Ana Sayfa Blog Sayfa 152

Dünyanın ilk yapay doku teknolojisini geliştiren Bloocell, 16 milyon TL hedefle kitle fonlama yatırım turuna çıktı

Tıbbi cihaz / ilaç endüstrilerinin gereksinimlerini karşılamak için yüksek standartlarda ekipman ve otomasyon sistemleri üreten Bloocell, paya dayalı kitle fonlaması turuna çıktı. Tamamlayıcı, tedavi edici ve kişiye özel anatomik formlarda üretilebilen dünyanın ilk yapay doku teknolojisini geliştiren şirketin ürünleri, ortopedi, dental, plastik cerrahi, beyin cerrahi ve kraniyofasiyal cerrahi alanlarında kullanılabiliyor.

Üçüncü nesil biyomateryal olarak tanımlanan teknoloji, dokuları veya uzuvları taklit etmenin yanı sıra tedavisi hedeflenen alanda yeni dokuların oluşmasını sağlayarak vücuttan tamamen uzaklaşıyor. Fonbulucu platformunda 18 Ağustos 2023 tarihine kadar sürecek yatırım turunda şirket paylarının %10’unun arzıyla 16 milyon TL fon talep eden Bloocell, kampanyanın başlama tarihi olan 19 Haziran Pazartesi günü saat 10.00 itibari ile 20 iş günü içerisinde EFT veya kredi kartı ile yapılan yatırımlarda yatırımcılara %20 fazladan pay verecek. Yatırım turuna, fonbulucu Invest platformu üzerinden uçta uca online işlemlerle katılım sağlanabilecek.

Bloocell kurucu ortaklarından Prof. Dr. Gazi Huri ve Danışma Kurulu Üyesi Prof. Dr. Pınar Yılgör Huri, Johns Hopkins Üniversitesi Tıp Fakültesi Translasyonel Doku Mühendisliği Merkezi ve Biyomedikal Mühendisliği Bölümünde yaptıkları bilimsel çalışmalar neticesinde Amerikan Ortopedi Derneği (AAOS), Ortopedi Araştırma Topluluğu (ORS) ve John Hopkins Üniversitesi’nden maddi destek ve ödül almaya hak kazanan isimler. Projenin ön kinik çalışmaları uluslararası düzeyde başarı ile sonuçlanırken biyoteknoloji sektöründe uzun yıllardır çalışan ve birçok ulusal/uluslararası projeyi başarı ile tamamlayan Kurucu Ortak Mustafa Cüneyt Çıkman yapılan çalışmaların endüstriyel iş planlaması, yasal izinlerinin alınması ve iş modelinin oluşturulması süreçlerinde yer aldı. Üretim hattının kurulması ve gerekli teknik alt yapı çalışmalarında ise ülkemizin önde gelen projelerinde yer alan sanayici Kurucu Ortak Oktay Topaloğlu’nun katkıları var.

Devlet Malzeme Ofisi’nin tekno katalog sisteminde yer alan ilk biyoteknoloji ürünü 

Boğaziçi Üniversitesi Derin Teknoloji üssünde seri üretim hattı kurarak Yaşam Bilimleri ve Teknolojileri Uygulama ve Araştırma Merkezi’nin sunduğu olanaklarla AR-GE ve ÜR-GE faaliyetleri çerçevesinde çalışma olanağı da bulan girişim, Haziran 2021’de projenin tüm yasal süreçlerini tamamlayarak  sağlık profesyonellerinin ve hastaların hizmetine sundu. Ülkemizde 1000’den fazla hastanın tedavisinde kullanılan ürünün dünya lansmanı Almanya, Fransa, Amerika ve Dubai’de yapıldı, bunun yanı sıra kısa sürede 20’den fazla ulusal kongreye katılım sağlandı. Bilim Sanayi Bakanlığının istemi üzerine TÜBİTAK tarafından yapılan değerlendirme sonucunda teknolojik ürün sınıfında yer almaya hak kazanan  Bloocell, Ticaret Bakanlığının incelemeleri neticesinde yerli malı belgesi aldı ve Devlet Malzeme Ofisi’nin tekno katalog sisteminde yer alan ilk biyoteknoloji ürünü oldu. Şu anda Türkiye’de tüm sağlık kuruluşlarına bu kanal ile rahatlıkla hizmet sağlayabiliyor.

