Ana Sayfa Blog Sayfa 42

Güneş paneli temizlik robotu üreten Robsys Robotic Systems, ABD pazarına açıldı

15 yılı aşkın süredir Güneş Enerjisi Santrali temizlik robotu alanında faaliyet gösteren Robsys Robotic Systems, GES santrallerinde enerji verimliğini arttırmak ve sürdürülebilirliği sağlamak için profesyonel çözümler üretmeye devam ediyor.

Güneş enerji santrallerinde meydana gelen kirlilik nedeniyle yaşanan enerji kayıplarını önlemek için geliştirdiği temizlik robotlarını 4 kıtada 13 ülkeye ihraç eden Robsys Robotic Systems, geçtiğimiz günlerde ABD’ye ilk ihracatını gerçekleştirdi.

“2025 hedefimiz, 20 ülkeye ihracat yapmak”

Dünyada güneş panelinin olduğu her ülkede faaliyet göstermeyi hedeflediklerini dile getiren Robsys Robotic Systems Genel Müdürü Turgut Çağatay;

“Halihazırda ihracatta 13 ülkeye ulaştık. Başarılı bir büyüme ivmesi yakaladık ve markamız şu anda 80 ülkede tescil edilmiş durumda. Avrupa’da; Almanya, Fransa ve İspanya’ya ağırlıklı olarak ihracat gerçekleştiriyoruz. ABD’ye ilk ihracatımızı gerçekleştirmenin mutluluğunu yaşıyoruz. 2025 hedefimiz ise 20 ülkeye ihracat yapmak. Özellikle mevcut pazarlarda derinleşmeyi, 2025 yılında Latin Amerika, MENA bölgelerine ulaşmayı ve orada kalıcı olmayı önceliklendiriyoruz.” dedi

“Enerji kayıplarını sıfıra indirmeyi hedefliyoruz”

Turgut Çağatay, “Yerel üretim robotlarımız ile yurt içi ve yurt dışında toplam kurulu gücü 55 Gigawatt’ı bulan güneş enerji santrallerine yönelik temizlik çözümleri sunuyoruz. İnceleme yaptığımız birçok projede, temizlenmeyen panellerde yüzde 35’lere kadar varan enerji kayıpları tespit ediyoruz. Ürettiğimiz temizlik robotlarının teknolojisini sürekli geliştirerek, tüm dünyada GES projelerindeki enerji kayıplarını sıfıra indirmeyi hedefliyoruz” dedi.

Global yetenek çözümleri platformu Pulsifi, idenfit ortaklığı ile Türkiye pazarına girdi

150 yıllık köklü geçmişiyle personel devam kontrol sistemlerinde ve insan kaynakları yönetimi süreçlerinde öncü rolü üstlenen yerli teknoloji şirketi idenfit, dijital dönüşümde büyük bir adım daha atıyor.

Global çapta büyük yatırımlar alarak hızla büyüyen ve küresel pazarda liderlik yolunda ilerleyen idenfit, 57 ülkede aktif olarak kullanılan ve değerlendirme merkezi çalışmalarıyla tanınan Pulsifi ile stratejik bir ortaklık kuruyor.

Bu ortaklık ile idenfit‘in insan kaynakları süreçlerini dijitalleştirme alanındaki uzmanlığı ve Pulsifi’nin gelişmiş envanter yönetim sistemleri bir uygulama altında buluşuyor. idenfit, Türkiye’deki firmaların insan kaynakları ve personel devam kontrol süreçlerini bir üst seviyeye taşırken, Pulsifi’nin kapsamlı envanter çözümleri bu süreçlerin verimliliğini en üst düzeye çıkaracak.

Yetenekleri yakalayıp elde tutmanın her zamankinden daha önemli olduğu günümüz şartlarında bu ortaklık, insan kaynakları uzmanlarına stratejik kararlar alma noktasında eksiksiz destek sağlayacak. Pulsifi’nin ileri düzey veri analitiği ve yetenek değerlendirme araçları, idenfit’in kapsamlı insan kaynakları çözümleriyle birleşiyor.

Bu iş birliği, insan kaynakları profesyonellerine zamandan tasarruf sağlayarak daha stratejik ve katma değer yaratan çalışmalara odaklanma imkanı tanıyacak.

idenfit ve Pulsifi’nin bu güçlü iş birliği, iş dünyasında yeni bir dönemin kapılarını aralıyor. Türkiye’deki işletmeler, bu yenilikçi çözümlerle geleceğin iş dünyasında rekabet avantajı kazanıyor.

Yerli girişim Getmobil, 4. Levent’teki yeni Yenileme Merkezi’ni açtı

Türkiye’de 2018 yılından beri teknolojik cihazların değerlendirilmesi, yenilenmesi ve onarımı alanında faaliyet gösteren yerli girişim Getmobil, 4. Levent’teki yeni Yenileme Merkezi’ni açtı.

