Ana Sayfa Blog Sayfa 148

Yerli Web3 girişimi Finceptor, 3.5 milyon dolar değerleme üzerinden yatırım aldı

Merkeziyetsiz finans (DeFi) protokolü olup, Web3 projelerinin likidite ve sermaye finansmanı organize edebileceği bir platform olan yerli girişim Finceptor, Keiretsu Forum Türkiye melek yatırımcılarının olduğu bir yatırımcı grubundan 3.5 milyon dolar değerleme üzerinden yatırım aldı.

Finceptor Web3 sermaye ve likidite finansman platformu olup, Web3 protokollerinin token arzı öncesi, token arz ve token arz sonrası aşamalarda finansmana erişmesini sağlıyor. Bireysel yatırımcılar 1 dolardan başlayan ve sermaye korumalı yatırım modelleri ile Web3 proje tokenlarına ICO öncesi, ICO aşaması ve ICO sonrasında OTC gibi yollar ile bu projelere yatırım yapabiliyor.

Finceptor Kurucu Ortakları Can Kocagil, Arman Vural Budunoğlu, Güneş Serel, Ege Kafalı ve Emre Dönmez, girişimlerini 1 yılda geliştirdiklerini belirterek;

“50 binin üzerinde Web3 yatırımcı topluluğumuz ve 5 binden fazla KYC’li kullanıcımız var. Polygon’un Hypernest DeFi hızlandırma programından mezun olan Finceptor, aynı zamanda Web3 dünyasının önemli isimlerinden Brinc ve Türkiye’deki önemli bankalar Yapı Kredi ve Neohub tarafından destekleniyor. ICO öncesi ve sonrasındaki aşamalarda likidite finansmanı sağlayan finansal ürünler sunarak fonlanan Web3 projelerinin DeFi dünyasında daha derin ve verimli marketlere sahip olmasını sağlayarak, yeni kullanıcılar ve trader’lar çekebilmesini sağlıyoruz. Aynı zamanda yatırımcı koruma modellerimiz, yatırım ön koşullarının esnekliği, regülasyona uyumlu altyapımız ve proje seçimi alanında ince elenip sık dokunması ile rakiplerimizden ayrışıyoruz.” dedi.

Hedef ve planlarından da bahseden şirketin CEO’su Can Kocagil ise verdiği demeçte;

“Keiretsu Forum Türkiye melek yatırımcıları tarafından 3,5 milyon dolar değerleme üzerinden yatırım aldık. Hedefimiz; Türkiye ve Asya’daki en büyük Web3 yatırımcı topluluklardan biri haline gelmek. Web2 ve CeFi yatırımcılarına yeni bir varlık sınıfı ve yatırım modeli tanıtarak geleceğin Web3 dünyasının bir parçası olmalarını istiyoruz. Aynı şekilde topluluğu ön plana çıkaran yeni fonlanma ve finansman modelleri ile geleceğin Web3 projelerinin sadece kurumsal sermayelere bağımlı kalmadan, geleceğin finansman yöntemleri ile fonlanabilmesini istiyoruz.” şeklinde konuştu.

Enerjisa Enerji, çoğunluk hisselerine sahip olduğu Eşarj’ın tamamını satın aldı

Türkiye’nin enerji dönüşümüne öncülük eden lider dağıtım, perakende satış ve müşteri çözümleri şirketi Enerjisa Enerji’nin iştiraki olan ve Türkiye’de ilk ve en fazla hızlı şarj istasyonuna sahip olma özelliği ile liderliği elinde bulunduran Eşarj, tüm hisseleriyle Enerjisa Enerji bünyesine katılarak ilklerin şirketi olmaya devam edecek.

Türkiye’de elektrikli araç kullanımının yaygınlaşması ile hızlı şarj istasyonu kurma konusunda ilk günden bu yana sektördeki liderliğini koruyan Eşarj, kurduğu 360kW gücündeki ilk istasyon ile birlikte 60’ın üzerinde şehirde; 400’den fazlası yüksek hızlı (DC) olmak üzere 600’ün üzerinde şarj istasyonları en iyi deneyimi sunmaya devam ediyor.

Son 2 yılda 250 Milyon TL yatırım

Türkiye’nin ilk ve en fazla hızlı şarj istasyonuna sahip elektrikli araç şarj istasyonu ağı olan Eşarj’ ın çoğunluk hisselerini 2018 yılında satın alarak şirketin yönetimine geçen Enerjisa Enerji, 2021 yılında Eşarj’daki çoğunluk hisse payını yüzde 80’den 94’e yükseltmişti.

Eşarj’a yatırım planı kapsamında son 2 yılda 250 Milyon TL’lik yatırım yapan ve sektöründe bu konuda da öncü olan Enerjisa Enerji, Eşarj ile 2023 yılı sonuna kadar 81 ilde en az 1 yüksek hızlı (DC) olmak üzere toplam 1000 istasyon kurma hedefiyle çalışmalarına devam ediyor.

