Ana Sayfa Blog Sayfa 17

Yerli girişim FineDine, Seri A öncesi köprü turda 1 milyon dolar yatırım aldı

Yapay zeka destekli misafir deneyimi ve dijital pazarlama platformu FineDine, Arya VC liderliğindeki yatırım ile Seri A öncesi köprü yatırım turunu 1 milyon dolar ile tamamladı. FineDine bu yatırım sayesinde, satış departmanını büyütmeyi ve ürün yeteneklerini geliştirerek kurumsal pazarda büyümeyi hedefliyor.

FineDine geçtiğimiz yıl içinde ürünlerine rezervasyon yönetimi, CRM ve yapay zeka destekli dijital pazarlama araçları da dahil olmak üzere birçok yeni özellik katmıştı. Otel müşterileri için geliştirdiği müşteri deneyimi platformu ve zincir iletmeler için geliştirdiği çoklu-şube ve marka yönetimi araçlarıyla birlikte de kurumsal ve büyük ölçekli markalara yönelik hizmet portföyünü genişletiyor.

“FineDine’ın, restoranlar ve otellere özel ürettikleri çözümlerle müşteri deneyimini yeniden şekillendirmelerine katkı sağlamaktan büyük bir mutluluk duyuyoruz. Onların büyüme yolculuklarında yanlarında yer aldığımız için heyecanlıyız!”
Sanem Tatlıdil Özal, Arya VC Genel Ortağı

FineDine, restoran ve otel sektörünün geleceğini şekillendiriyor

FineDine, restoranlar ve oteller için uçtan uca müşteri etkileşimini iyileştiren yapay zeka destekli misafir deneyimi platformudur. FineDine, QR kodlu dijital menülerden online siparişlere, hızlı ödeme süreçlerinden rezervasyon yönetimine kadar geniş bir yelpazede sunduğu hizmetlerle müşterileri için operasyon süreçlerini kolaylaştırıyor.
2024 yılında CRM ve otomatik sosyal medya kampanya yönetim araçlarını platforma ekleyen FineDine, çok-şubeli yönetim ve analiz araçlarıyla kurumsal ölçeğe uygun büyük restoran zincirleri ve konaklama sektöründeki işletmeler için vazgeçilmez bir platform haline geldi.

Bugün FineDine, 75 ülkede 3.000’den fazla müşteriye hizmet vererek JNcQUOI, Nusr-Et, Dream Group, Rixos, Emaar Group bünyesindeki Merassi, BTA-TAV Havacılık işletmeleri, tarihi Aida cafe zinciri ve The Land of Legends gibi ikonik markalarla başarılı iş birliklerine devam etmektedir.

Duygu Kutluoğlu, FineDine CEO’su ve Kurucu Ortağı verdiği demeçte:;

“Amacımız, restoranlar ve otellerin büyümesine yardımcı olurken misafirler için unutulmaz deneyimler yaratmak. Bu yatırım ile birlikte büyük ölçekli işletmelerin özel ihtiyaçlarına uygun kurumsal çözümler geliştirme hedefimizi hızlandırmayı amaçlıyoruz.”

Büyüme yolculuğunda teknolojik atılım

FineDine, stratejik büyüme planları doğrultusunda, Yemeksepeti, AloTech ve VeriPark’ta üst düzey yöneticilik yapmış ve şu an Endeavor Türkiye bünyesinde girişimlere mentörlük hizmeti sunan Korhan Erçin’i stratejik danışman olarak kadrosuna kattı. Korhan Erçin’in rehberliğinde FineDine, hızlandırılmış bir büyüme gerçekleştirmeyi hedefliyor.

FineDine, bu yatırımı ürün yeteneklerini genişletmek, stratejik fırsatları değerlendirmek ve restoran ve otel sektörünün değişen ihtiyaçlarını karşılamak için kullanmayı planlıyor.

Lojipay, Diginak’tan 3 milyon dolar değerleme üzerinden yatırım aldı

Lojistik sektörünün ve KOBİ’lerin finansal ihtiyaçlarına özel olarak tasarlanan ürün ve çözümleri ile öne çıkan Lojipay, şirketlerin ödeme ve tahsilât işlemlerini; hızlandırmak aynı zamanda güvenli ve şeffaf hale getirmek amacıyla geçtiğimiz yıl faaliyete başlamıştı.

Küçük ve orta ölçekli işletmeler, lojistik firmaları veya yük sahipleri ile nakliyeciler arasında dijital güvence oluşturma ilkesi ile çalışan Lojipay, organik büyümeye ve hizmet ağını daha da genişletmeye odaklanma amacıyla Diginak‘tan 3 milyon dolar değerleme üzerinden yatırım aldı.

Türkiye’nin en etkin ve yaygın dijital taşımacılık ekosistemi olan Diginak.com’dan aldığı yatırım ile Lojipay global ölçekte de faaliyet göstermeyi ve yapay zeka teknolojilerine yatırım yapmayı da hedefliyor.

Günümüzde lojistik şirketlerinin karşılaştığı en büyük zorluklardan birinin, karmaşık ve zaman alıcı finansal süreçler olduğunu belirten Lojipay CEO’su Ayhan Akkoç verdiği demeçte;

“LojiPay olarak, mobil uygulamamızla KOBİ’lere kredi kartı ile taksitli ödeme imkanı avantajı sunuyor ve nakliyecilerin ödemelerini ise garanti altına alıyoruz. Emanet hesap sistemiyle; tahsilat endişesini ortadan kaldırırken, iş ortaklarımız olan lisanslı ödeme kuruluşları Papara ve PayWall üzerinden kredi kartı ile hızlı ve güvenli ödeme imkanı sağlıyoruz.”

