Ana Sayfa Blog Sayfa 48

Disleksi çoçuklar için geliştirilen eğitim platformu OKUT, 1.5 milyon dolar değerleme üzerinden yatırım aldı

Disleksili çocuklar için geliştirilen yenilikçi eğitim platformu OKUT, ŞirketOrtağım Melek Yatırımcı Ağı liderliğinde iş dünyasından da bir kaç melek yatırımcının katılımıyla 1.5 milyon dolar değerleme üzerinden yatırım alarak büyüme yolunda önemli bir adım attı.

Etkileşimli ve oyunlaştırılmış disleksi egzersizleri ile okuma güçlüğü çeken çocuklara yönelik destek sağlayan OKUT, bu yatırımla birlikte uluslararası arenadaki büyüme stratejilerini hızlandırmayı planlıyor.

OKUT, okuma güçlükleriyle mücadele eden 7-12 yaş arası çocuklara yönelik geliştirilen bir mobil uygulama olarak öne çıkıyor. Uygulama, çocukların okuma becerilerini eğlenceli bir şekilde geliştirmeyi amaçlarken, fonetik temelli okuma egzersizleri ile disleksi için en önemli becerilerden biri olan fonetik farkındalığı destekliyor. OKUT’un kurucu ortaklarından Yuşa Arığ “OKUT’un aldığı bu yatırım, misyonumuzu daha da güçlendirecek ve teknoloji altyapımızı geliştirerek daha fazla çocuğa ulaşmamızı sağlayacak. Kullanıcı deneyimini geliştirmek ve global pazarda da varlık göstermek için bu yatırım bizim için uzun bir yolun ilk adımı.” dedi.

Amerika pazarına açılma ve büyüme stratejisi

Geçtiğimiz aylarda Amerika ve Kanada pazarlarına açılan OKUT, burada da kullanıcıların ilgisini çekmeye başladı. Alınan yatırım sayesinde, OKUT’un globalleşme yolundaki adımları hızlanacak ve başta Amerika olmak üzere çeşitli pazarlarda büyümeyi hedefleyecek.

OKUT, özellikle eğitim teknolojileri alanındaki yatırımcıların dikkatini çekmeye devam ediyor. Bu yatırım turunun OKUT için sadece finansal bir katkı olmadığını vurgulayan Arığ, “Bu yatırım, OKUT’un eğitim teknolojilerindeki yenilikçi yaklaşımına duyulan güvenin bir yansıması. Ekibimizle birlikte çocukların okuma alışkanlıklarını geliştiren, onların dil becerilerini güçlendiren daha interaktif ve motive edici içerikler yaratmaya devam edeceğiz” şeklinde konuştu.

OKUT’un Ar-Ge ekibi, platformu sürekli olarak yenileyip geliştirmek için çalışmalarını sürdürüyor. OKUT’un Ar-Ge sorumlusu Serkan Gürgenci, CTO Ulaş Yılmaz ve deneyimli Unity geliştiricisi Alper İlkay Karataş, platformun oyunlaştırma unsurları ve kullanıcı dostu arayüzleri üzerinde yoğun mesai harcıyor. Ekip, uygulamanın teknolojik altyapısını güçlendirmek ve eğitici mini oyunlarla öğrenmeyi daha eğlenceli hale getirmek için çalışmalarına hız kesmeden devam ediyor.

Yeni özellikler ve gelecek hedefleri

OKUT, aldığı yatırım ile sadece teknoloji altyapısını değil, aynı zamanda sunduğu eğitim içeriklerini de genişletmeyi planlıyor. Çocukların öğrenme sürecini eğlenceli ve etkili kılmayı amaçlayan platform, zorlu egzersizlerle okuma güçlüğünün üstesinden gelmeye çalışan çocuklar için motivasyonlarını arttıracak mini oyunları OKUT’a entegre etmek istiyor.

Vestel CEO’su Ergün Güler, IFA 2024’te şirketin mobilite stratejisini anlattı

Bu yıl 32’nci kez IFA 2024’e katılan Vestel, geçtiğimiz aylarda kurduğu yeni şirketi Vestel Mobilite‘nin geliştirdiği ürünleri ziyaretçilerin deneyimine sundu.

IFA’da şarj istasyonları, otomotiv elektroniği ve enerji depolama sistemlerini ziyaretçilerle buluşturduklarını kaydeden Vestel CEO’su Ergün Güler, fuar kapsamında gerçekleştirdiği ‘Paradigma Değişimi: Mobilite’ başlıklı keynote konuşmasında mobilite sektöründe son dönemde yaşanan radikal dönüşümleri dünyanın önde gelen şirketlerinden katılımcılara, uluslararası basına ve ziyaretçilere anlattı.

