Ana Sayfa Blog Sayfa 1012

Apple, İran’ın uygulamalarını App Store’dan bir bir kaldırıyor

ABD ile İran arasındaki soğuk teknoloji savaş gün geçtikçe ilerliyor. ABD’den yasal yollarla iPhone temin edemeyen İran halkı, şimdi de kendi ürettiği uygulamaların App Store’dan kaldırılmasıyla karşı karşıya. Geçtiğimiz hafta içerisinde İran’ın Uber’i olarak dile getirilen Snapp, App Store’dan kaldırıldı. Ayrıca başka uygulamaların da kaldırıldığı söyleniyor.

Apple’ın sözcülerinden Tom Neumayr, konuyla ilgili açıklama yapmadı ancak böyle bir durumun olduğunu doğruladı.

Bu durum en çok Android tabanlı Samsung‘a yaradı. Google Play’de henüz böyle bir engelleme gündemde olmadığından Samsung ürünleri daha fazla ilgi görmeye başladı.

İran yaptığı bir çağrı ile uygulamalar içerisinde bulunan ödeme yöntemlerinin kendi geliştirdiği çevrimiçi ödeme sistemleriyle değiştirilmesini istedi. Google Play’den indirilen uygulamalarda ödeme yaparken, dolaşımda olan para, İran’ın kendi uygulamaları sayesinde ülke içerisinde kalmış olacak. Uygulamaların birçoğu bu çağrı ile ödeme yöntemlerini değiştirdi.

Twitter’da Apple’ın engellemelerine karşın #StopRemovingIranianApps kampanyası başlatıldı.

Çağın değişmesi ile teknolojinin gelişmesi, beraberinde yeni savaş modellerini de getiriyor. Bakalım ilerleyen dönemlerde neler olacak.

Spor alanındaki girişimlere Avrupa yolu açılıyor

Avrupa’nın en geniş spor girişimcilik ağı Sport eXperience ile Sporlab aralarında imzalanan protokol ile Hollanda, Danimarka, İrlanda ve İtalya’dan sonra beşinci spor inovasyon ve girişimcilik merkezini Türkiye’de kurmak üzere önemli bir iş birliğine imza attılar.

Bugüne kadar 30’un üzerinde startup projesine hızlandırıcı programları ile öncülük etmiş olan Sport eXperience ile bu yıl içerisinde ilk spor odaklı inovasyon ve girişimcilik konferansı olan Sportup’ı organize etmiş Sporlab’in bu iş birliği Türkiye’de sporda yenilikçi projelerin hayata geçmesi, yatırım bulması ve bu projelerin global pazarlara açılabilmesi anlamında önem taşıyor. Türkiye ve çevre ülkelerden yatırımcıların da Avrupa’daki hızlı büyüme potansiyeline sahip spor startuplarına yatırım yapmaları artık daha kolay olacaktır.

Sport eXperience’ın kurucusu Arno Hermans ise iletişim ağına Türkiye gibi önemli ve etkili bir ülkeyi dahil etmenin mutluluk verdiğini belirterek sözlerini “Başladığımız günden bu yana spor startuplarının büyümesini desteklemek ve uluslararası etkin bir ağ oluşturmak gibi bir hedefimiz var. Sporlab ile startupları ve onların hedeflerini destekleyebileceğimiz bir partner bulmuş olduk. Bizim için, teknolojiye bu kadar meraklı ve genç nüfusa sahip bir ülkeyi keşfetmemiz için harika bir fırsat” diye sürdürdü.

Girişimcilik ekosisteminde güçlü İşveren Markası olmak

“İşveren markası” son yıllarda Türkiye’de kendini göstermeye başladı. Kurumsal şirketlerin yıllık hedeflerinin arasına olmazsa olmaz olarak girdi.

