Ana Sayfa Blog Sayfa 173

Google Play Games Avrupa’ya geliyor

Google, sevilen Android oyunları Windows PC’nizde oynamanıza izin veren Play Games hizmetini Avrupa’ya getiriyor. İlk olarak bir yıldan uzun bir süre önce beta platform o günden beri farklı pazarlarda kullanıma sunuldu.

Platform, bugüne kadarki en büyük genişlemesini kaydetti. PC için Google Play Games artık tüm Avrupa ve Yeni Zelanda’da oyun severlerle buluşturuldu. Avrupa dahilinde platform, ülkemizde de aktif olarak kullanılabiliyor.

Google’ın Mart ayında Game Developers Konferansı’nda söz verdiği gibi şirket, Play Games for PC beta sürümünü Yeni Zelanda ve diğer Avrupa pazarlarına genişletti. Beta daha önce yalnızca 13 ülkeyle sınırlı olduğundan, bu şimdiye kadarki en büyük genişleme oluyor. Bu genişletme ile PC için Google Play Games artık 56 ülkede aktif edildi.

Hizmetin genişletilmesiyle birlikte yeni oyunlar da entegre ediliyor. PC için Play Games artık 1945 Air Force, Blade Idle ve Cookie Run: Kingdom dahil 100’den fazla oyunu destekliyor. Google, gün geçtikçe hizmete daha fazla oyun ekleyeceğini açıkladı.
Google Play Games, Ocak 2022’de beta testinde kullanıma sunuldu. İnsanların Windows bilgisayarlarında Android mobil oyunları oynamalarına olanak tanıyor. Ayrıca Android mobil ve tablet ile ChromeOS’u destekler. Platformlar arası doğası sayesinde, oyuncular bir cihaza geçerken başka bir cihaza kaldıkları yerden devam edebiliyorlar. 

 

Hizmet ilk olarak Hong Kong, Güney Kore ve Tayvan gibi denizaşırı pazarlarda kullanıma sunuldu. Kasım ayında Amerika Birleşik Devletleri ve diğer ülkelere yayıldı. Mart ayında Avustralya, Brezilya, Kanada, Endonezya, Malezya, Meksika, Filipinler, Singapur ve Tayland’a genişledi. Artık Avrupa ülkelerinin çoğunda kullanılabiliyor.

Renault Austral Türkiye’de satışa sunuldu: İşte aracın özellikleri

Renault Austral lansmanı, “Bu Yolculuk Senin” mottosuyla Türkiye’nin en büyük adası, aynı zamanda da en batısı olan Gökçeada’da gerçekleşti. Benzersiz lansman yolculuğunda, bugüne kadarki en iyi Renault deneyimine odaklanıldı. Sürüş rotasındaki tüm alanlar Renault’nun yeni marka dünyası ve yeni modeli Austral’in ruhuna uygun olarak tasarlandı.

Gelişmiş kalite algısına sahip dış tasarım 

Yeni Renault Austral, duyguları harekete geçiren silüeti ve özenle şekillendirilen güçlü çizgileriyle yüksek kalite algısı sunuyor. 3D derinlik efektli yüksek teknoloji arka farları ve ön farlarda elmas şeklinde desenler gibi detaylarla da Renault’nun yeni ‘duygusal teknoloji’ tasarım ilkeleriyle birleşiyor.

Dikkat çekici, atletik ve aynı zamanda zarif bir dış tasarıma sahip Yeni Renault Austral, dışarıdan bakıldığında ideal gövde orantısı ile ferahlık hissi veriyor. Esprit Alpine versiyonuna özel atletik görünümü vurgulayan Saten Mineral Gri renk seçeneği bulunan Yeni Renault Austral; Sedef Beyaz, Alev Kırmızı, Demir Mavi, Yıldız Siyah ve Mineral Gri gövde renkleriyle de satışa sunuluyor.

Daha özgün bir görünüm için isteğe bağlı olarak çift renk de uygulanabiliyor. Çift renk uygulamasında tavan Yıldız Siyah renge dönüşürken, bu renk aynı zamanda köpekbalığı anten, ayna kapakları, ön tampondaki hava girişleri ve eşik panelinde kullanılabiliyor.

Yeni Renault Austral, Techno Esprit Alpine versiyonunda elmas kesimli Daytona Siyahı 20” alaşım jantlar sunulurken, tüm jant modellerinin merkezinde yeni Renault logosu yer alıyor. 