Vestel’in konvansiyonel faaliyet alanlarında üç yılda iki kat büyüme hedeflerinin yanı sıra mobilite pazarında üssel büyüme beklediklerinin altını çizen Güler;

“2030 yılında global mobilite pazarının, sadece bizim faaliyet gösterdiğimiz elektrikli araç komponentleri, elektrikli araç şarj istasyonları ve enerji batarya depolama çözümlerinin yaklaşık 580 milyar dolarlık büyüklüğe ulaşması bekleniyor. Vestel Mobilite olarak biz de bu pazarda üssel bir büyüme hedefliyoruz. Gelecek üç yılda Vestel Mobilite’nin piyasa değerini milyar doların üzerine çıkarmayı hedefliyoruz. Uzun yıllardır bu sektöre yaptığımız yatırımlar, tüketici elektroniği alanındaki bilgi birikimimiz ile elektrikli otomotiv ekosisteminde sağladığımız avantaj ve farklı coğrafyaların önde gelen şirketleriyle kurduğumuz iş birlikleri bizi bu hedefimize ulaştıracak.”

“Küresel mobilite devrimine liderlik edeceğiz”

Güler, “Eskiden yeni bir otomobil geliştirilmesi dört yıl alırken; şimdi bu süre iki yıla düştü. Uzakdoğulu üreticiler bunu altı ayda yapabiliyor. Çünkü Uzakdoğu tüketici elektroniği alanındaki tüm mühendislik gücünü ve bilgi birikimini elektrikli araçlardaki potansiyeli görerek bu sektöre kaydırdı. Vestel, uzun yıllardır tüketici elektroniği alanında edindiği bilgi birikimi, yazılım, donanım ve tasarım yetkinliğini mobilite alanında da etkin şekilde kullanarak otomotiv sektöründe avantaj sağlıyor. Otomotiv sektöründeki bu değişim ve dönüşüm, oyun kurucuları da değiştirdi. Bununla birlikte sektörün birinci derece tedarikçi sistemi de değişiyor. Eskiden otomotiv ekosistemi girişi bariyeri çok yüksek kabul edilen bir endüstri iken bugün yeni nesil şirketler bu ekosisteme akıllıca dahil olabiliyor. Vestel bu noktada devreye giriyor. Sektördeki potansiyeli görerek çok önceden yaptığımız yatırımlar sayesinde dünyadaki birçok dev otomotiv firması ile çalışmaya başladık. Sunduğumuz mobilite çözümlerimizle geleceğin sürdürülebilir, yenilenebilir, online ve akıllı dünyasına yön vereceğiz. Vestel Mobilite ile küresel mobilite devrimine liderlik ederek gelişen elektrikli araç ekosisteminin önemli bir oyuncusu olacağız.”

“Türkiye ve Avrupa caddelerinde yüzbinlerce şarj soketimiz kullanılıyor”

Güler, “Ev tipi ve küçük işletmelere yönelik AC serimizin üretimine 2017’de başlamıştık. 60kW, 120kW ve 180kW’lık hızlı tip şarj istasyonlarımız, çok hızlı şarj uygulamaları için de 240kW’lık, 400kW’lık ve 720KW’lık daha güçlü çıkış sunan DC serimiz mevcut. DC ürünlerimiz halka açık sayaçlı otoparklarda ve elektrikli filo depolarında sundukları 10 ila 45 dakikalık şarj süreleriyle kuyruk sürelerini önemli ölçüde azaltıyor. Bu yıl piyasaya sunduğumuz 720kW güç çıkışlı çok hızlı şarj istasyonumuzdan sonra hedefimiz 2025’te ise 1MW güç çıkışlı EVC’leri piyasaya sürmek. Yeni EVC’lerimizle sadece binek modellere değil toplu taşımada kullanılan elektrikli filo araçlarına da hizmet vermeyi amaçlıyoruz.”

“TOGG’un yekpare ekranını da Vestel üretiyor”

Vestel’in 2017’de dahil olduğu TOGG projesinde bugün yüzde 23 hisseye sahip olduğunu hatırlatan Güler, TOGG’da sadece hissedar olmadıklarını, aynı zamanda tedarikçi konumunda olduklarını söyledi. Bugün TOGG’un alametifarikalarından yekpare ekranını Vestel’in ürettiğini vurgulayan Güler,

“Birçok elektrikli araçta olmayan mini LED teknolojisini kullanıyoruz. Elektronik alanındaki bilgi birikimimizi buraya aktardık. Şu an TOGG projesine yalnızca üretici olarak değil, tasarım, yazılım ve Ar-Ge alanında da destek veriyoruz.”

“İnsanlar evlerinde temiz enerji depoluyor”

Güler, “Bireyler, batarya çözümleri sayesinde biriktirdikleri enerjiyi; akşam evlerinde kullanıyor. Bu, enerji maliyetlerinde önemli bir tasarruf anlamına geliyor, ayrıca son derece çevre dostu bir çözüm. Vestel bu bakış açısıyla dünya kaynaklarını daha verimli kullanmaya olanak sağlayacak çözümler üretiyor. Vestel Mobilite bugün telekomünikasyon sektörü için batarya çözümlerinin yanı sıra konut, ticari/endüstriyel ve yenilenebilir güneş/ rüzgâr enerji santralleri için enerji depolama sistemleri üretiyor. Hem konut hem de toplu kullanım için bu alanda ilk 75kwh ve 300kwh’lık ürünleri pazara biz sürmüştük. Bu yıl da güneş/rüzgâr enerji santralleri için kullanılacak 5mwh’lik depolama ünitelerini piyasaya sürmeye hazırlanıyoruz” diye konuştu.

