Ana Sayfa Blog Sayfa 5

Kiracı ve ev sahiplerinin sorunlarını çözen girişim: Kirakeep

Kiracı ve ev sahiplerinin sorunlarını çözmeye odaklanan yerli girişim Kirakeep, 2024 yılında ev sahipleri ve kiracıların yaşamlarını kolaylaştırmak amacıyla kurulmuş yenilikçi bir dijital platformdur. Misyonu, kira süreçlerindeki karmaşıklıkları ortadan kaldırarak kullanıcılarına güvenli, hızlı ve şeffaf bir deneyim sunmak.

300 bin TL hibe veren Lonca Girişimcilik Merkezi, girişimlerin başvurularını bekliyor

Yenilikçi projeleri büyütmek, onları sürdürülebilir iş modellerine dönüştürmek ve ülke ekonomisine değer katacak iş ortaklıklarının önünü açmak amacıyla Kuveyt Türk tarafından 2017 yılında kurulan Lonca Girişimcilik Merkezi, 11. dönem programına başvuru almaya başladı.

Lonca Girişimcilik Merkezi; geride kalan 10 dönem boyunca fintek, yapay zeka, SaaS, tarım teknolojileri, sağlık teknolojileri başta olmak üzere farklı dikeylerden 100’e yakın girişimin büyüme yolculuğuna destek sağladı. Loncanın kurulduğu günden bugüne girişimlere toplam 500 bin dolara yakın nakit hibe desteği sağlandı. Lonca mezunu girişimlerden 30 tanesi bugüne kadar farklı yatırımcılardan toplamda 16,5 milyon doları aşkın yatırım aldı.

Lonca Programı ve 300 bin TL’ye kadar nakit hibe desteği

Lonca 6 aylık program boyunca strateji ve pazarlama danışmanlığı başta olmak üzere girişimlerin ihtiyaç duydukları başlıklar özelinde girişimcilik yolculuklarında yol arkadaşı olarak konumlanıyor. 11. dönemde girişimlerin finansal ihtiyaçlarına destek olmak amacıyla 300 bin TL nakit hibe desteği sunmaya devam edecek. Yeni dönemde de fintekler başta olmak üzere Kuveyt Türk’ün API altyapısı tüm girişimcilerin kullanımında olacak. Girişimlere ayrıca proje bazlı mentorluk, kuluçka hizmeti, cihaz geliştiren girişimcilere Ar-Ge desteği, özellikle fintekler için API ve bu konuda özel mentorluk gibi birçok alanda katkı sağlanacak. Ürünü hazır olan girişimlere Kuveyt Türk ile iş birliği yapma fırsatı da sunulacak.

Ekosistem Partnerliği ve İş Birlikleri

Başta girişimciler olmak üzere daha geniş kitlelere ulaşmayı hedefleyen Lonca önümüzdeki dönemde partner ağını genişletmeyi hedefliyor. Türkiye’de ve globalde faaliyet gösteren kurumsal firmalar, girişimcilik merkezleri, akademik kurumlarla ortak programlar ve etkinlikler düzenleyecek. Kuveyt Türk Lonca programında yer alan girişimcilerin müşterisi ve iş ortağı olarak bankacılık süreçlerinde yenilikçi ürün ve hizmetleri deneyimliyor.

Son başvuru tarihi: 15 Haziran

Girişimciler, bugüne kadarki faaliyetleriyle Türkiye girişim ekosistemine büyük katkılar sağlayan Lonca Girişimcilik Merkezi adresi üzerinden 15 Haziran 2025 tarihine kadar başvuru yapabilecek.

Her dönem yüzlerce başvuru alan programa seçimler, girişimin geniş bir pazar büyüklüğüne hitap etmesi, bir gelir ya da fayda modelinin olması, kurucu ekibin sadece girişime odaklanıyor olması gibi birçok kriter göz önünde bulundurularak yapılıyor.