Lojistik sektöründe yeni bir dönem başlıyor

Diginak CEO’su Oğuzhan Karaca, fintek sektörüne yeni bir soluk getiren LojiPay’ın Diginak bünyesine katılması ile ilgili verdiği demeçte;

“Diginak.com ve Lojipay, lojistik sektöründe fark yaratacak bir iş birliği anlaşmasına imza atarak güçlerini birleştirdi. Diginak.com olarak, lojistik sektöründe dijital dönüşümün öncüsü olma vizyonuyla hareket ediyoruz. Lojipay ile gerçekleştirdiğimiz stratejik iş ortaklığı operasyonel süreçleri daha hızlı, daha güvenli ve daha kullanıcı dostu hale getirme hedefimizi bir adım öteye taşıyor. Birlikte, hem KOBİ’lere, hem de lojistik sektörü profesyonellerine inovatif çözümler sunarak sektörde yeni bir standart oluşturmayı amaçlıyoruz. Bu iş birliği, nakliye operasyonlarının finansal yönetiminden ödeme süreçlerine kadar birçok alanda sektör paydaşlarına kolaylıklar sağlayacak. Diginak.com’un güçlü dijital altyapısı ile Lojipay’in yenilikçi ödeme çözümleri bir araya gelerek, sektördeki işletmelerin verimliliğini artıracak ve maliyet yönetimini kolaylaştıracak. Diginak.com ve Lojipay, bu birliktelikle sadece sektörel çözümler sunmakla kalmayıp, aynı zamanda lojistik ekosisteminin tüm paydaşları için değer yaratacak.”

Lojistik sektörünün Türkiye ekonomisindeki payı dikkate değer. Sektörün Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYH) içindeki payı %12,3 seviyesinde ve bu oran yıllar itibarıyla istikrarlı bir büyüme kaydediyor.

Bu veriler ışığında, yeni ticaret yollarının canlanması ve alternatif güzergahların devreye girmesi, Türkiye’deki lojistik firmalarına olan talebi artıracak ve sektörün büyümesine olumlu katkılar sağlayacak gibi görünüyor.

Global arenadaki bu gelişimler, hızlı dijitalleşme ve sürdürülebilirlik politikaları ile beraber Türkiye’ye lojistik alanında önemli fırsatlar sunuyor. Türkiye, Avrupa, Kafkasya, Orta Asya ve Orta Doğu arasında stratejik bir köprü konumunda olup, 4 saatlik uçuş süresiyle yaklaşık 1,4 milyar insanın yaşadığı ve 8,6 trilyon dolarlık ticaret hacmi bulunan 67 ülkeye ulaşım imkanı sunuyor.

NVIDIA ile ortaklık kuran Hyundai, AI ve endüstriyel dijital teknolojiler konularında iş birliği yapacak

Hyundai Motor Grubu (HMG), mobilitenin geleceğini yönlendirecek yepyeni bir ortaklık girişimine imzasını atıyor.

Gelişmiş yapay zeka teknolojilerinin geliştirilmesini hızlandırmak amacıyla NVIDIA ile stratejik bir ortaklık kuran Hyundai, yapay zeka (AI) alanında ciddi adımlar atmayı hedefliyor. Yazılım ve donanım alanında dünya devlerinden biri olan NVIDIA, bu ortaklıkla beraber Hyundai’ye akıllı mobilite çözümlerinde destek olacak.

Gelişmiş yazılımlı araçlar ve robotik gibi temel mobilite ürünleri, her iki marka tarafından geliştirilerek özellikle mobilite alanında stratejik bir ilerleme kaydedilecek.

Hyundai ayrıca, fabrikalarını simüle etmek için fiziksel AI ve dijital uygulamaları geliştirmek amacıyla NVIDIA Omniverse platformunu kullanacak. Bu sayede üretim verimliliğini ve kalitesini iyileştirecek olan Hyundai ayrıca maliyetleri düşürmeye de ağırlık verecek. Bu ortaklıkta AI robotlarını geliştirmek ve güvenli bir şekilde konuşlandırmak için NVIDIA Isaac robot geliştirme platformu da kullanılacak.

Her iki taraf da güvenli ve güvenilir otonom sürüş teknolojisi ve robotik sistemleri için sanal simülasyon ortamları oluşturmak üzere yakın bir şekilde çalışacak. Bu ortaklıkla beraber daha güvenli ve daha akıllı araçların hazırlanması sağlanırken aynı zamanda üretimde de daha yüksek verimlilik ve kalite ön planda tutulacak.

Volvo Cars, tamamen elektrikli olma yolunda Dassault Systèmes’in 3DEXPERIENCE platformuna geçiyor

Dassault Systèmes, Volvo Cars’ın araç geliştirme süreçlerinde Dassault Systèmes’in 3DEXPERIENCE platformunu kullanma kararı aldığını duyurdu.

Elektrikli, bağlantılı ve otonom mobiliteye doğru sürekli evrilen otomotiv endüstrisinde, şirketlerin gelişmiş çözümleri hızla piyasaya sürebilmesi gerekiyor. 3DEXPERIENCE platformu, otomotiv üreticilerinin işletme genelinde iş birliğini kolaylaştırmasına ve elektrikli araç pazarındaki karmaşıklığı yönetmek için veri odaklı yaklaşımlar sunmasına yardımcı oluyor. Bu platform sayesinde, dünya genelindeki ekiplerle gerçek zamanlı bilgi paylaşımı yapılabiliyor, mühendislik süresi, teslim süresi ve maliyetler azaltılarak gelir akışı artırılabiliyor. Aynı zamanda parça kullanımını maksimize edip, ürün kalitesini artırarak ve düzenlemelere ilişkin zorlukların üstesinden gelinebiliyor.

Halihazırda Dassault Systèmes’in CATIA uygulamalarını kullanan Volvo Cars, tamamen elektrikli bir otomotiv şirketi olma misyonunu tamamlamak için Dassault Systèmes’i stratejik bir iş ortağı olarak konumunu güçlendirme kararı aldı.[1] Otomotiv üreticisi, sorunsuz bir şekilde tüm verilerini CATIA uygulamalarından ve üçüncü taraf çözümlerden tek bir ölçeklenebilir sanal platforma taşıyarak, iş birliğine dayalı araç tasarımı ve geliştirme süreçlerini kolaylaştırma avantajından yararlanabilecek.

