Ana Sayfa Blog Sayfa 440

Bilgiyi Ticarileştirme Merkezi’nin fikri olanlar için 2022 yılı ilk çağrı dönemi başvuruları 16 Ocak’ta sona eriyor

İstanbul Ticaret Odası tarafından yenilikçi iş fikirlerini desteklemek amacıyla kurulan Bilgiyi Ticarileştirme Merkezi (BTM), 2021 yılının son, yeni yılın ise ilk çağrı dönemini başlattı.

Başvurular 16 Ocak 2022’ye kadar kabul edilecek. Girişimci olmak isteyen ve ticarileşebilir iş fikri olan herkes başvuruda bulunabilecek. Başvurular, detaylı bilgilerin de yer aldığı btm.istanbul adresinden yapılabilecek.

BTM’nin Kuluçka Programları

Yenilikçi bir iş fikrine sahip olan, girişimci olmak ve ekosistem içerisinde yer almak isteyen girişimci adayları BTM Kamp’a, yenilikçi bir iş fikri olup, bununla ilgili ürün veya ürün çıktılarına (yazılım, web sitesi vb.) sahip olan girişimciler Ön Kuluçka programına katılıyor. Kuluçka programında ise şirketleşmiş ve satış yapmış girişimciler bulunuyor. Yatırım almış, ikinci veya üçüncü tur yatırım arayışında olan girişimciler de Post-Kuluçka programında yer alıyor. BTM Kamp programının başvuruları ise yıl boyunca yapılabiliyor.

2021 yılı rakamları

Kurulduğu günden bu yana geçen 4.5 yıllık süreçte BTM girişimlerinin toplam değerleme miktarı ise 1 Milyar lirayı aştı. Bu süreçte BTM girişimcilerinden 51 yatırım haberi geldi. BTM girişimlerine yapılan yatırım tutarı ise yaklaşık 135 milyon lira oldu.

5 bin girişimciye ulaşma

Pandemi sürecinin hemen öncesinde Doha’da düzenlenen World Incubation Summit’te ‘Dünyanın En Gelecek Vaad Eden Merkezi’ seçilen BTM, bu zamana kadar 5 bine yakın girişimciye de destek sağladı. BTM, sunduğu hizmetlerle startupların ticarileşmesinin ve ölçeklenmesinin yolunu açmaya devam ediyor.

BTM’de, yenilikçi fikirlerin iş modeli haline gelmesi, büyümesi, satış yapması ve yatırım alması sağlanırken; eğitim ve seminerler, mentor desteği, satış eşleştirmeleri, girişimcilerin yatırımcı karşısında sunum yaptığı demo günü etkinlikleri, yatırımcı eşleştirmeleri, 7/24 ofis imkanı, birebir danışmanlık gibi hizmetler girişimcilere tamamen ücretsiz sunuluyor.

Zoom, toplantılar için özelleştirilmiş Beyaz Tahta özelliğini duyurdu

2021 yılında şirketler, bir yandan uzaktan çalışan profesyonellerin bağlanmasını kolaylaştırmak ve üretkenliğe katkı sağlamak diğer yandan ofise güvenli bir şekilde dönüşü organize etmek için çalışırken ciddi zorluklarla karşı karşıya kaldılar.

Zoom, yıl boyunca bu zorluklar karşısında kullanıcılarının yeni çalışma ortamlarında başarılı olmaları için ihtiyaç duydukları çözümler ve özellikler ile onların yanında oldu.

Zoom, geçtiğimiz yılın son döneminde tanıttığı ve kısa süre önce sunduğu yeniliklerle iş akışlarını birbirine bağlayarak ve düzenleyerek süreçleri basitleştirirken daha verimli, iş birliğine dayalı ve ilgi çekici bir kullanıcı deneyimi oluşturmayı hedefliyor. Şimdi bu heyecan verici yeniliklere göz atalım.