TRUK Hızlandırma Programı’ndan mezun olan 9 girişim

TRUK Hızlandırma Programı kapsamında iklim teknolojileri, döngüsel ekonomi ve karbon yönetimi gibi alanlarda çalışan girişimler, Türkiye ve Birleşik Krallık’ta, ihtiyaca göre özelleştirilmiş mentorluk, eğitim ve uluslararası uzmanlara erişim desteklerinden faydalandıkları 9 aylık sürecin ardından, Demo Day’de, geliştirdikleri çözümleri, iş modellerini ve gelecek planlarını paydaşlarına sundu.

NEOHUB Genel Müdürü Gürhan Çam, veridği demeçte; “Programımıza dahil olan girişimlerin tamamını, fikir aşamasından global pazara açılmalarına kadar her aşamada uçtan uca destekledik. Ülkemizde üretilen teknoloji ve inovasyonu uluslararası iş birlikleriyle güçlendirmek, fikirlerin küresel anlamda uygulanabilirliği açısından son derece önemli bir avantaj oluşturuyor. NEOHUB olarak, ülkemizin girişimcilik potansiyelinin global arenada daha fazla temsil edilmesine katkı sunmaktan büyük mutluluk duyuyoruz.”

Programda yer alan girişimler:

Agrovech: Tarım arazilerini izlemek ve analiz etmek için uydu ve drone görüntülerini yapay zekâ ile işleyerek üreticiye veri odaklı karar desteği sunar.

Blueit: Su kaynaklarını daha verimli kullanmak için dijital sensörler ve veri analitiğiyle su yönetimini optimize eden teknolojik çözümler geliştirir.

E-dison AI: Elektrikli araç şarj istasyonlarını daha erişilebilir ve verimli hale getirmek için akıllı yazılım çözümleri geliştiren bir enerji teknolojisi girişimi.

Milkwinner: Süt üretimini optimize eden, hayvan sağlığını artırmaya odaklı yapay zekâ destekli bir tarım teknolojisi çözümüdür.

Pabbler: Lojistik ağlarındaki boş kapasiteyi yapay zeka ile analiz ederek, düşük maliyetli ve çevreci taşımacılık imkanı sunar.

Sensgreen: Binalarda hava kalitesi ve enerji tüketimini izleyerek ESG hedeflerine katkı sunan, yapay zekâ tabanlı bir çevresel veri yönetim platformudur.

Some Carbon: Karbon emisyonlarını analiz eden ve azaltmaya yönelik stratejik çözümler sunan, karbon yakalama ve yönetimi teknolojileri geliştiren bir iklim girişimidir.

Yugen: Gıda endüstrisinin yan ürünlerini yüksek performanslı, vegan ve döngüsel biyomalzemelere dönüştürerek moda ve tasarım sektörlerine sürdürülebilir alternatifler sunar.

Wastepresso: Kullanılmış kahve telvesini toplayarak biyoplastik ve çevre dostu ürünlere dönüştüren, atık yönetiminde döngüsel ekonomiye öncülük eden bir girişim.

Bir zamanlar değerlemesi 1 milyar doları aşan Builder.ai, iflas başvurusunda bulunuyor

Sachin Dev Duggal tarafından kurulan, Microsoft destekli İngiliz teknoloji unicorn’u Builder.ai, geçmişte yapılan hatalardan toparlanamayarak iflas sürecine girdiğini duyurdu.

Londra merkezli ve değerlemesi bir zamanlar 1 milyar doları aşan Builder.ai, çalışanlarına yaptığı genel bilgilendirme toplantısında, şirketin iflas başvurusunda bulunacağını duyurdu. Builder.ai, Financial Times’a yaptığı açıklamada, ana şirketi olan Engineer.ai Corporation’ın iflas sürecine gireceğini ve bir yönetici atanarak şirketin işlerinin yönetileceğini belirtti.

Bu gelişme, Builder.ai’ye toplamda 500 milyon dolardan fazla yatırım yapan Microsoft ve Katar devlet varlık fonu gibi önde gelen yatırımcılar için ciddi bir darbe oldu. Ayrıca içeride yerli VC’lerden Revo Capital de bulunuyor. Şirket, yapay zekâ destekli altyapısıyla bir uygulama veya web sitesi geliştirmenin “pizza siparişi vermek kadar kolay” hale geleceğini iddia ederek dikkat çekmişti.

