Ana Sayfa Blog Sayfa 78

Ankara merkezli uzay teknolojileri girişimi Plan-S, dört uydusunu daha uzaya gönderdi

Uzay teknolojileri alanındaki çalışmalar ve rekabet artarken, uzay endüstrisi de sürekli olarak büyüyor. Space Foundation verilerine göre küresel uzay ekonomisinin büyüklüğü 2023 yılında 570 milyar dolar olurken, özel sektörün payı da %78’e ulaştı. Bu dev pastadan pay almak isteyen tüm dünyadan şirketler de çalışmalarını hızla sürdürüyor.

IoT haberleşme hizmetleri sunacak takım uydularının ilk dördü geçtiğimiz haftalarda Vandenberg Uzay Üssü’nden fırlatılan Ankara merkezli yerli uzay girişimi Plan-S’in Yönetim Kurulu Başkanı Sami Aslanhan açıklamasında test amacıyla fırlatılan beş uydunun, uydu alt sistemlerini geliştirmek ve uçuş tarihçesi kazandırmak amacıyla kullanıldığını belirtti.

“İlk uydumuzu 2022 yılında gönderdik ve bu beş uyduda birçok şeyi öğrenip tecrübe ettik. Bugün artık ticari hizmet vereceğimiz dört Connecta IoT uydumuzu uzaydaki yörüngelerine yerleştirdik ve artık hizmet sunmaya hazırız.”

“Hedefte 200’den fazla uydu var”

Sami Aslanhan verdiği demeçte;

“Türkiye’nin önde gelen uydu ve uzay teknolojileri şirketi konumundaki Plan-S, Temmuz 2021’de Ankara’da kuruldu. Henüz 3 yıllık bir şirket olmamıza rağmen, kısa sürede büyük başarılara imza attık. Fakat şunu kabul etmek gerekir ki uzay teknolojileri üzerine çalışmak yüksek maliyetli ve aynı zamanda uzun soluklu bir disiplin gerektiriyor. Şu anda 120 çalışanımız ve bu ekibin %70’i mühendislik ve teknoloji alanında çalışıyor. Ekibimiz, savunma, havacılık ve uzay alanlarında yüksek deneyime sahip mühendisler ile potansiyeli çok yüksek genç mühendislerden oluşuyor. Geliştirdiğimiz uyduların tasarım, üretim, test ve entegrasyon süreçlerinin tamamını kendi bünyemizde gerçekleştiriyoruz. Uzay görevlerine uygun çalışma alanlarımızla, üretim süreçlerinin neredeyse tamamını kurum içinde yönetiyoruz. Uzay ortamını simüle eden ve kritik uzay görevlerine uygun çalışmalar yürütebileceğimiz test cihazlarımız, laboratuvarlarımız ve temiz odalarımız bulunuyor. Bu altyapıyı kurmak ve yönetmek oldukça büyük tecrübe ve özveri istiyor.”

Yerli girişim Vagon ile oyun motoru Unity, interaktif 3D deneyimleri tarayıcıya taşıdıkları iş birliğini duyurdu

Kaliforniya merkezli bulut teknolojileri girişimi Vagon ile oyun motoru Unity, donanım engellerini ortadan kaldırarak interaktif 3D deneyimleri tarayıcı üzerinden deneyimlenebilir hale getirmek için yaptığı iş birliğini duyurdu.

Bu iş birliğiyle, Vagon Streams bu alandaki ilk Unity onaylı çözüm oldu. Vagon ekibinin yayınladığı eklentiyle birlikte geliştiriciler Unity arayüzünden çıkmadan deneyimlerini, sınırsız sayıda kullanıcıya yüksek performansta ulaştırabilecekler.