İç tasarım: Bir teknoloji kozası

Yeni Austral, 564 cm2 OpenR Link bilgi-eğlence sistemiyle sürüş keyfinden ödün vermeden herkes için en iyi teknolojiyi içeriyor. 12,3” dijital gösterge ekranı, geliştirilmiş 3 boyutlu araç grafiklerine ek olarak sürüş destek sistemleri uyarılarını da ekrana yansıtıyor.

Kendi kendini ayarlayan parlaklık ve optimize edilen yansıtma özellikleri sayesinde, OpenR ekranı iç mekâna daha teknolojik, daha şık ve daha çekici bir görünüm kazandırıyor.

Yeni Austral şık ve modern yapılı orta konsoluyla sürücü ve ön yolcunun yaşam alanlarını net bir şekilde ayırıyor. Pratik bir depolama alanına sahip ileri geri ayarlanabilir el desteği, 9” OpenR bilgi-eğlence ekranını konforlu bir şekilde kumanda etmenizi sağlarken ayrıca telefonunuzu kablosuz şarj edebileceğiniz bir alan olarak da işlev görüyor.

Yeni Austral’ın iç mekânı, deri, Alcantara, dolgulu kumaşlar ve dokunma hissi uyandıran malzemeler içeriyor. Kabin içini Derin Parlak Siyah ve Saten Krom detaylar tamamlıyor. Kaliteli malzemeler otomobilin iç mekânındaki kalite algısını ve sıcaklığı arttırıyor.

İç ortam aydınlatması, direksiyon üzerindeki düğmeden erişilebilen multi-sense ayarları ile kişiselleştirilebiliyor. Sürücü, 48 farklı renk arasından seçim yapmaya yardımcı olan bir kaydırma çubuğunun bulunduğu OpenR ekranı aracılığıyla aydınlatmanın rengini ve yoğunluğunu ayarlayabiliyor.

Renault’nun ‘yaşanası otomobiller’ yaklaşımına sahip Yeni Austral, tüm aileyi rahat ettirecek şekilde tasarlandı. Kendi kategorisinde öne çıkan geniş diz mesafesiyle arka bölüm konforu üst seviyeye çıkarılıyor. Koltuk sırası 16 cm kaydırıldığında, daha geniş bir bagaj alanı elde ediliyor. Koltuklar gerideyken bagaj hacmi 500 dm3 VDA olup, elektrikli bagaj kapağı kullanım kolaylığı sunuyor. Koltuklar 16 cm ileri kaydırıldığında bagaj hacmi 575 dm3 VDA’ya yükseliyor. Arka koltuk sırası katlandığında bagaj hacmi 1.525 dm3 VDA’ya kadar çıkabiliyor.

İç mekânda çok sayıda pratik saklama alanı bulunuyor. Yeni Austral’daki toplam saklama alanı yaklaşık 35 litreyi buluyor.

Yeni platform, yeni performans

Yeni Renault Austral, yeni nesil CMF-CD platformunu kullanan ilk Renault modeli. Yeni Austral’ın sağlamlaştırılan gövdesi ile yana yatma eğilimleri iyileştirildi ve şasi, pazarda öne çıkan konfor/verimlilik/tepki oranı için daha hafif ve daha sağlam hale getirildi. 

Yakıt verimliliği ve emisyon açısından iddialı motor seçeneği

Yeni Austral’da kullanılan 12V mild hybrid teknolojisi, geliştirilmiş bir Stop & Start ve Sailing Stop işleviyle verimliliği destekliyor. Bu, özellikle fren anında enerjinin geri kazanılmasına yardımcı oluyor ve otomatik şanzımanda yavaşlarken motoru durduruyor. Tüm bunlar yakıt tüketimini ve emisyonları azaltırken aynı zamanda günlük kullanım konforunu da destekliyor.

Yeni Austral’daki 160 bg 12V mild hybrid motor, 1.600 ile 3.250 d/d aralığında 270 Nm maksimum tork kullanıma sunuyor ve ortalama 6,3 lt/100 km yakıt tüketirken 142 gr/km’lik CO2 emisyon değerlerine imza atıyor. 

Daha fazla konfor ve güvenlik için yenilikçi teknolojiler 

Multi-sense daha keyifli ve gelişmiş bir sürüş deneyimi için Yeni Austral’ın araç içi deneyimini kişiselleştirmeye yardımcı oluyor.

