Ana Sayfa Blog Sayfa 2

Influencer Finance: İçerik üreticilerine özel global finans sistemi

Yerli girişim Influencer Finance, influencer ekonomisinin hızla büyüdüğü dijital çağda, yaratıcı profesyonellerin finansal ihtiyaçlarına özel çözümler sunuyor. Tamamen içerik üreticileri için tasarlanan dijital cüzdan ve dijital servisler ile ödeme süreçlerini hızlandırıyor, harcama kontrolünü kolaylaştırıyor ve sadakat ödülleriyle kullanıcılarına katma değer sağlıyor.

Influencer Finance’in içerik üreticilerine sağladığı en dikkat çekici özelliği, ödeme alma sürecini içerik üreticisinin kontrolüne bırakması. Geleneksel sistemlerde ajans ve markalar nedeniyle ödemelerin 30 gün ve üzeri sürebildiği influencer pazarlamasında, dijital cüzdan ile kullanıcılar kazançlarını ister aynı gün, ister belirledikleri tarihte çekebiliyor.
Vade tarihine göre değişen şeffaf komisyon modeli sayesinde, ödeme zamanlaması tamamen içerik üreticisinin tercihlerine göre şekilleniyor.

Ürün yalnızca ödeme almakla sınırlı değil. Kullanıcılar, kendi isimlerine açılan dijital cüzdanları üzerinden bakiyelerini takip edebiliyor, diğer kullanıcılara anında transfer yapabiliyor veya kazançlarını sistem içerisinde tutarak ek avantajlar elde edebiliyor.
Kullanım kolaylığı sunan arayüzü, saniyeler içinde aktif hale gelen hesap açma süreci ve güvenli kimlik doğrulama altyapısı ile platform, teknik bilgi gerektirmeden hızlıca kullanılabiliyor.

Influencer Finance’in dijital cüzdanı, dijital ve fiziksel ön ödemeli kart entegrasyonu sayesinde bakiyenin günlük hayatta harcanabilir hale gelmesini sağlıyor. Kullanıcılar, kartlarını hem online alışverişlerde hem de fiziksel mağazalarda POS cihazlarıyla kullanabiliyor. Ayrıca ATM’den nakit çekme imkânı da sunuluyor.

  • Sadakat programları ve marka iş birlikleri de Influencer Finance’in sunduğu ayrıcalıklar arasında yer alıyor.
  • Kullanıcılar, anlaşmalı markalardan yaptıkları harcamalarda cashback kazanabiliyor; uzun süre bakiye tutanlar ise özel bonuslardan yararlanabiliyor.
  • Ayrıca sistemdeki kullanıcılar, belirli etkileşim ve kullanım düzeylerine göre seviyelere ayrılıyor; her seviye farklı avantajlar sunuyor.

Influencer Finance, bu ürünle sadece bir ödeme aracı değil; aynı zamanda içerik üreticilerinin finansal refahını artıracak bir ekosistem kurmayı hedefliyor.

Mikro influencer’lardan büyük ajanslara kadar geniş bir kitleyi hedefleyen platform, içerik üretiminin ekonomik karşılığını daha erişilebilir, esnek ve sürdürülebilir hale getirmeyi amaçlıyor.

Ekim ayının sonunda Avrupa, Türkiye ve Azerbaycan’da hayata geçecek olan Influencer Finance’in Kurucu ortağı ve CEO’su Kerem Arseven, yeni platform hakkında şunları söyledi:

  • İçerik üreticilerinin farklı ihtiyaçları oluyor. Biz uygulamamızın kalbine bunları koyduk.
  • İsteklerini ve hayatlarını kolaylaştırıcı fonksiyonları düşünerek, işe onlardan başladık.
  • İş birliği içerisinde bulundukları markaların hantal finansal süreçleri içerisinde mutsuz oluyorlardı.
  • Influencer Finance’ın ek avantajlarından faydalanırken, gündelik hayatta kolayca kullanabilecekleri bir uygulamaya sahip oldular.”

Globalde büyümeye odaklanan Aktif Tech, Hollanda’da faaliyete başladı

Aktif Tech, yurt dışındaki ödeme, e-para kuruluşları ve biletleme yazılım ürünlerine ihtiyaç duyan her ölçekteki holding ve finans kurumlarına katma değerli yazılım çözümleri ve uçtan uca operasyon hizmetleri sunuyor. Atlas Kart Yönetim Platformu ile yenilikçi kartlı ödeme sistemleri sağlayarak müşterilerin farklı ihtiyaçlarına çoklu çözüm üretirken bir yandan da web tabanlı yapısı sayesinde düşük maliyet avantajına sahip.

“Müşteri memnuniyetini yüzde 100’e çıkarmayı hedefliyoruz”

Aktif Tech Genel Müdürü Özgür Bilgin globale atılan bu önemli adımla ilgili verdiği demeçte;

“Hollanda ofisimiz, yalnızca yeni müşterilere ulaşmamızı ve Avrupa’daki iş ortaklarımızla daha yakın çalışmamızı sağlamakla kalmayacak, aynı zamanda ürettiğimiz finansal teknolojileri uluslararası sahneye daha yakın şekillendireceğiz. Kartlı ödeme yazılımını; operasyon, sistem izleme, dolandırıcılık izleme, proje geliştirme ve işleme gibi hizmetlerle birlikte SaaS modeliyle sunarak yüzde 100 müşteri memnuniyeti sağlamayı hedefliyoruz.”

