Ana Sayfa Blog Sayfa 71

Son kilometre lojistiğinde akıllı teknolojiler geliştiren İletmen, 850 bin dolar yatırım aldı

Geliştirdiği yazılım ve iş modeli ile son kilometre teslimat çözümleri sunan İletmen, sektörün önde gelen ödeme ve restoran platform şirketleri sahibi melek yatırımcılar ve APY Ventures Bilişim Vadisi GSYF’den toplam 850.000$ yatırım aldı.

İletmen Akıllı Teslimat, geliştirdiği yazılım ile farklı noktalardaki siparişleri rota optimizasyonuyla birleştirerek son kullanıcılara teslim ediyor. Teknolojik altyapıları sayesinde işletmeler, siparişlerinin teslimat sürecini kolayca takip edebiliyor ve operasyonlarını daha verimli bir şekilde yönetebiliyor.

Bu yatırım, İletmen Akıllı Teslimat’ın büyüme hedeflerini hızlandırmak, teknolojik altyapısını güçlendirmek ve hizmetlerini daha geniş kitlelere ulaştırmak için kullanılacak.

Rekaberlik ile mobilite sektöründe genişleme hedefi

İletmen Akıllı Teslimat CEO’su Özgür Duruöz yatırımla ilgili verdiği demeçte;

“Yapılan yatırımın şirketlerinin büyüme potansiyelini ve operasyonel yeteneklerini artırmak için önemli bir adım olduğunu belirtirken, ”Bu yatırım sektör içinde aynı işi yaptığımız meslektaşlarımızla birleşerek daha çabuk ve maliyet odaklı bir şekilde İletmen’in kabiliyetlerini daha geniş sahaya yaymamızı sağlayacak. Akıllı teslimat süreçlerimizi restoran dışında farklı sektörlere genişleteceğiz. Bunları kârlılık anlayışından sapmadan yapmaya devam edeceğiz. Sektörde deneyimli ekip arkadaşlarını bünyemize dahil edip kârlı büyümemizi yeni sektörlerde de sürdüreceğiz.”

APY Ventures Fon Yöneticisi Mustafa Keçeli de verdiği demeçte;

“İletmen’in mobilite sektöründe rekaberlik duygusu ile hareket etmesi, APY Ventures’ın ‘birlikte büyüme’ misyonuyla oldukça örtüşüyor. Bilişim Vadisi GSYF’den yaptığımız yatırımla, şirketin teknolojik alt yapısını geliştirerek büyüme hedeflerini hızlandırmasını temenni ediyor ve yeni sektörlerde hizmet vermeye başlayacak olan ekibe başarılar diliyoruz.”

Workup Agri’nin üçüncü dönemine seçilen 6 girişim

Türkiye’nin sürdürülebilir kalkınmasına katkı sağlamak hedefiyle çeşitli alanlarda çalışmalar yürüten İş Bankası, tarımda verimlilik artışı, üretim kalitesinin artırılması, sulama tekniklerinin daha iyi kullanılması gibi konularda yenilikçi çözümler üreten teknoloji girişimlerinin büyümesini de teşvik ediyor.

Bankanın ana destekçisi olduğu Workup Girişimcilik Programı çatısı altında, tarım, gıda ve hayvancılık ekosisteminde akıllı teknolojileri kullanan girişimlerin hızlanmalarına yardımcı olmayı hedefleyen Workup Agri programının 3. dönemi başlıyor.

Hackquarters yürütücülüğünde gerçekleştirilen programın yeni dönemine, akıllı ve hassas tarım teknolojileri, gerçek zamanlı izleme sistemleri ve görüntü işleme, tarımsal hastalık ve zararlılarla mücadele, yeni nesil etkili gübre üretim teknolojileri, sera üretim teknolojileri ve dikey tarım teknolojileri alanlarında çözümler üreten sürdürülebilir ve ölçeklenebilir iş modeline sahip Afara, Ancient Greens, Bridgesoft, Seracell, Soilbiom ve Uptechlabs girişimleri katılıyor.

WorkupAgri.ist internet sitesi üzerinden başvuruların yıl boyunca açık olduğu programa dahil olan girişimlerin güncel durumları ve desteğe ihtiyaç duydukları konular birebir görüşmeler ile tespit ediliyor. Uygun eşleştirmeler ve yönlendirmeler yapılarak girişimlere ihtiyaçları doğrultusunda özelleştirilmiş bir program hazırlanıyor.

