Ana Sayfa Blog Sayfa 308

Nike, web3 tabanlı .SWOOSH platformunu duyurdu

50. yıl kutlamalarıyla adından söz ettiren Nike, web3 tabanlı .SWOOSH platformunun da duyurusunu gerçekleştirdi. Platform, Nike topluluğunu ve içerik üreticilerini kapsayarak dijitalleşen dünyaya uyum sağlıyor.

Nike’ın Aralık 2021’de sektörün önde gelen moda ve spor ayakkabı NFT markası olan RTFKT‘yi satın almasıyla beraber gelişen olaylar, şirketin dijital alanda daha fazla faaliyet göstermesini sağlıyor. Yapılan çalışmayla beraber Nike üyeleri, sanal kreasyonlar hakkında bilgi edinip bunları toplayarak sanal kreasyonları yaratmaya yardımcı olabiliyor. Bu dijital ürünlerin belirli video oyunlarında ve deneyim alanlarında spor yapma fırsatı sunan ayakkabı ve forma gibi ürünler olduğu söyleniyor. .SWOOSH, bu kreasyonlardan bazılarının fiziksel dünyaya da getirileceğini paylaştı.

.SWOOSH platformu, yalnızca toplama ve yaratma yeri olarak değil, aynı zamanda satın alma ve ticaret için de bir yer olarak hizmet ediyor. Topluluk meydan okumaları gibi etkinliklerin kazananları, sanal ortak yaratımları için telif ücreti bile kazanabiliyor.

2023’te Nike, platformun topluluğu tarafından şekillendirilen ilk dijital koleksiyon çıktıktan kısa bir süre sonra üyeler, Nike ile birlikte sanal ürün geliştirme fırsatını kazanmak için bir topluluk yarışmasına katılabilecek. Bu kazananlar, birlikte geliştirdikleri ve yardımcı oldukları sanal ürün üzerinde bir telif hakkı kazanabiliyorlar.

Nike Virtual Studios Genel Müdürü Ron Faris, bu yaklaşımın tüketicilerle spor yaptıkları ve alışveriş yaptıkları her yerde buluştuğunu ve yeni bir dijital arenaya açılan bir kapı sunduğunu söylüyor. Faris, “Web3 meraklıları için erişilebilir bir platformla geleceğin pazarını şekillendiriyoruz. Bu yeni alanda, .SWOOSH topluluğu ve Nike birlikte yaratabilir, paylaşabilir ve fayda sağlayabilir.” dedi.

.SWOOSH’a katılmak isteyenler için kayıt bu ay başlıyor. Bu yılın geri kalanında Nike, olabildiğince çeşitli ve eşitlikçi bir topluluğa davet ederek platformu büyütecek.

Kültür eti üzerinde çalışmalar yapan Vow, 49.2 milyon dolar yatırım aldı

Hücre tabanlı et geliştiren Vow, Seri A turunda 49.2 milyon dolar yatırım aldı. Blackbird ve Prosperity7 Ventures liderliğinde düzenlenen tura Toyota Ventures, Square Peg Capital, Grok Ventures, Cavallo Ventures, Peakbridge, Tenacious Ventures, HostPlus Super, NGS Super ve Pavilion Capital katıldı.

Avustralya’nın ilk hücre tabanlı et şirketi olan Vow, geliştirdiği ürünleri restoranların kullanmaya hazırlanıyor. Vow’un kültürlü et teknolojisinden yola çıkarak oluşturduğu ilk ürün markası Morsel, bu yılın sonunda Singapur restoranlarında yerini alacak.

Singapur, kültür eti ürünlerini satış için onaylayan ilk ülke oldu. Eat Just, laboratuvarda geliştirilen tavuğu Singapur’da satan ilk şirketlerden biri oluyor. Hücre tabanlı teknoloji, hayvanların kendileri yerine hayvanların hücrelerinden et oluşturan, giderek daha fazla kullanılan çözümler arasında yer alıyor. Bu sadece hayvanları kesimini değil aynı zamanda daha sürdürülebilir bir gıda üretim yöntemi sağlamak için kullanılıyor. 