Türk girişimciler tarafından 2019 yılında Kaliforniya merkezli kurulan teknoloji girişimi Vagon, kullanıcıların herhangi bir cihazda grafik yoğun uygulamaları tarayıcı üzerinden çalıştırmalarını sağlayan farklı teknolojik çözümler sunuyor. Profesyoneller ve stüdyolar, iş yapış süreçlerini yüksek performanslı donanımlarla hızlandırmak için dünya genelinde Vagon’un bulut bilgisayar ve uygulama yayını servislerini kullanıyor.

Yapay zeka bazlı 3D motorlarıyla birlikte sanal ortamlar oluşturmanın hızlandığı bu günlerde Vagon, internetin bir sonraki nesli olan 3D Web için altyapı çözümü olmayı hedefliyor.

Bu iş birliği üreticiler için ne anlama geliyor?

Vagon Streams, oyunlar, mimari görselleştirme projeleri, ürün demoları, simülasyonlar ve sanal dünyalar gibi tasarımların yüksek performanslı NVIDIA GPU’ları kullanılarak gerçek zamanlı bir şekilde deneyimlenebilmesini sağlıyor. Vagon’un NVIDIA ile mevcut partnerliği mobil cihazlar ve tabletlerden düşük özellikli bilgisayarlara kadar tüm cihazlarda yüksek çözünürlüklü, sürükleyici bir görsel kalite sağlıyor.

Unity kullanan oyun geliştiricileri, projelerini test etmek ve son kullanıcıya ulaştırmak için Unity Asset Store’dan bu eklentiye erişebilir ve Vagon.io üzerinden hemen test edeblir.

KPMG’nin küresel girişim yarışması Global Tech Innovator’ın Türkiye kazananı Wisersense oldu

Girişimlere kendilerini ve inovasyonlarını uluslararası ölçekte tanıtarak işlerini büyütme imkânı sunan ve 24 ülkede düzenlenen prestijli KPMG Private Enterprise Global Tech Innovator yarışmasının Türkiye finallerinin kazanan girişimi Wisersense oldu.

Yoğun başvurular arasından finale kalan on girişimin ayrı ayrı sunumları sonrasında yapılan jüri değerlendirmesi ile öne çıkan Wisersense, uçtan uca akıllı makine sağlığı izleme çözümü sunuyor.

Türkiye finalinde birinci olan Wisersense, 10-14 Kasım 2024 tarihleri arasında Portekiz’in başkenti Lizbon’da gerçekleştirilecek küresel büyük finalde diğer ülkelerin birincileriyle birlikte sahne alacak, kendi inovasyonunu dünyaya tanıtma fırsatı bulacak ve 2024 yılının “Küresel İnovasyon Öncüsü” olma şansını yakalayacak. Ödül, Lizbon’a seyahat ve konaklamayı, ayrıca özel networking etkinliklerine ve mentorluk fırsatlarına erişimi de içeriyor. Wisersense aynı zamanda KPMG’nin hazırlayacağı global raporda da yer alacak.

Akıllı IoT sensörleri ve yapay zekâ destekli yazılım çözümleriyle birlikte dijital ikiz teknolojisinde öncü olmayı hedefleyen bir vizyona sahip olan Wisersense, çözümleriyle endüstrilerde plansız kesintilerin ve arızaların önüne geçmeyi, bakım ve enerji maliyetlerini azaltmayı, çevresel sürdürülebilirlik ve iş güvenliği süreçlerine katkı sağlamayı hedefliyor.

Konuyla ilgili açıklama yapan KPMG Türkiye Birleşme ve Satın Alma Danışmanlığı Lideri Şirket Ortağı Özge İlhan Acar;

“Yarışmamıza dünya genelinde 1.500’ün üzerinde girişim başvuru yaptı. Yoğun bir ilgiyle karşılaştığımız Türkiye finalinde de küresel standartları yakalamış ve birbirinden başarılı 10 girişimi yakından tanıma fırsatı bulduk. Bu tablo, Türkiye’deki girişimcilik ekosisteminin dinamizmini ve inovasyon kapasitesini açıkça ortaya koyuyor.”