 Kısa vadede 29 ülkeye açılacak

Yapay doku teknolojisi ürününün Türkiye genelinde ciddi bir müşteri kitlesine erişerek kendisini ispatladığını ifade eden Bloocell Genel Müdürü Mustafa Cüneyt Çıkman, ülkemizde ürüne karşı oluşan güven duygusunu koruyacaklarını ve daha fazla yerli hastane ile sağlık merkezinde yer alarak yaygınlaşacaklarını söyledi. Yurt dışı açılımı hakkında da konuşan Mustafa Cüneyt Çıkman:

“Bloocell, Amerika’da FDA sertifikasyonu tamamlayarak uluslararası arenada sahip olduğu inovatif yönler ile öne çıkacak bir biyoteknoloji şirketi. Bu bağlamda global düzlemde başarılı olacak potansiyele sahip. Önümüzdeki dönemde Almanya merkezli Avrupa ofisimizi açacağız. 29 ülkede Bloocell ürünlerinin Sağlık Bakanlığı kayıtları yapılacak. Avrupa’da şu anda üç olan distribütör sayımızı 10’a çıkartarak tüm Avrupa’a pazarına entegre olacacağız. Çin, Hindistan ve Asya Pasifik pazarı için ise izin süreçleri içerisindeyiz. Ayrıca başta Kenya olmak üzere Afrika kıtasında yaptığımız klinik çalışmalarla da öne çıkmayı planlıyoruz. Ulusal ya da uluslararası yatırım şirketleri ile ikinci tur ve Seri A yatırımları ile şirket değerlememizi artırmak da orta vadeli plnalarımız arasında” dedi.

WhatsApp, Meta Quest VR entegrasyonunu test ediyor

Popüler mesajlaşma platformu WhatsApp, sanal gerçekliğe doğru yeni bir adım atıyor. Yeni beta güncellemesiyle beraber şirket, Meta Quest VR sanal gerçeklik gözlüğüyle entegrasyonu test ediyor.

WhatsApp kısa bir süre önce Android kullanıcıları için Google Play Store’da en son beta sürümü olan 2.23.13.6’yı piyasaya sürdü. bununla beraber yakın gelecekte resmi olarak kullanıma sunulacak yeni bir özelliği tanıttı. Bu heyecan verici gelişme, WhatsApp’ın yakında mevcut hesapları Meta’nın sanal gerçeklik (VR) gözlüklerine bağlayabileceğini sunacağını gösteriyor.

WABetaInfo’dan gelen raporlara göre WhatsApp, kullanıcıların mevcut hesaplarını Meta Quest VR cihazlarına bağlamasını sağlayacak bir özellik üzerinde aktif olarak çalışıyor. WhatsApp işlevsel özelliklerini VR kulaklıklara getiriyor.

Mevcut WhatsApp hesapları ile VR cihazları arasındaki bağlantının nasıl kurulacağına, uyumluluk bilgilerine ve güvenli iletişim için uçtan uca şifrelemenin sürdürülmesine ilişkin ayrıntılar henüz bilinmiyor. WABetaInfo, bu özellik şu anda geliştirme aşamasında olduğu için WhatsApp’ı Meta Quest’e bağlamanın henüz mümkün olmadığını vurguluyor. 

WhatsApp ayrıca diğer bazı özellikler üzerinde de çalışıyor. Windows için en son WhatsApp Beta güncellemeleri, görüntülü aramalarda ekran paylaşımınıyüksek kaliteli fotoğraf paylaşımını, yeniden tasarlanmış bir emoji klavyesini ve yeni topluluk ayarlarını sunuyor. Bu geliştirmeler, kullanıcılar için iş birliği, görsel paylaşım ve kişiselleştirme seçeneklerini geliştirmeyi ve WhatsApp deneyimini daha da geliştirmeyi amaçlıyor.

Skywell’in üreticisi Skyworth ve Ulubaşlar Grubu, ülkemizde batarya fabrikası kuracak

Ulubaşlar Grubu şirketlerinden Ulu Motor distribütörlüğü ile Türkiye pazarına çok hızlı bir giriş yapan ve Türk tüketicisi tarafından büyük ilgi ile karşılanan Skywell’in üreticisi Skyworth yaptığı işler ve yatırımlarla adından söz ettirmeye devam ediyor.

