Kale Grubu’nun Başkanı Zeynep Bodur Okyay ile sosyal girişimcilik üzerine bir röportaj yayınlıyoruz. Bildiğiniz gibi Kale Grubu, 2017 yılında İbrahim Bodur anısına İbrahim Bodur Sosyal Girişimcilik Ödülü‘nü başlatarak Türkiye’deki sosyal girişimlere destek olmaya başladı.
Kale Grubu’nu İbrahim Bodur Sosyal Girişimcilik Ödülü’nü hayata geçirmeye teşvik eden neydi? Ödülün ikinci yılında bu alanda katettiğiniz mesafeyi nasıl değerlendiriyorsunuz?
İbrahim Bodur Sosyal Girişimcilik Ödülü’nü, 2016 yılında aramızdan ayrılan kurucumuz İbrahim Bodur’un anısını ve değerlerini yaşatmak amacıyla geçtiğimiz yıl hayata geçirdik. İbrahim Bodur, Anadolu’ya sanayiyi götüren ve Anadolu’da kalkınmanın önünü açan bir vizyoner. Yerel değerleri küresel vizyonla harmanlayarak özgün bir kalkınma modeli oluşturan İbrahim Bodur, hayatı boyunca yaptığı her işte sosyal faydayı gözetir, topraktan aldığını topluma geri vermeyi önceliklendirirdi. Değişime öncülük eden, cesur, yenilikçi ve sosyal faydayı önceliklendiren yaklaşımının onun ismini verdiğimiz ödül programıyla yaşamaya devam etmesi en büyük temennimiz.
İlk yılımızda, bu alana yeni giren bir aktör olarak çevremizden ve sosyal girişimcilik alanından çok güzel geri bildirimler aldık. Ülkemizde sosyal girişimciliğe daha fazla dikkat çekilmesine ve bu alanın gelişmesi için farkındalığın artmasına katkı sağladığımızı düşünüyorum. Bu yolculuktaki kıymetli proje ortağımız Ashoka Türkiye. Hem ödül programının içerik ve süreç tasarımında hem de sosyal girişimcilik ekosistemine ulaşılmasında Ashoka’nın desteği bizim için çok önemli. Bu süreçte, Türkiye’nin dört bir yanında, yenilikçi, kalıcı ve etkili çözümler geliştiren değişim öncüleri ile tanıştığımız için heyecanlıyız.
Geçtiğimiz yılın kazananları ödülü aldıktan sonra neler yaşadı? Ödülün tek avantajı para kazanmak olmadı sanırım?
Bu soruyu yanıtlamaya geçtiğimiz yıla ait hoş bir anekdotla başlamak istiyorum. Ödül programını hayata geçirdiğimizde hedefimiz başvuruların arasından bir sosyal girişimci seçip ödül vermekti; ancak, başvuruları değerlendirirken birbirinden değerli projeler olduğunu gördük. Hal böyle olunca, Seçici Kurul Üyelerimizle birlikte gerçekleştirdiğimiz ve kazananları belirlediğimiz değerlendirme toplantısında ödülün sayısını ve ödül miktarını artırma kararı aldık. Böylece, bir sosyal girişimci yerine üç sosyal girişimciye ödül verdik.
2017 yılında, bireysel bağışçılığı öne çıkaran ve büyük kitlelerin yalnızca kuruşlarını bağışlayarak büyük değişimler yaratabilmesine imkân sağlayan Yuvarla ile Emre ve Erdi; köy okullarının nitelikli eğitim için büyük fırsatlar sunabileceği inancıyla ortaya çıkan Köy Okulları Değişim Ağı’nın kurucusu Mine ve otizmli çocukların iyi eğitim almaları için çocuklara gereken ve eksik kalan eğitimin tablet bilgisayarlar aracılığıyla evde verilmesini amaçlayan Otsimo’nun kurucusu Zafer İbrahim Bodur Sosyal Girişimcilik Ödülü’nün kazananları oldu. Biz ödülü kazanan sosyal girişimcileri sadece o yılın başaranları olarak görmüyoruz. Ödül töreninden sonra kazananlarla yollarımız ayrılmıyor; aksine yolculuğumuz yeni başlıyor, onlar Kale Ailesi’nin bir parçası haline geliyor.
2017 yılının kazananları ile ödül töreninden sonra çeşitli vesilelerle bir araya geldik; İbrahim Bodur Sosyal Girişimcilik Ödülü ile başlayan iş birliğimizi nasıl daha ileriye taşıyabiliriz diye kafa yorduk. Örneğin, KODA Çanakkale’de bir saha ziyareti yaparak bölgedeki köy okullarında birlikte hayata geçirebileceğimiz faaliyetleri değerlendirdi. Bu yıl bizi çok mutlu eden bir gelişme daha oldu ve geçtiğimiz yılın İbrahim Bodur Sosyal Girişimcilik Ödülü Birincisi Zafer Ashoka Fellow’u seçildi. Türkiye’den küresel Ashoka Fellowship ağına katılan üç sosyal girişimcinin açıklandığı bu ilham verici etkinlikte biz de Zafer’in yanındaydık ve bu sevinci hep birlikte paylaştık.