“Herkes için daha iyi bir gelecek sağlayacak adımların öncüsüyüz.”

Eşarj’ın tamamını sektörün lideri Enerjisa Enerji bünyesine kattıkları için gurur duyduklarını dile getiren Enerjisa Enerji CEO’su ve Eşarj Yönetim Kurulu Başkanı Murat Pınar,

“Türkiye’nin ilk ve en fazla hızlı elektrikli araç şarj istasyon ağı ve elektrikli araç şarj istasyonu yatırımlarıyla müşterilerine en iyi ve en hızlı deneyimi yaşatmaya devam ediyoruz. Türkiye Elektrikli Araç Şarj İstasyonları ekosisteminin yanı sıra herkes için daha iyi bir gelecek sağlayacak adımların öncüsü olmak ve bu ekosistem içerisinde oyun kurucu şirketler arasında yer alma hedefiyle çalışıyoruz. Tüm çalışmalarımızı inovasyon ve dijitalleşme üzerine yapıyoruz. Bu noktada ekosistemimizi yaptığımız yatırımlarla güçlendiriyor; bu yatırımlar ile Türkiye’de elektrikli araç ekosistemi içerisinde iddiamızı ortaya koymuş oluyoruz. Bu satın almayı da bunun bir kanıtı olarak görebiliriz” dedi.

Eşarj, ilklere imza atmıştı

Elektrikli araçların karbon emisyonlarını azaltmada tam potansiyellerine ulaşmaları için çalışan Türkiye’nin ilk şarj operatörü olan Eşarj, yenilebilir enerji sertifikası alan ilk şarj operatörü (IREC, YEK-G), ilk DC şarj istasyonu ve elektrikli araç markaları ile anlaşmalı ilk şarj operatörü ve son olarak unvanlarının yanına Türkiye’de 360kW gücündeki ilk ve en hızlı şarj istasyonunu da ekleyerek bir ilke daha imza atmıştı.

Getir, üç ülkedeki; İspanya, İtalya ve Portekiz’deki faaliyetlerini sonlandırıyor

Dünyada dakikalar içinde market ürünleri teslimatı iş modelinin yaratıcısı Getir, edindiğimiz bilgiye göre İspanya, İtalya ve Portekiz’den ayrılma niyetinde olduğunu ve süreci mevzuatlara uygun olarak yürüteceğini açıkladı.

Eş zamanlı yeni bir yatırım turunu da tamamlamak üzere olan şirket, cirosunun %96’sını oluşturan Türkiye, İngiltere, ABD, Almanya ve Hollanda’da faaliyetlerine devam edecek.

Getir’in bu kararı, finansal kaynaklarını operasyonel kârlılık ve sürdürülebilir büyüme fırsatlarının daha yüksek olduğu mevcut pazarlara odaklamasına olanak tanıyacak.

Getir, İspanya, Portekiz ve İtalya’daki tüm çalışanlarına, gayretli ve özverili çalışmaları için teşekkür etti.

Hakkı Alkan, özgür ofis PODA’nın yüzde 25’ini satın aldı

Son dönemde sürdürülebilirlik, oyun, yapay zeka, topluluk yönetimi alanlarındaki girişimlere odaklanan ve bu yılın başında da ortak çalışma alanı Co-Founder.Work’ü kuran Hakkı Alkan, paylaşım ekonomisine hizmet eden yerli girişim PODA‘ya yatırım yaptı ve yüzde 25’ine ortak oldu. Bu tur Alkan’ın ikinci yatırımı oldu.

Dijital dönüşümün etkisi, geleneksel iş modellerini etkilemeye devam ediyor. Uzaktan çalışma ve esnek iş saatleri kavramlarını günlük hayatımızın bir parçası haline getiren bu dönüşüm, yeni ve pratik çözümlerle sürekli kendini yeniliyor.

Kısa süreli toplantılar için mobil çözüm: PODA

Cemal Akar, Oğuz Önel, Levent Burçin Sözütok ve Oytun Tüfekçiler tarafından kurulan özgür ofis PODA’yı; çalışma masası, sandalye, hızlı internet bağlantısı, klima ve ses izolasyonu özellikleri ile istenilen yerde çalışmaya olanak sağlaması için tasarlanmış yeni nesil çalışma kabini olarak tanımlayabiliriz.

PODA’nın sunduğu kabinler, çalışma ortamı ve lokasyonu konusunda üst düzey esneklik sağlıyor. Bir alışveriş merkezinde, kafede, havalimanında, kişilere özel ve odaklanabilecekleri bir iş alanı sağlayan Poda, geleceğin çalışma modellerini Türkiye’de kullanıma sunuyor.

