Ana Sayfa Blog Sayfa 419

Gayrimenkul sektörünün çevresel etkilerine odaklanan Deepki, 150 milyon euro yatırım aldı

Gayrimenkul sektörü için çevresel, sosyal ve kurumsal yönetişim (ESG) platformu sunan Paris merkezli Deepki, C Serisi finansman turunda 150 milyon euro yatırım aldığını duyurdu. One Peak ve Highland Europe tarafından ortaklaşa yönetilen finansman turu, Revaia, Large Venture fund, Hi Inov ve Statkraft Ventures katılımıyla gerçekleşti.

2014 yılında kurulan ve gayrimenkul sektörü için bir SaaS platformu geliştiren Deepki, şirketlerin daha iyi kararlar almalarına yardımcı olduğunu iddia ediyor. Deepki, gayrimenkul yatırımcılarının, sahiplerinin ve yöneticilerinin gayrimenkul varlıklarından kaynaklanan karbon emisyonlarından başlayarak ESG kriterlerini takip edip analiz edebilmelerine yardımcı oluyor.

2050 yılına kadar net sıfıra ulaşma hedefi olan gayrimenkul sektörü şu anda toplam karbon emisyonunun yaklaşık %40’ını oluşturuyor. Ölçülmeyen bir şeyin azaltılamayacağını belirten Deepki, gayrimenkul yatırımcılarını yeni ve mevcut projelerle çevresel etkilerini azaltmaya teşvik ediyor. Şirket, enerji, su ve atık gibi verilerin toplanmasına yardımcı olur. Aynı zamanda bu süreci neredeyse tamamen otomatikleştirmeye ve basitleştirmeye çalışıyor.

Deepki Kurucu Ortağı ve CEO’su Vincent Bryant, yaptığı açıklamada, “2030 yılına kadar emisyonlarını yarıya indirmek ve 2050 yılına kadar net sıfır hedefine ulaşmak istiyorsa, küresel emlak sektörünün şimdi harekete geçmesi gerekiyor” sözlerine yer verdi. Deepki müşteri tabanında AEW, Tikehau, Generali RE, DeA Capital, Allianz Real Estate, Warburg HIH, Azora Capital ve Neinver yer alıyor.

Deepki, şu anda 5 Avrupa başkentinde olmak üzere 150 çalışandan oluşan bir ekip ile hizmet veriyor. Şirket, SaaS platformundan yararlanarak 38 farklı ülkede toplam 500 milyon metrekarelik binaları takip etme ve izleme faaliyetlerini sürdürüyor.

İş Sanat, yeni NFT sergisini Decentraland platformunda açıyor

Türkiye İş Bankası’nın 1940’lardan bu yana oluşturduğu zengin resim koleksiyonuna ev sahipliği yapacak olan Beyoğlu’ndaki tarihi binasında restorasyon inşaatı devam ederken, Müze çatısı altında yer alacak eserlerden özel bir seçkiyle hazırlanan NFT sergisi, Metaverse’te sanatseverlerle buluşacak.

“Tablolarla Boğaziçi’nde Bir Gezinti” adı verilen sergi, blokzincir altyapısını kullanan ve merkeziyetsiz bir yapıda kurulan Decentraland platformunda sunulacak. Sergide, İş Bankası Resim Koleksiyonu’nda yer alan Hikmet Onat, Şeref Akdik, Zeki Faik İzer, Feyhaman Duran, İbrahim Safi, İbrahim Çallı, Cevat Erkul, Hulusi Mercan, Bedri Rahmi Eyüboğlu, Halil Paşa gibi usta ressamların İstanbul’un maviliklerini, kıyılarını resmettiği tabloları NFT olarak ziyaretçilerle buluşturulacak.

Serginin küratörlüğünü, İş Bankası’nın çalışmaları devam eden resim müzesinin kurucu küratörü Prof. Dr. Gül İrepoğlu üstleniyor.

