Mikromobilite alanında teknoloji üreten, çevreci ve pratik ulaşım çözümleri sunan teknoloji şirketi BinBin, hizmet ağını yeni ülke ve yeni şehirlerle büyütüyor. Kısa süre önce Hollanda merkezli GO Sharing’i bünyesine katarak hem global varlığını genişleten hem de Türkiye’nin en büyük mikromobilite şirketi haline gelen BinBin, Makedonya’nın başkenti Üsküp’te paylaşımlı elektrikli scooter hizmeti sunmaya başladı.
Böylece BinBin markasıyla Türkiye’nin de dahil olduğu 5 ülkede toplam 21 şehirde hizmet veren şirket, Makedonyalılar için de kısa mesafeli yolculukları çok daha pratik ve kolay hale getirecek.
“Satın alma ve organik büyümeyle başarı grafiğimizi artırıyoruz”
BinBin CEO’su Kadir Abdik, konuya ilişkin değerlendirmesinde, yüksek hizmet kalitesiyle hizmet ağlarını büyütmeye odaklandıklarını belirterek:
“BinBin olarak kuruluşumuz üzerinden daha dört yıl geçmişken şimdiden uluslararası mikromobilite dünyasında prestijli bir yer edindik. Gerek satın almalarla gerekse organik büyümemiz ile başarı grafiğimizi daha da artırarak yolumuza devam ediyoruz. Bulgaristan, Bosna Hersek, Hırvatistan’ın ardından Üsküp’teyiz. Yurt dışında faaliyet gösterdiğimiz tüm şehirlerde yeni model scooterlarımız ve uygun fiyatlandırma politikalarımız sayesinde kısa zamanda şehirlerin vazgeçilmez bir parçası haline geliyoruz. Üsküp’te de bu ilginin artarak devam edeceğini düşünüyoruz. İşimizin doğası gereği 7/24 özveri ile çalışan saha ve destek merkezi ekibimizle birlikte en iyi hizmeti sunacağız. Avrupa’da sahada olan ilk 3 mikromobilite şirketinden biri olma hedefimize doğru emin adımlarla ilerliyoruz” diye konuştu.
Big-Data ve yapay zeka teknolojileri kullanılarak geliştirilmiş Türkiye’nin en gelişmiş gayrimenkul odaklı karar destek sistemi Tapusor, fonbulucu platformunda paya dayalı kitle fonlaması turuna çıktı. Tapusor yazılımı, gayrimenkul sektöründe bir mülke ilişkin değer tahmini, fiyat geri dönüş oranı, arz talep hareketleri, teknik bilgi, sosyo ekonomik istatistik, yatırım puanı, imar bilgisi, kentsel dönüşüm, deprem risk puanı, kamulaştırma, sit alanı, orman alanı gibi yüzlerce başlıktaki bilgiyi kolay okunabilir raporlar halinde sunuyor.
Tapusor ulusal düzeyde yaygınlaşmayı hızlandıracak finansmana eriştikten sonra iş modelini farklı ülkelerde uygulamak ve küresel pazarlarda söz sahibi olmak hedefiyle çıktığı yatırım turunda şirket paylarını %9’unun arzıyla yatırımcılardan toplamda 22 milyon TL fon talep ediyor. fonbulucu Gelecek Girişim Sermayesi Yatırım Fonu, fonbulucu Kurucusu Hakan Yıldız, Susu Yatırım ve bazı melek yatırımcıların 3 milyon TL yatırım kararı aldığı tur, hedeflenen rakama erken aşamada ulaşılmadığı takdirde 21 Temmuz’a kadar devam edecek.
Yatırımcılar avantajlı dönemde bedelsiz pay sahibi olacak
Girişim şirketi, yatırım turunun başlama tarihi olan 22 Mayıs Pazartesi günü saat 10.00 itibari ile ilk 10 iş günü içerisinde EFT veya kredi kartı ile yapılan yatırımlarda yatırımcılara %20 fazladan pay verecek. Ayrıca 5 bin TL üzeri yatırım yapan yatırımcılara bir yıllık Tapusor PRO üyelik ve bin jeton, 10 bin TL üzeri yatırım yapan yatırımcılara 1 yıllık Tapusor VIP üyelik ve 2 bin jeton, 25 bin TL üzeri yatırım yapan yatırımcılara bir yıllık Tapusor BUSINESS üyelik ve 5 bin jeton hediye edecek. Tapusor, 1.000 TL üzerinde pay alan tüm yatırımcılara beş adet gayrimenkul için Tapu Takip ve uyarı üyeliğini bir yıl boyunca bedelsiz olarak sağlayacak.