PODA, bireylerin istedikleri her yerden verimli bir şekilde çalışabilmesini mümkün kılarken, hijyen ve konfor konusundaki beklentileri de eksiksiz karşılıyor. Yeni teknolojilerle donatılan, UV-C ile hava ve ortam sterilizasyonu sağlayan, klima ve yüksek hızda sınırsız internet imkanı sunan PODA’ların sayısı, giderek artıyor.

Minimalist, sürdürülebilir, kullanımı kolay ürün ve hizmetler tasarlayan PODA’nın, bu zamana kadar toplamda 126 bin kez indirilen, Android ve iOS platformunda kullanımda olan mobil uygulamasında, rezervasyon sistemi aktif olarak kullanılabiliyor ve kredi kartı ile ödeme altyapısı da bulunuyor.

Bugüne kadar Emaar Square AVM, Akasya AVM, 42 Maslak, Kanyon AVM, Zorlu Center AVM, Trump AVM, Amerikan Hastanesi, Gloria Jean’s Coffee – Cennet, Esenboğa Havalimanı, ve CoBodrum – Bodrum olmak üzere 10 farklı lokasyonda, 27 kabin ile misafirlerine hizmet veren PODA, 10 binden fazla üyeye sahip.

Ortak çalışma alanı Co-Founder.Work’ün kurucusu Hakkı Alkan’ın yatırımı ile PODA, lokasyon ve kabin sayısını artırmayı hedeflerken, bu deneyimle daha fazla kişi ve iş ortağının tanışmasını planlıyor.

Girişim, bu yatırımla beraber yurtdışına açılmak için planladığı çalışmaları da hızlandırmış durumda. Poda’yı incelemek için App Store veya Google Play‘den indirebilirsiniz.

Girişim hızlandırma programı Türk Hava Yolları Terminal’in ilk döneminden mezun olan 10 girişim

Türk Hava Yolları tarafından hayata geçirilen ve bizim de ilk lansmanında yer aldığımız girişim hızlandırma programı Türk Hava Yolları Terminal veya THY Terminal gibi kısaltmalar da yapılıyor, dün gerçekleştirilen demo day ile ilk döneminden 10 mezun verdi. Mezun olan girişimlerin bir kısmı THY ile iş yapma fırsatı yakaladı.

Programın Amacı

  • Girişimlerin kurumsal şirketlerle daha kolay iş birliği yapabilir hale gelmesine destek vermek.
  • Girişimcilerin işlerini daha başarılı yönetebilmeleri için ihtiyaç duydukları kaynaklara erişimi konusunda onları desteklemek.

Kimler Başvurabilir?

  • Program odak alanları kapsamında çözüm üreten.
  • Program sürecinde gerçekleştirilecek aktivitelerde program ekibi, eğitmenleri, mentörleri ve iş birimlerinden uzmanlar, yöneticiler ile birlikte çalışmak için gereken zamanı ayırabilecek.
  • Girişimi aşağıdaki seviyelerde olan;
    • Ürün var ancak henüz gelir üretmiyor
    • Ürün var ancak ürün-pazar uyumu yok, geri bildirim almaya ihtiyacı var.
    • Ürün var, gelir üretiyor ve büyümeyi hedefliyor.
  • Program başında ya da sonunda kurumlar ile poc / pilot proje yapabilecek durumda olan.

İlk dönemden mezun olan girişimler

Biriktir: Karbon emisyonlarının azaltılması amacıyla tasarladığı oyunlaştırma kurgusu ile şirketlerde yeşil yakalı çalışanlar oluşturan ve etkiyi online olarak raporlayan mobil uygulama ve platformdur.

Invamar: Cilt üstü veri toplayan tekstil tabanlı sensör geliştirerek teknolojinin ulaşılabilirliğini arttıran insan odaklı giyimler geliştiren bir girişim.

Octopus: Dijital ekranları istenilen tüm şekillerde dizayn edebilmeyi, sınırsız sayıda ekran grubu oluşturarak bu ekranları tek bir merkezden yönetebilmeyi, içerik yönetimi ile birlikte tüm akıllı cihazlar ile entegre olarak çalışmayı sağlayan bir SaaS yazılımıdır.

SegmentHub: Website ve mobil uygulamalara gelen ziyaretçilerin hareketlerini, lokasyon, demografik ve davranışsal açılardan segmentleyip anlık aksiyon almayı ve ziyaretçilere en uygun teklifleri sunmayı sağlayan bir SaaS yazılımıdır.

Ocalis: Fiziksel tekrarlı islerde çalışan insanların kas-iskelet hastalıklarına maruz kalmasını önleyici, giyilebilir, endüstriyel dıs iskelet sistemleri üreten bir girişim.

ServisSoft: Üretim, enerji, tesis yönetim ve bakım operasyonlarında varlık ve personel verimliliğini artırmak için yapay zekâ tabanlı kestirimci analiz-bakım yapan ve dijital ikiz yapısıyla desteklenen bir dijital platformdur.