Multi-Sense teknolojisi; Eco, Comfort ve Sport olmak üzere üç sürüş moduna sahip. Dördüncü mod Perso (Kişisel) ise her ayarın kontrolünü sürücüye bırakıyor. Yeni Austral ayrıca, yakıt tüketimini azaltmaya yardımcı olmak üzere otomatik olarak Eco moduna geçilmesini öneren yeni bir proaktif işleve de sahip.

Gelişmiş pasif güvenlik

 Yeni Austral, geliştirilmiş pasif güvenlik ekipmanlarıyla sürücü, yolcular ve trafikteki herkes için en iyi koruma seviyesini sunuyor. Tipik güvenlik özellikleri iyileştirilen ve yandan çarpışma durumunda sürücü ile ön yolcu arasına konumlandırılan orta konsol hava yastığı da eklenen Austral, Euro NCAP testlerinde aldığı 5 yıldız ile Türkiye yollarına çıkıyor.

Akıllı ve proaktif sürüş yardımcıları

Yeni Renault Austral’de sunulan 20 adet sürüş destek sistemi, Sürüş, Park Etme ve Güvenlik olmak üzere üç kategoriye ayrılıyor.

“C-SUV segmentinde Yeni Renault Austral ile liderliği hedefliyoruz”

MAİS A.Ş. Genel Müdürü Dr. Berk Çağdaş:

“SUV gövde tipi ve C-SUV alt segmenti Türkiye’de her geçen gün daha da güçleniyor. Bugün Türkiye’de satılan her 2 araçtan 1’ini C segmenti modeller oluştururken, en çok satılan gövde tipinde de SUV modeller yer alıyor. Bugüne kadarki en iyi Renault olarak konumlandırdığımız, aynı zamanda da AUTOBEST jürisinin “2023 Avrupa’nın Satın Alınacak En İyi Otomobili” ödülüne layık gördüğü Yeni Renault Austral ile C segmentindeki hakimiyetimizi güçlendiriyoruz. Türkiye’de daha sportif Esprit Alpine donanımıyla satışa sunulan ilk model olma özelliğine sahip yeni Renault Austral, verimli 160 bg mild hybrid motor seçeneğiyle de çok iddialı. Kullanıcıların tüm ihtiyaçlarına hem teknolojik hem de tasarım özellikleriyle cevap veren yeni Renault Austral ile beklentilerin de üstüne çıkıp C-SUV segmentinde liderliği hedefliyoruz” ifadelerini kullandı. 

Tp teknolojileri geliştiren DEBx Medical, 10 milyon euro yatırım aldı

Kronik yaralardan muzdarip milyonlarca insanın yaşam kalitesini artıran tıp teknolojisi girişimi DEBx Medical, 10 milyon euro yatırım aldı. Yatırım, TVM Capital Healthcare tarafından yapıldı.

İyileşmesi zor yaralar, kötü hasta sağlığı ve yaşam kalitesi sonuçlarının yanı sıra sağlık sistemleri için önemli bir masrafa yol açabiliyor. DEBx Medical’in fark yaratmaya çalıştığı yer de tam olarak burası oluyor.

2019 yılında Bert J. Quint, Carlo Alberto Bignozzi ve Alberto Cogo tarafından kurulan DEBx Medical, yara enfeksiyonunu ortadan kaldırmak için tek bir tedavi geliştirmeyi ve satmayı amaçlıyor.

Hollandalı girişim, doktorlara ve hastalarına teşhisten tedaviye, takip bakımına ve yara yatağı yönetimine kadar yardımcı olmak istiyor. Teknolojinin temel inançları, kullanımı ve düzenli klinik uygulamada uygulanması basit olan düşük maliyetli tedaviler sağlamaya odaklanıyor.

Bunu yapmak için DEBx Medical, iyileşmeyen kronik yaralar için mevcut tedavilere üstün bir alternatif sağlayan DEBRICHEM adlı “çığır açan” bir ürün geliştirdi. Ürün, enfeksiyonlu bir yaranın topikal tedavisi için tasarlanmıştır ve enfeksiyonun debridman, ardından temizlik ve pansuman ile çıkarılmasını kolaylaştırmaya yardımcı oluyor.

Girişimin kurucu ortağı Bert Quint:

“Ürünümüz DEBRICHEM, kronik yara bakımı için hastaların hızlı, güvenli ve etkili bir şekilde iyileşmesine yardımcı olma potansiyeline sahip. Tek bir tedaviden sonra, kronik yaraların yüzde 90’ından fazlası iyileşmeye başlıyor.” dedi

DEBRICHEM, tek kullanımlık tıbbi cihaz olarak onaylanmış asidik bir jel olarak karşımıza çıkıyor. Şubat 2021’de CE ve ISO onaylarını alan DEBx Medical, 5.000’den fazla hastayı tedavi etti ve ürününü piyasaya sürmeye hazır.

