Geçtiğimiz iki hafta boyunca iklim değişikliği tartışmaları, Bonn’da düzenlenen 23. Taraflar Konferansı (COP 23) kapsamında devam etti. Ama ben ne COP 23 gündemindeki Paris anlaşmasının uygulama kurallarından bahsedeceğim, ne de gündemdeki diğer tartışma konularından. Bunların hepsinin ötesinde, Türkiye’ye Bonn’dan çok güzel bir haber geldi. COP23 kapsamında, iklim değişikliğinin etkilerini azaltma amacıyla büyük veri uygulamalarına yönelik bir yarışma düzenlenmişti. Yarışmaya birçok araştırmacı ve startup katıldı.
Türkiye’den tarla.io, yarışmada 67 ülkeden 450 ekibi geride bırakarak veri görselleştirme ödülü aldı.
tarla.io Ankara’da bir tarım teknolojileri startup’ı. Gıda şirketlerinin, çiftçilerin ve tarımla ilişkili diğer paydaşların problemlerini çözmeye yönelik veriye dayalı tarım araçları sunuyorlar. Oluşturulan algoritmalar ve tahminlerle, üreticiler ekim, sulama, gübreleme, ilaçlama ve hasatı en doğru zamanda ve koşullarda yapıyor ve verim artıyor. Her tarla için hava ve toprak bilgisi biriktiriliyor, tarla.io çiftçileri hem kendi tarlası hem de yakınlarında olan bitenle ilgili haberdar ederek en doğru kararları almasını sağlıyor. Ayrıca gelecek tahminleri yapıyor. Konya Şeker, Tat Gıda, Toros Tarım, TEB, tarla.io’nun farkına varıp sunduğu araçları kullanmaya başlamış şirketler arasında.
COP23 kapsamındaki yarışmada ise, tarla.io farklı birçok ülkeden startup’ı, MIT’den Stanford’dan ekipleri geride bırakarak “Kışlık Buğdayın Optimum Ekim Zamanı” projesi ile veri görselleştirmesi ödülü aldı. Proje ile buğday ekiminin zamanlamasını tam olarak tespit etmek için bir araç geliştirildi. Bu sayede buğday üretiminde yüzde 10 kadar verim artışı sağlanması mümkün. Bu verim artışının Türkiye için anlamı büyük olmakla birlikte, dünyada da gıda güvenliği için kritik öneme sahip olduğu jüri tarafından vurgulanarak ödüle layık görüldü.
Tarım da artık bildiğimiz tarım değil. Yeni teknolojiler üretimden iş modellerine birçok şeyi değiştirdiği gibi, tarımı da değiştiriyor. Tarım da yeni teknolojilerle dönüşüyor ve yine teknoloji startupları bu dönüşümde çok önemli bir rol oynuyor. Tarımdaki bu dönüşüme yapay zekadan biyoteknolojiye, sensör teknolojilerinden blockchain’e kadar farklı birçok yatay teknoloji etki ediyor. İklim değişikliği etkisiyle değişen tarım alanları, giderek artan su problemine karşılık dünyadaki suyun yüzde 70’inin tarım amaçlı kullanımı, nüfus değişimi ile artan gıda arzı ve güvenliği problemi, bunlarla daha da öne çıkan kaynak kısıtı ve tarım ürünlerinde verim sorunu, küresel gündemde yer bulan tarımla ilgili önemli başlıklardan. Yeni teknolojiler bu sorunlara çözüm üretme fırsatı sunuyor.
Daha önce hep teknoloji startupları, Türkiye ekonomisinin dönüşebilmesi için yegane fırsat derken,[1] startuplar aynı zamanda Türkiye’de bir türlü dönüştüremediğimiz tarımın da dönüşmesi için yegane fırsat demek mümkün aslında. Bunun da farkına varanlar çoktan kullanmaya başladı. Dünyada tarım teknolojileri söz konusu olduğunda son yıllarda birkaç temel eğilim karşımıza çıkıyor. Bunlardan biri, tarım teknolojierine yatırımların hızlı artışı. Bu eğilim önce kamu fonlarını ile başladı, AB fonları arttı, DARPA’nın tarım teknolojilerine ayırdığı kaynak arttı. Bu eğilim gelişmekte olan ülkelere sıçradı. Sonra kamu fonlarını büyük şirketler takip etti. Son birkaç yılda, kendilerini spesifik olarak tarım teknolojileri yatırımcısı olarak tanımlayan yatırımcıların sayısı üç katına çıktı.[2] Büyük şirketlerin tarıma teknolojik çözümler sunan startuplar ile yaptığı anlaşmaların sayısı hızla arttı. Büyük şirketlerin kurduğu kurumsal girişim sermayesi fonları bu startuplara kaynak ayırmaya hatta bunlara özel fon oluşturmaya başladılar.
Cargill, Monsanto, Dow değil sadece bu startuplarla ilgilenenler, Google Ventures da en fazla kaynak ayıranlar arasında. YCombinator gibi erken aşama girişimler söz konusu olduğunda dünyada ilk akla gelenlerin öncelikli alanlarından biri de, tarıma yönelik yeni teknolojiler son günlerde. Bunun yanı sıra, sadece tarım teknolojileri üzerine özelleşmiş hızlandırıcıların sayısı ve başarıları her geçen gün artıyor. Bayer, Sygenta, J&J, Dupont gibi şirketler de bunları destekliyor. Amaçları tabii ki inovasyona en hızlı erişen olmak ve yeni dünyada yer bulabilmek.[3] Biz hala tematik programların ve tematik kuluçka merkezlerinin önemini anlatmaya çalışırken, bunun farkına varanlar çoktan uygulayıp meyvelerini topluyorlar zaten.
Tarımı dönüştürebilecek teknoloji startupları Türkiye’de yok mu? Var. İşte tarla.io bunlardan biri. Bir kez daha, elimizdekilerin farkına varsak, sonra onlardan nasıl daha büyük değer yaratabileceğimize odaklansak diyorum. Teknoloji startupları, Türkiye’de tarımı dönüştürebilmek için, gıda sanayinde rekabet gücümüzü artırabilmek için çok önemli bir fırsat.
- [1] http://www.tepav.org.tr/tr/blog/s/6020
- [2] CBInsights
- [3] http://www.tepav.org.tr/tr/haberler/s/4239