Syntonym: Görsel veri işleyen kuruluşlar için kameralardan toplanan verileri kayıpsız bir şekilde anonimleştirerek, GDPR ve eşleniği yasalara uygun şekilde, yaptırım riskiyle karşılaşmadan AI/ML modellerini eğitmelerine ve ileri veri analizlerine imkan sağlayan bir platformdur.

Utilify: Müşterilerin markalarla olan etkileşimlerini, blok zincirde dijital hatıraya dönüştüren ve markaların bu hatıralar üzerinden yeni nesil bir sadakat programı oluşturmalarını sağlayan yazılım uygulamasıdır.

Varsapp: Kişilerden ve markalardan ürün kiralayabileceğiniz, elinizde bulunan eşyaları kiraya vererek para kazanabileceğiniz bir platformdur.

Walkers: Bireylerin daha fazla hareket etmesi ve sağlıklı bir hayata adım atması için gereken motivasyonu sağlarken, partner olduğu firmalara promosyon yapma imkanı veren, Loyalty as a Service ve alternatif pazarlama kanalı sunan, oyunlaştırma içeren sağlık & fitness uygulamasıdır.

Geçtiğimiz yıl Almanya’da ilk ofisini açan Trendyol’un müşteri sayısı 1 milyonu geçti

Türkiye’nin ve dünyanın önde gelen e-ticaret platformlarından Trendyol, Almanya pazarına girişinin birinci yıl dönümünü kutluyor. Trendyol.com/de, tamamı Türkiye’de üretilen Trendyol Collection, 200’e yakın Türk markası ve global markalarla birlikte halihazırda 800’den fazla markayı Almanya’daki müşterileriyle buluşuyor.

Berlin’de geçtiğimiz yıl ilk yurtdışı ofisini açan Trendyol’un müşteri sayısı birinci yılın sonunda 1 milyonu geçti. Trendyol’un kısa sürede elde ettiği bu başarıdan Alman medyasından da övgüyle bahsedildi ve Trendyol’un Türk markalarının Almanya’da satıldığı önemli bir platform haline geldiği vurgulandı. Türkiye’nin lider platformu Trendyol’un, Avrupa’nın önemli moda platformlarından biri haline geldiği de haberlerde yer aldı. Trendyol, yakın zamanda da Almanya Online Perakendeciler Birliği (BVOH) tarafından Avrupa’nın bir numaralı moda pazaryeri seçilmişti.

Platformda 200 Türk markası yer alıyor

Uygun fiyatlarda geniş ürün seçeneği ve güçlü müşteri deneyimi Trendyol’un Almanya’da da geniş kitlelere ulaşmasını sağladı. Bugün 300 binden fazla ürün seçeneğine sahip platformda en çok satan özel marka koleksiyonları olan “Trendyol”, “Trendyol Man”, “Trendyol Modest” ve “Trendyol Curve”, hepsi yerli ve çoğu Trendyol’un kurulduğu 2010 yılından bu yana birlikte çalıştığı 500’e yakın tedarikçi tarafından tamamen Türkiye’de üretiliyor. Trendyol ayrıca LC Waikiki, Defacto, Penti, FLO, Koton, Mavi, Happiness İstanbul, Olalook, Marjin, Grimelange ve Hakke gibi 200’e yakın Türk markası ve üreticileri ile Valentino, Puma, S. Oliver, Tom Tailor, Skechers ve Fila gibi küresel markalar için de bir vitrin görevi görüyor.

“Yerli üreticilerimizi yeni pazarlarla buluşturduk”

Son bir yılı değerlendiren Trendyol Grubu Büyümeden Sorumlu Başkanı Erdem İnan, şunları söyledi: “Almanya’daki ilk yıl dönümümüzü kutlamaktan çok mutluyuz. Unutulmaz başarılarla dolu harika bir yıl geçirdik. Yerli üreticilerin emeklerini tamamen yeni bir pazarlarla buluşturmaktan, bu ürünleri küresel ve yerel markalarla birlikte platformumuzda sunmaktan gurur duyuyoruz. Önümüzdeki yıl, ürün ve pazaryeri çeşitliliğimizi daha da genişletmeye, daha güçlü bir müşteri deneyimi sunmaya ve moda trendlerinin öncüsü olmaya devam ederken aynı zamanda müşterilerimizin uygun fiyatlı ürünlere ulaşmasını sağlamayı hedefliyoruz.”

Yeni kategoriler devreye alınacak

Son 12 ay içerisinde, Trendyol uygulaması Almanya’da en çok indirilen uygulamalar arasına girerken; kot giysiler, ikili setler, elbiseler ve Trendyol’un Curve markası müşterilerin en fazla ilgi gösterdiği kategoriler arasında yer aldı. Trendyol, önümüzdeki dönemde “Güzellik”, “Ev Eşyaları” ve “Mücevher” gibi yeni kategorileri de müşterilerine sunmaya hazırlanıyor.