Vow’un kurucu ortağı ve CEO’su George Peppou, “Yatırım turundan önce de geliştirdiğimiz temel bir ürün ve ürünümüzle ilgilenen müşterilerimiz vardı. Fabrikamızı inşa ederek Singapur, Avustralya ve ABD’deki düzenleyici sürece girmek için her şeyi hazır hale getirdik. Ancak arzdan çok daha fazla talep vardı. Seri A turla Morsel’i birden fazla pazara tanıtabilir ve yemeğin neye benzediğine dair büyük görüşü kanıtlayabiliriz.” dedi.

Peppou, Singapur ve Avustralya’nın şu anda kültürlü et ürünleri için bir onay sürecine ve bu onay için net bir düzenleyici çerçeveye sahip olduğunu söyledi. Morsel’i bir yıl içinde bu iki ülkede de piyasaya sürmeyi umuyor. ABD pazarında onay sürecinin üstü açık olduğu için ürünün ABD’de tanıtım tarihi netleştirilemedi. 

Yeni yatırımla beraber girişim, teknolojisini kullanarak bufalo, kanguru veya alpaka gibi daha egzotik etlere odaklanmayı planlıyor.

Kayra Metal, güneş paneline sahip garajı Solar Carport’u tanıttı

Alüminyum sektörünün önde gelen üreticilerinden Kayra Metal, 25-28 Ekim tarihleri arasında gerçekleşen SAHA EXPO 2022 Savunma Havacılık ve Uzay Sanayi Fuarı’nda Amanos markası altında ürettiği yenilikçi ürünü Solar Carport’u tanıttı.

2006 yılında küçük bir işletme ile kurulan Kayra Metal, birçok global şirketle çalışarak müşterilerine hizmetler sunmaya başladı. Hedefleri doğrultusunda şirket, markalaşmaya, teknolojiye verdiği önemle birlikte müşterileri, iş ortakları ve çalışanlarıyla birlikte büyük projelere imza atmayı planlıyor.

Amanos, sektörde çözüm odaklı üretim yapan ve farkındalık yaratan “Sistem Evi” olmak için yola çıktı. Amanos, “müşteri odaklı” anlayışıyla müşterilerinin ihtiyaçları doğrultusunda kendini geliştirerek en hızlı, en ekonomik ve en kaliteli çözümü sunan proje ortağı olmayı hedefliyor.

Bu yıl üçüncüsü gerçekleşen ve Türkiye’nin yerli üretim potansiyelindeki artışın ve bağımsız  üretim gücünün sergilendiği uluslararası fuarda Kayra Metal’in standı büyük ilgi gördü. Yenilikçi teknolojilerle geliştirip ürettiği birçok ürün ile sektörün ihtiyaçlarına cevap veren Kayra Metal, fuarda Amanos Çatı Sistemleri’nin bir parçası olan Solar Carport’u ziyaretçilerle buluşturdu.

Özel konut ve ticari alanlar için çok yönlü ve ekonomik otopark çözümleri sunan; güneş enerjisi üretimiyle elektrikli araç şarjının mükemmel bir kombinasyonunu oluşturan Solar Carport, üstün teknik özelliklerinin yanı sıra karbon ayak izini azaltmaya yönelik sürdürülebilir ve çevre dostu enerji üretimi avantajı sağlıyor.

Apple’ın karma gerçeklik gözlüğü hakkında yeni bilgiler ortaya çıktı

Apple, hem VR hem de AR teknolojilerini ortak olarak kullandığı karma gerçeklik gözlüğü üzerinde çalışmalar yaparak yeni bir pazara giriş yapmaya hazırlanıyor. Sızıntıların ötesine geçemeyen cihaz hakkında bu sefer ciddi bilgiler ortaya çıkıyor.

Haziran 2022’de düzenlenen WWDC etkinliğine kadar birçok analist ve sızıntı uzmanı, yeni karma gözlüğün geleceği iddiasında bulundu. WWDC etkinliğinde duyurulacağı düşünülen cihaz maalesef WWDC de de tanıtılmadı. Ortaya çıkan son bilgilere göre Apple, karma gerçeklikle ilgili çalışmalarını hızlandırarak ekibini genişletiyor.