Ön gösterime özel NFT davetiyelerin dağıtımı 4 Nisan’a kadar sürecek

Serginin 5-7 Nisan tarihleri arasında üç gün sürecek ön gösterimi sınırlı sayıda davetlinin katılımıyla gerçekleştirilecek. Ön gösterime katılabilmek için gerekli NFT davetiyeler 4 Nisan Pazartesi gününe kadar metaverse.issanat.com.tr üzerinden temin edilebiliyor. NFT davetiyeler, blokzincir teknolojisinin akıllı kontratlarda kullanımı ile bin adetle sınırlı şekilde ön gösterime özel olarak üretildi. “Tablolarla Boğaziçi’nde Bir Gezinti” sergisi, ön gösterimin ardından 8 – 20 Nisan tarihleri arası NFT davetiye sahibi olma koşulu aranmaksızın tüm ziyaretçilerin katılımına açık olacak.
Sergide kullanılan bir diğer teknoloji olan artırılmış gerçeklik uygulamaları sayesinde, dijital ortamda sergilenen NFT eserlerin fiziki ve dijital deneyim ile birleştirilmesi sağlanıyor. Serginin teknolojik kurgusu İş Bankası ve teknoloji iştiraki Softtech’in Türkiye ve Çin’deki inovasyon merkezlerinin işbirliği ile hazırlandı.

Metaverse’teki ilk NFT sergimiz

İş Bankası Kurumsal İletişim Müdürü Gül Meltem Atılgan: “Türkiye’de dijital bankacılık, açık bankacılık alanında en iyi uygulamaları çok boyutlu olarak sunuyor, pek çok ilki gerçekleştiriyoruz. Bu alandaki güçlü yetkinliklerimizi toplumsal katkı anlayışımız çerçevesinde inovatif projelerde de kullanıyoruz. Sanat Eserleri Koleksiyonumuza 9 Aralık 1940 tarihinde 1 envanter numarası ile kaydedilen Hikmet Onat’a ait ‘Peyzaj – Ortaköy’ isimli eseri geçtiğimiz aylarda NFT’ye çevirmiş ve bu alandaki çalışmalarımızı başlatmıştık. Şimdi de Bankamızın sanat ve müzecilik çalışmalarını sürdüren İş Sanat ile teknoloji ekiplerimizin işbirliğinde oluşturulan NFT sergisini Metaverse’te hayata geçiriyoruz.”

İstanbul Boğazı’na usta ressamların gözünden bakış

Serginin küratörü Prof. Dr. Gül İrepoğlu ise İş Bankası’nın Beyoğlu’ndaki tarihi binasında restorasyon inşaatına ve Müze çatısı altında sanatseverlerle buluşacak ilk sergilerin seçkisine dair çalışmaları sürdürdüklerini belirterek, “Tarih boyunca büyüleyici güzelliğiyle hayranlık uyandıran İstanbul’un ve bu güzelliğin zirvesi olan Boğaziçi’nden Türkiye İş Bankası Resim Koleksiyonu’ndaki usta ressamların peşine takılıp, onların gözüyle, onların izlenimleriyle eski Boğaziçi görünümlerine bakarak, bir sanal vapurda kıyı kıyı birlikte yol alacağımız bir sergi hazırladık” dedi.

Kanada, 2035 yılına kadar içten yanmalı motorla çalışan araçları yasaklamayı planlıyor

Kanada, içten yanmalı motorlu araçların satışını yasaklamayı planlayan ülkelerin arasına katılıyor. Kanada, tüm yeni otomobil satışlarının 2035 yılına kadar sıfır emisyonlu modeller olmasını gerektirecek bir Emisyon Azaltma Planının ana hatlarını belirledi. Hükümet, otomobil üreticileri üzerindeki baskıyı kademeli olarak artıracak. Kanada sıfır emisyonlu araç satışlarının, toplam satışların 2026 yılına kadar en az yüzde 20’sini ve 2030 yılına kadar yüzde 60’ını oluşturmasını talep edecek.

Yetkililer, bu oranların araç üretimleri için mi yoksa satılan toplam araba hacmine mi uygulanacağından bahsetmedi. Bu plan, ticari araçlar için daha gevşek tutuluyor. Hükümet, 2035 yılına kadar orta ve ağır hizmet araç satışlarının yüzde 35’inin ve 2040 yılına kadar bu araçların bir alt kümesinin tamamının sıfır emisyon olmasını talep etti.

