Ana Sayfa Blog Sayfa 44

Startup’lara yönelik stratejik yatırım odaklı yeni şirket: Pars Venture Studio

Sabrican Zaim ve Kutay Yalınkılınç tarafından kurulan Pars Venture Studio, girişimcilik ekosistemine yenilikçi bir bakış açısı kazandırmayı amaçlayan dinamik bir ortak olarak startuplara büyüme yolculuklarında eşlik etmek üzere sahneye çıkıyor.

Pars, erken aşama girişimlerle yakın bir iş birliği içinde çalışarak, onların gerçek anlamda büyüme potansiyellerine ulaşmalarını sağlayacak. Finansal desteğin yanı sıra, güçlü ekipler kurmalarına, stratejik kararlar almalarına ve zorlu büyüme süreçlerini aşmalarına yardımcı olması planlanıyor. Sadece yatırıma değil, uzun vadeli başarıya da odaklanıldığını dile getiren Pars Venture Studio ekibi, girişimlere sadece sermaye sağlayan bir yatırımcı değil, aynı zamanda “ortak kurucu” gibi işlev görerek onlarla birlikte derinlemesine çalışan bir yapıya sahip olmak istiyor.

Bu sayede, erken aşama girişimler sadece fonla değil, aynı zamanda sektör deneyimi ve stratejik rehberlikle de donatılıyor. Amacı sadece Türkiye’de değil, uluslararası arenada da etkili olan girişimler yaratmak olan Pars, girişimlerin sadece sermaye değil, aynı zamanda güçlü rehberlik ve doğru strateji ihtiyacına da yanıt veriyor.

Pars’ın kurucu ortaklarından Sabrican Zaim, Pars ve gelecek hedefleriyle ilgili egirişim’e verdiği özel demeçte;

“Pars’ı her ne kadar venture studio diye tanımlasak da Pars Venture Studio kalıbından çok daha fazlasını ifade ediyor. Tek başına dikey bağımsız yatırımlar yapan, kendi iç girişimlerini çıkartan ve farklı sektörlerde bulunan startuplar ile fintek özelinde spin-offları çıkarmayı hedefleyen bir yapı oluşturduk. Aslında girişimcilik kasımızı kaybetmeden, yatırımcı olabileceğimiz bir model diyebiliriz. 2024 yılının ilk 6 ayında Türkiye’de fintek yatırımlarında rekor seviyeye ulaşıldı. Biz bunu daha yolun başı olarak yorumluyoruz. Türkiye’de birçok fintek fikri sermaye eksikliği nedeniyle ya Türkiye’ye hapsoluyor ve globalleşme yolculuğuna başlayamıyor ya da Türkiye içerisinde de işlemlere başlama noktasında zorlanıyor. Türkiye’nin herhangi bir yerinde Teknopark’ta bulunan x yazılımı değer üretmiyor gibi görünse de Macaristanlı bir şirket için çok değerli olabiliyor. Biz deneyimimiz ve yatırım desteğimiz ile tam olarak bu noktalarda oyuna dahil oluyoruz.”

Pars’ın kurucu ortaklarından Kutay Yalınkılınç ise Pars ile ilgili olarak ise demecinde;

“Pars, yakın gelecekte birçok girişime aktif destek sunmayı hedefliyor. Özellikle teknoloji, finans ve dijital dönüşüm alanlarında yenilikçi projelere odaklanacak olan Pars, sadece yatırımcı değil, aynı zamanda güçlü bir stratejik ortak olmayı amaçlıyor. Pars’ın ekibi, girişimcilik dünyasında deneyimli ve vizyon sahibi profesyonellerden oluşuyor. Bu güçlü kadro, Pars’ın girişimlere sunduğu değerin temelini oluşturuyor. Girişimciler ve yatırımcılar için yeni bir fırsat kapısı olan Pars, geleceğin başarılı girişimlerini inşa etmek ve başarı hikayeleri yazmak için hazır. Şu an Pars’ın yatırımcı veya geliştirici olarak dahil olduğu Fintek hızlandırma programı Fintech Factory, Sadakat ve Cüzdan çözümleri sunan Fely, Uluslararası para transferi alt yapısı Money Industries’in yanına biri medya biri lojistik dikeyinde olmak üzere iki yeni yatırımımızı da gelecek ay ekleyeceğiz. Sektörde çalışan iyi iş geliştirme, cross marketing kasına sahip birçok kişiyi de yakın zamanda ekibimize katıp onlara sağladığımız ortam ile kendi startuplarını kurmalarını amaçlıyoruz.”

Geçtiğimiz günlerde yaptığı özel lansmanla birlikte faaliyetlerine resmen başlayan Pars, yakın gelecekte birçok girişime aktif destek sunmayı hedefliyor. Özellikle teknoloji, finans ve dijital dönüşüm alanlarında yenilikçi projelere odaklanacak olan Pars, sadece yatırımcı değil, aynı zamanda güçlü bir stratejik ortak olmayı amaçlıyor. Girişimciler ve yatırımcılar için yeni bir fırsat kapısı olan Pars, geleceğin başarılı girişimlerini inşa etmek ve başarı hikayeleri yazmak için hazır.

Trendyol’un yerel üreticilere odaklanan e-ticaret hackathonu başvuruları açıldı

Trendyol, Türkiye’nin en büyük havacılık, uzay ve teknoloji festivali olan TEKNOFEST kapsamında, yerel üreticilerin dijital pazarlara ulaşmasını kolaylaştırmayı hedefleyen bir yarışma düzenliyor.