Girişim, yeni yatırımı DEBRICHEM’i hastaların yararına ticarileştirmek için kullanacak.

Opera, yapay zeka destekli tarayıcı asistanı Aria’yı tanıttı

Popüler web tarayıcısı Opera, kullanıcılarının tarayıcı deneyimini geliştirmek için tasarlanmış entegre yapay zeka asistanı olan Aria‘yı tanıttı. Aria, tarayıcının kendisinde ücretsiz üretken yapay zeka hizmetleri sağlamak için OpenAI‘nin GPT teknolojisinden yararlanıyor.

Opera’nın yenilikçi “Composer” mimarisi üzerine inşa edilen Aria, kullanıcılara bir dizi işlevsellik sunuyor. Aria, web’de arama yaparken, metin veya kod oluştururken veya ürün bilgisi ararken, bir sohbet arabirimi görevi görerek yapay zeka yetenekleriyle sorunsuz etkileşim sağlıyor. Ek olarak Aria, kullanıcı deneyimini daha da geliştiren canlı web sonuçlarını birleştiriyor.

Aria’nın altında yatan Composer altyapısı, genişletme planları ve gelecekte daha fazla yetenek eklenmesiyle birden çok yapay zeka modeliyle bağlantıya izin veriyor. Bu genişleme, arama hizmetlerini Aria’nın tekliflerine dahil etmek için Opera’nın ana ortaklarıyla iş birliğini içeriyor.

Şu anda erken erişim sürümleri mevcut olsa da Aria’ya çeşitli platformlarda 180’den fazla ülkede erişilebiliyor. Opera PC kullanıcıları, Opera One’ın en son sürümünü indirerek Aria’ya erişebilirken Android kullanıcıları, Google Play Store’dan indirilebilen Opera’nın beta sürümünü seçebiliyor.

Aria’nın Opera’ya entegrasyonuyla kullanıcılar, artık güncel internet içeriğine gerçek zamanlı erişimden yararlanarak tarama faaliyetlerinde yapay zekanın gücünden yararlanabiliyor. Opera, yapay zeka hizmetlerini tarayıcıya sorunsuz bir şekilde entegre ederek, tarama deneyimini yeniden tanımlamayı ve kullanıcılara çeşitli görevler için gelişmiş yetenekler sağlamayı amaçlıyor.

Sony, yeni nesil el konsolu hakkında bilgiler verdi

Mobil oyun pazarındaki popülaritenin ardından Sony, kullanıcıların istedikleri yerde oyun oynayabileceği yeni nesil el konsolu hakkında bilgiler verdi. Sony, geçtiğimiz gün PlayStation Showcase etkinliğinde PS5 ve Project Q entegrasyonunun detaylarına açıklık getirdi.

Project Q, oyuncuların çok sevdikleri PlayStation kitaplıklarını paylaşılan bir WiFi ağı aracılığıyla kompakt bir ekrana zahmetsizce aktarmalarına olanak tanıyarak hareket halindeyken oyun oynamada devrim yaratmayı amaçlıyor. Sorunsuz işlevsellik sağlamak için oyunların eşleştirilmiş PlayStation 5’e önceden yüklenmiş olması gerekiyor. PlayStation VR 2 oyunlarının bu cihazla uyumlu olmayacağı belirtildi.

Project Q’nun en önemli parçası, Nintendo Switch’i veya daha yeni Steam Deck’i anımsatan sekiz inçlik etkileyici bir ekranla gelmesi oluyor. Ekranı çevreleyen, standart bir PlayStation 5 kontrol cihazının tüm düğmelerini ve özelliklerini çoğaltmak için ustaca tasarlanmış PlayStation kontrol cihazı ortaya çıkıyor. Bu kusursuz entegrasyon, PlayStation meraklıları için tanıdık bir oyun deneyimi vaat ediyor.

Project Q’ya ek olarak Sony, özel PlayStation 5 kulaklıklarını da tanıttı. Bu kulakiçi kulaklıklar, hem PS5 hem de PC platformlarında oyun oynarken kayıpsız ses sunarak yoğun ses deneyimi vaat ediyor. Bu kulaklıklarla Sony, oyunculara oyunlarını gerçekten geliştiren bir işitsel deneyim sunarak oyun sesini yeni zirvelere yükseltmeyi hedefliyor.