Almanya’nın lider influencer programı: trendFam

Teslimat deneyimini daha da iyileştirmek üzere İstanbul Havalimanı yanındaki e-ihracat merkezi yatırımıyla Avrupa lojistik ağını kurma çalışmaları, yeni ödeme seçeneklerinin sunulması ve Almanya’daki dijital kanallarda halen yayında olan “Bu Trend Senin” (“This Trend is Yours”) ilk marka kampanyası da bu dönemde Trendyol’un Almanya’daki faaliyetlerine ivme kazandırdı. Trendyol ayrıca pazar lideri influencer programı “trendFam” aracılığıyla Almanya’da bini aşkın influencer ile işbirliği yapıyor. Influencer pazarlama platformu Storyclash, haziran ayında Trendyol’un üçüncü kez Instagram’da Almanya’daki influencerlar arasında en çok konuşulan moda markası olduğunu duyurmuştu.

Trendyol ayrıca şubat ayındaki Kahramanmaraş merkezli deprem felaketinin hemen ardından tüm ekibini, iş ortaklarını ve altyapısını deprem bölgesindeki yardım çalışmalarını desteklemek üzere seferber etmişti. Uluslararası toplumun yardım çalışmalarına doğrudan katkıda bulunmasına imkan veren earthquake.trendyol.com platformunu çok kısa sürede yayına almıştı.

Trendyol’un Almanya’daki iş ortakları ABOUT YOU ve Zalando da kendi platformları ve sosyal medya hesapları üzerinden bu girişime destek vermişlerdi.

Size&Me, 5.2 milyon TL hedefle ikinci kez kitle fonlama yatırım turuna çıktı

Online giyim alışverişinde beden uyumsuzlukları nedeniyle gerçekleşen iadeleri minimize etmek için farklı yapay zekâ çözümleri geliştiren Size&Me, paya dayalı kitle fonlama turuna çıkarak yatırımcılarla buluştu.

2021 yılında 1 milyon dolar değerleme üzerinden yatırım alarak şirketleşen, 2022 yılında fonbulucu platformundaki ilk kampanyasıyla 2,9 milyon TL fona ulaşan Size&Me, yeni ürün geliştirmelerini tamamlamış, tur öncesi 50 bin olan kullanıcı sayısını 1 milyona taşımış, iş birliği kurduğu markaları 8’den 18’e yükseltmiş ve iade ortalamasını %40’tan %75’e düşürmüştü. İade oranlarını düşürerek ambalaj atıklarının azalmasına da katkıda bulunan girişim, deneme kabinlerini günümüz yüksek teknolojisi ve yapay zekâ çözümleriyle birleştirerek hem sürdürülebilir hem de karşılıklı kâra dayanan bir değer önerisi sunuyor.

İlk yatırım turu sonrası New York iştirakini açan girişim, globalleşme açılımını hızlandırmak üzere fonbulucu platformundaki ikinci yatırım turunda şirket paylarının %7’sinin yatırımcılara arzı yoluyla 5,2 milyon TL fona ulaşmaya çalışacak. Yatırım turunun başarılı olması halinde, elde edeceği en az 5 milyon TL fonu sermayeye ilave edeceğini açıklayan şirket, bu yolla ilk yatırım turuna katılan yatırımcıların yaklaşık %193 oranında bedelsiz pay elde etmesini sağlayacak. Size&Me ayrıca yatırım turunun başlama tarihi olan 25 Temmuz 2023 Salı günü saat 10.00 itibari ile 10 iş günü içerisinde EFT veya kredi kartı ile yatırım yapan eski ve yeni yatırımcılara %30 fazladan pay verecek.

“Hızla büyüyen bir sektörün en kritik problemlerini çözüyoruz”

Hizmetleri hakkında bilgi veren Size&Me Kurucu Ortağı ve CEO’su Ataberk Taçar, verdiği demeçte;

“Size&Me olarak maksimum doğruluk oranı ve müşteri memnuniyetini hedef alan, online giyim alışverişi pazarında yer alan firmaların beden uyumsuzluğundan kaynaklanan iadelerini minimize etmeyi hedefleyen bir ileri teknoloji şirketiyiz. Firma müşterileri online alışverişlerde farklı markalarda, farklı koleksiyonlarda ve farklı ürün çeşitlerinde bedenini mağazalara ve deneme kabinlerine gitmeden güvenilir ve doğru bir şekilde öğrenebilirse satın alma eğilimi artıyor. Aynı zamanda doğru bedenle alınan ürünler, iadelerin en büyük sebebi olan beden uyumsuzluğu sebebiyle iade edilmiyor ve düşen iadeler operasyonel masrafları büyük oranda düşürüyor. Diğer yandan iade sonrası yeni ürün alındığında hızlı gönderim sağlanabilmesi ve stok sorunu yaşanmaması için firmalar tarafından üretilen fazla ürünlerin üretimi esnasında israf edilen doğal kaynakların korunabilmesi dünyamızın geleceği için büyük önem arz ediyor. Zira iade gelen ve gelmeyen ürün arasında iki katlık bir karbon salınımı farkı bulunuyor. Geliştirmiş olduğumuz sanal deneme kabini teknolojilerimizle günümüzün en hızlı büyüyen sektörlerden birinin en kritik problemlerini çözüyoruz ve doğal kaynaklarımızı da koruma altına alıyoruz” dedi.