E-Ticaret Hackathonu adını taşıyan ve T3 Vakfı iş birliğiyle düzenlenen yarışmaya, 20 Eylül 2024 saat 23:59’a kadar www.t3kys.com adresi üzerinden başvuru yapılabilecek.

Kimler katılabilir?

Üretken Yapay Zekâ (Generative AI) alanında proje geliştiren ya da geliştirmek isteyen lise ve üniversite öğrencileri (ön lisans, lisans, yüksek lisans, doktora seviyelerinde), mezunlar ve profesyoneller, E-Ticaret Hackathonu’na en az 2 en fazla 4 kişiden oluşan takımlar halinde katılabilecek. Takım kaptanlarının çevrimiçi platform üzerinden gerçekleştireceği başvuruların tamamlanması sonrasında, proje fikirleri jüri tarafından ön elemeden geçirilecek. Katılım hakkı kazanan ekipler, TEKNOFEST’in gerçekleştirileceği Adana’da bulunan Trendyol Yarının Köyleri Kürkçüler Dijital Merkezi’nde 2-3 Ekim tarihlerinde düzenlenecek Hackathon’da yarışma fırsatı bulacak.

Hackathon’da geliştirilecek çözümler

Hackathon’da NLP (Doğal Dil İşleme), CV (Bilgisayarla Görü) ve multimodal teknolojileri kullanılacak. Katılımcıların; ürün fotoğraflarından ve kısa ifadelerden otomatik olarak ürün isimleri ve açıklamaları oluşturabilecek, ürün fotoğraflarının kalitesini artırabilecek ve yerel üreticilerin uluslararası pazarlara ulaşmasına yardımcı olmak için çok dilli destek sağlayabilecek çözümler geliştirmeleri bekleniyor. Bu çözümler sayesinde yerel üreticilerin ürünlerini çevrimiçi alışveriş platformlarında daha görünür hale getirerek satışlarını artırması hedefleniyor.

Değerlendirme kriterleri ve ödüller

Projeler; Yenilikçilik/Yaratıcılık, Uygulanabilirlik, Teknolojik Zorluk, Sunum Kalitesi ve Demo kriterlerine göre değerlendirilecek. Yarışmayı birincilikle bitiren takım 100.000 TL, ikinci takım 80.000 TL, üçüncü takım ise 60.000 TL ödülün sahibi olacak.

E-ticarette yerel üreticiye destek hedefi

Trendyol, TEKNOFEST kapsamında düzenlediği Hackathon ile Milli Teknoloji Hamlesi’ne katkı sunmaya devam edecek. Üretken Yapay Zekâ’nın ülkemizde kullanımını yaygınlaştırarak farklı uygulama alanlarında yenilikçi çözümler geliştirmeye zemin hazırlayan yarışma, ayrıca, açık kaynak kodlu çözümlerle milli teknoloji ekosistemine katkıda bulunmak açısından da önem taşıyor. Proje geliştirme aşamasında açık kaynaklı model ve mimarilerin tercih edilmesi teşvik ediliyor.

Trendyol, UNDP (Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı) iş birliğinde yürüttüğü Yarının Köyleri projesine paralel olarak bu Hackathon’un da kırsal alanlarda dijital dönüşüme ve sürdürülebilir kalkınmaya katkıda bulunmasını hedefliyor.

Yerli eğitim teknolojileri girişimi Twin Science, 1.25 milyon pound yatırım aldı

Geliştirdiği eğitim araçlarıyla 6-14 yaş aralığındaki öğrencilere bilimi ve teknolojiyi daha iyi bir gelecek inşa etmek için kullanmayı öğreten Twin Science, Avrupa Birliği merkezli Soulmates Ventures liderliğinde, APY Ventures, mevcut yatırımcılar ve önde gelen melek yatırımcıların katılımıyla 1.25 milyon pound’luk yatırım turunu tamamladı.

Bu yatırım, Twin’in ABD pazarı dahil olmak üzere global büyümesini hızlandıracak ve İngiltere’deki operasyonlarını güçlendirecek. Yatırım, Twin’in Öğretmen Platformu içindeki yapay zeka araçlarını geliştirmek ve şirketin global büyüme hedefleri için kullanılacak. Twin’in yapay zeka araçları, bilim ve teknoloji eğitimini daha kolay, eğlenceli, etkili ve kişiselleştirilmiş bir hale getirmeyi amaçlıyor. Twin ayrıca farklı yaş gruplarına ve konseptlere özel elektronik modüller içeren setler de sunuyor. Böylece, öğrenciler öğrendikleri bilgilerin prototiplerini de üretebiliyor.

“Global büyüme yolculuğumuzda önemli bir dönüm noktası olacak”

Twin CEO ve Kurucu Paydaşı Asude Altıntaş Güray, “Yapay zeka günümüzde büyük bir heyecanla karşılanıyor, fakat aynı zamanda onu geliştirenler olarak bizlere büyük bir sorumluluk getiriyor. Bu yatırımla birlikte en büyük önceliğimiz, dijital platformumuzdaki yapay zeka araçlarımızı ve içeriklerimizi zenginleştirmek. Akıl ve kalbi buluşturan bir yaklaşımla, çocuklara yapay zekanın hem bilimsel, hem de insani yönünü aşılamak istiyoruz.” dedi.

