Ana Sayfa Blog Sayfa 18

BMW, CES 2025’te Panoramic iDrive ve İşletim Sistemi X’i tanıttı

BMW Panoramic Vision’ın odak noktasını oluşturduğu Yeni BMW iDrive, üretime yakın versiyonu ile ilk kez CES 2025’te teknoloji meraklılarının deneyimine sunuldu.

Yeni BMW iDrive’ın temelini oluşturan yeni İşletim Sistemi X ise yeni ekran ve işletim sisteminin merkezindeki beyin olarak görev yapıyor. Modern tasarımıyla dikkat çeken bütünsel sistem, 2025’in sonundan itibaren BMW’nin tüm yeni modellerinde sunulacak.

Karakteristik BMW tarzında sürücü odaklılık

Yeni BMW iDrive; BMW Panoramic Vision, BMW 3D Head-Up Display, Merkezi Ekran ve Yeni Çok Fonksiyonlu Direksiyon olmak üzere dört merkezi ögeyi eşsiz bir konseptte birleştiriyor.

BMW’nin yeni Head-Up Display konsepti BMW Panoramic Vision, sürüş bilgilerini ön camın alt kısmında köşeden köşeye uzanan siyah bir yüzeye, tüm yolcuların da görebileceği şekilde yansıtıyor. En önemli sürüş bilgileri ise direksiyon üzerinden, doğrudan sürücünün görüş hattına veriliyor. Sürücü, Merkezi Ekran üzerinden orta ve sağ bölgede yer alacak içeriği kişiselleştirebiliyor. BMW Panoramic Vision’ın entegre görüntüsü sürücü ve yolcular için 3 boyutlu bir etki oluşturuyor.

Opsiyonel olarak sunulan BMW 3D Head-Up Display, BMW Panoramic Vision’ın üzerinde yer alıyor. BMW 3D Head-Up Display, sürücünün görüş alanına doğrudan entegre edilmiş navigasyonu ve otomatik sürüş bilgilerini gösteriyor.

Matrix Arka Aydınlatma Teknolojisine sahip Merkezi Ekran, dokunmatik olarak işlevlerin ve içeriğin optimal şekilde kullanılmasını sağlayan bir menü yapısı sunuyor. Direksiyonun yakınında ideal bir konumda bulunan ekran önemli kullanım kolaylığı sağlıyor. Seçilen içerikler, Merkezi Ekran’dan BMW Panoramic Vision’a bir kaydırma hareketiyle aktarılabiliyor.

BMW’nin shy-tech yaklaşımıyla Yeni Çok Fonksiyonlu Direksiyondaki düğmeler, mevcut işlevleri vurgulamak için aydınlatılıyor. Uygun fonksiyonlar, ihtiyaç duyulduğunda butonlarda görünür hale geliyor. Ana fiziksel kontrol aracı olan direksiyonun düğmeleri aktif dokunsal geri bildirim sağlıyor. Düğmelerin kabartmalı yüzeyleri sayesinde sürücüler, dikkatlerini yoldan ayırmadan kolaylıkla kumanda edebiliyor.

Bu dört ögenin kombinasyonu, “eller direksiyonda, gözler yolda” yaklaşımını yeniden yorumlayarak sürücü odaklılığı ile öne çıkan BMW’nin sezgisel, kullanıcı dostu ve ergonomik olarak optimize edilmiş işleyişine yeni bir boyut kazandırıyor.

BMW’nin işletim konseptlerindeki çeyrek asırlık öncülük ve teknolojik liderliğinin Yeni BMW Panoramic iDrive’a aktarıldığını belirten BMW AG Yönetim Kurulu Üyesi, Geliştirme Sorumlusu Frank Weber, “Yüksek teknolojiyi, üst düzey sezgisellik ile buluşturduk. Bu teknolojinin temellerini oluşturan yeni İşletim Sistemi X ile dünyanın en iyi ve en kapsamlı bilgi-eğlence sistemlerinden birine daha da büyük bir yetenek kazandırarak ve çok modlu etkileşimde sektör standardını bir kez daha belirliyoruz. Bu yılın sonundaki ilk seri üretim Neue Klasse modeli başta olmak üzere yeni Panoramic iDrive gelecekteki tüm BMW modellerinin ayrılmaz bir parçası olacak.” diyor.

Sürücüye doğru bilgiyi doğru yer ve zamanda sunan BMW Panoramic iDrive, analog ve dijital etkileşimlerin optimal bir kombinasyonu sunma yaklaşımını devam ettiriyor. Silecekler, sinyal lambaları, dış dikiz aynaları, ses kontrolü, vites seçicileri ve buz çözücüler dokunsal düğmelerle kumanda edilirken medya kontrol, navigasyon, sürüş asistanı, ekran kişiselleştirme, MyModes seçimi gibi diğer işlevler ise dokunma/ses kontrolü ya da Çok Fonksiyonlu Direksiyon aracılığıyla optimize ediliyor.

BMW Panoramic iDrive’ın geliştirilme aşamasında, 22 milyon bağlantılı BMW otomobilden elde edilen veriler üzerinden gerçekleşen öğrenme sürecinin yanı sıra BMW laboratuvarlarında yaklaşık 3.000 müşterinin katıldığı sayısız çalışma yapıldı. Bu sayede işletim mantığına yönelik her karar, veriye dayalı bir şekilde alınarak kullanıcı deneyimi, müşteri tercihleri ve gereksinimleriyle uyumlu hale getirildi.

BMW İşletim Sistemi X: Akıllı, Çok Yönlü, Geleceğe Uygun

Tamamı BMW tarafından geliştirilen Yeni BMW İşletim Sistemi X, BMW modellerinin birçoğunda kullanılan mevcut işletim sisteminin bir güncellemesi olarak sunuluyor. Yeni BMW İşletim Sistemi X, bir önceki sistemden daha büyük bir güncelleme sunmasıyla hem geçmişle uyumlu hem de geleceğe yönelik bir altyapı olarak öne çıkıyor.

BMW Group Bağlantılı Şirketlerden Sorumlu Kıdemli Başkan Yardımcısı Stephan Durach, “Yeni BMW Panoramic iDrive’ın genel konsepti, Yeni BMW İşletim Sistemi X ile gelen büyük bir teknolojik sıçrama sayesinde mümkün oldu. Sezgisel bir kullanım, duygusal açıdan etkileyici deneyimler ve mükemmel derecede kişiselleştirme sunan Yeni BMW iDrive; Yeni BMW İşletim Sistemi X sayesinde yazılım tabanlı bir aracın potansiyelini ortaya koyuyor.” diyor.

