Sadece ürün değil bütünleşik bir hizmet sunuyoruz

EasyCep CEO’su Mehmet Akif Özdemir, sadece ürün değil hizmet portföylerini de büyüttüklerini belirterek, şunları söyledi:

“EasyCep olarak Türkiye’nin en büyük yenilenmiş ürün marketiyiz. Satmış olduğumuz telefonlar kadar tüketiciye daha iyi bir müşteri deneyimi sağlamak adına verdiğimiz hizmetlerin çeşitliliğine de önem veriyoruz. Bu kapsamda ürün portföyümüze Colendi iş birliği ile başlattığımız ‘Telefon Koruma Paketi’ ürünümüz olan ‘EasyCare’i, mağazalarımıza gelen müşterilerimizden telefonlarını alıp yetkili servise gönderip 2 gün içerisinde kendilerine teslim ettiğimiz iş modelimiz olan ‘EasyFix’i ve satışlarımızın yüzde 20’lik kısmının gerçekleştiği mobil uygulamamızı hayata geçirdik. Büyümeye ve ürün portföyümüzü genişletmeye devam edeceğiz. Sadece hizmet çeşitliliğinde değil bu yıl ürün çeşitliliğimizi de arttırdık. Arzum küçük ev aletlerini portföyünüze ekledik özellikle mağazalarımızda ürün portföyümüze farklılık kazandırarak müşterilerimizin dikkatini daha da çekmiş olduk. Beklediğimizden çok daha fazla verim aldık diyebilirim. Fiyat performans açısından tüketici için oldukça iyi bir fırsat oldu. En çok talep gören ürünlerimiz evlerin olmazsa olmazı kahve ve çay makinaları, blender ve dikey süpürgeler oldu.”