Geçen sene Çin’in Jiangsu eyaletinde 1.2 GWh kapasiteye sahip batarya fabrikası açan marka, bu hamle ile küresel pazardaki rekabette elini güçlendirdi. 22 bin metrekarelik tesiste bir batarya modülü ve iki batarya paketi üretim hattı kuran markanın 2023 yılı hedefi ise 170 milyon dolarlık batarya üretmek.

Uzun menzil tercih edenler için kusursuz bir seçenek

Skywell’in özellikle son 10 yılda elde ettiği yeni nesil araçlar alanındaki tecrübesiyle tasarladığı ET5’in talebi karşılayabilecek sayıda üretildiğini söyleyen Skywell Türkiye CEO’su Mahmut Ulubaş:

“86 kwh yüksek kapasiteli bataryası sayesinde, şehir içinde 642 km’ye kadar menzil sunabilen ET5, 0’dan 100 km/s hıza ulaşması 7.9 saniye sürüyor. Son teknolojik donanımlarla tasarlanan 150 kW gücündeki elektrikli eSUV modelimiz, hızlı şarj olma özelliğiyle yüzde 20’den yüzde 70 seviyesine dolumu ise yaklaşık 30 dakika sürüyor. Tüm bu özellikleriyle piyasadaki modellerden sıyrılan yeni tasarımımız, özellikle uzun menzilli ve konforlu bir sürüş tercih edenler için kusursuz bir seçenek oluşturuyor” dedi.

“Benzine Oranla 6 Kat Oranında Daha Tasarruflu”

Elektrikli araçların çok daha tasarruflu olduğunu belirten Ulubaş:

“Ev tipi prizlerde 100 kilometrelik mesafe için gereken şarj kapasitesinin maliyeti, yaklaşık olarak 20 liralık bir maliyete denk geliyor. Bu rakam, özellikle son dönemde büyük artış gösteren benzine oranla 6 kat oranında tasarruf imkânı sağlıyor” değerlendirmesinde bulundu.

“Ülke Ekonomisine Önemli Katkılar Sağlamak İstiyoruz”

Ulubaş, Türkiye’de Batarya Geliştirme ve Üretim fabrikası açmak üzere anlaşmaya varılması ile ilgili olarak da:

Batarya özellikle otomotiv pazarının dönüşümünde anahtar unsur ve bu teknolojiyi burada üretmek Türkiye’ye önemli kabiliyetler kazandıracak. Ülkemiz ekonomisine önemli katkılar sağlayacak. İstihdam anlamında da Türkiye’ye önemli bir getirisi olacak. Özellikle ihracat tarafında bizim gurur duyacağımız işler yapmamızı sağlayacak. Ayrıca Skywell’in üç sene içerisinde piyasaya sürmeye planladığı yeni modellerinin de Türkiye’de üretilmesi konusunda çalışmalarımız devam ediyor. Onunla ilgili de olumlu gelişmeler beklemekteyiz.” şeklinde konuştu.

“Yakıtlı Otomobillerle Arasındaki Dolum Süresi Farkını Kaldıracağız”

Skywell Kurucu Ortağı ve CEO’su Wu Longba ise Skywell’in performansını arttırmak için sürekli Ar-Ge çalışmaları yaptıklarını belirterek:

“Yeni bir teknoloji üzerinde çalışıyoruz. Skywell ET5 LR’da 800V+4C süper hızlı yeni şarj teknolojisine sahip olacak, şarj gücü 120kw’den 480kw’ye yükselecek, bu da 8 dakikada yüzde 0 ila 80 doluluğa ulaşmasını sağlayacak. Bu sayede yakıtlı otomobiller arasındaki dolum süresi farkını ortadan kaldırmayı hedefliyoruz. Çin’de en yükseği 860V yazılımla bataryalara sahip araçlar üretilmekte ve ülkede üretilen araçların yüzde 23’ü elektrikli araç kategorisinde. İlerleyen yıllarda bu rakamın yüzde 50 olması planlanıyor.” dedi.