BMW İşletim Sistemi X’in genişletilmiş zekası, Merkezi Ekran ve Çok Fonksiyonlu

Direksiyonun fiziksel ve dijital deneyimlerini birleştirmeyi mümkün kılıyor. Örneğin, gelen bir arama ilk olarak BMW Panoramic Vision’da gösteriliyor ve direksiyon üzerindeki butonlar ile aramayı kabul veya reddetme seçeneği sunuluyor.

Bir navigasyon hedefi, dokunmatik kontrol veya sesli komutla girildiğinde, rota yönlendirme uyarıları BMW 3D Head-Up Display’de; yollar ve kavşaklar hakkındaki daha fazla bilgi ise BMW Panoramic Vision’da gösteriliyor. Bunun yanı sıra Merkezi Ekran üzerinde daha geniş ölçekli bir harita görünümü de sunulabiliyor.

BMW İşletim Sistemi X ile kişiselleştirmeyi yeni bir seviyeye taşıyan BMW Panoramic Vision’daki ekranlar, kişisel tercihlere göre uyarlanabiliyor. Sürücüler artık “My Mode”da çeşitli sürüş özellikleri için kendi ayarlarını seçebiliyor. Ayrıca, kullanıcı tarafından seçilen görseller, Merkezi Ekran için arka plan olarak yüklenebiliyor ve Ortam Aydınlatması ile kullanıcı arayüzü tasarımının renkleri, sürücünün özel tercihlerine göre ayarlanabiliyor.

BMW Akıllı kişisel asistanı ile maksimum konfor

Çok Fonksiyonlu Direksiyondaki ilgili düğmeye basılarak veya “Hey BMW” komutuyla devreye alınabilen BMW Akıllı Kişisel Asistanı’nın yetenekleri sürekli olarak geliştiriliyor. Bu teknolojinin Büyük Dil Modellerinin (LLM) entegrasyonu sayesinde Neue Klasse için tamamen yeni bir seviyeye taşınması hedefleniyor. BMW Akıllı Kişisel Asistanı, başlangıçta navigasyona odaklanacak ve müşterinin “Beni en yakın şarj istasyonuna götür.”, “Yakında hangi restoran var?” gibi daha kapsamlı sesli komutlar vermesini sağlayacak.

BMW Akıllı Kişisel Asistanı, BMW’nin mevcut bilgi-eğlence sistemlerinde olduğu gibi kullanıcı davranışına dayalı olarak proaktif önerilerde bulunabiliyor. Bu özellik, BMW İşletim Sistemi X ile bir üst seviyeye taşınarak ilgili durumlarda sürücünün nadiren kullandığı sürücü destek sistemlerini vurguluyor. Örneğin, sürücü daha önce bağımsız olarak Spor Modu’nu etkinleştirmişse, sistem uygun rotalarda Spor Modu’na geçmeyi öneriyor. Eğer sürücü, bu önerilere birkaç kez yanıt vermezse sistem öneride bulunmayı sonlandırıyor.

BMW Panoramic iDrive

Sürüş deneyimi ön planda tutularak sürücünün rahat hissetmesi ve araç üzerinde tam kontrol sahibi olması hedeflenen Yeni BMW Panoramic iDrive’ın tasarımı da bu amaca uygun olarak geliştirildi. Kullanıcı arayüzü, mümkün olduğunca sezgisel ve uyumlu bir şekilde tasarlanarak kesintisiz etkileşim sağlamak amacıyla detaylara özel bir önem verildi. Bunun sonucunda ses, ışık ve yenilikçi tasarımın uyumlu birleşimiyle zenginleştirilmiş bütünsel bir deneyim ortaya çıktı. Tüm yolculukları insan ile araç arasında özel bir bağ kurma anına dönüştüren Yeni BMW Panoramic iDrive, 2025 sonundan itibaren tüm yeni BMW modellerine entegre edilebilecek.

BMW Group Kıdemli Tasarım Başkan Yardımcısı Adrian van Hooydonk;

“Teknoloji ve müşteri tercihlerinin değişimi her zamankinden daha hızlı. Dijital deneyimlerin ve sesin tasarımı giderek daha önemli bir rol oynuyor. Yeni BMW Panoramic iDrive, sadece araçlarımızı daha akıllı ve kullanıcı dostu hale getirmekle kalmıyor, aynı zamanda çok daha geniş kişiselleştirme imkânı sunarak her yeni BMW’yi kullanıcının kendisine ait bir otomobile dönüştürüyor.”

Yeni HypersonX ses deneyimi, Yeni BMW Panoramic iDrive tarafından sunulan bütünsel deneyimin bir diğer ögesi olarak öne çıkıyor. BMW Group Ses Tasarımı Stüdyosu tarafından geliştirilen ve Neue Klasse modellerinde bulunan bu sistem, Li3 ses sinyalleri ile Kişisel Mod ve Spor Modu için özel sürüş seslerini içeriyor. Çok boyutlu spektrum, sesleri mevcut sürüş durumuna tam uyarlayarak sürücü ile BMW arasında duygusal bir etkileşim yaratıyor.

Paya Dayalı Kitle Fonlama’da fon talebi 75 milyon TL’den 112.5 milyon TL’ye yükseltildi

Hayatımıza yaklaşık aktif bir şekilde 4-5 yıl önce giren yeni nesil yatırım modeli Paya Dayalı Kitle Fonlama ile bugüne kadar 150 civarında girişim başarılı bir şekilde fonlandı ve hayatlarına kitlenin desteğini alarak devam etti.

Geçtiğimiz paya dayalı kitle fonlama turlarında bu tutarı çok görmesek de, 75 milyon TL olan fon talebi, SPK’nın yeni vizyonu çerçevesinde 112.5 milyon TL’ye yükseltildi. Yani 2-2.5 milyon dolar civarından 4 milyon dolar rakamlarına yükseltildi diyebiliriz. Açıkçası kitle fonlamada bizim istediğimiz tutarlar düşük kalıyor diyen girişimler için de yepyeni bir kapı oldu.