Girişim olarak ürün ve hizmetlerimiz ile müşterilerimize bir önermede bulunuyoruz. Örneğin: Hızlı, çözüm odaklı, güvenilir….. Müşteri tarafında bu şekilde algılanıyor olabiliriz. Peki ya şirket çalışanlarına göre nasılız? Çalışanlarımıza herhangi bir önermede bulunuyor muyuz? Bulunuyorsak bu önerme onlara ne ifade ediyor? Sunduğumuz önerme ile gerçekleşenen önerme birbirine uyuyor mu? Sorularının cevapları şirketin stratejik planlarının geleceği için önemli.

İşveren markasını, mevcut çalışanlarımız, potansiyel çalışanlarımız (sektör çalışanları ve öğrenciler) ve eski çalışanlarımızın şirkete yönelik algılarının hangi boyutta, nasıl olduğunu anlamak ve şirket olarak söylediğimiz ile yaptığımızı karşılaştırarak, bunun çıktıları ile aksiyon planı oluşturmak olarak tanımlayabiliriz.

İşveren markası çalışması ile;

  • Girişimimizin hem içeriye hem de dışarıya karşı çekiciliği artar.
  • Yetenekli çalışanları girişime çekilmesi sağlanır.
  • Nitelikli çalışan adayların aday havuzu oluşması daha aktif duruma gelir.
  • Girişimin karlılığında olumlu hareketlilik gerçekleşir.
  • İşe alım ve pazarlama süreçlerde maliyetler azalır.
  • Girişimde çalışanlarımızın örgütsel bağlılığı artar.

İşveren markası ile gideceğimiz yol, çalışanlarımızın gözünde marka olup, tercih edilmek ve en çok çalışılmak istenen girişim olmaktır. Başarılı girişimler arttıkça başarılı çalışan savaşı da artacaktır. Bu savaşta kullanacağımız en önemli silahımız işveren markasıdır.

Şimdiden keyifli ve güzel bir bayram geçirmeniz dileğiyle.

Silikon Vadisi’nden hobi olarak faydalı videolar üreten bir YouTuber: Levent Şapçı

Yaklaşık 10 senedir Kaliforniya ve San Francisco’da yaşayan ve Silikon Vadisi’ndeki şirketlerde çalışan ve hobi olarak da video içerik üreten Levent Şapçı ile tanışın. Biz kendisini YouTube’dan tanıdık. Kendisi YouTuber değil ancak çok güzel ve faydalı içerikler ortaya çıkarıyor.

1 yıldır Silikon Vadisi‘nden videolar çekip kanalına yüklüyor. Vadideki diğer Türklerle röportaj yapıyor, oradan enterasan ve güzel bilgiler veriyor. YouTube kanalına buradan abone olup videoları izleyebilirsiniz.

Kanal Açıklaması “San Francisco’da hayat nasıl ilerliyor, turistik yerlerin dışında yaşam nasıl akıyor, Silikon Vadisi şirketlerinde çalışmak nasıl gibi soruların cevabını arıyorsanız ve bisiklet, kaykay, drone uçurmak, Kaliforniya’nın doğal güzellikleri gibi şeyler ilginizi çekiyorsa videolarıma göz atın. Haftada en az bir kere olmak üzere video yüklemeye çalışacağım. Kanalıma abone olmayı unutmayın=)”

Girişimcilikle ilgili dikkatimizi çeken faydalı video içerik üreticilerini sizlerle paylaşacağız.

Avrupa’dan müzik endüstrisini bozma potansiyeline sahip 10 girişim

Girişimlerin büyük şirketlere kafa tuttuğu gerçeği son yıllarda artık tartışılamaz bir gerçek oldu. Teknolojinin hızla geliştiği ve bilginin ışık hızında yayıldığı günümüzde yeni kurulan Girişim şirketleri, büyüme ve müşteri bulma konusunda eskiye göre çok hızlı ilerliyor. Avrupa’da da müzik alanında çalışmalarını sürdüren bazı girişimler, müzik endüstrisindeki büyük şirketlere kafa tutmaya başladı.

