Geçen hafta sizlere, teknik servis süreç yönetimi konusunda SaaS tabanlı çözümler üreten ServisSoft girişiminin, Hande Enes ve Mert Utancak’tan yüksek değerlemeyle tohum yatırım aldığının haberini paylaşmıştık. Bu yatırım sürecinin oldukça ilginç ve pandemi sebebiyle bizleri bekleyen bu zor dönemde tüm girişimcilere ilham olacak bir hikayesi var.
ServisSoft kurucu ortaklarından Aybar Başaran bu tohum yatırım süreciyle ilgili olarak; Hande Hanım ve Mert Bey ile yapılan ilk toplantıdan, resmi imzaların atılmasına kadarki sürecin kendi aralarinda çok olumlu ve hızlı ilerlerlediğini ama aynı zamanda şekilde, dünyada ve ülkede sosyo-ekonomik ve doğal katastrofik olayların bu yatırım sürecine başından sonuna kendilerine eşlik ettiğini belirtti. Bunun da hem yatırımcıları, hem de kedileri için öğretici bir deneyim olduğunun altını çizdi ve yatırım sürecinin detaylarını şu şekilde anlattı:
Servissoft’un yatırım hikayesini Aybar anlatıyor:
Hande Hanım’la tanışma toplantısı için Levent’te buluştuk ve toplantının başlamasının üzerinden 5 dakika geçmeden, İstanbul’da hayatı durduran 26 Eylül’deki deprem gerçekleşti. Herkesin panikle plazalardan dışarı çıktığı bir an ve siz hayatınızın belkide en önemli toplantılarından birindesiniz ve doğal olarak karmaşık duygular yaşıyorsunuz. Ama baktık sarsıntı kısa sürdü ve herhangi bir problem yok çevremizde, kısa bir duraklamadan sonra Hande Hanım’ın, “devam edebiliriz istersen” demesiyle, ServisSoft’u geliştirmekle ilgili planlarımızın neler olduğunu kaldığımız yerden anlatmaya devam ettik. Sanırım o gün böyle kaotik bir durumda bile toplantıyı kesmek yerine devam etmeye karar vermemiz, bu süreci ve birbirimize olan güveni en baştan güçlendirdi. Belki de kriz anlarındaki karşılıklı böyle doğal gelişen tavırlar, hem insan hem de iş ilişkilerindeki uyumunu gösteren yegane göstergelerdir.
Böyle “sallantılı” başlayan sürecin daha sonra, ortalama bir yatırım sürecine göre çok hızlı kapatıldığını belirten Başaran, burada yatırımcıların kendilerinden istedikleri ‘KPI’lara çok hızlı cevap verebilmelerinin ve girişim merkezleri üzerinden edindikleri yatırımcı ilişkilerine dair tecrübelerin öneminin büyük olduğunu belirtiyor; “En önemlisi ve değerlisi yatırımcınızın sizin planınıza güvenmesi ve bunu size her aşamada samimiyetle hissettirmesi.”
Girişimciler için mücadele edilmesi gereken birçok teknik ve maddi sorun vardır ama bir girişimin devam edebilmesinin en önemli şartı sizin fikrinize ve yaptıklarınıza inanan ekibinizin dışından bir kişinin daha çıkmasıdır diye düşünüyorum. İşte bizde yatırımcılarımızla böyle bir ilişkiyi daha ilk günden yakalayabildiğimiz için şanslıydık. Yani doku daha en baştan tutmuştu ve bu yüzden sonrasında da çok hızlı ilerleyebildik. Öte yandan deprem daha sonraki süreçte yaşayacaklarımıza göre devede kulak kalacaktı…
Mart başı gibi yatırım sürecinin sonuna gelmiştik, bu sırada Covid-19 artık bir pandemiye dönüşmüştü ve tüm dünyada sosyo-ekonomik olarak kimsenin şahit olmadığı zor ve geleceği öngöremediği bir süreçten geçiyorduk. Depremle başlayan yatırım görüşmelerimiz, pandemiyle beraber devam ediyordu ve tabii ki akıllarda böyle belirsizliğin hat safhada olduğu bir dönemde yatırım ertelenebilir mi sorusu da ister istemez geliyor. Aynı ilk toplantıda depreme rağmen devam etme kararında olduğu gibi bu dönemde de baştan kurulan karşılıklı güven ve inatçı tavrında etkisiyle, yatırımcılarımızda bizim gibi vazgeçmedi ve risklerin devasa boyutlara geldiği bu salgın döneminin tepe noktasında yatırım sürecimizi baştan nasıl planladıysak öyle sonlandırabildik.
Burada her şey yolunda giderken, çok olumsuz olarak kodlayabileceğiniz bir durumun veya olayın gerçekleşmesinden dolayı motivasyonunuzu bozmak yerine planlarınızda ısrar edip, yolunuza devam edebilirseniz, bunun aslında ileride sizi asıl amaçladığınız yolda güçlü kılabileceğinin güzel bir örneği görüyoruz.
ServisSoft’un kontrol edemeyeceğiniz makro problemler ve krizlerin olduğu bir dönemde bu mutlu sonla biten hikayesi, ileriki günlerde tüm sektörler, özellikle de girişim ekosistemi için zorlu geçecek aylarda, hepimize iyi gelebilecek güzel bir örnek. Umuyoruz ki Covid-19’un tüm dünyaya yaşattığı ve yaşatmakta olduğu bu acı dönem, insanlık ortak bilincinde ve önceliklerinde bir kırılma yaratır ve krizleri fırsata çevirmek zorunda kaldığımız bir dünya düzeni yerine, kriz üretmeyen ve daha kapsayıcı bir sistemin tohumlarını hep beraber attığımız bir geleceği kurmak için milat olur.