Seçilen girişimler 6 ay boyunca;

  • Alanlarında uzman kişilerden mentorluk,
  • İş Bankası Grubu iştirakleri başta olmak üzere farklı paydaşlarla iş birliği,
  • İş Bankası’nın kurucusu ve yatırımcısı olduğu fonlar başta olmak üzere yatırım imkânlarına erişim,
  • Tecrübeli girişimcilerle deneyim paylaşımı, çalıştaylar ve ilham etkinliklerine katılma,
  • İş Bankası’nın katıldığı ulusal ve uluslararası fuarlarda müşterilerle ve potansiyel partnerlerle buluşma,
  • İş Bankası’nın çiftçi buluşmalarında yer alma ve potansiyel kullanıcılara doğrudan erişim,
    Basılı ve dijital mecralarda kendilerini tanıtma
    olanaklarına sahip olacak.
  • Programa kabul edilen girişimler, İş Bankası Girişimcilik Şubelerinin desteğinin yanı sıra yerli ve global çok sayıda iş ortağının startup’lara yönelik çözüm ve hizmetlerinden ücretsiz ya da indirimli yararlanma hakkı elde ediyor. Aynı zamanda İş Kule Workup Alanı’nda ücretsiz ofis imkânından da yararlanabiliyor.

Workup Agri’nin 3. dönemine seçilen girişimler:

  • Afara: Tarım robotu ile pamuk hasadı sonrası yere dökülen pamukları görüntü işleme yöntemi ile tespit edip vakumlu toplama sistemleri ile toplayan ve otonom kontrol edebilen, verimlilik esaslı tarla verileri sağlayan girişim.
  • Ancient Greens: Oluşturduğu buğday çimi ekosisteminde atalık tohumları gelişmiş gıda teknolojileriyle harmanlayarak katma değerli, insan ve çevre sağlığına saygılı ve kullanımı pratik ürünler üretmeyi amaçlayan girişim.
  • Bridgesoft: Endüstri 4.0’ın operasyonel verimlilik kavramını odağına alan ve bu doğrultuda yapay zekâ destekli zirai ekipman teknolojileri üreten girişim.
  • Seracell: Yapay zekâ ile otomatik sulama ve gübreleme sistemleri çalıştırabilen, uçtan uca hastalık tespit ve takibi yapabilen, kamera ile otomatik zararlı sayımı gerçekleştirebilen ve otomatik drenaj suyu ölçümleri yapabilen, seranın her noktasını teknoloji ile buluşturan modüler bir sera otomasyon sistemi.
  • SoilBiom: Bitkiye ve toprağa özgü besleyici ve koruyucu ürünler geliştirerek başta tarım toprakları olmak üzere doğal kaynakları korumayı amaçlayan girişim.
  • Uptechlabs: Akıllı LED aydınlatma ve hidroponik bitki yetiştirme sistemleri sayesinde iki kat az enerji harcayarak ve yüzde 97 su verimliliği ile zirai ilaç kullanmadan istenilen aroma ve kalitede bitki yetiştirme imkânı sunan girişim.

in4startups’ın Almanya pazarı odaklı Sürdürülebilirlik Hızlandırma Programı’na seçilen 7 girişim

in4startups, Almanya pazarına açılmayı hedefleyen sürdürülebilirlik odaklı girişimleri desteklemek amacıyla başlattığı Sürdürülebilirlik Hızlandırma Programı‘nın bu yılki katılımcılarını duyurdu.

NRW Global Business Türkiye desteğiyle in4startups tarafından organize edilen program, yenilikçi fikirleri ve sürdürülebilir iş modelleri ile dikkat çeken girişimlere Almanya’nın dinamik pazarında büyüme ve gelişme fırsatı sunuyor.

Programa başvurular, çeşitli sektörlerden yüzlerce girişim arasından titiz bir değerlendirme sürecinin ardından yapıldı. Bu süreçte, iş modellerinin sürdürülebilirlik potansiyeli, pazar uyumu, yenilikçilik düzeyi ve ölçeklenebilirlik gibi kriterler göz önünde bulunduruldu. Sonuç olarak, Almanya pazarında fark yaratacak ve sürdürülebilir gelişime katkıda bulunacak 7 girişim seçildi.