Uberchord Engineering – Berlin merkezli girişim, müzik enstrümanı öğrenme alışkanlıklarımızı değiştirmeyi amaçlıyor. Abbey Road Studios hızlandırma programının parçası olarak, Uberchord Engineering yeni bir ses tanıma teknolojisi geliştirdi ve sadece enstrüman tekniğini öğretmeyi değil pratikler doğrultusunda muziksel algıyı geliştirmeyi hedefliyor.

Bir mobil uygulama olarak sadece notayı nasıl basman gerektiğini değil aynı zamanda hatalarını sana gösteren ve gittikçe zorlaşan bir ders müfredatına sahip.

The Best Song – Müzik dünyasının Tinder’ı olarak tanınıyor. Uyulama içerisinden parçaları kaydırarak onları Spotify ve Deezer’daki listelerinize eklemenizi sağlıyor.

Müzik keşfetmek gibi rekabetçi bir alanda, Fransız girişimi Best Song kullanıcılarına bağlayıcı bir deneyim sunmakla birlikte cross-platform müzik kataloğu yükselen sanatçılar için devrim niteliğinde bir araca dönüşebiliyor. Kendi çalma listelerinizi yapabileceğiniz ve arkadaşlarınızı ekleyerek listelerinizi de paylaşabilirsiniz.

Prizm – Bir başka Fransız girşimi olan prizm(ubithings) ilk akıllı ve kişiselleştirilebilir player olarak piyasaya girdi. Prizim üçgen bir aygıt olarak wifi yoluyla akıllı telefonunuza bağlanır.

Profilinizi oluşturduktan sonra sizin müzik zevkinizi öğrenir ve size uygun şarkıları önerir. Günün zamanı, bulunduğunuz atmosfer ve kimlerle oturduğunuza bağlı olarak öneriler değişebilir.

Stagelink – Midem müzik festivali 2016’nın kazanını olan stagelink, sanatçılar ve fanlarının aynı platformda buluşup birlikte öneri,planlama ve turlarını promote etmelerini sağlayan bir uygulama. Hayran destekli tur promote etme girişimi, topladıkları verilerle sanatçıların hangi ülkelerde tur yapmaları gerektiğini, hangi sahnelerin onlar için en iyisi olduğunu ve bilet ücretlerinin hangi seviyede olması gerektiğini sanatçılara sunuyor. Berlin merkezli girişimin oldukça kolay bir kullanım yapısı var.

Hello Stage – Wiener Konzerthaus’un eski direktörü tarafından kurulan girişim klasik müzik sanatçıları ile menajer ve promotörleri buluşturuyor. Fikir aslında klasik müzik pazarını daha şeffaf yapmak. Sanatçılar kendi kişiselleştirilmiş sayfalarında, kendi repertuarlarını, takvimlerini paylaşırken menajerler de kendi kadrolarını paylaşabiliyorlar.

Singa – 2013 yılında Slush’ın co-founder’ı Atte Hujanen ve diğer Fin girişim gönüllüleri tarafından Finlandiya’da kuruldu. Amacı Karaokeyi yeninden eski görkemli günlerine döndürebilmek. Hiçbir pahalı karaoke ekipmanına gerek olmadan, Singa kullanıcılarına dünyanın en geniş karaoke arşivine erişme şansı sunuyor.

Flat – Online müzik yazma programı olan flat sayesinde tek bir müzikal kompozisyon birden çok kişi tarafından gerçek zamanlı olarak farklı aygıtlardan erişilerek editlenebiliyor.

Plugify – Hollandalı müzik severler tarafından kurulan girişim 2015 yılından beri hizmette.

Amacı dünya üzerindeki canlı performans gösteren sanatçı ve müzisyenlere ulaşıp onlarla düzenlemek istediğiniz konserler için gerekli ayarlamaları yapmak.

Tradiio – Lisbon – Los Angeles merkezli girişim kullanıcılarına yeni sanatçıları keşfetmek için bir oyunlaştırma ve ödül sistemi sunuyor.