SPK’nın yeni düzenleme ile paya dayalı kitle fonlamada yaptığı değişiklikler;

6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu’nda ve bu Kanun’a dayanılarak çıkarılan yönetmelik, tebliğ yahut diğer alt düzenlemeler ile 2499 sayılı mülga Sermaye Piyasası Kanunu’na dayanılarak çıkarılmış ve halen yürürlükte olan düzenlemelerde yer alan yeniden değerlemeye tabi tutarlar Kitle Fonlaması Tebliği (III-35/A.2) kapsamında 2025 yılı için ekte ve aşağıda paylaşıldığı şekilde tespit edilmiştir.

· Bu kapsamda Tebliğ uyarınca platformların kuruluş ve listeye alınması için gerekli asgari sermaye 15.000.000 TL olacak şekilde sabit kalmış,

· Nitelikli yatırımcı olmayan gerçek kişilerin yatırım sınırı 250.000 TL’den 400.000 TL’ye,

· Fon talebi üst limit 75.000.000 TL’den 112.500.000 TL’ye çıkmıştır.

MobileAction, stratejik yatırımla Skai’ın Apple Arama Ağı Reklamları kanalını satın aldı

Aykut Karaalioğlu ve Yekta Özcömert tarafından San Francisco’da kurduğu MobileAction, Apple Arama Ağı Reklamları ekosistemindeki bağlılığını daha da genişlettiğini duyurdu.

Skai (önceki adıyla Kenshoo), Apple Arama Ağı Reklamları işini MobileAction’ın platformuna entegre etme fırsatını sundu.

Bu birleşim, MobileAction’ın yetkinliklerini önemli ölçüde artırarak, uygulama geliştiricilere ve pazarlamacılara Apple Arama Ağı Reklamları kanalında kullanıcı edinme ve büyüme süreçlerinin her aşamasında destek sunmasını sağlıyor. MobileAction, bu birleşimle müşterilerine daha fazla değer, derinlemesine analizler ve benzersiz bir müşteri desteği sunmayı hedefliyor.

MobileAction Kurucusu ve CEO’su Aykut Karaalioğlu verdiği demeçte;

“Skai’nin Apple Arama Ağı Reklamları müşteri portföyünü ve müşteri başarı ekibini MobileAction ailesine katmaktan büyük heyecan duyuyoruz. Uygulama geliştiricilerine ve pazarlamacılara, hangi aşamada olurlarsa olsunlar hedeflerine ulaşmaları için kapsamlı bir çözüm sunuyoruz. Bu stratejik iş birliği, Apple Arama Ağı Reklamları alanındaki liderliğimizi pekiştiriyor ve müşterilerimize yenilikçi çözümlerle somut büyüme sağlama fırsatı sunuyor.”

MobileAction, Skai’nin global Apple Arama Ağı Reklamları müşteri tabanıyla etkileşime geçerek onları deneyimli uygulama pazarlama uzmanlarından oluşan ekibine dahil etmeyi planlıyor. Genişleyen ekip, gelişmiş araçlar, zengin analizler ve üst düzey destekle müşterilerin reklam performanslarını optimize etmelerine ve ölçeklendirmelerine yardımcı olacak.

MobileAction Kurucu Ortağı ve COO’su Yekta Özcomert ise demecinde;

“Bu satın almanın temel amacı, Apple Arama Ağı Reklamlarının potansiyelini tam anlamıyla değerlendirmek isteyen uygulama geliştiricilere ve pazarlamacılara daha fazla değer sunmaktır,” dedi. “7/24 destek, sorunsuz müşteri kazanımı ve sürekli yenilik sağlama konusunda kararlıyız. Birleşen uzmanlıklarımız, genişleyen müşteri tabanımız için etkileyici sonuçlar ortaya çıkaracak ve uygulama pazarlama dünyasında daha hızlı ve verimli başarılar elde edilmesini sağlayacak.”

MobileAction, Skai’nin Apple Arama Ağı Reklamları iş birimi ve müşteri başarı ekibini entegre ederken, müşterilerine en iyi sonuçları sunma ve sektörde yeni standartlar belirleme hedefini sürdürüyor.

Yerli yapay zeka girişimi Novus, bu yıl içinde Paris’te ofis açıp Ar-Ge merkezi kuracak

Forbes Türkiye’nin unicorn olma yolundaki 10 Türk yapay zeka şirketi arasında gösterdiği yerli yapay zeka girişimi Novus, yeni ürünü DOT ile birlikte 2025 yılında küresel arenada büyümeyi hedefliyor.

Finans, sigorta, sağlık, üretim ve medya sektörlerine kapsamlı yapay zeka desteği sağlayan girişim, 2024 yılında Vestel Ventures ve Tacirler Portföy Yönetimi ortaklığında yönetilen Gelecek Etki Fonu liderliğinde, Sabancı Ventures, Inveo Ventures, DeBa ve uluslararası fonların katılımıyla gerçekleştirilen tohum yatırım turunda değerlemesini 14 milyon dolara çıkarmıştı.

“Avrupa’da güvenilir müşterilere sahip olmayı amaçlıyoruz”

2025 yılı için önemli stratejik hedefe odaklanacaklarını belirten Novus kurucusu ve CEO’su Rıza Egehan Asad verdiği demeçte;

“Öncelikle, DOT ürünümüzü global pazarlardaki AI Agent platformları arasında öncü bir yazılım programı haline getirmek için çalışacağız. Buna paralel olarak, Türkiye’de olduğu gibi Avrupa’da da güvenilir müşterilere sahip olmayı amaçlıyoruz. Fransa, İtalya ve Almanya’da etkinliklerimizi genişletmeyi planlıyoruz. Öte yandan, ABD’nin East Coast bölgesinde de faaliyetlerimizi yoğunlaştıracağız. Şirketimizin genel hedefleri doğrultusunda, inovasyona yatırım yapmak da ana önceliklerimiz arasında yer alıyor. Yıl sonunda başlatılması planlanan yeni bir yatırım turu ile finansal desteğimizi ve ortaklıklarımızı da güçlendirmeyi hedefliyoruz.”

“Fransa’da Ar-Ge merkezi oluşturacağız”

Büyüme stratejileri kapsamında yapacakları yeni yatırımlara değinen Novus kurucusu ve CRO’su Vorga Can, şunları söyledi: ‘’2025 yılında Paris’te bir ofis açmayı planlıyoruz. Saclay bölgesinde yer alacak bu ofiste, makine öğrenimi mühendislerini istihdam ederek bir AR-GE merkezi de oluşturacağız. Bu sayede Fransa pazarına güçlü bir giriş yapabileceğimizi düşünüyoruz. Bunun yanı sıra, Almanya pazarında başlatmış olduğumuz satışlarımızın kapasitesini de genişletmeyi hedefliyoruz. Esasen gelecek dönemde yatırımlarımızı, yeni pazarlara açılma ve büyüme odaklı stratejiler doğrultusunda yönlendireceğiz.’’