Zoom’un yenilikleri

  • Huddle View

Huddle View, sanal olarak çalışırken ekiplere bağlantıda olma hissi vermek için potansiyel olarak görsel bir kanal düzeni sağlayan bir özellik. Bu sayede, kanal üyeleri kendilerine özel benzersiz bir sanal arka plan seçebiliyor, sohbet edebiliyor, kanalda kimlerin olduğunu kolayca görebiliyor ve meşgul veya müsait olup olmadıklarını hızlı bir şekilde belirleyerek ekipleri bir araya getirebiliyor.

  • Zoom Events Sahne Arkası

Canlı yayın öncesinde konuşmacılara, panelistlere ve prodüksiyon ekibine, aralarında konuşabilecekleri, etkinliği izleyebilecekleri veya kaynaşabilecekleri bir alan sağlayan Zoom’un yeni sahne arkası özelliği yeşil odayı sanal ortama taşıyor.

  • Zoom Beyaz Tahta (Yeni)

Tamamen yenilemiş Zoom Beyaz Tahta, ofisten ya da uzaktan çalışan katılımcıların dijital beyaz tahta üzerinde gerçek zamanlı olarak, herhangi bir yerde, herhangi bir zamanda toplantı kurgulamadan bir araya gelmelerine imkan sağlıyor. Bu yeni özellik, dizüstü bilgisayarda, konferans odasında, mobil cihazda veya Zoom for Home cihazında kısaca Zoom Meetings’in çalıştığı her yerde kullanılabiliyor.

  • Zoom Widget

Ekiplerle bağlantı kurmak ve iş akışlarını düzene koymak için geliştirilen Zoom Widget, toplantılardaki kişilerin zamanı ve beklentileri yönetmelerine ve takım arkadaşlarını haberdar etmelerine yardımcı oluyor. Ayrıca kullanıcıların toplantıda kimlerin olduğunu görmelerine ve geç kalıyorlarsa Zoom Chat’i kullanarak toplantı sahibini bilgilendirmelerine olanak tanıyor.

  • Mobil ve Web Seminerleri için Zoom Apps

2021’in başlarında Zoom Masaüstü toplantı deneyimine eklenen Zoom Apps, şimdi mobil ve web seminerlere de geldi. Bu sayede çalışırken kullandığınız favori uygulamalarınızı mobil cihazınızda gerçekleştirdiğiniz toplantılarda veya web seminerlerinde kullanabiliyorsunuz. Bu yenilik, oyunlar ve diğer uygulamalar ile etkileşim için size daha fazla fırsat getiriyor. Zoom ayrıca, hem siz hem de katılımcılarınız için özelleştirilmiş “Sürükleyici Görünümler” oluşturmanıza olanak tanıyan “Sürükleyici Uygulamaları” kullanıma sunuyor.

  • Video Katılım Merkezi

Zoom Video Katılım Merkezi ile kurumlar, yapılandırılmış ve kapsamlı bir sanal ortamda, uzmanlarını kendi müşterileri ile video üzerinde bir araya getirerek güven odaklı etkileşimler geliştirebilecekleri ilgi çekici deneyimler oluşturabiliyorlar. Bu çözüm ile Zoom, kurumlara bulut öncelikli ölçeklenebilirliği ve güvenilir video mimarisini sunuyor.

  • Gelişmiş çeviri ve deşifre

Zoom toplantıları, gerçek zamanlı ve otomatik çeviri hizmetinin yanı sıra canlı deşifre yeteneği ile daha kapsayıcı hale geliyor. Ayrıca platformun çeviri yeteneği birden fazla dil desteği ile daha da gelişmiş durumda.

  • Zoom Jumpstart

Zoom Geliştiriciler Platformu aracılığıyla inovasyonu teşvik etme ve etkinleştirme konusundaki misyonunun bir parçası olarak, geliştiricilerin daha hızlı hareket etmesine yardımcı olan yeni bir uygulama oluşturma aracı Jumpstart’ı pazara sunuyor. Bu yetenekli araç, temel yapılandırmaları, önceden tasarlanmış bazı özellikleri, markalaşma için bazı girdileri ve platform seçeneklerini belirledikten sonra Video SDK işlevselliğini sorunsuz bir şekilde mevcut uygulamaya getiren bir kod üretiyor.