“Teknolojiyi hem kullanıyor hem üretiyoruz”

Aktif Bank Bilgi Teknolojileri Genel Müdür Yardımcısı ve Aktif Tech Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Kadir Mustafa Öztürk ise demecinde;

Türkiye’nin en kapsamlı finansal teknolojiler ekosistemini oluştururken, teknolojiyi yalnızca kullanan değil aynı zamanda üreten bir yapı olmamız bizi farklılaştırıyor. Aktif Bank çatısı altında geliştirdiğimiz tüm yenilikçi çözümleri önce kendi ekosistemimizde hayata geçiriyor, ardından global pazarlara taşıyoruz. Hollanda ofisimiz de bu vizyonun önemli bir adımı. Bu sayede hem uluslararası iş ortaklarımızla daha yakın çalışacak hem de fintech alanındaki üretim gücümüzü küresel boyutta daha görünür kılacağız.

Meditopia’dan Çalışan Wellbeing Raporu: Türkiye’de stres seviyesi yıl boyunca yüksek seyretti

Yerli girişim Meditopia, 2025’in ilk üç çeyreğini baz alarak hazırladığı Çalışan Wellbeing Raporu ile Türkiye’deki çalışanların hem ruhsal hem de bütüncül esenlik durumuna dair güncel tabloyu ortaya koydu.

Ülke genelinde 15 bini aşkın çalışanın katılım sağladığı raporun sonuçlarına göre çalışanların genel esenlik seviyesinin 54,4 puanla orta düzeyde seyrettiği raporlandı. 100 puan üzerinden yapılan skorlamada 66 puanla stres ve 63,3 puanla kaygı indekslerinin ise yüksek seviyelerde olduğu vurgulanıyor. Meditopia uzmanlarına göre bu tablo, yılın farklı dönem ve aylarında değişkenlik gösteriyor ve çalışanların yıl boyunca duygusal dalgalanmalar yaşadığını ve destek mekanizmaları yetersiz kaldığında bu dengenin hızla bozulabildiğini ortaya koyuyor.

Çalışanların %49’u stres ve kaygılarının en büyük sebebi olarak gelecek belirsizliğini işaret ederken, %46’sı fiziksel sağlık ve uyku problemlerini, %40’ı ise kişisel zaman eksikliğini öne çıkarıyor. Bu veriler, çalışanların psikolojik desteğe ek olarak fiziksel ve sosyal açıdan da desteklenmeye ihtiyaç duyduklarını gözler önüne seriyor.

Çalışanların %75’inin duygu durumunu “Doğrudan İş Hayatı” etkiliyor

Credit: Meditopia

Raporun en çarpıcı bulgularından biri, çalışanların duygusal durumları üzerindeki iş ve özel yaşam dengesinin belirleyici rolü oldu. Rapora göre katılımcıların %93’ünün duygularını en çok iş, eğitim veya yakın ilişkileri etkiliyor. %75’i ise bu dalgalanmaların merkezinde doğrudan iş hayatının yer aldığını belirtiyor. Bu veriler, işverenlerin çalışan esenliğinde üstlendikleri sorumluluğun büyüklüğünü bir kez daha ortaya koyuyor. İş yükü, performans baskısı, finansal zorluklar ve yönetici ilişkileri, stres ve tükenmişliğin en güçlü tetikleyicileri arasında geliyor. Mutluluk İndeksi bulgularına göre çalışanların mutluluk seviyesi 54,3 puanla orta düzeyde raporlandı. Araştırma süresi boyunca elde edilen sonuçlara göre her 10 çalışandan 1’i son bir ay içinde hiçbir zaman ya da neredeyse hiç bir zaman mutlu veya memnun hissetmediğini ifade ediyor.

“İş” ve “Özel” yaşam dengesindeki bozulmalar hareketsizliği artırıyor

Rapor, çalışanların yalnızca duygusal değil, fiziksel esenlik alanında da desteğe ihtiyaç duyduğunu gösteriyor. Uyku kalitesinin 50,6 ile orta, egzersiz indeksinin ise 37,1 puanla düşük seviyede kaldığı ise diğer bulgular arasında. Verilere göre katılımcıların %84’ü fiziksel ağrı yaşıyor olsa da %50’sinden fazlası hiç egzersiz yapmıyor. Meditopia verilerine göre düzenli hareket ve kaliteli uyku, genel esenlik skoruyla paralel dalgalanmalar gösteriyor. Ancak iş-özel yaşam dengesindeki zorlanmalar, çalışanların bu alanlarda sürdürülebilir bir rutin oluşturmasına engel teşkil ediyor.