Volvo Cars mühendisleri, kaliteyi artırmak, parçaların yeniden kullanımını maksimize etmek, sorun yönetimini iyileştirmek, test ve doğrulama döngüsünü optimize etmek, gereksinimleri karşılamak ve izlenebilirliği sağlamak için Dassault Systèmes’in 3DEXPERIENCE platformuna dayalı çeşitli endüstri çözüm deneyimlerinden yararlanacak. Bu çözümler arasında “Efficient Multi-Energy Platform,” “Global Modular Architecture,” “Smart, Safe & Connected” ve “Sustainable Multi-functional Vehicle” bulunuyor.

Dassault Systèmes Ulaşım ve Mobilite Sektörü Başkan Yardımcısı Laurence Montanari iş birliği hakkında şunları söyledi:

“Otomotiv üreticileri, yeni ürün ve işlevleri hızlı ve maliyet etkin bir şekilde sunma baskısı altındalar. Volvo Cars, benzersiz araç deneyimleri geliştirme konusunda mükemmel bir performans sergiliyor. Bu üst düzey deneyimleri oluşturmak için mühendislerinin, donanım ve yazılım geliştirmeyi bir arada yürütebilmelerine olanak tanıyan ileri teknoloji çözümlerine ihtiyacı var. 3DEXPERIENCE platformu bunu sağlayacak.”

Zurich Türkiye, NN Hayat ve Emeklilik’i satın alma sürecini tamamladı

Hollanda merkezli NN Grup bünyesinde Türkiye’de bireysel emeklilik, sağlık ve hayat sigortası alanlarında faaliyet gösteren NN Hayat ve Emeklilik‘in Zurich Sigorta Grubu Türkiye’ye satışıyla ilgili süreç, Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu (SEDDK) ve Rekabet Kurulu onaylarının alınması ve hisse devrinin yapılması ile tamamlandı.

“NN Hayat ve Emeklilik satın almasıyla Türkiye’ye olan güvenimizin altını bir kez daha çiziyoruz.”

Yeni satın almanın Türkiye’nin geleceğine ve Türk ekonomisine duydukları güvenin net bir göstergesi olduğunu ifade eden Zurich Sigorta Grubu Türkiye CEO’su Yılmaz Yıldız verdiği demeçte;

“Türkiye, bu coğrafyadaki en gelişmiş ekonomi ve büyüme potansiyeli en yüksek ülke konumunda. Zurich Grubu açısından da yatırımlar için öncelikli bir ülke. NN Hayat ve Emeklilik satın almasıyla Türkiye’ye güvenimizin altını bir kez daha çiziyoruz” dedi. Yıldız sözlerini şöyle sürdürdü: “2008’den bu yana Türkiye’de başarılı ve karlı bir performansımız var. Sürdürülebilir büyümeye ve tüm paydaşlara katma değer yaratmaya dayalı stratejimizle elementer sigortada ürün yelpazemizi genişletirken, önce İspanya merkezli MAPFRE Yaşam, şimdi Hollanda merkezli NN Hayat ve Emeklilik satın almalarıyla birlikte bireysel emeklilik ve hayat sigortacılığı alanlarına hızlı bir giriş yapıyoruz. Zurich Sigorta Grubu’nun uluslararası bilgisi, deneyimi ve müşteri odaklı hizmet anlayışı ile müşterilerimize artık daha geniş kapsamda ürün ve hizmetler sunacağız.”

“Hayat sigortalarının yaygınlaştırılmasını ve tasarruf açığının giderilmesini önceliklendiriyoruz.”

Zurich Yaşam ve Emeklilik Genel Müdürü Atilla Benli ise demecinde;

“Bireysel emeklilikte, devlet kurumları ve SEDDK tarafından iyi kurgulanmış bir yapı mevcut. Biz de sigorta sektörünün ihtiyaçlarına odaklanarak, hayat sigortalarının yaygınlaştırılmasını ve tasarruf açığının giderilmesini önceliklendiriyoruz. BES ile bütünleşik hayat sigortası ürünleri ve yatırım fonlu hayat sigortalarını stratejik alanlar olarak görüyoruz. Katılımcı deneyimini iyileştirme, etkin fon yönetimi ve dijital odaklı hizmetlerle daha hızlı, kolay ve erişilebilir çözümler sunmayı hedefliyoruz. NN Hayat ve Emeklilik’in müşteri portföyü, dağıtım kanalları ve deneyimli ekibi, Zurich Türkiye için büyük bir kazanım oldu. Bu birleşim, daha zengin çözümler ve sektörde fark yaratan hizmetler sunmamıza olanak sağlayacak.”

WatchGuard, siber güvenlik hizmetleri sunan ActZero’yu satın aldı

Bütünleşik siber güvenlik alanındaki önde gelen şirketlerden WatchGuard, proaktif, hızlı ve otomatik tehdit yanıtıyla makine hızında tehditleri geride bırakmak için tasarlanan yapay zeka odaklı tehdit analizi ile MDR hizmetlerinin lider sağlayıcısı ActZero‘yu satın aldığını duyurdu. ActZero çalışanları ve hizmetleri, WatchGuard MDR’yi geliştirecek. Bütünleşik Güvenlik Platformu’nu daha da genişleterek artan ölçek ve hız ile verimli, güçlü güvenlik hizmetleri sağlayacak. Bu satın alma, operasyonel verimlilik kazanımlarıyla yönetilen hizmet sağlayıcılara (MSP’ler) fayda sağlıyor ve WatchGuard’ın MSP’ler için neden tercih edilen siber güvenlik platformu satıcısı olduğunu kanıtlıyor.