Ülke ayrıca elektrikli araba ve diğer sıfır emisyonlu araçların satın alınmasına yönelik teşvikleri genişletmek için yaklaşık 1,36 milyar dolarlık teşvik planı açıkladı. Mevcut hükümet, değişen fiyat, koltuk ve pil gereksinimlerini karşılayan elektrikli araçlar ve hidrojen yakıt hücreli otomobiller için 4,000 dolarlık bir indirim sunuyor. Bunun yanında British Columbia ve Nova Scotia gibi bazı eyaletler de kendi teşvik planlarını sunuyorlar.

Plana daha geniş bakıldığında ise, emisyonların 2030 yılına kadar yüzde 40 ila 45 altına düşürülmesi ve 2050 yılına kadar net sıfıra ulaşılması hedeflendiği görülüyor. Buna yenilenebilir enerji projelerini desteklemek, petrol endüstrisi emisyonlarını azaltmak ve doğa temelli iklim çözümleri geliştirmek için fonlar da dahil ediliyor.

Kanada’nın otomobil pazarı ABD’ye kıyasla çok daha küçük. Tahminlere göre, Kanada’daki otomobil satışları 2021’de 1,64 milyona ulaşırken, Amerika’da bu sayı 15 milyona ulaşmıştı. Bununla birlikte, içten yanmalı motorlu araçlara yönelik fiili yasak, halihazırda elektrikli araçlara geçiş yapan otomobil markalarını da teşvik edebilir.

Benzersiz baykuş tasarımlarından oluşan NFT Projesi: Owloper

Bugüne kadar ağırlıklı olarak video projeleri ve interaktif video eğitim platformu GmPly ile yakından tanıdığımız Gökçen Karan‘ın da ortakları arasından yer aldığı Owloper projesini sizlere aktaralım.

Owloper’la ilgili Karan: “Owloper klasik bir JPEG projesi değil. Komüniteyi ön plana aldığı için NFT alacak olanlar kurulacak olan bir merkeziyetsiz organizasyon (Owloper DAO) ile aslında bir tür projeye dahil olma, projede söz sahibi olma ve orta-uzun vadede bu NFT’lerden bir tür yatırım gibi faydalanabilme imkanına sahip olacaklar. Owloper DAO ise kendisinden sonra gelecek olan NFT projelerini fonlama, teknik ve mentörlük desteği sunmanın yanı sıra Owloper Academy ile NFT sektörünü geliştirmeyi ve desteklemeyi hedefliyor. Bu yüzden benim için diğer NFT projelerinden açık ara ayrıştığı için bu projeye dahil oldum” dedi.

Owloper blockchain konusunda güçlü bir ekipten oluşuyor. 5 adet full stack developer’dan oluşan geliştirme ekibini 1 adet artist, 1 UI/UX designer destekliyor. Strategist, global product manager, community manager ve communication manager gibi pozisyonlardan oluşan toplam 11 kişilik bir ekip var projenin arkasında.

Projede yapay zeka kullanımı

Owloper NFT’leri 127 adet el çizimi parça kullanılarak ve algoritmik olarak oluşturulmuş benzersiz 5678 adet baykuştan oluşmakta. Kimisi şaşkın, kimisi uykulu, kimisi kızgın ve sevimli görünümlü 7 tip karaktere sahip olacaklar.

Temel olarak benzersiz NFT baykuşların DNA’larından arka planda çalışan yapay zeka modülü ile yeni baykuşların üretilmesi üzerine kurulmuş bir sistem. Bu ise koleksiyonu gerçekten çok değerli hale getiriyor olacak.

Owloper’ın hedefi: “Blockchain Social Network” olmak

Owloper kendi içinde bugüne kadar NFT dünyasında alışılmamış yeni bir yöntem uyguluyor. Örneğin bir owloper’a yani benzersiz bir baykuşa sahipsiniz. Owloper topluluğu içinde bir başkasında daha yine farklı bir baykuş var. Bu iki kişi isterse yapay zeka tarafından işletilen OIC’i (Owloper Incubation Center) kullanarak kendi baykuşlarını çiftleştirerek her iki baykuşun DNA’sından ortak üretilmiş yeni bebek baykuşlara kavuşabiliyorlar. Böylece koleksiyonlarını genişletebiliyorlar.