Büyük ilgi gösterilen açılış töreni, influencerlar, basın mensupları ve Türkiye Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır’ın katılımıyla gerçekleşti.

Getmobil kurucu ortağı Mehmet Uygun, törende yaptığı konuşmada sektördeki yenilikleri ve gelecekteki hedefleri paylaştı. Şirket, kullanılmış elektronik cihazları yenileyerek hem cihazların ömrünü uzatmayı hem de elektronik atıkların azaltılmasına katkıda bulunmayı hedefliyor.

“Amaç, ithalatı azaltmak”

Mehmet Uygun, dünya genelinde teknolojiye olan yüksek ilginin her yıl milyonlarca ton elektronik atık üretilmesine sebep olduğuna dikkat çekti. Bu bağlamda Getmobil, sürdürülebilir bir teknoloji kullanımı ve yenilenmiş cihazların güvenli bir şekilde satışa sunulmasını sağlayarak ithalatı azaltmayı amaçlıyor. Kurucu ortak Mehmet Uygun, 1 yıl içinde bayi sayısını 1000’e, 2 yıl içinde ise 3000’e çıkarmayı hedeflediklerini belirtti.

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır da açılış töreninde yaptığı konuşmada Getmobil’in yenileme merkezinin sektöre önemli katkılar sunacağını vurguladı. Kacır, Türkiye’nin teknoloji üretimindeki başarılarının altını çizerek, elektronik atıkların geri kazanımı ve sürdürülebilir teknolojiye olan önemini dile getirdi. Bakan, yenilenmiş cihazların, elektronik atıkların azaltılmasına ve ekonomiye önemli katkı sağlayacağını ifade etti.

Yazılım altyapımız ve yerinde yenileme çözümlerimizle sektörü dijitalleştiriyor, esnafa ve iş ortaklarımıza da daha sürdürülebilir bir iş modeli sunuyoruz. Yıl sonuna kadar Yerinde Yenileme Merkezleri ile 40 noktada aylık 40 bin cihaz yenileme kapasitesine ulaşmayı hedefliyoruz.”

Dijital dönüşüm dalgasının getirdiği yenilikler hayatımızın artık vazgeçilmez bir parçası

Getmobil Levent Yenileme Merkezi açılış törenine katılan Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır şunları söyledi.

“21. yüzyılda yapay zekâ, nesnelerin interneti, büyük veri, robotik gibi yenilikçi teknolojiler, iş modellerinin belirleyici unsurları olarak öne çıkıyor. Dördüncü Sanayi Devrimi ve beraberinde gelen dijital dönüşüm dalgasının getirdiği yenilikler hayatımızın artık vazgeçilmez bir parçası olarak yer alıyor. Bugün cep telefonları başta olmak üzere mobil cihazlar; iletişim kurmamızın çok ötesinde, yapay zekâ destekli kişisel asistanlarımız, sağlık danışmanlarımız, finansal yöneticilerimiz ve hatta eğitim platformlarımız olarak hizmet veriyor.

E-atık geri dönüşüm tesislerine sağladığımız teşviklerle elektronik atıkların ekonomiye yeniden kazandırılması için ülkemizde önemli bir altyapı oluşturduk. 2012 yılından bu yana elektronik atıkların geri dönüşümüne yönelik toplam yatırım tutarı 2 milyar lirayı aşan 16 yatırım için teşvik belgesi düzenledik. Rekabetçi Sektörler Programı kapsamında hayata geçirdiğimiz “Türkiye’nin Nadir Toprak Elementleri Araştırma ve Yenilik Kapasitesinin Geliştirilmesi Projesi”yle de; Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü (MTA) bünyesinde elektronik atıklardan nadir toprak elementlerinin çevreci yöntemlerle geri kazanımına imkân tanıyacak bir pilot geri dönüşüm tesisi de kuruyoruz.”

Açılış töreninin ardından Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, teknoloji basını temsilcileri ve influencer’larla beraber Getmobil Yenileme Merkezi’nin içinde bir tur gerçekleştirildi ve telefonların nasıl yenilendiği, hangi işlemlerden geçtiği ve resmi satışa nasıl hazır hale getirildiği adım adım izlendi.

Agrovech, Duyaroğlu Şirketler Grubu’ndan 2.2 milyon dolar değerleme üzerinden yatırım aldı

Tarım sektörünü dijitalleştirme ve modernize etme misyonuyla yola çıkan Sakarya merkezli girişim Agrovech, 2.2 milyon dolar değerleme üzerinden yatırım aldı.