Seçilen girişimler, in4startups ve partnerleri tarafından sağlanacak kapsamlı mentorluk, eğitim ve network oluşturma imkanlarının yanı sıra, Almanya’daki potansiyel yatırımcılar ve iş ortakları ile buluşma fırsatı elde edecekler. Programın sonunda, girişimler Almanya pazarına giriş yapmak için gerekli bilgi, beceri ve ağa sahip olacaklar. Ayrıca programı başarıyla bitiren girişimciler Almanya’daki gerçekleşecek olan roadshow’a katılmaya hak kazanacaklar.

İn4startups kurucu ortağı Ahmet Sefa Bir programla ilgili verdiği demeçte;

“Bu yılki Sürdürülebilirlik Hızlandırma Programımıza katılacak girişimler, sürdürülebilir bir gelecek için çözümler sunma potansiyeline sahip. Amacımız, bu yenilikçi fikirlerin Almanya pazarında başarıya ulaşmasını sağlamak ve böylece küresel sürdürülebilirlik hedeflerine katkıda bulunmak.”

İşte programa seçilen girişimler:

3pmetrics (İstanbul): 3pmetrics, sürdürülebilirliği dijitalleştirme hedefiyle geliştirdiği yazılım ürünleri sayesinde tüm ölçeklerdeki şirketlerin sürdürülebilirlik alanındaki hesaplamalarını ve ISO standartlarında raporlamalarını en hızlı ve en doğru veri kaynaklarını kullanan metodolojiler ile gerçekleştirerek, şirketlerin regülasyonlara uyum sağlamalarını sağlar.

Cool-Reg (Bursa): Karbon salınımının ve enerji verimliliğinin temel ihtiyaç olduğu günümüzde ve yakın gelecekte iklimlendirme cihazlarının (ısı pompası-chiller) verimliliklerinin en üst seviye çıkarılması için patenti kendine ait olan elektrik üreten ısı pompası sistemlerinin üretimini yapmaktadır.

Naturelink Innovation (İzmir): Naturelink, özellikle odak olanı olarak kozmetik ve kişisel bakım firmalarının sert ve esnek malzeme çözümlerinde kullanılan geleneksel termoplastik malzemelere alternatif olarak mısır atıklarını ileri dönüştürerek evde-kompostlanabilir, %100 biyo-bazlı biyokompozit hammadde ve ürünler üretmektedir.

AppVest Intelligent Manufacturing (Ankara): AppVest, dijitalleştirilmiş imalatçı ağı ile çok çeşitli imalat yöntemlerinde uzmanlaşmış, seri ve prototip üretimi gerçekleştiren bir firma olarak hizmet vermektedir.

Car4Future (İzmir): Elektrikli araç veya şarj ünitesi sahibi bireysel ve kurumsal kullanıcılar için enerji paylaşım ağı ve V2X destekli 3-22 kW arası devre kartı ve kontrolcüleri girişime ait şarj üniteleridir.

RoboLabs Cbot (İstanbul): Girişim dezenfeksiyon, temizlik ve teslimat görevleri için tasarlanmış yenilikçi otonom platformlar ve hizmet robotları aracılığıyla hayat kurtarıyor.

Vegg Foods (Mersin): Değerlendirilemeyen atık bakliyatlardan düşük karbon ve su ayak izine sahip vegan yumurta alternatifi üretimi gerçekleştirmektedir.

DOMiNO Ventures’tan yapay zeka odaklı hızlandırma programı: BetterFuture AI

Yapay zeka, Web3 ve Gaming odaklı teknoloji girişimlerine yatırım yapan Hollanda merkezli erken aşama risk sermayesi fonu DOMiNO Ventures, yeni hızlandırma programı BetterFuture AI‘ı duyurdu.

Amsterdam, İstanbul, Estonya, Polonya, Gürcistan, Azerbaycan, Kazakistan ve Özbekistan ofisleriyle küresel çapta faaliyet gösteren DOMiNO Ventures stratejik yatırımlarını hızlandırma programı ile güçlendirmeyi hedefliyor.

BetterFuture AI Hızlandırma Programı, Orta Asya ve Kafkaslar’daki erken aşama yapay zeka girişimlerine 8 haftalık bir eğitim içeriği ile çeşitli yetkinlikler kazandırarak global büyümeye teşvik etmeyi amaçlıyor. Programa katılan girişimciler, günümüzün rekabetçi girişimcilik ekosisteminde fark yaratabilmek için gerekli olan teknik ve sosyal becerileri kazanacakları yoğun bir eğitime tabi tutulacak.