Gamification ve ödüllendirme ile topluluğa destek

Sistem kullanıcılarına bir oyunlaştırma sunuyor. Owloperlarınızı koleksiyonunuzda tutmaya devam ettiğiniz her gün için OWL Token ile ödüllendirileceksiniz. Owloper’larınızı çiftleştirerek elde ettiğiniz Owloper Baby’ler ile Owloper Game’de av görevlerine katılabileceksiniz.

Projenin koleksiyon özelliği olmasının yanında zengin utility’ler ile geliyor. Bunlardan en çok dikkat çeken Launch Pad ve Academy bölümleri. Bu bölümler sayesinde tasarımcı ve yazılımcıları destekleyecek ve eğitecek bir topluluğu vaad ediyor. Owloper DAO ile 2023 de proje yönetimi tamamen topluluğa bırakılması hedefleniyor.

Projenin güzel yanı: Avalanche desteği ile ilerleyecek

Owloper projesi Avalanche C-Chain networkü üzerinde çalışacak. Owloper projesi, mint tarihi olarak 28 Nisan 2022 tarihini belirlemiş durumda. 1.25 AVAX birim fiyat ile çıkacak olan proje NFT meraklılarına duyurulur. Owloper web sitesine ulaşmak için adresini ziyaret edebilir, bu bağlantıdan da projenin White-paper’ına göz atabilirsiniz.

Visa, küçük işletmeleri dijital ekonomiye dahil etmek için NFT odaklı Visa Creator Program’ı duyurdu

Finansal teknoloji şirketi Visa, küçük işletmeleri dijital ekonomiye sokmak amacıyla bir NFT yaratıcı programı başlattı. Visa kripto para birimi başkanı Cuy Sheffield “Geçen yıl boyunca NFT ekosisteminde hızlı bir büyüme gördük” dedi. “NFT’lerin yeni bir e-ticaret biçimini temsil ettiğini düşünüyoruz.”

Sheffield, küçük bir işletme fikrinin fiziksel olarak faaliyet gösteren dükkanlardan dijital odaklı şirketler kurmak ve NFT’ler gibi yeni araçlardan yararlanmak isteyen yaratıcılara ve girişimcilere sahip diğer bağımsız işletmeleri içerecek şekilde değiştiğini söyledi.

Bir yıllık yoğun bir çalışma programı olan Visa Creator Program, sanatçılar, müzisyenler, moda tasarımcıları ve film yapımcıları dahil olmak üzere küresel bir yaratıcı grubunu NFT’lerle işlerini kurma becerisini bir araya getirecek. Sheffield, ilk grup için içerik oluşturucuların sayısında kesin bir sınır bulunmadığını ve tüm üyelerin Visa müşterilerine ve daha geniş bir danışman ağına erişebileceğini belirtti.

Fiziksel malları satmak, küçük işletmeler ve bireysel satıcılar için lojistikle uğraşmak anlamına geliyor. Sheffield, “NFT’ler, yaratıcı, sanatçı, yetenekli birinin tamamen dijital bir şekilde ürün üretmesine izin veriyor” dedi.

Sheffield, ileriye dönük olarak Visa’nın ticaretin geleceğini takip etmek için Visa’nın kendisini bu kripto teknolojilerine entegre etmek istediğini söyledi. Sheffield, “NFT’ler konusunda inanılmaz derecede heyecanlıyız” dedi. “NFT’lerin birçok farklı ağda var olacağını düşündüğümüz için her NFT pazarının Visa kartlarını kabul edebilmesini istiyoruz.” Ek olarak NFT alım satımının herhangi bir çevrim içi alışveriş kadar kolay olması için çalışacaklarını belirtti.

Sheffield son olarak, “Küçük işletmeler ve ticaret, dünyanın dört bir yanındaki kasaba ve mahallelerde topluluk oluşturmada gerçekten önemli bir rol oynuyor” diye ekledi.

Blockchain tabanlı oyunlar geliştiren yerli girişim Mixer Games, 1.6 milyon dolar değerleme üzerinden yatırım aldı

Alican Karaman, Eren Erenoğlu ve Enver Yumrutaş tarafından 2021 yılında kurulan Mixer Games, 1.6 milyon dolar değerleme üzerinden tohum öncesi yatırım turu gerçekleştirdi.

