Çevremizde akıllı olmayan cihaz görmek gittikçe güç bir hal almaya başladı. Mal varlığımızın büyük bölümünü oluşturan ev ve arabalar da akıllı sistemlerle entegre edilmeye devam ediyor.
Kullandığımız araçların birçoğunda akıllı sistem uygulamaları mevcut yeni üretilen araçlar ise neredeyse tamamen akıllı bu araçların programlanabilir donanım olarak sunduğu karmaşıklıklar, navigasyon kontrolleri, yüksek performanslı bir sistemde çalışan hava sensörleri gibi yaklaşık 250 özellik içeriyor.
Silexica, çok merkezli işlemciler arasında geniş bir uygulama yelpazesini haritalamaya ve optimize etmeye yardımcı olacak bir dizi araç geliştiren yeni bir girişimdir. Almanya’nın Köln şehrinde faaliyet gösteren Silexica, özellikle otonom arabalara güç sağlayan uygulama ve donanım geliştiriyor.
B Serisi, EQT Ortakları tarafından yönetilen bu turda mevcut yatırımcılar Merus Capital, Paua Ventures, Seed Fonds Aachen ve DSA Invest de yer aldı. Şirket bugüne kadar 28 milyon dolar topladı.
Silexica optimizasyonu ne kazandıracak ?
Silexica’nın CEO’su Maximilian Odendahl (Johannes Emigholz ve Weihua Sheng ile birlikte ekibi kurdu) TechCrunch’a yaptığı açıklamada, “sadece optimizasyon özelliklerini arttırmak için değil, aynı zamanda izlenmesi ve teşhis edilmesi için gittikçe artan hizmet ve işlevselliklere olanak tanımak için kullanılacak aynı zamanda bir araç üzerindeki bilgileri nasıl izlediğine ve işlediğine dair takibi için bir bulut bileşeni eklemektedir“, dedi.
Şirket aynı zamanda bir simülatör üzerinde çalışmalar yürütüyor, böylece birden çok ortak hizmetlerini ve araçların nasıl performans gösterdiğini tek bir platformda test edebilecek. Şirket, teknolojisinin potansiyel müşterisi olarak Denso, Toyota, Fujitsu ve Huawei‘yi gösteriyor.
Silexica ilgi odağındaki diğer bir alan otonom araçlar ile meydana gelen beklenmeyen kazalar. Araçların sahip olduğu sistemlerin istenilenin dışında hareket etme nedenlerini ve uygulamaların birbiriyle nasıl iletişim kurup yanıt verebileceklerini geliştererek sistemin daha iyi çalışmasını, kullanıcı güveninin yanı sıra satıcı güvenini de sağlamak.
Odendahl, 2025 yılına kadar tam otonom kullanımının mümkün olmadığını tahmin ediyor.