Kurucu Sachin Dev Duggal, yılın başlarında CEO görevinden ayrılmış, ancak “baş büyücü (chief wizard)” unvanını ve yönetim kurulu üyeliğini sürdürmüştü. Sanırım büyü bozuldu. Şirket salı günü yaptığı açıklamada, “şirketin geçmişte yaşanan zorluklar ve alınan kararlar nedeniyle finansal açıdan ciddi baskı altında kaldığını ve bu durumdan toparlanamadığını” belirtti.

Yeni CEO Manpreet Ratia, toplantıda çalışanlarına yaptığı açıklamada, kıdemli alacaklıların şirketi temerrüde düşürdüğünü ve mevcut nakit rezervlerine el koyduğunu dile getirdi. Ratia, geçen Ekin ayında 50 milyon dolarlık borç limiti sağlandığını, ancak mart ayında CEO olarak göreve başladığında şirketin elinde yalnızca 7 milyon dolar kaldığını söyledi. Ratia, bazı mevcut hissedarlardan 75 milyon dolar daha toplamayı başardıklarını, ancak yine de finansal tabloyu toparlayamadıklarını belirtti. Şirketin Amazon’a 85 milyon dolar, Microsoft’a ise 30 milyon dolar borcu bulunuyormuş.

Geçmişteki Tartışmalar

Kurucu Sachin Dev Duggal daha önce, Hindistan’da yürütülen yüksek profilli bir ceza soruşturmasında adının geçmesiyle gündeme gelmişti. FT’nin 2024 yılında yaptığı habere göre Duggal, ayrıca başka hukuki süreçlerle de karşı karşıyaydı. Kendisi ve avukatları, Duggal’ın Hindistan’daki davada yalnızca tanık konumunda olduğunu ve herhangi bir suçlamanın söz konusu olmadığını savunmuştu.

Builder.ai’ın bilinen yatırımcıları; Microsoft, Qatar Investment Authority (QIA), Insight Partners, Jungle Ventures, Wavemaker Partners ve Revo Capital.

Yapay zeka çözümleri sunan yerli girişim Voiser, 10 milyon dolar değerleme üzerinden yatırım aldı

Yapay zeka tabanlı ses ve görüntü işleme teknolojileri alanında ürün geliştiren yerli girişim Voiser, Kayacan Ventures’tan 10 milyon dolar değerleme üzerinden yatırım aldı.

2020 yılında kurulan Voiser; metinleri doğal seslere dönüştüren AI Voiceover, konuşmaları yazıya aktaran AI Transcriber, video ve ses içeriklerini çok dilli biçimde dublajlayan AI Dubbing, kişiye özel ses klonlama sunan AI Voice Clone ve metinden video oluşturan AI Video gibi ürünleriyle medya, eğitim, e-ticaret ve içerik üretimi sektörlerinde hızlı bir büyüme yakaladı. Kullanıcı dostu arayüzü, yüksek üretim kalitesi ve çok dilli yapay zeka altyapısıyla Türkiye’nin en kapsamlı AI içerik üretim platformu haline gelen Voiser, bu yatırımla birlikte ürün portföyünü genişleterek küresel pazarda daha güçlü bir konum elde etmeyi hedefliyor.

Yıldırım: 2 milyon kullanıcıya ulaştık, şimdi hedef dünya liderliği

İçeriklerde seslerin kurumlar ve bireyler için duygusal etkileşimden küresel ölçeklenebilirliğe kadar çok katmanlı bir değer sunduğunu aktaran Voiser AI Kurucu Ortağı Hafzullah Yıldırım verdiği demeçte;