2017 yılından bu yana 40 ülkede 4000 okula ulaşan Twin’in Çift kanatlı “Sürdürülebilirlik için STEM” eğitim modelinde, çocuklar hem robotik, kodlama, yapay zeka gibi geleceğin yetkinliklerini kazanıyor, hem de bu yetkinlikleri iklim değişikliği gibi geleceğin problemlerini çözmek için kullanmayı öğreniyorlar. Twin, YGA, TEGV gibi STK’larla da iş birliği yaparak, Türkiye’deki deprem bölgeleri öncelikli olmak üzere dezavantajlı okullara eğitim araçlarını ulaştırmaya devam ediyor. Intel, Rolls-Royce, Microsoft, Google ve Ford gibi global şirketlerle stratejik ortaklıklar yaparak dezavantajlı okulların da en yenilikçi “Sürdürülebilirlik için STEM” eğitimi almasını sağlıyor.

Twin kurucu ortağı Asude ile 3 yıl önce yaptığımız röportaj

Borusan Ventures ilk yatırımını Almanya merkezli DC Connected’a yaptı

Bu yıl 80. yılını kutlayan Borusan Grubu bugün 11 farklı ülkede üretim, makine ve güç sistemleri, otomotiv, lojistik, enerji olmak üzere 5 ana faaliyet alanında 8 milyar dolar konsolide ciro büyüklüğüne ulaşırken Borusan Ventures ile de girişim yatırımlarını hızlandırdı.

Borusan Grubu’nun bağımsız kurumsal girişim sermayesi kolu olarak faaliyetlerine 2023 Mayıs ayında başlayan Borusan Ventures, ilk yatırımını Almanya merkezli DC Connected’a yaptı. DC Connected, yapay zekayı otomotiv dünyasıyla buluşturarak, araçlardan elde edilen canlı verilerle satış sonrası hizmetleri iyileştirmeyi amaçlıyor ve bu kapsamda geliştirdiği çok markalı (multi-brand) platformu ile araçla ilgili sorunları Sanal Teknisyen ile çözüyor. Bu sayede aracın sağlık durumunun çıkarılması, uzaktan yardım, otomatik/akıllı teşhis gibi çözümleri sağlayıp bu ürünü araç üreticileri, araç servis sağlayıcıları ve sigorta firmaları gibi farklı müşteri kitlelerine sunuyor.

DC Connected şimdiden Avrupa’da önemli müşterileri portföyüne katarak büyük otomotiv üreticileriyle iş birliğine gidiyor. Borusan Ventures’un, 2,1 milyon euroluk tohum (seed) turuna dahil olduğu DC Connected’ın diğer yatırımcıları arasında Venpace, Atlas Ventures, APX ve Bloomhaus Ventures da yer alıyor. DC Connected’ın kurucularından Dennis Christ, özellikle otomotiv tamiri ve bakımı alanında uzman bir isim olup, şirkete bu alandaki deneyimlerini aktarıyor. 20 yıldan uzun bir süre sigorta sektöründe çalışan Ralf Schollenberger ise Allianz’da üst düzey yöneticilik yapmış bir isim. En son Amazon’da görev yapan Willian Servigna, şirketin yazılım geliştirme ve Yapay Zekâ alanında CTO görevini üstleniyor.

“Borusan Ventures ile geleceğin teknolojilerine yatırım yapıyoruz”

Borusan Ventures’un kurucusu, aynı zamanda Borusan Grubu 3. nesil hissedarlarından Defne Kocabıyık Narter verdiği demeçte;

“Borusan bugün 80. yaşını kutluyor ve bizim en büyük misyonumuz 200 yıl ve ötesinde bir grup olarak varlığımızı sürdürmek. Bunun için hem iç hem dış inovasyondan faydalanarak her türlü teknolojik değişime ayak uydurmamız gerekiyor. Borusan Ventures da belirlediğimiz odak alanlarında dünyadaki yenilikleri takip etmemize, geleceğin teknolojilerini şimdiden anlamamıza ve bu alanlarda yatırım yapmamıza imkân veriyor. Bu yatırımımızı Borusan Otomotiv için de bir fırsat olarak görüyoruz. DC Connected’ın Yapay Zekâ tabanlı çözümü bizim de sunduğumuz hizmetleri ve müşteri deneyimini geliştirmemizi sağlayacaktır. Özellikle satış sonrası servis ve ikinci el tarafında oldukça büyük bir fırsat görüyoruz.”

Girişimler Borusan’ın gücüyle de destekleniyor

Borusan Ventures, kendini farklılaştırmış ve global çapta büyüyebilecek girişimcilere finansal destek sunmanın yanı sıra arkasındaki güçlü endüstriyel grubun 80 yıllık tecrübesini ve kaynaklarını da açarak sağladığı faydayı büyütmeyi amaçlıyor. Türkiye başta olmak üzere ABD ve Avrupa pazarlarına açılma, iş geliştirme desteği, Borusan uzmanlarıyla kendi sahalarında ürünlerini test etme imkânı ve ürünlerin uzun vadeli müşterisi olabilmek gibi birçok farklı imkânı sunarak yatırımlarını gerçekleştiriyor.