Gayrimenkul sektörünün teknolojiye dayalı, nitelikli ve şeffaf veri paylaşım modeli
Sistem hakkında bilgi veren Tapusor Kurucu Ortağı İshak Kurtuluş Altun:
“Türkiye 85 milyon nüfusu ve yaklaşık 280 milyon tapu kaydı ile devasa bir gayrimenkul piyasasına sahip. Ülkemizde gayrimenkul hem yurt içi hem yurt dışı yatırımcılar açısından en önemli yatırım aracı olarak görülüyor. Servetinin büyük bölümünü gayrimenkulde tutan herkesin alırken, satarken, kiralarken, kiraya verirken nitelikli bilgiye ihtiyacı var. Bununla birlikte Türkiye’deki gayrimenkul sektöründe teknolojiye dayalı, nitelikli ve şeffaf bir veri paylaşım modelinin bulunmaması sektör temsilcilerini iş yapma süreçlerinde zorlamakta. Geliştirmeye devam ettiğimiz Tapu Takip ve Uyarı sistemi gayrimenkulleri 7/24 takip ederek herhangi bir gelişme yaşanması durumunda bildirimler oluşturarak sahibinin pozisyon almasını sağlıyor.
Mevcut durumda firmamızın öz kaynaklarıyla 1 milyona yakın mobil indirme ve yüzbinlerce kayıtlı üyeye ulaştık. En popüler iş uygulamaları listesinde ilk 10 uygulama arasında yer alıyoruz. Sadece bir aylık kullanıma bakıldığında sunucularımızın 40 milyondan fazla sorgu çağrısına cevap verdiği görülüyor. Hedefimiz, 5 yıl içinde 3.7 milyon adet gayrimenkulün sisteme kayıt olması, bireysel kullanıcının küçük bedellerle gayrimenkullerini düzenli bir şekilde takip edeceği bir sistem haline gelmek” dedi.
“İyi bir exit imkanı oluşturup yatırımcılarımıza ciddi gelirler sağlayacağız”
Yatırım turu kararıyla ilgil bilgi veren Tapusor Kurucu Ortağı Ufuk Balcı ise:
“440 milyon TL olarak belirlediğimiz şirket değerimiz üzerinden %50 iskonto ile kitle fonlaması kampanyası düzenlemeye karar verdik. Son kullanıcıya yönelik hizmet veren bir iş olduğumuz için kitle fonlaması kampanyamızı yalnızca yatırım almak için değil, aynı zamanda önemli bir pazarlama faaliyeti olarak da görüyoruz. B2B alanında emlak danışmanlarında yakaladığımız başarıyı, yatırım turu kampanyamızla birlikte bireysel alana taşımak istiyoruz. Yatırımcıların, yatırım anından itibaren faydalanacağı ve projenin fahri elçileri olacağına inanıyoruz. B2B alanındaki başarı, kitle fonlaması kampanyamız birlikte B2C alanına yaygınlaştırılacak ve büyüme katlanarak devam edecektir. İyi bir exit imkanı oluşturup, tüm yatırımcılarımıza ciddi gelirler sağlayacak potansiyelimiz bulunmakta. Ayrıca Türkiye modelinin birçok ülkede uygulanabilirliğiyle global bir oyuncu olma ihtimalimiz çok yüksek. Yatırımcılarımızı AR-GE süreçleri tamamlanmış, büyüme aşamasına geçen, giderek büyüyen bir sektörde oturmuş ürünlere sahip şirketimize yatırım yaparak riskleri azaltmaya ve kısa dönemde karlı bir yatırıma davet ediyoruz.”
Alman otomobil üreticisi Volkswagen, araçlarında Huawei tarafından geliştirilen yazılımları kullanmak için şirket ile görüşme yaptı. Bu sayede şirketin Çin pazarında daha etkili olması amaçlanıyor.
