egirişim’de paylaşacağım ilk dört yazıyla, yurt dışına açılarak hem daha geniş pazar imkanlarından, hem de nicelik ve nitelik olarak daha yüksek yatırım imkanlarından faydalanmak isteyen girişimciler ve şirketler için Delaware’in, Avrupa Birliği’nin, Uzak Doğu’nun ve Körfez Bölgesi’nin avantajlarını inceleyeceğim.
Amerika Birleşik Devletleri’nde (“ABD”) her eyalet, hatta county ve şehir farklı avantajları sunabildiğinden ve başka eyaletlerde ve ülkelerde iş yaparken yine Delaware’in sunduğu imkanlardan yararlanmak mümkün olduğundan, en cazibi olarak öne çıkan Delaware eyaletini ele almayı tercih ettim.
Ekonomik değerin katma değerli ileri teknolojiye ve Sanayi 4.0’a (Internet of Things) kaydığı son elli yılda, bunu gören ve bunda öncü olabilen ülkeler, ileri teknoloji girişimlerini cezbetmek için ardı ardına teşvikler ve külfetlerde muafiyetler getirmeye başladılar.
Bunun sonucu olarak üniversiteler, girişimciler, yatırımcılar ve kamu teşvik&muafiyetleri dörtgenini avantajlı mevzuatları ile tamamlayabilen ülkeler ve şehirler ilk teknoloji bölgelerini, kuluçka merkezlerini (incubators), hızlandırıcıları (accelerators) ile yeni yatırım ve finansman modellerini yaratarak zaten var olan rekabetçi avantajlarını korudular. Hukuken bu yetki bölgelerine veya ülkelere “jurisdiction” diyoruz.
Bu jurisdictions içinde dünyada da en öne çıkanı aslında yukarıda belirttiğimiz sebeplerden de farklı sebeplerle ABD’nin Delaware eyaletidir. Ticaretin ve şirketlerin merkezi olma vizyonu sayesinde 1792’de Delaware eyaleti şirketler hukukundan kaynaklı ihtilafları çözmek üzere bir ihtisas mahkemesi (Court of Chancery) ihdas etti ve ticari faaliyet merkezleri olan başta New York ve New Jersey olmak üzere Atlantik kıyısı eyaletleri şirketleri, daha sonra da özellikle eğlence sektörü ile gelişimini sürdüren başta California olmak üzere Pasifik kıysı eyaletleri şirketlerini cezbetmek için ileri görüşlü ve sözleşme serbestisi eksenli şirketler hukuku ve vergi hukuku geliştirmeye başladı.
Sadece dünyada değil, ABD’nin farklı eyaletlerinde ticari faaliyette bulunan şirketler de Delaware’i seçmekte, hatta Delaware dışındaki eyaletlerde bulunan Amerikan hukuk okulları dahi şirketler hukuku ve birleşme&devralma hukuku derslerinde Delaware hukuku öğretmektedir.
Günümüzde geldiğimiz noktada Amerika ve dünya pazarına açılmaya çalışan, Amerika ve dünya yatırımcılarından yatırım almak isteyen şirketlerin önemli bir bölümü nihayetinde Delaware’de şirket kuruyorlar. Nitekim, ABD borsalarında işlem gören şirketlerin yarısı ve Forbes 500 şirketlerinin %60’ının merkezi Delaware’de kurulu vaziyettedir.
Avantajlarıyla, dezavantajlarıyla Delaware’de şirket kurmanın sebeplerini birlikte inceleyelim.
1. Kurumsal Yapılar: Delaware daha çok ve hibrit kurumsal yapı alternatifi sunmaktadır. Kişisel gelir vergisi mükellefi olmadan şahıs şirketi modeline yakın yapı, kişisel vergilendirmeye tabi olunabilecek kurumsal yapı, bazı ortaklarının kişisel gelir vergisine tabi, bazılarının kişisel gelir vergisine tabi olmadıkları kurumsal yapı gibi “yönetici sorumluluğu, ortaklık hakları ve vergi sorumlulukları” noktasında farklılık arzeden hibrit yapılar mümkündür. Bu yapılardan hangisinin ticari faaliyetin hangi aşamasında ortaklara daha uygun olacağı spesifik duruma göre ele alınarak belirlenir. Bunlara ek olarak “estates/trusts” olarak bilinen özellikle varlık yönetimi için kullanılan vakıf yapıları ve alternatifleri de mevcuttur.
2. Hukuk Sistemi ve İhtilaf Çözümleme Sofistikasyonu: Yukarıda değindiğimiz üzere başta Delaware Genel Şirketler Kanunu isimli ana mevzuat olmak üzere, şirketler hukukunu, ortaklık ilişkilerini, yönetici sorumluluklarını, imtiyaz haklarını düzenleyen mevzuat ABD içinde de en ileri ve esnek mevzuatlardan biri olarak gösterilir. Buna yüz yılı aşkın zamandır söz konusu hukuku ihtisas mahkemesi olarak uygulayan Court of Chancery’nin uzmanlığı, hızı ve verimliliği eklenince Delaware hukuk sistemi açısından da cazip bir jurisdiction olarak öne çıkar.
3. Mahremiyet ve Bürokratik Kolaylıklar: Özellikle asıl anonim ortaklık yapısında, Türkçe ifadesinde tam olarak anlamını bulduğu üzere Delaware’de ortakların kimler olduğu ticaret sicil kaydında gösterilmez. Bu durum bir çok açıdan bazı sebeplerle tercih sebebi olur. Delaware’de kanun koyucu (state legislature) ve bürokrasi, mevzuatı, düzenlemeleri ve uygulamayı güncel ticaret hayatın ihtiyaçlarına uygun ve şirketler için cazip kılabilmek için çaba sarfetmeye devam etmektedir.
4. Vergi Avantajları: Her ne kadar tabi olunan vergiler ve bunların oranları bir çok farklı parametreye göre değişiklik arz etse ve bunların her bir durum için özel olarak alınması elzem olsa da, Delaware belli ölçeğin üzerinde ticari faaliyetler için bazı avantajlar sağlamaktadır. Bunlara genel olarak bazı örnekleri şu şekilde verebiliriz: Holding şirketlerin, sabit, yani gelir dönemleri belli ve miktarları öngörülebilir olan yatırım ve ortaklık (temettü) gelirleri, hisse devirlerinden elde edilen gelirlere, hisselerin miras yoluyla intikaline, marka ve telif haklarından elde edilen royalty gelirlerine vergi uygulanmamaktadır. Franchise tax denen bir eyalette kurulmuş olmak itibarı ile ödenmesi gereken vergi miktarı çok düşüktür.
5. İmtiyaz Hakları ve Yatırımcıların Tercihi: Girişim sermayeleri ve melek yatırımcıların çoğu, özellikle ABD merkezli olanlar ile, yatırım bankaları, yukarıda saydığımız sebeplere ek olarak özellikle esnek imtiyazlarla donatılmış hisse grupları oluşturulabilmesi ve bunlardan kaynaklanabilecek ihtilafların adil ve hızlı çözülebileceğine olan itimat sebebiyle Delaware’i tercih etmektedir.
Bu sebeplerle, Türkiye’de veya bir başka ülke veya eyallette ticare faaliyetinizi sürdürerek ar-ge, teknopark ve sair muafiyet ve teşviklerden faydalanmak isteseniz bile, yabancı pazarlara ve yatırımcılara erişim ve rekabet amacıyla Delaware önemli bir cazibe merkezi olmaya devam etmektedir.