Sony’nin Project Q ve benzeri akış cihazlarının geleceği umut verici ve heyecan verici görünüyor. Project Q’nun sekiz inçlik ekran boyutu, oyunculara sürükleyici bir görsel deneyim sunarak daha büyük ekranların ve hatta katlanabilir ekranların potansiyeline işaret ediyor. Sony’nin yenilik taahhüdü ve taşınabilir oyun çözümlerine yönelik artan taleple, Project Q ve benzeri cihazların geleceği şüphesiz parlak ve nerede olurlarsa olsunlar oyuncular için heyecan verici bir oyun deneyimi vaat ediyor.

Mercedes-Benz E serisi, Apple Car Key desteği alıyor

Mercedes-Benz E serisinin Apple Car Key özelliği sayesinde iPhone ve Apple Watch sahipleri tarafından kolayca açılabileceği duyuruldu. Bu sayede kullanıcılar, anahtara ihtiyaç duymadan araçlarını açabiliyor.

Car Key özelliği ile beraber sürücülerin geleneksel anahtarlıklar veya fiziksel araba anahtarlarının yerine iPhone ve Apple Watch’larını kullanmaları sağlanıyor. Bu işlevsel özellikle sürücüler, iPhone veya Apple Watch’larını arabanın NFC okuyucusunun yakınında tutarak araçlarını kilitleyip kilidini açarak çalıştırabiliyor.

Car Key özelliğinin faydaları burada bitmiyor. Mercedes me hesabının ana kullanıcısı diğer kullanıcılara çeşitli haklar atayabiliyor. Araca erişmelerine ve hatta onu kullanmalarına izin verebiliyor. Araç aynı anda birden fazla kullanıcıyı tanıyabiliyor ve dijital araba anahtarını en fazla 16 kişi kullanabiliyor. AirDrop, iMessage ve diğer mesajlaşma servisleri aracılığıyla gönderilebildiği için anahtarı paylaşmak da kolay ve rahat oluyor. Alıcılar daha sonra anahtarı kendi Apple Cüzdan’a ekleyebiliyor.

Telefonunun pilinin bitmesinden endişe eden kullanıcılar için yeni iPhone modelleri, akıllı telefonunuz ölmüş olsa bile Car Key özelliğinin kullanılmasına olanak tanıyor. Anahtarlar, iPhone ve Apple Watch’daki Cüzdan uygulamasında saklanıyor. Böylece erişimi ve başkalarıyla paylaşmayı kolaylaştırıyor.

Mercedes-Benz E serisine Car Key özelliğinin eklenmesi, sürücülerin araçlarına erişmesini ve araçlarını kullanmasını daha da kolay ve rahat hale getiren hoş bir yükseltme oluyor. Bu özelliğin yaygınlaşmasıyla beraber fiziksel anahtarların gelecekte kaldırılacağı tahmin ediliyor. 

Cevat Yerli liderliğindeki The TMRW Foundation, Internet of Life’ı başlatıyor

Web 3.0 teknolojisinin öncüsü olmak amacıyla Cevat Yerli liderliğindeki Danışma Kurulu’nu atayan The TMRW Foundation, Internet of Life‘ı başlattığını duyurdu. Küresel liderlerin desteğiyle Web3 çözümleri aracılığıyla iletişim ve çalışma biçimlerini dönüştürmeyi hedefleyen The TMRW Foundation, bu önemli adımla eşitsizlikleri gideren teknolojik çözümler sunmayı ve Web3 destekli bir gelecek inşa etmeyi amaçlıyor.

Gerçekliğin gücüyle Internet of Life™’ı inşa etmek ve internetin üçüncü neslini şekillendirmek misyonuyla The TMRW Foundation, danışma kurulunun oluşturulduğunu duyurdu. Internet of Life™’ı ortaya çıkışında, gerçek zamanlı bir arada olma, gerçek dijital kimlik ve insan doğasına hizmet eden çözümlerin gücü rol oynadı. Web’in 2D internetten 3D bağlantılı alanlara geçişini yönlendirmeyi amaçlayan by misyon ışığında The TMRW Foundation’ın çalışmaları, Web 3.0 teknolojisinin kapsayıcı, erişilebilir, insana odaklı ve eğlenceli olmasına odaklanıyor.