Global otomobil endüstrisinin önemli bir oyuncularından Volkswagen, hem içten yanmalı hem de elektrikli araçlar üretiyor. Şirket, elektrikli araçlar konusunda ve yeni otomotiv teknolojileri ile ilgili sorunlar yaşıyor. Bu sorunları çözmek için Huawei ile iş birliğine gidiliyor.
Ortaya çıkan son raporlara göre Volkswagen’in yazılım bölümü Cariad’ın gecikmeler ve maliyet aşımları yaşadığını gösteriyor. Bunun sonucunda, Audi Q6 e-tron ve Porsche Macan gibi birkaç yeni elektrikli araç modelinin lansmanı ertelendi. Bu durum Alman otomobil devi için zorluk teşkil ettiği gibi gelecekteki operasyonlarını da tehlikeye atıyor. Neyse ki Volkswagen, Huawei ile ortaklık yaparak bir çözüm buldu.
Bildiğiniz gibi Huawei bir süredir akıllı telefon pazarında zorlu bir dönemden geçiyor. ABD ambargosu nedeniyle Google hizmetlerine erişimini kaybeden şirket, şu sıralar HarmonyOS üzerinden eski gücünü geri kazanmanın mücadelesini veriyor. Bu arada Çinli teknoloji devi de boş durmuyor; HarmonyOS’u sadece akıllı telefonlarda değil, farklı sektörlerde de yaygınlaştırmak için aktif olarak çalışıyor. Bunlardan biri de otomotiv sektörü oluyor. Huawei, anavatanında otomotiv yazılımının geliştirilmesinde lider oldu. Şirket, kendi işletim sisteminin lisansını zaten birkaç Çinli otomobil üreticisiyle paylaştı.
Volkswagen ve Huawei arasındaki görüşmeler henüz başlangıç aşamasında ve iki şirketin bir anlaşmaya varıp varamayacağı bilinmiyor. Ancak sızıntıların ortaya çıkması bile otomotiv endüstrisinde yazılımın artan öneminin bir işareti olarak görülüyor.
Mayıs 2021’den beri faaliyet gösteren ve 50’den fazla HyperCasual türünde prototip geliştirmiş olan yerli oyun stüdyosu Lumier Games, yayıncılık ve ortak çalışma alanlarında faaliyet gösteren şirketlere sahip olan Hakkı Alkan’ın katılımı ile 7 milyon TL değerleme üzerinden 1 milyon TL’lik ilk yatırımını aldı.
Lumiar Games, rekabetçi midcore match 3 türündeki yenilikçi bir oyun projesi üzerine çalışmalarını sürdürüyor. Yapılan yatırım, yakında tamamlanması beklenen rekabetçi yeni oyunların geliştirilmesi ve şirketin PR çalışmaları için kullanılacak.
Kuntay Koca, Burhan Yıldırım ve Cansu Demir tarafından Mayıs 2021’de kurulan İstanbul merkezli oyun şirketi Lumier Games’in kurucu ekibi; yazılım, görsel dizayn, ürün geliştirme, Ar-Ge, test otomasyonu ve proje yönetimi gibi farklı alanlarda tecrübeye sahip.
Girişimin kurucu ortağı ve CEO’su Kuntay Koca, verdiği demeçte; “Oyun geliştirmede dört ana unsur olan; yazılım, görsel dizayn, ürün geliştirme ve pazarlamada kurucu ortaklar olarak ilk üç unsurda ayrı ayrı tecrübelerimiz var ve Hakkı Alkan ile birlikte güçlerimizi birleştirerek dördüncü unsuru da sağlamlaştırmış olduk. Bu gücümüzü, oyuncuların ihtiyaçlarını ve beklentilerini karşılayacak midcore türde hem rekabetçi hemde single play olarak oynanabilen oyunlar üretmek için kullanacağız. Hakkı Alkan, pazarlama ve medya alanındaki tecrübelerini bizlerle aktarmasının yanı sıra elini taşın altına koyarak bu alandaki iş gücümüzü de hafiflemesini sağlıyor.” dedi.