Agrovech‘e yine Sakarya’nın en köklü ve yenilikçi holdinglerinden Duyaroğlu Şirketler Grubu yatırım yaptı. Bu anlaşma, Sakarya’daki yerel işletmelerin üniversite kaynaklı girişimlere bugüne kadar yaptığı en büyük yatırım olarak tarihe geçti.

“Global oyuncu olacak”

Sakarya Uygulamalı Bilimler Üniversitesi akademisyenlerinin öncülüğünde kurulan Agrovech Tarımda Yapay Zeka Platformu’nun kurucusu Doç. Dr. Ali Furkan Kamanlı bu birlikteliğin Agrovech adına büyük bir öneme sahip olduğunu belirtti. Kamanlı, bu yatırımla sistemlerini geliştireceklerini ve global bir platform olmaya daha yakın olduklarını kaydetti.

Duyaroğlu Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Berkan Duyaroğlu da yatırımla ilgili olarak verdiği demeçte;

“Sakarya’da doğmuş ve büyümüş bir grup olarak, bölgemizden çıkan bu tür yenilikçi ve vizyoner girişimleri desteklemekten büyük mutluluk duyuyoruz. Agrovech, tarımda yapay zeka kullanarak sektörde devrim yaratıyor. Bu yatırım ile sadece bir girişime destek olmakla kalmıyor, aynı zamanda Türkiye’de tarımın dijital dönüşümüne de katkı sağlıyoruz. Gelecekte de bu tür projelere olan desteğimizi artırarak sürdürmek istiyoruz.”

Maliyeti düşürüyor, etkileri en aza indiriyor

Platform, yapay zeka ve veri analitiği teknolojilerini kullanarak çiftçilerin ürün verimliliğini artırmasına, su, gübre ve pestisit kullanımını optimize etmesine olanak tanıyor. Çiftçiler, bu sistem sayesinde bitki analizlerinden hava durumu tahminlerine, zararlı ve hastalıkların erken teşhisine kadar birçok konuda anında ve doğru bilgiye erişebiliyor. Bu da tarımsal faaliyetlerde maliyetleri düşürüp sürdürülebilir üretim sağlarken, çevresel etkileri en aza indiriyor.

Yapay zeka algoritmaları ile tarla verilerini işleyerek en uygun ekim zamanı ve yöntemlerini de öneren platform, aynı zamanda su tasarrufu ve sürdürülebilir gübreleme yöntemleri ile doğal kaynakların korunmasına destek oluyor.

Agrovech’in aldığı bu son yatırımla BTM girişimcilerinin 7 yıldaki toplam yatırım değerlemesi 8,4 milyar TL’yi aştı.

Tech Istanbul ve Yandex Maps API, girişimciler için yeni fırsatlar sunacak

İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin kuluçka merkezi Tech Istanbul, geliştirdiği yenilikçi girişimcilik programlarıyla teknoloji ekosistemine büyük katkı sağlamaya devam ediyor. Girişimlerin hızlı büyümesini ve ölçeklenebilir iş modelleri geliştirmesini destekleyen Tech Istanbul, bugüne kadar 415 girişime destek olarak, bu girişimlerin toplamda 22.4 milyon doları aşan yatırım elde etmesine yardımcı oldu.

  • Yandex Maps API, Tech Istanbul Growth 2024’ün mobilite dikeyinde ana partner oldu.

Tech Istanbul Growth, mobilite, çevre & enerji, mobil teknolojiler ve dijital dönüşüm gibi alanlarda İstanbul’un kentsel sorunlarına çözüm geliştiren girişimlere önemli fırsatlar sunuyor.

İBB, bağlı kuruluş ve iştirakleri ile ileri aşama girişimleri buluşturarak PoC (Proof of Concept) geliştirme olanağı sağlayan Tech Istanbul Growth, bu yıl “Mobilite” dikeyine Yandex Maps API’i dahil ettirdi.

Tech Istanbul Growth, “Mobilite” dikeyinde Yandex Maps API sahipleniciliği ile girişimcilere yeni fırsatlar sunacak. Bu iş birliği kapsamında, “Mobilite” dikeyinde teknolojik çözüm üreten ileri aşama girişimler artık Yandex Maps API ile PoC çalışmaları gerçekleştirebilecek. Yandex Maps API’nin temel ürünleri arasında web siteleri ve uygulamalar için veri açısından zengin etkileşimli haritalar, doğru coğrafi çözümler ve trafiği, hava tahminlerini ve diğer parametreleri hesaba katan navigasyon ve rota planlama araçları yer alıyor. Ürünlerini geliştirme ve test etme fırsatı yakalayacak olan girişimciler, Tech Istanbul’un sunduğu destek mekanizmaları sayesinde projelerini daha da ileri taşıma olanağı bulacaklar.