ActZero’nun teknolojisi ve ekipleri WatchGuard MDR ürün serisinin temelini oluşturuyor. Güvenlik uzmanlarından oluşan seçkin bir ekip tarafından yönetilen ve yapay zeka ile desteklenen hizmet, MSP’lerin operasyonel ihtiyaçlarına göre uyarlanmış esnek destek sunuyor. Desteklerin başında ise güçlü bir müşteri başarı fonksiyonu, işe alım prosedürleri ve uzman bir SOC ekibi dahil olmak üzere kanıtlanmış, ölçeklenebilir MDR yetenekleri, daha az yanlış pozitif ve daha az hata ile otomatik, verimli ve etkili güvenlik için makine öğrenimini kullanan öncü platform araçları yer alıyor. Son olarak WatchGuard uç nokta güvenliğinin ötesinde, yönetilen Firebox’lara ve Microsoft Defender gibi üçüncü taraf hizmetlere uzanan açık bir mimari sunuyor.

WatchGuard MDR hizmetleri, MSP’lerin ölçeklenmesini ve büyümesini sağlıyor

Yönetilen Tespit ve Müdahale (MDR), sisteme sızan, gizli ve kötü amaçlı yazılımlarla başa çıkmak için BT ortamlarında (ör. Bulut, şirket içi, uç nokta, kimlik) zarar vermeden önce sürekli izleme sağlıyor. Deneyimli MSP’ler müşterilerini en iyi şekilde korumak için gelişmiş MDR hizmetleri sunmak ister ancak bir SOC’yi ölçeklendirmekte ve otomasyon yoluyla verimliliği artırmakta zorlanabilir. WatchGuard MDR gibi satıcı kaynaklı MDR hizmetleri, MSP’lerin siber güvenlik olaylarından kaynaklanan risklerin azaltılmasına yönelik müşteri taleplerini karşılamak için ölçeklenmesini ve büyümesini sağlıyor. WatchGuard, MSP’leri uç noktaları ve Microsoft 365 etkinliklerini izleme, tehdit avlama, tespit etme, araştırma ve kontrol altına alma için kapsamlı, ölçeklenebilir bir çözümle güçlendirmek için Ekim 2023’te WatchGuard MDR’yi tanıttı ve düzeltme için rehberli önerilerde bulundu. Bu hizmet, iş ortaklarının geleneksel SOC altyapısına, gelişmiş teknolojilere veya az sayıdaki güvenlik uzmanına yatırım yapmadan MDR’yi portföylerine ekleyebilmelerini sağladığı ve kendi hızlarında ölçeklenirken küresel profesyonel ve finansman eksikliğini gidermelerine olanak tanıdığı için yüksek talep gördü.

“Daha büyük bir iş ortağı tabanını verimli bir şekilde idare edeceğiz”

MDR hizmetiyle yıl boyunca talep gördükçe hızla ölçeklendirme ihtiyacını fark ettiklerini belirten WatchGuard Technologies CEO’su Prakash Panjwani,

“ActZero’nun satın alınması, WatchGuard’ın kapasite, ölçeklenebilirlik ve MDR hizmetimizin tüm WatchGuard portföyüne ve üçüncü taraf güvenlik ürünlerine genişlemesini sağlayacak yeni teknoloji eklemesine olanak tanıyor. Ek ölçekle, daha büyük bir iş ortağı tabanını verimli bir şekilde idare edebiliriz ve MDR yeteneklerimizi genişlettikçe daha fazla hizmeti kolayca ekleyebilmeleri için iş ortaklarımızla güven oluşturabiliriz. ActZero, hizmetini bu tür ölçeklendirilmiş müşteri deneyimini göz önünde bulundurarak oluşturdu.”

WatchGuard Technologies Yönetilen Hizmetler Genel Müdürü Hal Libby, “WatchGuard, lider MDR hizmetleri sunma ve MSP’ler için siber güvenlik yönetimini basitleştirme konusundaki kararlılığımızı paylaşıyor. Daha fazla MSP’nin platform yeteneklerimizden yararlanabilecek olması ve WatchGuard ile birlikte gelecekte MDR ürünlerinin genişlemesini hızlandırabileceğimiz için heyecanlıyız.” ifadelerini kullandı.

ActZero’nun kurucu ortağı ve CEO’su Sameer Bhalotra ise;

“Tüm ActZero ekibine teşekkür etmek ve tebrik etmek istiyorum. WatchGuard ile entegre olarak, ekibin uzman analizi ile yapay zeka destekli bir MDR çözümü oluşturma çabaları dünya çapında genişleyecek ve siber tehditlere karşı eşsiz koruma sağlayacak. Şirketin MSP’leri güçlü, bütünleşik bir MDR çözümüyle güçlendirme mirasını sürdürürken bu ekibin WatchGuard ile başaracağı her şeyi görmek için sabırsızlanıyorum.”

Birleşen şirketin öncelikli odak noktası, tüm müşterilerine ve iş ortaklarına, güven duydukları aynı hizmet kalitesini almaya devam etmelerini sağlamak için hizmet vermektir. ActZero’nun SOC’leri, çalışanları ve süreçleri, WatchGuard MDR hizmetlerinin genel tedariğini ileriye dönük olarak yönlendirecektir.

Gömülü finans platformu Minted Connect, 10 milyon dolar değerleme üzerinden yatırım aldı

Gömülü finans platformu Minted Connect, 10 milyon dolar değerleme üzerinden gerçekleştirdiği yeni yatırım turunu başarıyla tamamladı.

Bu turda, Türkiye ekosisteminin güçlü oyuncularından APY Ventures liderliğinde; Insha Ventures, ForInvest, Tmob ve Kayacan Ventures gibi ekosistemin yatırımcıları yer aldı.

Daha önce ise Colendi ve Nadir Metal Rafineri, Minted Connect’in ilk yatırımcıları olarak şirketin gelecek vizyonuna ortak olmuştu.