Cihazın performansı Apple Mac’lerle aynı seviyede olacak gibi görünüyor. A serisi işlemcilere sahip olacağı tahmin edilen gözlüğün karmaşık görevleri yerine getirmesi ve sanal gerçeklik yeteneklerini ele almasına izin verecek iki çipe sahip olacak. Ayrıca bir iPhone veya Mac’ten bağımsız olarak çalışabilecek.

Tasarım açısından gözlük, Meta Oculus Quest gibi piyasadaki diğer kulaklıklara benzer bir yapıya sahip olacak. Rakiplerine oranla daha şık bir tasarıma ve hafif bir yapıya sahip olacağı söyleniyor. İnç başına 3.000 piksele kadar iki adet yüksek çözünürlüklü mikro OLED ekranın sürükleyici bir görüntüleme deneyimi sağlayacağı düşünülüyor. Ayrıca çevresel görüş için yan tarafta ekstra bir ekranın da olabileceği iddia ediliyor. 

Apple, göz izleme ile birlikte el hareketlerini ve jestleri izlemek için cihaza kamera düzeneği de yerleştirecek. Kullanıcının etrafındaki el hareketlerini ve nesneleri algılamak için birden fazla 3D algılama modülü eklenecek. Ses kontrolü, cilt algılama, mekansal algılama ve ifade algılamayı da destekleyecek. Sürükleyici bir video deneyiminin yanı sıra cihaz, sürükleyici ses için uzamsal ses teknolojisini de kullanacak.

Bloomberg muhabiri Mark Gurman, karma gerçeklik odaklı gözlüğün 2023 yılında geleceğini iddia etti. Apple analisti Ming-Chi Kuo da cihazın fiyatının 2.000 – 2.500 dolar bandında olacağını açıkladı.

TikTok, uygulama üzerinden alışveriş yapma özelliğini ABD’de kullanıma sundu

Popüler sosyal medya uygulaması TikTok, uygulama üzerinden alışveriş yapılmasını sağlayan TikTok Shop özelliğini test süreciyle beraber ABD’de kullanıma sundu. ABD’li satıcılar, video paylaşım uygulaması aracılığıyla doğrudan tüketicilere ürün satabilecekler.

Geçtiğimiz zamanda birçok pazar üzerinde aktif hale getiren platform, uygulamadan ayrılmadan direkt olarak alışveriş yapma imkanı sunuyor. ABD pazarının yüksek potansiyeli göz önünde bulundurulduğunda şirketin bu hamlesi hem satıcıları hem de uygulamayı kullanan kişileri mutlu edecek gibi görünüyor.

Platformda içerik üreten kişilerin kullandığı birbirinden farklı ve ilginç ürünler, TikTok Shop aracılığıyla kolayca satın alınabiliyor. Instagram’da da yer alan alışveriş özelliği, kullanıcılar tarafından oldukça tercih ediliyor. Elektronikten yiyeceğe, giyimden değişik ürünlere kadar kullanıcıların aklına gelebilecek birçok çeşit Shop kısmında yer alıyor.

TikTok, ABD’de yer alan satıcıları uygulamaya çekmek için özel çalışmalar yapıyor. Uygulama içerisinde satıcıların ürünlerini eklemesi için davetler göndererek çeşitli avantajlar sunuyor. ABD’deki belirli işletmelerden TikTok’un yeni alışveriş deneyimine katılmalarının isteniyor.

Bytedance’ın uygulaması, kaydolan satıcılara “daha kaliteli trafik”, “daha iyi tüketici deneyimi” ve “kesintisiz içerik üreticisi iş birliği” reklamı yaptı. TikTok, sistemin hiçbir maliyeti olmamasına rağmen her satıştan komisyon alıyor. Yapılan açıklamada her ürünün satışı için komisyon ücretinin %5 olduğu açıklandı. Kayıt işleminden sonraki ilk 90 gün için bu oran %1.8‘e düşürülüyor ve 90 gün sonra komisyon oranı tekrar %5’e yükseliyor.

TikTok Shop uygulaması İngiltere’de ve Endonezya, Tayland ve Vietnam gibi belirli Güneydoğu Asya ülkelerinde aktif olarak kullanılıyor. Bu yeni özelliğin ülkemizde ne zaman satışa sunulacağı henüz bilinmiyor.