KPMG Türkiye İnovasyon ve Teknoloji Danışmanlığı Lideri, Şirket Ortağı Gökhan Mataracı;

“Çok sayıda güçlü aday arasından öne çıkan Wisersense, uçtan uca akıllı makine sağlığı izleme çözümüyle jüri üyelerimizden büyük takdir topladı. Wisersense’in Portekiz’deki küresel finalde ülkemizi başarıyla temsil edeceğine ve dünya sahnesinde de buradakine benzer bir etki yaratacağına inanıyoruz.”

Wisersense Program Müdürü Burak Bağcı ise;

“Bu prestijli yarışmada Türkiye’yi temsil etmek, Wisersense için büyük bir onur ve aynı zamanda global büyüme yolculuğumuzda önemli bir adım. Yarışma boyunca aldığımız geri bildirimler, yenilikçi teknolojimiz ve vizyonumuzun gücünü bir kez daha doğruladı. Endüstrilerde devrim yaratan uçtan uca akıllı makine sağlığı izleme çözümlerimizle plansız kesintileri en aza indiriyor, maliyetleri düşürüyor ve sürdürülebilirliğe katkı sağlıyoruz. Dünyaya sunduğumuz bu yenilikleri Kasım ayında Lizbon’da daha geniş bir sahnede tanıtacak olmaktan büyük heyecan duyuyoruz. Wisersense olarak geleceğin endüstrilerini şekillendirmeye kararlıyız.”

Endüstriyel enzim üreten yerli girişim Livzym Biyoteknoloji, 11 milyon dolar yatırım aldı

Kalkınma Katılım GSYF’nin 2022 yılında yatırımcısı olduğu biyoteknoloji şirketi Livzym Biyoteknoloji, yeni turda; Lallemand, Evyap Holding, Türk Telekom Ventures ve Startupİst Ventures gibi hem stratejik hem finansal yatırımcıların katılım sağladığı yatırım turunda, 60 milyon dolar değerleme üzerinden toplamda 11 milyon dolar yatırım aldı.

Dr. Serdar Uysal ve yatırımcı ortakları tarafından 2014 yılında kurulan Livzym Biyoteknoloji; güçlü AR-GE altyapısı, global ölçekteki know-how yetkinliği ve alanlarında uzman tamamı Türk ekibiyle, Türkiye’de yerli endüstriyel enzimlerini üretmektedir.

Orta Doğu ve Kuzey Afrika’dan Rusya’yı da kapsayan Bağımsız Devletler Topluluğu’na kadar uzanan coğrafyadaki ilk endüstriyel enzim üreticisi olduğunu dile getiren girişim; bugün, pek çok sektörün ihtiyacına yönelik enzimi dünya standardında üretebilme kapasitesine sahiptir. Ülkemizin %100 dışa bağımlı olduğu enzim alanındaki ithalatı önemli ölçüde ikâme etmek amacıyla kurulan yerli girişim; üretim gücüyle Türkiye’yi yakın coğrafyada enzim ihracatı yapan bir ülke olarak konumlandırmayı hedeflemektedir. Aynı zamanda enzimde dışa bağımlılığı azaltırken, ülkemizin cari açığının kapanmasına da katkı sunmak üzere faaliyetlerini sürdürmektedir.

Livzym Biyoteknoloji kurucusu ve genel müdürü Dr. Serdar Uysal verdiği demeçte;

“Türkiye’de kendi alanında ilk ve tek biyoteknoloji şirketi endüstriyel enzim üreticisi Livzym, bu yatırımla hem üretim kapasite artışı sağlayacak hem de yurtdışı açılımı sayesinde şirket büyümesi ciddi bir ivme kazanacak. Bu süreçte 2022 yılından bugüne yanımızda olan tüm Türkiye Kalkınma Fonu ekibine teşekkür ederiz.”

GetirFinans ve Fibabanka, servis modeli bankacılığı için BDDK’dan faaliyet izni aldı

GetirFinans ve Fibabanka, BDDK’dan servis modeli bankacılığı faaliyetlerine başlamak için gerekli izinleri aldı.