Minted Connect aldığı bu yatırımı yalnızca yeni ürün ve hizmetlerin geliştirilmesi için değil, aynı zamanda faaliyet gösterdiği bölgelerde büyüme ve derinleşme stratejileri doğrultusunda kullanmayı hedefliyor. Özellikle Türki Cumhuriyetler’deki operasyonel açılımlar ve bölgesel genişleme planları, yatırımın odak noktalarından biri olacak.

“Uluslararası ölçekte daha büyük bir etki yaratmayı hedefliyoruz”

APY Ventures, Insha Ventures ve diğer değerli yatırımcılarla güçlü bir sinerji yakaladıklarını söyleyen Minted Connect Kurucu Ortağı Engin Bütün verdiği demeçte;

“Bu turda yeni ortaklıklarımız, Minted Connect’in inovasyon odaklı büyüme yolculuğunda bize önemli bir ivme kazandıracak. Bu stratejik yatırım sayesinde kıymetli madenler ve diğer emtialar alanında daha yenilikçi çözümler sunarken, bölgesel ve uluslararası ölçekte daha büyük bir etki yaratmayı hedefliyoruz.”

2021 yılında kurulan, kıymetli madenleri ve fizikselden dijitale diğer emtiaları finansal veya finansal olmayan kurumlarla bir araya getiren yenilikçi gömülü finans platformu Minted Connect; kullanıcılarına ve iş ortaklarına alım-satım, saklama ve fiziksel teslimat gibi hizmetlerin yanı sıra dijital cüzdan entegrasyonları ve alternatif yatırım ürünleri de sunuyor. Bu yıl VISA Innovation Program Europe 2024 kapsamında Türkiye’nin en yenilikçi 5 fintech markası arasında yer alan Minted Connect’in bu başarısı platformun sektördeki güçlü yerini, gelecek potansiyelini ve küresel rekabetteki başarısını pekiştirdi.

İstanbul Valiliği ve Ziraat Katılım’dan akıllı şehirler projesi: Dijital İstanbul

Bugün İstanbul Finans Merkezi’nde gerçekleştirilen özel bir toplantı ile İstanbul Valiliği’nin girişimiyle ve Ziraat Katılım’ın katkılarıyla bir akıllı şehir projesi olan Dijital İstanbul hayata geçirildi.

Akıllı şehir projesi: Dijital İstanbul

İstanbul Valiliği’nin Akıllı Şehir Projesi “Dijital İstanbul”, kültürel mirasımızı keşfetmek isteyenler için dijital bir rehber olma amacını taşıyor. Bu proje ile, İstanbul’daki tescilli kültür varlıklarımızın yapım yılı, banisi, mimarı, öne çıkan özellikleri gibi bilgilerine, doğru, hızlı ve anlaşılabilir ulaşmak mümkün oluyor.

40.000’den fazla tescillenmiş kültür varlığına sahip şehrimizin, ilk aşamada en çok ziyaret edilen 200 camisine kare kod teknolojili panolar titizlikle yerleştirilerek proje başlangıcı yapılmış oldu. Bilgilere hem yazılı hem sesli olarak ulaşmayı mümkün kılan bu teknoloji, tüm akıllı cihazlar ile de uyumlu çalışıyor. Türkçe, İngilizce, Almanca, Rusça ve Arapça olmak üzere 5 farklı dilde hazırlanan “Dijital İstanbul”; yakında tüm kültür varlıklarına uygulanarak tarih, kültür ve mimari detayları bilmek ve paylaşmak isteyen yerli ve yabancı ziyaretçiler için bir gezi haritası niteliği de taşımış oluyor.

Dijital İstanbul projesinde neler var?

QR kod ile şu an kullanmaya başlayabildiğiniz bu projede yaklaşık 5 dilde içeriği olan 200’den fazla camii bulunuyor. İstanbul Valisi Davut Gül’ün toplantıda dile getirip hedeflediği rakam 600’den fazla camii olmasıdır.

En Çok ziyaret edilen 200 camiye Kare Kod panoları asıldı

Binlerce yıllık tarihi ve kültürel mirasıyla, medeniyetlerin buluşma noktası olan ve 40.000’den fazla tescillenmiş kültür varlığına sahip İstanbul için, ilk aşamada en çok ziyaret edilen 200 camiye kare kod teknolojili panolar asıldı. Yerli ve yabancı ziyaretçiler, bu kare kod teknolojisi ile hem yazılı hem sesli olarak tarihi yapılar hakkında detaylı bilgilere ulaşabiliyor. Tüm akıllı cihazlar ile uyumlu çalışan, Türkçe, İngilizce, Almanca, Rusça ve Arapça olmak üzere 5 farklı dilde hazırlanan “Dijital İstanbul”; bir akıllı şehir projesi olarak tarih, kültür ve mimari detayları bilmek ve paylaşmak isteyenler için hazırlandı.

Bilirsek, Koruruz!

Korumanın “bilmekten” geçtiğinden ilhamla ortaya çıkan bu akıllı şehir projesi, başta İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü, Vakıflar Genel Müdürlüğü, Milli Saraylar Başkanlığı ve İl Müftülüğü olmak üzere şehrimizin paydaş kurumları ile hazırlandı. İstanbul Valiliğimizin liderliğindeki tüm paydaşlar, Dijital İstanbul projesi için hem teknolojik altyapı, hem yazılı/sesli içerikler, hem de uygulama hazırlıklarında iş birliği içinde çalıştılar.
Her bir kültür varlığı için beş dilde bilgiler içeren www.dijitalistanbul.org web sayfası ve 60 metreden okunabilecek şekilde titizlikle yerleştirilen kare kod teknolojili panolar, hem ziyaretçilerin hem de ziyaret etmeden önce doğru bilgi almak isteyenlerin yanında olacak.
Kültürel varlıklarımızı daha geniş kitlelere aktarmak için “paylaş” özelliği ve geri bildirimler için “destek hattı” da bulunan Dijital İstanbul, daha bilinçli bir tarih ve kültür gezisi için yardımcı olmayı hedefliyor.