Son Başvuru tarihi 29 Eylül

Tech Istanbul, girişimcilik ekosistemine katkı sağlamaya ve yenilikçi projeleri desteklemeye devam ederken, İstanbul’un teknoloji ve girişimcilik dünyasında uluslararası bir merkez olma yolculuğunda büyük adımlar atıyor.

Başvuru: tech.istanbul

2 milyon dolar değerleme üzerinden yatırım alan yerli girişim Chitosolve, globale açılıyor

İstanbul Üniversitesi ve İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa olarak iki araştırma üniversitesinin paydaş olduğu tek Teknokent olma özelliği taşıyan Entertech İstanbul Teknokent’te kurulan yerli girişim Chitosolve, cilt bakım ürünleri markası Richesse Biologique, 2 milyon dolar değerlendirme üzerinden yatırım aldığını duyurdu.

Almış olduğu yatırımla, ürün çeşitliliğini artırmayı ve Türkiye pazarındaki konumunu güçlendirmeyi amaçlayan marka, önümüzdeki dönemde de yurt dışı pazarlarına açılmayı hedefliyor.

Doğal ve fonksiyonel malzeme geliştirme konusuna öncelik veren bir tekno girişim firması olan BİYOPOL çatısı altında 2023 yılının sonunda bir yatırım alarak spin off şeklinde kurulan “Chitosolve” kozmetik ve medikal alanlarında çalışıyor. Chitosolve girişiminin cilt bakım ürünleri markası Richesse Biologique ise kitosan biyopolimeri ve çeşitli aktifleri içeren cilt bakım ürünlerinden oluşuyor. Çeşitli aktiflerle güçlendirilen formüllerle oluşturulan serum, krem, tonik ve yüz yıkama jeli ürünler hammadde yönünden özgün, etkinliği yüksek. Aynı zamanda ürün içeriği doğal malzemelerden oluşan marka, cam ambalaj ve yosun atıklarından elde edilen kutular kullanarak sürdürülebilirliğe de vurgu yapıyor.

Teknoloji ve doğalı bir noktada buluşturmak çok önemli bir değer

Markanın kuruluş hikayesini anlatan Chitosolve Kurucusu Seda Çakır, doğal ve fonksiyonel malzeme geliştirme konusuna öncelik veren bir tekno girişim firması olan BİYOPOL’un 2015 yılında Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Tekno girişim Desteği ile kurulmuş olduğunu ve firmanın temel faaliyet alanını biyoteknoloji olduğunu söyledi. BİYOPOL olarak birçok sektörde kullanılabilen kitosan biyopolimeri ile ilgili de araştırma ve geliştirme çalışmaları olduğunu söyleyen Çakır, 2016 yılında başarıyla tamamladıkları proje ile kitosanın ilk prototiplerini elde ettiklerini aynı zamanda ülkemizde ilk hayvansal kaynaklı olmayan kitosan biyopolimerinin üretimini gerçekleştirdiklerini kaydetti.

Çok sayıda potansiyeli yüksek yenilikçi iş fikri bulunuyor

Entertech İstanbul Teknokent Genel Müdürü Dr. Muhammed Kasapoğlu ise Türkiye’nin biyomedikal alanda yaptığı çalışmalara hız vermiş durumda olduğunu söyleyerek;

“Sektör henüz potansiyel pazar büyüklüğüne ulaşmamış olsa da son dönemde önemli çalışmalar yürütülüyor. Özellikle Ar-Ge aşamasında bulunan çok fazla potansiyeli yüksek yenilikçi iş fikri bulunuyor. Bünyemizde kurulan Chitosolve markası da katma değeri yüksek ürünler geliştiriyor ve global bir marka olma hedefiyle çalışmalarına devam ediyor. Biz de Entertech İstanbul Teknokent olarak Chitosolve’un bu hedeflerine ulaşması için desteklerimizi sürdürüyoruz.”

Yerli siber güvenlik girişimi Picus Security, 45 milyon dolar yatırım aldı

Türk siber güvenlik şirketi Picus Security, 45 milyon dolarlık küresel ölçekli yatırım turunu tamamladığını duyurdu. Teknoloji odaklı yüksek büyüme gösteren şirketlere yatırım yapan global sermaye şirketi Riverwood Capital liderliğinde ve mevcut yatırımcı Earlybird Digital East Fund’ın katılımıyla gerçekleşen bu yatırım turuyla birlikte, Picus aldığı toplam yatırım miktarını 80 milyon dolara yükseltti. Dünya çapında 500’den fazla kurumsal müşterisi ile Türk teknoloji ekosisteminin küresel arenadaki gücünü bir kez daha gösteren Picus, aldığı bu yatırımla ürün inovasyonlarını geliştirirken, müşteri başarımı, satış ve pazarlama gibi kritik alanlarda da genişleme planları yapıyor.