Bu turda Türkiye’nin ilk oyun odaklı yatırım şirketi WePlay Ventures’ın yanı sıra Deep-tech dikeyinde yatırımlar gerçekleştiren Diffusion Capital Partners yer aldı. Bu yatırımla birlikte Mixer Games Diffusion Capital Partners’ın oyun sektöründeki ilk yatırımı olurken, WePlay Ventures’ın ise 12. yatırımı oldu.

Mixer Games aldığı bu yatırımı geliştirdikleri ilk oyun olan Chubby Five’ı yayınlamak ve ekibini büyütmek için kullanacak.

Puzzle-RPG türünde blockchain tabanlı bir oyun olan Chubby Five, oyunun para birimi olan $CHU sayesinde oyuncuların oyundan gelir elde edebilmelerine olanak sağlayacak.

Ekip içerisinde hem oyun hem de fintech alanında tecrübeli isimlerin yer alması sayesinde hızlı ve başarılı bir geliştirme aşaması geçiren Chubby Five, oyuncuların NFT kahramanlarıyla gerçek zamanlı bir Puzzle-RPG oyun deneyimi yaşayabileceği bir oyun evreni yaratıyor. Chubby Five, barındırdığı farklı modlar ile oyuncuların $CHU token kazanmasına imkan veriyor. Oyuncular elde ettikleri bu token ile Tank, Nişancı, Savaşçı, Suikastçı ve Destek olmak üzere 5 farklı sınıfta sınıf başına 100.000’den fazla benzersiz NFT karakteri özelleştirebiliyor ve bağımsız platformlarda bu tokenları satarak gelir elde edebiliyorlar. Chubby Five ve $CHU ile ilgili yol haritasına ise bu bağlantıdan ulaşabilirsiniz.

“Çıktığımız bu yolda DCP ve WePlay Ventures’ın bize inanması mutluluk verici.”

Özellikle Web3.0, Metaverse ve Blockchain tanımlarının hayatlarımıza girmesiyle birlikte oyun sektörü de bu dönüşüm ve gelişime hızla adapte olarak bu alanda da öncü sektörlerden biri haline geldi. Bu dönüşüm ve gelişimi yakalayan Mixer Games kurucu ortaklarından Alican Karaman bu yatırım turuyla ilgili görüşlerini “Konvansiyonel mobil oyun deneyimini Play-to Earn yada NFT oyunları olarak bilinen dikeye taşıyarak, oyuncuları merkeziyetsiz oyun ekonomisi ile tanıştırmak için çıktığımız bu yolda, DCP ve WePlay Ventures’ın da bize inanması mutluluk verici. Normalde birbirinden farklı dikeylere yoğunlaşan fonların Mixer’e yaptığı bu yatırım, geleceğin oyunlarının nasıl olması gerektiğine dair bize ipuçları veriyor.” dedi.

Türkiye’deki oyun şirketlerinin başarısını gösteren özel belgesel

Akıllı telefonların nüfusun yüzde 80’ine ulaşması ve internetin hızlanmasıyla son 10 senede mobil oyunlar, oyun sektörünü domine etmeye başladı. Belki de tarihte ilk defa kullanıcı davranışları böylesine incelikli bir şekilde okunarak, kullanıcının isteklerine göre ürünler geliştirilmeye başlandı. Data okuması ve oyun sektörünün el birliğiyle, 2021 yılında 93 milyar dolarlık değer üretildi. Sektör öyle bir büyüklüğe ulaştı ki, 2021’de üretilen değer aynı sene Hollywood ve müzik marketinin gelirinden bile fazla.

Oyun üretim yazılımlarının kolaylaşması ve bilgiye erişimin hızlanmasıyla bu global piyasa gelişmekte olan ülkelere de açıldı. Hindistan’dan, Brezilya’dan, Kenya’dan, Türkiye’den oyun üretici stüdyolar özellikle hyper-casual türünde oyunlarını 2-3 hafta içerisinde üretip Apple App Store, Google Play Store gibi marketlerde yayınlayabiliyor ve şanslarını deneyebiliyorlar. Uluslararası şirketlerin büyük ilgisiyle karşılaşan ülkelerden birisi de, Türkiye.