“Çalışan Sağlığı ve İyi Oluş, Kurum Kültürünün Ayrılmaz Bir Parçası”

Bugün iş yaşamının profesyonel becerilerin ötesinde, duygusal dayanıklılığın da sınandığı bir alan haline geldiğini belirten Meditopia Kurucu Ortağı ve CEO’su Fatih Mustafa Çelebi verdiği demeçte;

Fatih Mustafa Çelebi, Meditopia kurucu ortağı ve CEO'su
Fatih Mustafa Çelebi, Meditopia kurucu ortağı ve CEO’su

“Çalışanlar, artan tempo ve belirsizlik içinde fiziksel sağlıklarını, sosyal ilişkilerini ve kişisel alanlarını korumakta zorlanıyor. Hızla değişen koşullar, artan belirsizlikler ve sürekli tetikte olma hali, çalışanların içsel dengesini korumasını her zamankinden daha zor hale getiriyor. Kurumların çalışanlarının iyi oluşunu stratejik bir öncelik olarak ele almadıkları sürece sürdürülebilir bir başarı inşa etmeleri ise mümkün görünmüyor. Gerçek sürdürülebilirliğin, finansal büyüme ya da operasyonel verimlilikle sınırlı kalmaması, çalışanların ruhsal dayanıklılığının, yaşam dengesi ve aidiyet duygusuyla ölçülmesi gerektiği tartışılmaz bir gerçek. Meditopia olarak, bireylerin ve kurumların ruh sağlığına dair farkındalığını artırmak, bu alanı konuşulabilir ve erişilebilir kılmak için çalışıyoruz. Geliştirdiğimiz bütüncül çözümlerle çalışanların stres, kaygı, uyku, hareket ve mutluluk gibi temel wellbeing alanlarında ihtiyaç duydukları desteğe diledikleri anda ulaşmalarını sağlıyoruz. Çünkü bizce çalışanların sağlık ve wellbeing hizmetlerine erişebiliyor olması, kurum kültürünün ayrılmaz bir parçası.”

Raporum tamamına buradan ulaşabilirsiniz.

Araç sahiplerinin ihtiyaçlarına odaklanan mobil uygulama OtoKonfor, 100 bin üyeye ulaştı

Araç sahiplerinin satış sonrası tüm ihtiyaçlarını tek platformda toplayan yerli mobil uygulama OtoKonfor, büyümesini sürdürüyor.

18 aylık AR-GE çalışması sonucunda tamamen yerli sermayeyle geliştirilen uygulama, kısa sürede 100 bini aşkın bireysel kullanıcıya ulaştı. Bireysel segmentte Vodafone, BMW Prime ve Mini Prime ile iş birlikleri sürerken; Fedex, Walt Disney, İsper, Delta Vana Otomasyon, BELBİM, Ugetam ve Ankara Sigorta gibi önemli kurumlar da OtoKonfor’un kurumsal müşteri portföyünde yer alıyor. Öte yandan kurumsal tarafta da büyümesini sürdüren mobil platform, ikinci yatırım turuna hazırlanıyor.

707 farklı yatırımcıdan güç alan yerli girişim

Yenilikçi hizmet modeliyle otomotiv sektöründe fark yaratan OtoKonfor, bugüne kadar 707 kitle fonlama yatırımcısının desteğini aldı. Bu yatırımcılar arasında Hedef Portföy Yönetim A.Ş. gibi güçlü finans kuruluşları da bulunuyor. Şirket, elde ettiği bu güven ve sermaye desteğiyle kullanıcı deneyimini güçlendirmeye, altyapısını genişletmeye ve hizmet ağını büyütmeye odaklanıyor. OtoKonfor yönetimi, 2026 yılı başlarında ikinci yatırım turuna çıkmaya hazırlanıyor.

Tüm hizmetler tek uygulamada

OtoKonfor, sürücülerin araçlarına dair ihtiyaç duyabileceği 15’ten fazla hizmeti tek uygulamada buluşturuyor. Google Play Store ve iOS App Store’dan ücretsiz indirilebilen uygulama; periyodik bakım, lastik değişimi, vale çağırma, çekici yardımı, yerinde yıkama, cam değişimi, araç alım-satım danışmanlığı, hasar onarım, kiralık araç, mini onarım, mekanik garanti sigortası, otopark ve yakıt ödeme gibi onlarca hizmete erişim imkânı sunuyor. Uygulamada tüm hizmet süreçleri dijital olarak takip edilebiliyor ve kullanıcılara güvence ile onay sistemi sağlanıyor.

“Amacımız araç sahipleri için tüm süreçleri kolaylaştırmak”

OtoKonfor genel müdürü Özgün Yalın, uygulamayla ilgili verdiği demeçte;

“OtoKonfor, yalnızca bir servis platformu değil, araç sahipliğini kolaylaştıran bir ekosistem. Kullanıcılarımız artık arıza, bakım ya da sigorta gibi süreçlerle vakit kaybetmeden tek tuşla doğru hizmete ulaşabiliyor. Bugün bireysel tarafta 100 bini aşan kullanıcıya, kurumsal alanda ise küresel markalara hizmet veriyoruz. Bu bizim için büyük bir gurur. Yeni yatırım turu ile kullanıcı deneyimini daha da kişiselleştiren, yapay zekâ destekli bir altyapı sunmayı hedefliyoruz.”

Yalın, özellikle yoğun metropol hayatında araç sahiplerinin zamandan tasarruf etmesini sağlayan çözümlere odaklandıklarını vurgulayarak, “Amacımız, kullanıcıların sadece araçlarının keyfini sürmeleri; geri kalan her şeyi biz üstleniyoruz.” ifadelerini kullandı.