“Voiser AI’ı 2020 yılında kurarken tek amacımız bir teknoloji üretmek değildi; insan hayatına dokunan, sesi herkes için erişilebilir ve dönüştürücü bir güç haline getiren bir vizyon ortaya koymaktı. Bugün geldiğimiz noktada, 2 milyonu aşkın kullanıcıya ulaşan ve 200’den fazla ülkede aktif kullanılan bir platform olarak, bu vizyonun giderek daha fazla insana ilham verdiğini görmek bizim için en büyük motivasyon. Yapay zeka destekli seslendirme, transkripsiyon, dublaj, video üretimi ve ses klonlama gibi çözümlerimizle içerik üretimini demokratikleştiriyor, bireylerden büyük kurumlara kadar her ölçekten kullanıcıya zaman kazandıran, üretkenliği artıran, çok dilli bir dijital deneyim sunuyoruz. Kayacan Ventures’tan aldığımız yatırım, yalnızca büyümemizi hızlandıracak bir kaynak değil; inandığımız vizyonun, teknoloji ve etki odağında daha geniş kitlelerle buluşması için açılmış bir kapı. Önümüzdeki dönemde, global pazarlama stratejilerimizde daha çevik, daha görünür ve daha etkili olacağımız yeni bir dönemin kapılarını aralıyoruz.”

Sönmez: Hep birlikte büyümemizi ve başarılı çalışmalarımızı sürdüreceğiz

Voiser AI’ın Kurucu Ortağı Mehmet Fatih Sönmez ise demecinde;

“Voiser’ı kurarken, sesin dönüştürücü gücüne ve yapay zekanın insan hayatına katabileceği değere yürekten inandık. Bugün geldiğimiz noktada, yalnızca bir ürün değil; ses teknolojileri etrafında şekillenmiş, kullanıcıların içerik üretim süreçlerine hız, çeşitlilik ve yaratıcılık kazandıran bütüncül bir ekosistem inşa etmiş durumdayız. Teknolojimizi bugüne kadar yalnızca ticari amaçlarla değil, insani fayda ekseninde de konumlandırdık. ALS hastalarına seslerini yeniden kazandırmaktan, Ayasofya gibi tarihi yapıların dijitalleştirilmesine ve kültürel mirasın korunmasına kadar birçok anlamlı projeye imza attık. Şu anda Türkiye’nin en büyük markalarının çoğuna voiser.ai üyesi. Sektörlerinin öncüsü markalarla gerçekleştirdiğimiz iş birlikleri ise teknolojimizin ölçeklenebilirliğini, güvenilirliğini ve farklı ihtiyaçlara uyum kabiliyetini açıkça ortaya koydu. Aldığımız bu yatırım, yalnızca bir finansal destek olmanın ötesinde; vizyonumuzu uluslararası ölçekte hayata geçirme yolculuğumuzda stratejik bir dönüm noktası niteliği taşıyor. Voiser olarak sesi sadece bir iletişim aracı olarak değil; bir kimlik, bir bağ kurma biçimi ve dönüştürücü bir güç olarak konumlandırmaya devam edeceğiz.”

İngiltere, girişimler için nasıl bir pazar? ve yatırım süreçleri | Atlas Ventures, Onur Canlıtepe

İngiltere merkezli yatırım şirketi Atlas Ventures kurucu ortağı Onur Canlıtepe, egirişim Videocast serimizin konuğu oldu. Bir girişim İngiltere’den nasıl yatırım alır, İngiltere pazarı girişimler için nasıl bir yer gibi tüm sorularımızı detaylıca yanıtladı.

Eksim Ventures, iki girişim Virasoft ve DefensX’e yatırım yaptı

Eksim Holding’in inovasyona dayalı büyüme vizyonunu girişimcilik ekosistemine taşıyan Eksim Ventures, teknoloji tabanlı girişimlere verdiği destekle sağlık ve siber güvenlik alanlarında etkinliğini artırıyor.

Şirket, bu kapsamda kanser teşhisini hızlandıran yapay zeka destekli dijital patoloji çözümleri geliştiren Virasoft ile “Zero Trust” mimarisiyle kurumlara güvenli internet erişimi sağlayan siber güvenlik girişimi DefensX’e yatırım yaptı.