Refik Anadol, dünyanın ilk çok-duygusal metaverse projesi DATALAND’ı duyurdu

Türkiye’nin çağdaş sanat alanındaki öncülerinden Refik Anadol, yeni projelerini duyurmaya devam ediyor. Birçok NFT ürünü ile popüler olan Anadol, inovatif eserlerinin yoğun ilgi görmesi ile büyük şirketlerle birlikte fiziksel NFT sergileri bile açmıştı. Sıradaki projesini Twitter hesabı üzerinden duyuran sanatçı, metaverse dünyasına giriş yapacağını duyurdu.

DATALAND adını verdiği bu evren, sanatçının belirttiği üzere dünyanın önde gelen şirketleri ve bilim insanlarının da yer aldığı nörobilim alanında deneyimler yaşatacak. Dünyanın. ilk çok-duygusal metaverse projesi olarak adlandırılan DATALAND, güncel nörobilimsel deneyleri en gerçekçi haliyle sunmaya çalışacak.

Karmaşık disiplinleri bir araya getirerek daha anlaşılabilir yapıda sunmayı amaçlayan Anadol, bir çok firma ile de iş birliğinin gerçekleştirileceğini söylüyor. Bu firmalar arasında NVIDIA, Google, Epic Games, L-Acoustics, LG Displays, Epson ve Firmenich gibi ünlü isimler yer alıyor. Firmaların ortak özellikleri için ise yapay zeka, mimarı, nörobilim ve bilgisayar grafikleri alanında uzmanlaştıkları görülüyor.

Yapay zeka kullanımının fazlasıyla yer alacağı bu metaverse projesinde sürükleyici ve benzeri görülmemiş alanlar tasarlayacaklarını belirten Refik Anadol, yepyeni şiirsel algoritmalar yazmak için heyecan duyduklarını belirtiyor. Proje’ye dahil olmak için ise kullanıcıları bir bekleme listesi karşılıyor. Proje için Anadol şu sözleri söylüyor;

“Yapay zekâ kullanarak geniş veri kümelerini analiz etmenin nicel ve nitel zorluklarını, Metaverse’de meditatif deneyimler içeren, sürükleyici ve benzeri görülmemiş alanlar tasarlayarak karşılayacağız ve yepyeni şiirsel algoritmalar icat edeceğiz. DATALAND’ın ilk vatandaşlarından biri olmak için bekleme listemize katılın ve geleceği bizimle birlikte hatırlayın!”

DATALAND’ın bekleme listesinde yer almak ve proje sayfasını incelemek için burayı tıklayabilirsiniz. 9 Ocak itibari ile 16.441 kişinin bekleme listesinde yer aldığını belirten Refik Anadol, projenin ne zaman tam erişim imkanı sağlayacağını belirtmiyor.

Apple, App Store geliştiricilerinin bugüne kadar 260 milyar dolar kazandığını söyledi

Apple, pazartesi günü yaptığı bir basın açıklamasında, App Store geliştiricilerinin 2008’den bu yana 260 milyar dolardan fazla kazandığını açıkladı. Geçtiğimiz ocak ayında benzer bir basın açıklamasında şirket, geliştiricilerin 200 milyar dolar kazanmış olduğunu söylemişti. Bu bilgi, yalnızca 2021 yılında App Store geliştiricilerinin yaklaşık 60 milyar dolar kazanmış olduğunu ortaya koyuyor.

App Store’s Today tab on iPhone 13 Pro.

175 ülkede her hafta 600 milyondan fazla kişiyle buluşan App Store, 2008’de piyasaya sürülmüştü. Uygulama o günden bu yana dijital ürün ve hizmet satan geliştiricilere 260 milyar dolardan fazla kazandırdı. Apple’ın açıklamasına göre App Store, 2021’de Noel ve yılbaşı arasındaki tatil döneminde 2020’nin aynı dönemine kıyasla çift haneli bir büyüme sağladı.