Mobil oyunlar geliştiren İstanbul merkezli Pax Animi Games, 250 bin dolar yatırım aldı

Türkiye’nin teknoloji tabanlı girişimcilik ekosistemini güçlendirmeyi hedefleyen, Yapı Kredi Portföy ve Entertech İstanbul Teknokent iş birliği ile kurulan Yapı Kredi Portföy Yönetimi A.Ş. Entertech Birinci Girişim Sermayesi Yatırım Fonu, oyun teknolojileri alanında faaliyet gösteren Pax Animi Games’e 250 bin dolar yatırım yaptı.

Yapı Kredi Portföy, Entertech VC ekipleri ve Pax Animi Games arasında yapılan görüşmeler sonucunda; finansal, hukuksal ve vergisel incelemelerin tamamlanmasıyla yatırım süreci başarıyla tamamlandı.

Stratejik uyum ve teknoloji gücü

Entertech GSYF’nin oyun ve oyun teknolojileri alanındaki yatırımları, Türkiye’nin global ölçekte rekabet gücünü artırmayı hedefliyor. Pax Animi Games’in yalnızca mobil oyun üreten bir oyun şirketi olarak kalmayıp, yapay zekâ ile oyun geliştirme süreçlerine getirdiği yenilikçi yaklaşım, bu vizyonun güçlü bir örneğini oluşturuyor. Ayrıca fon; oyun, sağlık, yapay zekâ, ileri malzeme ve yaratıcı endüstriler gibi alanlarda ölçeklenebilir girişimlere yatırım yaparak sürdürülebilir bir etki yaratmayı amaçlıyor.

AI-First yaklaşımıyla yeni nesil bir oyun yayıncısı olma vizyonuna sahip olan Pax Animi, aldığı bu yatırımı Money To Billions ve Pure Farm gibi öncü oyunlarını ölçeklendirmek ve global pazarda büyümelerini hızlandırmak için kullanmayı hedefliyor.

Yatırımla ilgili açıklama yapan Entertech İstanbul Teknokent Genel Müdürü Dr. Muhammed Kasapoğlu:

“Pax Animi, yerli oyun teknolojilerinde global rekabet gücüne sahip bir ekip. Bu yatırım, oyun ekosisteminde yenilikçi teknolojilerin gelişimini destekleme hedefimizin somut bir adımı.”

Pax Animi Games, mühendislerden oluşan ekibiyle yapay zekâyı oyun geliştirme süreçlerinin merkezine yerleştiriyor. Şirketin kendi geliştirdiği Helmet SDK ve Helmet Analytics teknolojileri, oyun üretimini otomasyon seviyesine taşıyarak geliştiricilere anlık veri akışı, davranış analizleri ve optimizasyon önerileri sunuyor.

Yapı Kredi Portföy Genel Müdürü Müge Peker ise yapılan yatırımla ilgili şunları söyledi:

“Yapı Kredi Portföy olarak teknoloji tabanlı girişimlerin büyümesine ve ülkemizin yenilikçi üretim gücünün artmasını oldukça önemsiyoruz. Oyun teknolojileri gibi küresel potansiyeli yüksek alanlarda yapılan yatırımlar, ekonomik değer yaratırken aynı zamanda genç girişimcilere de ilham veriyor. Bu kapsamda, Yapı Kredi Portföy Yönetimi Entertech Birinci Girişim Sermayesi Yatırım Fonumuz ile Pax Animi Games’e yatırım yapmaktan büyük mutluluk duyuyoruz.”

Kristal Piksel video oyun ödüllerinin 2025 yılı kazanan girişimleri

Türkiye Oyun Geliştiricileri Derneği‘nin düzenlediği Kristal Piksel Video Oyun Ödülleri töreni 10 Ekim Cuma akşamı, Haliç Kongre Merkezi ana sahnesinde yapıldı. Dev bir sahnede, dev ekranlar eşliğinde ve heyecan dolu bir atmosferde gerçekleşen törende Türkiye’nin en iyi oyunları 14 kategoride yarışırken, önümüzdeki yıl boyunca çıkacak birbirinden ilgi çekici oyunların da tanıtım videoları izlendi.

Başta geliştiriciler olmak üzere oyun sektörünün her alandaki profesyonellerini ve meraklılarını buluşturan tören, sıkı oyuncuların yakından takip ettiği içerik üreticileri Beril Sergün ve Tunca Arslan’ın sunumlarıyla daha da neşeli ve heyecanlı bir havada geçti.

Bu yıl 13. kez düzenlenen ve geçtiğimiz yılın katılımını ikiye katlayarak 1000’i aşkın seyirciyi Haliç Kongre Merkezi’nde buluşturan Kristal Piksel 2025’in en başarılı oyunları, üçer ödül alan Leila ve To Pixelia oldu. Leia ödüllerini Anlatı, Ses Tasarımı ve Orijinal Müzik dallarında alırken, gecenin şampiyonu To Pixelia, büyük ödül olan En İyi Oyun’un yanı sıra En İyi İlk Oyun ve En İyi Rol Yapma Oyunu kategorilerinin de kazananı oldu.