Siber güvenlik alanında global bir başarı hikayesi yazan Picus, Otomatik Sızma Testi, Siber İhlal ve Saldırı Simülasyonu (BAS) ve Saldırı Tespit Kuralı Doğrulama yeteneklerini aynı platformda bir araya getiren ilk ve tek Ofansif Güvenlik Doğrulama (Adversarial Exposure Validation) çözümünü sunuyor. Picus, birbirinden bağımsız olan siber risk verilerini ilişkilendirerek, siber güvenlik ekiplerinin kritik açıkları önceliklendirmesini, doğrulamasını ve kapatmasını kolaylaştırıyor. Picus, kuruluşundan bu yana birçok yeniliğe öncülük ederken, siber güvenlik sektörünün en hızlı büyüyen alanlarından olan Ofansif Güvenlik Doğrulama alanında da liderlik konumuna yerleşti. Birbirinden kopuk olan siber güvenlik araçlarından gelen veriler, Picus Exposure Data Fabric™ ve Picus Risk Dashboard’u besleyerek daha net bir siber risk resmi sunuyor.

“Türk mühendislerinin eseri olan bu teknoloji, dünya çapında kabul görüyor”

Riverwood Capital Ortağı ve Picus’un yeni Yönetim Kurulu Üyesi Joe De Pinho, Picus’un inovatif yaklaşımı sayesinde kuruluşların siber güvenlik risklerine karşı daha proaktif olmasını sağladığını ifade ederek, şunları söyledi: “Picus’un platformu, Sürekli Tehdit Maruziyeti Yönetimine (Continuous Threat Exposure Management – CTEM) yenilikçi ve açık bir yaklaşım getirerek, kuruluşların siber risklerini daha iyi anlamalarını ve tehdit aktörlerine karşı proaktif olmalarını sağlıyor. Picus’un otomatik sızma testlerini sürekli güvenlik doğrulamasıyla birleştirmesi, sadece bugün için bir oyun değiştirici olmakla kalmıyor; aynı zamanda işletmelerin gelecekte kendilerini nasıl koruyacaklarının da temelini oluşturuyor.”

Regülasyona tabi finansal hizmetler başta olmak üzere, birçok büyük sektöre hizmet veren Picus, Güvenlik Doğrulama Platformu aracılığıyla gerçekleştirdiği bir milyardan fazla siber saldırı simülasyonu ile müşterilerinin siber risklerini azaltmalarına ve savunmalarını güçlendirmelerine olanak tanıyor. Türk mühendislerinin eseri olan bu teknoloji, dünya çapında kabul görüyor.

“Bu başarı, Türk teknoloji sektörünün küresel gücünü gösteriyor”

Picus CEO’su ve Kurucu Ortağı Alper Memiş, bu başarının Türk teknoloji ekosisteminin küresel gücünün bir göstergesi olduğunu belirterek;

“Kuruluşlar, geleneksel zafiyet yönetimi uygulamalarından daha etkili bir yaklaşım arıyor ve önümüzdeki 12-18 ay içinde yeni maruziyet yönetimi teknolojilerini uygulamayı planlıyor. Güvenlik liderlerine, farklı siber güvenlik araçlarından toplanan güvenlik açığı, saldırı simülasyonu ve atak yüzeyi verilerini bir araya getirerek siber tehditlere maruziyetlerini değerlendirme ve doğrulama gücü vermekten gurur duyuyoruz. Siber İhlal ve Saldırı Simülasyonunun öncüsü ve şimdi de Ofansif Güvenlik Doğrulama alanının lideri olarak, müşterilerimizin güvenlik duruşlarını iyileştirmelerine yardımcı olmaktan büyük memnuniyet duyuyoruz.”

Siber Tehdit Maruziyeti Yönetimi ve altındaki Ofansif Güvenlik Doğrulama kategorilerinin ortaya çıkış sürecini aktaran Memiş;

“Kurumsal düzeyde siber güvenlik risklerini yönetmeye yönelik yeni bir yaklaşıma duyulan ihtiyaçtan doğdu. Bu yaklaşım, Sürekli Tehdit Maruziyeti Yönetimi (CTEM) konusundaki farkındalığın artmasıyla şekillendi. CTEM, siber güvenliğe daha ofansif bir bakış açısı getirmiştir. Birçok güvenlik ekibi, siber altyapıların, kuralların ve savunmaların sürekli doğrulamasının artık gerekli olduğunun farkına vararak, güvenlik duruşlarını iyileştirmek için bu yaklaşımı bir rehber olarak benimsemiştir.”