“İstihdamımız yüzde 70 oranında artacak”

Büyüme adımları doğrultusunda istihdam kapasitelerinin de artacağını belirten Asad;

“Hem Paris ofisimizin açılışı hem de devam eden işe alım süreçlerimizle birlikte, 2025 yılı sonunda toplam istihdamımızın yüzde 70’in üzerinde bir oranda artacağını öngörüyoruz. İş gücümüzdeki artışın temelinde ise, makine öğrenimi ve yapay zeka alanlarında uzman profesyoneller yer alacak. Ayrıca, sadece nicel büyümeyi değil çalışanlarımız ve şirketimiz arasında uzun vadeli bir bağlılık oluşturmayı da hedefliyoruz. Bunun için çalışanlarımıza, kariyer gelişimlerini destekleyecek kapsamlı eğitim programları ve mentorluk olanakları sunacağız. Küreselleşmeyi hedefleyen bir şirket olarak, çeşitliliğe de oldukça önem veriyoruz. Farklı kültürler ve uzmanlık alanlarından yetenekleri bir araya getirerek uluslararası bir ekip yapısı oluşturmayı planlıyoruz.”

Yatırım ve varlık yönetimi çözümleri sunan Magnus’un devam eden yatırım turuna Decacorn Angels katıldı

Yapay zeka tabanlı yatırım ve varlık yönetimi çözümleri sunan Magnus‘un devam eden yatırım turuna; Decacorn Angels‘ın çatısı altındaki yatırımcılarından Techventure ve henüz adı açıklanmayan bir yatırımcı, Decacorn Angels kimliğiyle katıldı. Bu iki yatırımcının haricinde diğer yatırımcılar da çok yakın zamanda açıklanacak.

Magnus, hisse senetleri, ETF’ler, yatırım fonları, tahviller, emtialar ve döviz gibi varlık sınıflarında özelleştirilmiş portföyler oluşturulmasına olanak sağlıyor.

2022 yılında yapay zeka destekli hisse senedi ve fon sepeti fonu yönetimi çözümleri ile sektöre adım atan Magnus, Türkiye’nin önde gelen finansal kurumlarıyla gerçekleştirdiği stratejik iş birlikleri sayesinde geniş bir kullanıcı kitlesine ulaşmayı başardı. Bu süre zarfında, algoritmalarını ve ürünlerini sürekli olarak geliştirip, iyileştiren Magnus, yapay zeka tabanlı yatırım ve varlık yönetimi çözümleri sunuyor.

Geliştirdiği kendisine özgü AI destekli algoritmaları, dinamik varlık tahsisi ve özelleştirilmiş yatırım stratejileri ile rakiplerinden ayrılan Magnus, profesyoneller ve dijital varlık yönetimi projeleri için özel algoritma ve stratejiler, çoklu varlık sınıfı desteği ile daha kapsamlı bir çözüm sağlıyor. Magnus, Decacorn Angels yatırımcılarından Techventure VC’nin de aralarında yer aldığı yatırımla çalışmalarına devam edecek. Magnus, çeşitli varlık sınıfı ve çoklu para birimi desteği ile global portföy yönetimi, yapay zeka tabanlı stratejiler ve portföy dengeleme, backtesting ve strateji optimizasyonu araçları ve kişiye özel yatırım tavsiyesi ve risk yönetimi çözümleri sağlıyor.

Magnus Kurucu Ortağı ve Genel Müdürü Esra Ulaşan yatırımla ilgili verdiği demeçte;

“Magnus olarak, B2B ve B2B2C iş modellerine odaklanarak finansal kuruluşlara ve yatırımcılara yapay zeka destekli fon yönetimi, dijital varlık yönetimi ve portföy optimizasyonu hizmetleri sunuyoruz. Decacorn Angels yatırımcılarından aldığımız yatırımla hedefimiz; finansal kurumlar ve bireysel yatırımcılar için daha özelleştirilmiş, risk odaklı yatırım çözümleri sunarak pazar lideri konumuna gelmek. Kısa vadeli planlarımız arasında ise platformumuzu daha fazla kurumsal kullanıcıya tanıtmak ve yeni işlevler eklemek var. Magnus’un ana misyonu, yatırım yönetimi yaklaşımını yapay zeka ile dönüştürmek, sürdürülebilir getiri sağlamak ve profesyonel yatırım yönetimine erişimi yaygınlaştırarak finansal özgürlük sağlamaktır.”

Bosch, yapay zekaya odaklandığı yeni teknolojilerini CES 2025’te tanıttı

Yazılım ve yapay zeka şimdiden günümüzü şekillendirmeye başladı. Ancak gelecekte, kritik öneme sahip olacaklar. Akıllı yazılım ve servislerin sunduğu fırsatların farkına varmakta gecikmeyen şirketlerden Bosch, erken aşamada bunlara odaklandı.

Yapay zeka artık teknoloji şirketinin her bir ürününde ya da bu ürünlerin üretiminde yer alıyor. Bosch Yönetim Kurulu Üyesi Tanja Rueckert, CES 2025 fuarında; “Akıllı yazılım ve dijital servisler ana işimizin temel taşları haline geldi.” diyor. Yapay zeka ve yazılım işi de hız kazanmaya devam ediyor: Bosch, 2030’un başında 6 milyar Euro’nun üzerinde yazılım ve dijital servis satışı gerçekleştirmeyi bekliyor. Mobilite faaliyet alanı bu satış gelirinin yaklaşık üçte ikisini oluşturacak.

Bosch çatısı altında bulunan yaklaşık 5.000 yapay zeka uzmanı şu anda akıllı çözümler üzerinde çalışıyor. Bosch, tüm iş gücünün yapay zeka alanındaki eğitimini sürekli olarak ileriye taşımak için çalışanlarına özel kurslar da sunuyor. Şirketin kendi Yapay Zeka Akademisi bugüne kadar 65.000’den fazla çalışanı eğitti. Bu aynı zamanda, insanların yeni teknolojilerden beklentilerine ilişkin yıllık bir anket olan en son Bosch Tech Compass’ın sonuçlarıyla da örtüşüyor. Ankete göre, dünya genelinde ankete katılanların beşte dördü bu yıl yapay zeka ile ilgili daha fazla eğitim almayı planlıyor. Üçte ikisi ise okullarda yapay zekanın bağımsız bir ders olarak okutulması gerektiğine inanıyor. Mesaj çok açık: yapay zeka becerileri, çalışma ortamının geleceği için temel önem taşıyor.