Lojistik odaklı GoFreight, 28 milyon dolar yatırım aldı

Lojistik operasyonlarını sorunsuz hale getirmek isteyen GoFreight, Seri A turda 28 milyon dolar yatırım aldı. Flex Capital ve Headline tarafından ortaklaşa yönetilen tura, LFX Venture Partners, Palm Drive Capital, Mucker Capital, Cornerstone Ventures ve Red Building Capital katıldı.

Los Angeles ve Taipei merkezli girişim, deniz, hava ve kara yolları üzerinden mal taşımacılığının yönetilmesine yardımcı oluyor. Ayrıca birkaç işlemle beraber çevrimiçi mağazalar kurmaya da olanak tanıyor. Potansiyel müşteriler, genellikle gerekli olan 24-48 saat yerine, mağaza aracılığıyla sorgulama yapabiliyor ve birkaç dakika içinde bir fiyat teklifi alarak nakliyecilere bağlanabiliyor.

Nakliyeciler işe başladığında, gönderiler gerçek zamanlı olarak izlenebiliyor. Bu sayede müşteriler, gönderilerinin nerede olduğunu anlık olarak takip edebiliyorlar. Takip yazılımı ayrıca GoFreight platformundaki muhasebe araçlarıyla da bütünleşiyor. böylece kullanıcılar gönderilerin geliş süresiyle beraber kazançlarının nasıl etkilediğini de öğrenebiliyor.

Girişimin Kurucu ortağı ve CEO’su Trenton Chen, “Amerika’dayken, bu sektörde de birçok insan tanıyordum. Pek çok iyi arkadaşımız oraya gitmemizi ve yazılımın ne kadar kötü olduğunu görmemizi istedi. Altı aylık süremin son ayında bunun üzerinde araştırmalar yapmaya karar verdim. Los Angeles’a gitmek için bir bilet aldım ve ilk 10 nakliye firmasıyla zaman geçirerek yazılımla nasıl iş yaptıklarını öğrendim. GoFreight’ı orada bulunduğumuz ilk haftadan sonra kurduk.” dedi.

Chen sözlerine şu şekilde devam etti: “Nakliye işi, kargonun A noktasından B noktasına nasıl gönderileceği ile ilgilidir. Yazılım gerçekten yardımcı olabilir ancak bu sistemin ana işi değil. Hizmetin kendisi ana iş ve yazılım, nakliye maliyetlerini en aza indirmeye veya oraya daha hızlı ulaşmaya yardımcı olamıyor. Ancak müşterilere, ithalatçılara ve ihracatçılara ek değerli bilgiler sağlamaya kesinlikle yardımcı olabiliyor. Pazarın Shopify’ı olmaya çalışıyoruz. Böylece tek tıklamayla bir çevrimiçi mağaza açabiliyor ve ithalatçılara bir fiyat göndermek için çevrimiçi web portalı kullanabiliyor. Bu sayede sistem sistem üzerindeki fiyatlandırma ile otomatik ve çevrimiçi olarak anlaşma sağlayabilirler.” 

Halihazırda yaklaşık 1.000 müşterisi bulunan GoFreight’ın diğer yük taşımacılığı yazılımı girişimlerinden farklı olduğu belirtiliyor. GoFreight’ın yazılımı satış, işletim ve muhasebe araçlarına sahiptir, bu nedenle müşterilerin bir sorusu olduğunda, nakliye komisyoncuları bunu sistemlerine girip yeni bir teklifle geri gelebiliyorlar.

Yeni yatırım, akıllı teklifler, oran yönetimi ve satın alma ve sipariş yönetimi gibi daha fazla özellik geliştirmek için kullanılacak.

Disney, büyüme stratejisi kapsamında bazı çalışanlarını işten çıkarmaya hazırlanıyor

İçerik akış platformu Disney, dünya genelindeki çoğu şirket gibi birçok çalışanını işten çıkarmaya hazırlanıyor. Meta, Twitter ve diğer büyük şirketlerden sonra Disney de işten çıkarma akımına katılmış oldu.