“Picus, Amerika pazarında 1 yılda 3 kat büyüyerek lider konumunu pekiştirdi”

Riverwood Capital’in Kurucu ve Yönetici Ortağı Francisco Alvarez-Demalde, dev yatırımla ilişkin şunları söyledi:

“Picus, yapay zeka ve makine öğrenimi yetenekleriyle siber güvenliği yeniden şekillendiriyor. Bu yetenekler, şirketlerin güvenlik açıklarını daha verimli bir şekilde tespit etmelerine ve ele almalarına yardımcı oluyor. Picus’un Amerika pazarında sadece bir yılda 3 kat büyümesi, alanındaki lider konumunu pekiştiriyor. Alper ve Picus ekibiyle birlikte, işletmelerin gelişen tehditlerin her zaman bir adım önünde kalmasını sağlayan bir platformu inşa etmekten heyecan duyuyoruz.”

45 milyon dolarlık bu yeni yatırım, Picus’un küresel operasyonlarını genişletmek için önemli bir fırsat yaratırken, Türk teknoloji sektörünün uluslararası alandaki yerini de güçlendiriyor.

Pegasus Hava Yolları, İTÜ Çekirdek girişimlerini Big Bang Startup Challenge’da destekleyecek

İTÜ ARI Teknokent ve Pegasus Hava Yolları, girişimcileri 360 derece destekleyerek ürün ve hizmetleri için küresel pazar kanallarını açan, hızlı bir şekilde gelişmeleri için tüm hizmetleri tasarlayan ve sunan İTÜ Çekirdek bünyesinde bir iş birliğine imza attı.

İTÜ Çekirdek’in “Altın Paydaş”ı olarak konumlanan Pegasus Hava Yolları, iş birliği kapsamında müşteri olma, network, sektör bilgisini paylaşma ve mentorluk verme gibi alanlarda teknoloji odaklı girişimleri desteklemenin yanı sıra maddi ödül de sunacak.

İş birliği ile bu yıl 18-19 Aralık tarihlerinde Uniq İstanbul’da gerçekleşecek Türkiye’nin en büyük girişimcilik etkinliği Big Bang Startup Challenge sahnesinde başarılı girişimler, Pegasus tarafından ödüllendirecek. Pegasus, İTÜ Çekirdek’te hava yolu ve ulaşımın yanı sıra geleceğin akıllı yaşamına uygun teknolojiler geliştiren girişimlere de odaklanacak.

Pegasus, İnovasyon Merkezi ile girişimcilerin destekçisi olacak

Pegasus Bilgi Teknolojileri Genel Müdür Yardımcısı Barış Fındık, konuyla ilgili değerlendirmesinde şunları söyledi:

“Pegasus olarak, misafir deneyimi ve operasyonel verimlilikte fark yaratmak için İnovasyon Merkezimiz ile yenilikçi teknolojilere yatırım yapıyoruz. İTÜ Çekirdek iş birliğiyle girişimcilerin büyüme yolculuklarını desteklemek bu çalışmaların önemli bir parçası. İTÜ Çekirdek’e teşekkür eder, tüm girişimcilere başarılar dileriz.”

“Paydaşlarımızla güçlüyüz”

İTÜ ARI Teknokent Genel Müdürü Prof. Dr. Attila Dikbaş ise verdiği demeçte;

“İTÜ ARI Teknokent olarak, güçlü ve sürdürülebilir bir ekosistem oluşturmanın anahtarının önemli bir parçasının paydaşlarımızla kurduğumuz iş birlikleri olduğuna inanıyoruz. Pegasus Hava Yolları gibi sektörel gücüyle girişimciliği destekleyen değerli paydaşlarımızla birlikte, programlarımızın katma değerini artırıyor; girişimcilerimize daha geniş bir vizyon ve destek sunarak başarı yolculuklarını hızlandırıyoruz. İTÜ Çekirdek Kuluçka Merkezimizin 13 yıllık deneyimi ile her yıl etki alanımızı genişleterek, girişimcilerimiz için fikirden globale yolculuk sağlıyoruz. İTÜ Çekirdek olarak bugüne kadar 4.500 teknoloji girişimini yetiştirerek, 1.600’ünün şirketleşmesine katkı sağladık. Bu girişimlerin 11.000 kişilik istihdam yaratmalarına ve 270 milyon doları aşkın yatırım almalarına destek olduk. Paydaşlarımızla gücümüze güç katarak birlikte daha nice başarılara imza atacağız.”