Youtube üzerinden de canlı olarak yayınlanan Kristal Piksel’i izlemek için tıklayın:

Alışverişten fatura ödemelerine, para transferinden QR işlemlerine kadar tüm finansal işlemler için tek bir uygulama ile hayatımızı kolaylaştıran Paycell, oyun sektörüne verdiği desteği bu yıl da sürdürerek Kristal Piksel ana sponsoru olarak etkinlikteki yerini aldı. Kristal Piksel 2025’in bir diğer sponsoru, kullanımı kolay güvenlik çözümleriyle dijital hayatımızın güvenli ve gizli kalmasını sağlayan Kaspersky oldu. Oyun geliştiricilerimiz VLMedia, Loop Games ve Apps’in yanı sıra Good Games Convention da gecenin sponsorları arasındaydı.

Kristal Piksel 2025’in tüm kategorileri ve kazananları

  • Yılın Oyunu: To Pixelia – Pixeduo Studios
  • En İyi Oyun Tasarımı: Clonizer – Juicy Plume
  • En İyi Anlatı: Leila – Ubik Studios
  • En İyi Ses Tasarımı: Leila – Ubik Studios
  • En İyi Orijinal Müzik: Leila – Ubik Studios
  • En İyi Görsel Sanat Yönetimi: Rouge Loops – Fubu Games
  • En İyi İlk Oyun: To Pixelia – Pixeduo Studios
  • En İyi Mobil Oyun: Racing Kingdom – SuperGears Games
  • En İyi Aksiyon / Macera Oyunu: Holy Shoot – Tale Era Interactive
  • En İyi Rol Yapma Oyunu: To Pixelia – Pixeduo Studios
  • En İyi Bulmaca Oyunu: Andarin Weppes – Mötiv
  • En İyi Sim / Strateji Oyunu: Inn Tycoon – Evil Goose Games
  • En İyi Spor / Dövüş / Yarış Oyunu: Racing Kingdom – SuperGears Games
  • En İyi Çok Oyunculu Oyun: Liars Bar – Curve Animation

Oyun geliştiricilere adanmış üç özel gün

Türkiye İhracatçılar Meclisi ve Türkiye Innovation Week 2025 ile sağlanan işbirliği sayesinde Haliç Kongre Merkezi bu yıl ilk kez Kristal Piksel’e ev sahipliği yaptı. Organizasyon, ödül töreninin yanı sıra üç güne yayılan yan etkinlikleriyle de büyük ilgi topladı. Türkiye’nin önde gelen stüdyoları Leartes Studios, Motion Blur ve Clock Wizard’ın kıdemli isimlerinin düzenlediği Unreal Engine Masterclass, bugüne dek sektörde gerçekleşen en geniş katılımlı teknik eğitimlerden biri oldu.

Genç geliştiricilerin proje aşamasındaki oyunlarından oluşan Work-in-Progress sergisinde ise, sekiz ekip oyunlarını deneyime açarken, Kristal Piksel’e gelen kıdemli oyun geliştiricilerden de yorum alma şansı buldular. Tören öncesi TOBB Türkiye Kreatif Endüstriler Meclisi ile birlikte organize edilen panellerde hem oyunlar hem de tüm kreatif endüstriler detaylı olarak masaya yatırıldı.

Sırada Games from Türkiye desteği var

Kristal Piksel 2025, birbirinden başarılı 50 oyunun yarıştığı heyecan dolu bir sürecin ardından ödüllerin sahiplerini bulmasıyla sona erdi. Ancak organizasyonun etkisi sadece ödül töreniyle sınırlı kalmadı. Oyun geliştiricilerine doğrudan fayda sağlamayı hedefleyen bu etkinlik, bugüne kadar 172 oyunu onurlandırarak tanınmalarına katkı sundu.

Bu yıl da aday gösterilen veya seçkiye katılan tüm oyunlar, geçtiğimiz yılda olduğu gibi Games from Türkiye tarafından sağlanacak ücretsiz PR ve danışmanlık hizmetlerinden yararlanma fırsatı elde edecek. Yerel ve küresel tanıtım ile pazarlama imkanlarını en iyi şekilde kullanan stüdyolar sayesinde, Türkiye’nin oyunları için doğal bir biçimde küresel bir vitrin oluşuyor.

Ayrıca Kristal Piksel, yerli yapımların yalnızca meraklılara değil, tüm oyunculara ulaşmasını ve Türk oyun sektörünün ürettiği değerlerin geniş ekosistem tarafından fark edilip sahiplenilmesini amaçlıyor. Böylece etkinlik, Türkiye’nin oyun endüstrisini hem içeride hem de dünyada daha görünür kılmayı sürdürüyor.

Türkiye Ekonomik Etki Raporu’na göre Google’ın ekonomiye katkısı 340 milyar TL’ye ulaştı

Türkiye, dijital ekonominin birçok alanında bölgesel bir güç hâline gelirken, yapay zekâ ve dijital teknolojiler bu dönüşümün merkezine yerleşiyor. Google da bu dönüşüme, kullanıcılara, işletmelere ve kamu kurumlarına platform ve araçlarıyla yeni fırsatlar sunarak katkı sağlıyor.

Public First tarafından Google iş birliğiyle hazırlanan Türkiye Ekonomik Etki Raporu, bu katkının ekonomik büyüme üzerindeki somut etkilerini ortaya koyarken, yapay zekânın önümüzdeki yıllarda Türkiye’nin kalkınmasında üstleneceği kritik rolü vurguluyor.