Virasoft’tan Türkiye’de 200 bini aşkın hasta faydalandı

Dünya çapında yılda 20’den fazla kurumda 400 binden fazla vakaya ulaşarak patologlara destek sağlayan Virasoft, Türkiye’de ise özel ve kamu dahil olmak üzere 20’den fazla hastane ile iş birliği yapıyor ve 3 bini aşkın tıp öğrencisine eğitim platformu sunuyor. Şirket, ülkemize kazandırdığı tele-patoloji, dijital patoloji ve yapay zeka sistemleriyle bugüne kadar 200 bini aşkın hastaya hizmet ulaştırdı.

DefensX 40 binden fazla son kullanıcıyı siber saldırılardan koruyor

Siber saldırıların giderek çeşitlendiği dijital çağda, bulut tabanlı güvenlik yaklaşımıyla işletmelerin riskini en aza indiren DefensX ise Eksim Ventures’ın son yatırım yaptığı girişim oldu. DefensX, özellikle “Zero Trust” mimarisine dayalı güvenli internet erişimi sağlayan teknolojileriyle, kurumların dijital altyapılarını daha güvenli hale getirmeyi hedefliyor. Girişimin yatırım turuna eş yatırımcı olarak katılan Eksim Ventures, bu hamleyle portföyündeki ilk siber güvenlik şirketi yatırımını gerçekleştirdi. 40 binden fazla son kullanıcıya sahip olan DefensX, 1.600’den fazla KOBİ müşterisi ve 200’den fazla BT hizmet sağlayıcısıyla çalışıyor.

“Girişimleri küresel iş ağlarımızla destekleyeceğiz”

Yeni yatırımlara ilişkin değerlendirmelerde bulunan Eksim Ventures Yatırımlar Direktörü Emre Bulut, verdiği demeçte;

“Eksim Ventures olarak stratejik ortaklığımızı girişimciliğin gücüyle birleştirerek geleceğin lider fikirlerine bugünden yatırım yapmaya devam ediyoruz. Yapay zeka tabanlı sağlık ve siber güvenlik alanlarındaki bu iki önemli hamleyle, doğrudan desteklediğimiz girişim sayısı 14’e ulaştı ve kurulduğumuz günden bu yana yapmış olduğumuz yatırım tutarı 20 milyon doların üzerine çıktı” dedi. Açıklamalarını sürdüren Bulut, “Kurumsal stratejimiz doğrultusunda yatırımlarımıza sadece finansal açıdan bakmıyor, yaşadığımız topluma ve yatırım yaptığımız sektörlere katma değer sağlamayı ön planda tutuyoruz. Yatırım yapmayı planladığımız girişimlerin; sürdürülebilir ve uzun vadeli büyüme potansiyeline sahip çözümler sunmalarını, yenilikçilik ekseninde topluma katkı sağlama vizyonuyla hareket etmelerini bekliyoruz. Fon olarak, girişimcilerimize finansal destek sağlamakla birlikte, onlara stratejik rehberlik, operasyonel destek ve küresel bir ağ sunarak büyümelerine katkıda bulunuyoruz.”

SANKO Holding, yerli girişim Binclusive iş birliği ile dijital erişilebilirliğini artıracak

Özel gereksinimli bireylerin dijital dünyaya eşit bir şekilde erişebilmesini hedefleyen SANKO Holding, bu doğrultuda önemli bir adım attı.

SANKO Holding’in yerli girişim Binclusive ile yaptığı iş birliği sayesinde, web sitesini ziyaret eden görme engeli bulunan, az gören, renk körü ve disleksiye sahip özel gereksinimli bireyler, kendilerine özel erişilebilirlik menüsünden yararlanarak içeriklere daha kolay ulaşabilecek.

Erişilebilirlik ve kapsayıcılık, SANKO’nun DNA’sında var

SANKO Holding, sadece iş dünyasındaki başarılarıyla değil, toplumsal fffaydayı ön planda tutan projeleriyle de öne çıkıyor. Çeşitlilik, erişilebilirlik ve kapsayıcılığı kurum kültürünün ayrılmaz bir parçası olarak benimseyen SANKO Holding, uzun yıllardır sürdürdüğü sosyal sorumluluk çalışmalarıyla özel gereksinimli bireyleri birçok farklı alanda desteklemeyi sürdürüyor.