Program hem yerel hem de global ortakların işbirliğinden faydalanıyor. Başlıca katkıda bulunanlar arasında akademik rehberlik ve mentorluk sağlayan Westminster Üniversitesi uluslararası networkü ile Danimarka merkezli Creative Business Network, lokal pazar penetrasyonları ile IT Park, Sabah.Hub, Impact Hub Tiflis, Astana Hub, Future Laboratory ve Startup Central Eurasia, ABB Innovation Center, Türkiye Yapay Zeka İnisiyatifi (TRAI) ve daha bir çok partneri saymak mümkün.

BetterFuture AI Hızlandırma Programı ile Etki

Yapay zeka alanında önemli bir etki yaratmayı hedefleyen erken aşama girişim kurucuları için BetterFuture AI Hızlandırma Programı bölgedeki tek yabancı hızlandırma program olarak dikkat çekiyor. Global büyüme odağı ile hazırlanan program, Orta Asya ve Kafkaslar’daki girişimlerin büyümesini ve başarısını hızlandırmak için tasarlanmış benzersiz kaynaklar sunuyor.

BetterFuture AI ile Kapsamlı Mentorluk Deneyimi

Program, girişimlere çeşitli ve deneyimli bir global mentorluk ağına erişim sunuyor. Birbirlerini tamamlayan öz geçmişlere sahip mentorlar girişimcilere farklı konularda pratik bir yaklaşım ile çeşitli konularda eğitimler verecekler. Programın kapsamlı içeriği sayesinde girişimciler teknik yeterliliklerini artırmanın yanı sıra sosyal ilişkilerini ve liderlik becerilerini de geliştiriyor olacaklar. Bu bütünsel yaklaşım, katılımcı girişimlere sürdürülebilir büyüme ve başarıya ulaşmak için ihtiyaç duydukları araçları sağlayarak global pazarda güçlü oyuncular olmalarına destek olmayı hedefliyor.
BetterFuture AI Hızlandırma Programı için başvurular başladı.

Paket Mutfak’tan yeni bir teknoloji şirketi: Paket AI

İyi gıdayı erişilebilir kılmak için 2019 yılında Tali Şalhon ve Eytan Nahmiyas liderliğinde kurulan yerli bulut mutfak girişimi Paket Mutfak, hali hazırda 1 üretim tesisi, 9 aktif şubesi ve 8 yemek markasıyla günde 2500’in üzerinde sipariş alıyor.

Paket Mutfak, bu operasyonel ve teknolojik altyapısını kullanarak yakın zamanda da İstanbul’daki şu sayısını 25’e ulaştırmayı amaçlıyor.

Kuruluşundan beri tüm operasyonlarını kolaylaştıran yazılımları şirket bünyesinde geliştiren girişim, Paket.ai ile teknoloji alanına yaptığı yatırımları arttırıyor.

TÜBİTAK Marmara Teknokent’te kurulan Paket.ai, hızlı teslimat için gereken operasyonel yükü azaltmayı ve veri analizine odaklanarak, şirketlere operasyonlarıyla ilgili derinlemesine iç görüler sunmayı hedefliyor.

Paket.ai ile ilgili Paket Mutfak CEO’su Tali Şalhon verdiği demeçte;

“Yemek markalarımızı sipariş platformlarında en yüksek puanlarda tutmamızda büyük rol oynayan yazılımlarımızın gücüne ve potansiyeline inanıyoruz. Yeni kurduğumuz iştirak ile Paket Mutfak operasyonunda kullanılan teknolojilerin kullanım alanlarını genişletmeyi hedefliyoruz.”

Paket Mutfak kurucu ortağı ve CPO’su Eytan Nahmiyas ise demecinde;

“Bulut mutfak operasyonlarımızdan gelen bilgi birikimimiz ve teknoloji uzmanlığımızı yapay zeka ile kuvvetlendirerek anlık teslimat operasyonlarında yeni bir dönemin önünü açmak istiyoruz. Kuvvetli stratejik işbirliklerine Yandex Maps ile imza atarak başladık, yakın zamanda yeni işbirlikleri de açıklayacağız.”

Teknokent bünyesinde geliştirmelerine başlanan Paket.ai’ın sunacağı ürünler ile ilgili detaylar biraz geç olsa da 2025’te paylaşılması planlanıyormuş. Biz de yakında takip ediyoruz ve yeni gelişmeler oldukça size aktaratacağız.