Bosch, Las Vegas’taki CES 2025’te, yazılım ve yapay zeka sayesinde insanların hayatlarını daha güvenli, daha verimli ve daha kullanışlı hale getiren ürün ve çözümlerini sunuyor. Ya da başka bir şekilde ifade etmek gerekirse Bosch, yazılım ve yapay zeka ile hayatın her kesiminden insanların günlük yaşamlarını iyileştiriyor.

Mobilite, ev, sağlık – hayatın her alanında Bosch yazılımları

Örneğin yolları ele alalım: Bosch uzun zamandır kendisini mobilite için yazılım sağlayan bir şirket olarak görüyor. Yakın zamanda araçlar için, otomobillerin sarsılmadan ve yumuşak bir şekilde fren yapmasını sağlayan yeni bir işlev programladı. Bu, yavaş akan trafikte sürücüler ve araç tutması yaşayan yolcular için büyük bir nimet. Bosch’un Kuzey Amerika Başkanı Paul Thomas, CES 2025’te “Hiç kimse otomotiv endüstrisinin gereksinimlerini ve ihtiyaçlarını Bosch kadar kapsamlı bir şekilde anlayamaz. Mobiliteye özel yazılım uzmanlığımızla, dünyanın önde gelen teknoloji oyuncuları için ideal ortağız.” dedi. Sonuçta, yazılım yalnızca otomobilleri nasıl kullandığımızı ve deneyimlediğimizi değil, aynı zamanda onları nasıl geliştirdiğimizi de değiştirecek. Yazılım tanımlı mobilite çağında Bosch programcıları otomobillere yazılım perspektifinden yaklaşıyor. Otomotiv elektroniği ve bulut arasındaki tüm etkileşimleri zahmetsizce yöneten yeni merkezi mimariler için teknolojiler ve çözümler geliştiriyorlar. Otomobillerin bilgilendirici eğlence veya sürücü asistanı gibi alanlara yönelik yeni işlevleri kablosuz olarak kolayca ve rahatça indirebilmesi için bu gelecekte çok önemli olacak.

Bosch’ta yapay zeka, destekli ve otonom sürüşte yıllardır önemli bir rol oynuyor. Örneğin, MPC3 çok işlevli kamera 2019’dan beri seri üretimde ve yeni standartlar belirliyor. Bu kamera, nesneleri ve insanları güvenilir bir şekilde tanımanın yanı sıra yol ile yolun kenarını ayırt edebiliyor ve böylece aracı güvenli bir şekilde şeridinde tutabiliyor. Kamera, ne kaydettiğini tam olarak anlamak için geleneksel görüntü işleme algoritmalarını yapay zeka yöntemleriyle birleştiriyor. Thomas, “Yapay zeka tabanlı çok işlevli kameramız yalnızca sürüşü daha rahat hale getirmekle kalmıyor, aynı zamanda yolları tüm kullanıcılar için daha güvenli hale getiriyor.” diyor. Bunu başarmak için Bosch, derin otomotiv mühendisliği bilgisini ve yapay zeka uzmanlığını geniş bir şirket içi sensör verisi havuzuyla birleştiriyor. Thomas, “Asistan sistemlerimizin verimliliğini artırmak için yapay zekayı kullanıyoruz.”

Dahası Bosch, otonom sürüş işlevlerini daha da iyileştirmek için üretken yapay zekanın nasıl kullanılabileceğini araştırıyor. Beklenti, araçların durumları değerlendirmesini ve buna göre tepki vermesini sağlamak ve bu şekilde yol kullanıcılarını daha da güvenli tutmak. Gelecekte, üretken yapay zeka, otonom sürüş işlevlerini daha hızlı bir şekilde eğitecek ve böylece bunları doğrulamak için gereken test mili sayısını azaltacak. Ve yola kar yağışı gibi koşulları ekleyerek üretken yapay zeka, kameralar veya radar sensörleri tarafından kaydedilen bir sürüş sekansının bağlamını hızla değiştirebilecek bir konumda olacak. Bir başka ifadeyle sistemler, kar yağana kadar beklemek zorunda kalmadan kar için eğitilebilir. Yapay zeka bunu kendisi yapacak.

Yapay zeka, menzil endişelerini gidermek ve e-Bisikletler için yeni hırsızlığa karşı koruma çözümleri sunmak için devrede

Yazılım, fiziksel ve dijital dünyaları birleştirerek e-Bisiklet deneyimini de geliştiriyor. Bosch, Las Vegas’ta yeni Battery Lock hırsızlık koruma sistemini tanıtıyor. Bu, e-Bisiklet bataryası için ek koruma sağlıyor. Sürücünün akıllı telefonunu bir anahtar olarak kullanarak e-Bisikleti dijital olarak kilitliyor. Yapay zeka aynı zamanda menzil konusundaki endişeleri gidermeye de yardımcı oluyor. Yapay zeka tabanlı Menzil Kontrolü özelliği ile bir yolculuğa çıkmak üzere olan e-Bisiklet sürücüleri, varış noktalarına ulaşmak istedikleri batarya şarj seviyesini belirleyebiliyor. Mutfakta da insanların kendi kişisel tercihleri var. Akıllı Bosch Series 8 fırın da CES 2025’te sergilenecek. Sensörler, kameralar ve yapay zeka ile donatıldı. Bunların yardımıyla fırın yaklaşık 80 yemeği tanıyabiliyor ve optimum pişirme yöntemini ve sıcaklığını otomatik olarak ayarlayabiliyor. Ve birçok yemek için kızarma derecesi bile ayrı ayrı seçilebiliyor.