“Türkiye’ye Yönelik Yatırım Planlarımız Var“

Türkiye’de yapmak istedikleri yatırımlar hakkında da konuşan Wu Longba:

“Hem Türkiye’nin hem de Avrupa’nın 15 ülkesinde distribütörümüz olan Ulu Motor ile yatırımlar konusunda çok yakın çalışıyoruz. Birlikte batarya fabrikası açmak konusunda anlaşmaya vardık. Bununla ilgili olarak fizibilite çalışmalarına en kısa zamanda başlayacağız. Türkiye, Çin ilişkileri açısından da önemli bir dönüm noktası olacak bu iş birliği için çok heyecanlıyız. Ayrıca Türkiye’de bir araç üretim hattı kurmayı, yedek parça tedarik sistemini Türkiye’ye getirmeyi ve bazı parçaların üretimini burada yapmayı da planlarımız arasına koyduk, tüm bu süreçler için zaman içinde Ulu Motor ile farklı iş ortaklıklarımız olacak. İsteğimiz Türkiye’nin yeni enerji araç endüstrisi teknolojisini ve kapasitesini geliştirmeyi planlamak.” şeklinde konuştu.

“Bir showroomdan daha fazlası: Skyhouse”

Skywell markasına özel olarak devreye alınan, bir otomobil showroomundan çok daha fazlasını sunan Skyhouse noktalarında özel bir deneyim yaşanıyor. Bu noktada, Skywell müşterileri için bir oturma odası konforunda bir ortamda üst düzey bir deneyimi sunan marka, ZES şarj noktalarıyla da bu noktaları bir üst seviyeye taşıyor. Skyhouse’lara gelen müşteriler, özel deneyim alanlarında vakit geçirip, kahve çay içebilecekleri ve toplantı dahi yapabilecekleri bir ortama sahip olurken, ZES DC şarj noktaları sayesinde indirimli şarj imkânı elde ediyorlar. Bu hizmet sadece Türkiye’de değil Ulu Motor distribütörlüğü olduğu tüm ülkelerde ve akabinde tüm Skywell distribütörlüğünde hedefleniyor. 

Sodexo, Pluxee ismiyle çalışmalarına devam edecek

Sodexo Avantaj ve Ödüllendirme Hizmetleri yeni hedefleri doğrultusunda artık Pluxee markası ile yoluna devam ederek, yan haklar ve çalışan bağlılığı alanındaki global lider marka konumunu bir adım daha ileri taşıyor. Tüm paydaşları için değer yaratarak büyüme stratejisini güçlendirmeyi hedefleyen Pluxee, çalışan dünyasındaki değişimler ve çalışanların bireysel esenlik beklentileri doğrultusunda, hayatı kolaylaştıran çözümler geliştiren iş ortağı olarak müşterilerini daha fazla desteklemeye hazırlanıyor.

Sodexo Grubu’ndan aldığı vizyon ve değerlerin gücünü de arkasına alarak yan haklar ve çalışan bağlılığı alanında fark yaratmaya hazırlanan Pluxee, yeni markanın kattığı güç ile, Sodexo Grubu tarafından 5 Nisan 2023’te duyurulan yeniden yapılanma projesiyle borsada ayrı olarak işlem görme sürecinde önemli bir adım atacak.

Pluxee Genel Müdürü Aurélien Sonet, konuya ilişkin yaptığı açıklamada;

Pluxee büyüyen bir pazarda vizyonumuzu ve güçlü hedeflerimizi somutlaştıran genç, dijital, pozitif ve yenilikçi bir marka. Bu marka ile kendimizi yeniden tanımlıyoruz. Güçlendirilmiş kimliğimiz, müşterilerimiz ve iş ortaklarımız için bizi farklılaştıracak en önemli unsur olacak ve özellikle dijital alanda yeni yetenekler için daha çekici olmamızı sağlayacak.” dedi.  

 Neden yeni bir marka?

Pluxee, şirketlerin gelişmiş ve dijital bir çalışan deneyimi için tercih ettiği güvenilir iş ortağı olarak; yeni kimliği sayesinde, son derece dinamik bir pazarda kendini daha güçlü bir şekilde farklılaştırmayı hedefliyor. Büyük değişimlerin yaşandığı iş dünyasında şirketlerin çalışanlarına yenilikçi ve kişiselleştirilmiş çözümler sunarak müşterilerinin işveren markalarını güçlendirmesini sağlayacak Pluxee, çalışanların ise hayatlarında değerli olan her şeyi dolu dolu yaşamalarına destek olmayı hedefliyor.