Binaların depreme karşı dayanıklılığını belirleyen Binamod, Founder One’dan yatırım aldı

Kullanıcıya oturduğu yerden satın alacağı veya kiralayacağı binanın deprem performans bilgisini veren, olası deprem hasar durumunu belirleyen ve binaların depreme dayanıklılığını artıran güçlendirme senaryoları tasarlayan Binamod, Türkiye’nin ilk etki yatırım fonu Founder One‘dan yatırım aldı.

Uçtan uca çözüm: Binamod

Geliştirdiği mobil uygulama ile bireysel kullanıcılara risk sorgulama hizmeti sunan Binamod, kurumsal kullanıcılar ve uzmanlar için sahadan veri toplama sürecini yönetiyor. Girişim bu sayede yapıların deprem anındaki/sonrasındaki tepkilerini belirleyerek, sürekli olarak izlenmelerini ve gerektiğinde ihtiyaç duyulan iyileştirmelerin yapılmasını sağlıyor. Büyük veri ve yapay zekâ teknolojileri ile binalar için risk önceliğinin belirlenmesinden afet sonrası sürecin yönetilmesine kadar olan bütüncül bir hizmet sunuyor.

Binamod, aynı zamanda büyük depremlerin yapılar üzerindeki zararlı etkilerini minimize edebilme potansiyeline sahip sismik sönümleyicilerin geliştirilmesine yönelik araştırma ve geliştirme çalışmaları yürütüyor.

Binamod’un hedefi: evlerin depremde en güvenli yer olmasını sağlamak

Founder One Yatırım Komitesi Üyesi ve Genel Müdürü Ali Şahin verdiği demeçte;

“Deprem riski, özellikle deprem kuşağında yer alan bölgeler için hem ekonomik hem de sosyal açıdan ciddi bir tehdit oluşturuyor. Binamod, bu tehdide karşı yenilikçi çözümler sunarak, binaların depreme karşı daha dayanıklı hale gelmesine katkıda bulunuyor. Bu yatırım, sadece finansal bir getiri sağlamakla kalmıyor, aynı zamanda toplumsal bir değer yaratma ve insan hayatını koruma misyonumuzu da destekliyor. Binamod’un, deprem riskinin azaltılmasında önemli bir rol oynayacağına ve daha güvenli yaşam alanları oluşturulmasına katkı sağlayacağına inanıyoruz.” şeklinde konuştu.

Ankara merkezli Resmo, JumpCloud tarafından satın alındı

Kimlik doğrulama ve erişim yönetimi platformu olan JumpCloud, IT ve SecOps ekipleri için bulut tabanlı varlık yönetimi ve SaaS güvenliği çözümü olan Ankara merkezli girişim Resmo’yu satın aldığını duyurdu.

Bu satın alma, JumpCloud’un ürün portföyünü IT varlıklarının güvenli ve kolay bir şekilde keşfedilmesi, yönetilmesi ve kontrol edilmesine yönelik genişletiyor. Bu birleşmeyle birlikte, firmalar SaaS, IT güvenliği ve varlık yönetimi ihtiyaçlarını proaktif bir şekilde karşılamak için hepsi bir arada çözüme ulaşabilecek.

JumpCloud’un kurucu ortaklarından Greg Keller satın almayla ilgili verdiği demeçte;

“IT ekipleri olarak bilmediğimiz şeyin güvenliğini sağlayamayız. Şirket içerisinde kimin hangi uygulamaları kullandığı ve üretilen dijital varlıklara olan erişim yetkilerinin yönetimi, firmanın güvenlik ihlalleri yaşamaması için hayati önem taşır. Resmo, bu sorunları doğrudan ele almak için yenilikçi çözümlere öncülük ederek ürünlerini geliştirdi. Şirketin kurucuları, hem müşteri ihtiyaçlarını karşılamada hem de modern IT’nin taleplerini karşılamak üzere tasarladıkları bulut tabanlı güvenlik çözümleriyle şirketi ileriye taşımada kanıtlanmış bir başarıya sahip. Resmo’nun teknolojisini ve ekibin uzmanlığını entegre etmek, müşterilerimize tespit edilemeyen SaaS uygulamalarının ve IT varlıklarının tek bir çatı altında görüntülenmesine ve yönetilmesine olanak sağlayacak. Böylelikle firma içerisinde kullanılan tüm uygulamaların ve IT varlıklarının güvenliğini daha kapsayıcı bir şekilde ele alınabilecek.”