Bir nevi yeni-yükselen sanatçıların borsası olmayı hedefleyen girişim sanal para ile bu sanatçılara yatırım yapmanızı sağlıyor ve en çok yatırım yapan kullanıcıya festival bileti ve dijital indirmeler gibi çeşitli ödüller sunuyor.

MIND Music Labs – 2016’nın en ümit vaat eden girişimi olarak görülen grubun ilk girişimi Sensun SmartGuitar, kablosuz çalışma ortamı ile sanatçının müziğine sınırsız modulasyonlar eklemesini ve performanslarını hd olarak paylaşmasını sağlıyor.

Baristasız Starbucks hizmeti “Starbucks on the go” Türkiye’de uygulanmaya başladı

Dünyanın en büyük kahve zinciri Starbucks, Türkiye’de baristasız premium self servis modeli ‘Starbucks on the go‘yu ilk kez hayata geçirdi. Bu hizmet müşteriler bir baristaya ihtiyaç duymadan kendi kahvelerini kendi alabiliyorlar.

Starbucks on the go; akaryakıt istasyonu, üniversite, hastane gibi alanlarda hızlı ve kolayca ulaşmanızı sağlayacak ve günlük rutinleriniz üzerinde duran alanlara konumanladırılacak.

Kahve seçiminde yine özgürsünüz

Starbucks on the go’da 100’e yakın farklı içecek hazırlayabiliyorsunuz. Faaliyetlerine bu yıl başlayan hizmete, önümüzdeki dönemlerde bir çok noktadan ulaşabileceksiniz. Şimdilik İstanbul’da Shell (Ihlamur, Merter Çırpıcı, Sefaköy, Yeniköy, Maslak ve Şenlikköy) ile OPET (Ataköy ve Kavacık) akaryakıt istasyonlarında kullanılabiliyor.

Adınız sürekli yanlış yazan baristalardan sıkıldıysanız bu sizin için bir çözüm olacaktır. Starbucks’la ilgili önemli gelişmeleri paylaşmaya devam edeceğiz.

Garanti Bankası, BBVA Momentum ile sosyal girişimleri destekleyecek

Garanti Bankası’nın ana hissedarı BBVA, sosyal girişimlere “BBVA Momentum” programıyla destek verecek. Online eğitimler, kurum içi mentorlarla sağlanan mentorluk desteği ve networking faaliyetleri ile desteklenen bu programla banka, girişimcilerin işlerini bir sonraki evreye taşımak için gerekli büyüme planını oluşturmalarına katkı sağlamayı amaçlıyor.

Sosyal girişimlere ivme kazandırmak amacıyla oluşturulan “BBVA Momentum” programını bu yıl ilk kez Türkiye’de de hayata geçiren Garanti Bankası, program kapsamında, ana hedefi sosyal fayda yaratmak olan girişimlere, ekonomik açıdan da güçlü, kurumsal ve sürdürülebilir bir yapıya sahip olabilmeleri için strateji, finans, iletişim, teknoloji ve iş modelleri gibi konularda eğitim veriyor.

Banka, Türkiye’de sadece sosyal girişimleri geliştirme amacındaki ilk ve tek destek programı olan BBVA Momentum’a ilk yılında, “Türkiye’nin Kadın Girişimci Yarışması” ve “GarantiPartners” girişim hızlandırma programı havuzunda yer alan ve programa uygun özelliklere sahip 6 sosyal girişimin katılımını sağladı. Online eğitimlerin, programa dahil olan 5 ülkeden girişimcilerin ortak erişim sağladığı bir platform üzerinden gerçekleştirildiği program aralık ayına kadar devam edecek. Programa katılmak için gelecek yıldan itibaren ülkemizdeki tüm sosyal girişimler başvurabilecek.

Startup Dostu Şirket nedir?

Türkiye’de son zamanlarda duymaya başladığımız yeni bir oluşum, Startup Dostu Şirket kavramı ortaya çıktı. Özetle, Startup’lara sunduğu desteklerle kendini kanıtlamış şirketlere Startup Dostu Şirket diyoruz.