Geçtiğimiz yıl 250 milyon dolar değerleme ile toplam 70 milyon dolar yatırım alan GetirFinans, çok yakında kullanıcılarıyla buluşacak. Türkiye’nin ilk servis modeli bankacılığı hizmeti olan GetirFinans, kullanıcılarına kazançlı, hızlı ve ücretsiz bir dijital bankacılık deneyimi sunacak.

Getir ortaklığıyla kurulan GetirFinans, geçtiğimiz yıl toplamda 70 milyon dolar yatırım alarak henüz kuruluş aşamasındayken 250 milyon dolar değerlemeye ulaşmış bir teknoloji firmasıdır. GetirFinans, 1 Ocak 2022’de yürürlüğe giren Dijital Bankaların Faaliyet Esasları ve Servis Modeli Bankacılığı Hakkında Yönetmelik kapsamında, Fibabanka’nın sunduğu servis bankası hizmetlerine arayüz sağlayıcısı olarak kullanıcılarına hızlı ve avantajlı bir bankacılık deneyimi sunacaktır.

“Bankacılığı herkes için erişilebilir hale getirerek, cepleri koruyan bir bankacılık anlayışı sunacağız” diyen GetirFinans CEO’su Yiğit Çağlayan verdiği demeçte;

“GetirFinans olarak Türkiye’ye bir ilki Fibabanka iş birliğiyle getiriyoruz. Getir’in kullanıcı deneyimi ve hızını, Fibabanka’nın güvenli ve çevik Servis Modeli Bankacılığı ile birleştirerek, GetirFinans’ta herkes için kazançlı ve ücretsiz bir dijital bankacılık deneyimi hazırladık. Kullanıcılarımız, kendileri için en iyi fırsatlara ve en avantajlı tekliflere Getir uygulaması içinde yer alan GetirFinans’tan kolayca erişebilecek. Özel faydalarla dolu hizmetimizi çok yakında kullanıcılarımıza sunacağız.”

Fibabanka Genel Müdürü Ömer Mert ise demecinde;

“En son teknoloji ve stratejik ortaklıklar yoluyla finansal hizmetleri her geçen gün geliştirme taahhüdümüzü, GetirFinans ile yaptığımız bu iş birliğiyle ileri taşımaktan gurur duyuyoruz. Türkiye’de Ekosistem ve Platform Bankacılığını en yaygın uygulayan banka olarak, Servis Modeli Bankacılığı ile daha da güçlenen yaklaşımımız ile tüketicilerin bankacılık hizmetlerine, temas ettikleri her platformdan hızlı, kolay ve güvenilir şekilde ulaşabilmelerini sağlıyoruz. GetirFinans ile hayata geçirdiğimiz iş ortaklığı da bu yaklaşımımızın önemli bir göstergesi. Türkiye’de bir ilk olan bu iş birliğimiz, alıştığımız bankacılık modellerini dönüştürmekle kalmıyor, aynı zamanda finansal hizmetleri daha erişilebilir ve kolay hale getirme vizyonumuzla da mükemmel bir uyum sağlıyor. Servis Modeli Bankacılığı vizyonumuz ve hazır altyapımız ile, finansal kapsayıcılığın alanını genişletirken tüm ekosistemin gelişimine katkı sunmaya devam edeceğiz.”

Mastercard Lighthouse, fintech girişimleri global sahneye davet ediyor

Ödeme sistemleri alanında faaliyet gösteren öncü global teknoloji şirketi Mastercard, Nordik ve Baltıklar’da başarılı sonuçlar elde eden Lighthouse programının Türkiye ayağını duyurdu.