Rapora göre, Türkiye’nin dijital ekosistemine yatırılan her 1 TL, ülke ekonomisine ortalama 5,6 TL geri dönüş sağlıyor. 2024 yılı itibarıyla Google’ın Arama, Ads, Haritalar, Play, Cloud ve YouTube gibi ürünlerinin Türkiye ekonomisine doğrudan katkısı 340 milyar TL (10 milyar ABD doları) seviyesinde gerçekleşti. Bu katkı, Türkiye’nin GSYİH’sinin yaklaşık %0,8’ine denk gelirken 260 binden fazla kişilik istihdamı destekliyor.

“Türkiye’nin teknolojiyi sadece kullanan değil, üreten ve yön veren bir ülke olmasına katkı sağlamayı hedefliyoruz”

Google Türkiye Ülke Direktörü Mehmet Keteloğlu raporla ilgili verdiği demeçte;

“Google olarak Türkiye’nin dijital dönüşümüne uzun vadeli bir bakışla katkı sunuyoruz. Yapay zekâ, bu dönüşümün itici gücü olmaya devam edecek. Public First tarafından hazırlanan Türkiye Ekonomik Etki Raporu da bu tabloyu açıkça ortaya koyuyor: Yapay zekâ 2035 yılına kadar Türkiye’nin GSYİH’sine yıllık %7,4’ün üzerinde katkı sağlayabilir. Bu yalnızca ekonomik büyüme açısından değil, toplumsal gelişim ve yenilikçilik açısından da önemli bir potansiyel anlamına geliyor. Rapora göre katılımcıların %73’ü Türkiye’nin bir ‘Yapay Zekâ Süper Gücü’ olmayı stratejik öncelik haline getirmesi gerektiğini belirtirken, işletmelerin %90’ı yapay zekâ araçlarının ülke ekonomisi için büyük bir fırsat sunduğunu düşünüyor. Kullanıcı tarafında da yapay zekâya hızlı bir adaptasyon gözleniyor; örneğin Google Gemini’ın günlük aktif kullanıcı sayısı 2025’in ilk yarısında iki kattan fazla arttı. Biz de Google olarak, Türkiye’nin bu dönüşüm sürecinde teknolojiyi sadece kullanan değil, üreten ve yön veren bir ülke olmasına katkı sağlamayı hedefliyoruz. Hem ekonomiye hem de topluma fayda sağlayacak teknolojileri herkes için erişilebilir hale getirmeye, Türkiye’de yapay zekâ odaklı büyümeyi destekleyecek yatırımlarımıza devam edeceğiz.”

Raporun öne çıkan verileri ve İstatistikleri

  • Google’ın Türkiye ekonomisine 2024 yılında katkısı 340 milyar TL (yaklaşık 10 milyar ABD doları) oldu.
  • Bu etki, ülkenin GSYİH’sinin %0,8’ine denk geliyor ve 260 binden fazla kişilik istihdamı destekliyor.
  • Türkiye’nin dijital ekosistemine yatırılan her 1 TL, ekonomiye ortalama 5,6 TL olarak geri dönüyor.
  • Google Arama ve Workspace, yılda 530 milyar TL verimlilik artışı potansiyeli sunuyor.
  • Google Cloud’a geçen işletmeler toplam 23 milyar TL tasarruf sağladı.
  • Google hizmetleri, kullanıcılar için yılda 1,6 trilyon TL (yaklaşık 50 milyar ABD doları) refah değeri yaratıyor.
  • Google Arama ve Ads 210 milyar TL, Haritalar 55 milyar TL, YouTube 27 milyar TL,
  • Google Play 31 milyar TL, Cloud 11 milyar TL’lik ekonomik faaliyet sağladı.
  • Android ve Google Play ekosistemi 750 milyar TL büyüklüğe ulaştı; 3 milyondan fazla kişiye istihdam yarattı.
  • Yapay zekâ, 2035 yılına kadar Türkiye’nin GSYİH’sine %7,4’ün üzerinde katkı sağlayarak ekonomiye 3,2 trilyon TL ek değer kazandırabilir.

Google ve Public First iş birliğiyle hazırlanan Türkiye Ekonomik Etki Raporu’na buradan ulaşabilirsiniz.

Yerli girişim Upsonic, 1 milyon dolar yatırım aldı

Agent framework alanında açık kaynaklı ve Agentic AI yaklaşımını benimseyen girişimlerden biriolan Upsonic, toplamda 1 milyon dolar yatırım aldı.

Daha önce açıklanan yatırım turunda; OrangeFund, Gelecek Etki Fonu, Cem Sibay, Doğan Aksoy, Tambi Jalouqa ve Taygun Alban gibi isimler yer almıştı. APY Ventures da turun bir parçası olarak katıldı. Upsonic, framework’ü içerisindeki Safety Engine özelliği,reliability-first tasarımı ve multi-model yapısı sayesinde, geliştiricilerin projelerini üretim ortamına güvenle taşımasına olanak tanıyan nadir framework’lerden biri olarak öne çıkıyor.

Upsonic, kurumların operasyonlarını akıllı otomasyon süreçleriyle daha güvenli, ölçeklenebilir ve sürdürülebilir hale getiriyor. Bu dönüşümün en belirgin şekilde hissedildiği alanlardan biri fintek şirketlerinin ve bankaların ihtiyaç duyduğu KYC, risk analizi, uyumluluk raporlama ve dolandırıcılık tespiti gibi kritik süreçleri agentic workflow’lara dönüştürürken, aynı zamanda güçlü bir agent governance altyapısı da sunuyor.