Bu yaklaşımını spora da taşıyan SANKO Holding, Türkiye Milli Paralimpik Komitesi’nin ana sponsorlarından biri olarak, ulusal ve uluslararası platformlarda paralimpik sporcuların yanında yer alıyor.

Binclusive iş birliğinde atılan bu adım, SANKO Holding’in sürdürülebilirlik ve dijital dönüşüm vizyonunun önemli bir parçası olarak öne çıkıyor. 10-16 Mayıs Engelliler Haftası’nda özellikle altı çizilen, engelleri ortadan kaldırmayı ve herkes için eşit bir dijital deneyim sunmayı hedefleyen bu iş birliği, iş dünyasına da ilham veriyor.

Geleceğin derisini üreten yerli girişim M-Based ile tanışın

Günümüzde sürdürülebilirlik, her sektörde olduğu gibi tekstil ve moda dünyasında da öncelikli bir konu haline geldi. Tüketiciler artık sadece şık değil, aynı zamanda çevreye duyarlı ürünler talep ediyor. İşte tam bu noktada, doğanın mucizesi mantardan ilham alarak geliştirdiği yenilikçi teknolojilerle kurulan yerli girişim M-Based dikkatleri üzerine çekiyor.

Uludağ Tekstil İhracatçıları Birliği’nin Ticaret Bakanlığı desteği ve Türkiye İhracatçılar Meclisi koordinatörlüğünde bu yıl altıncısını düzenlediği TechXtile Challenge Tasarım Yarışması’nda M-Based isimli projesi ile birinciliği kazanan Görkem Gökoğlu ile projesinin detaylarını konuştuk.

Mantar Tabanlı Vegan Deri: Bildiğimiz Deriye Yepyeni Bir Alternatif

Yarışmada fikir aşamasını geçmiş, ticarileşmiş projelerin katıldığı Scale Up kategorisinde ipi göğüsleyen Gökoğlu;

“M-Based, mantar tabanlı alternatif malzeme teknolojileri geliştiren öncü bir biyoteknoloji girişimidir. Vizyonu, doğa dostu, sürdürülebilir ve erişilebilir malzemeleri sektör standartı haline getirmektir. Bu vizyonun ilk somut adımı ise Mantar Tabanlı Vegan Deri oldu. Geleneksel hayvansal ve sentetik derilerin çevresel etkileri göz önüne alındığında, M-Based’in geliştirdiği bu inovatif ürün, tekstil sektöründe bir dönüşüm başlatma potansiyeli taşıyor. Mantar Tabanlı Vegan Deri, üretim sürecinde karbon emisyonlarını önemli ölçüde azaltırken, su tüketimini ve atık üretimini minimum seviyede tutuyor. Bu sayede hem çevreye saygılı bir alternatif sunuyor hem de yüksek kalite ve dayanıklılık özellikleriyle dikkat çekiyor.”

Sürdürülebilirlik Sadece Bir İddia Değil, Erişilebilir Bir Çözüm

M-Based Kurucu Ortağı ve CEO’su Görkem Gökoğlu, TechXtile Challenge’da elde ettikleri birincilikle ilgili olarak verdiği demeçte;

“TechXtile Challenge gibi programlar yalnızca bir ödül kazanma fırsatı değil, aynı zamanda geliştirdiğimiz teknolojinin gerçek ihtiyaçlara ne denli dokunduğunu görmek açısından çok kıymetli. M-Based olarak sürdürülebilirliğin yalnızca çevreci bir iddia değil, aynı zamanda erişilebilir ve ölçeklenebilir çözümlerle mümkün olduğuna inanıyoruz. Bu ödül, çıktığımız yolda doğru adımlar attığımızın güzel bir göstergesi.”