Apple’ın Hizmetlerden Sorumlu Kıdemli Başkan Yardımcısı Eddy Cue, şirketin birinci sınıf hizmetlerinin ne kadar gerekli olduğunu 2021 yılında kanıtladığını iddia ediyor. Cue, 745 milyonun üzerinde ücretli abonelik sahibi olan Apple’ın dünya genelinde 1 milyardan fazla cihazdaki kullanıcıları birbirine bağladığını söylüyor.

Apple Music’s spatial audio section on iPad Pro.

Geçtiğimiz yıl Apple Music de birçok yenilik ile kullanıcılarla buluştu. Şirketin aktardığı verilere göre uygulama, 90 milyondan fazla şarkı içeriyor. Apple Music, otomatik oynatma, şarkı sözü paylaşımı, şehir listeleri, hareketli kapak resmi ve gelişmiş arama gibi birçok yeni özellikle müzik keşfetme ve dinleme deneyimini değiştirdi.

Three Apple Watch Series 7 devices with Time to Run episodes from London, Brooklyn, and Miami Beach.

Apple, “Yeni bir yıl başlarken Apple Fitness+ dünyanın dört bir yanındaki insanları halkalarını tamamlamaya ve hem zihinsel hem de fiziksel olarak daha sağlıklı bir gün yaşamaya motive etmeye devam ediyor” sözlerine yer verdi. Fitness+ bugün, belirli büyük şehirlerde popüler koşu rotalarını içeren, kullanıcıların daha istikrarlı ve daha iyi koşucular olmalarına yardımcı olmak için tasarlanmış sesli bir koşu deneyimi olan Time to Run‘ı tanıttı.

Apple, yeni iPhone SE modelini Mart veya Nisan ayında düzenleyeceği etkinlikte tanıtabilir

Teknoloji devi Apple, yeni ürün ve hizmetlerini kullanıcıları ile buluşturmaya devam ediyor. Eski iPhone tasarımını güçlü işlemciler ile buluşturan Apple, bu vizyonunu iPhone SE ile hayata geçiriyor. Geçtiğimiz Nisan ayında tanıtılan 2. nesil iPhone SE, işlemci olarak iPhone 13 serisinin işlemcisini kullanmıyor. 5G gücünden de mahrum olan 2. nesil iPhone SE, güncellenerek bu desteği alması bekleniyor.

Apple ile ilgili tahminler paylaşan Bloomberg içerik üreticisi Mark Gurman’a göre Apple, Mart veya Nisan aylarında yeni bir online etkinlik düzenleyecek. Bu etkinlikte ise yeni bir iPhone SE bizleri karşılayacak. Gurman’ın paylaştığı bilgilere göre yeni iPhone SE, 5G desteğine sahip olacak.

Gerçekleşecek etkinlik kapsamında Apple’ın yalnızca yeni iPhone SE’yi tanıtmaması bekleniyor. Etkinlikte, yeni MacBook Air ve Mac Pro gibi modellerin M1 çip performansı ile donatılan versiyonlarının yer alması bekleniyor.

Apple tarafında bilgi paylaşımları yapan tek isim Mark Gurman değil. Ünlü Apple analisti Ming-Chi Kuo tarafından yapılan paylaşımlara göre yeni iPhone SE modeli, bir önceki nesil ile tamamen aynı olacak. Kuo, Apple’ın yeni iPhone SE’yi sadece iPhone 13’ün işlemcisi ve 5G desteği ile güncellemesini beklediğini söylüyor.

iPhone 8 modeli ile benzer tasarıma sahip olan iPhone SE’nin sadece arka tarafta yer alan Apple logosu ortada yer alıyor. 3 farklı renk seçeneği ile sunulan iPhone SE’nin yeni modelinde de bu renk paletinin korunması bekleniyor.