Deneyimli isimler öncülük ediyor

Borusan Ventures’un yatırım ekibinin başında on yılı aşkın süredir ABD’de Silikon Vadisi’nde Yamaha, Sony, JetBlue gibi çeşitli Kurumsal Girişim Sermayelerinde çalışmış uzman bir isim olan Timo Kilp bulunuyor. Daha önce ABB Ventures ve Total Energies Ventures’un yöneticiliğini yapmış Girish Nadkarni ve NATO Innovation Fund’un Yönetim Kurulu’nda yer alan Ebru Dorman da danışman ekibinde yer alıyor. Borusan Ventures bu deneyimli isimlerin öncülüğünde, ABD ve Avrupa’da tohum (seed) ve Seri A aşamalarındaki mobilite, tedarik zinciri, enerji & iklim teknolojileri ve farklı endüstriyel teknolojilerinde fark yaratan bir yatırımcı olmayı planlıyor. Bu kapsamda her yıl yaklaşık 5 adet girişime yatırım gerçekleştirecek.

Turna.com’un yeni CEO’su Eric Willems oldu

Profesyonel kariyerine 1997’de Delta Airlines’ta başlayan Eric Willems, Qatar Airways, Çelebi Holding gibi önemli şirketlerde üst düzey görevlerde bulunduktan sonra dokuz yıla yaklaşan Amadeus tecrübesini Türkiye, Bulgaristan ve Merkez Asya Ülkelerinden Sorumlu Genel Müdür olarak tamamladı.

30 yıla yaklaşan uluslararası tecrübesi ile Willems, Turna.com’a katılımı hakkında şu açıklamalarda bulundu:

“Turna.com’un zengin tarihi ve güçlü varlığı kısa süre önce Manivela Ventures’ın vizyonu ve uzmanlığıyla birleşti. Bu da Türkiye ve ötesinde yenilikçi ve büyüyen bir seyahat markası yaratmak için olağanüstü bir fırsat sunuyor. Yetenekli bir ekiple bu yolculuğa çıkmaktan onur duyuyorum ve Turna.com’un sürdürülebilir başarısı ve büyümesi için çalışmayı merakla bekliyorum. Ayrıca Turna.com’un liderliğini bana emanet ettiği için Manivela Ventures’a derin minnettarlığımı ifade etmek istiyorum.”

TV ve dijital reklam kampanyalarının etkisiyle büyümesini hızlandıran Turna.com, kredi kartından puan aktarma özelliğiyle son dönemde kullanıcıların dikkatini çekiyor. Manivela Ventures yatırımı sonrasında ürün gamını ve ekibini hızla genişleten seyahat platformu, Eylül ayında yeni ofisine taşındı ve çalışan sayısını yetmiş kişinin üzerine çıkardı.

Seyahat dikeyinde tecrübeli yetenekleri bünyesine katmaya devam eden Turna.com’un Kurucu Ortağı ve Genel Müdürü Kadir Kırmızı ise yeni dönemde İcradan Sorumlu Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı olarak görevine devam edecek.

Türk kurucular tarafından hayata geçirilen Huma ve Arf, 38 milyon dolar yatırım aldı

İlk Ödeme Finansmanı (PayFi) ağı olan Huma ve bu alanda en hızlı büyüyen çözümü sunan Arf, 38 milyon dolarlık bir yatırım turunu başarıyla tamamladığını duyurdular. Bu iki yerli fintech girişim geçtiğimiz Nisan ayında birleşmişti.

Yatırım turuna Distributed Global öncülük ederken, Hashkey Capital, Folius Ventures, Stellar Development Foundation ve Türkiye’nin en büyük özel bankası olan İş Bankası’nın kurumsal girişim sermayesi kolu TIBAS Ventures da önemli katılımcılar arasında yer aldı. Bu turun bir kısmı, Huma platformundaki yüksek getirili RWA varlıklarına yatırım olarak gerçekleşti.

Bilindiği gibi, her ölçekte işletmeden, dünyanın her noktasındaki bireylere kadar dünyanın büyük bir çoğunluğu ödeme finansmanına bağımlı yaşıyor. Kredi kartları, uluslararası para transferleri gibi birçok ödeme finansmanı araçlarında yaşanan tıkanıklıklar geleneksel finansal kurumlar tarafından çözülemeyince likidite açığı da her geçen gün katlanıyor. Alınan bu yatırım ile Arf ve Huma finansal sektörde en yaygın ihtiyaçlarından biri olan ödeme finansmanına erişime temelli ve güçlü bir çözüm getirecek ve PayFi’in geniş kitlelere yayılmasını sağlayacak.

PayFi, trilyonlarca dolarlık günlük ödeme hacmini blokzincir ve stablecoin üzerine taşıyarak bu devasa likidite açığını kapatmayı hedefleyen bir çözüm ekosistemi. Blokzincirin programlanabilir para ve hız gibi güçlü yönlerini kullanan Huma, açık, modüler ve merkeziyetsiz yaklaşımı ile ilk PayFi ağı oldu.

Geçtiğimiz Nisanda PayFi vizyonu ile inşa edilen Huma’nın, lisanslı finansal kuruluşlara global işletme sermayesi finansmanı sunan Arf ile birleşmesiyle, iki önde gelen PayFi oyuncusu bir araya gelmiş oldu.