2001 yılından bu yana teknoloji medyasında yer alan Hakkı Alkan, geçtiğimiz aylarda hayata geçirdiği ortak çalışma alanı Co-Founder.Work ile girişim ekosistemine daha yakın olacağını paylaşmıştı. Bu yakınlığın diğer adımlarından birini daha, bugün yerli bir girişime ilk yatırımını yaparak attı.
İlk yatırımını Lumier Games’e yapan Hakkı Alkan, verdiği demeçte; “Ayda 50 milyon videonun izlendiği medya şirketlerimiz ve girişimcilere evsahipliği yaptığımız Co-Founder.Work ile beraber, bu alandaki çalışmalarımızı hızlandırdık. Enerjisine, deneyimlerine inandığımız Lumier Games ekibine yaptığımız yatırım, sadece başlangıç. Oyun, yapay zeka, sürdürülebilirlik, topluluk yönetimi alanlarında yatırımlarımız devam edecek.” dedi.
Lumier Games, tohum yatırım sonrasında oyun geliştirme süreçlerini hazırlandırırken, 2 milyon dolarlık yeni bir yatırım turuna da hazırlık yapıyor.
Paya dayalı kitle fonlama sisteminin ülkemizde regüle edilmesinin ardından 8 Nisan 2021’de Sermaye Piyasası Kurulu’ndan (SPK) lisans hakkı kazanan ve bu yeni nesil finansman modelini Türkiye ile tanıştırarak girişimcilik ve yatırımcılık ekosistemine yepyeni bir boyut kazandıran fonbulucu, girişimlerin hedeflediği yatırımlara ulaşmalarında en büyük yardımcıları oluyor.
Türkiye’nin en aktif kitle fonlama platformu fonbulucu’nun kurucusu Hakan Yıldız‘ı konuk ettik. Bize platformun hikayesini anlattı.
Sağlık odağında yapay zeka çözümleri geliştiren TidalSense, düzenlenen turda 8.6 milyon euro yatırım aldı. Tur, BGF ve Downing tarafından yönetiminde düzenlendi.
Cambridge merkezli yapay zeka odaklı girişim, akciğer işlevindeki değişiklikleri hassas bir şekilde algılayan ve ardından astımla birlikte kronik obstrüktif akciğer hastalığının (KOAH) daha hızlı, daha doğru ve otomatik teşhisini sağlayan bir el tipi tıbbi cihaz (N-Tidal) geliştirdi.
KOAH ve astım için mevcut testler, test başına 30 dakika süren ve bilinen bazı eksiklikleri olan 1840’lardan kalma bir teknoloji olan spirometriyi içeriyor. Sürecin hastalar için rahatsız edici olduğu, uzmanlık eğitimi gerektirdiği, hem hastalar hem de klinisyenler için zaman alıcı olduğu ve genellikle yanlış teşhise yol açan tekniğe bağlı olduğu yaygın olarak biliniyor.
N-Tidal, 1000’den fazla hasta üzerinde kullanıldı ve klinik araştırmalar ve denemeler yoluyla hastalardan 2.3 milyondan fazla nefes depoladı. Bu verileri ve şirketin yapay zeka platformunu kullanan N-Tidal, hastanın akciğer sağlığının gerçek zamanlıya yakın analizini sunabiliyor ve dakikalar içinde tanı koyabiliyor.
TidalSense CEO’su Dr. Ameera Patel:
“KOAH dünyadaki üçüncü önde gelen ölüm nedeni oluyor ve solunum yolu hastalıklarının yaygınlığı artıyor. Ancak KOAH teşhisi için mevcut klinik yol 1800’lerde takılıp kaldı ve etkisiz, verimsiz ve pahalı oldu. Yalnızca İngiltere’de NHS, KOAH nedeniyle hastaneye yatırılan kişilerin üçte birine teşhis konulmadığını, bu noktada hastalıklarının ilerlediğini, yaşam kalitelerinin kötüleştiğini ve sağlık sisteminin maliyetinin arttığını tahmin ediyor.”
Yeni yatırım, girişimin teşhis işini daha da geliştirmesi ve Birleşik Krallık’taki teşhis pazarının öncü oyuncularından bir olması için kullanılacak.