Internet of Life’ın ortamlarını, gerçekçi 3D dijital iletişim platformu ROOM’u güçlendiren RealityOS adlı özel bir teknoloji geliştiren The TMRW Foundation; 3D simülasyon, sanal ve artırılmış gerçeklik ile yapay zeka alanında birçok patentle desteklemesi sayesinde Web 3.0’ın çeşitli endüstrilerdeki yeteneklerini artırmayı hedefliyor.

  • Eski CEO ve Deutsche Bank Başkanı Josef Ackermann
  • İrlanda Eski Başbakanı Enda Kenny
  • Integrated Insights Limited Başkanı ve Kurucusu Chris Thomas
  • Dentons Global Advisors’ın bir parçası olan Albright Stonebridge Group’un Genel Müdürü Michael Warren
  • Dünyanın en büyük Fikri Mülkiyet ve Teknoloji gruplarından birinin Kurucu Başkanı Song K. Jung

Danışma Kurulu sayesinde kurumun Web3 vizyonu; uluslararası ticaret, hükümet ve Web3 teknolojileri konularında deneyime sahip beş tanınmış lider tarafından destekleniyor. Toplamda 300’den fazla patente sahip olan The TMRW Foundation, uluslararası sektörlerde hükümet, eğitim, finans, hukuk ve eğlence gibi alanlara yönelik dönüşüm hizmetlerini başlatıp genişlettikçe; danışma kurulu liderlik, denetim, kurumsal yönetişim ve strateji gibi konularda danışmanlık sağlayacak.

Citi GPS 2022 verilerine göre Meta-evren ekonomisi için toplam adreslenebilir pazarın 2030 yılına kadar 8 trilyon ila 13 trilyon dolar arasında ve dünya çapında 5 milyar kullanıcıya ulaşması bekleniyor. Web 2.0’ın bağlantılı sayfaların internetinden Web3’ün 3 boyutlu bağlantılı alanlarına geçişte rehberlik etmek için ideal bir konumda buluna The TMRW Foundation’ın iletişim kurma, çalışma ve bir araya gelme biçimlerini sonsuza dek değiştirmesi hedefleniyor.

“The TMRW Foundation’ın Danışma Kurulu’na bu kadar önemli sektör liderlerinin atanması, vizyonumuzun güçlü bir yansımasıdır.” diyen The TMRW Foundation’ın Kurucusu ve CEO’su, dünya çapında tanınan oyun endüstrisi öncüsü Cevat Yerli; “Toplumu küresel ölçekte en önemli ihtiyaçlarına yönelik Web3 odaklı çözümler yaratma ve sunma konusunda çeşitlilik, yetenek ve yüksek deneyime sahip liderleri bir araya getiriyoruz. Şirketimizin stratejik odak noktasına verdikleri destekten onur duydum ve ürünlerimizi, fikirlerimizi ve kavramlarımızı dünyaya daha fazla tanıtabilmek için yakın işbirliği yapmayı dört gözle bekliyorum.” dedi.

The TMRW Foundation Danışma Kurulu Başkanı ve eski Deutsche Bank CEO’su Dr. Josef Ackermann ise atamasıyla ilgili olarak şunları söyledi:

“The TMRW Foundation, son yıllarda teknolojik gelişmenin ortaya çıkardığı eşitsizliklere çözüm sunan, herkese erişilebilir teknoloji ürünleri ve hizmetleri sunmaya odaklanmasıyla diğer kuruluşlardan ayrılıyor. Web3 destekli bir geleceğe toplumu hazırlamak için yapılması gereken çok önemli çalışmalar var ve ben bu konuda ekibin çabalarını desteklemekten memnuniyet duyuyorum.”

Danışma Kurulu’nda bulunan, Eski İrlanda Başbakanı Enda Kenny düşüncelerini şu sözlerle paylaştı: “Özel sektör ve hükümet arasındaki işbirliğinin, topluma temel hizmetlerin sunumunda hiç olmadığı kadar önemli olduğu bir dönemde Danışma Kurulu’na katıldığım için kendimi ayrıcalıklı hissediyorum. The TMRW Foundation’ın misyonuna sıkıca inanıyorum ve işin stratejik hedeflerinin ilerlemesine destek olmaktan mutluluk duyacağım.”

Dentons Global Advisors’ın bir parçası olan Albright Stonebridge Group’un Genel Müdürü Michael Warren ise şunları ekledi: “Son birkaç yılda hükümetler ve özel kuruluşlar için dijital oyun alanını tamamen değiştiren birçok gelişme yaşandı. The TMRW Foundation olarak, Web3 teknolojisinin insanların hayatlarına nasıl etki ettiğini belirlemeye çalışıyoruz.”