Huma kurucu ortağı Erbil Karaman yatırımla ilgili verdiği demeçte;

“Teknoloji devrimi, internet verisi ve bu veriyi dünyanın her yerinden erişilebilir kılan açık ağlar üzerine inşa edildi. Finans devrimi de internet parası ve bu parayı dünyanın her yerinden erişilebilir kılan açık ağlar üzerine inşa edilecek. Biz de, ilk açık ödeme finansman ağı olan Huma’yı, bu öngörü üzerine kurguladık. Bugün stablecoin’ler zaten yılda 2 trilyon dolarlık ödeme yapılmasını sağlıyor. Derdimiz, bu rakam ona, yüze katlanırken, çok daha verimli, çok daha erişilebilir, çok daha esnek çözümlerin kurumların ve insanlığın hayatını kolaylaştırması.”

Arf Kurucu Ortağı ve CEO’su Ali Erhat Nalbant da demecinde;

“Blokzincir teknolojisi ve dijital varlıkların potansiyelinin gerçekleşmesi ancak geleneksel finans ile bir köprü işlevi görmesiyle mümkün. Küresel ödemeler sektörünü de, doğası gereği, bu potansiyelin ilk ve en hızlı şekilde gerçeğe dönüşeceği alan olarak görüyoruz. Bu öngörü ile kurduğumuz Arf, blokzincir teknolojisi ve dijital varlıklarda dünyanın en iyi uygulamalarından biri durumunda.”

Arf’ın diğer Kurucu Ortağı Kazım Rıfat Özyılmaz da “Şimdi Arf ve Huma olarak, PayFi vizyonu ile küresel ödemeler sektöründeki en büyük aktörden en yerel oyuncuya kadar temelli bir dönüşüm yaratmayı amaçlıyoruz.” dedi.

Huma, bu fon desteğiyle PayFi ağını önümüzdeki aylarda Stellar’ın Soroban’ına ve Solana’ya genişletmeyi ve ağın tüm büyük ödeme odaklı zincirlerden erişilebilir olmasını sağlamayı planlıyor.

Stellar Development Foundation’ın CEO’su Denelle Dixon ise “Parayı sınırlar ötesine hızlı ve düşük maliyetle taşımak, Stellar ağının en iyi yaptığı şeylerin başında geliyor. PayFi, insanlara ve şirketlere gerçek dünya sorunlarını çözmede fayda sağlayan bir proje sunuyor ve bu, Stellar ağı için biçilmiş kaftan. PayFi ekosistemini büyütmek için Huma ile çalışmaya devam etmeyi sabırsızlıkla bekliyoruz.”

Yatırımcı firma HashKey Capital’in CEO’su Chao Deng verdiği demeçte;

“Huma’nın PayFi ağı, ödeme finansmanında uzun süredir var olan verimsizliklere çözümler sunarak önemli bir adım atıyor,” dedi. “Bu gibi yeniliklerin günlük hayattaki zorlukları çözmek için çok önemli olduğuna inanıyoruz ve Huma’nın Web3 alanını ilerletmede önemli bir rol oynadığını görmekten memnuniyet duyuyoruz.”

Huma, bu yıl içinde PayFi ağını merkeziyetsizleştirmek ve küresel erişimi genişletmek amacıyla Huma Foundation’ı başlatmayı planlıyor, bu da RWA alanındaki liderliğini daha da pekiştirecek. Ayrıca, Huma ve Arf 17 Eylül’de Singapore Token 2049 etkinliğinde Solana Foundation ve Stellar ile işbirliği içinde ilk PayFi Zirvesi’ne ev sahipliği yapacak. Bu etkinliğin hedefi, sektördeki yenilikleri harekete geçirmek.

Türk oyun şirketi Cypher Games, 10 milyon dolar yatırım aldı

Türk oyun şirketi  Cypher Games, Raine Group liderliğinde gerçekleşen tohum yatırım turunda 10 milyon dolar yatırım aldı.

Yatırım turuna ayrıca; Play Ventures, 500 Emerging Europe, Candy Crush’ın yapımcısı King’in kurucusu Riccardo Zacconi, Activision Blizzard’ın eski yönetim kurulu başkan yardımcısı ve King’in eski yönetim kurulu başkanı Humam Sakhnini, Tripledot Studios kurucusu Akın Babayiğit ve Light & Wonder eski CEO’su Barry Cottle da katıldı.

Cypher Games, aldığı bu yatırımı, ekiplerini iki katına çıkarmak ve 2025’in ilk yarısında gerçekleştirecekleri ilk match-3 türü oyunun global lansmanına hazırlık için kullanmayı planlıyor. Cypher Games kurucu ortağı ve CEO’su Anıl Şimşek, “Son iki yıldır doğru ürünü tanımlamaya ve en iyi şekilde geliştirmeye odaklandık. Şimdi bu yatırım ile global pazara çıkışımızı hızlandıracağız.” dedi.

Şimşek ayrıca mobil oyun endüstrisinin büyüme potansiyeline çok güvendiklerinin altını çizdi.

“Kullanıcı beklentilerinin, teknolojinin gelişimi ve buna bağlı adaptasyonla her geçen gün değiştiğine ve bu nedenle sektörün daha fazla oyuna yer açacağına inanıyoruz. Kullanıcılar artık yalnızca hareketli, parlak ve eğlenceli dünyalar değil, aynı zamanda diğer kullanıcılarla etkileşim içinde olmayı da talep ediyorlar. Doğru fikirler en iyi şekilde hayata geçirildiğinde, başarının kaçınılmaz olduğuna inanıyoruz.”