Akıllı Bosch beşik – çocuk bakıcıları için bir yardım eli

Sensörler, kameralar ve yapay zeka da yeni doğan bebeklerin bakımında ebeveynlere yardım eli uzatabiliyor. Yeni, akıllı Bosch Revol beşik, bir bebeğin kalp atış hızı ve solunum hızı gibi hayati belirtilerini izleyebiliyor. Yazılım ayrıca yumuşak bir oyuncak veya battaniyenin çocuğun hava yolunu kapatması veya ağlamanın algılanması durumunda da zamanında sinyal veriyor. Bebeğin uykuya dalmakta zorluk çekmesi durumunda, beşik otomatik olarak hafif sallanma fonksiyonunu devreye sokuyor. Kullanıcılar, beşiğin kaydettiği verilerin sonuçta Bosch sunucularında şifreli biçimde mi saklanacağına yoksa kendi dört duvarı içinde çevrimdışı mı kalacağına kendileri karar verebiliyor. CES 2025 organizatörü CTA, akıllı Bosch beşiğini CES İnovasyon Ödülü Onur Sahibi olarak belirledi.

Akıllı Bosch sensörleri günlük hayatımızın ayrılmaz bir parçası haline geldi

Yapay zeka tabanlı inovasyonların hızla ivme kazanmasının insanların yeni teknolojileri kullanma biçimini nasıl değiştirdiğinin bir başka örneği de akıllı sensörlerdir. Bu küçük bileşenlerin büyük bir etkisi var. Bosch yazılımı ve yapay zeka ile donatılmış mikroelektromekanik sensörler (MEMS) günlük hayatımızın her alanında bulunabilir: akıllı telefonlar, e-Bisikletler, fitness takip cihazları veya otomobiller. Ne işe yarıyorlar? Ekranları dikeyden yataya eğebilir, adımları sayabilir ve hava yastıklarını kontrol edebilirler. Hatta modern MEMS sensörleri entegre bir mikroişlemciye sahiptir ve bağımsız bir yazılımla çalışır.

Bu sensörler olmadan, bir akıllı telefon ekranını “uyandırmak” veya kablosuz kulaklıklarla bir sesli asistanı etkinleştirmek gibi hepimizin alıştığı günlük işlevler hiç mümkün olamazdı. Akıllı sensörler hızlanma, dönme ve sıcaklık gibi verileri kaydeder ve bunları doğrudan entegre mikroişlemcide işlemek için Bosch yazılımını kullanır. Bu, tüm işlevselliklerinin kompakt bir muhafaza içinde yer aldığı anlamına gelir. Bosch, yalnızca 0,8 x 1,2 milimetre boyutlarında olan ve bir kum tanesinden neredeyse daha büyük olan dünyanın en küçük sensörünü üretmektedir. Bir diğer avantajı ise entegre mikroişlemciye sahip sensörlerin akıllı telefon veya akıllı saatin bataryasından belirgin şekilde daha az güç çekmesidir. Örneğin “uyandırma” işlevi için sensör sisteminin yalnızca kendi mikroişlemcisine ihtiyacı vardır. Cihazın merkezi bilgisayarı olmadan çalışabildiğinden, bu durum bataryanın çalışma süresini uzatıyor.

Bosch sensör pazarında milyarlarca birim ile büyüyor

Yapay zeka, akıllı MEMS sensörlerini bir üst seviyeye taşıyor: Bosch, fitness takip cihazları gibi cihazlar için entegre kendi kendine öğrenen yapay zeka yazılımına sahip sensörler sunuyor. Yapay zeka, çeşitli farklı hareketleri tanır ve tekrarlanan her fitness aktivitesini öğrenir. Gerekirse, kullanıcılara egzersizlerini ne kadar iyi yaptıklarına dair niteliksel geri bildirim de sağlayabilir. Yapay zeka sensörün kendisinde çalışır, bir buluta veya akıllı cihaza bağlantı gerekmez. Tüm veriler gizli kalır ve aktiviteler internet bağlantısı olmadan sürekli olarak kaydedilip analiz edilebilir.

Pazar araştırma enstitüsü Yole Group’a* göre bu, Bosch’un MEMS sektöründe pazar lideri olduğu üst üste dördüncü yıl. Dünya genelinde her iki yeni akıllı telefondan birinden fazlası Bosch sensörleriyle donatılmıştır. Ve potansiyel hala çok büyük: Yole araştırmasına göre, sadece otomotiv ve tüketici elektroniği sektörlerinde MEMS için yıllık küresel talebin 2029 yılına kadar bugünkü 33 milyar adetten 40 milyar adedin üzerine çıkması bekleniyor. Bosch bu büyümeden pay almak istiyor ve 2030 yılı sonuna kadar tüketici elektroniği için entegre mikroişlemcilere ve bağımsız yazılımlara sahip on milyar akıllı MEMS sensörü üretmeyi planlıyor.

Stratejik öneme sahip ABD pazarına milyarlarca dolar yatırım

Las Vegas’taki CES 2025, Bosch için stratejik bir büyüme pazarında dünyanın en büyük elektronik fuarlarından biridir. Şirket, küresel varlığını daha da genişletmek için ABD’de hedefli yatırımlar yapıyor. Bosch kısa süre önce Johnson Controls’ün konut ve küçük ticari binalara yönelik küresel ısıtma, havalandırma ve iklimlendirme çözümleri işini satın almayı planladığını duyurdu ve ülkedeki büyüme yörüngesini sürdürdü. Toplamda yaklaşık 8 milyar dolar (7,4 milyar Euro) değerindeki bu işlem, şirket tarihindeki en büyük işlem. Bosch şu anda Roseville, Kaliforniya’da bir yonga fabrikasını silisyum karbür yongalar üretmek için modern üretim tesisleriyle donatıyor ve böylece önemli bir satış pazarındaki üretim kapasitesini artırıyor. Bu özel yarı iletkenler, elektrikli mobilite için kilit bir bileşendir. Bosch, önümüzdeki birkaç yıl içerisinde Roseville’deki tesise 1,9 milyar dolardan (yaklaşık 1,8 milyar Euro) fazla yatırım yapmak ve 2026 yılında California’dan silisyum karbür yongaları teslim etmeye başlamak istiyor. Thomas, “Isıtma ve yonga işlerine yapılan muazzam yatırımlar, Bosch için ABD pazarının stratejik öneminin altını çiziyor.” diyor.kaynaktan alanlar arası çözümler sunmaktadır. Aynı zamanda bağlanabilirlik ve yapay zeka konusundaki uzmanlığını, kullanıcı dostu ve sürdürülebilir ürünler geliştirmek ve üretmek için de uygulamaktadır. “Yaşam için icat edilen” teknoloji sloganıyla Bosch, yaşam kalitesini artırmayı ve doğal kaynakları korumayı amaçlamaktadır.