Sizinle daha önceki yazımızda Türkiye’nin Startup dostu 10 şirketini paylaşmıştık. Buradaki mantık; bu şirketlerin finans desteği, mentorluk, müşeri portföyünü açma gibi kendi olanaklarını Startup’lara büyümesi ve/veya iş birliği için sunmasıdır. Ekonomik olarak yeni dünya düzeninde Startup’ları görememek, şirketler açısından akıllıca bir iş olmayacaktır. Hızla büyüyen bu mini şirketler, günü geldiğinde büyük bir işletmeyi geride bırakabilmektedir. Kimisinin de büyümesi için paranın ötesinde, bilgi, tecrübe ve müşteriye ihtiyacı vardır. Makro açıdan bakarsak, ülke ekonomisinin orta ve uzun vadede gelişip büyüyebilmesi, küçük işletmelerin desteklenmesiyle olacaktır.

Türkiye’deki ilk örneğini, en startup dostu şirket unvanıyla Bankalararası Kart Merkezi – BKM aldı. BKM, kendi müşteri veritabanını Startuplar için kullanarak, o henüz emekleme aşamasında olan şirketlerin hızlanmasına öncülük etti. BKM Express kullanıcıları, bazı kampanyalarda bunu görebilir.

BKM Genel Müdürü Dr. Soner Canko “Bugüne kadar attığımız adımlar ile böylesine gurur verici bir noktaya gelmiş olmaktan büyük mutluluk duyduk ancak bu mutluluğun hemen sonrasında ‘Atmamız gereken yeni adım nedir?’ diye kendimize sorduk. Startup Dostu bir şirket olarak bu gururu ve yaklaşımı tüm ülkeye yaymayı görev edindik.” sözlerini paylaştı.

Biz de Startup Dostu şirketleri ve bu şirketlerin yaptıklarını sizlerle paylaşmaya devam edeceğiz.

Harvard Hukuk mezunu önceki First Lady Michelle Obama’dan ilham verecek 8 söz

Amerika Birleşik Devletleri’nin önceki First Lady’si ve Barack Obama’nın eşi Michelle Obama‘dan ilham verecek 8 sözü var.

Michelle Obama, Chicago’nun güney kısmında doğdu ilköğrenimini üstün zekalılar okulunda tamamladı ve Princeton Üniversitesi’nden ve Harvard Hukuk Okulu’ndan mezun oldu. Eğitiminin ardından Chicago’ya dönerek Amerika’nın bilinen bir hukuk firmasında, Chicago Üniversitesi’nde ve Chicago Üniversitesi Hastanesi’nde çalışmaya başladı. Barack Obama ile Chicago’da hukuk firmasında çalışırken tanıştı. Michelle Obama, giyim tarzıyla ve moda anlayışıyla pek çok kez en iyi giyinenler listelerinde yer aldı. Vikipedia.

“Gelecek” üzerine

Ne kadar paranız ve mülkünüz olursa olsun gelecekteki başarılarınız kendi özgüveniniz ve gücünüz tarafından belirlenecek.

“Zihniyet” üzerine

Cesaret bulaşıcıdır ve umut kendi kendine var olabilir.

“Tutku” üzerine

Kendinize her zaman sadık kalın ve başkalarının söylediklerinin, sizi hedeflerinizden uzaklaştırmasına izin vermeyin.

“Liderlik” üzerine

Korku işe yaramaz bir duygudur,sizi kontrol etmesine asla izin vermeyin. Daima umut ve imkanlar üzerine kararlar verin.

“Esneklik” 

üzerine

Negatif saldırılara maruz kaldığınızda duymazdan gelin çünkü siz kim olduğunuzu biliyorsunuz.

“Güçlenme” üzerine

Yapılcaklar listemizde, bizi daha yukarılara taşıyacak işlere ihtiyacımız var.