Anıl Şimşek, oyunlarının üretim süreçleri hakkında, “Disney’in animasyon stüdyosu Pixar’ı örnek alıyoruz. Ortamların canlılığına ve oyuncuların bu ortamlardaki karakterlerle kurdukları duygusal bağa büyük önem veriyoruz. Ana hedefimiz, oyuncuların 5-10 yıl boyunca keyifle oynayabileceği mobil oyunlar üretmek. Bu doğrultuda, gelecekteki oyuncu beklentilerini öngörerek, daha yüksek bir üretim kalitesi standardı belirlemeye çalışıyoruz.” dedi.

Raine Group kurucu ortağı John Salter, “Cypher’ın son derece yetenekli ekibiyle bu büyüme sürecinde yanlarında olmaktan büyük heyecan duyuyoruz. Oyun endüstrisindeki deneyimimizi ve global networkümüzü kullanarak, yeni ürünlerinin interaktif eğlence dünyasında devrim yaratmasına destek olmayı sabırsızlıkla bekliyoruz.” diye konuştu.

Cypher yatırımcısı ve Tripledot’un kurucu ortağı Akin Babayigit ise, “Anıl ve Cypher ekibinin şu ana kadar başardıklarıyla inanılmaz gurur duyuyorum. Cypher’ın üretimde mükemmel kaliteye olan tutkusu ve masadaki güçlü yatırımcı grubuyla birlikte yelken açtığı bu yeni fırsatlar için çok heyecanlıyım. ” dedi.

Raine Group, teknoloji ve medya alanlarında global yatırımlar yapan bir yatırım bankası olup, dünya çapında ofisleri bulunan ve sektörde güçlü bir oyuncu olarak biliniyor.

The Raine Group, teknoloji ve medya alanlarında global çapta yatırım ve danışmanlık hizmetleri sunan bir küresel yatırım bankası ve yatırım fonudur. 2009 yılında kurulan Raine, TMT sektöründe en büyük ve yenilikçi projelerde yatırımlar yapmış ve danışmanlık hizmeti vermiştir. Merkezi New York’ta bulunan Raine’in, San Francisco, Los Angeles, Londra, Paris, Mumbai, Şanghay, Hong Kong ve Singapur’da ofisleri bulunmaktadır.

Ses teknolojisi yazılımları alanında çözümler geliştiren Lucida AI, Neo Portföy’den 500 bin dolar yatırım aldı

Ses teknolojisi yazılımları alanında yapay zeka destekli ürünler geliştiren Lucida AI, Neo Portföy’den 500 bin dolar yatırım aldı.

Lucida Al, kullanıcıların güvenle akıcı yabancı dil konuşmayı öğrenmelerine yardımcı olurken, ses işleme teknolojisini kullanarak kendi kapalı büyük dil modeliyle bir çok sektöre ürün sağlıyor ve verimliliklerini artırıyor. Kısacası ses teknolojilerini yapay zeka ile yeniden şekillendiriyor. B2B ve B2C kullanıcılar için tasarlanan uygulama, kişiselleştirilmiş geri bildirim ve gelişmiş konuşma deneyimi için kapalı bir büyük dil modelinden (LLM) yararlanıyor. Güvenli, uçtan uca şifrelenmiş bir platform olan Lucida Al, tam gizlilik ve veri koruması sağlayarak onu her ölçekteki işletme için güvenilir bir çözüm haline getiriyor.

Lucida AI, teknoloji, sağlık, finans, hukuk, eğitim, perakende ve müşteri hizmetleri dahil olmak üzere çok çeşitli sektörlere hizmet veriyor.

Lucida Al’a yatırım yapmaktan dolayı mutlu olduklarını ve girişimin yenilikçi yaklaşımları ile önümüzdeki süreçte çok başarılı olacağına inandıklarını söyleyen Neo Portföy Kurucu Ortağı ve Yönetim Kurulu Üyesi Emre Göltepe; “Teknoloji odaklı girişimlere yatırım yapmaya hız kesmeden devam ediyoruz. Lucida AI’ın halihazırda sahip olduğu teknolojiyi ve vizyonu, deneyimli kurucu ekibinin yerel ve global pazara çok hızlı bir şekilde adapte edeceğine ve ölçekleyeceğine inancımız tam.”

Disleksi çoçuklar için geliştirilen eğitim platformu OKUT, 1.5 milyon dolar değerleme üzerinden yatırım aldı

Disleksili çocuklar için geliştirilen yenilikçi eğitim platformu OKUT, ŞirketOrtağım Melek Yatırımcı Ağı liderliğinde iş dünyasından da bir kaç melek yatırımcının katılımıyla 1.5 milyon dolar değerleme üzerinden yatırım alarak büyüme yolunda önemli bir adım attı.

Etkileşimli ve oyunlaştırılmış disleksi egzersizleri ile okuma güçlüğü çeken çocuklara yönelik destek sağlayan OKUT, bu yatırımla birlikte uluslararası arenadaki büyüme stratejilerini hızlandırmayı planlıyor.