Yerli oyun girişimi Grand Games, 30 milyon dolar Seri A yatırım aldı

Oyun sektörünün öne çıkan girişimlerinden Grand Games, Türkiye’nin en büyük Seri A yatırım turlarından birine imza atarak 2025’e güçlü bir başlangıç yaptı. Balderton’ın liderlik ettiği yatırım turuna, Grand Games’in mevcut yatırımcıları arasında yer alan, Bek Ventures’ın (eski adıyla Earlybird Digital East Fund) yanı sıra Laton Ventures ve melek yatırımcı Mert Gür de katıldı.

Mobil oyun sektörünün iki dev yatırımcısını buluşturdu

2024’te Bekir Batuhan Çelebi, Mehmet Çalım ve Mustafa Fırtına tarafından kurulan, tohum öncesi yatırım turunu şubat ayında tamamlayan Grand Games, Seri A turunu tamamlama hızıyla Türkiye’de bir ilki başardı. Bu turla birlikte, daha önce Türkiye’den iki unicorn çıkaran sektörün dev yatırımcıları Dream Games’in yatırımcısı Balderton ve Peak Games’in yatırımcısı Bek Ventures (eski adıyla Earlybird Digital East Fund) bir araya gelmiş oldu.

“Başarımızı ekip kültürümüze ve stratejimize borçluyuz”

Grand Games, sektördeki rakiplerinden farklılaşan stüdyo (cell) bazlı çalışma modeli ile dikkat çekiyor. Ekip, her bir oyunun sorumluluğunu alan özerk ve bağımsız takımlardan oluşuyor. Şirket, stratejik olarak sektördeki popüler oyunlara yönelmek yerine, henüz keşfedilmemiş alanlara odaklanarak büyük ve yenilikçi oyun türleri yaratmayı hedefliyor.

Magic Sort! ve Car Match oyunlarının oyuncu tutma ve gelir elde etme metriklerinde %1’lik dilime girdiğini ve ayda 1 milyon doları aşan gelire ulaştıklarını belirten Grand Games Kurucu Ortağı ve CEO’su Bekir Batuhan Çelebi, “Sadece 14 kişilik bir ekiple 10 ayda 2 casual oyun geliştirdik. Türkiye’nin en büyük yatırım turlarından birini ilk yılımızda tamamladık. Bu olağanüstü başarımızı ekip kültürümüze ve stratejimize borçluyuz” dedi.

Yeni stüdyolar kurup oyunlarını dünya çapında yayınlamayı planlıyorlar

Yatırıma ilişkin değerlendirmelerini paylaşan Grand Games Kurucu Ortağı ve CEO’su Bekir Batuhan Çelebi, “Şu ana kadar farklı türde 2 başarılı oyunla, spesifik mekaniklerden ziyade duygulara odaklanan, çok stüdyolu bir eğlence merkezi yaratma vizyonumuzun ilk adımlarını attık. Aldığımız bu yatırımı yeni büyük oyun türleri yaratacak stüdyolar kurmak ve oyunlarımızı dünya genelinde yayınlamak için kullanacağız” dedi.

Yatırım turuna liderlik eden Balderton’ın Ortaklarından Suranga Chandratillake,“İstanbul, dünyanın en başarılı oyun stüdyolarından bazılarına ev sahipliği yapıyor. Grand Games, güçlü ekip kültürü ve dünya standartlarında yeni casual oyun türleri yaratma vizyonuyla bu ekosistemde dikkat çekiyor. Bir yıl gibi kısa bir sürede oluşturdukları kültür ve yayınladıkları iki başarılı oyun, yeteneklerini ve kararlılıklarını açıkça ortaya koyuyor. Oyunlara duydukları tutku ve sınır tanımayan hırslarıyla Grand Games ekibiyle birlikte çalışacak olmaktan büyük heyecan duyuyoruz” ifadelerini kullandı.

Bek Ventures’tan Oğuzhan Özer, “Türkiye’nin hızla büyüyen oyun ekosistemine yatırım yaparken, her sektöre yaklaşımımızda olduğu gibi son derece seçici bir tutum sergiledik. Bu yaklaşımımızın bir sonucu olarak, Grand Games, Peak Games’ten sonraki ilk oyun yatırımımız oldu. Tohum aşamasındaki yatırımımızdan sonraki bu kısa dönemde gösterdikleri performansla kendilerine olan güvenimizi bir kez daha pekiştirdiler. Bu yolculuklarında destek olmaya devam etmek bizim için büyük bir keyif” dedi.

Laton Ventures Kurucusu Görkem Türk; “İlk yatırımlarımızdan olan Grand Games’in başarısından ötürü çok mutluyuz. Stratejisine olan inancımızı yer aldığımız tohum öncesi turda da vurguladığımız üzere; Grand Games’in Türkiye’de hız bakımından bir ilke imza atan bu Seri A yatırım turu ve elde ettiği nadir rastlanır oyun metrikleriyle beraber, Türkiye’nin yeni unicorn’u olma yolunda yürüdüğüne inanıyoruz.”

Ekibini tutkulu insanlarla genişletecek

Grand Games’in 3 milyon dolarlık tohum öncesi yatırım turundan 30 milyon dolarlık Seri A yatırım turuna geçiş hızının Türkiye’de bir ilk olduğunu vurgulayan Grand Games Kurucu Ortağı ve CEO’su Bekir Batuhan Çelebi, değerlendirmelerini şu ifadelerle sonlandırdı:

“Amacımız, yeni oyun türleri yaratarak Türkiye’den bir unicorn daha çıkarmak. Mobil oyun dünyasını yeniden tasarlamak için bizimle aynı tutkuyu paylaşan herkesi Grand Games’e katılmaya davet ediyoruz.”