Mobil oyun sektörü geçtiğimiz beş sene içerisinde uluslararası oyun firmalarının ilgisini çekerek milyar dolarların telaffuz edildiği bir sektör haline geldi. Türkiye oyun sektörü, milyar dolar değerlemeleri aşan şirket satın almaları ve her geçen gün öne çıkan başarı hikayeleriyle önce çıkıyor. 2021 senesinde yatırımlar 20 katına çıkarak ülkenin en büyük şirketlerinin piyasa değerlerini bile aşacak boyuta ulaştı.

TurkishStation topluluğu tarafından SXSW 2022 festivali kapsamında düzenlenen etkinliklerde ve yayınlanan belgeselde, mobil oyun sektörünün eşi benzeri görülmemiş bu başarısına yer verildi. Lion Studios by AppLovin, Masomo, MobileAction ve Sankonline desteğiyle hayata geçirilen çalışmalarda Türkiye’den oyun şirketleri sahne aldı. Festivalde yayınlanan mobil oyun sektörü belgeselinde oyun şirketlerinin global pazardaki etkilerine dikkat çekiliyor.

Belgesel

TurkishStation topluluğunun moderatörlüğünü ve belgeselin yapımcılığını üstlenen Mustafa Tandoğan, “Dünya’nın en önemli sahnelerinden birinde, trend belirleyici bir alanda, Türkiye’den çıkan oyun şirketlerinin başarısına yer vermek gurur verici. Belgesel içerisinde bu başarının mimarları olan oyun şirketlerinin kurucularıyla geçirdiğimiz her an, oldukça rekabetçi bir alanda ortaya koydukları başarıya tanıklık ettik. Bunları belgesele aktarabildiğimiz için heyecanlıyız”, diye belirtti. Studio Frakt kurucusu ve belgeselin yönetmeni Yağız Alp Tekin, “Mobil oyun sektörünün son on yıl içerisindeki akıl almaz gelişimini ve Türkiye’deki ekiplerin bu trendi nasıl yakaladığını belgeselimizde anlattık. Türkiye’den çıkan başarıların tesadüf olmadığını gördük. Bu başarının arkasındaki ekiplerin nasıl bir azimle çalıştıklarını görmek ilham vericiydi”, dedi.

Doğuş Grubu’nun hızlandırma programı InvenDO Up’ın ilk dönemine seçilen 5 girişim

Doğuş Grubu’nun girişimcilik vizyonunu temsil eden Doğuş Yeni Girişimler çatısı altında yer alan erken aşama teknoloji şirketlerinin katılabildiği InvenDO Up Hızlandırma Programı’nı sizlere aktarmıştık. Şimdi bu programın ilk döneminde yer alacak 5 girişim belli oldu.

Almanya, Polonya ve Avusturya gibi farklı ülkelerden gelen 400’e yakın girişim başvurusu arasından seçilen 3pmetrics, heybooster, Ingosa, Seatech ve Wallids girişimleri 6 ay boyunca Doğuş Grubu ve Doğuş Teknoloji’nin imkan ve desteklerinden faydalanabilecek.

Girişimler, 6 ay boyunca Doğuş Grubu ve Hackquarters iş birliğinde hayata geçirilen InvenDO Up Girişim Hızlandırma Programı’nın ilerleyen süreçlerinde temel performans göstergelerini belirleyerek Doğuş Grubu şirketleriyle ürünlerini test etme, yerel ve global iş ağlarını genişletme ve program sonunda yer alan Demo Day etkinliği ile girişimlerinin geldiği noktayı paylaşma ayrıcalıklarına sahip olacak.

Bu 5 girişim InvenDO Up’ın sağlayacağı birçok farklı konuda eğitim, mentorluk, yazılım, teknik, muhasebe, mali müşavirlik, hukuk desteği, ofis alanı ve 200 bin TL’lik nakit desteğinden de faydalanabilecek. Ayrıca Doğuş Grubu’yla iş birliği ve PoC yapabilme, yurt dışı pazarlarına açılabilme, yatırımcı ağlarına kolay erişim, Doğuş Grubu’nun potansiyel yatırımcılardan biri olabilme ve küresel teknoloji firmalarının vereceği desteklerle operasyonel büyüme ve ölçeklendirme gibi pek çok imkândan da yararlanabilecek.