Catering şirketlerini bir araya toplayan pazaryeri: Catering Türkiye

Catering sektörü, Türkiye’deki hızlı büyümesini sürdürürken, sektörde hizmet veren firmalar ile müşterileri bir araya getiren Catering Türkiye, 59 şehirde 822 catering şirketini tek bir platformda topladı.

Türkiye’nin en büyük catering dikeyinde online pazaryeri olarak kendini konumlandıran Catering Türkiye, catering hizmeti arayanlar için güvenilir bir rehber olmasının yanı sıra, sektörde faaliyet gösteren firmalar için bir görünürlük imkanı da sunuyor.

Catering Türkiye ile müşteri ve firmalar bir araya geliyor

Catering Türkiye, kurumsal etkinliklerden düğünlere, özel davetlerden fabrika yemeklerine kadar birçok farklı catering ihtiyacını karşılamak için kullanıcı dostu bir platform olarak konumlanıyor.

Kullanıcılar, platform üzerinden catering şirketlerini karşılaştırabiliyor, seçtikleri firmalarla kolayca iletişime geçebiliyor ve en uygun hizmeti alabiliyor.

Platformda kayıtlı 822 şirket

Catering Türkiye, sektörün lideri konumunda olmasının yanında, sürekli büyüyen bir ekosistem oluşturuyor. Platforma her ay yeni catering şirketleri dahil oluyor.

Catering Türkiye gibi sektörde birçok girişimi bünyesinde barındıran Orbis Medya Bilgi ve İletişim Teknolojileri’nin Genel Müdürü Okan Yüksel verdiği demeçte;

“Amacımız, catering hizmeti arayanların en iyi hizmeti veren şirketlere kolayca ulaşabilmesini sağlamak. Aynı zamanda catering şirketlerine işlerini büyütmeleri için dijital bir vitrin sunuyoruz. Türkiye’nin dört bir yanındaki catering firmaları ile potansiyel müşterilerini bir araya getirdiğimiz için mutluyuz.”

Yüksel, platforma üye olan şirketlerin Catering Türkiye üzerinden son 12 ayda 1.6 milyon görüntülenme elde ettiklerini belirtti. Catering Türkiye’den üye şirketlere yapılan müşteri yönlendirme sayısı ise bu dönemde 86.429 olarak gerçekleşti. (Son 12 ayda platformda elde edilen 1.6 milyon görüntülenmenin yaklaşık %5.4’ü, üye şirketlere müşteri yönlendirmesi olarak dönüştü.)

Hanzade Doğan, 1 Şubat itibarıyla Doğan Holding’in yeni yönetim kurulu başkanı oluyor

Doğan Holding Yönetim Kurulu Başkanı Begüm Doğan Faralyalı, Ocak 2012’den bu yana 13 yıldır sürdürdüğü başkanlık görevini Doğan Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekili Hanzade Doğan’a devredeceğini açıkladı.

Hanzade Doğan, bu görevi 1 Şubat 2025 tarihi itibarıyla üstlenecek; Begüm Doğan Faralyalı ise Yönetim Kurulu Üyesi olarak göreve devam edecek.

Bilindiği üzere, Begüm Doğan Faralyalı’nın liderliğinde 13 yılda Doğan Holding, yatırım portföyünü önemli ölçüde dönüştürdü. Medya başta olmak üzere birçok sektörden çıkış yaparak, yeni ve stratejik sektörlere giriş yaptı. Yenilenebilir enerji alanında GalataWind’i kurarak sektörde öncü adımlar attı, Doğan Yatırım Bankası ile finans dünyasında önemli bir yer edindi. Değer birliği yapacağı ortaklıklar kurarak bölgesel oyuncular yaratma stratejisi doğrultusunda, SESA ile esnek ambalaj sektörüne, KAREL ile iletişim ve elektronik sektörüne yatırım yaptı. Girişimci bir ekiple Hepiyi Sigorta’yı hayata geçirdi. Doğan Trend Otomotiv ile mobilite sahasındaki payını hem yeni markalar hem yeni alanlarla büyüttü. Kanal D Romanya, radyo, dijital varlıklar ve ikinci kanalı ile Romanya’nın en güçlü medya gruplarından biri haline geldi. Doğan Grubu son olarak Gümüştaş ve Esen Maden satın almalarıyla madencilik sektörüne güçlü bir giriş yaptı.

Begüm Doğan Faralyalı bu görev değişimiyle ilgili verdiği demeçte;

“Bundan tam 13 yıl önce, Ocak 2012’de Doğan Holding Yönetim Kurulu Başkanlığı görevini üstlenmiştim. 1 Şubat itibarıyla bu görevi sevgili ablam Hanzade Doğan’a devrediyorum. Büyük zorluklarla karşı karşıya olduğumuz bir dönemde göreve başlarken önceliğim, her kademeden Doğanlıları, yani büyük Doğan Ailesi’ni ortak bir vizyonda buluşturmaktı. İdealim, ‘birlikte başarma kültürü’nü geliştirmek ve grubumuzu nesiller boyunca güvenle sürecek bir geleceğe taşımaktı. Geçen bu 13 seneye baktığımda omuz omuza çalışıp nice zorlukları geride bırakarak Grup’ta büyük dönüşümleri gerçekleştirdiğimizi görüyorum. Ve bundan dolayı çok mutluyum. Çevik, dinamik, değer odaklı bir yatırım holdingi olduk. Bu süreçte sadece iş sonuçlarına odaklanmadık; en büyük rekabetçi gücümüzün insan kaynağımız ve kültürümüz olduğuna inanarak birçok projeye imza attık. Son 8 senede kültür sağlık skorumuzu 28’den 58’e yükseltmeyi başardık. Ayrıca, en çok çalışılmak istenen kurumlar listesinde yükselmeye devam ettik. Önümüzde daha gidilecek çok yol, yapılacak çok iş var. Bu anlamda Doğan Grubu’nun kıymetli çalışanları, toplumsal saygınlığı ve finansal gücüyle başarı bayrağını bir sonraki liderimize, yeni Yönetim Kurulu Başkanımıza devretmek için fevkalade doğru bir konumda ve zamandayız. Bundan dolayı içim çok rahat.”

Hanzade Doğan ise konuyla ilgili verdiği demeçte;

“Sevgili Kardeşim Begüm’e, sağduyulu ve başarılı liderliğinden dolayı ailemiz ve Doğan Grubu adına gönülden teşekkür ediyorum. Begüm, grubumuzun en zor dönemlerinde değer odaklı ve birleştirici liderliği ile Grup’ta çok önemli dönüşümlere öncülük etti. Bayrağı ondan devralmaktan onur duyuyorum. 65 yılı geride bırakan Grubumuzun daha ileriye gitmesi hepimizin ortak hedefidir, tüm paydaşlarımızla beraber bu hedef için el birliği ile çalışmaya devam edeceğiz.”