Kale Ailesi’nin bir parçası olan sosyal girişimcilerimiz, ihtiyaçları doğrultusunda, Kale Grubu’ndan mentorluk dahil her türlü desteği alıyorlar. Maddi ödül yani tohum yatırımı ile girişimcilik ekosistemini destekliyor, ödül kazananlara Türkiye’nin ilk çağdaş seramik sanatçısı Füreya Koral’ın öğrencilerinden değerli seramik sanatçısı M. Tüzüm Kızılcan imzalı özel tasarım tohum heykeli hediye ediyoruz. Gelecek umutlarımızı yeşerten tohumlarımızın her sene çoğalarak, Türkiye’nin dört bir yanına dağılmasını ve dokunduğu hayatları iyileştirmesini temenni ediyoruz.
Sosyal girişimlerin ekonomiye katkısı nedir sizce? Geleceğimize etkisini değerlendirebilir misiniz?
Sosyal girişimciler, günümüzün kronik sorunlarına faaliyet gösterdikleri alanlarda yenilikçi, kalıcı ve etkili çözümler geliştiren değişim öncüleri. “Özel sektör kâr eder, sivil toplum fayda yaratır” ezberini bozuyorlar. Kârı optimize ederken, sosyal faydayı maksimize eden sosyal girişimler böylece 21. yüzyılda yepyeni ve ezber bozan bir iş modeli ortaya koyuyorlar. Bu noktada, alışılagelen büyüme modellerinin değiştiğini ve sosyal girişimcilerin bu alanda yeni bir fırsat penceresi oluşturduğunu söylemek mümkün. Burada bize düşen de maksimum desteği sağlayarak sosyal girişimcilerin toplum için yarattığı pozitif etkiyi çoklamak.
Bugün dünyamızın içinde bulunduğu durumu ve gelecek öngörülerini değerlendirdiğimizde birçok kişinin karamsar bir tablo ortaya koyduğunu görüyoruz. Ben sosyal girişimcilerin bunu değiştirebileceğine yürekten inanıyorum. Herkes için refahı artırmaya yönelik kapsayıcı büyümeye her zamankinden daha fazla ihtiyacımız var. Sosyal girişimcilere bu alanlarda büyük iş düşüyor. Ekonomik, sosyal ve çevresel konularda pozitif etki yaratan işlerin yaygınlaşmasının yolu, sosyal girişimcilik ekosisteminin güçlenmesinden geçiyor.
Teknoloji durmaksızın gelişiyor… Sizce sosyal girişimcilik de etkileniyor mu bundan?
Teknoloji, hayatımızın her alanında olduğu gibi sosyal girişimciler için de büyük bir kolaylaştırıcı. Daha büyük kitlelere, daha hızlı ve daha az maliyetli bir şekilde ulaşabilmenin yolu teknolojiden geçiyor. Sosyal girişimciler de iş modellerine ve iş yapış biçimlerine teknolojiyi entegre ettikleri sürece yarattıkları sosyal faydanın ölçeğini büyük oranda genişletebiliyorlar. Geçen yılın kazananlarından Zafer, Emre ve Mine’nin girişimleri bu alanda iyi örnekler. Bununla birlikte, İbrahim Bodur Sosyal Girişimcilik Ödülü Seçici Kurulunda yer alan Tülin Akın’ın sosyal girişimi TABİT mobil teknoloji platformu ile Türkiye’deki birçok çiftçiye bilgi, beceri ve yeni pazarlara erişim sağlıyor. Benzer şekilde, Seçici Kurul Üyelerimizden Renay Onur’un kurucusu olduğu Adım Adım ve Açık Açık girişimleri de teknolojinin yaratıcı fikirlerle birleştiğinde hayatımıza ne kadar büyük bir pozitif etki sağlayabileceğinin bir diğer göstergesi. Bu örnekler elbette çoğaltılabilir. Ne mutlu bize ki, teknolojiyi başarılı bir şekilde kullanan sosyal girişimcilerin sayısı oldukça fazla. Umarım, ilerleyen yıllarda bu güzel örneklerin sayıları çoğalır.
Biz sosyal girişimcileri, hem Türkiye hem de dünya için geleceğin habercileri olarak görüyoruz. Kendi alanlarında çığır açacak, değişim öncüleri olarak değerlendiriyoruz. Onlar bizim kanatlarımız. Vicdanlı, sorumlu, duyarlı, teknolojiyi iyilik için kullanan, insanı ve sosyal faydayı merkeze koyan girişimcileri sonuna kadar destekliyoruz.