Geçtiğimiz günlerde toplam kullanıcı sayısını açıklayarak beklenenin üzerinde büyüme gerçekleştiren şirket, mali açıdan beklentilerin altında kalıyor. Şirketin Disney+ üzerinden kaynaklanan işletme zararı 0.8 milyar dolar’dan 1.5 milyar dolar’a yükseliyor. Disney, akış hizmetlerinin fiyat artışları ve Disney+’ta reklam destekli paketin piyasaya sürülmesi sayesinde kayıplarının gelecekte azalmasını bekliyor.

Disney CEO’su Bob Chapek, şirketin “2024 mali yılında Disney+ için karlılığa ulaşma önemli hedefine ulaşmasına” yardımcı olmak için kısmen maliyet azaltma önlemleri uyguladığını söyledi. Ortaya çıkan bilgilere göre stüdyo, işe alımları durdurmuş vaziyette. Buna rağmen en kritik, iş odaklı pozisyonlar için işe alımların devam ettiği de belirtiliyor. Bob Chapek, şirketin tasarruf edebileceği yeni alanlar bulmak için çeşitli araştırmalar yaptığını ve bazı çalışanları işten çıkarmayı planladıklarını da açıkladı. Kemer sıkma modeline geçen akış hizmetinin belirlediği hedeflere ulaşması beklense de bu sürecin oldukça zorlu geçeceği düşünülüyor.

Disney, ekonomik kriz nedeniyle işe alımları donduran birçok şirketten sadece biri oluyor. Meta CEO’su Mark Zuckerberg, Facebook’un ana şirketinin 11.000 çalışanını işten çıkaracağını duyurdu. Ayrıca işe alımları dondurduklarını ve alımların iptal edilme süresini 2023’ün ilk çeyreğine kadar uzattığını da söyledi. Amazon bu ayın başlarında şirket ofislerinde işe alımları da dondurdu.

Birçok büyük şirketin toplu işten çıkarmalar yaptığı düşünüldüğünde önümüzdeki yılların hem şirketler hem de çalışanlar açısından oldukça zorlu geçeceği tahmin ediliyor.

Amazon, yapay zeka desteğine sahip yeni Sparrow depo robotunu tanıttı

Dünyanın en büyük şirketlerinden biri olan Amazon, operasyonel süreçlerde çalışacak Sparrow adındaki depo robotunu tanıttı. Yapay zeka desteğine sahip olan akıllı robot, milyonlarca ürünü paketlenmeden önce çeşidine göre algılayabiliyor ve yer değişikliği yapabiliyor.

ABD merkezli şirket, depolarında robotlar kullanarak operasyonları daha verimli ve güvenli bir şekilde yürütebileceğini söylüyor. Sparrow, depolarda envanterdeki ürünleri tek tek algılayabilen, seçebilen ve işleyebilen ilk robotik sistem olarak lanse ediliyor. Amazon’un satışa sunduğu milyonlarca ürünün %65‘i Sparrow tarafından rahatça algılanabiliyor.

Amazon, “Sparrow tekrarlayan görevleri üstlenerek çalışanlarımızın zamanlarını ve enerjilerini başka şeylere odaklamalarını sağlarken aynı zamanda güvenliği de artıracak. Aynı zamanda Sparrow, sipariş karşılama sürecimizin kritik bir bölümünü otomatik hale getirerek verimliliği artırmamıza yardımcı olacak. Böylece müşterilerimize teslimat yapmaya devam edebiliriz.” dedi.

Sparrow kullanılarak 700 farklı yeni iş kolunun da oluşturulabileceği de belirtiliyor. her ne kadar oldukça işlevsel görünse de bu robot, amazon çalışanlarının aklında soru işaretleri bırakıyor. Depolar içerisinde sadece çalışanları destekleyeceği belirtilen robotun sıkıcı ve insanlara yardımcı olacak işlerde çalışıyor. Her ne kadar şimdilik yardımcı rolde göreve sahip olsa da Sparrow’un ilerleyen zamanlarda elde edilen verilerle beraber tam otomasyon sürecinde başrol olabilme ihtimali de bulunuyor.

İnsanların yaptığı çoğu işi hızlı ve kolayca yapabilen bu robotun çoğu depo çalışanın işini elinden alabilecek potansiyele sahip olduğu için Amazon çalışanları üzerinde negatif bir etki bırakıyor. Delivering the Future konferansında tanıtılan akıllı robotun ilerleyen zamanlarda şirket içerisinde nasıl konumlandırılacağı oldukça merak ediliyor.