Hollanda merkezli GKG Ventures ile Türkiye merkezli Boğaziçi Ventures, fintek iş birliğini duyurdu

Hollanda merkezli global bir finansal hizmetler grubunun risk sermayesi şirketi olan GKG Ventures, Türkiye girişim ekosisteminin tecrübeli oyuncularından Boğaziçi Ventures ile iş birliği yaptığını açıkladı.

GKG Ventures, parçası olduğu 2 binin üzerinde alanında uzman çalışan kadrosu ile beş kıtaya yayılan şirketler grubundan aldığı stratejik gücü, Boğaziçi Ventures’ın Türk ekosistemindeki deneyimi ile birleştirerek fintek girişimlerine odaklanan yatırımlar yapmayı planlıyor. Öncelikli hedef Türkiye ve Orta Doğu Avrupa bölgesindeki girişimler olarak belirlenirken, iki şirket bu iş birliği için 30 milyon dolar fon ayırdı. GKG Ventures ve Boğaziçi Ventures, bu iş birliğini ikincil hedef pazarlar olarak konumlandırdıkları Avrupa ve Asya bölgelerinde yapılacak fintek yatırımları ile sürdürmeyi planlıyor.

Bu iş birliği fintek girişimcilik ekosisteminde güçlü bir etki yaratacak

GKG Ventures’ın finansal teknolojiler dikeyindeki global tecrübesi ve geniş etki alanı ile Boğaziçi Ventures’ın Türkiye pazarındaki yerleşik güçlü pozisyonu, bu iş birliğinin girişimcilik ekosisteminde güçlü bir etki yaratacağının en büyük göstergesi. GKG Ventures ve Boğaziçi Ventures, küresel piyasaya açılmayı amaçlamış Türk fintek girişimlerine finansal desteğin ötesinde strateji, risk yönetimi, dikey ve yatay büyüme, teknoloji, hukuk, uyum süreçleri, insan kaynakları, pazarlama, kurumsallaşma ve yönetici mentorluğu gibi birçok alanda yakından destek olarak hem yatırım yaptığı girişimlerde hem de ekosistemin gelişmesinde değer yaratmayı hedefliyor.

Hedef başarılı girişimleri küresel pazarlara taşımak

5 kıtada operasyonları bulunan GKG’nin, yapay zekadan büyük veriye kadar gelişen teknolojileri yenilikçi bir şekilde kullanan grup şirketleri olduğu gibi, farklı yetkinliklerde birçok uzmanı bünyesinde bulunduran bir teknoloji danışmanlık şirketi de bulunuyor. Boğaziçi Ventures, başta BV Growth olmak üzere yönetmekte olduğu farklı fonlar ile büyüme aşamasındaki teknolojiye odaklanmış Türk girişimlerini, küresel başarılarını bir sonraki adıma taşırken desteklemek amacı ile 2015 yılından bu yana başarılı operasyonlar yönetiyor. Bu bağlamda iki şirketin de girişimleri küresel pazarlara taşıma konusundaki güçlü kasları, girişimlerin büyümelerine büyük katkı sağlayacak. Yatırım yapılan her girişim, iki şirketin güçlü mentor ağından ve global tecrübesinden yararlanacak. Girişimler, bu iş birliğinin avantajını küresel piyasalara daha hızlı ve güvenli açılma, çok geniş bir uluslararası iş ekosistemine ulaşım kolaylığı ve gerek fonksiyonel, gerek operasyonel destek olarak yaşayacaklar.

