James Webb Uzay Teleskobu, ana asteroit kuşağındaki bir kuyruklu yıldızın etrafındaki ilk su buharı örneğini buldu. Bu keşif, bilim adamlarının güneş sistemindeki su buzunun dağılımı hakkındaki önceki varsayımlarına meydan okuyor ve bu gök cisimlerinin doğası hakkında merak uyandıran soruları gündeme getiriyor.
Yıllar boyunca araştırmacılar, kuyruklu yıldızların, donmuş maddeleri sürdürmek için Güneş’ten yeterince uzak olan Kuiper Kuşağı veya Oort Bulutu’nda bulunduklarında ağırlıklı olarak su buzu içereceğini tahmin ettiler. Bununla birlikte, yakın zamanda bir ana kuşak kuyruklu yıldızının etrafındaki su buharının gözlemlenmesi, bilim camiasını hayrete düşürdü.
James Webb Uzay Teleskobu tarafından mümkün kılınan bu buluş, ana asteroit kuşağındaki kuyruklu yıldızların gerçekten de su buzu koruyabileceğine dair somut kanıtlar sağlıyor. Su buharının saptanması hayret verici bir başarı olsa da gözlenen Read adlı kuyruklu yıldızda karbondioksit (CO2) bulunmaması bilim insanlarına yeni bir bilmece sunuyor.
Tipik olarak CO2, kuyruklu yıldızlardaki potansiyel olarak buharlaşan malzemenin yaklaşık yüzde 10’unu oluşturuyor. Ancak Webb’in cihazları Read’de herhangi bir CO2 izine rastlamadı. Araştırmacılar iki olasılık öne sürüyorlar: ya CO2 milyarlarca yılda dağıldı ya da Read, Güneş Sisteminin CO2’nin olmadığı benzersiz bir bölgesinde oluştu.
Ana kuşak kuyruklu yıldız olarak sınıflandırılan öncü cisimlerden biri olan Read, bu sınıflandırmanın oluşturulmasında çok önemli bir rol oynadı. Şimdiye kadar, ana kuşak kuyruklu yıldızların incelenmesi, onları ayrıntılı olarak inceleyebilecek enstrümantasyon eksikliği nedeniyle sınırlıydı. James Webb Uzay Teleskobu‘nun güçlü yetenekleri sonunda araştırmacıların bu büyüleyici kuyruklu yıldızların gizemlerini daha derine inmelerini sağladı.
Read’in karbondioksit eksikliğinin keşfedilmesi merak uyandıran sorular ortaya çıkarsa da, bu özelliğin Read’e özel mi yoksa ana kuşak kuyruklu yıldızları arasında yaygın mı olduğunu belirlemek için daha fazla gözlem gerekiyor. Her iki durumda da araştırma ekibinin bir üyesi olan Stefanie Milam, Read gibi kuyruklu yıldızlar hakkında daha derin içgörüler elde etmek için bir örnek toplama görevi öneriyor.
Böyle bir görev, Güneş’ten oldukça uzak olan uzak Kuiper Kuşağı’nı veya Oort Bulutu’nu keşfetmekten çok daha uygun oluyor. Su bulunması dahilinde dünya dışı yaşam için umudun daha da artacağı ve insanlık için önemli bir adım doğacağı düşünülüyor.