Upsonic’in geliştirdiği AgentOS, fintek ve bankalardaki agentların performansını izleyen, kalite ölçümü yapan ve ölçekleme süreçlerini otomatikleştiren bir kontrol katmanı sunuyor. Bu sayede bu firmalardaki geliştiricilerin kurum içerisindeki işleri otomatikleştirmek için kendi agent’larını kolayca oluşturabilmesini, yönetebilmesini ve ölçekleyebilmesini sağlayan açık kaynak kodlu bu platform, agent tabanlı otomasyon dönüşümünün merkezinde konumlanıyor.

“Upsonic, standartları belirleyenlerin öncüleri olacak”

Konuyla ilgili konuşan APY Ventures Fon Yöneticisi Mustafa Keçeli verdiği demeçte;

“Her dönüşüm döneminde bazı ekipler yalnızca trendi takip eder, bazıları ise standardı belirler. Bizim vizyonumuz, bu standardı şekillendiren ekiplerle büyümek. APY Ventures olarak Upsonic’in bu grubun öncülerinden biri olacağına inanıyoruz. AgentOS vizyonlarının global ölçekte güçlü bir potansiyel taşıdığını görüyor, bu yolculukta onları desteklemekten mutluluk duyuyoruz.”

Sabancı ARF’ın 4. döneminden mezun olan ve yatırım almaya hak kazanan girişimler

Sabancı Holding’in erken aşama teknoloji ticarileştirme ve yatırım odaklı Sabancı ARF (Almost Ready to Fly) Programı, 8 Ekim’de düzenlenen Sabancı ARF On Air Demo Day ile beraber 4. dönem mezunlarını verdi. Programın bu dönemki mezunlarıyla beraber ek yatırım almaya hak kazanan girişimler de belli oldu.

Sabancı ARF 4. Döneminden mezun olan girişimler

AFC Yeşil Teknolojiler: Yerli madenlerden ısı yalıtımlı, süperhidrofobik, antibakteriyel özellikli ve kendi kendini temizleyebilen hem iç hem de dış dekorasyonda kullanılabilen yenilikçi yüzey kaplama malzemeleri geliştiriyor.

Algbio: Mikroalg tabanlı yenilikçi arıtma sistemleriyle atıksu yönetimini etkin şekilde gerçekleştiriyor. Şirket, çevresel kirliliği azaltırken atık algleri biyogübre ve plastiğe dönüştürerek döngüsel ekonomiye katkı sağlıyor.

ChemCode: Gıda güvenliği ve yönetim sistemleri geliştirmek amacıyla biyoteknoloji ile bilgisayar bilimlerini birleştiriyor. Girişim, patentli teknolojisi sayesinde gıda analiz süresini 30 dakikaya kadar düşürüyor.

Kfobix: Enerji sektöründe buzlanma ve korozyon gibi kritik sorunlara karşı süperhidrofobik nanokompozit kaplama teknolojisi geliştiriyor.

Pigmentium: Fotovoltaik (PV) panellerin gece saatlerinde de elektrik üretebilmesini sağlayan kaplama çözümü geliştiriyor. Şirket, aynı malzeme yol ve şehir aydınlatmalarında da kullanılarak enerji verimliliğine katkı sağlıyor.

Omica: Geleneksel hayvan testlerine çevresel ve etik açıdan sürdürülebilir bir alternatif olarak 3D hücre kültürleri ve mikrobiyal biyoteknolojiyle cilt dokusunu birebir taklit eden test platformları geliştiriyor.

Rocycling: Endüstriyel filtrelerde kullanılan plastikleri mekanik ve kimyasal yöntemlerle geri dönüştürerek sürdürülebilir atık yönetimine katkı sağlıyor.

Seismocode: Jeotermal enerji üretimi ve doğal kaynak aramalarında mikrotremör verilerini analiz ederek en uygun sondaj noktalarını belirliyor. Böylece yanlış sondajların önüne geçilir, maliyetler azalır ve başarı oranı yükseltiliyor.

Yugen: Deri endüstrisine yönelik olarak nar kabuğundan, mekanik ve dayanım özellikleri geliştirilmiş çevre dostu biyo-deri üretimi sağlıyor.

Sabancı Holding çalışanlarından çıkan ve 4. Dönemden mezun olan kurum içi girişimler

SecwAI: Üretimsel yapay zeka araçlarının kullanımında artan siber güvenlik tehditlerine karşı veri güvenliğini ve gizliliği sağlamaya yönelik çözümler geliştiriyor.

Novium: Üretimsel yapay zeka teknolojisiyle malzeme geliştirme süreçlerini hızlandırır; şirket verilerini kullanarak malzeme özelliklerini simüle eder ve firmaya özel çözümler sunar.

CarboCycle: Sanayi sektörlerine yönelik geliştirilen çevrim içi platform ile karbon emisyonlarını sektör ve üretim kapasitesine göre analiz ediyor. Girişim, enerji tüketimine bağlı karbon salımını hesaplayarak en uygun karbon yakalama teknolojilerini öneriyor.

Next Step: İnsan hareketinden elektrik enerjisi üreterek alternatif ve sürdürülebilir bir yenilenebilir enerji kaynağı sunuyor.