Uzun vadeli hedef global exit

Yatırım turu sonrasındaki hedefleri hakkında da konuşan Ataberk Taçar, Türkiye’de yapılan anlaşmalar ve toplanan veriler doğrultusunda ilk global adımı atarak Amerika’nın New York eyaletinde iştiraklerini kurduklarını belirtti. Taçar, kısa vadede Amerika’da en az 10 müşteri ve beş satış partneri edinimiyle gelen yeni satışlarla 1 milyon olan farklı kullanıcı sayısını 7,5 milyona yükseltip, bu kullanıcılarla 2,5 milyar olan ölçüm sayısını 10 milyara taşımayı planladıklarını sözlerine ekledi. Ataberk Taçar, düşürülen total iade ortalamasını %10’dan %25’e, kullanım oranını %30’dan %50’ye, Size&Me’nin önerdiği bedenin satın alınma yüzdesini %80’den %95’e taşımayı hedeflediklerini de ifade etti.

Girişim orta vadede, gerçekleştirilmesi beklenen satışlar ve yeni müşterilerin yanında daha fazla hacim oluşturmak için sadece online giyim alışverişinde değil, operasyonel gelişmeyle birlikte fiziki mağazacılıkta da Size&Me’yi devreye sokmayı amaçlıyor. Operasyonel gelişme için Amerika’da Seri A yatırımı planlayan girişim şirketi; uzun vadede son kullanıcıların renk, kumaş tipi, ürün grubu gibi değişkenlerle ürün beğenmek, uygun bedeni bulmak, bütçeye uygun alışveriş yapabilmek gibi problemlerini çözmek üzere yapay zeka tabanlı yeni bir pazaryeri modeli yaratacak. Uzun vade Amerika’da operasyon göstermeye başlamış yerli girişimler arasında en büyük stratejik partnerliklere imza atan şirketlerden olmak ve global exit yapmak.

Aktif Ventures ve Bahçeşehir Üniversitesi, girişimcilik odaklı yeni bir yüksek lisans programı duyurdu

Ülkemizin en kapsamlı finansal teknolojiler ekosistemi olarak faaliyetlerini sürdüren Aktif Bank iştiraki Aktif Ventures, Bahçeşehir Üniversitesi iş birliğiyle Aktif Ventures Girişimcilik ve İnovasyon Yönetimi Yüksek Lisans Programı‘nı başlatıyor.

Başta finansal teknolojiler olmak üzere her alanda inovatif gelişimi destekleyen, büyüten, yatırım yapan ve dijital girişimleri sıfırdan kuran Aktif Ventures; girişimcilik ekosistemine sunduğu katkıları böylece yepyeni bir boyuta taşıyor. Özel sektör ve üniversite iş birliğine örnek olacak bu yüksek lisans programı üç dönem sürecek.

Adaca: “Girişimciliği ve inovasyonu en temelden destekliyoruz”

Girişimcilik ekosistemine olan desteklerini daima artırdıklarını belirten Aktif Bank Genel Müdürü ve Aktif Ventures Yönetim Kurulu Başkanı Ayşegül Adaca, verdiği demeçte;

“Aktif Bank olarak her biri kendi alanında uzmanlaşmış lider iştiraklerimizle fintech ekosisteminin en kapsamlı ve en bütünleşik yapısını yönetiyoruz. İştirakimiz Aktif Ventures, teknoloji şirketlerine potansiyellerini geliştirmek için yatırım yapmanın yanı sıra hızla büyümeleri için de onlara stratejik destek sağlıyor. Bugün imza attığımız Bahçeşehir Üniversitesi iş birliğimizle bu yaklaşımımızı eğitim alanına da taşıdık. Böylece girişimciliği ve inovasyonu en temelden desteklemeye başladık. Bankamızdan 5 çalışanımızı da bu programa tam burslu olarak dahil edeceğiz. ‘Aktif Ventures Girişimcilik ve İnovasyon Yönetimi Yüksek Lisans Programı’ öğrencilerinin, geleceğin inovatif girişimcileri olacaklarına inanıyor; sektöre sunduğumuz bu katkıdan gurur duyuyorum. Projede emeği geçen tüm Bahçeşehir Üniversitesi yetkililerine ve Aktif Ventures ekibimize teşekkür ederim” dedi.