Resmo’nun kurucu ortaklarından ve CEO’su Serhat Can ise;

“JumpCloud’a katılacakları için ekipteki herkes oldukça heyecanlı. Daha da önemlisi, JumpCloud platformunun genişletilmesiyle birlikte, daha fazla müşteri ve iş ortağımız için farklı araçlar arasında dağılmış çözüm sorununu ortadan kaldıracak ve SaaS uygulama güvenliğinin oluşturduğu yükü hafifletecek olmanın sevincini yaşıyoruz.”

Bu satın almayla birlikte JumpCloud Make Work Happen® vizyonuna ivme kazandırmayı planlıyor. Firmalar tüm çalışanlarının işe girişinden çıkışına kadar olan süreçte çalışan tarafından kullanılan uygulamaların ve üretilen dijital varlıkların hepsini görüntüleyebilecek ve yönetebilecek. JumpCloud platformunu Resmo teknolojisiyle birleştirerek müşterilerine güvenlik, dijital varlıklar, cihazlar, yetkiler ve erişimler konusunda merkezi bir özgürlük sunacak.

JumpCloud’un binlerce kullanıcıyı kapsayan müşteri anketleri, dijital varlıkların tespitine, güvenliğine ve yönetimine yönelik pazar talebinin arttığını vurguluyor. ABD, İngiltere ve Hindistan’da JumpCloud’un sponsorluğunda yapılan bir araştırmaya göre, IT yöneticilerinin %75’i bu kritik görevleri yerine getirmek için tek bir uygulama kullanmak istiyor ancak çalışanların iş başlangıcından çıkışına kadar olan tüm süreci yönetmek için genellikle 5 ila 10 uygulamaya ihtiyaç duyuyorlar.

JumpCloud satın almayla ilgili detayları paylaşmamakla beraber, tüm Resmo ekibine çalışma fırsatları teklif etti. Buna ek olarak yetenek havuzunu yazılım mühendisliği de dahil pek çok alanda Türkiye bünyesinde genişletmeyi planlıyor.

No Code ve Low Code platformu Xpoda, global yolculuğuna Amsterdam ile başlıyor

Türkiye’nin ilk ve en büyük No Code & Low Code Platform geliştiricisi Xpoda, yurt dışı pazarına açılma stratejisini hayata geçiriyor. İlk adım olarak Hollanda’nın başkenti Amsterdam’da ofis açan firma, Avrupa pazarındaki büyüme atağını önümüzdeki dönem İngiltere ofisi ile sürdürecek.

Xpoda CEO’su Şenol Balo, Amsterdam yatırımının Xpoda için stratejik bir önem taşıdığına dikkat çekerek, bölgenin yenilikçi teknoloji ekosistemi, güçlü altyapısı ve stratejik konumu ile ön plana çıktığını söyledi. Balo ayrıca, Amsterdam’ın Avrupa’nın diğer bölgelerine kolay erişim sağlayan bir merkez olduğunu belirterek, şunları söyledi:

“Yurt dışına açılım stratejimizin temelinde bölgenin ihtiyaçlarını, ekosistemini ve etki alanını hesap ederek en uygun noktada yerel ve bölgesel iş birliği yapabileceğimiz potansiyel iş ortaklarına / distribütörlere ulaşmak yer alıyor. Potansiyel iş ortaklarının adaptasyonunu hızlandırmak için ise, Xpoda’nın Türkiye’deki güçlü iş ortağı ekosisteminin gücünü ve tecrübesini kullanıyoruz.”

“Xpoda ile bir sonraki adım İngiltere”

Şenol Balo Xpoda olarak, Avrupa teknoloji sektörüne No Code ve Low Code geliştirme platformları ile katkıda bulunmayı amaçladıklarını belirterek, “Yazılım geliştirme süreçlerini hızlandırarak ve teknik bilgi gerektirmeden uygulama geliştirmeyi mümkün kılarak, şirketlerin dijital dönüşümünü hızlandırıyoruz. Teknolojimiz sayesinde, artan yazılım geliştirici talebine alternatif bir çözüm olarak tercih edilen bir marka olma amacındayız” dedi.