Pluxee, 31 ülkede faaliyet gösteren güçlü bir oyuncu olarak; yaklaşık 45 yıllık tecrübesi, sağlam performansı, ana hissedarı Bellon ailesinin vizyonu ile uzun vadeli kararlı duruşu ve çalışanlarının bağlılığının temelini oluşturan KSS taahhütleri sayesinde, büyüyen ve henüz tam keşfedilmemiş bir pazarın potansiyelini ortaya koymaya hazır durumda.

Pluxee güçlü bir stratejik plana hizmet edecek. Pluxee 2025 stratejik planı kapsamında; özellikle KOBİ’ler arasındaki penetrasyon oranını yükselterek en başından beri ana faaliyet alanı olan yemek ve gıda avantajları işini ivmelendirmeyi hedefliyor. Satın alma gücünü ve çalışan bağlılığını desteklemek için iyi yaşam, hediye ve ödül ile ulaşım ürünlerinin kapsamını genişletecek olan Pluxee, tek bir dijital platform aracılığıyla hizmetlerini müşterilerinin çalışanları için daha erişilebilir hale getirmeyi amaçlıyor. Pluxee, bu hedeflere ulaşmak için 2025’e kadar her yıl cirosunun %10’u ile teknoloji yatırımı yapacak.

Pluxee, otonom bir strateji benimseyerek; Sodexo Grubu’nun Nisan 2023’te duyurduğu, yeniden yapılanma yoluyla borsada ayrı olarak işlem görme projesine bağlı olarak modern ve dijital bir vizyonu, ideali ve konumlandırmayı yansıtacak. Pluxee, stratejik planını hayata geçirmek için kendi yönetim yapısı ve kurum kaynaklarına sahip olacak.

Hyundai, sürdürülebilir mobilite odağında girişimlere yatırım yapıyor

Hyundai Motor Grubu, Seul’de İnovasyon Teknoloji Günü etkinliği düzenledi. Bu özel etkinlikte gelecek planlarını ve çalışmalarını paylaşan Hyundai, aynı zamanda dünya çapındaki şirketlerle inovasyon ve startup alanındaki işbirliklerine devam edeceğini vurguladı.

Grup, inovasyon faaliyetlerini güçlendirmeye başladığı 2017’den 2023’ün ilk çeyreğine kadar 200’den fazla girişime 1 milyar dolardan fazla yatırım yaptığını açıkladı. Boston Dynamics, Motional ve Supernal hariç olmak üzere bu önemli yatırımı mobilite için yapan Hyundai, segmente göre mobilite hizmetleri de dahil olmak üzere çok sayıda iş kolunu destekledi. Bu doğrultuda, Singapur’daki Grab ve Hindistan’daki OLA gibi mobilite hizmeti veren şirketlere yaklaşık 550 milyon dolarlık bir yatırım yaparken ayrıca yapay zekaya da 50 milyon dolar, otonom sürüşe 42 milyon dolar ve hidrojen dahil enerjiye de 20 milyon dolar ayırdı.

Hyundai Motor Grubu Başkan Yardımcısı ve İnovasyon Grubu Başkanı Dr. Yunseong Hwang:

“Yenilikçi teknolojiler veya hizmetlerle insanların hayatlarında olumlu değişikliklere yol açabilecek girişimler üzerinde çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Geleceğin akıllı ve sürdürülebilir mobilite çözümlerinin yaratılmasına ve insanlık için refah ve yaşam kalitesinin iyileştirilmesine yönelik önemli adımlar atan girişimlere aktif olarak yatırım yaparak gerekli olan ekosistemi kuracağız” dedi.

Espor odaklı eğitim ve etkinlikler yapan Nerf IT!, StartersHub’dan 100 bin dolar yatırım aldı

Espor kapsamında turnuva, eğitim ve etkinliklerle kullanıcıları bir araya getiren Nerf IT!, StartersHub’dan 100 bin dolar yatırım aldı.

StartersHub şu ana kadar sahip olduğu portfolyo ile 42 ülke, 400.000+ kullanıcı ve 135+ markaya ulaşan Nerf IT!’e 100 dolar tohum yatırım yaptı. Espor sektörünün superapp’i olarak kendini konumlandıran Nerf IT! bu alanda Türkiye’nin unicornu olmayı hedefliyor. Son zamanlarda Game Space, Gods Unchained, W3Summit ve Fansloveit ile partnerliklerini duyuran girişim, Binance, Gateio ve Kucoin gibi borsalarla da anlaşarak Web3 alanında bölgenin en büyük espor platformu olma yolunda ilerliyor.