Vestel’in enerji depolama tasarımlarının hızlı kurulum sağladığının ve mevcut altyapılarla entegrasyon konusunda kolaylık sunduğunun altını çizen Güler, ürettikleri sistemlerin gelişmiş lityum demir fosfat pil teknolojisiyle verimli bir enerji depolama ve güvenilir bir güç kaynağı sağladığını sözlerine ekledi.

Sürdürülebilir mobilite çözümleri

Vestel, geleceğin sürdürülebilir dünyasına katkıda bulunma hedefiyle, enerji verimliliği ve çevre dostu teknolojiler geliştirmeye büyük önem veriyor. Vestel Mobilite’nin elektrikli araç şarj istasyonları (EVC’ler) ve enerji depolama sistemleri hem bireysel hem de ticari kullanıcılara temiz enerji kaynaklarını daha verimli şekilde kullanma imkânı sunuyor. Bu yenilikçi çözümler, yenilenebilir enerji kaynaklarından elde edilen enerjiyi depolayarak ve elektrikli araçların şarj ihtiyaçlarını karşılayarak, çevreye olan etkileri asgariye indirmeye yardımcı oluyor. Vestel’in geliştirdiği bu teknolojiler, enerji maliyetlerini düşürmekle kalmayıp, karbon ayak izini azaltarak daha yeşil bir geleceğe katkıda bulunmayı hedefliyor.

Türkiye, patentle nasıl tanıştı? Destek Patent’in 40 yıllık hikayesi

Destek Patent’in kurucusu Kemal Yamankaradeniz, egirişim’e şirketin tüm kuruluş sürecini ve hikayesini anlattı. Bu içerik iş birliği kapsamında üretilmiştir. Destek Patent, 1983 yılında sınai haklar alanında hizmet vermek amacıyla kurulmuştur. Sunduğu hizmetlerin temelini; sınai haklara konu olan marka, patent, tasarım vekilliği ve danışmanlığı oluşturmaktadır.

Destek Patent kurucusu Kemal Yamankaradeniz, egirişim’in konuğu oldu ve tüm hikayesini derinlemesine anlattı.

Bilgi ve birikiminin gücüyle tescil ve koruma işlemleri yanında, araştırma, takip, yorumlama, analiz, karşılaştırma, değerleme, sistem kurma ve geliştirme, eğitim vb. birçok konuda hizmet vermektedir. 2001 yılında Türkiye’de ilk kez sınai haklar konusunda ISO 9000 ve ardından ISO 9001:2000 kalite yönetim sistemi belgelerini alan Destek Patent, ülkemizde sınai haklar bilincinin yaygınlaştırılmasını görev edinmiş, Uluslararası Patent Birliği (UPB), LES Türkiye ve AIPPI Türkiye gibi öncü derneklerin kurucuları arasında yer almıştır. Destek Patent, 2019 yılında sınai haklar bilincini ve patent okuryazarlığını artırmak, Türkiye’nin fikri sermayesinin artırılmasına katkıda bulunmak hedefi ile “Fikrine Sahip Çık” kurumsal sosyal sorumluluk projesini başlatmış, lise ve üniversite öğrencilerine, KOBİ ve girişimcilere proje kapsamında eğitimler vermeye başlamıştır.

Ulusal liderliğini sürdürerek sunduğu yüksek değerler ile sınai haklar bilincini yaygınlaştırmak ve yenilikleri destekleyerek global pazarlarda müşterilerinin rekabet şansını artırmak hedefiyle yola çıkan Destek Patent, 41 yılı aşan sektörel deneyimin getirdiği bilgi ve birikiminin gücüyle müşterilerine; hızlı, güvenilir, faydalı ve katma değeri yüksek hizmetler sunmayı amaçlamaktadır. Destek Patent bugüne kadar ulusal ve uluslararası alanda 260.000’den fazla marka, 48.000’e yakın patent/faydalı model ve 330.000’e yakın tasarıma danışmanlık ve vekillik yapmıştır. Sınai haklar alanında global bir marka olma hedefini benimseyen Destek Patent, 1995 yılından beri Türkiye liderliğini sürdürmüş ve dünyada özellikle uluslararası marka tescilinde en çok tercih edilen ilk 10 patent firması arasında yer alarak uluslararası arenada başarısını kanıtlamış tek Türk vekillik firmasıdır.

Yerli girişim Auto Train Brain, 8.2 milyon dolar değerleme üzerinden yatırım aldı

Disleksi, DEHB ve diğer öğrenme güçlükleri yaşayan çocukların ve yetişkin bireylerin bilişsel becerilerini iyileştirmeyi amaçlayan, nörogeribildirim tabanlı mobil uygulama ürünü Auto Train Brain, 8.2 milyon dolar değerleme üzerinden Pera Yatırım Holding A.Ş.‘den yatırım aldı.