“Global girişim ekosisteminde Türkiye’nin yıldızı parlayacak”

Duyurdukları bu iş birliğinin girişim ekosistemi için orta ve uzun vadede önemli faydalar sunacağına inandıklarını söyleyen GKG Ventures Managing Director’ü Baran Engür, özellikle fintek ve teknoloji startup’larını heyecanlı bir dönemin beklediğine işaret etti. Dijital dünya ve girişim ekosisteminin sınır tanımadığına değinen Engür, sözlerine şöyle devam etti: “Türkiye’de doğan ve filizlenen girişimlerin dünya arenasında etki yaratabildiğini son birkaç yıl içinde başarılı örneklerle gördük. Bu önemli bir kırılma oldu. Şimdi daha fazla cesur girişimciye ve onlara uluslararası arenada rehberlik edecek bizler gibi yol arkadaşlarına ihtiyaç var. Türkiye’nin girişimci potansiyeline inanıyor ve güveniyoruz. GKG Ventures olarak, Boğaziçi Ventures ile hayata geçirdiğimiz bu güç birliği sayesinde, belirlediğimiz bölgelerde hedeflerimiz doğrultusunda emin adımlarla yürüyeceğiz. Uluslararası düzeyde gelişmiş bilgi, deneyim ve olgunluğumuzla yerli girişimlere zirveye yürürken eşlik edeceğiz.”

“Girişimciliğin ihtiyaç duyduğu iksir elimizde”

Türkiye’nin, son yıllarda sıklıkla dünya girişim ekosistemi içinde dikkatleri üzerine çekmeyi başardığını söyleyen Boğaziçi Ventures yönetim kurulu üyesi Barış Özistek ise konuyla ilgili açıklamasında şunları söyledi: “Günümüzde startup’ların başarıya ulaşmak için savaşmaları gereken çok fazla cephe var ve ne yazık ki cephaneleri oldukça sınırlı. Pandemi örneğinde olduğu gibi; hiç hesapta olmayan dış etkenler, planlarımızı altüst edebiliyor. Strateji oluşturmak, öngörülerden beslenen iş planları hazırlamak, doğru kişilerle aynı masaya oturabilmek, deneyim satın almak ve veriden en üst seviyede faydalanmak gibi birbirinden bağımsız görünse de çok bağlantılı pek çok alanda deneyim ve bilgeliğin değeri giderek artıyor. GKG Ventures’la hayata geçirdiğimiz bu iş birliğinin kısa süre içinde fark edilir etkide faydalar doğuracağına inanıyorum.”

Ford’un sahip olduğu e-scooter şirketi Spin, bazı pazarlardan çekilme kararı aldı

Ford’un 2018’de satın aldığı e-scooter paylaşımı girişimi Spin, küresel olarak faaliyet gösterdiği bazı pazarlardan çekilme kararı aldığını duyurdu. Şirket, kârlılık yolunu hızlandırmak için yapılandırma kararı almak zorunda kaldığını açıkladı. Bu karar, Spin personelinin dörtte birinin işten çıkarılmasına sebep olacak.

Şpin CEO’su Ben Bear, paylaştığı bir gönderide, Spin’in ABD’deki birkaç pazarın yanı sıra Almanya ve Portekiz’deki tüm faaliyetlerini durdurmaya başladığını söyledi. Şirket ilk olarak Şubat 2022’de İspanya’daki faaliyetlerini durduracak. Spin, bu pazarlarda sürücülerine ve şehir ortaklarına yüksek kaliteli hizmet sunamadığını iddia ediyor. Ayrıca herkes için ücretsiz olan bu pazarlar, kârlılığa giden net bir yol belirlemeyi zorlaştırıyor.

Peki, Spin bu pazarlardan çekildikten sonra neler olacak? İşten çıkarılacak çalışanlara kıdem tazminatı ve işten çıkarma hizmetleri için tahsis edilebilecek ek bir maaş sunulacak. Ben Bear tarafından aktarılan bilgiye göre, şirket, ilerleyen zamanlarda ABD, Kanada ve İngiltere’deki sınırlı pazarlara odaklanacak. Açık ruhsatlı pazarlardan çekilme kararı alan girişim, diğer pazarlarda operasyonel mükemmeliyete odaklanacağını söylüyor. Bear, bu strateji ile araç başına gelirin iki katına katlanacağını iddia ediyor.