Geleceğe Yatırım: M-Based ile Sürdürülebilir Bir Dünya Mümkün

M-Based’in Mantar Tabanlı Vegan Deri ürünü, Ar-Ge sürecinin sonuna gelmiş olup, şu anda moda sektöründeki deri atölyelerinde teknoloji doğrulama süreçlerinden geçiyor. Şirketin hedefi ise önümüzdeki dönemde otomotiv ve mobilya gibi farklı sektörlerde de bu yenilikçi malzemenin kullanımını yaygınlaştırarak hem yerel hem de global pazarda önemli bir oyuncu olmak.

Tekstil sektörü temsilcilerine çağrımız; “Geleceğin sürdürülebilir malzemelerine yatırım yapmak ve dünyaya karşı sorumluluğunuzu yerine getirmek istiyorsanız, M-Based’in yenilikçi çözümlerini keşfedin. Birlikte, daha yeşil ve yaşanabilir bir dünya inşa edebiliriz.”

TechXtile Challenge Tasarım Yarışması’na; T.C. Ticaret Bakanlığı ve Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) başta olmak üzere, Uludağ Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (UHKİB), Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO), Bursa Eskişehir Bilecik Kalkınma Ajansı (BEBKA) ve Bursa Teknoloji Koordinasyon ve Ar-Ge Merkezi (BUTEKOM) gibi birçok kurum ve kuruluş destek veriyor.

Bu kurumların güç birliği ile ortaya çıkan sinerji etkinliğin her geçen yıl daha da büyüyerek bir marka haline gelmesini sağladığını belirten UTİB Başkanı Pınar Taşdelen Engin;

“TechXtile yalnızca dereceye girenlere ödüllerin verildiği bir program değil. Paydaşlarımız ile birlikte genç fikirlerin ortaya çıkmasına, gelişmesine ve sektöre kazandırılmasına destek oluyoruz. TechXtile Challenge her geçen yıl gelişiyor, dönüşüyor. Bu yıl, girişimciliğe olan bakış açımızı sadeleştirerek daha odaklı ve yalın bir yapı ile ilerlemeyi tercih ettik. Genç yeteneklerin özgün fikirleriyle buluştuğumuz bu programda; sürdürülebilirlik, teknoloji ve yenilik odaklı üretim anlayışına güçlü mesajlar taşıdığına inanıyoruz. TechXtile Challenge, uzun soluklu bir yol arkadaşlığıdır. Birlikte, hayallerin ürüne, fikirlerin geleceğe dönüştüğü bir dünyayı inşa etmeye devam edeceğiz. Bu yıl Scale-Up Kategorisi birincisi M-Based’i canı gönülden kutluyorum. Projenin tekstil sektöründe kullanılması, sektör temsilcileri ve yeni yatırımcılar ile buluşması konusunda kendilerini her zaman destek vereceğiz.” dedi.

Sağlıklı atıştırmalıklar üreten yerli girişim Yummate’in hikayesi | Kadriye Çakaloğlu

Yummate, atıştırmalığı sadece hızlı bir lokma olarak görmeyen, onu bir yaşam biçimi olarak benimseyen yeni nesil bir marka. Eğlenceli anların keyifli eşlikçisi olmayı hedefleyen Yummate, lezzetli olmanın yanında besleyici olmayı da önemsiyor.

Pek çok kişinin severek tükettiği “eğlenceli” atıştırmalıklar genellikle yüksek kalorili ve düşük besin değerli olduğu için sonrasında suçluluk hissi yaratabiliyor. Yummate ise bu algıyı kırıyor. Suçluluk duygusu yaratmadan, yüksek lezzet ve besin değerini bir arada sunan ürünler geliştiriyor.

Vegan, glutensiz, yüksek proteinli ve fırınlanmış alternatifleriyle herkesin damak tadına ve beslenme tercihlerine hitap eden Yummate, sağlıklı yaşamla atıştırmalığı buluşturuyor. Lezzetli, eğlenceli ve besleyici seçenekleriyle fark yaratıyor.

Yummate, atıştırmalık alışkanlıklarını dönüştürmek isteyenler için ideal bir eşlikçi.

Girişimin kurucusu Kadriye Çakaloğlu, bize tüm hikayesini anlattı.