Trive Yatırım’ın yaptığı değerleme ile tamamlanan yatırım turu Kamuyu Aydınlatma Platformu (KAP) aracılığıyla da duyuruldu. Bu yatırım ile geliştirmiş olduğu teknolojileri daha fazla kullanıcı ile buluşturmayı hedefleyen Auto Train Brain, global ölçekte nöroteknoloji alanda bir oyuncu olmayı hedefliyor.

HMS Health şirketi tarafından geliştirilen Auto Train Brain, disleksili çocukların okuma becerilerini ve bilişsel yeteneklerini geliştirmekte, beyin dalgalarını analiz ederek kişiselleştirilmiş eğitim programları ile nörogeribildirim sağlamakta ve bu sayede beynin olgunlaşmasına yardımcı olmaktadır. EEG tabanlı, yapay zeka destekli ve nörogeribildirim temelli bir mobil uygulama olan Auto Train Brain bugüne kadar yaklaşık 5000 kişi tarafından kullanılmıştır. Dünyada en yüksek etki seviyesine (0,88) sahip invaziv olmayan bir çözüm olan Auto Train Brain ile öğrenme güçlüğü başta olmak üzere nöro çeşitlilik yaşayan bireylerde %83 net tavsiye skoru elde edilmiştir.

Bu yatırım Nöroteknoloji’nin ülkemizdeki farkındalığını artıracak

Auto Train Brain, 2017 yılında TÜBİTAK 1512 BİGG Girişimcilik Destek Programı kapsamında Erciyes Teknopark’ta kurulmuş ve aynı yıl Sabancı Üniversitesi Inovent A.Ş. tarafından desteklenmiştir. Şirket, 2019 yılından bu yana Acıbadem Tekmer’de Ar-Ge faaliyetlerini sürdürmektedir. Sabancı Üniversitesi, Acıbadem Tekmer, Bahçeşehir Üniversitesi ve TÜBİTAK’tan aldığı teknik ve akademik desteklerle büyüyen Auto Train Brain, Pera Yatırım Holding A.Ş.’den aldığı yeni yatırım ile yenilikçi projelerini bir adım öteye taşıyabilmeyi hedefliyor. Bu yatırım, Auto Train Brain’in Ar-Ge faaliyetlerini ve teknolojilerini küresel pazara taşıyabilme yolculuğu için önemli bir kilometre taşı olarak kabul edilebilir.

Bahçeşehir Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümünde öğretim üyeliği görevini sürdüren ve nöroteknoloji alanında bilimsel çalışmalar yapan Auto Train Brain CEO’su Dr. Günet Eroğlu verdiği demeçte;

“Her toplumun %10’u bir dereceye kadar öğrenme güçlüğüne sahip. Öğrenme güçlüğüne sahip kişiler, beyin performanslarını güvenilir ve rahat bir şekilde geliştirmek için etkili ve uygun fiyatlı bir seçeneğe ihtiyaç duyuyor. HMS Health olarak geliştirdiğimiz mobil uygulama ile öğrenme güçlüğüne sahip insanların bilişsel yeteneklerini geliştiriyoruz. Pera Yatırım’dan aldığımız bu yatırım sayesinde daha geniş kitlelere ulaşarak, yurtdışında da büyüme hedefimize bir adım daha yaklaştık. Bu süreçte bize destek olan Pera Yatırım, Sabancı Üniversitesi, Acıbadem Tekmer, Bahçeşehir Üniversitesi, Erciyes Teknopark, KOSGEB ve TÜBİTAK’a içten teşekkürlerimizi sunuyoruz. Bu iş birliklerinin ve desteklerin, teknolojimizin global ölçekteki etkisini artırmada kritik rol oynayacağına inanıyoruz.”

212’nin yatırımlarından 123FormBuilder, Silikon Vadisi merkezli Kiteworks tarafından satın alındı

13 yıldır büyüme aşamasındaki teknoloji şirketlerine yatırım yapan ve Türkiye’nin girişimcilik ekosistemine liderlik eden yapılardan biri olan 212, portföy şirketlerinden birinin daha exit’ını gerçekleştirdi.

212’nin portföy girişimleri arasında bulunan, kullanıcılarına çevrimiçi formlar ve anketler aracılığıyla veri toplama ve otomatikleştirme imkânı sunan bulut platformu 123FormBuilder, dünya çapında hassas içeriklerin güvenliğini ve uyumluluğunu sağlayan Kiteworks tarafından satın alındı.

212’nin bölgesel ve küresel büyümeyi hedefleyen girişimlere yatırım yapma vizyonuyla 4 yıl önce Romanya merkezli 123FormBuilder’a yaptığı yatırımdan 2.5 katın üzerinde getiri sağlandı.