OKUT, okuma güçlükleriyle mücadele eden 7-12 yaş arası çocuklara yönelik geliştirilen bir mobil uygulama olarak öne çıkıyor. Uygulama, çocukların okuma becerilerini eğlenceli bir şekilde geliştirmeyi amaçlarken, fonetik temelli okuma egzersizleri ile disleksi için en önemli becerilerden biri olan fonetik farkındalığı destekliyor. OKUT’un kurucu ortaklarından Yuşa Arığ “OKUT’un aldığı bu yatırım, misyonumuzu daha da güçlendirecek ve teknoloji altyapımızı geliştirerek daha fazla çocuğa ulaşmamızı sağlayacak. Kullanıcı deneyimini geliştirmek ve global pazarda da varlık göstermek için bu yatırım bizim için uzun bir yolun ilk adımı.” dedi.

Amerika pazarına açılma ve büyüme stratejisi

Geçtiğimiz aylarda Amerika ve Kanada pazarlarına açılan OKUT, burada da kullanıcıların ilgisini çekmeye başladı. Alınan yatırım sayesinde, OKUT’un globalleşme yolundaki adımları hızlanacak ve başta Amerika olmak üzere çeşitli pazarlarda büyümeyi hedefleyecek.

OKUT, özellikle eğitim teknolojileri alanındaki yatırımcıların dikkatini çekmeye devam ediyor. Bu yatırım turunun OKUT için sadece finansal bir katkı olmadığını vurgulayan Arığ, “Bu yatırım, OKUT’un eğitim teknolojilerindeki yenilikçi yaklaşımına duyulan güvenin bir yansıması. Ekibimizle birlikte çocukların okuma alışkanlıklarını geliştiren, onların dil becerilerini güçlendiren daha interaktif ve motive edici içerikler yaratmaya devam edeceğiz” şeklinde konuştu.

OKUT’un Ar-Ge ekibi, platformu sürekli olarak yenileyip geliştirmek için çalışmalarını sürdürüyor. OKUT’un Ar-Ge sorumlusu Serkan Gürgenci, CTO Ulaş Yılmaz ve deneyimli Unity geliştiricisi Alper İlkay Karataş, platformun oyunlaştırma unsurları ve kullanıcı dostu arayüzleri üzerinde yoğun mesai harcıyor. Ekip, uygulamanın teknolojik altyapısını güçlendirmek ve eğitici mini oyunlarla öğrenmeyi daha eğlenceli hale getirmek için çalışmalarına hız kesmeden devam ediyor.

Yeni özellikler ve gelecek hedefleri

OKUT, aldığı yatırım ile sadece teknoloji altyapısını değil, aynı zamanda sunduğu eğitim içeriklerini de genişletmeyi planlıyor. Çocukların öğrenme sürecini eğlenceli ve etkili kılmayı amaçlayan platform, zorlu egzersizlerle okuma güçlüğünün üstesinden gelmeye çalışan çocuklar için motivasyonlarını arttıracak mini oyunları OKUT’a entegre etmek istiyor.

Vestel CEO’su Ergün Güler, IFA 2024’te şirketin mobilite stratejisini anlattı

Bu yıl 32’nci kez IFA 2024’e katılan Vestel, geçtiğimiz aylarda kurduğu yeni şirketi Vestel Mobilite‘nin geliştirdiği ürünleri ziyaretçilerin deneyimine sundu.

IFA’da şarj istasyonları, otomotiv elektroniği ve enerji depolama sistemlerini ziyaretçilerle buluşturduklarını kaydeden Vestel CEO’su Ergün Güler, fuar kapsamında gerçekleştirdiği ‘Paradigma Değişimi: Mobilite’ başlıklı keynote konuşmasında mobilite sektöründe son dönemde yaşanan radikal dönüşümleri dünyanın önde gelen şirketlerinden katılımcılara, uluslararası basına ve ziyaretçilere anlattı.

Vestel’in konvansiyonel faaliyet alanlarında üç yılda iki kat büyüme hedeflerinin yanı sıra mobilite pazarında üssel büyüme beklediklerinin altını çizen Güler;

“2030 yılında global mobilite pazarının, sadece bizim faaliyet gösterdiğimiz elektrikli araç komponentleri, elektrikli araç şarj istasyonları ve enerji batarya depolama çözümlerinin yaklaşık 580 milyar dolarlık büyüklüğe ulaşması bekleniyor. Vestel Mobilite olarak biz de bu pazarda üssel bir büyüme hedefliyoruz. Gelecek üç yılda Vestel Mobilite’nin piyasa değerini milyar doların üzerine çıkarmayı hedefliyoruz. Uzun yıllardır bu sektöre yaptığımız yatırımlar, tüketici elektroniği alanındaki bilgi birikimimiz ile elektrikli otomotiv ekosisteminde sağladığımız avantaj ve farklı coğrafyaların önde gelen şirketleriyle kurduğumuz iş birlikleri bizi bu hedefimize ulaştıracak.”