Spin, 2016 yılında San Francisco’da kurulmuştu. Ford, 2018 yılında Spin’i satın aldığında anlaşmanın arkasındaki finansal detaylar açıklanmamıştı. Ford, şehir içi trafik sorunu ve kısa mesafeli ulaşım seçeneklerinin eksikliği gibi zorlukların önüne geçmek istediğini açıklamıştı. 2019 yılında hızlı bir genişleme planı açıklayan girişim, 2020 yılında Avrupa’ya açılmıştı. Spin, 2021 yılında uzaktan çalıştırma özelliğine sahip 3 tekerlekli bir scooter’ı piyasaya süren ilk şirket oldu.

Take-Two Interactive, Zynga’yı 12.7 milyar dolar karşılığında satın alıyor

Bugün, oyun sektörü için oldukça önemli bir satın alma gerçekleşti. Take-Two Interactive, mobil oyun konusunda lider isimlerden Zynga‘yı 12.7 milyar dolar karşılığında satın almak için kesin anlaşmaya vardığını açıkladı. Take-Two’nun açıklamasına göre işlemin detaylarını tartışmak için yapılan konferans görüşmesi bu sabah gerçekleşti.

Take-Two Interactive tarafından yapılan açıklamaya göre şirket, Zynga için hisse başına toplam 9.861 dolar ödeme yapacak. 12.7 milyar dolarlık işlemin büyük bir kısmı Take-Two Interactive hisseleri ile gerçekleştirilecek. Kalan kısmı ise nakit olarak ödenecek. Düzenleyici onaylara tabi olarak işlemin 2023 yılının ilk çeyreğinde tamamlanması bekleniyor.

1993 yılında kurulan ve Grand Theft Auto, Red Dead Redemption ve NBA 2K gibi oyunların arkasındaki şirket olan Take-Two, Zynga ile birlikte mobil oyun dünyasında önemli bir adım atıyor. Halihazırda birçok mobil oyun içeriğine sahip olan Take-Two Interactive, bu satın alma ile birlikte bu sektördeki konumunu güçlendirmek istiyor. CSR Racing, Farmville ve Empires & Puzzles gibi oyunlarla tanınan Zynga, mobil ve yeni nesil platformlardaki uzmanlığını Take-Two’nun yeteneği ile birleştirecek.

Take-Two Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Strauss Zelnick, “Bu stratejik kombinasyon, zengin bir yenilik ve yaratıcılık geçmişine sahip, pazar lideri, çeşitlendirilmiş bir mobil yayıncılık platformuyla, sınıfının en iyisi konsol ve PC serilerimizi bir araya getiriyor” dedi.

Zynga’nın ülkemizde gerçekleştirdiği stratejik satın almaları da sizlere aktarmıştık. Haziran 2020‘de Zynga, Peak Games‘i 1.8 milyar dolar karşılığında satın almak için anlaşmaya varmıştı. Şirket, en son Kasım 2021‘de Türk mobil oyun şirketi Zerosum‘u satın almasıyla ülkemizde gündeme gelmişti.

Hödlmayr, lojistik sektöründe otonom sürüş teknolojileri üzerine çalışıyor

Dijitalleşme ve robotiğin yanı sıra otonom sürüş ve sürdürülebilirlik, lojistikteki mega trendler arasında yer alıyor. Hödlmayr, bugünden otonom yük taşımacılığının daha da geliştirilmesinde aktif rol almaya başladı.

Uluslararası lojistik hizmet sağlayıcısı Hödlmayr’ın CFO’su Robert Horvath bu alandaki çabaları açıklarken “Araştırma ve geliştirmeye yatırım yapıyoruz. Çünkü yalnızca pazarımız üzerinde önemli bir etkisi olacak ilerlemeleri bilmekle kalmayıp aynı zamanda onları aktif olarak şekillendirmek istiyoruz” dedi. Somut bir örnek olarak Horvath, diğer beş ortak şirketle birlikte otonom ticari araçlar için teknik bilgi ve test altyapısı sağladıkları DigiTrans ortak girişimini göstererek otonom aracın ilk test sürüşlerinin sonuçlarını sabırsızlıkla beklediklerini ifade etti.