Haziran ve Temmuz ayında yapacağı turnuvalarla büyük ses getirmeye hazırlanan Nerf IT!, Web2 ve Web3 arasında bir köprü olarak görev yapıyor. Kullanıcılara kolay arayüz ve analiz ile zaman kaybettirmeden turnuvalara katılım ve eğitim ile istihdam imkanı sağlarken, organizatörler, oyun şirketleri ve markalar için ise yeni jenerasyonlarla bulaşabilecekleri, analiz ve datalara ulaşabilecekleri ve topluluklar yaratabilecekleri bir platform sunuyor.

2015’ten bu yana erken aşama teknoloji girişim yatırımlarına devam eden StartersHub, 2022’de 18.1 milyon dolar değerlemeye ulaşmış ve seneyi 7 yatırım ve 3 exit ile tamamlamıştı. Espor alanını uzun süredir takip eden fon, hızla gelişmekte olan bu sektörün Nerf IT! teknolojisi ile ivmeli bir şekilde ilerleyeceğini ve bu yolda Nerf IT’yi portfolyolarına kattıkları için heyecanlı olduklarını belirtti.

Boğaziçi Ventures, sürdürülebilirlik odaklı sosyal etki raporunu yayınladı

2015 yılında teknoloji girişimleri tarafından kurulan Boğaziçi Ventures, farklı dikey ve coğrafyalarda teknoloji şirketlerine yatırım yapan fonların kurulması, yönetilmesi ve yatırım yaptığı startup şirketlerine üst düzey katma değer yaratmaya odaklanan lider bir alternatif yatırım şirketidir. ‘Değerden büyümeye’ sürdürülebilirlik stratejisini ilke edinen Boğaziçi Ventures, 2020 yılından bu yana devam ettirdiği sürdürülebilirlik ve sosyal etki çalışmalarının çıktıları olan ölçümlemeleri raporlamaktadır.

Boğaziçi Ventures sürdürülebilirliğin girişim ve yatırım ekosistemdeki etkisinin farkındalığı ile, ESG yönetimini tüm iş süreçlerine entegre ederek sosyal ve çevresel etkileri değerlendirmek ve yönetişim uygulamalarını güçlendirmek için portföy şirketleri birlikte etkin bir şekilde çalışmalarını sürdürmektedir.

Yatırım yaptığı şirketleri sadece ekonomik olarak desteklemek ile yetinmeyen Boğaziçi Ventures, portföy şirketlerinin sürdürülebilir başarılar elde etmesi için de büyüme aşamalarında da sürekli destek vermektedir. ‘Disruptive innovation’ olarak tanımladığı  yatırım vizyonu doğrultusunda, sürdürülebilir bir dünya için yenilikçi ve yaratıcı teknoloji projelerine yatırım yapan şirket, sürdürülebilirlik vizyonunu da bunun bir uzantısı olarak görmektedir.

Yatırım stratejisine ve sürdürülebilir büyüme misyonuna uygun olarak yatırımlarına yön veren Boğaziçi Ventures, büyüme aşamasındaki portföy şirketlerine de sürdürülebilirlik ve sosyal etki vizyonunu aktarmayı önemsemektedir.

2023 yılında yayınladığı ve yatırımcıları ile düzenlediği toplantıda paylaştığı Sosyal Etki Raporunda Boğaziçi Ventures ve iştiraklerinin Birleşmiş Milletler üyesi ülkeler tarafından 2030 yılı sonuna kadar ulaşılması amaçlanan Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’nı temel alarak gerçekleştirdiği çalışmaları ve yaratılan değeri şeffaf bir şekilde paylaşmaktadır. Şirketin yatırım döngüsünü ESG Yönetimine uygun yöneterek ekonomik büyüme hedefini gerçekleştirmeyi ilke edindiklerine değinen Boğaziçi Ventures CEO’su Barış Özistek 2022 yılını değerlendirdiği açıklamasında:

‘‘İklim değişikliği ile mücadeleden iç ve dış paydaşlarımızın gelişimine, ve toplumsal cinsiyet eşitliği, çeşitlilik ve fırsat eşitliği konusundaki çalışmalarımıza kadar birçok alanda sürdürülebilirlik stratejimize bağlı kalarak ekosistemimize ve paydaşlarımıza değer yaratmaya gayret ediyoruz. Özellikle ülkemizde bizim ekosistemimizde henüz yüksek denebilecek öncelikte yer almayan sosyal etki konusu, ülkemizin girişim ekosisteminin sağlıklı büyümesi ve gelişmesi için oldukça önemli konulardan birisi. Uluslararası iyi örnekleri de yakın takip ederek, bu konudaki gelişmeleri içselleştirmekle kalmıyor, aynı zamanda paydaşlarımızın farkındalığını artırmak için de çalışmalar yapıyoruz’’ şeklinde konuştu.