İçerik platformu YouTube, TV uygulamaları için geçilemeyen reklamlar getirmeye hazırlanıyor. Platform, reklamverenler için düzenlediği Brandcast etkinliği sırasında bağlantılı TV’lere 30 saniyelik atlanamayan reklamlar getirdiğini duyurdu.
YouTube, Select gösterimlerinin yüzde 70’inin TV’lerde yer aldığını söylüyor. Bu nedenle yeni biçim, reklamverenlere hizmetlerini veya ürünlerini “daha zengin hikaye anlatımı” sağlayacak şekilde daha fazla gösterme şansı verecek. Halihazırda düzenli olarak 15 saniyelik iki reklamı arka arkaya gören kişiler için yeni biçimin için o kadar büyük bir fark yaratmayacağı düşünülüyor. Bu yenilenen biçim, ABD ve Kanada’da aktif hale getirildi. Bu yıl içinde dünya çapında da yaygınlaşacağı tahmin ediliyor.
YouTube, daha uzun atlama yapılmamasını sunmanın yanı sıra bir deney olarak bağlı TV’lere “duraklatma deneyimleri” de getiriyor. Duraklatma deneyimleri, Hulu’nun 2019’da piyasaya sürdüğü tanıtımlara benzer şekilde, izlediğiniz şeyi duraklat düğmesine bastığınızda gösterilen reklamlar oluyor.
Burada çıkan reklamların ardından kişilerin ilgisini çeken ürünler, web sitesi ziyaretiyle detaylı olarak keşfedilebiliyor. Bunun dışında taranabilen QR kodları da yer alıyor. Bunun için markaların web sitesi ya da sosyal medya kanallarının ziyaret edilmesi gerekiyor. YouTube Premium kullanıcılarının bu olaydan etkilenmeyeceği tahmin ediyor.
Popüler sosyal medya platformu TikTok, ABD’nin Montana eyaletinde şaşırtıcı şekilde yasaklandı. Montana, platformu resmi olarak yasaklayan ilk eyalet oldu. Eyaletin Valisi Greg Gianforte, TikTok’un 2024’ten itibaren eyalet içinde faaliyet göstermesini fiilen yasaklayan bir yasa tasarısını imzaladı.
Eyaletin bu kararın uygulanmasını potansiyel olarak geciktirebilecek yasal zorluklarla karşılaşması muhtemel görünüyor. Montana’nın yasağı, gelecekte TikTok’u ülke çapında kısıtlama veya yasaklama girişimlerinin karşılaşabileceği karmaşık manzaranın bir önizlemesi olarak görülüyor.
Yeni yasaya göre TikTok’un Montana’da faaliyet göstermesi yasaklanacak ve uygulama mağazalarının eyaletteki kullanıcıların uygulamayı indirmesini engellemesi gerekecek. Bireysel kullanıcılar doğrudan yasak tarafından hedef alınmasa da hem TikTok hem de uygulama mağazaları, uyumsuzluk nedeniyle günlük 10.000 dolar para cezasına çarptırılacak. Bu yasama hamlesi, eyalet düzenlemeleri ile değişiklik haklarının korunması arasındaki potansiyel çatışmaya ışık tutuyor.
TikTok, kullanıcılarının haklarını ihlal ettiğini iddia ederek Montana yasasını hızla kınadı. TikTok sözcüsü, platformun Montana’da yüzbinlerce insanı güçlendiren olumlu etkisini vurguladı. Montanalılara TikTok’ta kendilerini ifade etmeye, hayatlarını kazanmaya ve topluluk bulmaya devam edebilecekleri konusunda güvence verdiler. Bu açıklama, TikTok’un kullanıcılarının haklarını hem Montana eyaleti içinde hem de ötesinde savunma taahhüdünü vurguluyor.
Montana milletvekilleri, ülkenin diğer bölgelerindeki yetkililer gibi TikTok’un Çinli şirket olan ByteDance ile bağları hakkında endişelerini dile getirdi. Uygulamanın Çinli mülkiyetinin Amerikalı kullanıcıların kişisel verileri için risk oluşturduğunu iddia ediyorlar. TikTok, kullanıcı verilerini Çin hükümetiyle paylaşma niyetini sürekli olarak reddetti ve veri güvenliği endişelerini gidermek için önemli yatırımlar yaptı. Bu çabalara rağmen, milletvekilleri daha katı önlemlerin gerekli olduğuna inanıyor. ABD hükümeti, bu endişeleri azaltmak için ByteDance’i TikTok’u bir Amerikan şirketine satmaya bile zorlama girişiminde bulundu.