Yerli fintech girişimlerin yatırım bulmalarını kolaylaştırmak, potansiyel müşteriler ve iş ortakları ile bir araya gelmelerini sağlamak amacıyla kurulan Mastercard Lighthouse, girişimlerin ihtiyaçlarına yönelik özelleştirilmiş destekler sunuyor. Program ödeme sistemleri, siber güvenlik ve risk, finansal destek ve yatırım, sürdürülebilirlik ve kapsayıcılık, pazarlama teknolojileri, verimlilik, veri ve analitik ile KOBİ çözümleri olmak üzere 8 ana dikeye odaklanıyor. Mastercard Lighthouse start-uplara operasyonel gelişim, finansal kuruluş ve yatırımcı temasları konusunda Türkiye’nin önde gelen kuruluşlarıyla sağladığı partnerliklerle program özelinde destek sağlıyor.

Mastercard Lighthouse programı, girişimcilere sunduğu çeşitli faydalarla dikkat çekiyor. Türkiye’deki fintek girişimlerini uluslararası standartlara taşıma hedefiyle yola çıkan Mastercard, katılımcılara Mastercard’ın üst düzey stratejik mentorları ve uzmanları ile çalışma, çeşitli eğitim programlarına katılma ve operasyonel desteklerden faydalanma imkanı sağlıyor. Girişimlerin global ve lokal iş partnerleri ile bağlantı kurmalarına olanak tanıyan program, bu sayede iş ortaklıklarının geliştirilmesini hedefliyor.

Uluslararası ağlar ve pazarlarla bağlantı kurma fırsatı, girişimlerin küresel düzeyde genişlemesine ve yeni alanlar keşfetmesine imkan tanıyacak. Program yanı sıra yatırımcılara erişimi kolaylaştırarak fon bulma süreçlerini hızlandırıyor ve finansal destek arayan girişimciler için avantaj sağlıyor. Ayrıca Mastercard’ın üst düzey stratejik mentorları ve sektör uzmanları ile birebir çalışma imkanı sunarak daha hızlı ve etkin büyümelerinde aktif rol oynuyor.

2018 yılında Nordik ve Baltık bölgelerinde başlayıp, 150’yi aşan partnerlik, 280 milyon Euro’nun üstünde yatırıma aracılık ederek büyüyen ve program mezunlarından unicorn girişimler çıkaran Mastercard Lighthouse programı, Türkiye’nin yenilikçi fintek girişimlerini küresel sahneye çıkarmayı amaçlıyor.

Sabancı Topluluk şirketlerinden DxBV, Bulutistan’ın yüzde 65 hissesini 39 milyon dolara satın aldı

Sabancı Holding’in dijital odaklı küresel teknoloji şirketi Dx Technology Services and Investment BV (DxBV), Türkiye’nin alanında lider yerel bulut hizmeti sağlayıcısı olarak 2015 yılından bu yana hem Türkiye’ye hem de dünyaya hizmet sunan Bulutistan’ın (ICT Bulut Bilişim A.Ş) %65’ini temsil eden toplam 1.097.330 TL nominal değerli paylarını 23 Ağustos 2024 tarihinde yaklaşık 39 milyon dolara bedelle satın aldı.

Türkiye’nin alanında lider yerel bulut hizmeti sağlayıcılarından biri olarak 2015 yılından bu yana pazarda sektörünün önde gelen büyük müşterilerine hizmet veren Bulutistan, kurulduğu günden bu yana Orta Asya, Avrupa, Ortadoğu ve Afrika bölgelerinde açtığı yeni ofislerle hizmet kapsamını genişletip istikrarlı büyümesini Türkiye sınırlarının dışına da taşıdı.

Ana stratejisi doğrultusunda altyapıdan servislere kadar bulut çözümlerini uçtan uca verme ve geleceğin dijital şirketleri için güçlü bir dijital iş ortağı olma felsefesi ile hem organik yatırımlar yapan hem de şirket satın almalarıyla portföyündeki dijital teknoloji şirketlerini büyütmeyi hedefleyen DxBV, bu stratejisi kapsamında Bulutistan ile bölgede ve uluslararası pazarlarda büyümeyi amaçlıyor.