Baloğlu: “Özel sektör ve üniversite iş birliğinin kıymetli bir örneği”

Toplumun ihtiyaçlarına yönelik çözümler üreten güçlü bir ekosistem yaratmak için çalıştıklarını belirterek söze başlayan Aktif Ventures Genel Müdürü Erkut Baloğlu,

“Girişimcilik dünyasına yalnızca finansal destek sunmuyor, stratejik danışmanlık da vererek hem girişimcilerin hem de kurumsal firmaların büyümelerini de sağlıyoruz. Halihazırda benim de ders verdiğim Bahçeşehir Üniversitesi ortaklığıyla, konuya artık eğitim boyutundan da destek vermek mutluluk verici. Özel sektör ve üniversite iş birliğinin kıymetli bir örneği olan ‘Aktif Ventures Girişimcilik ve İnovasyon Yönetimi Yüksek Lisans Programı’nın ekosistemimiz için hayırlı olmasını diliyorum” dedi.

TechXtile Start-Up Challenge birincisi Phoenix Enerji’den Yusuf Furkan Ergür bugününü anlattı

Uludağ Tekstil İhracatçıları Birliği (UTİB) ve Uludağ Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği’nin (UHKİB) birlikte yürüttüğü tekstil sektörüne yönelik inovatif girişimleri destekleyen girişimcilik programı TechXtile Start-Up Challenge, yeni girişimleri sektöre kazandırmaya devam ediyor.

2022 yılında tekstil sektörüne sunduğu ucuz yeşil enerji projesiyle birinci olan Yusuf Furkan Ergür, sektörden ilgi görmeye devam ediyor. Hizmet Geliştirmiş Girişimci Kategorisi’nin (Scale-Up) birincisi olan Ergür, girişiminin ödül ile sonuçlanmasından ötürü mutlu olduğunu söyledi.

“Phoenix Enerji” isimli projesi ile ipi göğüsleyen Yusuf Furkan Ergür, verdiği demeçte;

“Projemizde temel hedef, tekstil fabrikalarının boyahane fırınları ve kurutma fırınlarına yeşil enerjiyi doğal gazdan daha ucuza sağlamaktır. Bu hedef doğrultusunda ekibimizin patent haklarına sahip olduğu dünyanın en verimli elektrolizörü kullanılıyor. Söz konusu elektrolizör eşsiz verimi sayesinde kullandığı elektrik, şebekeden satın alınsa dahi doğal gazdan ucuz bir fiyata yeşil ısıl enerji kaynağı olarak hidrojeni sunuyor” dedi.

Baca gazında bulunan Karbon Monoksit gazına katalizörlerden geçirilmiş su püskürterek tepkimeye sokulduğunu, oluşan reaksiyon sonucu hidrojen elde edilerek, paladyum separatörü ile ayrıştırıldığını kaydeden Ergür, karbonmonoksitin düşük olduğu sistemlerde de metan bozulması ile enerji tasarrufu sağlanabildiğini söyledi.

Girişiminin ilk kez otomotiv sektörüne olan merakı sonucu ortaya çıktığını belirten Ergür süreçle ilgili verdiği demeçte;

“Otomotivlerde kullanılan yanma odasına su püskürtme teknolojisini incelerken CO+H2O=>CO2+H2 reaksiyonunun motorlarda yapıldığını fark ettik. Fakat bu reaksiyon ideal sıcaklığı olan 227 dereceden çok uzak şartlarda yapılmaktaydı. Bu reaksiyon yanma sırasında 700 derecelerde yapılıyordu. Hem Ford Escord RS hem BMW M4 GTS modelinde bu şekildeydi. Bizler ise bu reaksiyonun motorda yapılma gerekçesini hidrojeni ayrıştıran bir ünite olmayışıyla ilişkilendirdik. Bu reaksiyon egzozda ideal sıcaklığında yapılması için tek eksik hidrojeni diğer gazlardan ayrıştırıyor olmaktı. Bizler ise bu konuda çalışarak hidrojeni diğer tüm gazlardan ayıran membranı var ettik. Bu memran sayesinde hidrojen diğer tüm gazlardan saf bir şekilde süzülebilmekteydi.

 

Bu membranı otomotiv sektörü sayesinde bulduğumuz için ilk olarak orada kullanmayı düşündük. Brisa yolculuğun öncülerinde dünyada bir ilk olarak hidrojen hibrit aracı yaparak ödül aldık. Ardından bu ürünü mevcut arabalara uygulamak istediğimizde onlarca başarılı testten sonra çok büyük bir sorun karşımıza çıktı. Bizim sistemimizde sadece araç çalışırken hidrojen gazı mevcuttu. Fakat tüm güvenlik ve çarpışma testleri araç kapalı durumda iken yapılıyordu. Bu şu demekti eğer bu sistemi denemek istiyorsak tüm güvenlik testlerini yeniden yaratmamız gerekecekti. Böyle zor bir eyleme de haklı olarak hiçbir otomotiv firması girmedi. Bizler de bu hayal kırıklığı içerisindeyken bir gün Safranbolu seyahatimiz sırasında fabrika bacalarına dikkat ettik. Onlarda büyük birer araba egzozuydu aslında.