Dünyanın en büyük teknoloji şirketlerinden Microsoft, yıllık çalışma trendlerine yönelik hazırladığı raporu yayınladı. Raporda, yapay zekanın üretkenlik üzerindeki etkisine ve dünya çapındaki göçmen işçilerin görüşlerine odaklanılıyor.
Hatrı sayılır derecede birçok çalışan, yapay zekanın işleri üzerindeki etkilerinden endişe duyduğunu ve %49‘unun endişe duyduğunu ortaya koyuyor. Ancak rapor, yapay zekanın dönüştürücü gücünü ve dijital borcun yükünü hafifletme potansiyelini de vurguluyor.
Dijital borç, insanın etkin bir şekilde işleme kapasitesini aşan ezici veri, e-posta, toplantı ve bildirim akışını ifade ediyor. Bu dijital aşırı yük, yalnızca bireysel üretkenliği etkilemekle kalmaz, aynı zamanda yenilikçiliği ve stratejik düşünmeyi de engelliyor. Ankete göre yanıt verenlerin %64’ü işlerini yapmak için zaman ve enerji bulmakta zorlanıyor. Bu da yaratıcılığın ve genel iş üretkenliğinin azalmasına yol açıyor.
İnsanların %68’i kesintisiz çalışma için odaklanmış zamanları olmadığını belirterek, iş gününün giderek daha külfetli hale geldiğini belirtiyor. Sürekli iletişim, bilgi arama ve toplantılara katılma ihtiyacı, kaçırılan fırsatlara ve üretkenliğin azalmasına neden oluyor. Ortalama olarak çalışanlar, zamanlarının %57‘sini toplantılara, e-postalara ve sohbetlere ayırıyor ve geriye yalnızca %43‘ü gerçek yaratıcı çalışmaya kalıyor.
Yapay zeka, zamandan tasarruf sağlayan ve enerji açısından verimli iş akışlarını etkinleştirerek bu üretkenlik sorunlarına çözüm olabiliyor. Yapay zeka, tekrarlayan görevleri otomatikleştirip bilgi yönetimini kolaylaştırarak, çalışanların inovasyona ve stratejik düşünmeye odaklanmaları için zaman sağlıyor.
İş dünyası liderleri, yapay zekanın işgücünü değiştirmek yerine güçlendirme potansiyelini anlıyor. Yapay zeka, insan yeteneklerini artırabilen, çalışanları sıradan görevlerden kurtaran ve işlerinin daha anlamlı ve yaratıcı yönlerine odaklanmalarını sağlayan değerli bir araç olarak görülüyor.
Amerika, İngiltere, Türkiye ve Avrupa Birliği ülkeleri olan Estonya, Hollanda, Almanya gibi geniş bir coğrafyaya ticaretini taşımak isteyen küçük ve orta büyüklükteki şirketlere, şirket kuruluşundan vergilendirmeye kadar olan süreçte ürün ve hizmetler sunan yerli girişim Mükellef, ABD ve İngiltere’de şirket kuran kullanıcıları için yeni ürünü WorkhyBooks‘u hayata geçirdi.
WorkhyBooks, şirketlerin finansal süreçlerini tek bir platform üzerinden yönetmelerini sağlıyor. Ön muhasebe programı WorkhyBooks öncelikli olarak ABD ve İngiltere’de şirket kuran kullanıcıların hizmetinde olacak. Kullanıcı şirketler web tabanlı olarak geliştirilen bu program sayesinde gelir-gider takibi, banka hareketlerini eşleştirme, fatura gönderimi, fiş yükleme ve raporlama gibi pek çok ön muhasebe işlemini tek bir platform üzerinden online olarak kolaylıkla yapabilecek.
Mükellef’in regulasyon ekibi ile Mükellef’in geliştirdiği ön muhasebe programı WorkhyBooks’u konuştuk.