“Bulutistan’ın başarısın global pazarlarda daha da pekiştireceğine inanıyoruz”

Satın almanın, DxBV’nin yeni nesil veri merkezleri, bulut altyapısı ve platformları ile yönetilen hizmetlere yatırım yapma stratejisi doğrultusunda gerçekleştirildiğini belirten Sabancı Holding Dijital Grup Başkanı Max Speur verdiği demeçte;

“Sabancı Topluluğu olarak son yıllarda dijital teknolojiler konusundaki kararlılığımızı ortaya koyan çok sayıda önemli yatırımı hayata geçirdik. Bu kapsamda Sabancı Ventures’ın da yatırımlarından biri olan Bulutistan’ı DxBV portföyü içinde görmekten büyük memnuniyet duyuyoruz. Türk girişimcilerimizin vizyonu, yerelde edindikleri tecrübeleri yurt dışına taşıma başarıları ve büyüme potansiyellerini desteklemek bizim için gurur verici. Bulutistan’ın geliştirdiği ve sunduğu bulut çözümleriyle başarısını global pazarlarda daha da pekiştireceğine inanıyoruz.”

Bulutistan CEO’su Begim Başlıgil ise şunları söyledi: “Bu yatırım sayesinde başta Türkiye’de ve hizmet verdiğimiz diğer ülkelerde daha büyük ve daha güçlü bir teknoloji ekosistemi oluşturup, yenilikçi ve sürdürülebilir çözümler geliştirmek için çalışmaya devam edeceğiz. Bulutistan’ın teknoloji sektöründeki potansiyelini ortaya çıkararak bölge ekonomisine katkı sağlayıp bu alanda uluslararası bir oyuncu olmayı hedefliyoruz. DxBV ile birlikte daha da büyüyerek, başarılı projelere imza atacağımıza inanıyoruz. Bize güvenen değerli müşterilerimize, iş ortaklarımıza, çalışanlarımıza ve yatırımcılarımıza teşekkürü bir borç biliyor, yeni ortaklık yapımızla hep birlikte geleceğe daha umutlu ve güçlü adımlarla ilerleyeceğimize inanıyoruz.”

Çalışan odaklı yeni nesil yan haklar platformu Luvu, Erhas’tan 500 bin dolar yatırım aldı

Çalışan odaklı yeni nesil yan haklar platformu Luvu, Türkiye’nin çalışan ve müşteri sadakat programlarındaki güçlü firması Erhas‘tan yatırım aldı. Bu stratejik ortaklık, Luvu’nun çözümlerini geniş kitlelere ulaştırma vizyonunun önemli bir parçasını oluşturuyor.

Toplam değeri 500 bin dolarlık yatırımın yanı sıra bir çok global firmanın , çalışan ve müşteri sadakat programlarının da Türkiye servis ortağı olan Erhas’ın 20 yılı aşkın sektör deneyimi ve geniş ürün yelpazesi, Luvu’nun dinamik ve esnek platformu ile kullanıcıların ihtiyaçlarına daha etkin bir çözüm sunacak.

Luvu Kurucu Ortağı Serkan Kocaman yatırımla ilgili verdiği demeçte;

“Erhas ile gerçekleştirdiğimiz bu yatırım ve ortaklık, çalışan bağlılığını ve memnuniyetini artırma misyonumuzu güçlendiriyor. Bu işbirliğiyle, Luvu’nun esnek çözümleri ve Erhas’ın tecrübesi , çalışan deneyimi alanında yeni bir standart belirleyecek.”

Erhas Yönetici Ortağı Hülya Ermeç Hasbıyık ise demecinde;

“Luvu ile işbirliği yapmaktan ve onların çalışan deneyimini zenginleştiren çözümlerini desteklemekten dolayı heyecanlıyız. Bu ortaklık, çalışan sadakatini arttırmak isteyen her boyuttaki şirkete basit ve zahmetsiz esnek yan haklar programı uygulama fırsatı sağlayacak”şeklinde konuştu.