Otonom araçlara ilişkin bilgi veren Hödlmayr Lojistik Türkiye Genel Müdürü Hande Çarıkcı ise “Otonom veya yarı otonom sürüş, sürücüyü rahatlatmak ve tek seferde daha fazla menzil elde etmek için sürüş ve dinlenme sürelerini daha esnek hale getirme imkanı sağlıyor” dedi.

Başka bir projede Hödlmayr, yoğun trafikteki ticari elektromobilite için yakıt olarak yeşil hidrojen kullanmak üzere Avusturyalı madeni yağ şirketi OMV ile birlikte çalışıyor. Önümüzdeki birkaç yıl içinde kamyon filosunun hidrojen yakıt hücreleriyle donatılması planlanıyor. Bu araçların yatırım hacmi birkaç milyon avroyu buluyor.

İstenen iklim etkilerini elde etmek için elbette hidrojen üretiminde yalnızca yenilenebilir kaynaklardan elde edilen elektrik kullanılıyor. Proje, şirketin kendi sürdürülebilirlik programı Go Green – Go Hödlmayr’ı daha ileri taşımada bir sonraki kilometre taşı olarak gösteriliyor.

Hödlmayr Lojistik’in Türkiye’deki şirketi 80 kişilik ekibi ve 42’nin üzerinde özel nakliye aracıyla hizmet vermektedir. Hödlmayr iştiraki şirketin 2020 cirosu 6 milyon avrodur.

Clubhouse, web sitesi üzerinden sohbet odalarını dinleyebilme imkanı sunuyor

COVID-19 pandeminin artışa geçmesi ile popülerleşen sesli konuşma platformu Clubhouse, yeni özellik ve hizmetlerini duyurmaya devam ediyor. Hizmet verdiği ilk günden itibaren odalara katılmak için mutlaka mobil cihazınızın olması gerektiğini belirten şirket, bu algıyı değiştirecek yeni özelliğini Twitter üzerinden duyuruyor.

Yaptığı paylaşım ile kullanıcıların, internet tarayıcılarından sesli sohbet odalarını dinleyebileceklerini belirten Clubhouse, bu özellik için oturum açma ihtiyacı duyulmadığını belirtiyor. Canlı şekilde dinlenebilecek odaların ses kayıtları tutularak tekrarları da yeniden internet tarayıcısı üzerinden dinlenebilecek.

Bu özelliği öncelikli olarak Amerika Birleşik Devletleri kullanıcılarına sunan Clubhouse ekibi, özelliğin tüm dünyaya yayılacağını söylüyor. Yapılan açıklamada henüz özelliğin test aşamasında olduğu ve bu nedenle kullanıcıların hatalar ile karşılaşabileceğini söylüyor. Özelliğin faydalı bulunması halinde genişleyeceğini belirten şirket, özellikte geri adım atılabileceğini de söylüyor.

Yeni Paylaşım Menüsü

Şirket, açıkladığı yeni özelliğe ek olarak paylaşım menüsünün de güncellendiğini belirtiyor. Sohbet odalarının mesaj veya başka sosyal medya platformuları ile de paylaşabileceğini söyleyen Clubhouse, kullanıcıların bağlantı paylaşırken açıklama ekleme gibi özelleştirmeler de yapabilmesini sağlayacak.

Yaptığı değişiklikler ile şirketin, kültürel zenginlikleri arttırması gibi beklentiler bulunuyor. Yayın hayatına davetiye yoluyla başlayan Clubhouse, davet mantığı ile işlemesi nedeniyle kısa sürede popüler hale gelmişti. Bu davet mantığını ortadan kaldıran platform, kitlesini daha da genişleterek aktif kullanıcı sayısını büyük sayılara getirme gibi bir hedefi bulunuyor.