Boğaziçi Ventures tarafından açıklanan rapora göre portföyünde yer alan şirketlere 2022 yılı boyunca 340 saatlik mentorluk verilirken ortalama 47 iş bağlantısı gerçekleşti. Yatırım yaptığı portföy şirketlerinin toplam müşteri tabanı yüzde 206 büyürken ekip büyüklüğü de yüzde 35 arttı. Portföy şirketlerinin yüzde 18’den fazlası, Boğaziçi Ventures’ın büyüme yatırımından birkaç ay sonra İngiltere’den Romanya’ya, ABD’den Afrika ülkelerine uzanan uluslararası pazarlara açılmıştır.

2022 yılında iç ve dış paydaşlarının görüşlerini alarak bir önceliklendirme çalışması gerçekleştiren Boğaziçi Ventures, 2023 yılında yeni yatırımlar ve portföy şirketlerinin devam yatırımları için 200 milyon TL kaynak ayırdığını belirtti.

125 bin TL’ye kadar hibe desteği veren Lonca’nın dokuzuncu dönem başvuruları devam ediyor

İnovatif fikirlerin ortaya çıkartılması ve desteklenmesi amacıyla Kuveyt Türk tarafından 2017 yılında kurulan Lonca Girişimcilik Merkezi, ülkemizin girişim ekosistemini geliştirmeye ve girişimcileri desteklemeye devam ediyor. Bugüne kadar düzenlenen 8 dönemde 3 bine yakın başvuru alan ve 80 girişimi mezun eden Lonca Girişimcilik Merkezi, 9. dönem başvurularını 30 Haziran 2023 tarihine kadar alacak.

125 bin TL’ye kadar hibe desteği, 200 bin dolara kadar yatırım imkanı

Girişimcilere ürün geliştirme süreçlerinde ve acil masraflarında kullanabilecekleri hibe desteğinde bulunan Lonca, bugüne kadar startup’lara 3 milyon TL’den fazla nakit hibe katkısı sundu. Lonca, yeni dönemle birlikte startup başına nakit hibe desteğini, 25 bin TL’si Ar-Ge olmak üzere 125 bin TL’ye kadar yükseltti. Kuveyt Türk’ün yatırımcısı olduğu KT Portföy yönetimindeki Lonca GSYF ise Lonca’dan başaryla mezun olan girişimcilere 200 bin dolara kadar yatırım alma noktasında öncelik veriyor. Lonca, startup’lara ayrıca 6 ay süren eğitim, proje bazlı mentorluk, çalışma alanı, cihaz geliştiren veya Ar-Ge faaliyetlerinde bulunan girişimcilere hibe desteği, özellikle FinTech’ler için API ve bu konuda özel mentorluk gibi birçok alanda katkı sağlıyor. Ürünü hazır olan girişimlere Kuveyt Türk ile iş birliği yapma fırsatı da sunuluyor.

Başvurular internet üzerinden alınmaya devam ediyor

Kısa sürede Türkiye’nin en etkin kuluçka merkezleri ve girişim hızlandırma programları arasında yer almayı başaran Lonca’ya girişimciler, www.loncagirisim.com adresi üzerinden başvuru yapabiliyor. Her dönem yüzlerce başvuru alan kuluçka programına seçimler, girişimin geniş bir pazar büyüklüğüne hitap etmesi, bir gelir ya da fayda modelinin olması, sadece girişime odaklanılması gibi birçok kriter göz önünde bulundurularak yapılıyor.

Microsoft hisseleri, tüm zamanların en yüksek seviyesine ulaştı

Microsoft, Apple ve Nvidia‘nın ardından hisselerinde rekor kırıyor. 16 Haziran’da Microsoft’un hisse senedi fiyatı rekor seviyeye ulaşarak dünyadaki en değerli teknoloji şirketlerinden biri olma konumunu sağlamlaştırdı.