Balo, Xpoda’nın no-code çözümlerini daha geniş bir kitleye ulaştırmak amacıyla Avrupa pazarında büyümeyi hedeflediklerini, bir sonraki adımın ise İngiltere ofisi olacağını vurguladı.

“Avrupa’da çeşitli üniversitelerle iş birliği yapacağız”

Amsterdam ofisinin distribütörlük operasyonunu yönetecek yerel bir işletme ile birlikte geliştirdikleri konsept üzerine çalışacağı bilgisini veren Xpoda CEO’su Şenol Balo, şunları kaydetti:

“Xpoda Türkiye ofisi olarak gösterdiğimiz tüm faaliyetler zamanla Amsterdam ofisinde de distribütörümüz tarafından gerçekleştirilecek. Türkiye üzerinden tüm teknik desteği onlara sağlayacağız. Eğitimlerimizin çok büyük çoğunluğunu online eğitim platformumuz akademi.xpoda.com’a taşıyoruz. Ay sonu itibariyle İngilizce eğitim sertifika programımız da tamamlanmış olacak. Dolayısıyla önceliğimiz eğitimlerimizin online olarak herkes tarafından erişilebilir hale gelmesi. Üniversitelerle yaptığımız iş birlikleri devam edecek. ABD’de olduğu gibi Avrupa’da da çeşitli üniversitelerle iletişimde olacağız.”

Otonom sürüş teknolojileri geliştiren yerli girişim ADASTEC, APY Ventures’tan 1 milyon dolar yatırım aldı

2018 yılında kurulan ve büyük ölçekli otobüsler ile ticari araçlar için son teknoloji otomasyon çözümleri sunan ADASTEC, seviye-4 otonom sürüş yazılım platformu flowride.ai ile sektördeki standartları yeniden tanımlayarak bu alanda lider konumda yer almaktadır. ADASTEC, APY Ventures’tan 1 milyon dolar yatırım aldığını duyurdu.

ADASTEC, NHTSA (ABD) ve TUV Nord (Norveç)’dan alınan onaylarla kritik başarılar elde ederek seviye-4 otonom sürüş çözümleri alanında önemli bir oyuncu haline gelmiştir.

Michigan, ABD’de ilk seviye-4 otonom otobüsü operasyona alan ADASTEC; Stavanger, Norveç’te de bir seneyi aşkın süredir hizmet vermektedir. Bu yönü ile Avrupa’da da öncü bir rol üstlenen ADASTEC, toplu taşımayı küresel ölçekte dönüştürme konusundaki kararlılığını ortaya koymaktadır.

ADASTEC CEO’su Dr. Ali Peker yatırımla ilgili verdiği demeçte;

“APY Ventures’tan aldığımız bu yatırım, ADASTEC’in sektörde öncü olma vizyonunu ve sürdürülebilir ulaşım misyonunu daha da pekiştiriyor. Bu fon, araştırma ve geliştirme faaliyetlerimize ivme kazandıracak ve seviye-4 otonom sürüş teknolojimizi daha da ileriye taşıyacak kaynakları sağlayacak. Ortaklığımız, inovasyonumuzun ve sürdürülebilir ulaşım çabalarımızın geniş bir coğrafyada yankı bulmasına ve otonom otobüslerimizin global ölçekte kabulünü hızlandırmaya yardımcı olacak.”

APY Ventures Fon Yöneticisi Mustafa Keçeli yatırım hakkındaki düşünceleriyle ilgili verdiği demeçte;

“APY Ventures bünyesinde yönettiğimiz Bilişim Vadisi GSYF ile globale açılmayı hedefleyen ölçeklenebilir girişimlere yatırım yapmaya devam ediyoruz. Fonun odak teknolojilerinden mobilite alanında başarıyla faaliyet gösteren ADASTEC’e yatırım yaparak girişimin sürdürülebilir ve verimli ulaşım teknolojileri çalışmalarına destek olmayı umuyoruz. Otonom sürüş teknolojileri alanında oldukça yetkin bir ekibe sahip olan ve başarısını uluslararası arenada kanıtlamış ADASTEC’in vizyonuna güveniyoruz.”

Türk girişimciler tarafından kurulan Arf’ın blokzincir üzerindeki uluslararası likidite hacmi 1 milyar doları aştı

Türk girişimciler tarafından kurulan Web3 ve geleneksel finansın kesişiminde yer alan uluslararası ticaret ve ödemeler platformu Arf, lisanslı finansal kurumları desteklemek için sağladığı onchain likidite hacminde 1 milyar doları aştığını duyurdu.