“Başarılı exitler için stratejik fırsatları değerlendirmeyi sürdüreceğiz”

212 Kurucu Ortağı Numan Numan, konuyla ilgili verdiği demeçte;

“212 olarak, B2B alandaki teknoloji şirketlerine odaklanan yatırım stratejimizle, satın alma fırsatlarını değerlendirerek yatırımcılarımıza yüksek getiri potansiyeli sunuyoruz. Bu anlamda 123FormBuilder’ın exiti hem 212’nin doğru zamanda doğru firmalara yatırım yapma stratejisinin hem portföy yönetimimizin başarısının hem de kurucularımıza ve girişimlerine değer katma çabamızın önemli bir göstergesi niteliğinde. Portföy girişimlerimizden başarılı exit örneklerine bakacak olursak; ilk fonumuzla erken aşama yatırımcısı olduğumuz iyzico, 2019 yılında Türkiye’nin ilk ve en büyük fintek exitine imza attı. İkinci fonumuzla yatırım yaptığımız Katar merkezli doktor randevu platformu Meddy ise 2021 yılında exit etti. Şimdi ise 123FormBuilder’ın başarılı çıkışıyla birlikte ikinci fonumuzdan ikinci exit gerçekleşti. Bu çıkışlar, portföyümüz genelinde değer yaratma taahhüdümüzü ve yatırımcılarımıza getiri sağlama yeteneğimiz kanıtlıyor. Yüksek potansiyelli girişimlere yatırım yapmaya ve başarılı exitler için stratejik fırsatları değerlendirmeye devam edeceğiz.”

Afetlerde temiz su, hijyen gibi sorunlara odaklanan yerli girişim Good Sanitation Company, 450 bin dolar yatırım aldı

Kurucuları arasında Dilek Turan, Halil İbrahim Kemaneci, Boğaç Şimşir, Erdem Akan ve Metin Salt gibi inovasyon, tasarım ve girişimcilik konularında deneyimli isimlerin bulunduğu Good Sanitation Company (GSC), ilk tohum yatırımın turunda Eczacıbaşı Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Faruk Eczacıbaşı ile Etki Girişimi Sermayesi Yatırım Fonu Founder One‘dan 450 bin dolar yatırım aldı.

  • GSC, aldığı bu tohum yatırımla ürün geliştirme çalışmalarına başladı.

Temiz su, sanitasyon ve hijyen teknolojilerini herkes için erişilebilir hale getirmeyi amaçlayan ve özellikle de deprem gibi afetler sonrasında bu konularda ortaya çıkan büyük ihtiyacı karşılamayı hedefleyen GSC, Eskişehir Teknoloji Geliştirme Bölgesi’nde kuruldu.

6 Şubat 2023’te meydana gelen deprem felaketi sonrasında bölgeye giderek afetzedelerin yanı sıra doktorlar, gönüllüler, STKlar ve kamu kuruluşlarıyla bölgedeki ihtiyaçlar üzerine saha çalışmaları yürüten kurucu ekip, en temel insani ihtiyaçlardan olan temiz su, tuvalet ve kişisel hijyen imkanlarına erişimin yetersiz olduğunu, özellikle kadınlar, çocuklar ve yaşlıların olumsuz koşullardan etkilendiğini, bu sebeple pek çok sağlık probleminin de ortaya çıktığını gördü. Bunun üzerine afetler, acil durumlar, göçler gibi geçici kullanım koşullarına özel olarak tasarlanmış, insan onuruna yakışan, 400 kullanıma kadar kendi kendine yeterli, mobil bir sanitasyon ünitesi geliştirmek için kolları sıvadı.

Depremin özellikle ilk günlerinde bölgede bulunan herkesin 100 yıl önceye geri dönerek çok temel bir insani ihtiyacı ilkel koşullarda karşılamaya çalıştığını, çünkü bu duruma bir hazırlık olmadığını belirten GSC CEO’su Dilek Turan demecinde;

“Afetzedeler yarı yıkılmış evlerine girip hayati risk aldılar, kadınlar sadece geceleri uygun bir yer bulup nöbetleşe ihtiyaçlarını giderdiler ve bunları bize anlatırken ağladılar, biz de onlarla ağladık, yaşlılar tuvalete gitmemek için ilaçlarını bile almaktan çekindi, kronik rahatsızlıklar arttı, doktorlar iki hasta arasında ellerini bile yıkayamadı…Duyduğumuz, gördüğümüz o kadar çok hikaye var ki… Dileğimiz elbette bu tür afetleri tekrar yaşamamak, ancak ne yazık ki ülkemiz deprem kuşağında yer aldığı ve iklim krizi nedeniyle yaşanabilecek felaketlere karşı kırılgan bir bölgede bulunduğu için bu tür olayların tekrarlanabileceğini biliyoruz. EM-DAT verilerine göre de dünya genelinde her yıl ortalamada 175 milyon insan afetlerden etkileniyor ve bu sayının ne yazık ki artacağı öngörülüyor. Önemli olan hazırlıklı olmak ve pek çok kuruluşla işbirliği içerisinde bu tür felaketleri en hafif etkiyle atlatabilmek. Biz de ekip olarak afetler başta olmak üzere daha birçok uygulama alanında kolay ve uygun koşullarda; temiz su, sanitasyon ve hijyene erişilebilirliği sağlamak için yola çıktık” diye konuştu.