BMW, CES 2025’te Panoramic iDrive ve İşletim Sistemi X’i tanıttı

BMW Panoramic Vision’ın odak noktasını oluşturduğu Yeni BMW iDrive, üretime yakın versiyonu ile ilk kez CES 2025’te teknoloji meraklılarının deneyimine sunuldu.

Yeni BMW iDrive’ın temelini oluşturan yeni İşletim Sistemi X ise yeni ekran ve işletim sisteminin merkezindeki beyin olarak görev yapıyor. Modern tasarımıyla dikkat çeken bütünsel sistem, 2025’in sonundan itibaren BMW’nin tüm yeni modellerinde sunulacak.

Karakteristik BMW tarzında sürücü odaklılık

Yeni BMW iDrive; BMW Panoramic Vision, BMW 3D Head-Up Display, Merkezi Ekran ve Yeni Çok Fonksiyonlu Direksiyon olmak üzere dört merkezi ögeyi eşsiz bir konseptte birleştiriyor.

BMW’nin yeni Head-Up Display konsepti BMW Panoramic Vision, sürüş bilgilerini ön camın alt kısmında köşeden köşeye uzanan siyah bir yüzeye, tüm yolcuların da görebileceği şekilde yansıtıyor. En önemli sürüş bilgileri ise direksiyon üzerinden, doğrudan sürücünün görüş hattına veriliyor. Sürücü, Merkezi Ekran üzerinden orta ve sağ bölgede yer alacak içeriği kişiselleştirebiliyor. BMW Panoramic Vision’ın entegre görüntüsü sürücü ve yolcular için 3 boyutlu bir etki oluşturuyor.

Opsiyonel olarak sunulan BMW 3D Head-Up Display, BMW Panoramic Vision’ın üzerinde yer alıyor. BMW 3D Head-Up Display, sürücünün görüş alanına doğrudan entegre edilmiş navigasyonu ve otomatik sürüş bilgilerini gösteriyor.

Matrix Arka Aydınlatma Teknolojisine sahip Merkezi Ekran, dokunmatik olarak işlevlerin ve içeriğin optimal şekilde kullanılmasını sağlayan bir menü yapısı sunuyor. Direksiyonun yakınında ideal bir konumda bulunan ekran önemli kullanım kolaylığı sağlıyor. Seçilen içerikler, Merkezi Ekran’dan BMW Panoramic Vision’a bir kaydırma hareketiyle aktarılabiliyor.

BMW’nin shy-tech yaklaşımıyla Yeni Çok Fonksiyonlu Direksiyondaki düğmeler, mevcut işlevleri vurgulamak için aydınlatılıyor. Uygun fonksiyonlar, ihtiyaç duyulduğunda butonlarda görünür hale geliyor. Ana fiziksel kontrol aracı olan direksiyonun düğmeleri aktif dokunsal geri bildirim sağlıyor. Düğmelerin kabartmalı yüzeyleri sayesinde sürücüler, dikkatlerini yoldan ayırmadan kolaylıkla kumanda edebiliyor.

Bu dört ögenin kombinasyonu, “eller direksiyonda, gözler yolda” yaklaşımını yeniden yorumlayarak sürücü odaklılığı ile öne çıkan BMW’nin sezgisel, kullanıcı dostu ve ergonomik olarak optimize edilmiş işleyişine yeni bir boyut kazandırıyor.

BMW’nin işletim konseptlerindeki çeyrek asırlık öncülük ve teknolojik liderliğinin Yeni BMW Panoramic iDrive’a aktarıldığını belirten BMW AG Yönetim Kurulu Üyesi, Geliştirme Sorumlusu Frank Weber, “Yüksek teknolojiyi, üst düzey sezgisellik ile buluşturduk. Bu teknolojinin temellerini oluşturan yeni İşletim Sistemi X ile dünyanın en iyi ve en kapsamlı bilgi-eğlence sistemlerinden birine daha da büyük bir yetenek kazandırarak ve çok modlu etkileşimde sektör standardını bir kez daha belirliyoruz. Bu yılın sonundaki ilk seri üretim Neue Klasse modeli başta olmak üzere yeni Panoramic iDrive gelecekteki tüm BMW modellerinin ayrılmaz bir parçası olacak.” diyor.

Sürücüye doğru bilgiyi doğru yer ve zamanda sunan BMW Panoramic iDrive, analog ve dijital etkileşimlerin optimal bir kombinasyonu sunma yaklaşımını devam ettiriyor. Silecekler, sinyal lambaları, dış dikiz aynaları, ses kontrolü, vites seçicileri ve buz çözücüler dokunsal düğmelerle kumanda edilirken medya kontrol, navigasyon, sürüş asistanı, ekran kişiselleştirme, MyModes seçimi gibi diğer işlevler ise dokunma/ses kontrolü ya da Çok Fonksiyonlu Direksiyon aracılığıyla optimize ediliyor.

BMW Panoramic iDrive’ın geliştirilme aşamasında, 22 milyon bağlantılı BMW otomobilden elde edilen veriler üzerinden gerçekleşen öğrenme sürecinin yanı sıra BMW laboratuvarlarında yaklaşık 3.000 müşterinin katıldığı sayısız çalışma yapıldı. Bu sayede işletim mantığına yönelik her karar, veriye dayalı bir şekilde alınarak kullanıcı deneyimi, müşteri tercihleri ve gereksinimleriyle uyumlu hale getirildi.

BMW İşletim Sistemi X: Akıllı, Çok Yönlü, Geleceğe Uygun

Tamamı BMW tarafından geliştirilen Yeni BMW İşletim Sistemi X, BMW modellerinin birçoğunda kullanılan mevcut işletim sisteminin bir güncellemesi olarak sunuluyor. Yeni BMW İşletim Sistemi X, bir önceki sistemden daha büyük bir güncelleme sunmasıyla hem geçmişle uyumlu hem de geleceğe yönelik bir altyapı olarak öne çıkıyor.