 

Tam olarak bu sebeple projemizin yönünü ağır sanayiye evirmeye karar verdik ve bir çimento fabrikasını projemizi uygulamaya ikna ederek patentli membranımız sayesinde çimento fabrikasının bacasında 650 metreküp hidrojen var etmeyi ve ayrıştırmayı başardık. Sonrasında ise bu ürünün anlatmanın zorlukları sebebiyle bu membranı 2. Bir üründe daha kullanmaya karar verdik. Bu şu an tüm dünyanın gündemi olan elektroliz cihazı. Elektroliz cihazlarında 2 duruma elektrik harcanır. Bunlardan ilki suyu hidrojen ve oksijene parçalamak ikincisi ise bu iki gazı ayırmak şeklindedir. Bizler bu iki gazı mevcut yöntemlerdeki gibi elektrikle değil bacada kullandığımız membran ile ayrıştırınca aynı hidrojen gazını yüzde 50 daha az enerji ile üreten bir elektroliz ürünü var etmiş olduk. Şimdi her iki ürünümüzle ticarileşme sürecimiz devam ediyor.”

Pınar Taşdelen Engin: “Genç girişimcileri desteklemeye devam edeceğiz”

UTİB Yönetim Kurulu Başkanı Pınar Taşdelen Engin, sektörümüzün küresel rekabet ortamında öne çıkabilmesi için; Ar-Ge, tasarım, inovasyon, markalaşma, ekolojik ve çevre dostu üretim konularındaki çalışmalarımıza hız kesmeden devam etmek gerektiğini belirterek,

“Sektörün üretecek ve geliştirecek genç adaylara ihtiyacı var. TechXtile Start-Up Challenge’ta geride kalan 4 yılda çok yetenekli girişimcilerle tanıştık. 4 yıl boyunca birçok girişimci ile bir araya gelerek büyük heyecana ve mutluluğa sahip olduk. Buluştuğumuz, konuştuğumuz, fikrini dinlediğimiz, heyecanını gözlemlediğimiz her bir girişimciyle birlikte, sektörümüzün aydınlık geleceğine dair umudumuz ve motivasyonumuz artıyor” diye konuştu.

Proje sizden, destek bizden

TechXtile Start Up Challlenge 2023 için 22 Haziran’dan itibaren başvuruları almaya başladıklarına değinen UTİB Başkanı Pınar Taşdelen Engin,

“Bu sene de Level Up (Fikir Aşaması Girişimci) ve Scale Up (Ürün & Hizmet Geliştirmiş Girişimci) olmak üzere iki kategoride değerlendirme yapacağız ve ödülleri vereceğiz. Kadın girişimcilerimizi desteklemek için verdiğimiz Kadın Girişimci Özel Ödülümüz bu yıl da devam ediyor. Proje Sizden, Destek Bizden sloganıyla, tekstil dikeyinde fikri ve projesi olan Türkiye genelindeki tüm girişimcilerimizi bekliyoruz”

SOCAR Türkiye’den kadın liderler yetiştirilmesi için özel program: Women Energy

Türkiye’nin en büyük doğrudan dış yatırımcısı SOCAR Türkiye, kadın yöneticiler liderliğinde yürüttüğü Women Energy projesini, “Management Trainee” (MT) programıyla sürdürüyor.

Women Energy projesini kadınların iş ve yönetim rollerinde eşit temsiline katkı sağlama hedefiyle yürüten SOCAR Türkiye, Lider Kadınlar Gelişim Programı ile kariyerine enerji sektöründe başlamak isteyen genç kadınlara destek oluyor.

MT programına Türkiye genelinden üniversiteden yeni mezun olmuş 2.200 genç kadın adayın yaptığı başvuru arasından, “aday belirleme çalıştayı” Ideathon’a katılmak üzere 40 kişi seçildi. Beşer kişiden oluşan sekiz takım halinde 1 günlük çalıştaya katılan adaylar “Kadınlar için nasıl daha iyi bir çalışma ortamı tasarlayabiliriz” konusunda içerik geliştirdiler. Çalıştaya katılanlar arasından yapılan değerlendirme sonucu 10 kişi MT programına katılmaya hak kazandı.

Seçilen 10 kişi, SOCAR Türkiye’nin farklı lokasyonlarında sahaya yönelik mühendislik rollerinde üretim, proses, projenin yanı sıra dijital dönüşüm, finans gibi departmanlarda çalışma fırsatı yakalayacak. 1 yıl sürecek MT programında adaylara kendilerini geliştirmelerine yönelik “büyük resmi görmek, toplumsal cinsiyet eşitliği, çeviklik, scrum, sunum teknikleri, enerji ve petrol piyasası, kalite, kaizen” eğitimleri verilecek.