GSC’nin çalışmalarını yaptığı ziyarette değerlendiren Eczacıbaşı Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Faruk Eczacıbaşı, GSC’nin odaklandığı konunun önemiyle ilgili verdiği demeçte;

“Doğal afetlerin hiç konuşulmayan, hatta ikinci plana atılan hijyenik sorunlarını deneyimleyenler, kamuoyundan daha iyi bilirler. 1999 ve 2023 depremlerinde yaşadığımız acılar, bize sahip olduğumuz kaynakları ve teknolojileri akılcı kullanarak afetlere hazırlanmanın önemini gösterdi. Afet ortamında yaşanan büyük zorlukları çözmek için yenilikçi yaklaşımlar gösteren sosyal girişimleri destekleyecek mekanizmaları arttırmalıyız. GSC, deneyimli ekibiyle afet sonrası çok kritik ihtiyaçlardan biri olan güvenilir sanitasyon ve hijyen konusuna odaklanıyor. Geliştirecekleri ürünün yalnız afetlerde değil, genel sanitasyon ihtiyaçlarına yönelik dünyanın önemli bir sorununun çözümüne katkıda bulunacağına inanıyorum.”

GetirAraç, otomobil sahiplerinin gelir elde edebileceği yeni modeli GetirAraç İş Ortağım’ı duyurdu

GetirAraç, yeni yatırım modeli GetirAraç İş Ortağım‘ı hayata geçirdi. Yeni iş modelinde ikinci el ekonomi sınıfı bir araçtan otomobil sahiplerine yılda 400.000 TL’ye varan ek gelir fırsatı sunmayı hedefliyor.

Dakikalık, saatlik ve günlük araç kiralama platformu GetirAraç’ın bu yatırım modelinde, şahıslar ve kurumlar araçlarını GetirAraç filosuna dahil edip ek gelir elde edebiliyor. Şahıs ve ticari şirket sahibi olmak kaydıyla araçlarını en az 1 ay, en fazla 12 ay olmak üzere GetirAraç filosuna dahil edenler; ikinci el ekonomi sınıfı bir araçtan yılda 400 bin TL’ye varan ücret garantili kazanç fırsatından yararlanıyor. Halihazırda otomobillerini kullanmayan ve gelir elde etmek isteyenler, GetirAraç İş Ortağım Platformu’na 5 yaşından küçük ve 60 bin kilometreyi aşmamış araçlarını ekleyebiliyor.

GetirAraç CEO’su Emre Ayyıldız konuyla ilgili verdiği demeçte;

“GetirAraç İş Ortağım modeli ile araç sahiplerine önemli bir yatırım ve gelir fırsatı sunuyoruz. Bu yeni model ile bireysel ve kurumsal kullanıcılarımız, varlıklarını değerlendirme ve ek gelir elde etme imkanı bulacak. GetirAraç filosuna katılan araçlarda trafik sigortası ve MTV haricindeki tüm sigorta ve hasar sorumluluğunu GetirAraç olarak biz üstleniyoruz.”

GetirAraç İş Ortağım Sistemi nasıl işliyor?

GetirAraç; model, yaş ve kilometre koşullarına uygunluk açısından ekspertizden geçirilerek, filoya dahil edilen araçların tüm yönetim süreçlerini üstleniyor. Aracın GetirAraç’ta bulunduğu sürelerde yaşanabilecek olası hasar, arıza, bakım, muayene ve lastik işlemleri GetirAraç tarafından yürütülüyor. Aracın sözleşme süresi içerisinde HGS ve trafik cezaları GetirAraç tarafından ödeniyor. Bir kişi ya da kurum sisteme en fazla 25 araç ekleyebiliyor. Kiralama sürecinde ay başında garanti edilen ücret, araç sahibi tarafından GetirAraç’a faturalanıyor ve ödeme 15 gün vade ile yapılıyor.

Hangi araçlar sisteme katılabiliyor?

GetirAraç filosuna dahil edilecek araçların; A, B, BSUV, C veya CSUV sınıfındaki 80’den fazla modelden biri olması, şasi ve podye hasarı bulunmaması, airbag’in orijinal olması, modifiyesi veya ağır hasar kaydı olmaması gerekiyor. Araç sahipleri, vekaletname ve KABİS kayıt yetkisini GetirAraç’a vererek kayıt sürecini başlatabiliyor. Araç çift anahtarla teslim ediliyor ve mevcut HGS’si iptal ediliyor. Kontrat başlangıcında 3 gün, sonunda ise 10 gün IoT cihaz montaj ve araç iade süreci bulunuyor. Araç filodan çıkartıldığında IoT cihazları sökülerek iş ortağına teslim ediliyor ve sözleşme süresi bitiminde yenileme imkânı sunuluyor.

Onarım ve bakımlar GetirAraç’a ait oluyor

6 ay ve üzerindeki kiralamalarda araçların bakım masrafları ve operasyonel sorumluluğu GetirAraç’a ait oluyor. 3-6 ay arasındaki sözleşmelerde eğer aracın bakımına 5 bin kilometreden fazla varsa, bakım masrafları GetirAraç tarafından karşılanıyor. Üç ay gibi daha kısa süreli kiralamalarda ise araç bakım zamanı gelmesi durumunda bakım ücreti araç sahibine yansıtılıyor. Aracın iadesinden önce GetirAraç; far, plastik parça veya boyasız göçük gibi onarımları ve kendisinden kaynaklanan olası hasarları yaptırıyor. Araç için pert kararı verilmesi halinde, pert araca ilişkin güncel piyasa bedeli GetirAraç tarafından ödeniyor. GetirAraç filosuna katılan araçlar IOT cihazlarıyla takip edildiğinden çalınma ya da suistimal ihtimali düşüktür. Bu gibi durumlarda aracın güncel ikinci el bedeli araç sahibine GetirAraç tarafından ödenir.