Yakın zamanda Kapalı Beta aşamasını başarıyla tamamlayan yan haklar platformu Luvu, Erhas ile iş birliğinin müşterilere ve kullanıcılara sağlayacağı faydaları paylaşmak üzere, Ekim ayı içerisinde bir dizi etkinlik düzenlemeyi planlıyor.

Kolektif House ve fonbulucu’dan Ankara’da yeni nesil ofis modeli: fonprime

Ankara’da Kolektif House ve fonbulucu tarafından fonprime GSYF aracılığıyla hayata geçirilen fonprime, yeni nesil girişimcilik ve merkezi olarak dikkatimizi çekiyor. Ankara yolculuğumda fonprime’ın açılışına davet edildim vlog ürettim.

Kolektif House kurucu ortağı ve CEO’su Ahmet Onur ile fonbulucu kurucusu ve CEO’su Hakan Yıldız, fonprime’ı tüm detaylarıyla egirişim’e anlattı.

TD SYNNEX, İstanbul merkezli ağ ve güvenlik çözümlerine odaklanan Prolink’i satın alıyor

TD SYNNEX, Prolink‘in satın alımı için bir anlaşma imzaladığını duyurdu. Bu işlem ile ağ çözümleri ve güvenlik alanında bünyesine geniş kapsamlı bir uzmanlık ekleyecek olan TD SYNNEX bu sayede Türkiye’deki varlığını daha da güçlendirecek.

Türkiye’de ağ ve güvenlik çözümlerine odaklanan Prolink, ülkemizin önde gelen bağımsız katma değerli bir distribütörü olarak biliniyor. 1997 yılında kurulan şirket, İstanbul ve Ankara ofislerindeki 60 çalışanı ve 300’ü aşkın güçlü bayi portföyü ile faaliyet gösteriyor.

TD SYNNEX’in Kuzeydoğu Avrupa Bölgesi Kıdemli Başkan Yardımcısı Judith Schreibmayer, konuyla ilgili verdiği demeçte;

“Prolink ve TD SYNNEX mükemmel bir eşleşmedir. Bu işlem, müşterek teknoloji portföyümüzü zenginleştirmenin yanı sıra, Türkiye’nin dinamik pazarındaki ortaklarımıza benzersiz uzman desteği ve hızlandırılmış büyüme sağlama yeteneğimizi de güçlendirecektir.”

TD SYNNEX Türkiye Başkan Yardımcısı Behçet Yumrukcallı ise demecinde;

“Prolink ve TD SYNNEX’in birbirini son derece iyi tamamlayan birleşimi, ortaklarımızın işlerinin büyümesini besleyen, farklılaşmış ve dönüştürücü bilgi teknolojileri çözümlerini sunma yeteneğimizi artıracak. Prolink, bilgi teknolojileri güvenlik çözümlerinde tanınan bir güce sahipken TD SYNNEX’in yüksek büyüme endeksli teknolojilere odaklanması, Türkiye pazarına sunabileceğimiz seçenekleri ve katma değeri daha da genişletecektir.”

Prolink’in Kurucusu ve CEO’su Ken Bradley de demecinde;

“Bu satın alma, şirketimiz ve çalışanlarımız için heyecan verici yeni bir dönemin başlangıcını temsil ediyor. Ekibimizin son 27 yılda Türkiye bilgi teknolojileri pazarına kattığı değerden ötürü son derece gururluyum. Prolink için bu stratejik kararı alırken çalışanlarımız, müşterilerimiz ve tedarikçilerimiz için doğru ortağı TD SYNNEX’te bulduğumuzu biliyorduk. Bu yeni döneme başlarken bizi ve en önemlisi ortaklarımızı bekleyen olağanüstü ivmeyi görmek için sabırsızlanıyorum.”

Bu satın alım Türkiye’deki düzenleyici makamlardan gerekli onayların alınması ardından tamamlanacak. Bu onay beklenirken, her iki şirket de birbirlerinden bağımsız olarak faaliyet göstermeye devam edecek.