Dgpays ve Arcapita, NEOPAY’in çoğunluk hissesini 385 milyon dolara satın aldı

Avrupa, Orta Doğu ve Afrika (EMEA) bölgesinin lider finansal altyapı teknoloji sağlayıcı kuruluşlarından Dgpays, Birleşik Arap Emirlikleri’nin hızla büyüyen dijital ödeme lideri NEOPAY’in çoğunluk hissesinin satın alınması işleminin başarıyla tamamlandığını açıkladı.

Daha önce 13 Eylül 2024’te duyurulduğu üzere, Dgpays ve global yatırım şirketi Arcapita Group Holdings Limited, bu hisseleri Orta Doğu ve Kuzey Afrika (MENA) bölgesinin önde gelen finans kuruluşlarından olan Mashreq’ten satın alma konusunda anlaşmıştı. Mashreq ise NEOPAY’in önemli bir azınlık hissesini elinde tutmaya devam edeceğini ve şirketin büyümesini destekleme taahhüdünü sürdüreceğini bildirmişti.

Bu stratejik ortaklık, NEOPAY’in faaliyetlerini ölçeklendirmesi, yeni pazarlara girmesi ve yenilikçi hizmet tekliflerini Orta Doğu genelinde yaygınlaştırması için bir dönüm noktası niteliğinde. Bu anlaşmanın tamamlanması, Dgpays, Arcapita ve Mashreq’in; NEOPAY’in mevcut ve yeni edineceği müşterilerine sunulmak üzere yeniliği teşvik etmesine, şirketin büyümesini desteklemesine ve bölgedeki dijital ödemelerin geleceğini şekillendirmesine aracılık edecek.

Eczacıbaşı Tüketim Ürünleri, yeni sürecine Sanipak adıyla devam edecek

Eczacıbaşı Tüketim Ürünleri, 6 Ocak 2025 tarihi itibarıyla yoluna Sanipak adıyla devam edecek.

Sanipak, hijyen ve sağlık anlamındaki İngilizce ‘sanitary’ kelimesi ile Türkçe temiz anlamındaki ‘pak’ kelimesinin birleşiminden oluşuyor.

Türkiye’nin ilk temizlik kağıtları şirketinden kişisel hijyen alanında öncülüğe uzanan yolculuk

Sanipak’ın yolculuğu, 1969 yılında İpek Kağıt’ın kurulması ve Türkiye’nin ilk markalı temizlik kağıtları fabrikasının faaliyete geçmesiyle başladı. 1970 yılında ilk temizlik kağıtları üretimini yapan şirket, 1971’de Selpak ve 1978’de Solo markaları ile kategoriyi yarattı ve büyüttü. İlkleri ve enleri gerçekleştiren Sanipak, bugün markalı temizlik kağıtları kategorisinde lider şirket konumunda. Sanipak, Türkiye temizlik kağıtları pazar payını son iki yılda yüzde 22’den yüzde 27’ye çıkararak liderliğini pekiştirdi. Selin limon kolonyası ve Okey cinsel sağlık ürünleri ile pazar lideri olan Sanipak; Uni Baby, Detan, Defans gibi markaları ile bulunduğu kategorilerde ilk iki şirketten biri.

“Sanipak’ın hikayesi 55 yıl önce başladı.”

İsim değişikliğine dair görüşlerini paylaşan Eczacıbaşı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı “Eczacıbaşı Tüketim Ürünleri bundan 55 yıl önce temiz ve sağlıklı bir yaşam için yola çıktı. Selpak ile Türkiye’nin ilk markalı temizlik kağıdı üretimini yaptı. Yıllar içinde kişisel hijyen konusunda gerek kategori yaratarak gerekse bulunduğu kategorileri geliştirerek zengin bir marka ve ürün portföyü oluşturdu. Böyle güçlü ve yenilikçi bir portföye sahip şirketimizin adını, uluslararasılaşma yolculuğunu da destekleyen ve daha küresel bir isim olan Sanipak’a dönüştürdük. Değişen ve gelişen sürdürülebilirlik gündemine bütüncül bakış açımızı da yansıtan bu kararla, kuruluşumuzun adından ‘tüketim’ kelimesini çıkardık” dedi.

“Bölgenin lider temizlik kağıtları şirketi olma vizyonuyla çalışıyoruz.”

Sanipak CEO’su Bülent Kozlu da, temizlik kağıtlarında Türkiye’nin lider kuruluşu olduklarını vurgulayarak, “Kişisel hijyen denince ilk akla gelen Selpak, Solo, Uni Baby, Selin, Okey gibi markalarımız ile her 10 evden 8’inde hayatın her anına eşlik ediyoruz. Türkiye pazarındaki sürdürülebilir büyümemizi devam ettirirken, uluslararasılaşma stratejimiz kapsamında farklı coğrafyalarda marka yatırımları yapıyoruz. 6 Ocak 2025 tarihi itibarıyla yolumuza yeni ismimiz olan Sanipak ile devam edeceğiz. Ürün yenilikçiliğini sürdürülebilirlikle harmanlamayı, Türkiye ve Fas’taki modern fabrikalarımızdaki üretim ve istihdamımızla değer yaratmayı sürdüreceğiz. Ürünlerimizi kullanan müşterilerimizin ihtiyaçlarını öngörerek yaşamlarına değer katmak yine önceliğimiz olacak” diye konuştu.

Sanipak 60’tan fazla ülkeye ihracat gerçekleştiriyor ve %40 pay ile Türkiye temizlik kağıtları ihracat lideri konumunda. Irak, Gürcistan ve Azerbaycan’da ilk üç oyuncu arasında yer alıyor. İhracat ile başlayan, fabrika yatırımı ve ardından pazar lideri olan Jeesr’i satın alma süreci ile Fas yatırımlarını büyüten şirket Fas’ta pazar liderliğini üstleniyor. Danimarka, İngiltere, Polonya, Yunanistan, Romanya gibi Avrupa ülkelerine de ihracat yapan Sanipak, cirosunun içinde üçte bir olan yurt dışı satışların payını Fas yatırımlarının da gücüyle %50’ye yükseltmeyi hedefliyor.