Song K. Jung, verdiği demeçte;

“Bu heyecan verici girişime uzun süredir sürdürdüğüm patent hukuku alanındaki deneyimimi katmanın mutluluğunu yaşıyorum. Bugünün hızla ilerleyen teknoloji odaklı dünyasında, fikri mülkiyeti korumak hiç olmadığı kadar önemli. Bu değeri olan fikri mülkiyeti korumak ve paraya dönüştürmek için kendini adamış bir ekibin parçası olmaktan onur duyuyorum.” şeklinde yorum yaptı.

Integrated Insights’ın Başkanı ve Kurucusu Chris Thomas ise şunları söyledi: “Bugünün teknoloji iş dünyası inanılmaz derecede dinamik ve bir geçiş sürecinde bulunuyor. The TMRW Foundation’ın dünya çapında iletişim şeklimizi devrimleştirmesine yardımcı olabilmekten dolayı çok heyecanlıyım.”

İnsansı robotlar geliştiren Figure, 70 milyon dolar yatırım aldı

İnsansı robotlar geliştirmek için önemli çalışmalar yapan Figure, düzenlenen Seri A turda 70 milyon dolar yatırım aldı. Parkway Venture Capital tarafından yönetilen tura Aliya Capital, Bold Ventures, Tamarack Global ve FJ Labs katıldı.

2022 yılında kurulan girişim, insanlığın geleceğini olumlu yönde etkilemeninçağımızda ahlaki önceliğe sahip olduğuna inanıyor. Bu konuda en anlamlı etki, kaynaklarımızı gelişen teknolojilere adamamızdan geliyor. Önümüzdeki çağda yapay zeka (AI) ve robotik gibi alanlarda büyük ilerlemeler göreceğiz. Figure de tam olarak burada devreye giriyor.

Girişimin amacı, insanlık üzerinde olumlu bir etki yaratan ve gelecek nesiller için daha iyi bir yaşam yaratan genel amaçlı insansılar geliştirmek oluyor. Geliştirilen robotlar, güvenli olmayan ve istenmeyen işlere olan ihtiyacı ortadan kaldırabilecek gibi duruyor. Sonuçta daha mutlu hayatlar yaşamamıza izin veriyor.

Figure, insan ortamı için üretilmiş genel amaçlı insansı robotların en büyük genel etkiye sahip olmak için isteniyoruz. Bu nedenle, insansı robotlarımız şekil olarak insan vücuduna benziyor. İki bacak, iki kol, iki el ve bir yüz için ekrana sahip. Robotlar, insana benzer yeteneklere sahip karmaşık insan ortamını karşılayıp ve çeşitli koşullarda sonsuz türde destek sağlayabiliyor.

Parkway Venture Capital’den Jesse Coors-Blankenship:

“Yapay zeka teknolojisinde öncü olan şirketlere yatırım yapmaya odaklandık ve otonom insansı robotların işgücü ekonomisinde devrim yaratma potansiyeline sahip olduğuna inanıyoruz. Brett ve Figure’deki sektör uzmanlarından oluşan ekibin geçen yıl kaydettiği hızlı ilerlemeden etkilendik ve Figure 01’in ticarileştirilmesini hızlandırmak için kaynak sağlayan bir finansal ortak olmaktan heyecan duyuyoruz.” dedi. 

Girişim, yeni yatırımla beraber üzerinde çalıştığı Figure 01’i satışa sunacak seviyeye getirmeyi amaçlıyor.

Ses odaklı içerik platformu SoundCloud, çalışanlarının yüzde 8’ini işten çıkaracak

Popüler müzik platformu SoundCloud, geçen sene çalışanlarının yüzde 20’nin işten çıkarmasının ardından yeni bir işten çıkarma dalgası başlatıyor. Bu yeni dalgada, ekibinin yüzde 8‘ini işten çıkaracak.

Geçen yıl şirket, iş gücünde yüzde 20’lik bir azalmayla sonuçlanan zorlu bir ekonomik ortamın acı gerçeğiyle karşı karşıya kaldı. GoogleMeta ve Amazon gibi teknoloji devlerinin izinden giden SoundCloud, bu işten çıkarmaları yeniden yapılanma ve maliyetleri düşürme amaçlı stratejik bir hamle olarak gerekçelendirdi. 2022 kesintileri, SoundCloud’u “sürdürülebilir karlılığa giden bir yola” sokacak şekilde konumlandırılırken, bu hedef şirketin son işten çıkarma turunda da yer aldı.