Programın ilk dönemine seçilen 5 girişim:

3pmetrics: Kurumların, işletmelerin, etkinliklerin veya tarımsal faaliyetlerin karbon ayak izlerini ISO 14064 standartlarında hesaplayabilmesini, raporlayabilmesini ve analiz edebilmesini sağlayan yazılım altyapısıdır.

heybooster: E-ticaret şirketlerinin dijital pazarlama verilerini anlamlandırarak aksiyona yönelik iş planlarına dönüştüren, ölçümleme ve pazarlama araçları ile bağlantı kuran ve analiz sunan bir yazılımdır.

Ingosa: Dijital satış alışkanlıklarını, websitesi & sosyal medya asistanları ve diyalog bazlı görüntülü reklamlarıyla yeniden şekillendiren ve müşteri yolculuğunu iyileştirerek dönüşümü artırmaya yarayan, yapay zeka tabanlı bir chatbot ürünüdür.

Seatech: Optimail uygulaması ile operasyon yönetimi yapan ekipler için e-mail ve diğer yazılı kanalların yönetimini çözen bir uygulamadır.

Wallids: Siber savunma alanına yeni boyut kazandıran, öğrenme, eşleştirme ve doğrulama sinir ağlarına sahip yapay zeka algoritmalı bir siber güvenlik yazılımıdır.

21 girişimin yer aldığı Microsoft GrowthX Accelerator programına seçilen 7 yerli girişim

Microsoft’un MEA Bölgesi’nde faaliyet gösteren start-up’ları teknoloji, pazar erişimi ve mentorluk alanında güçlendirmek amacıyla Abu Dhabi Yatırım Ofisi (ADIO) ile hayata geçirdiği GrowthX Accelerator programını sizlerle paylaşmıştık ve bu programın yeni dönemi 21 girişimin katılımıyla başladı.

ADIO ile Microsoft arasındaki stratejik ortaklığın bir parçası olan ve ikinci yılına giren program, Orta Doğu ve Afrika Bölgesi’nde faaliyet gösteren teknoloji girişimleri ile kurumsal şirketleri birlikte çalışarak problemleri çözmek üzere bir araya getiriyor.

Aralarında 7’si yerli olmak toplam 21 girişimin seçildiği Microsoft for Startups’ın Kurumsal Uyumluluk Partnerleri olan DHL, Etisalat, EY, Koç Holding, Lulu Hypermarket ve PwC ile birlikte çalışma şansına sahip olacak.

3 ay süren GrowthX Accelerator programının hem katılan girişimlere hem de program ortaklarına büyük değer kattığını ifade eden Microsoft Türkiye Pazarlama ve Operasyonlardan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Münir Kundakçı “Bu program kapsamında satış, fon toplama, işe alım ve mentorluk gibi konularda ciddi bir bilgi birikimi paylaşılıyor. Katılımcılar sadece işlerini ölçeklendirme yeteneği kazanmakla kalmıyor, aynı zamanda fikirlerini bölgede gerçekten etki yaratabilmelerini sağlayacak yeni nesil çözümlere dönüştürmeyi de öğreniyorlar. Bu dönemin sonunda start-up’larımız ile program partnerlerimiz arasında yeni iş birliklerinin gelişerek yeni başarı hikayelerine dönüşeceğine eminiz” dedi.

GrowthX Accelerator’a seçilen 7 yerli girişim

Event Gates: Endüstri için yapay görme ürünleri üreten Event Gates, sanayinin kalite ve iş emniyeti sorunlarına yapay zeka ile çözüm üreten yerli girişimdir. Ürünleri, Türkiye genelinde büyük sanayi kuruluşlarında yaygın olarak kullanılmaktadır.

NutzenTech: Ayben Özkan, Mirkan Emir Sandžak ve Cihangün Ayyıldız tarafından kurulan NutzenTech, hava kirliliği ile çevre görüntü verilerini ölçmek için insansız hava aracı üreten yazılım ve donanım girişimidir.