 

Yerli girişim Artcomun, 2 milyon dolar değerleme üzerinden tohum öncesi yatırım aldı

Sanat ve koleksiyon ürünleri odaklı ticaret teknolojileri geliştiren Artcomun, 2 milyon dolar değerleme ile tohum öncesi yatırım turunu tamamladı.

Artcomun, sanat ticaretini mobil cihazlara sığdırırken veri ve algoritmaların gücünden faydalanıyor.

KWORKS girişimlerinden birisi olan girişimin tohum öncesi turuna; İlker Diker, Ahmed Faruk Karslı, Emre Kenci, Bülent Tekmen, Gökhan Demir, Ahmet Salih Palamut, Kerem Özten ve UNVEST dahil oldu.

Şirket, kullanıcılar için tek platformda yüz binlerce sanatçıya ulaşma, varlığını yönetme; sanatçılar için ise ücretsiz sergileme ve kişisel markasını inşa etme imkanı sunuyor. Spotify’ın müzik endüstrisine yaptığına benzer bir dokunuş ile veri ve algoritmaların gücünü kullanarak sınırsız tedarik gücüne ve çeşitliliğe erişmeyi hedefliyor.

Osman Dora Kezer ve Mertcan Alganoğlu tarafından kurulan Artcomun, 2021 yılında hizmete aldığı MVP’si Sanatyapiyo ile 4097 sanatçıya ve 10 binin üzerinde sanat eserine ev sahipliği yapar konuma geldi.

Sanat ekosisteminde önemli bir dar boğanı çözen girişim 80 ülkeden 1 milyon sanatçıya erişmeyi ve Web3.0 araçları dahil yeni kategorileri portföyüne ekleyecek.

Blockchain tabanlı oyun girişimi Matchday, FIFA ile anlaştı

Blockchain altyapısıyla oyunlar geliştiren girişim Matchday, futbolla ilgili deneyimleri platformuna taşımak için FIFA ve global futbol birliği Fédération Internationale des Associations de Footballeurs Professionnels (FIFPRO) ile ortaklık kurduğunu açıkladı. Matchday, FIFA lisanslı ürünü Matchday Challenge: FIFA World Cup Qatar 2022 Edition‘ı ve ardından 2023’te gündelik bir mobil oyununu piyasaya sunacak.

Matchday Challenge, oyuncuların arkadaşlarına Dünya Kupası tahminlerine meydan okumasına olanak tanıyan bir sosyal oyun deneyimi olarak karşımıza çıkıyor. Turnuva boyunca en iyi performansı gösteren futbolcuların Matchday kartlarını toplayıp en doğru tahminleri yapan kişiler, meydan okumanın kazananı oluyor.

Bu yılın başlarında Derrick KoRazmig HovaghimianBenny Wong ve Sebastien de Halleux tarafından kurulan girişim, bu oyuncu kartlarını profesyonel erkek ve kadın futbolcuların resmi adını, görsellerini ve benzerliğini içeren blockchain teknolojisi aracılığıyla sunmayı planlıyor. Oyuncuların Dünya Kupası sırasında topladığı kartlar, ilerleyen süreçte yayınlanması planlanan Matchday oyununda da kullanılabilir olmaya devam edecek.

Çok yıllı ortaklık, resmi olarak diğer FIFA fikri mülkiyet haklarını ve diğer turnuvalarını Matchday platformuna taşıyacak.

Matchday’in kurucu ortağı ve baş oyun sorumlusu Sebastien de Halleux, “Ücretsiz oyunumuz, gerçek futbolcuların yer aldığı Matchday oyuncu kartları ve muhteşem futbol taraftarlarını bir araya getiriyor.” dedi.

Ayrıca girişimi destekleyenler arasında Play Time’a yatırım yapan Lionel Messi de bulunuyor. Lionel Messi dışında dünya çapında şirketin 20 futbol ve marka elçisi bulunuyor. Anlaşmayla ve yeni mobil oyunuyla birlikte girişimin dünya genelinde daha da popüler hale geleceği tahmin ediliyor.