“Küresel mobilite devrimine liderlik edeceğiz”

Güler, “Eskiden yeni bir otomobil geliştirilmesi dört yıl alırken; şimdi bu süre iki yıla düştü. Uzakdoğulu üreticiler bunu altı ayda yapabiliyor. Çünkü Uzakdoğu tüketici elektroniği alanındaki tüm mühendislik gücünü ve bilgi birikimini elektrikli araçlardaki potansiyeli görerek bu sektöre kaydırdı. Vestel, uzun yıllardır tüketici elektroniği alanında edindiği bilgi birikimi, yazılım, donanım ve tasarım yetkinliğini mobilite alanında da etkin şekilde kullanarak otomotiv sektöründe avantaj sağlıyor. Otomotiv sektöründeki bu değişim ve dönüşüm, oyun kurucuları da değiştirdi. Bununla birlikte sektörün birinci derece tedarikçi sistemi de değişiyor. Eskiden otomotiv ekosistemi girişi bariyeri çok yüksek kabul edilen bir endüstri iken bugün yeni nesil şirketler bu ekosisteme akıllıca dahil olabiliyor. Vestel bu noktada devreye giriyor. Sektördeki potansiyeli görerek çok önceden yaptığımız yatırımlar sayesinde dünyadaki birçok dev otomotiv firması ile çalışmaya başladık. Sunduğumuz mobilite çözümlerimizle geleceğin sürdürülebilir, yenilenebilir, online ve akıllı dünyasına yön vereceğiz. Vestel Mobilite ile küresel mobilite devrimine liderlik ederek gelişen elektrikli araç ekosisteminin önemli bir oyuncusu olacağız.”

“Türkiye ve Avrupa caddelerinde yüzbinlerce şarj soketimiz kullanılıyor”

Güler, “Ev tipi ve küçük işletmelere yönelik AC serimizin üretimine 2017’de başlamıştık. 60kW, 120kW ve 180kW’lık hızlı tip şarj istasyonlarımız, çok hızlı şarj uygulamaları için de 240kW’lık, 400kW’lık ve 720KW’lık daha güçlü çıkış sunan DC serimiz mevcut. DC ürünlerimiz halka açık sayaçlı otoparklarda ve elektrikli filo depolarında sundukları 10 ila 45 dakikalık şarj süreleriyle kuyruk sürelerini önemli ölçüde azaltıyor. Bu yıl piyasaya sunduğumuz 720kW güç çıkışlı çok hızlı şarj istasyonumuzdan sonra hedefimiz 2025’te ise 1MW güç çıkışlı EVC’leri piyasaya sürmek. Yeni EVC’lerimizle sadece binek modellere değil toplu taşımada kullanılan elektrikli filo araçlarına da hizmet vermeyi amaçlıyoruz.”

“TOGG’un yekpare ekranını da Vestel üretiyor”

Vestel’in 2017’de dahil olduğu TOGG projesinde bugün yüzde 23 hisseye sahip olduğunu hatırlatan Güler, TOGG’da sadece hissedar olmadıklarını, aynı zamanda tedarikçi konumunda olduklarını söyledi. Bugün TOGG’un alametifarikalarından yekpare ekranını Vestel’in ürettiğini vurgulayan Güler,

“Birçok elektrikli araçta olmayan mini LED teknolojisini kullanıyoruz. Elektronik alanındaki bilgi birikimimizi buraya aktardık. Şu an TOGG projesine yalnızca üretici olarak değil, tasarım, yazılım ve Ar-Ge alanında da destek veriyoruz.”

“İnsanlar evlerinde temiz enerji depoluyor”

Güler, “Bireyler, batarya çözümleri sayesinde biriktirdikleri enerjiyi; akşam evlerinde kullanıyor. Bu, enerji maliyetlerinde önemli bir tasarruf anlamına geliyor, ayrıca son derece çevre dostu bir çözüm. Vestel bu bakış açısıyla dünya kaynaklarını daha verimli kullanmaya olanak sağlayacak çözümler üretiyor. Vestel Mobilite bugün telekomünikasyon sektörü için batarya çözümlerinin yanı sıra konut, ticari/endüstriyel ve yenilenebilir güneş/ rüzgâr enerji santralleri için enerji depolama sistemleri üretiyor. Hem konut hem de toplu kullanım için bu alanda ilk 75kwh ve 300kwh’lık ürünleri pazara biz sürmüştük. Bu yıl da güneş/rüzgâr enerji santralleri için kullanılacak 5mwh’lik depolama ünitelerini piyasaya sürmeye hazırlanıyoruz” diye konuştu.

Vestel’in enerji depolama tasarımlarının hızlı kurulum sağladığının ve mevcut altyapılarla entegrasyon konusunda kolaylık sunduğunun altını çizen Güler, ürettikleri sistemlerin gelişmiş lityum demir fosfat pil teknolojisiyle verimli bir enerji depolama ve güvenilir bir güç kaynağı sağladığını sözlerine ekledi.

Sürdürülebilir mobilite çözümleri

Vestel, geleceğin sürdürülebilir dünyasına katkıda bulunma hedefiyle, enerji verimliliği ve çevre dostu teknolojiler geliştirmeye büyük önem veriyor. Vestel Mobilite’nin elektrikli araç şarj istasyonları (EVC’ler) ve enerji depolama sistemleri hem bireysel hem de ticari kullanıcılara temiz enerji kaynaklarını daha verimli şekilde kullanma imkânı sunuyor. Bu yenilikçi çözümler, yenilenebilir enerji kaynaklarından elde edilen enerjiyi depolayarak ve elektrikli araçların şarj ihtiyaçlarını karşılayarak, çevreye olan etkileri asgariye indirmeye yardımcı oluyor. Vestel’in geliştirdiği bu teknolojiler, enerji maliyetlerini düşürmekle kalmayıp, karbon ayak izini azaltarak daha yeşil bir geleceğe katkıda bulunmayı hedefliyor.