“Başarı” üzerine

Başarı,hayatınızın başkalarına nasıl göründüğüyle alakalı değildir, size neler hissettikleriyle ilgilidir. Başarılı olmak etkileyici olmak değildir, esinlenilmektir. Kendinize sadık olmanın anlamı budur.

“Başkalarına Yardım” üzerine

Çok çalışıp iyi iş çıkardınız ancak o fırsat kapısından geçtikten sonra öylece arkanızı dönüp gitmeyin. Geriye dönün ve başarılı olmanıza yardımcı olanlara siz de aynı şansı verin.

Online gayrimenkul platformu Zingat, Propertyfinder’dan yatırım aldı

Ortadoğu ve Kuzey Afrika’daki yedi ülkede lider emlak platformlarına sahip Dubai merkezli Propertyfinder Group (PFG), Zingat‘a yatırım yaptı. Zingat’ın yüzde 11,86’lık hissesini satın alan şirketin kurucusu ve CEO’su Michael Lahyani, bundan böyle Zingat’ın yönetim kurulunda yer alacak. Zingat CEO’su Ahmet Kayhan yatırımla ilgili yaptığı değerlendirmede, “Bu ortaklıkla beraber Zingat’ı tercih eden gayrimenkul profesyonelleri, emlaklarını birçok ülkede tanıtma fırsatı yakalayacak” dedi.

Ortadoğu’dan gelen yatırımla Türkiye’deki emlak piyasası yurtdışına açılacak. Ortadoğu ve Kuzey Afrika bölgesinde 10 yıllık deneyimiyle yedi büyük emlak platformuna sahip Propertyfinder Group, “Emlak. Bilgi. Güven.” sloganıyla yola çıkan gayrimenkul ve bilgi pazarlama platformu Zingat’ın yüzde 11,86’lık hissesini satın aldı. Zingat’ın hissedarı olan Propertyfinder Group Kurucusu ve CEO’su Michael Lahyani, bu ortaklıkla birlikte şirketin yönetim kurulunda yer alacak.

“Propertyfinder Group’un Zingat’a yaptığı yatırım bizim doğru yolda olduğumuzu gösteren bir gelişme”

Doğuş Grubu CEO’su Hüsnü Akhan, Propertyfinder Group’un Zingat’a yaptığı yatırım ile ilgili olarak şu yorumda bulundu: “Kuruluşundan bu yana sadece bir buçuk yıl gibi kısa bir süre geçmesine rağmen Zingat’ın sektörün önemli uluslararası oyuncularından PFG’nin ilgisini çekmiş olması, yaptığımız yatırımın doğru yolda ilerlediğinin en büyük göstergesi. Ayrıca platformumuz, Türkiye emlak portalları arasında bu düzeyde yurtdışından yatırım alan ilk şirket. Doğuş Grubu olarak her zaman gayrimenkul sektörüne çok büyük önem verdik. PFG’nin sektördeki tecrübesinin yanı sıra Ortadoğu ve Kuzey Afrika’daki yerleşik ticari yapısıyla güçlenecek olan Zingat, gayrimenkul yatırımına önem veren kitleler için çok daha değerli bir platform haline gelecektir.

Zingat CEO’su Ahmet Kayhan “Türkiye ile ilgili elimizdeki benzersiz gayrimenkul veri ve bilgilerinin gücünü kullanarak tüketicileri doğru emlak profesyonelleriyle buluşturmayı amaçlıyoruz. Zingat’ı 2015’in sonlarında kurduk ve platformumuz resmi olarak Ocak 2016’da faaliyet göstermeye başladı. O zamandan bu yana Zingat; altı milyondan fazla aylık ziyaretçi ve 18 binden fazla emlak danışmanı üyeliği kazanarak Türkiye’nin en hızlı büyüyen emlak platformlarından biri haline geldi.” dedi.

Zingat’la ilgili gelişmeleri takip ediyoruz. Sizlerle haberleri paylaşmaya devam edeceğiz.