Nasıl başvuruluyor?

Web sitesi üzerinden aracın marka, model, yıl ve kilometre gibi bilgilerini giren kullanıcılar, aylık net kazançlarını görerek araçlarını GetirAraç filosuna dahil etme talebinde bulunabiliyor. Araçlar, sisteme minimum bir, maksimum 12 ay süreyle dahil edilebiliyor.

Marangozluktan yüksek teknoloji üretimine uzanan Renan Gökyay’ın Nurus serüveni ve dahası

1920’li yıllarda dedesi Nurettin Usta ile başlayan hikayeyi, bugün 100 yıllık başarılı ve teknoloji üreten bir şirkete doğru ağabeyi Güran Gökyay ile götüren Renan Gökyay, Ankara’da Nurus fabrikasında kanalımızın konuğu oldu. Bize bu içerikten en çok üretmenin gücünü anlattı.

Letven Capital, ACTIO Mobilite Teknolojileri’ne 120 milyon TL yatırım yaptı

Türkiye’nin en büyük ilk yedi girişim sermayesi portföy yönetim şirketinden biri olan Letven Capital, PREO Girişim Sermayesi Yatırım Fonu (GSYF) ile yeni bir yatırımını daha tamamladı.

Mobilite alanında potansiyeli yüksek projelere yatırım amacıyla kurulan PREO GYSF, ilk yatırımını çevre dostu ve yüksek performanslı mobilite çözümleri sunmayı hedefleyen ACTIO Mobilite Teknolojileri’ne gerçekleştirdi. 120 milyon TL’lik yatırım alan şirket; yerli, sürdürülebilir ve akıllı teknolojiye sahip mobilite araçlarını geliştirerek büyümesine hız kazandırmayı amaçlıyor.

Gerçekleştirdikleri yatırımla mobilite sektöründeki potansiyelin önemine dikkat çeken Letven Capital Genel Müdürü Kamil Kılıç, “Yenilikçi ve sürdürülebilir teknoloji alanlarına yatırımlar yapmaya devam ediyoruz. PREO Girişim Sermayesi Yatırım Fonumuz mobilite alanındaki potansiyeli yüksek ve geleceği açık girişimlere yatırım yapmak amacıyla kuruldu. ACTIO Mobilite Teknolojleri’ne gerçekleştirdiğimiz 120 milyon TL’lik yatırımla hem sürdürülebilir ve çevre dostu hem de akıllı teknolojiyle bireysel ve ticari alanda ihtiyaca yönelik hesaplı ve çözüm odaklı üretim yapacak bir şirkete yatırım yapmış olduk. ACTIO’nun sahip olduğu uluslararası pazar bilgisi, üretim yeteneği, güç elektroniği, batarya teknolojileri alanında kendini ispatlamış yeniliklere sahip yetenekleri ile mobilite sektöründe hızla büyüyeceğine ve mobilite teknolojilerine büyük katkı sağlayacağına inancımız tam. Mobilite teknolojileri, yakın geleceğin potansiyeli yüksek sektörlerinden biri olacak” dedi.

Yatırım Ar-Ge ve üretime kaynak sağlayacak

Ford Otosan’ın 2021 yılında inovatif bir fikir olarak başlattığı Rakun projesi ile iş birliği içerisinde doğan ACTIO Mobilite Teknolojileri; Driventure, Devinno Teknoloji, Altınay Elektromobilite’nin bir araya gelerek kurduğu girişim konumunda bulunuyor. Letven Capital, bu yatırımla kendi alanlarında lider üç ortağın vizyonuna ortak yatırım yapmış oldu. Aldığı 120 milyon TL’lik yatırımla üretim alt yapı çalışmalarına hız kazandırmayı hedefleyen ACTIO, Ar-Ge çalışmalarını ilerleterek ürün yelpazesini de genişletecek. Dünya ile rekabet edebilir iş ve üretim modeli benimseyen ACTIO, ulaşım ve lojistik başta olmak üzere elektrikli araç ile katma değer sağlayarak birçok sektörde avantaj yaratmayı kolaylaştıracak.

ACTIO Yönetim Kurulu Başkanı Kutsal Anıl verdiği demeçte;

“Mobilite sektörü günden güne büyümeye ve gelişmeye devam ediyor. Daha sürdürülebilir ve teknolojik mobilite araçlarına olan ihtiyaç da bu büyümeyi ve potansiyeli artırıyor. Letven Capital’den aldığımız yatırımla ürün portföyümüzü geliştirerek mobilitenin her alanında yer almak istiyoruz. Benimsediğimiz inovatif yaklaşımla karada, havada ve denizde mobilite çözümleri sunmayı hedefliyoruz. 2030 yılına kadar Türk ve dünya pazarlarına kaliteli, çevre dostu elektrikli mobilite çözümleri ve hizmetleri üreten, Türkiye’nin lider firması olma misyonumuzla faaliyet gösteriyoruz. 2025 yılının ikinci yarısında ACTIO ürünlerini yollarda görmeye başlayacaksınız” açıklamasında bulundu.