Searover: 2018 yılında, TÜBİTAK desteği ile, İstanbul Teknik Üniversitesi mezunu Kontrol ve Otomasyon Mühendisleri olarak Zeynep Balca Yılmaz ve Kazım Çağlar Erat tarafından kurulan Searover, su altı robotları üretiyor.

Occicor: Hızla büyüyen bir yapay zeka şirketi olan Occicor, yapay zeka destekli görüntü tanıma teknolojisini kullanarak hızlı tüketim ürünleri şirketlerinin sahada aldıkları görüntüleri aksiyon alınabilir verilere dönüştüren ve bu sayede daha iyi bir raf yönetimi gerçekleştirmelerini sağlayan bir yazılım şirketidir.

Pivony: Emre Çalışır tarafından kurulan Pivony, şirketlerin iç hem dış veri kaynaklarına entegre olarak, platform üzerinden belli anahtar kelimeler ile şirketinizin uygulama mağazaları, eticaret sitelerindeki yansımaları ve sosyal ağlar üzerindeki etkileşimlerini inceleyebiliyorsunuz.

PowerDev: Enerji piyasası büyük verilerini birden çok kaynaktan birleştiren, sağlam bir SaaS veri analiz aracı sağlayan ve yüz bin üzerinde enerji noktasından gerçek zamanlı veri akışı sağlayarak enerji proje geliştirme, batarya yatırımı ve enerji ticareti alanlarında içgörü ve tahminleme araçları sağlamak üzere kurulan girişimdir.

Ipera Solutions: Yapay Zeka destekli, Fiziksel alan, ziyaretçi analitiği ve müşteri deneyimini bir araya getiren uygulama platformudur.

Yeni döneme katılma hakkı kazanan 7 yerli girişim GrowthX Accelerator’ın Mart ayında başlayan 12 haftalık programına dahil oldu.

Sağlık hizmetinde dil engelini kaldırmaya odaklanan Jeenie, 9.3 milyon dolar yatırım aldı

Hasta ve sağlık çalışanları arasındaki dil engelini kaldırmak amacıyla canlı tercüme hizmeti veren Jeenie, A Serisi finansman turunda 9,3 milyon dolar yatırım aldığını duyurdu. Yatırım turu, önde gelen bir dijital sağlık büyüme sermayesi şirketi olan Transformation Capital tarafından yönetildi.

Amerika Birleşik Devletleri’ndeki her beş kişiden biri İngilizce dışında bir dil konuşuyor ve bu da sağlık hizmetinde her gün iletişim yetersizliğine neden oluyor. İletişim sorunları kötü tedavi sonuçları ve yasal sonuçlar doğurabiliyor. Federal yasalar, sağlık hizmeti sağlayıcılarının, masrafları kendilerine ait olmak üzere profesyonel tercümanlık hizmetlerini sunmasını şart koşuyor. Fakat, sağlık merkezlerinin yalnızca yaklaşık %60’ı isteğe bağlı hizmetler sunabiliyor.

Jeenie, şu anda ABD genelinde yüzlerce sağlık tesisinde kullanılıyor. Jeenie’nin mobil ve web platformları, sağlık çalışanları ve hastaları 30 saniyeden daha kısa sürede canlı tercümanlara bağlıyor. Girişim, küçük kliniklerden büyük sağlık merkezlerine kadar her büyüklükteki sağlık kuruluşunun ihtiyaçlarına hizmet eden, isteğe bağlı bir platform sunuyor.

Sağlık çalışanları ve bakıcılar, Jeenie uygulamasını açarak hastanın dilini seçtikten sonra bir tercümanla görüntülü veya sesli arama başlatabilir. Jeenie, Amerikan İşaret Dili ve yerli diller dahil olmak üzere, isteğe bağlı olarak 300’den fazla dilde 7/24 tercüme hizmeti sunulmasına olanak tanır.

Jeenie CEO’su ve Kurucu Ortağı Kirsten Brecht Baker, yaptığı açıklamada, “Jeenie, dil yardımını her yerde yaygınlaştırmak için yaratıldı, böylece dünyadaki herkes dil engeli olmadan etkili bir şekilde iletişim kurabilir” sözlerine yer verdi.