Sabancı ARF’tan ek yatırım almaya hak kazanan girişimler

Dönem’le birlikte portföyde toplam 56 girişime ulaşan Sabancı ARF, 16 iç girişim projesinin 6’sının şirketleştiği ve 24 girişimin ek yatırım aldığı bilgisini paylaştı.

Sabancı ARF Lideri Yeliz Erinçkan, Sabancı ARF’den mezun olmanın girişimcilik yolunda en büyük yatırım olduğunu, program süresince tüm girişimcilerin büyüme yolunda katlanarak ilerlediğini belirterek, ek yatırım hakkı kazanan girişimleri açıkladı:

  • Yugen Company
  • Omica
  • Kfobix
  • Algbio
  • Pigmentium

Sabancı Holding Strateji ve İş Geliştirme Grup Başkanı Gökhan Eyigün ARF programı hakkında verdiği demeçte;

“Bugün burada, 4. Dönem mezunları olan 13 girişimimizin mezuniyetlerini yani kanatlanmalarını kutluyoruz. Her biri, Sabancı Topluluğu şirketleriyle PoC süreçlerine girdi, ofis desteği aldı, mentorlukla gelişti, ekosistemde kendini tanıttı ve nakdi destekle güçlendi. Sabancı ARF olarak, girişimcilik yolculuğunun sadece bir başlangıç olduğunu biliyoruz. Bu yolculukta cesaret, vizyon ve dayanıklılık kadar; doğru destek mekanizmaları da kritik. Biz bu mekanizmayı inşa etmeye devam edeceğiz. Hep birlikte, Türkiye’nin girişimcilik ekosistemini daha da ileriye taşıyacağız.”

Yerli finansal teknoloji şirketi Lidio, 4 milyonluk kullanıcı havuzuyla Lidio Pass’i duyurdu

Türkiye’nin hızla büyüyen ve dönüşen e-ticaret ekosistemine kattığı derin uzmanlık ve son teknoloji çözümleriyle bilinen Lidio, Lidio Pass ile yenilik getiriyor.

İşletmeleri 4 milyon kullanıcısıyla buluşturan Lidio Pass, kart saklamanın çok ötesine geçerek kapsayıcı bir alternatif ödeme çözümüne dönüştü. Türkiye’nin ve dünyanın en büyük işletmeleri ile çalışan Lidio, bu oyuncuların çok uzun yıllardır ödemeleri pürüzsüzleştirebilmek gayesiyle kullandığı çözümlerini tüm KOBI’lerine ve tüketicilerine sunuyor. Tek tıkla ödeme, kredi, havale/EFT ve yakında devreye girecek açık bankacılık servisleriyle Lidio, işletmelere güvenli ve hızlı bir deneyim sunuyor.

İşletmelere ödeme süreçlerinde uçtan uca avantaj sağlayan Lidio Pass’in öne çıkan özellikleri şöyle sıralanıyor: Kart saklamanın ötesinde çok kanallı ve kapsamlı yapı, hızla büyüyen bugün bile 4 milyon kullanıcılı hazır havuz, kart bilgisi girmeden hızlı, güvenli ve pürüzsüz ödeme deneyimi, abonelik, SaaS, tekrarlayan ödemeler ve çok kanallı kullanım senaryoları ve esnek iş modeleri, smart switch ile en uygun banka yönlendirmesi, AI destekli fraud önleme, kart, kredi, havale/EFT ve yakında açık bankacılık servisleri, PCI-DSS sertifikalı, kullanıcı verilerine temas etmeyen altyapı.

Lidio Kurucu Ortağı ve CEO’su Emre Güzer konuyla ilgili verdiği demeçte;

“Lidio Pass kapsamlı servisleriyle, son teknoloji altyapısıyla ve 4 milyon kullanıcıya dokunan hazır havuzuyla, artık bir kart saklama ürünü olmaktan çktı. Alanında uzman ekibimiz, katma değerli servislerimiz ve işletmelere sunduğumuz ayrıcalıklı dünyamızla Lidio Pass’in Türkiye’nin alternatif ödeme yöntemi olma yolunda hızla ilerlediğini söyleyebilirim. Lidio’da işletmelere vaadimiz yalnızca teknik kolaylık değil, aynı zamanda satış performansını artıracak gerçek bir rekabet avantajı da sunuyoruz. Tek bir ürünle birden fazla ihtiyacını karşılayabilen işletmeler, Lidio Pass çatısı altında daha düşük maliyetle daha yüksek değer elde ediyor. Bu yaklaşım önümüzdeki dönemde kredi ve açık bankacılık servislerimizin devreye girmesiyle daha da güçlenecek. Tıpkı ödeme geçidi ürünümüz olan Lidio Core gibi, Lidio Pass de her şey dahil bir bakış açısıyla tasarlandı. Birden çok ürünü ayrı ayrı satın almak yerine Lidio Pass ile hepsine daha düşük maliyetle erişim imkanı veriyoruz. Halihazırda bir kart saklama çözümüne sahip olan işletmeleri de, Lidio Pass’in çok kanallı kapsayıcı yapısıyla tanışmaya, aradaki farkı hem mali tablolarında görmeye hem de artan memnuniyet oranlarıyla müşteri sadakatini pekiştirmeye davet ediyoruz.”