Koç Üniversitesi tarafından oluşturulan bir araştırma ekibi, et, tavuk ve balık gibi protein açısından zengin gıdaların tazeliğini gerçek zamanlı olarak takip edebilen ve verileri akıllı telefonunuza gönderebilen küçük bir sensör geliştirdi. Cihaz, gıda tazeliğini izleme ve yönetme şeklimizde devrim yaratma potansiyeline sahip oluyor.
Ekonomik ve çevresel maliyetlerin yanı sıra gıda israfı da sağlık açısından risk oluşturuyor. Gıda bozulduğunda, gıda zehirlenmesine neden olabilecek zararlı bakteriler üretebiliyor. Gıda zehirlenmesi, mide bulantısı, kusma, ishal ve diğer semptomların ortaya çıkmasıyla yaşamı kötü etkiliyor. Bazı durumlarda, gıda zehirlenmesinin ölümcül olduğu da söyleniyor. Yiyeceklerin ne zaman bozulduğunu anlamak her zaman kolay bir şekilde görülmüyor. Et ve kümes hayvanları gibi bazı yiyecekler, zararlı bakterilerle kontamine olduklarında bile güzel görünüp güzel kokabiliyor.
Şimdiye kadar sıradan insanların yiyeceklerin çürümesini tespit etmesi oldukça zordu. Ancak Koç Üniversitesi‘ndeki araştırmacılar tarafından geliştirilen yeni bir sensör, herkesin işini kolaylaştırıyor. Sensör küçüktür ve uygun fiyatlı olması planlanmıştır ve herhangi bir gıda kabına takılabiliyor. Sensör, yiyeceğin bozulmaya başladığını algıladığında akıllı telefonunuza bir bildirim gönderiyor. Bu şekilde yiyeceklerin ne zaman yenmesi güvenli olmadığını her zaman bilebilmeniz sağlanıyor.
Araştırmacı ekibinde Dr. Emin İstif (Kadir Has Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü) ve Koç Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü’nden Dr. Öğr. Üyesi Levent Beker ve Kimya Bölümü’nden Prof. Dr. İskender Yılgör ve Dr. Emel Yılgör ile Texas A&M Üniversitesi’nden Dr. Öğr. Üyesi Hatice Ceylan Koydemir bulunuyor.
Araştırmacılar, cihazın gerçek dünyadaki uygulamasını göstermek için sensörlerini paketlenmiş tavuk göğsü ve kaburga biftekte test ettiler. Et örnekleri farklı koşullarda saklandı: derin dondurucuda, buzdolabında ve oda sıcaklığında. Üç gün boyunca, oda sıcaklığındaki numuneleri izleyen sensörün kapasitansı yükseldi ve bu, bozulan etten biyojenik aminlerin salındığını gösterdi. Bu da araştırmacıların, sensörün bozulmayı verimli bir şekilde tespit ettiğini gösterdiğini söylüyor.
Konuyla ilgili araştırmacılar, şu sözleri kullandı:
“Sensörün gerçek hayattaki bir uygulamasını göstermek için çeşitli saklama koşullarında saklanan tavuk ve sığır eti örneklerini kullanarak sensörü test ettik. Sensör güvenilir bir performans sergiledi. Öyle ki, bir cep telefonu kullanılarak yapılan anlık sensör okumalarıyla üç günlük ölçüm sırasında gıdaların bozulması tahmin edildi. Üçüncü gün, oda sıcaklığında saklanan numuneler, bir dondurucuda saklanan numunelere kıyasla sensör yanıtında %700’lük bir değişiklik gösterdi. Bu değişim de sensörün bozulma tespiti için çalıştığını kanıtlıyor.”
Yeni sensör henüz geliştirmenin ilk aşamalarında olsa da gıdaların tazeliğini izleme ve yönetme şeklimizde devrim yaratma potansiyeli bulunuyor. Sensör başarılı olursa, dünya çapında gıda israfını azaltmaya ve gıda güvenliğini iyileştirmeye yardımcı olma ihtimali yüksek görünüyor.