Şimdi şirket, çalışanlarının yüzde 8’ini daha işten çıkarmaya hazırlanıyor ve bu kararı SoundCloud’un finansal refahını sağlamak ve cari yıl içinde karlılık elde etmek için hem göz korkutucu hem de çok önemli olarak nitelendiriyor.

SoundCloud’un iş gücünü küçültme kararı, çok sayıda teknoloji markasında gözlemlenen genel bir eğilimle uyumlu olsa da şirketin bir süredir kademeli olarak personel sayısını azalttığı biliniyor. 2017’de SoundCloud, ciddi bir iş gücü azaltımı uygulayarak çalışan sayısında tek seferde yüzde 40 gibi şaşırtıcı bir düşüş sağladı.

Sürdürülebilir tedarik zinciri odaklı yerli girişim LogD, Founder One’dan yatırım aldı

Sürdürülebilir tedarik zinciri LogD, ilk yatırım turunu başarıyla tamamladığını duyurdu. Lojistik tedarik zincirinde sürdürülebilir ve inovatif bir uygulama olan LogD’nin Milk Run Yönetim Sistemi, erken aşamada teknoloji odaklı etki girişimcilerini destekleyen etki yatırım fonu Founder One’dan yatırım aldı.

Türkiye’de alanında bir ilk olan LogD Milk Run Yönetim Sistemi, lojistik tedarik zincirinde geliştirdiği yeni teknoloji, operasyon ve sürdürülebilir çevreci malzemelerin kullanıldığı uygulamasıyla büyümeye devam ediyor. Lojistik sektörünün çevreye ve ekonomiye olan negatif etkilerini pozitife dönüştürmek amacıyla kurulan LogD, geliştirdiği sürdürülebilir tedarik zinciri çözümleriyle hem doğaya hem de markalara daha fazla katma değer sağlıyor.

Türkiye’nin öncü perakende markalarıyla başladığı operasyon süreçlerini kesintisiz büyüterek ilerleyen LogD, etki yatırım fonu Founder One’ın yatırımıyla büyümesini hızlandırmak için iyi bir fırsat yakaladığını belirtiyor.

LogD, tedarik zinciri sektöründe inovatif bir sistem sunarak doğanın korunmasına katkı sağlıyor. Milk Run Yönetim Sistemi ile ağaçların kesilmesini engelleyen, karbon ayak izi ve su tüketimini azaltarak şirketlerin sürdürülebilirlik hedeflerine destek olan LogD, şirketlerin tedarik zinciri maliyetlerini düşürüyor ve döngüsel ekonomiye katkı sağlıyor.

Founder One Yatırım Komitesi Üyesi ve Genel Müdürü Ali Şahin, Founder One’ın sürdürülebilir tedarik zinciri sektörüne geliştirdikleri yeni teknoloji ile destek veren bir yerli girişime yatırım yapmaktan büyük mutluluk duyduklarını belirtti.

Ali Şahin:

“Türkiye Girişimcilik Vakfı ve Türkiye Bilişim Vakfı olarak, Maxis Girişim Sermayesi Portföy Yönetimi ortaklığıyla Türkiye’de bir ilki gerçekleştirerek tamamen etki yatırımları özelinde kurduğumuz Founder One olarak, diğer etki alanlarında yatırım yaparak topluma değer katan girişimleri desteklemeye devam edeceğiz” dedi.

LogD Kurucusu Seyhan Gülhan:

“Bu yatırım turunda etki yatırım fonu Founder One’ın desteğini almış olmaktan dolayı mutluyuz. Yatırım, alanında bir ilk olan sistemimizi sürdürülebilir çözümlerimizle entegre etmemiz ve daha da geliştirmemiz için önemli bir etki yaratacak. Girişimimizin potansiyelinin ve etkisinin görülmesi adına bu yatırım sadece bir başlangıç. Milk Run Yönetim Sistemi’ni Türkiye ve yurt dışında geliştirmeye devam edeceğiz” dedi.

Faaliyete başladığı günden bugüne bir milyon kilogramın üzerinde karbon ayak izinin oluşmasını ve binlerce ağacın kesilmesini önleyen LogD, sunduğu çözümlerle 2023 yılının sonuna kadar 325 milyon kilogramdan fazla karbon ayak izini azaltmayı planlıyor. LogD doğaya karşı sorumlu üretim yaparak oluşturduğu karbon ayak izini nötralize etmek için ağaç bağışında bulunuyor.