Microsoft‘un hisse fiyatındaki artış, yatırımcıların şirketin stratejisine olan güvenini ve gelişen teknolojilerden yararlanma becerisini yansıtıyor. Bu odak alanı, üretken yapay zeka yeteneklerinin Office paketine ve diğer ürün ve hizmetlere entegrasyonu oluyor. Bu hamle, Microsoft’un kullanıcı deneyimlerini iyileştirmek ve üretkenliği artırmak için yapay zekadan yararlanma şeklini vurguluyor.

Şirketin ürün yelpazesi, dünya çapında kişisel bilgisayarların büyük bir çoğunluğuna güç sağlayan, yaygın olarak kullanılan işletim sistemi Windows’u içeriyor. Ek olarak, üretkenlik ve iletişim için temel araçlar olan Excel, PowerPoint, Outlook ve Word gibi popüler uygulamaları içeren Office paketini sunuyor. Bu uygulamalar, hem profesyoneller hem de normal kullanıcıların vazgeçilmezi oluyor.

Microsoft, son yıllarda Azure platformu ile bulut bilişim sektöründe de önemli adımlar attı. Azure, IaaS, PaaS ve SaaS dahil olmak üzere çok çeşitli hizmetler sağlayarak işletmelerin ölçeklendirmek ve yenilik yapmak için bulut bilişimin gücünden yararlanmasını sağlıyor.

Microsoft’un ChatGPT‘yi geliştiren OpenAI‘dai en büyük hissedar olduğunu belirtmekte fayda var. Bu yatırım, Microsoft’un yapay zeka teknolojisini ve potansiyel uygulamalarını geliştirmeye olan bağlılığını gösteriyor. Raporlar, Microsoft ve OpenAI arasında rekabetçi bir ilişki olduğunu gösterirken, her iki şirket de yapay zeka girişimleri üzerinde birlikte çalışmaya devam ediyor.

Meta, insansı yapay zeka görüntü oluşturma modelini tanıttı

Meta, görüntü tamamlama ve analizinde devrim yaratmak için tasarlanan I-JEPA adlı çığır açan yapay zeka modelini tanıttı. Mevcut modellerin aksine I-JEPA, görüntülerin eksik kısımlarını doğru bir şekilde doldurmak için kapsamlı arka plan bilgisinden yararlanıyor. 

Meta‘nın yapay zekadan sorumlu bilim insanları, insan benzeri akıl yürütmeyi dahil ederek fazladan parmakların varlığı gibi yapay zeka tarafından oluşturulan görüntülerde karşılaşılan yaygın hataları başarıyla hafifletti.

Meta, dahili araştırma laboratuvarı aracılığıyla yapay zeka araştırmalarını paylaşma konusunda güçlü bir geçmişe sahip. Şirket CEO’su Mark Zuckerberg, geliştirdikleri modelleri harici araştırmacılara açmanın değerine inanıyor. Bu strateji yalnızca yeniliği teşvik etmekle kalmayıp aynı zamanda olası güvenlik endişelerini belirlemeye ve maliyetleri düşürmeye de yardımcı oluyor. Bu araçları endüstri genelinde standartlaştırmanın Meta’nın başkaları tarafından yapılan ilerlemelerden faydalanmasını sağlayacağına inanıyor.

Yapay zeka teknolojisiyle ilişkili potansiyel risklerle ilgili sektörün paydaşları tarafından dile getirilen endişelere rağmen, Meta’nın yöneticileri bu riskleri salgın hastalıklar ve savaşlarla eşitleyen bir bildiriyi onaylamamayı seçti. Bunun yerine, LeCun’un “Yapay zeka felaketi”ne karşı duruşuyla uyumlu olarak AI sistemlerine güvenlik önlemleri oluşturmaya odaklanıyorlar.

Meta’nın I-JEPA yapay zeka modeli, insan benzeri akıl yürütme ve açık kaynak iş birliği taahhüdü tarafından yönlendirilen görüntü tamamlama ve analizinde önemli bir sıçramayı temsil ediyor. Bu gelişmelerle Meta, yapay zeka alanında yeni ufuklara öncülük ederken, yapay zeka tarafından oluşturulan görüntülerin kalitesini ve güvenilirliğini artırmayı hedefliyor.