DeepL’dan kurumsal iletişim ve marka tutarlılığıyla ilgili sorunlara çözüm: Terimler Sözlüğü

Dil yapay zekası alanında global çapta lider olan DeepL, profesyonellerin ve şirketlerin belirli terimlerin çevirilerini kişiselleştirmelerine imkan tanıyacak ve çeviri tutarlılığını artıracak güçlü bir araç olan terimler özelliğinde güncellemeler yaptığını duyurdu.

Buna göre araç, artık çeviriler için belirli terimleri oluşturmayı basitleştiren ve hızlandıran sektörün ilk akıllı Terimler Sözlüğü‘nü de içerecek.

Terimler Sözlüğü, DeepL’in tarayıcı uzantıları ve entegrasyonlarında da sunulmasının yanında; hem web sitelerinde hem de Google Workspace ve Microsoft 365 gibi uygulamalarda erişilebilir ve akıcı bir kullanıcı deneyimi için mevcut iş akışlarına kesintisiz bir şekilde uyum sağlıyor.

Ürün Başkan Yardımcısı Christopher Osborne düşüncelerini belirttiği demecinde;

“Yapay zeka destekli çeviriler, günümüzün giderek daha bağlantılı bir hal alan dünyasında dil engellerini aşmak isteyen işletmeler için büyük öneme sahip. DeepL’in güçlü terimler aracı da, çevirilerin bir şirketin kendine özgü ifadelerine ve ihtiyaçlarına göre kişiselleştirilmesi sayesinde bunu bir adım öteye taşıyor. Sürekli olarak DeepL deneyimini iyileştirmenin ve dünya çapında 100binin üzerindeki müşterimize katma değer ve yatırım getirisi sağlamanın yollarını araştırıyoruz. Bu yeni özellikler; terimleri daha da verimli, erişilebilir ve kullanıcı dostu kılarak ekiplere aradıkları özelleştirme ve tutarlılığı sunarken, manuel çeviriler veya Bul ve Değiştir araçları gibi maliyetli alternatiflerle harcanan zamanı minimuma indiriyor.” dedi.

Terimler Sözlüğü, şirket gelirine yüzde 20 katkı sağlarken, marka görünürlüğünü de 3 ila 4 kat artırabiliyor

Tüm iletişim içeriğinde ve dillerde hem teknik terminoloji, hem de ürün adları veya markalı terimler için marka tutarlılığına yatırım yapmak, gelir artışı hedefleyen küresel işletmeler için kritik öneme sahip. Bu sayede ekipler ve şirketler vermek istedikleri mesajları farklı pazarlara daha net bir şekilde iletebiliyorlar. Araştırmalar gösteriyor ki; markaların mesajları doğru bir şekilde vermesi, şirket gelirlerine yüzde 20 ve üzerinde katkı sağlaybiliyor* ve markanın görünürlüğününü 3 ila 4 kat artırabiliyor.** Ancak bu konuda her zaman tutarlı olabilmek maliyetli oluyor. DeepL’in terimler aracı, bu süreci basitleştirerek işletmelerin ve profesyonellerin ekipler arasında kolayca yüksek kaliteli ve tutarlı çok dilli iletişim kurabilmelerine ve bunu ölçeklendirmelerine yardımcı oluyor. Terimler Sözlüğü’yle şirketler, belirli kelime veya ifadelerin kuruma özgü terminolojiyle tutarlı bir şekilde çevrilmesini için özel çeviri terimleri oluşturabiliyor ve bunları yönetebiliyor.

DeepL’in Terimler Sözlüğü artık şu genişletilmiş özellikleri de sunuyor:

Sektörün ilk akıllı, yapay zeka destekli Terimler Sözlüğü: DeepL’in yeni Terimler Sözlüğü, ekiplerin basitçe bir dosya yükleyerek özel çeviri terimleri oluşturmasına fırsat tanıyan, türünün ilk örneği bir araç olma niteliğine sahip. Kişiselleştirilmiş DeepL terimlerinde girişler oluşturmak için önceden çevrilmiş dosyalardan yararlanılabilir, bu da manuel çalışma ihtiyacını azaltıp verimliliği belirgin derecede yükselterek ekiplerin geniş ölçekte daha tutarlı iletişim kurmasını kolaylaştırıyor.

Genişletilmiş terimler dil işlevselliği: Artık Korece, Danca, İsveççe, Norveççe ve Romence çevirileri de destekleyen sözlükçe de toplam dil sayısı 16’ya çıkmış durumda. Bu da, daha geniş bir dil bağlamı yelpazesinde daha hassas ve nüansa duyarlı çevirilere olanak tanıyarak işletmelerin daha geniş bir kitleye ulaşmasına yardımcı oluyor.