BMW Group Bağlantılı Şirketlerden Sorumlu Kıdemli Başkan Yardımcısı Stephan Durach, “Yeni BMW Panoramic iDrive’ın genel konsepti, Yeni BMW İşletim Sistemi X ile gelen büyük bir teknolojik sıçrama sayesinde mümkün oldu. Sezgisel bir kullanım, duygusal açıdan etkileyici deneyimler ve mükemmel derecede kişiselleştirme sunan Yeni BMW iDrive; Yeni BMW İşletim Sistemi X sayesinde yazılım tabanlı bir aracın potansiyelini ortaya koyuyor.” diyor.

BMW İşletim Sistemi X’in genişletilmiş zekası, Merkezi Ekran ve Çok Fonksiyonlu

Direksiyonun fiziksel ve dijital deneyimlerini birleştirmeyi mümkün kılıyor. Örneğin, gelen bir arama ilk olarak BMW Panoramic Vision’da gösteriliyor ve direksiyon üzerindeki butonlar ile aramayı kabul veya reddetme seçeneği sunuluyor.

Bir navigasyon hedefi, dokunmatik kontrol veya sesli komutla girildiğinde, rota yönlendirme uyarıları BMW 3D Head-Up Display’de; yollar ve kavşaklar hakkındaki daha fazla bilgi ise BMW Panoramic Vision’da gösteriliyor. Bunun yanı sıra Merkezi Ekran üzerinde daha geniş ölçekli bir harita görünümü de sunulabiliyor.

BMW İşletim Sistemi X ile kişiselleştirmeyi yeni bir seviyeye taşıyan BMW Panoramic Vision’daki ekranlar, kişisel tercihlere göre uyarlanabiliyor. Sürücüler artık “My Mode”da çeşitli sürüş özellikleri için kendi ayarlarını seçebiliyor. Ayrıca, kullanıcı tarafından seçilen görseller, Merkezi Ekran için arka plan olarak yüklenebiliyor ve Ortam Aydınlatması ile kullanıcı arayüzü tasarımının renkleri, sürücünün özel tercihlerine göre ayarlanabiliyor.

BMW Akıllı kişisel asistanı ile maksimum konfor

Çok Fonksiyonlu Direksiyondaki ilgili düğmeye basılarak veya “Hey BMW” komutuyla devreye alınabilen BMW Akıllı Kişisel Asistanı’nın yetenekleri sürekli olarak geliştiriliyor. Bu teknolojinin Büyük Dil Modellerinin (LLM) entegrasyonu sayesinde Neue Klasse için tamamen yeni bir seviyeye taşınması hedefleniyor. BMW Akıllı Kişisel Asistanı, başlangıçta navigasyona odaklanacak ve müşterinin “Beni en yakın şarj istasyonuna götür.”, “Yakında hangi restoran var?” gibi daha kapsamlı sesli komutlar vermesini sağlayacak.

BMW Akıllı Kişisel Asistanı, BMW’nin mevcut bilgi-eğlence sistemlerinde olduğu gibi kullanıcı davranışına dayalı olarak proaktif önerilerde bulunabiliyor. Bu özellik, BMW İşletim Sistemi X ile bir üst seviyeye taşınarak ilgili durumlarda sürücünün nadiren kullandığı sürücü destek sistemlerini vurguluyor. Örneğin, sürücü daha önce bağımsız olarak Spor Modu’nu etkinleştirmişse, sistem uygun rotalarda Spor Modu’na geçmeyi öneriyor. Eğer sürücü, bu önerilere birkaç kez yanıt vermezse sistem öneride bulunmayı sonlandırıyor.

BMW Panoramic iDrive

Sürüş deneyimi ön planda tutularak sürücünün rahat hissetmesi ve araç üzerinde tam kontrol sahibi olması hedeflenen Yeni BMW Panoramic iDrive’ın tasarımı da bu amaca uygun olarak geliştirildi. Kullanıcı arayüzü, mümkün olduğunca sezgisel ve uyumlu bir şekilde tasarlanarak kesintisiz etkileşim sağlamak amacıyla detaylara özel bir önem verildi. Bunun sonucunda ses, ışık ve yenilikçi tasarımın uyumlu birleşimiyle zenginleştirilmiş bütünsel bir deneyim ortaya çıktı. Tüm yolculukları insan ile araç arasında özel bir bağ kurma anına dönüştüren Yeni BMW Panoramic iDrive, 2025 sonundan itibaren tüm yeni BMW modellerine entegre edilebilecek.

BMW Group Kıdemli Tasarım Başkan Yardımcısı Adrian van Hooydonk;

“Teknoloji ve müşteri tercihlerinin değişimi her zamankinden daha hızlı. Dijital deneyimlerin ve sesin tasarımı giderek daha önemli bir rol oynuyor. Yeni BMW Panoramic iDrive, sadece araçlarımızı daha akıllı ve kullanıcı dostu hale getirmekle kalmıyor, aynı zamanda çok daha geniş kişiselleştirme imkânı sunarak her yeni BMW’yi kullanıcının kendisine ait bir otomobile dönüştürüyor.”

Yeni HypersonX ses deneyimi, Yeni BMW Panoramic iDrive tarafından sunulan bütünsel deneyimin bir diğer ögesi olarak öne çıkıyor. BMW Group Ses Tasarımı Stüdyosu tarafından geliştirilen ve Neue Klasse modellerinde bulunan bu sistem, Li3 ses sinyalleri ile Kişisel Mod ve Spor Modu için özel sürüş seslerini içeriyor. Çok boyutlu spektrum, sesleri mevcut sürüş durumuna tam uyarlayarak sürücü ile BMW arasında duygusal bir etkileşim yaratıyor.