Arf’in bu kilometre taşı, küresel finans kurumları için sunduğu yenilikçi, blockzincir destekli çözümler üreten Arf’ın kategori belirleyici liderliğini vurgulamaktadır.

Arf Kurucu Ortağı ve CEO’su Ali Erhat Nalbant konuyla ilgili verdiği demeçte;

“Arf, halihazırdaki finansal sistemlerin kısıtlamalarını aşmak için yenilikçi teknolojiler geliştirmek amacı ile kuruldu. Vizyonumuz, gerçek dünya problemlerini çözerek inovasyonun ve mevzuatın şekillenmesi sağlamak ve gelecek on yılda herkes için daha erişilebilir bir finansal sistemin oluşmasına zemin hazırlamak.”

Yenilikçi mözümlerle Küresel Ticaretin ve Ödemelerin Zorluklarını Aşmak

Finansal kurumlar, günlük küresel faaliyetlerinde yeterli likiditeyi sağlamak amacıyla kendi özkaynaklarına veya borç finansmanına güvenmektedir. Ancak bu uygulamalar sermaye yapılarını sınırlamakta ve artan işlem hacimleri için fırsat maliyetleri ortaya çıkarmaktadır. Aynı şekilde, kredi sağlayan kuruluşlar (banka vb.) operasyonel şeffaflık ve yüksek risk yönetimi uygulamaları nedeniyle finansal kurumları fonlamada zorluklarla karşılaşmaktadır.

Uluslararası ticaret ve ödemeler sektöründeki bu zorluklara çözüm olarak Arf, blokzincir üzerinde yer alan işletme sermayesi çözümü Arf Likidite’yi sunmuştur. Arf Likidite uluslararası ticaret ve ödemeleri internet hızına çıkarmakta olup blokzincir teknolojisi aracılığıyla uluslararası ticaretteki 4 trilyon dolarlık likidite açığını kapatmayı amaçlamaktadır.

Arf’ın bu yolculuğunu kararlı bir biçimde desteklediklerini vurgulayan Stellar Development Foundation (SDF) Hazine ve Sermaye Piyasaları Yöneticisi Phil Meng demecinde;

“Arf’ın blokzincir üzerinde likidite hacminde 1 milyar dolara ulaşma başarısına tanık olmaktan heyecan duyuyoruz. Bu önemli adım, uluslararası ticaret ve ödemelerdeki temel problemlerin blokzincir ve bu bağlamda Stellar teknolojisinin kullanılarak çözülebilmesinin önemli kanıtlarından biri. Stellar blokzincirinde akıllı sözleşmelerin (smart contracts) de hayata geçmesiyle finansal sektörün nasıl dönüşeceğini merak ediyoruz.”

Finansmanın Ötesinde Yenilik: Arf Şeffaflık Protokolü

Arf Kurucu Ortağı Kazım Rıfat Özyılmaz, “Arf’ın inovasyona olan bağlılığı blokzincirin temel kuramına, şeffaflığına dayanıyor. Arf Şeffaflık Protokolü, likidite arzı, geri ödemeler ve vadesi geçmiş ödemeler de dahil olmak üzere tüm finansal faaliyetlerin blokzincir üzerinde doğru bir şekilde temsil edilmesini sağlıyoruz” dedi.

“Şeffaflık protokolü, dünyada likidite sağlayıcılar için verileri blokzincir üzerinde göstererek uluslararası ticaret ve ödemelerde operasyonel şeffaflık getiriyor, veriyi doğrulamak için aracıya olan ihtiyacı ortadan kaldırıyor ve riski görünür yapıyor. Bu sayede uluslararası finansal kurumlar için ölçeklenebilir likidite çözümlerine erişim artık mümkün oluyor.”

Uluslararası Ticaret ve Ödemelerde Genişleyen Vizyon

Arf, uluslararası ticaret ve ödemelerde geliştirdiği hizmetler ile 2025 yılına kadar 100 milyar dolarlık hacim hedefliyor. Bu stratejik pozisyonlama, Arf’ın şeffaflık protokolü ve ölçeklenebilir likidite desteğiyle, finansın geleneksel engellerini ortadan kaldırarak daha kapsayıcı ve verimli bir endüstri gelişiminin önünü açacaktır.