DeepL platformları üzerinden daha kullanışlı erişim: Kullanıcılar sözlükçeye artık doğrudan Chrome ve Edge için sunulan DeepL tarayıcı uzantılarından erişip uygulama ve Google Workspace uygulamaları da dahil olarak web genelinde tutarlı çeviriler elde etme imkanına sahip. Daha da ötesinde, sözlükçe artık Word, Outlook ve PowerPoint de dahil Microsoft 365 entegrasyonları için doğrudan DeepL içerisinden de uygulanabiliyor. Ayrıca, sözlükçeye DeepL web tarayıcısı, masaüstü uygulamaları ve API üzerinden erişmek mümkün.

Diğer Bul ve Değiştir araçlarının aksine, DeepL’in sözlükçesi gelişmiş bağlamsal kavrayışı ve durum, cinsiyet ve zaman gibi karmaşık dilbilgisi öğelerini işleme kapasitesi sayesinde nüansa duyarlı ve kulağa doğal gelen çeviriler sunması bakımından öne çıkıyor. Bu da ardıl düzenleme süreçlerinde kazanılan zaman sayesinde önemli bir verimlilik artışı getiriyor. Dil uzmanlarıyla yapılan kör testler, DeepL’in ardıl düzenleme süresini Google Translate’e kıyasla yüzde 30 ve Chat GPT-4’e kıyasla da yüzde 20 oranında azalttığını gösteriyor. Dahası, DeepL hissedilir derecede daha az düzenleme gerektirirken, hem Google Translate hem de Chat GPT-4 iki ila üç kat daha fazla geri bildirime ihtiyaç duyuyor.

DeepL Pro ile kombinasyon halindeyken sözlükçe ayrıca, özel veri merkezleri, en üst düzey sertifikasyon ve uyumluluk standartları (ISO 27001 sertifikası, GDPR/SOC 2 tip 2 uyumluluğu), veri şifreleme ve Pro müşteri verilerininin modelleri eğitmek için kesinlikle kullanılmaması taahhüdü ile birlikte gelişmiş veri güvenliği sunuyor. DeepL’in Sözlükçe Oluşturucusu artık TMX/DOCX/PDF dosyası desteğiyle birlikte tüm Pro Advanced ve Ultimate aboneleri tarafından kullanılabilecek.

DeepL’in Sözlükçe Oluşturucusu artık TMX/DOCX/PDF dosyası desteğiyle birlikte tüm Pro Advanced ve Ultimate aboneleri tarafından kullanılabilecek. Başlangıçta Almanca, İspanyolca, Japonca, İtalyanca, Fransızca ve Rusça (İngilizce’ye ve İngilizce’den) sözlükçeler için kullanılabilecek olup yakında daha fazla dilde sunulacak.

İki Türk girişimcinin San Francisco’da kurduğu Fal.ai, 23 milyon dolar yatırım aldı

Yapay zeka tarafından üretilen ses, video ve görüntüler için geliştirici odaklı bir platform olan Fal.ai, bugün Andreessen Horowitz (a16z), Black Forest Labs kurucu ortağı Robin Rombach ve Perplexity CEO’su Aravind Srinivas gibi isimlerin olduğu yatırımcılardan 23 milyon dolar fon topladığını açıkladı.

Bu iki turlu bir anlaşma: Fal’ın toplamının 14 milyon doları Kindred Ventures liderliğindeki bir Seri A diliminden geldi; kalan 9 milyon dolar ise daha önce duyurulmamış, a16z liderliğindeki bir tohum yatırım turundan yapıldı.

İki Türk girişimci Burkay Gür ve Görkem Yurtseven, Fal’ı (kısaca “Özellikler ve etiketler”) 2021’de hayata geçirdi. Yurtseven daha önce Amazon’da yazılım geliştiricisi olarak çalışırken, eski bir Oracle mühendisi olan Gur, Coinbase’de birkaç yıl boyunca makine öğrenimi gelişimine öncülük eden ekipteydi.

Gur ve Yurtseven, pandemi sırasında yan projelerde çalışırken, uzun zamandır da arkadaş oldukları AI bulut altyapısına yönelik artan talebi fark ettiler; özellikle de üretken yapay zeka modellerini çalıştırmak için altyapıya bir ihtiyaç söz konusuydu.

Fal.ai iki ürün sunuyor: modelleri çalıştırmak için özel olarak yönetilen hesaplama, iş akışları, görüntü, ses ve video üreten açık kaynaklı modeller için API’ler sunuyor. Fal, Grok’ta görüntü üretimini destekleyen model olan Black Forest Labs’ın Flux’unu barındıran ilk platformlardan biriydi, X’in tartışmalı sohbet robotu olarak biliniyor.

CoreWeave gibi birçok bulut rakibi aynı doğrultuda kaynaklar sağlıyor. Ancak Gur, Fal’ı farklı kılan şeyin ölçeklenebilirliği olduğunu savunuyor.