ACTIO Mobilite Teknolojileri; çevreci, elektrikli ve teknolojik araçların üretimi için harekete geçti. Şirket; mobilite çözümlerini yenilikçi ve sürdürülebilir teknolojiler kullanarak, üstün kalite ve performansı, rekabetçi ve ulaşılabilir bir maliyet yapısı ile kullanıcılarına sunuyor. Sürdürülebilir olmasının yanı sıra mobiliteye akıllı çözümler de sunan ACTIO, yerli üretimde hızla büyüyerek kısa zamanda yurtdışına açılmayı da planlıyor. Şirket, 2030 yılına kadar Türkiye ve dünyadaki mobilite pazarlarında önemli bir oyuncu olmayı hedefliyor.Daha fazla bilgi için:

Yerli mikromobilite girişimi Hop, Yunanistan pazarında 1 yıl içinde 1 milyon sürüşe ulaştı

Yunanistan’ın en hızlı büyüyen mikromobilite girişimlerinden Hop, hizmete başlamasının üzerinden sadece bir yıl geçmişken 1 milyon sürüşe ulaştığını gururla duyurdu.

Doğu Avrupa’nın en geniş hizmet ağına sahip olan Hop, çevre dostu ve paylaşımlı elektrikli scooter filosuyla Yunanistan’da da büyük bir başarıya imza attı. Bu önemli kilometre taşı, Hop’un güvenilir, sürdürülebilir ve insan odaklı ulaşım çözümleri sunma konusundaki kararlılığını vurgularken, aynı zamanda trafik sıkışıklığını ve hava kirliliğini azaltma yönündeki katkısını da gözler önüne seriyor.

Mikromobilite ile sürdürülebilir şehirler

Ernst and Young tarafından hazırlanan bir rapora göre, günümüz şehirleri büyük bir zorlukla karşı karşıya: Kirlilik ve trafik sıkışıklığını azaltmaya çalışırken kent içi ulaşımı iyileştirme ve yaşam kalitesini artırma. Avrupa şehirlerini otomobil merkezli olmaktan çıkarıp, gürültü ve kirlilikten arındırılmış yaşam alanlarına dönüştürmek sadece akıllı politikalar ve altyapı ile değil, aynı zamanda ulaşım alışkanlıklarındaki köklü bir değişiklikle mümkün olacak.

Hop‘un paylaşımlı elektrikli scooterları ise şehir içi ulaşımı değiştirebilecek potansiyeli ortaya koyuyor. İlk başta ilk ve son kilometre sorununa yönelik yenilikçi bir çözüm olarak görülen bu araçlar, kısa sürede şehir içi ulaşımın vazgeçilmez bir ulaşım modu haline geldi. Hop gibi firmalar tarafından sunulan e-scooterlar, toplu taşımaya erişimi kolaylaştırarak, paylaşımlı ve düşük karbonlu ulaşım çözümlerine geçişi de hızlandırıyor.

Yunanistan’da 10 milyon sürüş hedefi

Hop Yunanistan CEO’su George Karras konuyla ilgili verdiği demeçte;

“Yunanistan’da mikromobilite sektöründe pazar lideri olarak, bir yıl içinde 1 milyon sürüşe ulaşmaktan büyük mutluluk duyuyoruz. Bu, mikromobilitenin geleceğine olan inancımızı pekiştiriyor ve rakamlar, önümüzdeki yıl 10 milyon sürüşe ulaşma hedefimiz de dahil olmak üzere, hizmetlerimizi Yunanistan’da daha fazla şehre genişletme konusundaki planlarımızı da destekliyor.”

Yunanistan, özellikle büyük şehirlerde ciddi hava kirliliği sorunları yaşıyor ve bu durum halk sağlığını da olumsuz etkiliyor. Bunun yanı sıra, Yunanistan şehirleri Afrika ve Orta Doğu’dan gelen toz bulutlarından, orman yangınlarından kaynaklanan dumandan ve Akdeniz’deki mega kentlerin kirliliğinden etkileniyor. Emisyonlardaki iyileşmelere rağmen, Yunanistan’daki hava kirliliği seviyeleri sıklıkla Avrupa Birliği’nin belirlerlediği sınırların üzerinden seyrediyor.

Şehirlerin karbonsuzlaştırılmasına destek

2019 yılında kurulan Hop, Doğu Avrupa’nın en geniş hizmet ağına sahip lider paylaşımlı mikromobilite platformudur. Şirket, çevre dostu ve paylaşımlı elektrikli scooterlarıyla insan odaklı şehirler yaratmayı hedefliyor. Hop, yenilikçi ve sürdürülebilir ulaşım çözümleriyle kentsel yaşam kalitesini artırmayı misyon ediniyor.